The O.C. || Sonra Biri Girer Hayatına ve Değişir Her şey
72 yorum ozgun14 06 Mart 2013 14:42
Yayınlandığı dönemde gençlerin aklını başından alan bir gençlik dizisi var karşınızda.
Zenginlik içinde hayatlarını sürdüren Orange County sakinlerinin hayatına dahil olmak durumunda kalan taşralı bir gencin hayatını, adaptasyon sürecini, arkadaşları ile ilişkilerini anlatıyor dizimiz.
Türü: Gençlik Drama
Yaratıcısı: Josh Schwartz(Chuck * ve Gossip Girl *)
Sezon-Bölüm sayısı: 4 sezon ve 92 bölüm
Yayın tarih aralığı: 3 Ağustos 2003 – 22 Şubat 2007
Bölüm süresi: 42 dakika
Yayınlandığı kanal: FOX
Türkiye’de yayınlandığı kanal: CNBC-e
Jenerik müziği: Phantom Planet – California
(Ben yerinizde olsam tanıtımı okurken bir yandan da jenerik müziğini dinlerdim. Gerçekten çok güzel bir şarkı ve çok hoş da bir klibi var. Bağlantıya tıkladığınızda link ayrı sayfada açılacaktır.)
California’nın tehlikeli muhitlerinden biri olan Chino’da yaşayan Ryan, ağabeyi yüzünden karıştığı bir araba hırsızlığı nedeniyle başı derde girince, kendisini adliye koridorlarında buluyor. Ağabeyi hapse girerken, Ryan reşit olmadığı için ceza almadan kurtuluyor. Ama ailesi artık onu evde istemediği için kendisini kapının önünde buluyor. Ryan’ın davasında görevli olan Sandy Cohen, Ryan’ın bu durumuna üzülüyor ve onu, kendi evine götürüyor. Böylece Ryan, bambaşka bir dünyanın kapısını da aralamış oluyor.
Şu ana kadar geçmişi sürekli kendisine engel olsa da artık, daha güzel bir geleceğe sahip olma şansı var ve bunu da en iyi şekilde değerlendirmek istiyor. Ama ön yargıları yıkmak, atomu parçalamaktan zordur. Kendisini kabul ettirmesi gereken bir aile ve bir çevre var. Tabii ona hemen kucak açanlar da yok değil. Onların da yardımıyla Ryan’ın O.C. serüveni başlıyor.
” Ryan Atwood “
Ben McKenzie tarafından canlandıran karakterimize, daha önce de bahsettiğim gibi hayat çok adil davranmıyor. Sorunlu bir ebeveyn, daha da sorunlu bir ağabey derken başı dertten kurtulmuyor. Her şeyin ters gittiği bu dönemde Sandy ile tanışıyor ve hayatı değişiyor. Tabii her şey göründüğü kadar kolay olmuyor. Dahil olduğu dünya onun için çok farklı bir dünya. Çok çetin şartlarda yaşamış biri için fazla yumuşak. Sandy’e minnetinden dolayı, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Beladan uzak durmaya çalışıyor. Çünkü onu hayal kırıklığına uğratmak istemiyor. Ama şımarık zengin gençlerinin, sınırları zorlamakta üstlerine yok. Her şeye rağmen Sandy’nin oğlu Seth’le dostlukları ilerledikçe her şey daha da kolaylaşıyor.
” Seth Cohen “
Hazır Seth demişken, ondan bahsedelim: Adam Brody tarafından canlandırılan karakterimiz Cohen’lerin tek oğlu. Sosyal olarak biraz uyumsuz biri diyebiliriz. Bu yüzden de pek fazla arkadaş edinemiyor. Yıllardır yan evlerindeki yaşıtıyla bile muhabbete girme gereği duymamış. Kendini dış dünyaya ve insan ilişkilerine kapamış olan Seth’in tek ilgilendiği şey, çizgi roman dergileri. En büyük hayali ise bir yelkenliyle tek başına okyanusa açılmak ve dünyayı dolaşmak. Çünkü Ryan gibi o da kendini bu çevreye ait hissetmiyor. Tabii eve gelen misafir her şeyi değiştiriyor. Ryan’a hemen ısınan Seth, onu gerçek bir kardeş gibi kabul ediyor. Aslında pek de sevmediği Orange County, onun için daha yaşanır bir hale geliyor.
