The Leftovers — Tanıtım
194 yorum iyideniye 08 Eylül 2014 00:01
Kaliteli kablolu kanallardan HBO, 29 Haziran’da bizlere bir dizi daha sundu ve 10 bölümlük bir sezonla yayınını açan The Leftovers, 7 Eylül’de de sezonu kapatıverdi. Hatta Tom Perotta’nın aynı isimli kitabından uyarlanan bu dizinin, kitabının baskısı ülkemizde de çıkmış durumda. Dahası kanaldan 2. sezon onayını da aldı. Peki, nasıl bir dizi?
Dizinin yaratıcı ve yapımcılarından birisi, kitabın yazarı olan Tom Perotta ama aslında arkasında insanlığın özellikle Lost veya Star Trek ile tanıdığı Damon Lindelof var. Lindelof, dizinin ilk sezonundaki bölümlerinin neredeyse hepsinde de yazarlık yapmış durumda. Dizinin merkez lokasyonu New York ve haberiniz olsun, bölüm süreleri normal bir HBO dizisi ayarında olsa da pilot 72 dakika kadar sürüyor. Gelelim bakalım bu dizi ne anlatıyor kısmına ve karakterlere:
Dünyada bir kayboluş, bir kesimin benzettiği ya da tanıtıma eklendiği şekliyle ‘Rapture‘ yaşanmış. Dünya nüfusunun %2’si, yani toplamda 15 New York nüfusu kadar insan 14 Ekim günü bir saniye içinde yok olmuş; üstüne de 3 yıl kadar zaman geçmiş. İnsanoğlunun hala toparlanma sürecinde olduğu söylenebilir, en azından veya özellikle yakınlarını kaybeden kişiler. Küçük oğlundan bütün ailesini kaybedene kadar birçok yaralı insan var ve hala gidenlere ne olduğuyla ilgili bir şey bulunamamış. Yaşananlarsa haliyle Dünya’yı büyük ölçüde etkilemiş. İşte biz, herkesin bir şekilde yaşamına devam ettiği bu yeni dünyaya konuk oluyoruz.
Çok uzun uzadıya anlatılabilecek bir ana konusu yok, o yüzden karakterler üzerinden devam edeceğim:
Kevin Garvey (Justin Theroux), hikayenin geçtiği Mapleton’ın şerifi. 14 Ekim’de kimseyi kaybetmese de sonrasında ailesi dağılmış. Karısı Laurie, evi terk edip adı ‘Kalan Günahkarlar’ olan bir çeşit tarikata katılmış, babası akıl sağlığıyla sorunlar yaşamaya başlayıp bir kliniğe yatırılmış, oğlu Tom evi terk etmiş ve arada sırada arayan birisi haline dönmüş. O da kızı ile birlikte yeni bir evde yeni bir hayata başlamış. Kendisi normal mi derseniz… yok, o da değil.
Laurie Garvey (Amy Brenneman), Kevin’in hala evli olsalar da nedeni bilinmeyen bir şekilde ailesini terk etmiş karısı. Katıldığı tarikat, yani Kalan Günahkarlar 14 Ekim’den sonra oluşmaya başlamış ve gittikçe kalabaklıklaşan bir oluşum. Daima beyaz giyiyorlar, birlikte büyük bir evde yaşıyorlar, dahası konuşmuyorlar. Hep birlikte yazışarak anlaşıyorlar. Günleri de gündelik işleri yapmak ve insanlara yaşananları unutturmamaya çalışmakla geçiyor. Bu halleri de Mapleton ahalisinin pek hoşuna gitmiyor haliyle. Laurie de bunların içinde ve haliyle etrafta.
Megan Abbott (Liv Tyler), nişanlısıyla evlenmek üzere bir kadın ve Kalan Günahkarlar’ın içine dahil etmek istediği için sürekli peşinde dolandığı son hedefi olarak karşımıza çıkıyor. Zaten tarikatvari olan bu oluşumu daha çok o ve onun buraya dahil oluşuyla birlikte tanımaya başlıyoruz.
Tom Garvey (Chris Zylka), Kevin ve Laurie’nin oğulları. 14 Ekim’den önce üniversite öğrencisi olan Tom’un hayatı, onu alt üst eden bir olayın üstüne bir de 14 Ekim gelince oldukça karışmış. O da şimdilerde evi terk etmiş ve annesi gibi bir çiftlikte yaşıyor olarak karşımıza çıkıyor. Wayne adında insanları ‘iyileştirip’ dertlerinden arındıran gizemli bir gurunun yanında ve diziyi açmamızla birlikte hayatı bir kere daha karışıyor.
