That ’70s Show – tanıtım
44 yorum yunus93 31 Temmuz 2009 16:25
that ’70s show
That ’70s Show, 70’li yılların Amerikan kültürünü anlatan, sosyal, politik ve teknolojik gelişmelere değinen, bir grup gencin komik maceralarını ve bodrum diyaloglarını oldukça komik bir şekilde aktaran Amerikan yapımı bir dizi.Dizinin en öne çıkan olaylarından biri bodrumda geçiyor: Yuvarlak bir masa etrafında dönen bol dumanlı muhabbetler. Bir diğer değinilmesi gereken nokta ise hayal sahneleri. Karakterlerimizin kurduğu hayaller oldukça eğlenceli sahneleri beraberinde getiriyor.8 sezondan oluşan dizi, birçok isimsiz oyuncunun ünlenmesine yardımcı olmuş. ABD’de 1998-2006 yılları arasında yayınlanmış. Başrollerinde Ashton Kutcher, Topher Grace, Mila Kunis ve Laura Prepon gibi isimler yer almış.
Dizi, Wisconsin eyaletindeki hayali Point Place kasabasında geçmekte. Dizi daha önce Tv8 kanalında Türkçe altyazı ve Türkçe dublajlı olarak yayınlanmış, şu anda ise Comedy Smart kanalında Türkçe altyazılı olarak yayınlanmakta.
that ’70s show
İşte karakterler:Eric Forman: Grubun elebaşıdır. Sıska bir yapısı vardır. Star Wars hayranıdır. Jest ve mimik konusunda oldukça başarılıdır. Ancak dizinin son sezonunda, Topher Grace’in Spider Man 3 filmi çekimleri sebebiyle kendisini göremeyiz. bknz: venomRed Forman: Eric’in babasıdır. Kore Savaşı’na katılmıştır. Biraz agresiftir, yeri gelir evde fırtınalar koparır ama karısının yola getirmesiyle durulur. Her hali çok komiktir.Kitty Forman: Eric’in annesidir. Çocuklarını çok seven bir hemşiredir. Ailede düzeni sağlayan kişidir. Zorda kaldığında biraz içici olduğu söylenebilir. Çok komik bir gülüşü vardır ve dizinin ağır toplarından biridir.Michael Kelso: Zeka seviyesi biraz düşüktür. Fakat oldukça komiktir. Hayali astronot olmaktadır. Yakışıklıdır ve kendisi de bunun farkındadır.Steven Hyde: Eric’in yakın arkadaşıdır. Annesi tarafından terk edilince Formanlar’ın yanına yerleşir. İnce bir mizah anlayışı vardır. Dizinin vazgeçilmez karakterlerinden biridir.Fez: Gerçek adı bu değildir. Nereli olduğu tam bilinmemektedir. Zaten “fez” de “foreign exchange student” kelimelerinin biraz deforme olmuş kısaltmasıdır. Kadınlara çok düşkündür, şekeri çok sever.Donna: Eric’in sevgilisidir. Formanlar’ın komşusu olan Pinciotti çiftinin tek kızıdır. Dizinin en ağırbaşlı karakteri denebilir kendisi için.Jackie: Zengindir, güzeldir, kısa boylu ve sevimlidir. Şımarık haliyle karakter olarak hayli farklı olsa da Donna ile yakın arkadaştır.Bob: Formanlar’ın komşusu, Donna’nın babasıdır. Red’den sürekli hakaret işitmeye alışıktır.lauri: forman çiftinin kızıdır. eric’le arası pek iyi değildir. dizinin en öne çıkan karakteri olduğu söylenemez. iki ayrı oyuncu tarafından canlandırılmıştır.



yorumlar
çok kötü oldu. Final bölümü güzeldi.
hayranı olduğum bir yapım, tüm sezonlarını izledim.. donna’nın hayranıyız icabında
ayrıca o zamanın duygusunu yansıtma bakımındna oldukça başarılı… ha bir de fez’in disco dansı yaptığı sahneler inanılmaz komiktir…
-this is disco music fez..
-noooğ this is samba
kesinlikle ben de büyük hayranıyım dizinin. fez’in bir sohbeti noktalayıp mekandan ayrılırken “good day” demesi, başkasının onun üzerine bir şey söyleyecek olup fez’in kararlı bir sesle “i said good day” demesi epey zaman eğlendirmiştir bizi. hayran olunacak çok yanı var bence that 70’s’in. tavsiye ederim.
final bölümü ağlatır yahu
es geçmemek gerek…
açık ara en çok sevdiğim dizi. 8 sezon üstüste izleyince, dzi bittiğinde resmen en yakın arkadaşlarımı kaybetmiş gibi hissetmiştim. hala izlemeyenler için comedy smart ta veriliyor dizi dublajsız altyazılı olarak dublajsız diyorum zira bu nokta önemli, vakti zamanında tv 8 di sanıyorum dublajlı vermeye başlamıştı diziyi aman diyeyim; orjinalini izleyin asıl tadı konuşmalarda
ben de bir that 7os show tanıtımı yazmayı düşünüyordum ama benden önce davrananlar olmuş. Zaten benim ki çok daha kişisel olrudu herhalde.
