The New Adventures of Old Christine : tanıtım
15 yorum jane doe 05 Eylül 2006 16:37
christine, yeni boşanmış bir anne olarak yeni yaşamına uyum sağlamaya çalışmaktadır. ancak bu iş eski kocası hala hayatındayken ve işe yaramaz kardeşiyle yaşarken pek de kolay değildir. eski kocası christine isimli çıtır bir hanımla beraber olmaya başlayınca işte “”old christine”” için sitcom başlar. geleneksel ve şu aralar popüler olan bir hikaye çizgisine sahip olmasına rağmen (belki de tam bu sebeple) julia-louis dreyfus bu dizi sayesinde seinfeld lanetini kırdı. bilindiği üzere seinfeld oyuncularının yaptıkları dizi ve programlar pek tutmamıştı (watching ellie, listen up!, the micheal richards show gibi).dreyfus’a eşlik eden oyunculara bakacak olursak ilk olarak christine’in eski kocası richard rolünde clark gregg ‘i görüyoruz. kendisi en son the west wing‘de fbi ajanı casper olarak boy göstermiş, bunun dışında sex and the city, csi gibi televizyon dizilerinin yanı sıra magnolia, usual suspects, artificial intelligence gibi sinema filmlerinden de tanıdık gelebilir. chrstine’in kardeşi matthew Hamish Linklater, “new christine” ise will&grace‘te Joanne olarak izlediğimiz Emily Rutherfurd tarafından canlandırılıyor.diziyle ilgili birçok yorum yapılıyor ve elbette hepsi seinfeld ile karşılaştırma yapmadan geçemiyor. bunlar arasından belki de durumu en basit şekliyle tesbit eden los angeles times’ın yorumuna göre bu dizide absürdlükler olmasına rağmen olaylar çoğunlukla yaşanabilen insan ilişkileri içinde kalıyor ve seinfeld‘den farklı olarak izleyicinin karakterlerle empati kurmasına olanak sağlıyor.
yorumlar
ben bu diziyi sevdim, seinfeld ile karşılaştırılması ise saçma. zaten konular yakınlaşamıyor. ama julia’nın malum lanetli denilen seinfeld sonrası performanslarını da ile karşılaştırınca bu içlerinden en başarılı olanı o gerçek.
elaine’e benziyor mu karekter… eh evet.. old christine her seferinde inanılmaz utanç verici durumlara düşmeyi becerebiliyor, bu yönüyle zaten benziyor.
tüm bunların dışında dizi fena değil, christine’in oğlu çok tatlı. eski kocasının tutukluğu ilk başlarda rahatsız edici olabiliyor. bir de dizi gittikçe komikleşti. ikinci sezon başladıktan sonra kalıp kalmayacağı çok belli olur diye düşünüyorum, konuyu şu an olduğu yerden 2 sezon daha öteye götürebilmeleri için çekici fikirlere ihtiyaçları var yoksa sıkıcı olacak.
bu sene emmy aldı sayın dreyfus christine deki performansı ile. ama açıkçası öyle “o kadar da inanılmaz bir oyunculuk” var mı bilemiyorum.
izlemesi keyifli, ama işte yine sürekli başında kötü şey gelen kadın rolüne dreyfus.
tanıtımdan ve yorumlardan 2 sene sonra bir güncelleme yapayım istedim. o zaman henüz taze sayılabilecek dizi şu an 4. sezonunu sürdürüyor. çok daha oturmuş durumda. julia louis dreyfus’u rolünde çok başarılı buluyorum zira yaptığı densizlikler ile kafasını koparma hissini başarıyla uyandırıyor zaman zaman bende. elaine ile christine arasında karakter anlamında ben çok fark gördüm. dreyfus iki tiplemeyi gayet farklı canlandırmış bana kalırsa. diğer karakterler ve genel olarak diyaloglar da gayet başarılı. christine’in kardeşi matthew ve en yakın arkadaşı barb özellikle diziye renk katıyor diye düşünüyorum. insanı gülmekten yerlerde süründüren bir sitcom değil ama konu ve yapı olarak oturmuş, başarılı bir dizi old christine.
1. sezon üzerine;
Cidden çok iyi sitcom yapmış adamlar helal olsun! Bu diziyi daha önce fark etmemiş olmama şaşkınım.
