The Good Wife — Tanıtım
427 yorum dkamoy 01 Ocak 2011 19:35
2009 yılının Eylül ayında ekranlar, “avukatlık dizisi”/”hukuk dizisi” kategorisinde olduğu söylenen bir dizi ile tanıştı : The Good Wife (İyi Eş)
Bu kategoride giriş yaptı yapmasına ama kah polisiye, kah politika/entrika, kah aile dizisi olan başka bir tür olduğu daha ilk bölümlerinden ortaya çıktı. Öyle ki işin hukuk yönü çok daha gerilerde kalıyordu çoğunlukla.
CBS kanalının güçlü bir oyuncu kadrosu ile bizlere sunduğu The Good Wife, Ridley Scott ile Tony Scott‘ın parmağının olduğu bir dizi.
Daha ilk sezonundan Emmy ve Altın Küre ödüllerinden birkaçını hanesine katan dizimizi gelin biraz daha tanıyalım.
Alicia Florrick, 2 çocuk annesi ideal bir eş. Kocası güçlü bir başsavcı. Ancak bir gün kocasının bir seks skandalı yüzünden hapse düşmesi ile hayatı epey değişiyor.
Meğer Alicia vakt-i zamanında sınıfının parlak bir öğrencisi olarak hukuktan mezun olmuş ama mesleğini yapmak yerine, anne/eş/ev kadını, başarılı erkeğin arkasındaki kadın modeline bürünmüşmüş.
Eşi hapse girince “yahu benim bir de mesleğim olacaktı” diyerek bir avukatlık firmasında savunma avukatı olarak işe giriyor. Ancak ilerlemiş yaşına rağmen avukatlık anlamında bir çaylak olduğu için firma kendisine bir deneme süresi biçiyor ve çaylak muamelesi yapıyor. Bu süre boyunca kendini ispat etmeye çalışan hatun, bir yandan da eşinin çalışmalarından ve konumundan ötürü birtakım politika ve entrikaların ortasında kalıyor.
Bütün bu ahval ve şerait içinde doğal olarak biz izleyiciler, mahkemelere çıkılacak, bir dolu laf edilecek, yasalar eğilip bükülecek, jüriler ikna olacak/olmayacak, davalar kazanılacak/ kaybedilecek diye bekliyoruz. Ama hayır, çoğunlukla bir dedektiflik firması tadında çalışarak ya gözden kaçmış bir ipucu bulup ya da bir tanık veya şüpheli bir şahsı konuşturarak davanın seyrini değiştiriyor, yeni gerçekler ortaya çıkartıyor firmamız.
Şu anda 2. sezonu yayınlanmakta olan dizinin, her ne kadar başlarda bölüm içinde biten, tek bir davayı ele alan bir yapısı olsa da öyle ana konuları var ki bölümler ilerledikçe bunlar ağırlıklı hale geliyor. Nedir derseniz : Alicia’nın kocasının politik kariyeri, Florrick’lerin aile içi dinamikleri, Alicia’nın bu avukatlık firmasında çalışmaya devam edebilmek için verdiği savaş gibi konular.
Diziyi güzel kılan, elbette oyuncuların da başarısı.
Alicia Florrick rolüyle Julianna Margulies (E.R.) hem geçen yıl, hem de bu yıl çeşitli ödüllere aday oldu, hatta geçtiğimiz sene Altın Küre’yi aldı bile. Canlandırdığı aldatılmış kadın, oldukça dürüst ve çalışkan, aynı zamanda da zehir gibi akıllı ve uyanık biri. Margulies, o soğuk ve buğulu havasıyla bunların hepsini birden çok kolaymış gibi sunuveriyor sizlere.
Eşi Peter Florrick‘i, Sex and The City‘nin Mr. Big’i, Law&Order‘ın dedektif Mike Logan’ı Chris Nothcanlandırıyor. Vıcık vıcık politikanın ortasında, sadık olmayan bir eş ama aynı zamanda romantik olabilen bir adam Peter karakteri. Dolayısıyla defalarca kızsanız da bazen öyle bir an geliyor ki kendinizi ona acır buluveriyorsunuz.