5. sezondan itibaren bolumlerini 70’lere damgasini vuran gruplarin sarkilarindan esinlendirerek adlandırılıyor, 5. sezonda led zeppelin, 6. sezonda the who , 7.sezonda rolling stones ve 8.sezonda ise Quenn sarkilari esin kaynagi olmus.
süper bir dizi..
yıllar önce tv8’de her akşam üstü izlerdim çok güzel bir sitcom gerçekten. Friends , how i met your mother , the big bang theory gibi kızlı erkekli arkadaş ortamı sitcomu sevenler için harika bir tercih olur.
Diziyi seyretmediğim için ne kadar önemli bir karakteri canlandırdığını bilmiyorum. Sevenlerinin başı sağolsun.
RIP
4. sezonunu bitirmiş olarak, bence diğer sitcomların bir kaç tık altında ama arkadaşlık dizilerini sevenler için güzel bir alternatif olduğunu düşünüyorum. Dizide en çok güldüğümde Eric’in ailesi. İlk 3 sezon daha iyiydi 4’ün başları biraz sıksa da sonradan toparladı. Dizinin sezonları da çok uzun 27-29 bölüm falan.
2 sene önce tüm sezonlarını edindiydim. hatta 6 bölüm de izlediydim ama sonrasında yerim olmadığından bir şeyler silmem gerekmişti ve ben de bunu silmiştim. beraberinde sildiğim two guys and a girl and a pizza place ile birlikte sık sık aklıma gelir. bir daha da tekrar başlayasım hiç gelmedi ikisine de.
@ozgun14 Ben bunu bitirip ona başlamayı düşünüyorum. Friends’i Hımym sevdiğine göre bunu da seversin hatta belki onlar kadar da sevebilirsin. Ben bun da kadın karakter sevemedim ondan sorun oldu. Friends’de en sevdiği karakter Monica olan biriyim sonuçta.
Bu benim de aklımda, Two Guys a Girl and a Pizza Place’in de ilk sezon ve ikinci sezon yarısını izledim; ama dünya da ingilizce altyazısı bile olmadığından öyle kaldı ve aklıma geldikçe, ingilizce altyazısı olmamasına söver dururum. Çok güzel dizi Two Guys and a Girl. Madem bu da güzel, altyazı durumu da fena değil yukarılara çekim ben bunu.
Two Guys a Girl and a Pizza Place’in ben alt yazısı var sanıyordum. 70’e başla kesin seversin, hızlı da ilerliyorum ben elime eski komedi dizisi kalmadı diye yavaştan aldım.
@mertkytrk: Eğer durum değişmediyse dünyada o diziyle ilgili en çok olan dil Türkçe, başka dillerden daha fazla altyazısı var ama o da sadece ilk sezon ve 2. sezonun ilk iki bölümü, eğer ben bakmadığım sürede değişmediyse, durum böyle. Kalan bölümlerin İngilizce altyazısı bile yoktu.
Sonrada ek: Ne yazık ki değişmemiş. Çok şey kaçırıyorum bu altyazı muhabbetinden. Arada bir kaç bölüm altyazısız izledim. Anlaşılıyor; ancak kaçan espriler oluyor arada ne yazık ki.
https://twitter.com/eonline/status/635580770275459072
Bildiğin çocuklar burada.

Daha yakınlarda bitirdim tüm bölümleri. Çok eğlenceli, klasik sitkom kurallarıyla güzel bir dizi That 70s Show. Benim efsanelerim, en iyilerim arasına girmez; ama çok komedi izleyen her bireye bir bak derim gönül rahatlığıyla. Ha bu arada ilerledikçe açılıyor her komedi gibi. Alışmak lazım biraz.
Yalnız bu efsane kadronun oyunculuklar çöp bana kalırsa.
Özellikle Mila Kunis; bu diziden sonra bu başarı helal olsun vallahi. Hem karakter ofsayt hem oyunculuk.
Ama bu yanlış anlaşılmasın ki itici ve soğutuyor. Gayet güzel gidiyor absürtlüğünde dizinin.
diziden çıktılar, ben dizi daha da berbatlaşacak derken benim için tekrar yükselişe geçti. 8. sezonu da gerçekten beğendim. Dizi iki ana karakterini kaybetti ama ben o iki karakteri de pek umursamıyordum açıkçası.
Kısacası dizi bir ara düşüşe geçti ama güzel bir kapanış yaptı. Gözü kapalı önermem; beğenen de çıkar kesin çünkü komedi anlayışını ben pek sevmiyorum ama bu türün seveni de çok.
The Ranch setinde The 70’s Show buluşması
Tanya Roberts, ‘A View to a Kill’ and ‘That ’70s Show’ Star, Dies at 65
Ölmemiş.
Bu sefer ölmüş.
