The O.C. || Sonra Biri Girer Hayatına ve Değişir Her şey
72 yorum ozgun14 06 Mart 2013 14:42
Yayınlandığı dönemde gençlerin aklını başından alan bir gençlik dizisi var karşınızda.
Zenginlik içinde hayatlarını sürdüren Orange County sakinlerinin hayatına dahil olmak durumunda kalan taşralı bir gencin hayatını, adaptasyon sürecini, arkadaşları ile ilişkilerini anlatıyor dizimiz.
Türü: Gençlik Drama
Yaratıcısı: Josh Schwartz(Chuck * ve Gossip Girl *)
Sezon-Bölüm sayısı: 4 sezon ve 92 bölüm
Yayın tarih aralığı: 3 Ağustos 2003 – 22 Şubat 2007
Bölüm süresi: 42 dakika
Yayınlandığı kanal: FOX
Türkiye’de yayınlandığı kanal: CNBC-e
Jenerik müziği: Phantom Planet – California
(Ben yerinizde olsam tanıtımı okurken bir yandan da jenerik müziğini dinlerdim. Gerçekten çok güzel bir şarkı ve çok hoş da bir klibi var. Bağlantıya tıkladığınızda link ayrı sayfada açılacaktır.)
California’nın tehlikeli muhitlerinden biri olan Chino’da yaşayan Ryan, ağabeyi yüzünden karıştığı bir araba hırsızlığı nedeniyle başı derde girince, kendisini adliye koridorlarında buluyor. Ağabeyi hapse girerken, Ryan reşit olmadığı için ceza almadan kurtuluyor. Ama ailesi artık onu evde istemediği için kendisini kapının önünde buluyor. Ryan’ın davasında görevli olan Sandy Cohen, Ryan’ın bu durumuna üzülüyor ve onu, kendi evine götürüyor. Böylece Ryan, bambaşka bir dünyanın kapısını da aralamış oluyor.
Şu ana kadar geçmişi sürekli kendisine engel olsa da artık, daha güzel bir geleceğe sahip olma şansı var ve bunu da en iyi şekilde değerlendirmek istiyor. Ama ön yargıları yıkmak, atomu parçalamaktan zordur. Kendisini kabul ettirmesi gereken bir aile ve bir çevre var. Tabii ona hemen kucak açanlar da yok değil. Onların da yardımıyla Ryan’ın O.C. serüveni başlıyor.
” Ryan Atwood “
Ben McKenzie tarafından canlandıran karakterimize, daha önce de bahsettiğim gibi hayat çok adil davranmıyor. Sorunlu bir ebeveyn, daha da sorunlu bir ağabey derken başı dertten kurtulmuyor. Her şeyin ters gittiği bu dönemde Sandy ile tanışıyor ve hayatı değişiyor. Tabii her şey göründüğü kadar kolay olmuyor. Dahil olduğu dünya onun için çok farklı bir dünya. Çok çetin şartlarda yaşamış biri için fazla yumuşak. Sandy’e minnetinden dolayı, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Beladan uzak durmaya çalışıyor. Çünkü onu hayal kırıklığına uğratmak istemiyor. Ama şımarık zengin gençlerinin, sınırları zorlamakta üstlerine yok. Her şeye rağmen Sandy’nin oğlu Seth’le dostlukları ilerledikçe her şey daha da kolaylaşıyor.
” Seth Cohen “
Hazır Seth demişken, ondan bahsedelim: Adam Brody tarafından canlandırılan karakterimiz Cohen’lerin tek oğlu. Sosyal olarak biraz uyumsuz biri diyebiliriz. Bu yüzden de pek fazla arkadaş edinemiyor. Yıllardır yan evlerindeki yaşıtıyla bile muhabbete girme gereği duymamış. Kendini dış dünyaya ve insan ilişkilerine kapamış olan Seth’in tek ilgilendiği şey, çizgi roman dergileri. En büyük hayali ise bir yelkenliyle tek başına okyanusa açılmak ve dünyayı dolaşmak. Çünkü Ryan gibi o da kendini bu çevreye ait hissetmiyor. Tabii eve gelen misafir her şeyi değiştiriyor. Ryan’a hemen ısınan Seth, onu gerçek bir kardeş gibi kabul ediyor. Aslında pek de sevmediği Orange County, onun için daha yaşanır bir hale geliyor.