Avukatlık firmasının üç ortağından Will Gardner‘ı Josh Charlescanlandırıyor. Charles da başarılı bir oyuncu olduğunu bu diziyle ortaya koyuyor. Ne zaman ne yapacağından emin olmadığınız ne düşündüğünü, ne planladığını, kimin iyiliğine çalıştığını çözemediğiniz bir karakter sunuyor bizlere. Üstelik de Alicia’nın üniversiteden sınıf arkadaşı ve onu bu yüzden (!) bu işe alan bir adam Will Gardner. Kendisi aynı zamanda kazanovalığı ile ünlü bir gözde bekar.
Diane Lockhart firmanın diğer bir ortağı. Alicia’nın firmada kalıp kalmamasında verilecek üç oydan biri Will Gardner’a aitken, ikinci oy da Diane Lockhart’ta. Oldukça hırslı, görmüş geçirmiş bir savunma avukatı ve yönetici. Üstelik de çevresi olan ve politikadan anlayan bir tip. Kendisini bu role çok uygun bulduğum, güçlü yönetici kadın imajını güzel çizen Christine Baranskicanlandırıyor.
Kalinda Sharma dizinin en beklemediğiniz tiplemesi. Kendisi bir özel dedektif. Her davada kendine has yöntemleri ve bağlantıları ile kıyıda köşede kalmış şeyleri araştırıp didikleyen, hafif (ama çok hafif) erkek Fatma, gözü kara biri. İşinin ehli. Firma içinde olan biten her şeyden haberi olan ve fakat kendisi hakkında pek az şey bilinen tatlı sert bir hatun Kalinda. Neyse ki bu çok “cool” ablamızın Alicia ile arası iyi. Archie Panjabi, bu role kattıkları ile haklı bir Emmy aldı geçen yıl “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” dalında.
Cary Agos, firmaya Alicia ile aynı zamanda aldıkları diğer çaylak avukat. Yeni üniversite mezunu ve hırslı bir tip olan Cary, bir yandan Alicia ile yarışıyor ama diğer yandan da birlikte aldıkları davalarda, sorun çıkartmadan çalışıyor. Hatta Alicia ile aralarında bir sırt sırta verme durumu dahi mevcut. Agos’u canlandıran Matt Czuchry‘ı Gilmore Girls‘ten hatırlayanlarınız olacaktır.
Florrick ailesinin iki çocuğu Zachary (Zach) ve Grace ise hikayenin biraz aile, biraz entrika/politika yönüne inceden katkıda bulunan tiplemeler. Ergen yaşlardalar. Ailede alıştıklarının dışında bir şeyler oluyor. Anne ile babanın arası nane. Baba hapiste ama suçu biraz şaibeli. Üstelik ailece basının odak noktasındalar. Yıllardır ev kadını olmasına alıştıkları anneleri de çalışan kadın modeline bürünmüş. Çocuklar da bu karmaşanın ortasında olayları biraz daha karıştırmadan edemiyorlar tabii. Bu iki karakteri de Makenzie Vega ve Graham Phillipscanlandırıyorlar.
Jackie Florrick
Alicia’nın hayatında, “neyi nasıl yaptığına karışmıyorum” havasında olmasına rağmen, karışıp duran bir kayınvalide de var. Büyükanne Jackie‘yi canlandıran Mary Beth Peil‘i Dawson’s Creek‘teki tatlı rolünden sonra bu biraz daha itici, sinir bozucu rolüyle izleyince bocalayabilirsiniz.
Dizinin ilerleyen bölümlerinde kadroya katılan ve her rolüyle beni şaşırtıp kendine bağlayan Alan Cumming‘in başarıyla canlanırdığı Eli Gold karakteri de gerçekten tadından yenmez bir tipleme. Peter’ın politik danışmanı dersem ispiyon olmayacak olan Eli Gold, bazen saygısızlık derecesindeki açıksözlülüğüyle sizi yerlere yapıştırabiliyor. Politika dünyasında bir dahi gözüyle bakılan Eli, gerçekten de işini çok iyi yapan ve diziye renk katan bir karakter.
