The L.A. Complex — Tanıtım
14 yorum hsparks 09 Mayıs 2012 20:12
Ocak ayında, Kanada kanalı MuchMusic‘te, Nisan’dan itibaren de Amerika’nın ulusal kanalı The CW‘da ekranlara gelmeye başlayan The L.A. Complex, kanallardan da anlaşılacağı üzere, taze gençlik dizilerimizden birisi. Henüz 6 bölümü yayınlanmış ve 6.bölümünden sonra uzunca bir araya girmiş olan yeni dizimizi merak edenleri aşağıya alalım.
Çekimleri, 2011 senesinin yazında Toronto ve Los Angeles’ta başlayan dizinin yaratıcısı Martin Gero. Kendisi daha önce bilim kurgu dizileri Stargate: Atlantis, Stargate Universe ve bu sene iptali gören HBO dizisi Bored to Death‘in mutfağında yer aldı. Ayrıca, 2007 yapımı sinema filmi Young People Fucking‘i yazdı ve yönetti. Görünen o ki The L.A. Complex‘le de televizyonda kendisi için yeni bir türe yelken açtı.
Yeni dizimiz, The CW’da muhtemelen hayatını devam ettiremeyecek olsa da orjinal kanalı MuchMusic için tatmin edici reytingler elde etmiş olacak ki 1. sezonu için +13 bölüm daha uzatma alarak, bölüm sayısını 19’a çıkarttı.
Öncelikle, türü dolayısıyla benzer yapımlardan fazlasını beklememekte fayda var. Melrose Place vari bir yerde yaşayan gençlerimiz, Gossip Girl tarzında ilişki üçgenleri, beşgenleri ve altıgenleri yaşıyorlar. Farklı şehirlerden Los Angeles’a hayallerinin peşinden koşmak için gelen bu beşparasız gençlerimizin bir kısmı şarkıcı, bir kısmı oyuncu, bir kısmı dansçı olmak istiyor. Bu liste uzayıp gibiyor tabii ki. Biz de şov dünyasının bazen ne kadar şaşalı, bazen de ne kadar acımasız olduğuna şahit oluyoruz. Bir de hayallerine ulaşmak için ellerindeki her şeyi feda etmeye hazır olan hırslı karakterlerimiz doğrultusunda hikayemiz basit ama eğlenceli bir hal alıyor.
Oyuncular ve canlandırdıkları karakterlerden bahsedip, konuyu biraz daha açmaya devam edersek…
Abby
Dizimizin baş karakteri olan Abby, ailesini ve erkek arkadaşını arkasında bırakarak Los Angeles’a gelir. Oyuncu olmak isteyen karakterimizin sesi de hiç fena değildir. Ama tabii ki şov dünyasında işler bu kadar kolay yürümez. Bir de üstüne, hayatında bir sürü aksilik çıkması, durumu daha da zorlaştıracaktır.
Abby‘yi, Cassie Steele canlandırıyor. Oyuncumuz diziden önce, hala devam etmekte olan Kanada’nın 12 yıllık hit gençlik dizisi Degrassi: The Next Generation‘da yer alıyordu.
Connor
Medikal bir dramanın başrolünü yeni kapmış olan Conner, şansı yaver gidip bu havuzlu pansiyondan erken taşınanlar arasında yer alıyor. Artık yeni ve büyük bir evi olan gözde oyuncumuz, dışarıdan çok şanslıymış gibi görünse de iç dünyasında bir sürü sorunla boğuşur.
Conner‘ı, Avustralyalı aktör Jonathan Patrick Moore canlandırıyor. Oyuncumuz diziden önce, uzun yıllardır devam etmekte olan Avustralya dizileri All Saints ve Neighbours‘ta yer almış.
Raquel
Conner’ın en yakın arkadaşı olan Raquel, ana karakterlerimiz arasında en büyük olanı. 20’lerinin başındayken parlak bir kariyeri olan kızımız, şimdiyse çaldığı her kapının yüzüne çarpılmasıyla uğraşıyor. İlerleyen yaşı nedeniyle, film ve dizilerde küçük roller bulmakta bile zorlanıyor.
Raquel‘i, Jewel Staite canlandırıyor. Oyuncumuzu çeşitli televizyon filmlerinin yanında, Firefly ve Stargate: Atlantis‘ten tanıyabilirsiniz.