Allah affetsin, aklıma Cüneyt Arkın’ın bu sahnesini getirdiniz.
1. sezon üzerine:
İlk sezonu bitirdim. Uzun zamandır merak ettiğim bir diziydi. 98 yılında Fox dizisi olarak başlamış sanırım. Seinfeld ve Friends tecrübelerim 90 lar NBC dizisiydi bu anlamda Fox un 90 lı yıllardaki bir dizisini izlemek iyi oldu. Gerçi bu 90 lar değil 70 leri anlatıyor o anlamda da değişik bir ilk benim için. Ancak ben Friends, Office, Parks and Rec komedilerini peş peşe izleyerek o kadar çıtayı yükselttim ki bunun ilk sezonu onlarla karşılaştırınca çok sönük geldi bana. Oyunculuklarını da kötü buldum ama yorumlarda da öyle görmüştüm yinede sevdiğim bir oyuncu grubu ve diziye de bölümler ilerledikçe ısındım diyebilirim. Devam sezonlarına da bir şans veresim var.
Harbiden şu an 43 yaşında imiş, dizinin ilk sezonunda 20 yaşındaymış. Benden bile küçük 

Bunun da maşallah sezonlar hep 25 bölüm 27 bile var 
Laura Prepon u devamlı dizilerinde hiç izlememiştim ama hastası olduğum bir kadındı hatta Orange is the New Black i çok izlemek istiyorum hala daha olmadı bir türlü çocukluğundan başladık artık
Topher Grace i Home Economics ile tanıdım adamın bir 40 lı halini bi 20 li halini izliyorum
Mila ve Ashton ı filmlerden tanıyorum ismen de biliyorum ama çok iyi oyuncu olduklarını düşünmüyorum
Muhtemelen beni yukarıda saydığım diziler kadar tatmin etmeyecek ama yinede severek izleyeceğimi düşünüyorum.
Bir de gerçekten komedi olsun drama olsun artık sezonu 13 bölümden fazla süren dizilere katlanamıyorum. İyi ki zamanında Supernatural i falan izlemişim şimdi olsa biraz zor izlerim diyeceğim de yok be Supernatural i izlerim neyse konuyu dağıtmayım.
2. sezon üzerine:
2. sezonu bitirdim. Bu sezonu ilk sezona göre daha keyifli geldi bana. Karakterler biraz daha gelişti ekstra böyle Star Wars temalı benzeri bölümler vardı hoşuma gitti. Araya yeni dramamı aldıktan sonra 3. sezonla devam edeceğim.
Bu sezonu ikinci sezona göre daha az keyif verdi bana. Son bölümü de sevemedim.
Editörlere not: Yukarıda @yunus93 ün yorumu dizi final sezonundan sanırım ağır spoiler içermekte, şimdi fark ettim yediğime de üzüldüm.
Düzeltebilirseniz bir başkası yemesin.
4. sezon üzerine:
Bu sezon daha da geriye gitti sanki, sezonları zaten çok uzun bu dizinin. 27 bölüm, bayıldım resmen izle izle bitmedi. Yani diziyi seviyorum, bazı karakterleri falan ama daha önce izlediğim sitkomlara göre bir iki tık altında buluyorum kalite olarak, düşüncem yine değişmedi. Yine de diziyi bitirme niyetim var yarıda bırakmam.
5. sezon üzerine:
5. sezonu bitirdim. Araya başka işlerim de girince bu sezonu bitirmem baya uzun sürdü. O yüzden de sündürmek zorunda kaldım. Fena bir sezon değildi en azından 4 te yaptıkları bazı şeyleri toparladılar sonda da komik bir şekilde bıraktılar diyebilirim. Bakalım kaldı 3 sezon.
6. sezon üzerine:
6. sezonu bitirdim. Geçen sezona göre bir tık daha iyi bir sezondu ama o da sonlara doğru saçmaladı falan neyse ki sezon finali biraz tatlıya bağlandı gibi oldu. Böyle devam ediyoruz işte. Kaldı 2 sezon.
Fena bir sezon değildi. Sonunda
Kaldı son sezon.
5 aylık maceranın sonuna geldim ve diziyi bitirdim. Güzel bir final ve final sezonu olduğunu düşünüyorum. Tadında ve tatlı bitti bence.
İzlediğim diğer komedi dizilerine göre efsanelerim arasına giremeyecek ama yinede tatlı bir şekilde seyrettirdi. Bir dizinin daha sonuna gelmiş bulunmaktayım.
Yeni durak neresi? Sürprizz
ABD’nin bugünkü magazin gündemi iki kadına tecavüzden 30 senelik ceza alan Danny Masterson adına karakter tanığı misali mektuplar yazan Ashton Kutcher ve Mila Kunis.
Topher Grace de TT’de mesela ama o yazmadığı için
Gerçi iş dışı kadroyla pek takılmazmış zaten.