Aldatılmış, kocası hapse düşmüş, yıllar sonra kendini mesleğini yapmak zorunda bulmuş (ama bundan memnun), bir dolu politik oyunla ve de basınla başa çıkmaya çalışan, üstelik aynı zamanda iki çocuğuyla da ilgilenmekten geri kalmayan bu kadının neleri nasıl atlattığına tanık olmak için bence hiç de geç değil.
Buyurun bu da ilk sezonun biraz kalitesiz de olsa en ispiyonsuz tanıtım filmi :
yorumlar
adam gibi bir kaç diziden birisi,iptal olursa saydırırım baya
Gerek bölüm konuları, gerek ana konusuyla olsun çok kaliteli bir dizi… Oyunculuklar ve karakterler çok çizgi üstü. Özellikle Will Gardner ve Cary Agos karakterleri favorim ve bu iki karakteri canlandıran oyuncular da müthiş.
br>
the good wife, avukatlık dizisi ihtiyacımı şimdilik güzel bir şekilde karşılıyor. umarım yakında başlayacak ve dört gözle beklediğim harry’s law da hayal kırıklığına uğramam.
Harika bir tanıtım yazısı olmuş dkamoy, eline sağlık. Gerçekten çok kaliteli bir hukuk draması “The Good Wife”. Ana hikayesiyle bölüm hikayelerini çok iyi dengeliyor dizi. Mahkeme sahneleri ve davaların ele alınış tarzı da oldukça iyi işlenmiş. “Kalinda Sharma” ve “Eli Gold” gibi yardımcı karakterleri, ana karakterlerden daha çok sevdiğimi de belirteyim. İkisi de zekaları ve iş bitirici özellikleriyle izlemesi çok keyifli karakterler. Hukuk alanında favori dizim “Damages” olsa da, “The Good Wife”ı da “Damages” kadar keyifle izliyor ve kaliteli buluyorum. Kesinlikle tavsiye ederim. Umarım CBS, şu an yayınlanan 2.sezonun biraz düşüş gösteren reytingleri nedeniyle (ki sezon harika ilerliyor) bu diziyi iptal etmez…
Çok güzel bir tanıtım yazısı olmuş, eline sağlık.
Teşekkürler, diziye yaraşır olsun istedim o yüzden bu kadar oyalandım bu dizinin tanıtımını yapmakta (1 yıldır “tanıtmak lazım bunu” diye geziyorum). Ama yine de ne kadar anlatırsam anlatayım “diziyi izlediğinizde yaşadığınız o hissi” veremediğimi düşünüyorum. Ama daha nasıl anlatılırdı onu da bilemedim ne yazık ki…
Bu arada ben, ikinci sezonun ilk sezondan daha iyi olduğunu düşünenlerdenim. İyice oturdu kadro. İptal olma korkusu da geçti. Bu kadar ödül listelerinde vs. iken azıcık bir reyting düşüşü ile iptale gideceğini hiç sanmıyorum. En azından 1 sezon daha kesin bizimle gözüyle bakıyorum. Şu anda CBS için altın yumurtlayanlar listesinde hala The Good Wife.
Ha bu arada dizi avukatlık dizisi ihtiyacımı gidermiyor. Bu bağlamda, avukatlık dizisi sevmeyenlere de rahatlıkla önerebilirim. Çünkü bunda yasalar pek ön planda değil. Davaları eldeki malzeme ile değil, yeni malzemelerle kazanıyor/kaybediyorlar. Sanırım ben hala bana Amerikan hukuk sistemini öğreten The Practice‘imi arıyorum ama bulamıyorum.
Tanıtım yazısı için teşekkürler. The Good Wife Nip Tuck dan sonra ki drama açlğımı doyurabildiğim belkide tek dizi.Tabi ki de bu iki dizi aynı kulvarda değil fakat benim Nip Tuck aşkım düşünüldüğünde çok büyük bir başarı TGW’nin üzerimde yarattığı etki.