” Marissa Cooper “
Mischa Barton tarafından canlandırılan karakterimiz Cohen’lerin yan komşusu. Hani şu Seth’in komşu olmalarına rağmen hiç konuşmadığı “komşu kızı” kısacası. Sorunlu ergen serimizin (Joey, Serena, Peyton gibi…) bu dizideki karşılığı da Marissa. Sorunlu aile ilişkileri yüzünden zor dönemler geçiriyor. Sürekli kendini içinden çıkılmaz durumlara sokuyor. Julie gibi bir annesinin olması da bu durumu pek kolaylaştırmıyor. Ryan’ın gelişiyle, Marissa da ona kucak açıyor. Onu hemen kabulleniyor. Genelde zamanını ya zengin, züppe sevgilisi Luke ile ya da en iyi arkadaşı Summer ile geçiren Marissa için yepyeni bir dostluk başlıyor.
” Summer Robberts “
…ve sıra geldi Marissa’nın en iyi arkadaşı, Seth’in çocukluk aşkı olan Summer’a. Rachel Bilson tarafından canlandırılan karakterimiz Newport Beach’in popüler kızı. Annesi, boşanmalarının ardından Summer 13 yaşındayken evi terk etmiş ve o zamandan beri de onunla iletişime geçmemiş. Babası ünlü bir estetik cerrahı, ayrılıktan sonra yeni biriyle evlenmiş. Summer’ın, üvey annesinden “üvey-canavar (step mother:step monster)” diye bahsetmesinden, onu ne kadar sevdiğini anlayabiliyoruz. Zamanını genelde partilerde veya Marissa’yla geçiren bu güzel kız, aslında sadece birkaç bölümlük düşünülmüş. Ama Bilson, seyircileri kendisine aşık edince, kendini kadrolu oyuncu olarak buluvermiş.
” Sandy Cohen “
Peter Gallagher tarafından canlandırılan karakterimiz, aslında sizin de bildiğiniz gibi bir nevi bu hikayenin başlama nedeni. Avukat olan, ama kendini sosyal projelere adayan idealist kamu savunucusu Sandy, dava sırasında tanıştığı Ryan’a kendisini yakın hissediyor ve onu evine alıyor. Bu yakınlığın sebebi, kendisinin de o çevreden gelmiş olması belki de. Hem onu yaşadığı zor durumdan kurtarmak istiyor, hem de uyumsuz oğlu Seth için iyi bir arkadaş olabileceğini düşünüyor. Tabii eşi Kristen’a sormadan böyle büyük bir adım atması biraz ortalığı karıştırıyor. Başı dertten derde giren sorunlu bir genci evine almak, iyilik meleği Sandy için çok zor olmasa da diğer insanlar tarafından o kadar da normal karşılanmıyor.
” Kirsten Cohen “
Kelly Rowan tarafından canlandırılan karakterimiz, Cohen Ailesi’nin annesi. Sanat tarihi mezunu olan Kirsten, babası Caleb’in sahibi olduğu şirketin CEO’luğunu yapıyor. Mutlu evlilikleri ile kıskanılan bir çift. Kocası gibi çok iyi niyetli biri olan Kirsten, bir anda evlerine gelen Ryan’a doğal olarak kocası kadar ılımlı yaklaşamıyor. Evinde, sırf gidecek başka bir yeri yok diye tanımadığı birinin kalmasını istemiyor. Ama yine de içi el vermiyor ve onu geçici bir süreliğine konuk etmeyi kabul ediyor. Ona, bahçelerindeki havuz evini hazırlatıyor. Aslında geçici olduğunu düşündüğü bir ilişki de böylece başlamış oluyor.
” Julie Cooper “
Melinda Clarke tarafından canlandırılan karakterimiz, daha önce bahsettiğimiz Marissa’nın sorunlu annesi. Kendisi bencil, kendini beğenmiş, sığ, basit ve paradan başka bir şey düşünmeyen, annelikle uzaktan yakından alakası olmayan bir kadın. Çok mu ağır oldu? İzleyince bana hak vereceksiniz. Kendi çıkarları için kıyafet değiştirir gibi sevgili değiştiren Julie, Marissa’nın babası Jimmy ile beraber. Şimdilik tabii… Maddi problemler yüzünden araları açık olan çiftimizin arasında geçen tartışmaları hazmetmek, Marissa için de çok kolay olmuyor.