S01E01
O değil de ‘Danny Masterson nerde?’ diye bakındım durdum resmen. The Ranch’teki haline alışkın olduğum için tabii … Tanıyamadım valla. Tanıyamadığım bir başka isim de Wilmer Valderrama oldu. Çok toy, çok ufak tefek, çok farklı. Diğerleri bildiğimiz gibi.
Ben bu diziyi 10 küsur sene önce denemiştim. Sanırım sadece 1 bölüm şans verip çöpe atmıştım. Muadillerine kıyasla aşağıdaydı keza. Yıllar sonra bu dizi yokluğunda yeniden aklıma ilişti ve bir şans daha vermeye karar verdim. Bakalım bu kez kendini bana satabilecek mi?
Laura Prepon’u October Road ve Are You There, Chelsea? dizilerinden beğenir, severim. Ashton Kutcher’ı da severim şüphesiz. Danny Masterson, The Ranch’te iyi iş çıkarıyordu. Wilmer Valderrama’yı da From Dusk Till Dawn, Minority Report, Awake gibi dizilerden bilirim ama buradaki haliyle uzaktan yakından alakası yok tabii oralardaki hallerinin. Topher Grace’i en son Home Economics’te izlemiştik. Orada da şapşaldı. Burada da şapşal. Nötrüm kendisine karşı. Mila Kunis’i ise sevmem açıkçası. Buradaki karakterinin arkadaş grubu içerisinde sevilmemesi de isabet olmuş denebilir bu açıdan baktığımda. Veliler arasında ise Pinciottiler, Formanlar’dan daha cazip geldi denebilir. Özellikle de rahmetli
Tanya Roberts tabii. 4 veli arasında en az gözüken oymuş ne yazık ki. 200 bölümlük serüvenin sadece 1/4’ine denk geliyormuş yer aldığı bölüm sayısı.
Son olarak anlık çift eşleşmeleri değerlendirmesi yapayım. Donna-Eric (Prepon-Grace) ve Jackie-Michael (Kunis-Kutcher) eşleşmeleri pek cezbetmedi beni. Bence Michael-Donna (Kutcher-Prepon) ve Steven-Jackie (Masterson-Kunis) eşleşmeleri daha izlenesi olur. Umarım bu yönlerde bir kayma olur ilerleyen süreçte. Fez (Valderrama) ise gey çıkacakmış gibi bir izlenim vermedi değil. Fez gey çıkmazsa Jackie-Fez de denenebilir belki. Steven-Migde (Masterson-Roberts) arasında bir yasak aşk denemesi de gelebilir yine belki.
S01E02
Bu bölüm ilk bölüme kıyasla daha dinamikti denebilir.
Eric’in ‘Bitchy’ ablası Laurie rolündeki Lisa Robin Kelly, Tanya Roberts ile birlikte ekipten vefat eden 2. kişi konumundaymış. 2013’te genç yaşta ölmüş. O da tıpkı Tanya Roberts gibi 200 bölümün 1/4’inde boy göstermiş gözükmekte bu arada.
S01E03
Bu bölüm kötüydü baya.
S01E04
*Eric her şeyde bu kadar beceriksizse Donna’nın suçu ne?
*Bu Jackie’nin cadalozluk seviyesini biraz kıssak mı?
S01E10
S01E03’ü de geçerek sezonun şu ana kadarki en kötü bölümü olmayı başardı.
S01E11
*Bir adet az pişmiş/tıfıl bir Joseph Gordon-Levitt bölüm konuğuydu. Sürekli şapşal şapşal sırıtıp durdu.
*O TV’deki boksör, Attila Szalai’ye benziyordu.
*Danny Masterson’ın Laura Prepon’a sulanma katsayısının Steven’ın Donna’ya sulanma katsayısından daha yüksek olduğunu düşünmeye başladım.
Not: Laura, bu sezonun ilk sezonu devam etmekteyken (1999’da) Danny’nin küçük biraderi Christopher Masterson ile (Malcolm in the Middle’dan tanırız kendisini.) çıkmaya başlamış bu arada. 2007 yılına kadar tam 8 sene de çıkmışlar. Yani müstakbel yengesine yürüyor Danny şu bölümler sırasında. Şaka bir yana ikilinin yirmi yılı aşan yakın arkadaşlıkları Laura yengelikten çıktıktan sonra bile devam etmiş.
S01E13
Yüz veriyorsun ama Donna sen de yani! O arsız da astarını istiyor haliyle.
S01E16
Eric’in Steven’ı hala arkadaşlıktan atmaması, arkadaş grubundan sürgün etmemesi anlaşılabilir bir şey değil. Bu kadar naif olma be Eric!
S01E18
‘Ebeveynlerle Kariyer Günü’
Sanırım en çok gülüp eğlendiğim bölüm bu oldu. Ve yine sanırım bu güldüren anların tamamına yakını Kelso ve babasının sahneleriydi.
Hyde’ın annesi rolü için Katey Sagal’dan daha iyi bir seçenek bulunamazdı sanırım.