Tariq
Abby’nin en yakın arkadaşı olan ve ona, bu yeni hayatında yardımcı olmaya çalışan Tariq, arkadaş çevresinde açık yaşayan bir eşcinsel. Bir müzik şirketindeki getir götür işlerini yapan karakterimizin asıl amacı ise kendi şarkılarını patronuna dinletip bu sektöre bir an önce girebilmek.
Tariq‘i, Benjamin Charles Watson canlandırıyor. Pek deneyimi olmayan oyuncumuzu, hemen iptali görmüş olan Kanada dizisi Soul‘dan tanıyabilirsiniz.
Nick
Komedyen olmak isteyen ve bir yandan da geçimini sağlamak için kahve dükkanında çalışan Nick, aynı kızlarda olduğu gibi komedyenlik işinde de başarısız kabul ediliyor. Abby’i gördüğünden beri ondan hoşlanan karakterimiz, dizinin “saf ve iyi çocuk” boşluğunu başarıyla dolduruyor.
Nick‘i, Joe Dinicol canlandırıyor. Oyuncumuzu, 4 sezon sürmüş olan aile komedisi Life with Derek‘teki 7 bölümlük konukluğuyla hatırlayabilirsiniz.
Alicia
Nick’in yakın arkadaşı olan Alicia’nın amacı, büyük turnelere katılan bir dansçı olabilmek. Tabii ki diğer gençlerimiz gibi, onun da karnını doyurması için başka bir işte çalışması gerekiyor. Karakterimiz, hayallerine ulaşmaya çalışırken bir yandan da geceleri striptiz kulübünde sahneye çıkıyor. Hatta Abby’ye de maddi sorunlarından kurtulmak için bu işi tavsiye ediyor.
Alicia‘yı, Chelan Simmons canlandırıyor. Oyuncumuzu, 3 sezonluk ABC Family dizisi Kyle XY‘dan tanıyabilirsiniz.
Bu isimlerin haricinde, dizimizin yaratıcısının sinema filmi olan Young People Fucking‘den de bazı oyunculara kadroda rastlamak mümkün. Bunlardan ilki, gençlerimizin kaldığı pansiyonu işleten Eddie. Küçük ve kalıcı rolde olan karakterimizi, türk oyuncu Ennis Esmer canlandırıyor. Yine aynı filmin oyuncularından Aaron Abrams‘a da dizide rastlıyoruz.
Ayrıca şarkı söylemek haricinde haklarında hiçbir şey bilmediğimiz ama, gençlerimizle birlikte yaşayan bir müzik grubu da her bölümde görünüp parçalarını söylemeyi eksik etmiyor.
Merak edenler, diğer oyunculara buradan ulaşabilirler.
Normalde, 3-5 kişinin birbiriyle yatıp, aşık oldukları dizileri takip etmesem de The L.A. Complex‘teki rekabet ortamı ve ünlü olma çabası beni gayet kendine çekti. Gençlik draması (özellikle The CW tarzındakileri) severlerin bir göz atmalarını tavsiye ederim.
Şans verecek olanlara şimdiden iyi seyirler!
İspiyonlu Tanıtım Filmi:
yorumlar
İlk bölümü taze bitirdim. Türünün bütün özelliklerine sahip tipik bir örneği. Bölüm çok hızlıydı ve karakter sayısı da fazla olduğu için haliyle kimseye yoğunlaşamadık. Dolayısıyla kendine bağlayan birileri de olmadı. Başta mekan olmak üzere birçok tarafı Melrose Place’i çağrıştırdığından direkt onla karşılaştırıyorum ama yok. Onu ilk bölümden bağrıma basmıştım. L.A. Comlex’e şimdilik o kadar ısınamadım. Yine de kesinlikle kötü değil. Birkaç bölüm daha izledikten sonra ısınma ihtimalim çok yüksek. E diziler de sezon finali yapmaya başladığına göre biraz daha şans vermemem için bir sebep de görünmüyor.
Yazı için eline sağlık hsparks, çok güzel anlatmışsın bence.
@rpdi: Tanıtımı beğenmene sevindim.
Karakterler benim için de pek bir şey ifade etmiyor sanırım. Bir anda diziyi sevmemin nedenini az da olsa bana Melrose Place’i hatırlatmasına bağladım. Ben ilk bölümden sonrasını peşpeşe seyrettim. 6.bölümün sonunda da “Aaaa, daha yok mu?” oldum. O sipariş edilen 13 bölüm çıkmış olsaydı kalkmadan devam edebilirdim. Kendi adıma bu senenin en çerez dizisini The L.A. Complex ilan ettim.