” Marissa Cooper “
Mischa Barton tarafından canlandırılan karakterimiz Cohen’lerin yan komşusu. Hani şu Seth’in komşu olmalarına rağmen hiç konuşmadığı “komşu kızı” kısacası. Sorunlu ergen serimizin (Joey, Serena, Peyton gibi…) bu dizideki karşılığı da Marissa. Sorunlu aile ilişkileri yüzünden zor dönemler geçiriyor. Sürekli kendini içinden çıkılmaz durumlara sokuyor. Julie gibi bir annesinin olması da bu durumu pek kolaylaştırmıyor. Ryan’ın gelişiyle, Marissa da ona kucak açıyor. Onu hemen kabulleniyor. Genelde zamanını ya zengin, züppe sevgilisi Luke ile ya da en iyi arkadaşı Summer ile geçiren Marissa için yepyeni bir dostluk başlıyor.
” Summer Robberts “
…ve sıra geldi Marissa’nın en iyi arkadaşı, Seth’in çocukluk aşkı olan Summer’a. Rachel Bilson tarafından canlandırılan karakterimiz Newport Beach’in popüler kızı. Annesi, boşanmalarının ardından Summer 13 yaşındayken evi terk etmiş ve o zamandan beri de onunla iletişime geçmemiş. Babası ünlü bir estetik cerrahı, ayrılıktan sonra yeni biriyle evlenmiş. Summer’ın, üvey annesinden “üvey-canavar (step mother:step monster)” diye bahsetmesinden, onu ne kadar sevdiğini anlayabiliyoruz. Zamanını genelde partilerde veya Marissa’yla geçiren bu güzel kız, aslında sadece birkaç bölümlük düşünülmüş. Ama Bilson, seyircileri kendisine aşık edince, kendini kadrolu oyuncu olarak buluvermiş.
” Sandy Cohen “
Peter Gallagher tarafından canlandırılan karakterimiz, aslında sizin de bildiğiniz gibi bir nevi bu hikayenin başlama nedeni. Avukat olan, ama kendini sosyal projelere adayan idealist kamu savunucusu Sandy, dava sırasında tanıştığı Ryan’a kendisini yakın hissediyor ve onu evine alıyor. Bu yakınlığın sebebi, kendisinin de o çevreden gelmiş olması belki de. Hem onu yaşadığı zor durumdan kurtarmak istiyor, hem de uyumsuz oğlu Seth için iyi bir arkadaş olabileceğini düşünüyor. Tabii eşi Kristen’a sormadan böyle büyük bir adım atması biraz ortalığı karıştırıyor. Başı dertten derde giren sorunlu bir genci evine almak, iyilik meleği Sandy için çok zor olmasa da diğer insanlar tarafından o kadar da normal karşılanmıyor.
” Kirsten Cohen “
Kelly Rowan tarafından canlandırılan karakterimiz, Cohen Ailesi’nin annesi. Sanat tarihi mezunu olan Kirsten, babası Caleb’in sahibi olduğu şirketin CEO’luğunu yapıyor. Mutlu evlilikleri ile kıskanılan bir çift. Kocası gibi çok iyi niyetli biri olan Kirsten, bir anda evlerine gelen Ryan’a doğal olarak kocası kadar ılımlı yaklaşamıyor. Evinde, sırf gidecek başka bir yeri yok diye tanımadığı birinin kalmasını istemiyor. Ama yine de içi el vermiyor ve onu geçici bir süreliğine konuk etmeyi kabul ediyor. Ona, bahçelerindeki havuz evini hazırlatıyor. Aslında geçici olduğunu düşündüğü bir ilişki de böylece başlamış oluyor.