Jimmy Cooper: Tate Donovan tarafından canlandırıldı. Julie’nin kocası ve Marissa ile Kaitlin’in babası. Kirsten ile ortak bir geçmişleri var. Bir dönem sevgili oldular. İşiyle ilgili hoş olmayan durumlar ortaya çıkınca, hem maddi olarak hem de manevi olarak çok zor durumda kaldı; ailesini de çok zor durumda bıraktı.
Caleb Nichol: Alan Dale tarafından canlandırıldı. Kirsten’in babası ve aynı zamanda patronu. Biraz geçimsiz biri. Ryan’dan pek hazzetmiyor. İlişkiler açısından da ne şimdi, ne de geçmişte düzgün biri sayılmaz.
Luke Ward: Chris Carmack tarafından canlandırıldı. Marissa’nın zengin, züppe sevgilisi. Ryan’ın gelişi onu pek mutlu etmişe benzemiyor. Bunu da tavırlarıyla çok rahat belli ediyor.
” Kaitlin Cooper ” ve ” Taylor Townsend ”
Kaitlin Cooper: Willa Holland tarafından canlandırıldı. Marissa’nın küçük kardeşi. İlk sezonda birkaç bölüm yer alan, daha sonra çıkan problemler yüzünden yatılı okula gönderilen Kaitlin’i uzun bir süre boyunca son görüşümüz oluyor. 3. sezondan itibaren kendisi şehre geri dönüyor.
Taylor Townsend: Autumn Reeser tarafından canlandırıldı. Tayfayla aynı okuldan, kontrol manyağı, çok konuşan, mükemmeliyetçi bir kız. 3. sezonda aramıza katılanlardan.
“Bunlar kim yahu? O kadar okuduk, resimlere baktık, bunları ilk defa görüyoruz.” diyeceksiniz biliyorum; ama demeyin. Şimdi açıklıyorum. 4 sezon boyunca bize eşlik etmeseler de belli sezonlarda birbirlerinden ayrı olarak önemli rolleri olan bu karakterleri bir araya getirip böyle bir poz çıkatmışlar. Hoşuma gittiği için paylaştım. Karakterleri tanıtmayacağım. Hepsi, dizinin farklı dönemlerinde parça parça karşınıza çıkacak.
Eğer izlerseniz 4 sezon boyunca size eşlik edecek olan Orange County sakinleriyle tanıştınız. Umarım keyif almışsınızdır.
Bütün gençlik dizileri gibi aile içi sorunlara, ilişkilere, aşka, dostluğa, ölüme, kayıplara, pişmanlıklara, umutlara ve bunun gibi daha birçok konuya değinen bu dizi, bence diğerleri arasında bir fark yaratmayı başarıyor. Güzel bir finalle de sona eriyor.
Birçok ödüle aday gösterilen bu güzel dizimizin adaylıkları için buraya bakabilirsiniz.
Diziyle ilgili tırıvırı bilgiler:
- Melinda Clarke (Julie) ile her bölümde yer almasına rağmen Rachel Bilson (Summer) ilk sezon ortasına kadar konuk oyuncu olarak görünmüşler. Daha sonra ikisi de kadrolu oyuncu olarak yerini almış jenerikte.
- Daha ilginç olanı ise, Rachel konuk oyuncu olmasına rağmen her bölümde ana rol alırken, dizinin kadrolu oyuncuları olan Tate Donavan (Jimmy) ile Chris Carmack (Luke) çoğu bölümde yer almadılar.
- Cohen’lerin havuzu sadece 1,5 metre olduğundan içinde yapılan çekimlerde oyuncular diz üstü çekim yapmak zorunda kalmış.
- İsmi aslında Orange County olacakmış; ama aynı yıl çıkan aynı isimli bir film yüzünden değiştirmek zorunda kalmışlar.
- Adam Brody (Seth), aslında Ryan rolü için seçmelere katılmış.
- Daha çok başlarda Ryan’ın, Sandy’nin evlilik dışı çocuğu olması planlanmış.
- Adam Brody yelkenlilerden hiç hazzetmiyor; o yüzden Seth’in yelkenliyle denize açıldığı sahnelerde 40 yaşındaki dublörü yerine geçiyormuş.