Jill Garvey (Margaret Qualley), Kevin ve Laurie’nin kızları ve dizideki sorunlu gençlik kısmı, daha çok o ve arkadaşları üzerinden işleniyor. Annesinin terk etmesiyle ilgili bazı sorunları var. En yakın arkadaşı Aimee (Emily Meade) ile sürekli birlikteler ve ayrıca kendisini Garvey’lerin evinde de sürekli görüyoruz. Dizinin başlamasıyla kızlar ikiz kardeşler Adam ve Scott (Max ve Charlie Carver) ile tanışıyorlar ve genellikle birlikte takılıyorlar.
Matt Jamisson (Christopher Eccleston), Mapleton’ın rahibi. Yaşanan olaydan sonra, neden ve nasıl da bilinmezliğini koruduğundan insanların dine ve Allah’a bakışı değişmiş; Matt de bunu düzeltmek için uğraşıyor. Tabii bu yolda kullandığı ‘yöntemler’ insanlar tarafından her zaman takdirle karşılanmıyor. Dahası Kalan Günahkarlar grubu da bu yoldaki hedeflerinden birisi. Ayrıca hasta bir eşi de var.
Son olarak Nora Durst (Carrie Coon). Nora, Matt’în kız kardeşi ve kocası ile 2 çocuğunu 14 Ekim’de kaybetmiş bir kadın. Kaybolan kişilerin ortak noktalarını bulmaya ve yakınlarını kaybeden kişilere maddi dahil yardım etmeye çalışan Ani Ayrılış Departmanı’na bağlı olarak çalışıyor. Bu amaçla onları ziyaret ederek çeşitli sorular soruyor. Olanların üstesinden tam olarak geldiği de söylenemez.
The Leftovers kolay bir dizi değil. Daha doğrusu içeriğindeki gizem unsuru, bunun yönetimi ve kimi zaman dizideki tempo herkeslik değil. Ama benim gayet de sevdiğim bir dizi oldu. Ayrıca bazılarının benzetmeye kalktığı üzere bu dizi ‘kesinlikle’ 2. bir Lost vakası değil. Ama “Lost’u yazan bir kişinin elinden çıkmış.” dediğinizde inanması hiç zor olmuyor, o kısmı doğru. Bu tanıtım yazıldığında ve yayına girdiğinde ilk sezonunun finali yayınlanmamış olacakve dizinin mesela yayınlanan son bölümüyle hikaye bazında kendisini aşıp isteneni vermeye epey yaklaştığını düşünüyorum. Zaten bölümün reytingi dizinin premiere reytingini de geçti. Üstelik dizide, zaman zaman belli karakterlerin iç dünyasına eğinildiği bölümlerin işlendiği de oluyor, ki bu diziye ayrı bir hava katıyor.
Velhasıl, eğer The Leftovers herhangi bir yerinden ilginizi çektiyse deneyin derim, zira en azından bu kadarını hak eden bir dizi…
yorumlar
İlk ile son yazacaktım yanlış olmuş, düzelttim.
Geçen sezona göre bölümler daha akıcı olmuş.Gizem yönünü hala çok güzel yediriyorlar diziye ama esas o terkedilmişlik duygusunu bu sene Nora üzerinden öok daha iyi geçiriyorlar seyirciye.
4.bölümde Kevin ile Peti arasında geçen aşk konuşmaları da şahaneydi.Bu ikili arada böyle diyaloglara girsinler lütfen.
Nora için diyecek bir şey yok sen kalk 3 milyon doları kendini güvende hissedebileceğin kimselerin ayrılmadığı bir kasabaya yerleş ve geldiğin hafta 3 kişi yok olsun gitsin,umarım öğrenmez kadın
Reytingleri iç açıcı değil ama sonuçta herkese hitap etmeyince düşük olmasını da normal karşılıyor insan.İnşallah iptal olmaz.HBO sana sesleniyorum,sahip çıkalım şu diziye
Bluecat: +1. Bu sezon gerçekten ilk sezona oranla daha güzel gidiyor. Carrie Coon’u izlemeye doyamıyor insan
Bu bölümün vermek istediği mesajı gerçekten anlamadım ve zevk de vermedi.Geçen sezon sadece Matt üzerine çekilen bir bölüm gibi olmuş ama onun kadar hoş değildi
Siyahi abinin agresif tavırlarını daha anlamadık ama onun üzerine de bir bölüm çekseler güzel olur,havada kalmasın.