” Julie Cooper “
Melinda Clarke tarafından canlandırılan karakterimiz, daha önce bahsettiğimiz Marissa’nın sorunlu annesi. Kendisi bencil, kendini beğenmiş, sığ, basit ve paradan başka bir şey düşünmeyen, annelikle uzaktan yakından alakası olmayan bir kadın. Çok mu ağır oldu? İzleyince bana hak vereceksiniz. Kendi çıkarları için kıyafet değiştirir gibi sevgili değiştiren Julie, Marissa’nın babası Jimmy ile beraber. Şimdilik tabii… Maddi problemler yüzünden araları açık olan çiftimizin arasında geçen tartışmaları hazmetmek, Marissa için de çok kolay olmuyor.
Jimmy Cooper: Tate Donovan tarafından canlandırıldı. Julie’nin kocası ve Marissa ile Kaitlin’in babası. Kirsten ile ortak bir geçmişleri var. Bir dönem sevgili oldular. İşiyle ilgili hoş olmayan durumlar ortaya çıkınca, hem maddi olarak hem de manevi olarak çok zor durumda kaldı; ailesini de çok zor durumda bıraktı.
Caleb Nichol: Alan Dale tarafından canlandırıldı. Kirsten’in babası ve aynı zamanda patronu. Biraz geçimsiz biri. Ryan’dan pek hazzetmiyor. İlişkiler açısından da ne şimdi, ne de geçmişte düzgün biri sayılmaz.
Luke Ward: Chris Carmack tarafından canlandırıldı. Marissa’nın zengin, züppe sevgilisi. Ryan’ın gelişi onu pek mutlu etmişe benzemiyor. Bunu da tavırlarıyla çok rahat belli ediyor.
” Kaitlin Cooper ” ve ” Taylor Townsend ”
Kaitlin Cooper: Willa Holland tarafından canlandırıldı. Marissa’nın küçük kardeşi. İlk sezonda birkaç bölüm yer alan, daha sonra çıkan problemler yüzünden yatılı okula gönderilen Kaitlin’i uzun bir süre boyunca son görüşümüz oluyor. 3. sezondan itibaren kendisi şehre geri dönüyor.
Taylor Townsend: Autumn Reeser tarafından canlandırıldı. Tayfayla aynı okuldan, kontrol manyağı, çok konuşan, mükemmeliyetçi bir kız. 3. sezonda aramıza katılanlardan.
“Bunlar kim yahu? O kadar okuduk, resimlere baktık, bunları ilk defa görüyoruz.” diyeceksiniz biliyorum; ama demeyin. Şimdi açıklıyorum. 4 sezon boyunca bize eşlik etmeseler de belli sezonlarda birbirlerinden ayrı olarak önemli rolleri olan bu karakterleri bir araya getirip böyle bir poz çıkatmışlar. Hoşuma gittiği için paylaştım. Karakterleri tanıtmayacağım. Hepsi, dizinin farklı dönemlerinde parça parça karşınıza çıkacak.
Eğer izlerseniz 4 sezon boyunca size eşlik edecek olan Orange County sakinleriyle tanıştınız. Umarım keyif almışsınızdır.
Bütün gençlik dizileri gibi aile içi sorunlara, ilişkilere, aşka, dostluğa, ölüme, kayıplara, pişmanlıklara, umutlara ve bunun gibi daha birçok konuya değinen bu dizi, bence diğerleri arasında bir fark yaratmayı başarıyor. Güzel bir finalle de sona eriyor.
Birçok ödüle aday gösterilen bu güzel dizimizin adaylıkları için buraya bakabilirsiniz.