İlk sezon için tek bir sıkıntı vardı o da; daha önce Happy Endings’in ilk sezonunda da karşıma çıkan bölümlerin kanal tarafından çekildiği sırayla yayınlanmamış olması. Happy Endings’de o kadar eğreti durmamıştı bu hata ama; burada özellikle 9. bölümden itibaren fazlaca göze batar oldu. İlk bölüm ve sezon finali dışındaki bölümlerin sıralanışı karman çormandı resmen.
Old Christine, New Christine, Richard ve Matthew… Hepsi muhteşem karakterler. Old Christine’in kendini utandıran tavırları, New Christine’in naifliği, Richard’ın doğallığı ve Matthew’in ani çıkışları… Hepsini izlemek ayrı ayrı büyük keyif.
Ara ara kahkaha attıran, sürekli gülümseten, oyunculukları iyi, ekip uyumu muhteşem, bölüm hikayeleri keyifli, başarılı bir komedi olmuş The New Adventures Of Old Christine. Kalan 4 sezon da aynı şekilde devam eder umarım.
@pirate iyi hatırlattın ben de şu diziye uzun bir zaman sonra devam edeyim. Hatrılamıyorum ama 2011’de falan 2.sezonunu izleyip ara vermiştim. Yeniden başlayayım şu diziye
@dogukantmeric 5 senelik bir ara? Kısa bir ‘ara’ olmuş gerçekten.
Aa bu dizide Clark Gregg varmış. Bir ara bakayım ben de ilk sezonuna.
@pirate: Aynen. 3 yıl önce falan devam edeyim dedim kaldığım bölümü hatırlayamadım. Artık yeniden başlarım herhalde
Bu iki bölümde şov yaptılar adeta. Kıkırdamaktan çenem ağrıdı resmen. Hamish Linklater, Matthew karakteri ile yardırıyor valla. Her repliği olay!
Bütün karakterler arasındaki uyum da fevkaladenin fevkinde olunca tadından yenmiyor dizi.
5. bölüm: Christine’in
sahne ve dayı-yeğen uyku seansları harikaydı.
6. bölüm: Christine-Stan ilşkisi bana Alan-Lyndsey (Two And A Half Men) ilişkisini anımsatıyor. Seviyorum aralarındaki dinamiği.
S02E09
Şu ana kadarki en zayıf bölümdü. İlk defa hiç güldüremedi. Hatta gülümsetemedi bile!
S03E07
Timmycan sağ olsun, şu ana kadarki en iyi bölümlerden biri oldu. Gülmekten yoruldum bu bölüm. Yas farkı konusunda bundan daha iyi komedi çıkartılamazdı heralde.
3. sezon üzerine;
Bu sezon, vasat gecen 2. sezonun üstüne ilaç gibi geldi bu arada. 2. sezonu 20 küsur bölüm çekeceğiz diye bir sürü vasat bölümle doldurmuşlardı. Bu sezon ise 10 bölümdü ve 8’i falan güzeldi yani.
S04E01
Güzel başladı sezon.
Old Christine, sığlıkta kendini aştı resmen bu bölüm.
New Christine’in ‘Yes, please!’ tepkisi hoştu.
S04E19
Çok güzel bir bölümdü. Özellikle 2. yarısı harikaydı. Matthew ve Ritchie’nin saçları muazzamdı gerçekten. Seri kahkahalar attırdı o görüntü. Old Christine’in ‘Bu şekilde kimse gebelikten korunamaz.’ repliği ve Marly-Lindsay ikilisinin Old Christine’e Meksikalı mülteci muamelesi çekişi de süperdi. Sezonun muhtemelen en çok kahkaha attıran bölümü oldu.
S05E13
Sezonun en iyi bölümüydü kesinlikle. Dizinin en çok güldüren bölümlerinden biri oldu ayrıca.
Bölüm konukları Eric McCormack, Clea Lewis ve Blair Underwood, Julia Louis-Dreyfus ve Hamish Linklater’a çok başarılı bir şekilde eşlik edince tadından yenmedi valla. Eric McCormack’ın son birkaç bölüme katkısı çok büyük gerçekten.
S05E21 (FİNAL)
Aaa bu dizi planlı bitmemiş ya, iptal olmuş! 5 sezonluk diziyi finalsiz uğurlamak büyük ayıp olmuş cidden. Shame on you CBS!
Yine de çok başarılı bir komediydi, bitmesine üzüldüm, güzel bir şekilde hatırlayacağım her zaman.
Yanlış anlaşılmasın dizinin Chuck Lorre ile bir bağlantısı yok ama; Chuck Lorre komedilerini sevenler bu diziyi de sever bence.