- Chad Michael Murray’e, Ryan rolü teklif edilmiş; ama o reddedip One Tree Hill dizisine başrol olarak katılmış.
- Ryan ve Seth, sadece iki bölümde sarılmışlar. Pilot ve final bölümlerinde.
- Bölümlerde çalan müzikleriyle bir efsane haline gelen dizi, yayınlandığı süre boyunca tam 6 tane album çıkartmış. Dizinin giriş jeneriğinde çalan şarkı da bunlardan en meşhuru.
İzleyenler için unutulmaz olan, tekrar tekrar izlenip duygulanılası jeneriği.
Bu da izleyecek olanlar için tanıtım filmi. Düşük kalite için özür diliyorum. Daha uygununu bulamadım.
Keyifli seyirler diliyorum.
yorumlar
Link, dizi ile ilgili doğrudan Spoiler içerir diye söyleyerek uyarayım. Diziyi seyretmemiş olanlar bakmasın.
The OC demişken, 10. yılı için heyecan duymayan biri var.
@abidin77 Tamam o gelmese de olur! Aslında bu tarz şeyler için benim de pek ısrar edesim gelmiyor genelde. Ucu açık kalmamış bir dizi sonuçta. Ama toplayacaklarsa da olur yani…
@aytackara: Gelseydi iyi olurdu aslında. Sonuçta, dizi için önemini söylemeye gerek yok. Hatta bir ara aşk yaşadığı malum şahsiyette gelsin, bir görelim
Bu arada sürekli beni mi buluyor ne?. Dün Teen Choice Awards için kazananları yazdım. Hemen sonrasında onunla ilgili yazı geldi. Şimdi The OC ile ilgili bir yorum yazdım; hemen sonrasında The OC ile ilgili bir yazı geldi. Çok daha önceden de hatırlayamadığım bir iki yorum yazdıktan sonra @dkamoy’un yazıları gelmişti. beni buluyor bunlar
@abidin77 Yapacaklarsa gerisini kendileri bilir, benim herhangi bir cast isteğim olmayacak gibi gibi, ama belli de olmaz. The O.C’yi bilemem de Teen Choice bizzat benim yüzümden oldu, onu biliyorum
@abidin77 : Gündemi takip ettiğin için oluyor. Yorum yazmak hızlıca olabiliyor, yazıları hazırlamak zaman alabiliyor. Bekliyorsun, kimseden ses çıkmazsa yorum ediyorsun ve fakat o sırada biri bildirisi ile uğraşıyor oluyor. Biraz sonra da bildirisi düşüyor. Bence bir sakıncası yok.
@dkamoy: Örümcek hislerim yazı gelmeden hemen önce uyarıyor beni, hemen yaz şunu diye
Spoiler barındıran Semercioğlu yazısı.
@abidin77 diziyi izlemem gibi bir düşüncem olmadığı için yazıyı okudum, gerçekten de çook ağı spoiler var izleyecek olanlar bulaşmayın.
@abidin77 Sabah ben de okudum o yazıyı. Hiç esirgememiş maşallah. Oldu olacak dizinin sonunu da söyleseymiş tam olurmuş yani.
@mertkytrk @aytackara: Kanala ya da yapımcılara gıcıklığı var sanırım
Semercioğlu diziyle ilgili yazmadık spoiler bırakmış mı merak ettim? İzlediğim halde unuttuğum kısımları bile hatırladım sayesinde sağ olsun
Dün kör bir merak nedeniyle, bir de Star üst üste 2 kez yayınladığı için fırsat olduğundan 2. yayında oturdum bir baktım nasıl uyarlamışlar diye diziye. Şöyle ki:
Ryan’a tamam, Çağatay Ulusoy gitmiş role. Marissa da tamam, Serenay da gayet iyi işte. Mine Tugay’dan bu kadar iyisi çıkar mı diyordum o da olmuş. Barış Falay’ın zaten Sandy’den aşağı kalır yanı yoktu. Kadro “topluca” bakarsak da götürür bu işi gibi duruyor. Gençkitlesi de yeter ona. AMA:
1) Seth Cohen niyetine adı Mert Serez olarak evirdiklerdi oyuncuyu Taner Ölmez diye çevirdikleri şey olmamış. Sanırım tip tutuyor diye seçmişler. Seth’e benzeyeyim derken arafta kalmış bir şeye dönmüş. Çocuğun burnunun üstündeki ben de gözüme takıldı durdu zaten.
