Sweetpea – Tanıtım
6 yorum pirate 14 Ekim 2024 09:52
Sky Atlantic’in yeni dizisi Sweetpea, 10 Ekim’de görücüye çıktı. 6 bölümden oluşan tüm sezon aynı gün internet üzerinden izleyiciyle buluştu. Dizinin bölüm süreleri 41-50 dakika uzunluğunda.
Kara komedi olarak lanse ediliyor dizinin türü ama draması çok daha ağır basanından diyebiliriz. Dizinin ABD ve Kanada’daki yayıncısı Starz bu arada. Aynı gün ilk bölümü yayınlayan Starz, haftalık olarak yayınlamaya devam edecek diziyi.
CJ Skuse‘nin 2017 yılında yayımlanan aynı isimli kitabından uyarlanmış dizi. Çok geçmeden bir roman serisine dönüştürmüş CJ Skuse bu hikayeyi. 2018 yılında In Bloom isimli 2. kitap yayınlanmış. 2021’de yayımlanan Dead Head isimli 3. kitapla devamı gelmiş. Thorn In My Side isimli 4. kitap ise 2023 yılında yayımlanmış.
Uyarlamanın başındaki isim Kirstie Swain. Ona yapımcı koltuğunda Zorana Piggott, Thomas Dixon, Helen Gregory, Ella Jones, Krissie Ducker, Simon Gillis ve Ella Purnell gibi isimler eşlik etmişler. Ella Jones, aynı zamanda dizinin yönetmeni konumunda.
Rhiannon Lewis isimli genç bir kadın var hikayemizin merkezinde. Yerel bir gazetede resepsiyonist olarak çalışmakta. Bir gazeteci olmak istiyor aslında ama patronu ona bu şansı vermemiş şu ana kadar. Genel olarak insanlara sesini duyurabilen, hakkını güçlü bir şekilde arayabilen biri olamamış tüm hayatı boyunca Rhiannon Lewis. İnsanlar ona saygı göstermemişler, onu eziklemişler her daim.
Bir sosyal hayatı ya da arkadaş çevresi yok Rhiannon’un. Aile konusu da sıkıntılı. Annesi onları çok küçükken terk etmiş. Pek yakın bir ilişkisinin olmadığı, hatta ona saygı ve sevgi kırıntısı bile göstermediği görülen ablası yurt dışında yaşamakta. Tek yakınları birlikte yaşadığı hasta babası ve Chihuahua cinsi köpeği. Onlar da peşi sıra ölünce Rhiannon duygusal açıdan büyük bir kara deliğe girecek. Yıllardır içinde biriktirdiği patlamaya hazır öfkesi onu dürtmeye başlayacak. Ve çok geçmeden de ilk cinayetini işleyecek.
Rhiannon Lewis karakterinde Sweetbitter, Ordeal by Innocence, Fallout ve Yellowjackets gibi dizilerle tanınan Ella Purnell‘i izleme fırsatı yakalıyoruz.
Mood dizisinden hatırlanabilecek Nicôle Lecky, Rhiannon’a lise yıllarında sinirden kendi saçlarını tek tek yolduran zorbası Julia karakterine hayat vermekte. İyi bir hayat sürmeye devam ediyor Julia. Lisedeki arkadaşları halen çevresinde. Dışarıdan mutlu görünen bir evliliği var. Ayrıca yüzü şehirdeki bilboardları süsleyen başarılı bir emlakçı kendisi. Rhiannon, Julia’yı yıllar sonra babasının cenazesinde görecek. Biraz Julia’nın üstten bakan soğuk tavırları biraz da düşüncesizliği tavan noktadaki ablasının da katkısıyla Julia’ya olan öfkesi tazeleniverecek Rhiannon’un. Öldürmek istediği kişiler listesinde de 1 numaraya onu koyacak.
Plebs, Big Boys ve Smothered gibi dizilerle tanınan Jon Pointing‘i Craig rolüyle izliyoruz. Rhiannon’un babasının küçük çaplı inşaat, tamirat ve marangozluk işleri yapan bir dükkanı varmış. Craig de onun yanında çalışmaktaymış. Rhiannon’un babası öldükten sonra dükkanı devralmak isteyecek Craig. Rhiannon ve Craig daha önce 1 kez takılmışlar anladığımız kadarıyla. Craig sonrasında arayıp sormamış, görmezden gelmiş Rhiannon’u. Rhiannon ise onu hala arzulamakta.
Ted Lasso, The Smoking Room ve Downton Abbey gibi dizilerden anımsanabilecek Jeremy Swift, Rhiannon’un gazetedeki patronu Norman rolünü canlandırmakta. Hiç ciddiye almıyor Rhiannon’u Norman. Ona montu için askılık muamelesi çekiyor. Yeni yazarlık işi için onu reddedip başka birini işe alacak. Ofiste Rhiannon’a ‘Sweetpea’ şeklinde seslenmekte Norman. Dizimizin adı da buradan gelmekte.