Matt’in eşinin durumu da öff yeter dedirtti yani.Kadın iki kelam etti sonra yine katatonik.Adamın yerinde olsam çatlamıştım şimdiye
Bölüm sonunda çalan şarkıda şurda dursun https://www.youtube.com/watch?v=-pxRXP3w-sQ
Sezon bitimine 3 bölüm kalmış, herhalde o zamana kadar toplarlar. Ama yaptılarsa sanırım alkışlayacağım.
@aytackara : Katılıyorum
Bu bölümü izledikten sonra bu güne iki sayko fazla gelir, o yüzden diğerini yarın izlerim artık
Virgil zehiri Kevin’a içirdikten sonra duran kalbini Epinefrin ile çalıştırarak tekrar hayat döndürecekti. Ama adam bunu yapmayarak kendi kafasına silahı dayayıp intihar etti. Ondan sonra da Virgil’in işin içinde olduğu torunu Kevin’ın cansız bedenini dışarı çıkardı.
Bana göre Kevin’ı diğer bölümde canlı görebilmemiz için tek bir senaryo var. O da Virgil’in torunun yardımıyla olur. Onun dışında şu 5-10 dakikadır okuduğum yorumların hepsi bana saçma geldi.
Diğer yandan adam gerçekten ölmüş olabilir mi? Kıllandığım taraf şu; Patty Kevin’a şu ana kadar ne yapma dediyse, aksini yaptığında zararını gördü. Zehiri içmeden öncede içmemesi için adeta yalvardı. Neyse bekleyip görelim.
Bunu beklemiyordum. Çok farklı ve duygusal bir şeyler yapmak için yola çıkmışlar. İlk bakışta bu bölüm fantastik bir hikaye sunumu gibi gözüksede, bu dizi hiç bir zaman bunu vaadetmedi ki, şimdi fikrini değiştirsin. O yüzden bu yönde kafaları bulandırmaya gerek yok, zaten bölüm benim kafamı yeterince bulandırmışken
Alternatif evren fikrini sevdim. Yalan yok bir an ne oluyoruz dediğim oldu. Hotel içinde uçuşan kuşda, Regina’nın toprağın altına gömüp 3 gün yaşaması ümidiyle dileğinin kabul olmasını beklediği kuşlardan biriydi. Ama sonu acıklı oldu, yalan yok iyi t.şa.k geçtiler
Hotelin içinde tıkılı kalanlarda oranın suyunu içenler oluyor sanırım, gerçek hayat ile olan hafızaları silinmiş oluyor. Virgil’a elveda dedik yani.
Neyse ne olduysa oldu gecenin bir yarısında daha fazla kafa yoramayacağım, Patti’den kurtulduk sanırım. 9 canlı değil ya bu?
Bu sezon finalinden sonra onay vermezsen HBO ,inşallah GOT’un reytingin dibini boylar
Matt’in karısı lal abla çok şükür yani iki kelam ettin.Sonunda yine lal kesilecek diye korkmadım değil.
3.Sezon olursa anlaşılan beyazları sık sık göreceğiz yine
Bu sezon kadro ve senaryo açısından üstüne katılarak devam edildi.Özellikle son bölümlerde Justin T.'(Kevin)nin üzerine odaklanması çok güzel oldu,adam rolünün hakkını iyi verdi.
HBO yap bi babalık da onay ver şu diziye
Yine mi?
Liv Tyler is pregnant, again!
Kadın 38’indeymiş. Geriye kalan zamanındandır bence.
3. sezonda hikayeyi Avustralya’ya taşıyacaklarmış.
Son sezon 8 bölüm olacakmış.
Ben 4 filan olur diye korkuyordum. Rahatladım. Yine 10 olsa iyiydi tabii de…
Son 4 bölümü izlemeye yeni fırsat buldum ya da sonunda izlemeye karar verdim. Bu sezon ilk sezonun çok çok üzerindeydi. Bu sezon gelenlerde eskilere uyunca gayet başarılı bir sezon ortaya çıktı.