Diziyle ilgili tırıvırı bilgiler:
- Melinda Clarke (Julie) ile her bölümde yer almasına rağmen Rachel Bilson (Summer) ilk sezon ortasına kadar konuk oyuncu olarak görünmüşler. Daha sonra ikisi de kadrolu oyuncu olarak yerini almış jenerikte.
- Daha ilginç olanı ise, Rachel konuk oyuncu olmasına rağmen her bölümde ana rol alırken, dizinin kadrolu oyuncuları olan Tate Donavan (Jimmy) ile Chris Carmack (Luke) çoğu bölümde yer almadılar.
- Cohen’lerin havuzu sadece 1,5 metre olduğundan içinde yapılan çekimlerde oyuncular diz üstü çekim yapmak zorunda kalmış.
- İsmi aslında Orange County olacakmış; ama aynı yıl çıkan aynı isimli bir film yüzünden değiştirmek zorunda kalmışlar.
- Adam Brody (Seth), aslında Ryan rolü için seçmelere katılmış.
- Daha çok başlarda Ryan’ın, Sandy’nin evlilik dışı çocuğu olması planlanmış.
- Adam Brody yelkenlilerden hiç hazzetmiyor; o yüzden Seth’in yelkenliyle denize açıldığı sahnelerde 40 yaşındaki dublörü yerine geçiyormuş.
- Chad Michael Murray’e, Ryan rolü teklif edilmiş; ama o reddedip One Tree Hill dizisine başrol olarak katılmış.
- Ryan ve Seth, sadece iki bölümde sarılmışlar. Pilot ve final bölümlerinde.
- Bölümlerde çalan müzikleriyle bir efsane haline gelen dizi, yayınlandığı süre boyunca tam 6 tane album çıkartmış. Dizinin giriş jeneriğinde çalan şarkı da bunlardan en meşhuru.
İzleyenler için unutulmaz olan, tekrar tekrar izlenip duygulanılası jeneriği.
Bu da izleyecek olanlar için tanıtım filmi. Düşük kalite için özür diliyorum. Daha uygununu bulamadım.
Keyifli seyirler diliyorum.
yorumlar
TUTTUM!
İsmini pek sık duydum ama hiç izlemedim, bu saatten sonra da zor gibi.
Tanıtım için teşekkürler, ellerine saglık @ozgun14
Ben de TUTTUM! ellerine sağlık @ozgun14;
Ben de çok eskiden beri duyarım Gossip Girl bu kotamı dolduruyordu; ama hazır izlemiyorken aslında bir bakabilirim gibi geliyor, tanıtımda teşvik etti hani. Bakalım kesin olmamakla birlikte listeme alayım ben bunu.
Tanıtım bir okuyanı kendine çekmek için gerekene fazlasıyla sahip. Gayet kaliteli olmuş, burada da bulunması gereken bir şeydi. Eline sağlık.
Bir de: “Chad Michael Murray’e, Ryan rolü teklif edilmiş; ama o reddedip One Tree Hill dizisine başrol olarak katılmış.” … İyi yapmış.
Daha bi gençken bayıla bayıla izlediklerimdendi (: Ryan’ın zaman zaman takındığı o Küçük Emrah halleri beni benden alsa da Marissa favorimdi (; 3. sezonla birlikte dizi benim için bitmişti, ki öyle de olmalıydı aslında. İte kaka giden bi 4. sezon sonunda da bitirdiler zaten. Tanıtımdaki şu dördünün kumsalda olduğu fotoğraf o kadar güzel ki özlediğimi fark ettim bi an.
PS: Gözden kaçmış sanırım ama Orange Country değil ‘County’ olacak orijinali.