S01E19
*Şu meşhur Pam Macy ile tanıştık nihayet. Tip olarak daha ucuz bir görüntü bekliyordum sanırım.
*Midge: İyisin hoşsun da bu süzme salak halinle sürekli bir girişim derdindesin. 7/24 kontrol altında tutulman gerekiyor ki bu da çok yorucu cidden.
*Eric: Bu gidişle ilki sen olamayacaksın muhtemelen.
*Cidden o kadının şarkısıymış. Bilmiyordum. Dizide 1977 yılındayız şu an. Şarkı da 1978 sonbaharında çıkmış.
*Eric’in başka birini görmesi gerektiğini düşünmeye başlayacağım yakında. Süreç çok uzamaya başladı çünkü.
*Kelso’nun yaşadığı maceranın ardından
ile başlayan ve de kademe kademe artan büyültücü, heyecan, mutluluk ve tatminkarlık yansıtıcı cümleler kurmasını bekledim açıkçası. Ne de olsa bir hayalin gerçek olmasıydı. Ne de olsa
idi.
S02E09
Bir adet henüz burun estetiği yaptırmamış bir Lindsay Sloane, bir adet de rakip kanalın o dönemki yıldızlarından Melissa Joan Hart çıktı bölümün içinden. Gerçi Sloane da o dizideydi di mi? Çifte ziyaret yani.
S02E14
Bu bölümde ayrı bir dikkat kesildim de bu Laurie güzelleşti baya baya ha! Şu hali 2. bölümden onu ilk görüşümüzden mesela. Saçlar çok iyi oldu öncelikle böyle. Daha uzun, daha açık renk sarı, iki yana ayrılmış hoş bir kabarık dalga durumu, en önemlisi alın açık. Kaşlar da pas geçilmemiş ve saça uygun renkte boyanmış tabii. Makyaj daha doğal, daha iyi. Göz rengi de daha çok ortaya çıkmaya başlamış falan. Bu imajı bozmasın bence.
S02E15
Taa dizinin ilk bölümündeki partiyi hatırlarsak peruk muhabbeti yapmışlardı Red ve eşi. Yani yeni bir şey değil bu. Yeni öğrenmiyorlar. Yanisi ilk bölümü unutmuş ya da hiç izlememiş resmen bölüm senaristi.
Amy Adams çıktı bu arada bölümün içinden. Meslekteki ilk senesi, TV’deki ilk işi.
S02E16
Bu Donna niye bu kadar kötü giyiniyor? Günlük düzende erkek gibi takılıyor zaten de bu bölümde kokteyl ve merasim için seçtiği kıyafetler daha da beterdi. Böyle bir malzemenin bu kadar kötü kullanılması rezalet cidden.
Konu giyimden açılmışken Migde’in kokteylde giydiği pembe elbise hoştu ama gelinliğini pek beğenemedim. Günün güzeli elbette bölüm konuğu Kristina Wayborn oldu. Baywatch’tan anımsarım kendisini. Kokteyldeki mavi elbisesini geçtim; o epey sıradan nedime elbisesini bile gayet iyi taşımaktaydı.
S02E17
Erik,
. Şaşırdık mı? Hayır. Aksi olsa şaşırırdık.
Dörtlünün çizgi film halleri arasında en iyisi, hatta tek iyisi elbette Steven’ınkiydi. En kötüsü de Kelso’nunkiydi sanırım.
S02E18
Fez, 9 bölüm önceki ‘double date’ i ayrı ayrı da olsa doublelamış oldu.
Ama ben Lindsay Sloane yerine Melissa Joan Hart’ın tekrar konuk olmasını tercih ederdim tabii.
S02E21
Aradan 2 yıl geçti; Ashton Kutcher o üzerindeki toyluğu/şapşallığı attı ve normal tipi oturdu artık. Mila Kunis da birazcık büyür gibi oldu ama cidden çok az. Anca çocuktan ergene dönebildi şu an için. (An itibariyle 16.5 yaşında. Ki dizinin pilotu çekildiğinde 15 bile değilmiş yani.)
S02E23
Hiç standardın yok cidden Laurie.
S03E03
Baywatch’tan Angelica Bridges’ın konukluğu elbette bu kötü bölümdeki en iyi şeydi.
S03E04
Sitkom tarihinde bundan daha kötü bir ‘Cadılar Bayramı’ bölümü çekilmemiştir muhtemelen.
Gazeteci çocuk rolündeki eleman, Jordan Masterson imiş. En iyi Last Man Standing dizisiyle tanınırmış.
Bu Mastersonlar sülalecek oyuncu çıktılar maşallah. 76 doğumlu Danny, Malcolm in the Middle’dan tanıdığımız 80 doğumlu Christopher’ın ağabeyi. Bu ikisi, 2 ortak ebeveyne sahip. 86 doğumlu Jordan ise The Walking Dead dizisiyle tanıdığımız Alanna ile 2 ortak ebeveyne sahip. Danny-Christopher ikilisi, Jordan-Alanna ikilisiyle yarı kardeşler anlayacağınız. Bitmedi. Two and a Half Men dizisiyle tanıdığımız Angus T. Jones da Danny-Christopher ikilisinin kuzeni oluyormuş.