2. sezonun 7. bölümündeyim şu anda ama artık dayanamıyorum ben bu mahalle karısı kılıklı Ann Dowd’u görmeye. Hiç sevmediğim tarzda oyuncular bu ve Margo Martindale gibi uyuz teyze rolündeki insanlar. Yıldım gerçekten bu kadını izlerken. İlk sezon sonunda bir daha gelmez ohh be rahatladım derken hala hikayenin içinde ve tek tesellim 4 bölüm kalmış olması.
Artık Anna Dowd’tan ve karakterinden nasıl nefret ettiysem kuyu sahnesindeki tepkim “Burası bu kaltağa üzülmemiz gereken yer mi ?” gibi trollemesine bir tepki verdim. Ne olur dönme artık dönme.
Cuddle time with Kevin & Nora
2. sezon finalini izledim ve beyazlardan ölesiye nefret ediyorum ilk bölümden beri. İnsan kötü karakterlerle bile bi empati kurar ama bunlarla empati kuramıyorum ya hepsi ölüp gebersinler istiyorum. Senaristler de inadına onları hikayenin kalbine koymaya devam ediyorlar. Son sezon eziyet olacak benim için ama izleyeceğim tabi ki de yine.
bu live tyler’ın kocası kapıcı mıdır nedir?, bir televizyon alsınlar eve..
Lindsay Duncan yeni sezona katılmış.
Son sezon da 2017’de yayınlanacakmış.
(At tabii, dilersen 2018’e kadar at, hatrım kalır…)
The Leftovers’: Katja Herbers To Recur In Season 3
şimdi şöyle ki elimde bekleyen bekleyen iki dizi var turn washington spies ve halt and catch fire ikisi de final sezonlarını bekliyorlar. ben de onlarla bekliyorum. yine aynı şekilde final sezonunu bekleyen bu dizi de var onların arasına katayım mı bunu da. ona göre diziyi toparlayayım elimde bulunsun. bana önerir misiniz?
kesinlikle diziden kaybolanların gizemi ağırlıklı bir şeyler beklemiyorum ama alttan alttan o konuda da gelişmeler olmasını isterim tamamen bir twd gibi o kısmı es geçip kalanların dramı bizim konumuz demelerini istemem. kalanların yaşadıkları temasına hazırladım kendimi ama mesela bir rectify misali hemen kabullenebileceğim başlarına gelecekleri merak edeceğim sevebileceğim bol karakter var mı? yine aynı olacak ama twd de mesela hiçbir karakter umrumda değildi hepsi ölse umrumda olmaz diyeceğim bir halde olduklarından en sonunda diziyi bıraktım.
kısacası eğer bağlanılabilir düzgün duyguyu geçirebilen karakterleri varsa, bu diziyi oluşturan gizeme, ana olaya yönelik de tatmin edici açıklamalarla azar azar da olsa geliyorlarsa bu diziyi de bekleyenler kısmına koymak istiyorum diğer ikilinin yanına.
Yorumuna istinaden; sen bu işe girme bence. Dizinin gidenlerle bir olayı yok, tamamen arda kalanların dramıyla dönüyor iş.
Biraz zor geldi şu an.
Bence de senin sevebileceğin bir şey değil.
Burada @unfortr yukarılarda @dkamoy demiş zaten ama bence yine de izle, güzel dizi.
dizinin gidenlerden çok kalanlara odaklanacağının farkındayım zaten. o yüzden gidenler temalı bir dizi beklentisinde olmadığımı belirttim. ama ne bileyim gidenler gitti diyip direkt normal dramaya mı bağlıyor? o kısımları hiç kurcalamıyorsa da ne bileyim o zaman bir esprisi kalmıyor o gidişin sanırım. haaa normal ölmüşlerin ardında kalanların dramı haa buu. iyisi mi final sezonu başlayınca tekrar uğrıyım buraya şimdilik kalsın.
@ozgun14 Sen benim yukarılardaki ilk sezondan sonraki yorumu bi tekrar oku bence.
okudum da geldim daha önce de okumuştum yorumunu okurken hatırladım o zaman uzak durma kararı almıştım yine alayım zaten neredeyse herkes hemfikir. kalanların dramasında en önemli şey güzel karakterler sağlam ampati yaptırmaları gerek. bu dizide de onu bulamayacağım sanırım. eee ben rectify’ın boşluğunu neyle dolduracağım.