@desperate houseboy : Uyyy hakikaten gözden kaçmış. Ben onların hepsini county diye okuduydum editlerken. Hemen düzelttim şimdi, sağol.
yok yok gözden kaçmadı aslında. ben country biliyordum. ve de tanıtım hazırlarken bir yığın yerde ismini okumama rağmen bildiğim gibi görmeye devam etmişim. bakar ama görmez derler ya sonra sen diyince döndüm yukarı bütün yazıda countryler zaten düzeltilmiş. dkamoy düzeltti sanırım.
bu arada ellerine sağlıklar için teşekkürler. zamanında sevdiğim bir diziydi eğer ileride zamanım olursa aynı desperate houseboy gibi ben de ilk 3ü sevdiğimden onları tekrarlayabilirim.
ben de tuttum daha güzel bir tanıtım düşünemiyorum.. favorim adam brody’nin çok iyi yerlere geleceğini düşünürdüm o konuda biraz hayal kırıklığı yaşıyorum.
Öncelikle keyifle okudum,tanıtım için teşekkürler.
Her gençlik dizisine bir nesil dersek, The O.C. için 3. nesil gençlik dizisi tanımı yapmak çok yanlış olmaz. Birinci nesil Beverly Hills, 90210, İkinci nesil Dawson’s Creek ise The O.C. 3. nesle denk geliyor. Gossip Girl için 4., 90210 için 5.nesil diyebiliriz. Tutarsa The Carrie Diaries onların ayak izlerini takip edecek. (işin ilginç yanı sırasıyla, California-Boston civarı-California-New York- California-New York şeklinde bir sıralama olmuş bu gençlik dizilerinde, sırayla bir yakandan diğerine geçmiş adamlar).
The O.C, ilk 3 sezonu ile oldukça sağlam bir gençlik draması, 4.sezona da bomba gibi başlamışlardı ama ilerleyen bölümlerde dizi 180 derece dönerek tamamen başka bir kulvara kaydı ama hiç sıkmadan,eli yüzü düzgün, biraz duygusal bir final ile bitirdiler diziyi. Dizideki bütün karakterleri (en kötü gibi gözükenleri de dahil olmaz üzere) çok sevdiğimi söylemeliyim. Ben McKenzie’nin ilk işlerinden biri olduğu için başlarda oyunculuğu biraz sırıtsa da (Küçük Emrahsal bakışları ve tavırları ile), sonradan o da diziye güzelce ısındı. Kelly Rowan ideal anne, Peter Gallagher ideal baba karakterleri ile hemen seviliyor zaten. Rachel Bilson’ı, Melinda Clarke’ı ve Olivia Wilde’ı tanımamıza neden olduğu için ayrıca bir teşekkürü hak eder bu dizi.
Marissa’nın sıyırdığı anlar benim de hoşuma giden anlardır bu arada. Marissa – Alex olayı da diziye ayrı bir tat katar
@ozgun14’ün dediği gibi jenerik şarkısı (Phantom Planet- California) oldukça güzeldir, özellikle ilk bölümde, Ryan’ın telefon ile Sandy’i aradığı sahnede çalan akustik versiyonunun muhteşem olduğunu söylemeliyim. Sezon sonunda Jeff Buckley’den Hallelujah öyle bir yerde girer ki, offf of yani.
Kısacası doğru düzgün bir gençlik dizisi arıyorum diyenlere şiddetle tavsiye ediyorum.
Sonradan Ek: @desperate houseboy benden önce davranarak küçük emrahsal olaya değinmiş
Ellerine sağlık @ozgun14
Gençlik dizilerinin güncel olarak takip edilmesi gerektiğini düşünürüm, o yüzden benimde çoğu yerde ismini duymama rağmen izleme listeme alamayacağım.
ozgun14 ellerine sağlık, gerçekten süper bir tanıtım olmuş.
İtiraf etmeliyimki bu diziyi izlemeye başladığımda gençlik dizisi izleyecek yaşı epey bir geride bırakmıştım Draması ve mizahıyla (benim hatırladıklarım arasında) yapılmış en sağlam gençlik dizilerinden biridir bence. Tabii bana göre facia olan 4. sezonu saymazsak. Keşke diziyi 3. sezondaki o malum final sahnesiyle bitirmiş olsalardı. İlk 3 sezonun yanında son sezon çok zorlama kalmıştı.