S03E06
Seksi kategorisine girecek bir iç çamaşırı bulamadınız mı? O neydi öyle ya?
Bütün bölüm salladınız bir de!
Marnette Patterson’u konuk ettik bu bölüm. Ki çok beğenirim kendisini. 90’ların 2. yarısında TV’nin gördüğü en güzel hatunlardan biridir kesinlikle. 2000’ler hiç iyi gelmedi ne yazık ki onun kariyerine. Onu başka başka dizilerde izlemeyi çok isterdim cidden.
S03E12
Allison Munn giriş yaptı diziye. Severim kendisini.
S03E13
Restoran vs. ‘Ye-Kaç’
Sona kalanlar cidden o kadar şaşırtmadı ki.
Eğlenceli bölümdü cidden. Sezonun şu ana kadarki en iyi bölümüydü diyebilirim.
S03E15
Bu yaptığından daha gerzekçe ve çocukça bir şey yapamazdın herhalde? Kaç yaşındasın cidden sen? 10 mu? Aynı şeyi siz 10 yaşındayken falan Donna sana yapmış olsa o bile rahatsız edici olurdu ki şu andaki durumun kat kat kat kat daha rahatsız edici bir şey oluşunu senin idrak edemiyor oluşun da ayrı bir sinir bozucuydu cidden.
Senarist, mankafa Eric ile Donna’yı ayırsa mı artık ya? Başka ihtimallere kanat çırpsak diyorum artık?
S03E16
Minik bir sahneyle de olsa Jennifer Lyons’ı (Pam Macy) gördük 2 sezon aradan sonra yeniden.
Bu arada bunların lise biraz fazla uzamadı mı? Bu sezon sonunda da bitiremeyecek herhalde bunlar liseyi çünkü ‘Üniversite’ başlığı altında herhangi bir muhabbet dönüyor hala.
S03E17
-Nedir bunların sürekli olarak Ashton Kutcher’ı kadın kıyafetleri içine sokma çabası? İlk sezonda 1 kesin, belki de 2 kez olmuştu. Geçen bölümün sonunda vardı. Şimdi de bu bölümün içinde oldu. Bu sezonun başlarında kendi kendine kız gibi pozlar verdiği fotoğraflar vardı bir de kıyafet kapsamına girmese de. Durum cidden vahim.
-Hamburger denmez ona Kitty ama sen bilirsin tabii. Hamburger ekmeği arasına sıkıştırılmış kavrulmuş kıyma diyelim en iyisi mi biz ona. Hamburger olması için köfte olması lazım ya hani?
-5-6 bölümdür hiç gözükmeyince bir bakayım dedim. Sessiz sedasız bir şekilde Lisa Robin Kelly’yi (Laurie) şutlamışlar bunlar diziden sezon ortasında. Sebebi uyuşturucu problemleri yaşamasıymış. 2013’te henüz 43 yaşındayken bir uyuşturucu tedavi merkezinde kalmaktayken aşırı doz uyuşturucu kullanımından ölmüş bu arada aktris.
Lisa Robin Kelly, 5. sezonda konuk oyuncu olarak geri dönüp 4 bölümde yer almış gözüküyor. Bu bölümlerle birlikte oyunculuk kariyeri de bitmiş bu arada. 6. ve 7. sezonlarda ise Christina Moore devralmış rolü. O da sadece 6 bölümde gözükmüş zaten.
S03E18
*Smallville’in Cat Grant’ı Keri Lynn Pratt’in minik bir konukluğu vardı bölümde.
*Bu dizideki en aptal karakterin Michael değil de Jackie olduğunu tescilleyelim bir zahmet artık.
S03E19
Kimmiş bu Valerie Harper diye baktım. 70’lerde Mary Tyler Moore ve ondan türeyen Rhoda dizileriyle ün yapmış. Seksenlerin ortalarında Valerie isimli bir diziyle dönüş yapmış. Onun adıyla yayınlanan dizi 6 sezon sürmüş ama Valerie yapımcılarla takışınca 2. sezon sonunda diziden kovulmuş. 1995’te ise bu bölümde kız kardeşini oynadığı Debra Jo Rupp ile The Office isimli 6 bölüm sürebilen bir dizide yer almış. 2019’da 80 yaşındayken beyin kanseri sonucunda vefat etmiş.
S03E21
Allison Munn’ın son bölümüymüş bu. Şimdilik tabii. Final sezonunda 2 bölümlüğüne dönüyor gözüküyor.
S03E25 (Sezon Finali)
Nihayet! Geç bile kaldılar. Sezonun ortalarında bitmeliydi bu iş.