Jimmy’nin Türk versiyonununun da mecazi anlamda burnu büyük olmuş. Fazladan önemli bir hali olan karakter eklemesi falan da yapmışlar ama artık o kadarından vazgeçtiydim zaten…
2) İlk bölümün sonunu “tastamam” değiştirmişler ya!! Orijinalinin neyini beğenmediler de bu hale getirmişler anlamadım sayın seyirciler. Hadi oyunculukları zaten geçecektim de böyle şeylere uyuz olurum işte ben!
Bu Türk uyarlaması da bu şekilde işte… Dünkü reytinglerde Total’de asıl bölüm 1, tekrarı 4, AB’de asıl bölüm 3, terkarı da 2. olmuş.
“27 bölümlük sezon mu olur, vicdansızlar?!” diye epey söylendim ama bitti işte ilk sezon. Elbette ara ara sıktığı zamanlar oldu (mesela şimdi sezon finali sıkıcıydı); ama genel olarak bayıla bayıla seyrettim. Yine de Josh Schwartz dizileri arasında bir sıralama yapacak olursam -şimdilik- şöyle derim:
Gossip Girl>>>The Carrie Diaries> The O.C.
Gossip Girl bizim neslin, yani benim ergenlik döneminin gençlik draması olduğu için, onu yıllarca güncel bir şekilde takip ettiğim için yeri çok ayrı bende.
Yine de objektif bir gözle baktığımda da Gossip Girl ve The Carrie Diaries daha “farklı” oluşlarıyla, The O.C. kadar klişe olmayışlarıyla sıyrılıyorlar. (The O.C. klişe ama güzel klişe, yanlış anlaşılmasın. Gayet heyecanlı, sürükleyici ve rahat izlenen bir dizi işte…)
Bu arada ben çoğunluğu aksine Seth Cohen’i sevmiyorum. İzlerken ve dinlerken yoruluyorum. Birçok noktada kendime benzettiğim Ryan ve bütün salaklıklarına rağmen Marissa favorim.
https://twitter.com/CAPAKEK/status/511449385646178304
Guzelim dizi’nin son bolumlerini izliyorum. The O.C. benim icin en iyi diziler siralamasinda yerini rahatlikla alir cunku her sezonundan ve her bolumunden zevk aldim. 4. sezon bile “farkli” olmasina ragmen simdiye kadar cok guzel. Bu dizide ki oyunculari ve karakterleri cok ozleyecegim. Beni cok etkiledi bu dizi desem yeridir. Tabi bu dizi’nin boslugunu doldurmam gerekecek. Bu sebepten dolayi hangi dizileri onerirsiniz? Aklimda simdilik One Three Hill ve Dawson’s Creek var.
Ferdi Dinli: İkisi de olur. Dawson’s Creek ile başla istersen. Eskiden yeniye doğru gel.
One Tree Hill diyorum. İzlemediysen bir ara Gossip Girl’e de bak.
@Ferdi Dinli: Bence de Dawson’s Creek’e öncelik ver. Hem One Tree Hill’den 3 sezon kısa olduğu için daha çabuk bitirirsin.
Bence Gossip Girl izle. Yine The O.C.’nin yapımcısının dizisi, o da zengin gençlerin etrafında dönüyor. Sadece California değil New York.
Bu arada ben The O.C.’yi toplam 1 senede falan izledim. İlk sezonunda bayılıyordum, 2’nin başlarında sıkılsam da sonra eski tadını yakaladı. Ama 3 ciddi sıkıntılı geçti benim için. 3’te bir ara bırakma noktasına geldim. Ayılıp bayıldığım karakterlere (özellikle Marissa ve Ryan) o kadar salakça şeyler yaptırdı ki senaristler, inandırıcılığını kaybetti. O malum sezon finalinden sonra 4. sezonu 2 bölüm izleyip yok olmuyor dedim ve uzun bir ara verdim. Bi 3 ay sonra falan döndüm ve hmmm fena değil, 3’ten iyi sanki dedim. Son birkaç bölüm ve final çok çok iyiydi yine. Şimdi ise özlüyorum her şeye rağmen.