Altmetinleri,gerçekten ”insan” olan karakterleriyle birlikte günümüz koşullarında yayınlanan en iyi dizilerden biri haline geliyor kuşkusuz.Bütün bu özellikler de karşılığını buluyor şükürler olsun ki.Daha ilk sezonundan sağlam ödülleri bünyesine katabildi.
Şimdilik Türkiye de çok fazla tanınmasa da yakın zamanda ülkemizde de popülerliğinin artacağını temenni ediyorum.
Eşim genellikle benim takip ettiğim dizileri sıkıcı bulur. Dolayısıyla birçok diziyi tek başıma izlerim. Bu durum önceleri güzel geliyordu fakat açıkcası, zamanla, beraber dizi/film izlemeyi tercih eder oldum.
The Good Wife bu ihtiyacıma cevap verdi. Eşimle beraber, keyifle, sıkılmadan izleyebildiğimiz ender dizilerden biridir.
Ayrıca, belirtmeden geçemeyeceğim çok da güzel tanıtım olmuş.
Bazı bölümlerinde hadi bir tane daha bir tane daha dediğim bazı bölümlerinden sonra da biraz ara verdiğim bir dizi. Soğuk bir diziye benze de kendini sevdiren ve meraklandıran bir yapısı var.
Hem avukatların yaşamlarını izliyoruz, hem de zor dönemden geçen her ne kadar evli olsa da yalnız ibr kadının yaşadıklarını izliyoruz. Şuan 2. sezonun ortasındayım. 3 sezon reklamını gördüğümde çok şaşırdım farklı bir sezon olucak diye düşünerek elimde olan sezonu bitirmeye upraşıyorum şuan…
yazı için ellerinize sağlık…
hsparks’ın bu diziyi izlemesi için bi sebep daha çıktı: Şu isim geliyormuş 4. sezona.
@dkamoy: Yanda sarı ışığı bu tanıtımın üstünde görünce “Aaa, ben bu diziye başlayacaktım, değil mi?” oldum. Sonra 4.sezonda gelecek olan oyuncuyu görünce de dayanamayıp bilgisayarımın bir köşesinde kalmış olan ilk bölümü seyrettim. Gayet güzel başladı. İlk bölümdeki davayı sevdim. Oyunculuklar da çok başarılı. Christine Baranski’ye oldum olası aşığımdır zaten. Sıkı bir Sex and the City takipçisi olarak Mr. Big’i kadroda görmek de sevindirici bir durum benim için. Kendisini başka yerde seyretmemiştim ya da seyrettiysem bile hatırlamıyorum (Laf aramızda Revenge kadrosuna pek yakışır kendisi :P). İlerleyen bölümlerde katılacak olan Alan Cumming iştah açıcı duruyor. Ana konunun ağırlık kazanacak olması da beni çeken başka bir etken. Diğer bölümleri de edinmeye başladım şu anda. Bu yaz sıra gelir mi bilmiyorum -gerçi yaz bitti sayılır- ama izleme listeme eklendi. Vakit bulduğum zaman devam edeceğim.
…ve son olarak bu güzel tanıtım için geç kalınmış bir teşekkür ediyorum.
@hsparks : Üstteki yorumunun varlığını yeni farkettim. Bence hiç başka dizilerle oyalanmayıp buna dal, 3. sezonun sonundan çık. Ne kadar ispiyon yemiş olursan ol, sunumun güzelliği bile doyurur seni ki irili ufaklı bol sürprizi var dizinin.
Geçen gün Suits izlerken aklıma geldi bu dizi.Suits’in 2. sezon konusu olan ortaklar çekişmesinin aynısını daha güzel bir şekilde Good Wife yapmıştı,ve bütün sezonu da buna harcamamıştı.Neredeyse Good Wife’ta yan konuydu bu.Ama bakıyorum imdb’ye Suits Good Wife‘tan hem puanda hem oy sayısında önde.Bakıyorum altyazı sitelerine Suits katbekat daha popüler.Tamam biliyorum aynı tür dizi olmadıklarını.Benim sorunum Suits’le de değil.Severek izliyorum onu da.Beni rahatsız eden bu kadar kaliteli bir yapım olan Good Wife’ın neden popüler olmadığı.Acaba isminden dolayı mı diycem ama neyse,izleyin izlettirin deyip burda bitireyim.