Ya izle işte birkaç bölüm, beğenmezsen bırakırsın. Zaten 20 bölüm. 3. sezon 8 bölüm olacak. 28 bölüm çok değil.
zaten bunu da alsam bile diğer ikili gibi final sezonları gelince izlemeye başlayacam. erkenden bir ortalığı yoklayayım dediydim. her şeye rağmen beni kendine çeken bir şeyler var ama bu dizide. finalini beğenirseniz deneme ihtimalim yüksek.
https://www.instagram.com/p/BPqBeHVB7iM/?taken-by=justintheroux
The Leftovers Season 3 Promo
The Leftovers: Final Season Tease – Mature Content
The Leftovers: Series Catch Up Spot
2. sezon üzerine:
Vakti zamanında sezonu izleyememiştim, bir süre de ertelemekten girememiştim. Üçüncü sezon gelmeye yüz tutunca ben de bir ucundan giriverdim. Sanıyorum üç ay içinde yavaş yavaş bitti on bölüm.
Kesinlikle birçok açıdan ilkinden daha iyi olmuş. İyi ki vazgeçmeden bitirmişim diziyi. Ayrıca çok olmasa bile yine de ucu açık bittiğinden üçüncü sezon onayı aldığına sevindim şu an. İkinci sezonun duygu yoğunluğu kadar müzikleri de güzeldi.
Bu arada hala bu sezonun açılışını neden öyle bir kafayla yapmışlar anlamadım desem yeri. O nasıl işti kuzum? Ara ara ne izledim ben diye düşünüyorum. Neyse sevgiler.
Bir saat sürse de bayıla bayıla izledim bölümü. İlk 10 dakika yine farklı bir kafanın ürünü olmuş ve güzel de olmuş.
* Üç yıllık zaman atlamasının ardından olanlar da ilginçti. Laurie ve John’un sevgili olması özellikle. Sahi John’un karısına ne oldu o zaman? Tommy’ye polislik yakışmış.
* Dizide gözüme saçma görünen çoğu şeyin altından Matt’in çıkması tesadüf olmasa gerek.Kevin’in kitabını yazmış yahu. Ben de Kevin neden kendini öldürmeyi deniyor dyordum. Miracle sınırlarında ölmüyor yani bu adam? E peki.
* İlk sezondaki adamın kafayı sıyırmış halleri komikti.
Kendimi çok garip hissetmeme neden olan bir ilk bölümdü. Ki müzikleri ayrı bir garip zaten! Bu sezon 3 farklı zaman dilimi görmeye devam edecek miyiz bilmiyorum ama bölümün başındaki ve sonundaki sahneler noluyo laan diye bağırmama neden oldu. Umarım olanları açıklarlar!!
Meg ve Eva öldü mü? Yoksa Kevin gibi tekrar geri gelecekler mi?
Erika nerede? kızı ölünce kasabayı terk mi etti?
John neden Laurie ile birlikte ve neden o “el” işini yapıyorlar üstelik sahtekarlık yaparak.
Kevin’in sürekli kendini öldürdüğünü, Matt’in Kevin hakkında kitap yazdığını (ki incil benzetmesi yapıldı Kevin’ın durumu yüzünden) öğrendik.
Nora’nın baktığı çocuğa ne oldu? Acaba patlamada mı öldü?
Kevin’in “av arkadaşı” Dean’in söyledikleri gerçekten garipti. Çünkü hatırlarsanız Kevin’ın babası ilk sezonda bir NatGeo dergisi göstermiş ve bunlar önceden de olmuştu demişti. Derginin kapağında bir ayı ve etrafında bir kalabalık vardı. Ayrıca Dean ve Kevin’in babasının söylediklerini bölümün başındaki kasabada beyaz giyenlerin gece çatıya çıkıp gökyüzüne bakmaları ile aynı olabileceği anlamını çıkarttım.
Bölümün başındaki kasabada yaşananlar ve bölümün sonunda sonradan Nora olduğunu gördüğümüz kadının 1844’teki kasabayla benzer bir yerde olduğunu, oradaki gibi güvercinleri, rahibenin Nora’ya Kevin’ı tanıyor musun dediğinde tanımadığını söylemesi üzerine Kevin’ın yakmak istediği “kitabın” yok olmadığını anlıyoruz.
Bol bol Nora’yı izlediğimiz bu bölümde 1. bölümde aklıma takılan sorulardan bazılarının cevabını almış oldum. Ve son sahnede ağzım açık kaldı.