S04E01
Sezona ‘Ya hiç başlamasaydı …’ bölümü çekerek başladılar ve bize bir alternatif gelişim çizgisi sundular. Her şeye okeyim de Donna ve Eric’in ufacık çocukkenden beri arkadaş oldukları ayrıntısını da silmişler bunlar yanlışlıkla bu alternatif çizelgede. ‘Merhaba ben Eric. Aynı liseye gitmiştik. Komşuyduk.’ gibisinden cümleler battı açıkçası bana.
S04E02
Cole-Dylan Sprouse kardeşler çıktı bölümün içinden.
S04E05
‘Fez ve bale’ konusu bölümdeki en ilgi çekici konuydu. Fez’in dans hayali de bölümdeki en hoş sahneydi. O hayal sahnesinin biraz daha uzun tutulması gerekiyordu kısacası.
S04E06
Lisa Robin Kelly’nin ardından Tanya Roberts’a da veda ettik. Bu sezon hiçbir bölümde yer almamıştı zaten. Bu bölümde de gıyabında bir veda oldu. Bu 2. önemli kayıpla birlikte yan kadro iyice daralmış ve de zayıflamış oldu. 50 yaşında olmasına rağmen hoş hatundu cidden Tanya Roberts ve karakteri Midge de eğlenceli bir kadındı. Diğer oyunculara kıyasla az süre alıyordu belki ama o sürelerde renk katıyordu diziye. Üzüldüm yani onun da vedasına. 6. sezonun sonu ve 7’nin başlarında toplamda 5 bölümlüğüne de olsa geri dönmüş gözüküyor bu arada. O dönüşten 1 yıl sonrasında da oyunculuğu bırakmış zaten. 2021 yılında da aramızdan ayrılmış.
S04E08
Bob’ınki de attan inip eşeğe binmek gibi oldu yalnız. Nerde Midge nerde bu kadın? Ne karakteristik ne fiziksel. Hiçbir açıdan benzeşmiyorlar. Ve hiçbir açıdan sevilebilir bir tarafı yok bu kadının.
S04E10
Erika Christensen’in konukluğu verimli geçti. Kalsaymış keşke en azından 1 bölüm daha.
S04E11
İlk sezonun başlarındaki motorcu hatunun ardından Hyde’ın fiziksel olarak yakınlaştığına şahit olduğumuz ilk hatundu Jill. Cidden uzun zaman olmuştu be!
S04E12
Christmas temalı bir bölümdü. Geçtiğimiz sezon sitkom tarihin en kötü Cadılar Bayramı temalı bölümlerinden birini çekmişlerdi. Bu sezon da sitkom tarihinin en kötü Christmas temalı bölümlerinden birini çekmeyi başarmışlar. Kutluyorum.
S04E14
Brittany Daniel, Eric’in ateşli kuzeni Penny rolüyle konuk oldu bu bölüme ve epey de renk kattı.
S04E16
*Wilson biraderlerden sevemediğim konumundaki Luke Wilson dahil oldu bu bölümde diziye. Michael’in ordudan ayrılmış/atılmış ağabeyi Casey Kelso rolüyle. Donna ile de randevuya çıkarıverdiler hemen karakteri. Donna, eriyip bitti falan mal mal. Donna’nın tipi buysa Eric ile niye çıktı o kadar süre? Donna’nın tipi Eric gibi biriyse de bu hıyarın o mal hallerine tav olmak ne?
*Eric’in rüyasındaki programdaki 3 hatundan biri Veronica Mars’tan Amanda Noret, biri de Do Over’dan Melinda Sward idi.
*Red, o Corvette’i alacak parayı da nerden bulmuş?
S04E18-19
Christopher Masterson’ı ağırladık bu 2 bölümde. O vakitlerdeki manitası Laura Prepon’un karakteri Donna ile değil de Jackie ile manitacılık oynasın diye çağırmışlar. Sevgilisi Laura Prepon ile ya da abisi Danny Masterson ile birebir ya da karşılıklı diyalog içeren bir sahnesi yoktu. Sadece son sahnesinde aynı yerde bulundu bu üçlü.
S04E20
‘Anılarda yolculuk’ bölümü yapmışlar. Bizim görmediğimiz/izlemediğimiz anılarda oluşu önemliydi tabii. Aksi kolaj bölümü oluyor ki o tarz bölümleri sevemiyorum zaten.
4 koca sezondur ilk defa sınıfta gördük bizimkileri bu arada. O da önemli bir ayrıntıydı.
Diziyi bu bölümle birlikte hala tat verebiliyorken bitirmiş olsalar kötü olmazmış aslında.
S04E22
Red’e katılıyorum bu konuda. Uzak durmak gerek öylesinden.
S04E24
Müziğe hiçbir şekilde yeteneği olmayan bir insan grubuyla müzikal bölüm çekmeye yeltenmek neyin kafasıdır cidden ya?
Aşırı kötüydü.
Bir noktadan sonra atlaya atlaya geçmek mecburiyetinde kaldım.
Bu dizi temalı bölüm çekemiyor. Cadılar Bayramı, Christmas ve şimdi de müzikal. Diğer ikisini de yukarılardaki yorumlarımda belirttiğim bu 3 bölüm, bu dizinin şu ana kadarki en kötü 3 bölümüdür benim radarımda.