Bu dizinin bütün karakterlerini, gençleri de ailelerini de acayip çok seviyorum. (Kirstin, Julie, Sandy…) Biraz da o sayede sonunu gördüm zaten. Yoksa senaristlere acayip bozuğum.
Onerileriniz icin tesekkur ederim. Ucunu de listeme aldim.
Final bolumunu izledim. Son 3 dakika’ya kadar bir seyler eksik bu final de diyordum. O son 3 dakika eksik olan parca’yi tamamladi. Bittigine cok uzuldum. Bazi diziler vardir ‘bu ekip baska benzer bir dizi de bulusmali’ dersiniz. Bu da benim icin onlardan bir tanesi. Mesela bunu Lost da da hissettim. Bazi diziler unutulmazdir. Benim icin The O.C. onlardan bir tanesi oldu diyebilirim. Cok etkilendigim bir dizi oldu. Her anindan zevk aldim. Emege gecenlere tesekkur ederim.
The O.C.” is becoming a musical
Melinda Clarke
“OMG! One of The O.C. stars just joined the musical about the show: http://eonli.ne/1NtAU3T“
Cok guzel bir ekiptiler beraber.
aklımda hep çok mutlu naif bir dizi olarak kalmış ama spesifik düşündüğümde aslında sezonlar genelde mutsuz, stresli, olaylı idi. bunu başarabilmesi gerçekten güzel.
Autumn Reeser joins The O.C. Musical as Julie Cooper
bak şimdi sen şu işe eğer ana kadro katılırsa bu direkt reunion olur gaza getirmeyin adamı
The O.C. ended 10 years ago today. we spoke to the creators about its rise and fall:
öldüm gülmekten
Rachel Bilson ve Melinda Clarke, haftada bir gün diziden bir konuk alıp podcast çekmeye başlamışlar 1 aydır falan.
office ladies olmuş biraz. seth ryan ve marissa nın geleceği bölümleri izlerim belki olursa.
Marissa biraz zor gelir. Gelmek istemez daha doğrusu. Birkaç gün içinde;
– Mischa Barton, sette kendisine iyi davranılmadığı için ayrıldığını açıkladı. Bizim medyadaki başlıklar “Taciz edildim, kimse arkamda durmadı,” şeklinde hatta ama bütün açıklamaya bakmadım.
– Üstüne “Çalışması zor olan kişi Barton’du asıl, bu nereden çıktı” haberleri geldi.
– Deb Fischer’lı son videonun başlığında “Mischa Barton Rumors” yazıyor hatta. Videoda onun açıklamalarına “şaşırtıcı” cevabını vermişler. İçinde bulunduğu çalışma koşulları o yaştaki herkes için zormuş vs.
vayy vayy vayy eski defterler açılmış demek. yarın boş vakitlerimde az bakayım bunların durumuna.
Diziden çıktığı zaman kariyerinde farklı işler aradığı için çıktı haberlerini okuduğumu hatırlıyorum(gerçi o günden beri moda haberleri hariç bir işine denk gelmedim)
Habere Rachel ve Melinda’nın verdiği tepki ilginç ama. Mischa Barton’ın profesyonellik dışı hareketler yapmasına şaşırmam pek. Yine de iki farklı senaryo da farklı zamanlarda gerçekleşmiş olabilir.
Rachel ve Melinda’nın programa Adam Brody gelince ilk kez izlemiş oldum, O.C’yi severdim o yüzden sohbetleri hoşuma gitti.
Eski ilişkileri falan düşününce Adam Brody’nin gelmesi belki biraz garip olur diyordum ama olmadı. Gerçi 1 2 yerde Rachel neyse bu konulara girmeyelim bakışı da attı Ayrıca Rachel’ın Brody diye seslenmesi Summer’ın Seth’e sürekli Cohen diye seslendiği sahneleri hatırlattı. Diziyi özlediğimi fark ettim.
Ondan sonra favorilerimden Peter Gallagher’ın geldiği videoyu izledim. Bu çok daha güzeldi. Eski bölümleri izlerken Kirsten’ın Jimmy ile olan sahnelerini çok kıskandım demesi
Adam evli olmasının da etkisiyle Rachel ile olan ilişkisinden hiç bahsetmemeye çalıştı ama Rachel dayanamadı, kıskançlık krizleri falan her şeyi anlattı Olivia Wilde konusuna bile girdi. Rachel’ın gözlerinin içinin parladığı da belliydi, bilemiyorum, magazinlik iş çıkar oradan.