Dizinin bu kadar sevilmesindeki önemli nedenlerden biri de (son sezon diziye son anda sokuşturulduğu belli olan adını hatırlamadığım kız hariç) dizide yer alan bütün oyuncuların oynadıkları karakterleri çok iyi canlandırmasıdır.
Bu kadar laf edip Adam Brody ve Rachel Bilson’dan söz etmesem olmaz sanırım. İki oyuncu da yan karakter olmalarına rağmen performanslarıyla deyim yerindeyse senaristten döve döve daha fazla sahne alıp kısa bir süre sonra esas kız ve oğlandan daha fazla kendilerini sevdirmeyi başarmışlardı.
İlginçtir bu dizide oynayan genç oyuncular arasında yıldızını parlatan biri sonradan katılan iki yan karakter (hatta biri misafir oyuncuymuş ) Rachel Bilson ve Olivia Wilde oldu.
Dizinin müzikleri gerçekten çok iyiydi. Soundtracki ise kolay kolay eskimeyecek türden. Hala sık sık dinlerim
@abidin77: “Birinci nesil Beverly Hills, 90210, İkinci nesil Dawson’s Creek ise The O.C. 3. nesle denk geliyor. ” Yaptığın tespite kesinlikle katılıyorum. Bana göre Dawson’s Creek ile The O.C de dahil yapılan gençlik dizilerinin pek çoğu Beverly Hills,90210’un izinden giderek işin kaymağını yeseler bile, bu üç dizi yayınladığı dönemde hitap ettiği kitlenin dizi denilince unutulmazları arasına girdiği kesindir.
mükemmel bir tanıtım olmuş, gerçekten çok leziz. bayıla bayıla da izlemiştim
Orta okul dönemimin bir bölümünde gayet severek takip etmiştim. Hatta en sevdiğim diziydi sanırım. Fakat 3.sezonuyla birlikte o kadar sıkmıştı ki beni direk bırakmıştım birkaç bölümün ardından.
2.sezon spoilerı!!
Ben Marissa ve Alex’ciydim. İlişkilerinin biteceği her ne kadar başlamasından belli olsa da bir umut bekliyordum yine de. O durumdan sonra da bir daha giremedim diziye.
spoiler bitti!!
Tanıtım için ellerine sağlık
diziyi uyarlanıyor. adı da medcezir olacakmış. başrollerinde de serenay sarıkaya ve çağatay ulusoy var.
Normalde yapmayacaktım ama dayanamadım. İlki çıkmışken ekleyeyim bari. Bir de tek bir şey söyleyeceğim: Tövbe yarabbimlerim geldi, o saçlar ne o saçlar?!
Serenay Sarıkaya, neee kadar güzellll
Olivia Wilde’ı kim oynayacak peki ?
IMDB’ye göre Olivia Wlde’ın karakteri 2×03’te geliyormuş. Karıştırıyor olmayasın? Daha doğrusu erken yani.
@abidin77 çok hatırlamıyorum ama olivia wilde ‘nın karakteri
bu yüzden olivia wilde’nın canlandırdığı karakterin bu dizide yer alcağını sanmam
Ben gelecek için konuşmuştum zaten @aytackara Zaten konuk olarak geliyordu.
@towanda: Evet, öyle.
Yani olmayacağını bildiğim halde soruyorum işte
@abidin77 Revenge’deki Tyler’ı erkek mi canlandırıdı sanki, bizim Türkler halleder o işi de, don’t worry! ::)
@aytackara: Valla Türk işi Revenge’i seyretmediğim için bilmiyorum; ama öyle, hallederler bir şekilde.
Olivia Wilde deyince; ilk ortaya çıktığı işlerden biridir The OC. Ondan sonra aldı,yürüdü. İyi de oldu. Gerçi ben The OC’yi ilk seyrettiğimde zaten ünlü olmuştu bile (TRON: Legacy, House).