the blacklist 1

RAYMOND “Red” REDDINGTON  dünyanın en çok aranan suçlular listesinde ön sıralardadır.

Bir gün FBI merkezine son derece rahat tavırlar içinde girer, dizlerinin üstüne çöker ve ellerini ensesinde birleştirerek teslim olur.
Tanışma faslı diyalogları mealen şöyledir:

“Ben FBI’ın en çok aradığı dördüncü  kişiyim. Elimde bir liste var. Bu listede  adını sanını hiç duymadığınız suçlular var. Ama bildiklerinizden çok daha tehlikeliler, yakalanmaları ve yok edilmeleri de çok güç. Şimdi size bu listedekilerden birini yakalatacağım, karşılığında da ben ne istersem yapacaksınız… Alem buysa Kral benim üleyn!… “

Her şeyi eline yüzüne bulaştırıp sonra da ‘Cafer bez getir’ moduna  girmekten yorulmayan  FBI, denize düşen yılana sarılır hesabı onunla işbirliği yapmayı kerhen kabul eder. Red’in üzerinde pazarlık konusu olmayan ilginç bir isteği daha vardır. FBI ajanı ELIZABETH KEEN (Megan Boone) ile çalışmak istemektedir. O gelmeden kimseye ne bilgi verecek, ne de işbirliği yapacaktır.

red

Red Reddington (James Spader), çok zeki, gizemli ve enteresan bir karakter. James Spader  olgun, karizmatik ve bilge bir suçlu rolünü muhteşem oynuyor. Kendisinin ne kadar etkili ve başarılı bir karakter oyuncusu olduğunu, sadık izleyicileri en son Boston Legal dizisinden anımsayacaklardır. 2004 yılında  The Practice ve 2005 yılında Boston Legal’daki oyuculuğu ile Emmy ödülü alan oyuncu “Cami yıkılmış, mihrabı yerinde kalmış” dedikleri cinsten.

uploaded_file20130923-9796-83sqey-

Elizabeth Keen (Megan Boone) ise FBI’ın çaylak ama gelecek vaat eden bir ajanıdır. Düzenli, sakin bir evliliği var. Kocası mülayim, sevecen, yakışıklı bir 4. sınıf öğretmeni. Lizzy karakteri ayrıyetten ‘İnanma’ konusunda gerçekten akıl almaz  çelişkilere sahip:

1-) Red’in birçok defa tekrarladığı imalarına rağmen babası olabileceği şüphesi kendisinde her nedense bir türlü uyanmaz. 10. bölümün sonunda ancak…
2-) İlk kez tanıştığı Red’e sabıkalı siciline rağmen şıp diye inanıyor ama Red’in kocasının ajan olduğu
yönündeki uyarılarına  kulak asmayıp kocasının temiz ve masum olduğuna inanabiliyor.

Senaryo bakımından klişe ve basit  olsa da kalitesiz denilemez. Beklentilerinizi yüksek tutarak izlemeye başladığınızda birkaç bölüm sonrası gerçekten klişe gelebiliyor insana.
Kuzuların Sessizliği’’nden esintiler olsa da White Collar‘dan da çokça öykülenmeler var gibi geldi bana.  Red dediğini yapar ve listesindeki ilk suçluyu yakalatır. Her bölümde bir suçlu daha, bir suçlu daha yakalatır ve sonunda her isteği yerine getirilen bir konuma gelir; dokunulmazlık kazanır.

Red-and-Lizzy-the-blacklist-35814753-1600-1200

’BÖLÜMLÜK DİZİLER’in  en büyük açmazı kendilerine ‘Ana bir Tema’ seçmeme aymazlığından kaynaklanıyor. Eğer ‘Ana Konu’yu oluşturup onun etrafında değişik varyasyonlar ve atraksiyonlarla senaryoyu güçlendiremezseniz dizinizin ömrü kısa olur. Uzun soluklu dizilerden olan ‘The Mentalist‘te ‘Red John’ olayı vardı. Person of Interest dizisi, yaptığı hatanın kısa sürede farkına varıp bölümlerini ‘machine’ in (makinenin) gizemi üzerinde işlemeye başlayınca son yılların en beğenilen ve kaliteli dizilerinden oluverdi. The Blacklist’in de son bölümde ağırlığı ‘Reddington’ın öyküsü’ne verip ilgi ve merak katsayısını yükselttiğine tanık olduk ve bu duruma sevindik.

Dizi kaç bölüm gider? Merak ve belirsizliğine  ışık tutması açısından bir küçük bilgiyi burada paylaşmak isterim: Kara Liste’deki adamların en sonuncusunun  isminin yanında  109 yazıyordu. Buradan yola çıkarak her bölümde bir adet suçlunun yakalandığını da dikkate alırsak dizi için en fazla 109 bölüm çekilir diyebiliriz. Ancak 9.bölüm dizinin kırılma noktası olabilir. Çünkü bu bölüm gerçekten çok güzeldi. Dizinin kalitesini aldı yukarılara götürdü.

(1.sezon 6 .bölümde Türk elçiliği’nde çalışan adamın telefonunun çakma IPhone 5 olduğu da dikkatlerden kaçmamıştır. Bakınız)

Senaristlerin her bölümün  bitimine, izleyenlerde bir sonraki bölüm için merak uyandıran sahnelerle bitirme gibi alışkanlıkları var. Dizinin 9. bölüm sonu da bu türden  ilginç  ve izlenesi bir sahneyle bitiyor. Müslüman Dembe ölmek üzeredir ve RED başucunda durmaktadır. Bu bölüm hakkında…

kul hüvallahü ehad Allah-üs-samed lem yelid ve lem yûled ve lem ye küllahu küfüven ehad.” (İhlas Suresi)

…deyip yorumu izleyicilerin takdirine  bırakıyorum.

Bu arada eski dostları, yan 1.sezon 5.bölümde “T-bag” (Prison Break), 7.bölümde Robert Sean Leonard (House M.D.) ve David Zayas (Dexter) ’ı da görebilirsiniz.
Şimdilik 13 Ocak’a  kadar ara vermiş ve  2. sezon onayı almış bir dizidir.
İyi seyirler…