Adam Brody yukarıdaki Mischa konusuna pek girmez diyordum ama o konuda çok güzel yorumlar yaptı, Mischa’yı savundu biraz, 3.sezon finalinde
Tabii Adam konuya öyle girince Rachel bu sefer Mischa’ya saydırmadı.
Brody’nin 4.sezonu sevmediği için setteki tutumu için özür dilemesi falan da güzeldi, hatırlayınca çok utandı zaten.
Bu da bitti, Mischa zaten Rachel varken bence kesinlikle gelmez. Ben Mckenzie kaldı, eşi Morena Baccarin da dizideydi, belki arka arkaya konuk olurlar.
Medcezir Bölüm 1
Tanıtım ya da kısa haber bulamadım. Buraya bırakayım bari yorumları.
Yabancı dizilere elim gitmemeye devam ediyor bu ara. İçerde’yi bitirince de buna el atarken buldum kendimi. The O.C., internetten izlediğim ilk yabancı dizidir ve bendeki yeri ayrıdır. Bu derece sevdiğim bir dizinin yerli uyarlamasına neden mi bulaştım? Yokluk.
The O.C.’nin aksine bunda genç karakterlerimizi liseden başlatmamışlar. Üniversiteye başlamak üzere olan 18 yaşında genç bireyler var karşımızda. Çagatay Ulusoy, olmuş gibi duruyor Ryan rolü için. Serenay Sarıkaya, zaten tam bir Marissa. Barış Falay da Sandy için ideal görünüyor. Şebnem Dönmez=Julie de gayet iyi olmuş. Hazar Ergüçlü=Summer da makul. Mine Tugay’ı severim ama ondan Kirsten olur mu net değilim şu an. Rol için genç kalmış. Bizim Kirsten daha sıcakkanlıydı ayrıca sanki. Gerçi zamanla öyle olmuştu galiba. Taner Ölmez’den bir Seth Cohen çıkmaz ama. Adam Brody sempatikliği de karizması da yok ne yazık ki bu elemanda. Luke karakterine karşılık gelen karakter için seçilen oyuncu tercihi de pek hoşuma gitmedi. Kilolu kız kardeş rolündeki kişi kimdi diye baktım durdum ekrana bu arada. Tanıdık geldi ama çıkaramadım. Saygı’dan Miray Daner imiş meğer. Willa Holland’ın rolünü böyle bir şeye çevirmeleri hoş olmamış. Bizimki cool kızdı keza. Taylor, Anna, Hailey ve Theresa için kimleri bulmuşlar merak ediyorum şimdiden. O abiye aşık sıska, sıradan kız Theresa uyarlaması ise teessüflerimi sunuyorum bu arada.
Adam brody li 2 podcast guzeldi bayaa. Ama rachel hala sikintili belli ki iliski konusunda. En son gosterdigi foto ve yaptigi yorum yakisik kalmadi.
Daha fazla kamera arkasi hikayesi dinlemek isterdim bol bol o zamanlardan muhabbet ettiler gibi oldu. Tabu haline gelen mischa olayina ysklasimini da begendim adam in.
Medcezir Bölüm 9
Tan, Oliver muadili olarak mı girdi belli ki diziye. Fazla ezik, fazla bodoslama bir giriş yaptı. Karakter altyapısı 0! Gram ciddiye alamadım kendisini. Fazla kalmaz umarım.
Bu Mira, Marissa’dan daha sorunsuz geliyor bana. Bu iyi bir şey bu arada. Luke’u severdim ama bu Orkun hiç çekilmiyor. Yaman’ın ailesinin ve mahalle eşrafının dizide fazla yer kaplamasından hoşnut değilim bir de. Şimdiye çoktan çıkıp gitmiş olmalıydılar diziden.
Medcezir Bölüm 10
Hailey de Sedef olarak teşrif etti nihayet. Güzel de bir giriş yaptı. Yalnız buradaki Hailey’nin Kirsten’dan daha yaşlı gözüküyor oluşuna ne desem bilemedim.
-Bakılır.
-Bakılsın o zaman.
replikleri hoşuma gidiyor.