Facebook sayfasında yazdığına göre Tv2 yayınlayacakmış bu diziyi.
The CW yeni karakterlerle diriltmeye niyetliymiş.
Lan niye?
L.A. Complex Reboot DOA at The CW
S01E01
Melrose Place gibisinden bir dizi var karşımıza. Tipler onun kadar afilli değil elbette. LA’yi bile iyi satabildikleri söylenemez. ABD değil de Kanada yapımı bir dizi olduğu hissediliyor yani.
Jewel Staite’in karakteri Raquel en potansiyelli karakter gibi görünüyor. İlk bölümde iyi bir giriş yaptı. İyi yazılmaya devam etmişse mutlu olurum cidden. Bu bölüm çekildiği vakitlerde 29 yaşındaymış aktris bu arada ama en az 10 yaş büyük gösterdiğini belirtmem gerek.
Her daim ekranda görmekten büyük keyif aldığım Chelan Simmons’ın karakteri Alicia’yı 2. sıraya koyuyorum potansiyel açısından. 2. sezonda kadrolu oyuncu olmaktan çıkmış olması üzücü.
En merkez karakter olacak gibi duran Abby karakterini vasat buldum. Connor karakteri de o seviyelerde. Ennis Esmer’in karakteri Mr. Demir ve diğer iki erkek karakter tiplemeyi ise izlenirlikten tamamen uzak bulduğumu söyleyebilirim son olarak.
S01E02
*Not Defteri izleyelim mi derken? Onun yeni tanıştığın biri olduğunun farkındasın di mi sen? Benim sorunum ne diye soruyor bir de sağa sola!
*Öyle bir iş tanımı olduğunu bilmiyordum. Ne yapıyor yani; kamerayı sıcak mı tutuyor?
*Connor: Birinci ıska, ikinci ıska … Şimdiden soğudum senden.
*Üfff, şu Tariq ve eşantiyonlarını niye aldınız şu diziye ya?
*Geleceğe yatırım dedikleri şey bu olsa gerek. Ne yapıyorsa doğru yapıyor. Sevdim Alicia’nın yeni tanıştığı adamı. İlerde altından kötü bir şey çıkma ihtimali olsa bile.
S01E03
*Konuk oyunculuk muydu o şimdi?
*İlk anda (Bardayken) tanıyamadım Dani Kind’i. Sesi de farklı geldi hatta kulağa.
*Geçen bölümde başlayan Alicia hikayesi beklemediğim ama güzel bir yere gitti.
S01E04
*Raquel, güzelim; var o işte bir bit yeniği. Şu 4 bölümlük süreçten öğrendiğim bir şey varsa bu sektörde babana bile güvenmeyeceksin.
*Alicia: Yani, süreç kötüydü belki ama indiğimiz durak o kadar da kötü sayılmaz.
*Nick: 1. aşama: Kötü, 2. Aşama: Kötü, 3. Aşama: Kötü. Şu deneyin sonuç verme ihtimali kadar saçma bir şey yok yani.
*Nick: Her zaman yapılacak en yanlış şey neyse onu aradan kılçıkla seçip yapıyorsun. Ne diyeyim; komalık ol emi!
*Raquel:
*Sabrina karakterinin renk kattığını söylemek mümkün son 2 bölüme. 2. sezonda kadrolu oyunculuğa terfi etmiş olmasına sevindim Georgina Reilly’nin.
Fena bir sezon olmadı genel olarak baktığımda. Raquel ve Alicia karakterleri diziyi taşıyan 2 karakter oldular. Alicia karakteri hayatın rüzgarında yol alan bir yolcu, Alicia karakteri ise istediği şey için mücadeleyi bırakmayı pek sevmeyen bir savaşçı olarak karşımıza çıktılar. İkisi üzerinden de oldukça başarılı sektör eleştirileri yapıldı. Devamını da görmek güzel olurdu. Alicia’nın 2. sezonda kadrolu olmaktan çıkarılması büyük hayal kırıklığı yaratıyor bu yüzden cidden. Spun Out’tan sevdiğim
Rebecca Dalton takviyesiyle onun yaratacağı boşluğu bir miktar da olsa doldurabilirler umarım.