Calam Lynch, Rhiannon’un elinden yukarıda sözünü ettiğimiz yazarlık işini kapan AJ karakterine hayat veriyor. Kibar ve düşünceli bir adam AJ. Çok geçmeden de Rhiannon’dan hoşlanmaya başlayacak.
Dustin Demri-Burns, gazetede yazarlık yapan Jeff rolüyle karşımıza çıkmakta. Rhiannon onu ukala ve sinir bozucu bulmakta.
Dino Kelly, Julia’nın kocası Marcus rolünü canlandırmakta.
Leah Harvey, polis merkezinde çaylak dedektif olarak görev yapmakta olan Marina rolüne hayat vermekte.
The Musketeers dizisinden anımsanabilecek Alexandra Dowling de Rhiannon’un ablası Seren rolüyle karşımıza çıkmakta. Tam bir duygusuz yaratık. Daha cenaze töreni sırasında Julia’yla konuşup Rhiannon’un yaşadığı baba evini satması konusunda ona direktif verecek.
Diziyi izleyip bitirdim ve de yeterli buldum. 2. bölüm dışında aman aman düştüğü bir bölüm olmadı. Ella Purnell de başrolde iyi bir iş çıkardı. Ucu açık bitti bu arada. 3 kitap daha olduğu için yeterince malzeme vardır elbet ellerinde. Yeterli miktarda izlenilip konuşulur ise 2. sezon onayı alacaktır illaki. Umarım alır da.
Diziyle ilgili daha önce şu yazının altında yorum yapılmaktaydı.
yorumlar
Diziyi bitirdim.
Güzel bir sezondu ve diziydi. Sonu da çok pis yerde bitti, umarım 2. sezon gelir. Tavsiyedir. Bu yılın iyi dizilerinden bence.
Diziyle/sezonla şimdilik tek derdim Rhiannon’ın ani kararlarla, tak diye “iş” yapması. Dolayısıyla polisi ne derece aptal yerine koyacaklar onu merak eder oldum. Yoksa o delirme halini az çok anlıyorum ve destekliyorum ^.^
Ella Purnell ve Jon Pointing’e sevgiler.
İlk 3 bölümü izledim ama 4. bölümü ve devamını izleyesim yok. Yanlış anlaşılmasın dizi kötü değil hatta oyuncuları da beğendim ama işte giremedim dizinin içine. Beklentim farklıydı belki de ondandır. Ben biraz daha karanlık bir hikaye bekliyordum. Keza ana karakteri de öyle. Kitabı okumadım, orada karakterin ve hikayenin gidişatı nasıldır bilmiyorum.
Normal şartlarda izlenecek ve tavsiye edilecek bir dizi olabilir belki ama bana göre değil.
Bende ilk 2 bölümü izleyip bıraktım. Valla bana göre dizi kötü, hatta bana Yellowjacket spin-off havası hissettirdi yani orada gerçekleştiremediklerini bu dizide yapmış gibi oldu.
Dizinin diğer sevmediğim yanı mantıksal hatası ”Hayalet” lakabı yani kimsenin seni görmemesi boyunun kısa olması, vücut gelişim gösterilmemesi şeklinde göründü. Olay silsilesi de bu açıdan devam etti kimse seni görmüyor hayatta bir hayaletsinden ziyade vücutsal sorun. Diğer karkaterler hayvan gibi gelişirken bizim kızımızın gençlik hali ile şimdiki hali arasında 5-10 yaş fark varmış gibi görünmesi diziye olan odağımı kaybettirdi.
İzleyenlere kolay gelsin benden pas
Valla ben çerezlik olarak keyifli buldum diziyi ama Rihannon’ın lisedeki hali hiç benzememiş. Sünepeliği filan yer yer doz olarak fazla kaçıp sinir edebiliyor bir de. @aytackara’ya tak diye ‘iş yapması’ kısmında katılıyorum.
O rehin aldığı kızı öldürmemesi de olmadı sanki… Daha olmayan ise kızın ölüme bu denli yakınken fazla sakin ve tahrik edici konuşması…
Eksiklikleri olsa da ben güzel buldum diziyi, bakalım tünelin ucu nereye çıkacak.
Sevdim ama gözüme takılan şeyler de var. Ben biraz daha Dexter-vari bir şey bekliyordum. Plansız, anlık kararlarla iş yapması da ister istemez battı.
Kadrosu iyiydi. Sezonu kısa sürdü, iyi oldu. Sezon finali çok pis yerde bitti, iptal olmasa bari.
Gözüme asıl takılan çevresindekilerden nefret ettiğini söyleyip alakasız kişileri (haklı olsa dahi) öldürmesi gerçi. Lisedeki zorbası, Craig, kız kardeşi, patronu ve daha fazlası… Dedektifi saymıyorum, böylece dikkatlerin üzerinde toplanması için ciddi sebep olmadı tabii.
Çevresinden öldürdüğü ilk kişi ise A.J. oldu Keşke salağa yatsaydı o da.