S04E26
*Casey’nin varlığı da Donna’nın Casey’nin yanında aptal bir yalakaya dönüşmesi de Eric’in Donna takıntısı da fena halde sıktı.
*Bu dizi her gideni gıyabında göndermeye devam ediyor. Rhonda’ya da aynı muameleyi çektiler.
S04E27 (Sezon Finali)
Casey, doğru olanı yaptı. Eric, doğru olanı yapmıştı ama velilerinin anlamlandıramadığım baskılarıyla yanlışa dönüverdi. Donna elbette yanlışlar zinciri oluşturdu. En son ne zaman doğru bir şey yaptı onu da anımsamıyorum zaten. Jackie’yi de geçti bir süredir ve en haz etmediğim karakter konumunda açık ara. Kim kaldı? Evet, Michael. O son hareketiyle doğru olanı yaptı denebilir onun için de.
S05E01
*O sahil koşularını Baywatch hatunları yapınca seksi oluyor. Donna yapınca tam tersi.
Laura Prepon’un bu hali tavrı October Road ve Are You There, Chelsea? dizilerinde böyle vahim değildi anımsadığım kadarıyla.
*Evet, Eylül 2002’de yayınlanmış bu bölüm. Jessica Simpson, Nick Lachey ile Ekim 2002’de evlenmiş. Solistin ‘Evlenene kadar bakireydim.’ diye bir cümlesi var. Bu bölüm yayınlandığında sadece karakteri Annette değil Jessica Simpson da hala bakireymiş yani.
Şaka bir yana; Jessica Simpson’ı baya beğenirdim bir vakitler. 30-35 yaş aralığında bir yerde güzelliği yavaş yavaş onu terk etmeye başladı. 2. evliliği, çocuklar falan derken çok fena dağıldı cidden.
*Hyde, sakal bırakmış. Vakti gelmişti.
S05E04
Betty White, bölüm konuğuydu. Ota boka bağırdı durdu. Kulak tırmalayıcı ve yorucu bir konukluktu. Ve bu sezon içerisinde 3 bölümü daha varmış ne yazık ki.
S05E06
*Kitty’yi zaten en baştan beri sevmem de en azından nefret etmiyordum. Son bölümlerde nefret eder hale de geldim. Sesini duymaya, yüzünü görmeye katlanamıyorum.
*Sarah Lancaster’ın minnacık bir konukluğu vardı bölümde. Bu derece minnak kalmasaydı keşke.
S05E08
Laurie’yi uzunca bir aradan sonra yeniden görmek hoştu. Özlemişim cidden.
Bölümün eğlence kaynağı ise Kelso ve yanında date olarak getirdiği öğretmeni oldu.
S05E17
Dizi, gıyabında karakter uğurlamaya devam ediyor. Bu sezon zaten hiç ortalıkta olmayan ama adı da anılmayan Leo’ya veda bölümü yazmışlar bu kez de. 7. sezonun sonlarında geri dönüyormuş bu arada karakter.
Açık ara en kötü sezona dönüşen ve bitmek bilmeyen bu sezonun istisnai bir biçimde eğlendirebilmeyi başaran bir bölümüydü.
Çikolata renkli konuk hatun, TLC isimli bir müzik grubunun solistlerinden biriymiş bu arada. Yüzü tanıdık geldi gibi ama bu grubu çıkaramadım dürüst olmak gerekirse.
S05E23
Lisa Robin Kelly döndü son kez sezonun şu son 3 bölümlük süreci için ama Laurie döndü diyemiyorum. Neydi o sevgi pıtırcığı halleri cidden? Hiç yakışmamış.
S05E25 (Sezon Finali)
*Nihayet bitti lise. Bu son sezonda yazdan yaza 1 sene geçirdik. Orası onaylı. Bu noktada ilk 4 sezonda sadece 1 sene geçirmiş oluyoruz ki bu da çok büyük bir saçmalık cidden.
*Sezon finalinde
sonra Lisa Robin Kelly’nin 6. sezonda dön(e)memiş olması garip olmuş(tur).
S06E01
*Christina Moore bu bölümle birlikte devralmış Laurie rolünü. Minik bir sahnesi vardı sadece. Ama onda bile bir garip geldi bu oyuncu değişikliği.
*Kelso’nun saç kesimi kötü olmuş baya.
S06E04
Shannon Elizabeth giriş yaptı bu bölümde diziye. Uyuz buldum ben karakteri Brooke’u.
S06E10
İlk 3.5-4 sezonu izledik güzel güzel ama akmıyor yani artık. Son 15 bölümlük süreci falan 45 günde falan izlemişimdir zorlaya zorlaya. (Tarih: 2 Temmuz şu an.) 5. ve 6. sezonlar işkenceye dönüştü ve bir türlü toparlayamıyor dizi. Sabrım kalmadı artık ve bu bölümün ortalarında bıraktım gitti.