S02E02
*Krista Allen çıktı dizinin içinden. Az da değilmiş bölüm sayısı hani. Mutlu oldum şimdiden.
*Diğer siyahi karakter ortalıkta olmayacakken bu siyahinin kadrolu oyuncu olarak devam etmesi kadar saçma bir şey yok. Atlaya atlaya geçiyorum mecburen bu gereksizin sahnelerini.
*Şu ablayla kardeş, kötü takviyeler olmuşlar.
*Abby’nin hikayesi ise tanıdık oyuncular barındırıyor olsa da çok fazla çekmiyor açıkçası şu an için beni.
*Sarışın olma bu kadar mı yakışmaz ama ya!
İlk sezon kadar tat vereceğe benzemiyor kısacası bu sezon yani.
S02E03
Senin çekilecek derdin de hiç bitmiyor be Raquel! Üzülüyorum sana; sarıp sarmalayasım geliyor.
S02E04
Abby: You’re so easy!
S02E05
*Bundaki de ne anne travmasıymış/arızasıymış arkadaş? Bitmek bilmiyor ve ayrıca çok yapay geliyor.
*Abby kısımları eğlenceli bir hale gelmeye başladı iyice. Megan Hutchings’i Reign ve Crawford’daki kısa süreli rollerinden hatırlar ve severim. Buradaki varlığından da memnunum.
*Diğer karakterlerle en ufak bir dirsek teması bulunmayan KK gereksizinin sahnelerini tamamen atlayarak geçiyorum sezon başından beri ve bölümler en az 10 dakika kısalmış oluyor. Bu da gayet iyi bir şey aslında.
*Spun Out’tan Rebecca Dalton’ın adını kadroda görünce sevinmiştim aslında ama bu kız Ennis Esmer’den daha figüran çıktı resmen bu dizide. Varlığı cidden hiçbir şeye hizmet etmiyor.
*Abby: Nerde weirdo var buluyon valla.
*Connor: Ne bekliyordun koçum sen?
*Her gece parti olan bir motelde uyumak nasıl mümkün oluyor acep?
S02E09
*Nick: Geri zekalılıkta son noktasın resmen.
*Abby: Bir kez daha gördük ki şarkıcılığın oyunculuğundan çok daha başarılı. Yolunu bu güzergahta çizmen gerek.
*Tori Anderson takviyesi verim verdi bu bölüm.
S02E10
Tüm Kanada’yı getirmeye devam ediyorlar. Rachel Skarsten ve Carrie-Lynn Neales çıktı bu bölümün içinden de. Matt Murray geldi bir de ek olarak.
Şu ana kadarki en zayıf bölüm buydu galiba bu arada.
S02E11
Bu bölümün de pek tadı yoktu.
Raquel: Worst decision ever!
Your comment has been updated.
S02E12
*Son sahne: Geliyorum dedi ve geldi. Ben B treni yerine A treninin yola çıkacağını varsaymıştım tabii. Böylesi daha güzel oldu ama.
*Kaitlyn Leeb ve Meghan Heffern konuk çıktı bu bölümün içinden de.
*Sabrina’nın bir iş teklifi alıp New Orleans’a taşınması ve Nick ile yolun sonuna gelmeleri mantıklı bir kapanış oldu onlar açısından. Sabrina kalmaya, Nick de onunla birlikte gitmeye karar verse çok sağlıklı olmazdı.
*Beth’in Simon’ın babasına, kendisinin de üniversiteye gitmeye karar verişi de mantıklı bir kapanıştı.
*Abby’nin o hakkında hiçbir şey bilmediği garip adamla evlenişi, evli kalışı ve peşinden Almanya’ya gitmeye karar verişi ful saçmalıktı.
*Gider ayak minik bir sahneyle de olsa Alicia’yı yeniden görmek güzeldi.
Son 4 bölümlük süreçte en formsuz dönemimi yaşamış olsa da Kaldrick King denen ekstra gereksiz karakterin özellikle 2. sezondaki tüm sahnelerini atlayarak geçmiş olsam da yeterli bir dizi oldu benim açımdan The L.A. Complex. En azından 1 sezon daha devam etmiş olmasını isterdim. Jewel Staite’i tanımamı sağladığı için teşekkür ederim ayrıca diziye.