Erika kasabayı terk etmiş. Nora ile iletişimini kesmemiş. Nora ile olan sahnesi dışında Erika’yı fazla görmedik. Trambolin sahnesi ve şarkı çok güzeldi.
Nora’nın 1×6’da kendini vurdurttuğu bölümdeki gibi -hani şu altta cayır cayır angel of death çalan bölüm- bu bölümde de kolunu araba kapısına çarptırıp alçıya aldırttığını öğrendik ki o sırada dövmenin gösterilmesinin sebebinin Erika’ya dövmeyi neden yaptırdığıyla ilgili anlattığı olay yüzünden kolunu kapıya çarptırttığını anladık. Erika kasabayı terk etmiş. Nora ile iletişimini kesmemiş. Trambolin sahnesi ve şarkı çok güzeldi.
Nora’nın telefonda konuşup buluştuğu mark linn baker karakterinin söyledikleri ilginçti. Ayrılma bir deney yüzünden mi yoksa dünyada meydana gelen doğal bir olaydan mı oldu? O grubun yaptığı deney ne kadar gerçek?
Kendini poşetle boğarken yakalanan Kevin’ın ölmek istememesi öldüğünde gittiği yerde yaşadıkları geri dönememe korkusu ya da kendini bilinçli öldürdüğü için –1.ölümde zehirleneceğini bilmiyordu başkası aracılığıyla öldü. 2.ölümde vurulacağını bilmiyordu yine başkası aracılığıyla öldü- başka bir yere gidermiyim ki korkusunu yaşadığını düşünüyorum.
Nora’ya Avustralyadan gelen telefon, Kevin’ın Nora ile gitmek istediği an aha buradan fena şeyler çıkacak dediğimde, sonraki sahneleri ağzım açık izledim. Ve son sahne BAM! Kevin Nora sahnesinden sonra aborjin çalgısı eşliğinde izlediğimiz sahneler, Kevin isminde polis şefini arayan atlı kadınların ismi Kevin olan polis şefini öldürmek istemesi, aradığımız Kevin bu mu acaba diye birbirlerine sordukları sahnelerde nasıl öğrendiklerini anlamamıştım. Aklıma kitap gelmişti ama ne alaka derken ve son sahne; Kevin’ın babası eski polis şefi Kevin Sr.’ı gördüğümüz an! Bakalım 3. bölümde nasıl bağlayacaklar.
3×05 üzerine:
Matt karakerini pek sevmediğimden bölüm aman aman sevdiğimi söyleyemem ama bölümün başı ve özellikle de sonu güzeldi.
Allah sizi ne yapmasın
Resmen bitiyor caĞnım dizi.
* Liv Tyler’ı resmen ilk görüşte tanımakta zorluk çektim, sonradan jeton düştü. Savunma Bakanı’nın Patti olmasına tabiiki şaşırmadım. Ama bu bölümdek paslaşmaları güzedi.
Bölüm sonunda ben de aynı soruyu sordum: Sahi şimdi ne olacak?
3. sezon ne güzel gidiyor. Her bir bölümünü bayıla bayıla izliyorum. Giriş jeneriğindeki şarkının sürekli değilmesi de hoşuma gidiyor. Normalde jenerikleri atlardım ama bu sefer ne çalacaklar diye özellikle bekliyorum.
Matt’li bölümü oldukça güzel olmuş. Sonunda olana bayağı bir güldüm
Koklaya koklaya izliyorum diziyi. Benim için sadece 3 bölüm kaldı
3×06, yani
bölümü çok çok güzeldi. Malum yerinde duygulanmamak elde değildi.
Benim için kaldı 2 bölüm
3×07 de yine güzeldi.
Kim ulan bu adam? Çözebilen varsa söylesin.
The Book of Nora bölümü ile veda edeceğiz. Kevin, Nora’yı kurtarmaya gidecek herhalde. 3×01’in sonunda olan olaylara bir açıklık gelecek en sonunda. Nora, nerede, adı niye Sarah, niye rahibeye Kevin isminin kendisi için bir şey ifade etmediğini söyledi? Ay ay,çok merak ettim.
Bölümde penis olayına güldüm tabi Ayrıca kendisini tek başına boğduğu sahnede babası ve diğerleri onu çıkardığında, babasının, “birlikte yaparız sanmıştım” dediğinde güldüm