@meorman : Good Wife sonbahar-kış dizileriyle yarışıyorken, Suits yaz dizileri arasında parlıyor. Ben buna bağlıyorum.
Bence bu durumun karşılaştırılması (ki bence ikisini karşılaştırmaya hiç gerek yok) Ocak-Şubat civarı daha rahat yapılabilir. Suits’in sezondaki 6 bölümü kışa attılar nasıl olsa (Ona da ayrı laf söylenir ya neyse)…
suits hoş dizi , ama devam edecek kadar heyecanlandırmamıştı beni sezonları kısa olmasına rağmen , ama good wife bir kaç günde bir sezonunu bitirtecek kadar keyifliydi benim adıma , sırf iki kadın oyuncunun performansları için bile izlenebilir yani…
@hsparks : Sen izleme hala. Bak bu hatun da gelecekmiş bu sezon.
4×06’nın sonunda “Let’s get started” lafı beni heyacanlandırdı valla.Bu dizinin politika kısmı ayrı güzel zaten.Hem dizinin monotonlaşmasını önlüyor,hem de avukatlık dizisinde yandan politika izlemiş oluyorum.The Killing’in de politika kısmını ayrı severdim zaten.
Uzun lafın kısası madem ben bu kadar politika olaylarını seviyorum yeter bu kadar yandan izlediğim dedim.Yok mudur önerebileceğiniz kaliteli politika dizisi.
@meorman : Tazesinden The Newsroom verelim..?
@aytackara : Ben de artık, şu Newsroom’un tanıtımına girişeyim. Sağlam beklettim, farkındayım.
Yorumlarda görünce yazmak istedim.Türü çok sevmeme rağmen, şu diziye bir bulaşamadım gitti. Hali hazırda Damages final yaptı, Suits’de ara verdi zaten, birilerinin beni itmesi lazım sanırım izlemek için
Dizi Time dergisinin seçtiği 2011’in en iyi dizileri arasında yer almıştı.Liste her ne kadar tartışılabilir olsa da başlamak isteyenleri belki gaza getirir diye paylaşayım dedim.
Bence bu sene iptal olacak. Bu da izlememek için bir neden.
Bu sene iptal olacak olsa bile 4 sezonluk sağlam bir dizi olacak elinizde. Hiç az değil bence. Sadece oyunculukları görmek için bile izlemeye değer bir dizi.
@abidin77 : Bende tam bunu diyecektim. 4 sezon gayet yeterli, 2 sezon sürüp iptal olmuş o kadar çok dizi izledim ki, iptale kafamı takmam yani…
4 sezon izle, sonra sonu bir yere bağlanmasın. Kötü bir durum bence.
Yazın izlemek için listeme almıştım bunu, sonu bir yere bağlanırsa 4 sezon gayet yeterli ama, @rpdi’ nin dediği gibi bir durum olursa, yani bir yere bağlanmazsa sonu, hiç başlamayı düşünmüyorum ben de.
Açıkçası daha 6 bölüm yayınlandığını düşünürsek öyle bir sorun ile karşılaşacağımızı düşünmüyorum bile.
rpdi’nin “4. sezonda sonu açık kalarak bitecekse, değmez başlamaya” argümanının espri olduğunu sanıyorum.
Elimizdeki bir Lost değil yahu ilahi…
4. sezonunda olan bir diziyi, bunca sezon boyunca farklı zevklere sahip birileri bayıla bayıla izleyip izletmeye çalışıyorsa, vardır bi keramet diye düşünüyorum. Üstteki tanıtım da dizinin ne olup/olmadığına dair iyi fikir veren bir tanıtım. İsteyen izlesin, istemeyen izlemesin. Daha çok Türk tarafından takip edilince, biz izleyenlerin cebine para girmiyor ya da dizinin reytingi artmıyor sonuçta.
Sonradan ek : Bu arada bu dizi bana “ay allaam n’olcak acaba?” değil, “ay allaam neler oluyor yalebbim, yuh” dedirten bir dizi.