Medcezir Bölüm 13
Bu mudur yani Theresa muadili? The O.C.’deki en taş hatunun yerine bula bula bunu mu buldunuz cidden?
Medcezir Bölüm 20
*Yaman: Bir adım ileri atıyorsun, sonra da üç adım geri. Yoruyorsun be deli oğlan!
*Eylül: Kadın işinde gücünde bir doktormuş. Kibar, zarif de bir kadın zaten. Servet avcısı falan da değil yani. Sözüm şu ki ayıp etmeyi bırak artık şu cici anneye!
*Deren, önemli bir renk olmaya başladı son bölümlerde. Başlarda hiç ısınamamıştım keza.
Medcezir Bölüm 21
*Açılıştaki alarm sahnesi epey tatlıydı. Mira, malum mahcubiyet kaynağı sahnesinin ardından son bölümlerde fazlasıyla tatlı zaten. Yamannnnn, daha n’apsın bu kızcağız? Karşında sabır taşı olsa çatlardı ama bu kız hala çatlamadı.
*’Belki ben de birini bulurum.’ derken? Edacığım/güzelim/favorim şu Orkunç’un 2 kankasından biriyle birlikte değil miydi?
Medcezir Bölüm 31
Varoşnaz’a bak sen ya! Tavırlara gel! Minnacık beyniyle … Cidden çok itici bir kız ya!
Medcezir Bölüm 32
Bir sen kalmıştın Safari’yi kötü emellerine alet etmeyen. Safari olmasa n’apcanız siz ailece?
Medcezir Bölüm 34
Dizinin açık ara en kötü, en sıkıcı bölümüydü.
Amine Gülşe, Dilan Çiçek Deniz ve Aybüke Pusat. Miss Turkey, 3 ünlü çıkarmış o yıl. İlk ikisi tamam da Aybüke Pusat nasıl derece yapabilmiş lan?
Medcezir Bölüm 38 (Sezon Finali)
Berbat ötesi bir sezon finaliydi. Son 5 bölüme kadar iyi gelmişti aslında ama son 5 bölümde dibi gördük resmen. Bu Turnç mudur nedir diziyi çok kötü etkiledi.
Medcezir Bölüm 39
Hüzünlü bir bölümdü, ara ara gözlerden yaş getirdi falan ama aynı zamanda bir tazelenme hissi verdi. Sezonun son düzlüğündeki berbat bölümlerin kötü havasını ortadan kaldırdı. Gözlerden yaş demişken; benim için bölümün en duygusal anı ASK’nın Sedef’i arayıp ‘Özledim seni.’ dediği andı.
Aslı Orcan takviyesi fena olmamış gibi. Birkaç ay önce Miss Turkey sahnesiyle diziye konuk olan Aybüke Pusat’ın ise bir anda dizide kadrolu rol kapmış olması ise nasıl bir kısmettir bilemedim valla.
Biz bu Turunç’u daha ne kadar çekmeye devam edeceğiz yahu?
Medcezir Bölüm 42
ASude’ye BİLE üzüldüm ya lan!
Medcezir Bölüm 44
Yaman: Elinden tutup götürdüğün kızı orada öyle bırakmak hiç yakışmadı sana.
Medcezir Bölüm 53
Sayın Serez, yanlış sulara yelken açmak üzeresin. Ha bana göre hava hoş; ama büyük olay çıkar.
Olaylar nasıl buraya geldi? Niye buraya geldi? Saçma sapan bir ortalık karıştırma çabası oldu bence.
Medcezir Bölüm 62
5 dakikada sıçtınız her şeyin içine! Sizin yazacağınız senaryoyu … Bundan sonraki süreçte
bütün karakterleri siyaha boyadınız, sevilmez hale getirdiniz bir anda.
Medcezir Bölüm 66
Sude’den de Orkun’dan da yıldım artık ya! Julie de Luke da sevilebilir insanlardı The O.C.’de. Bu ikisi ise lanet! Sürekli bir oyunlar, n’aparlarsa yapsınlar 4 ayak üstüne düşmeler … Gerçekten yoruldum bu ikisinden.
için mutlu son yazan senaristlerin kalemleri kırılsın, ilham perileri yok olsun! Bir daha bu piyasadan ekmek yiyemesinler!
Bitti bu da. Kah çaldık kah söyledik, kah eğlendik kah hüzünlendik. Güldük, duygulandık, sinirlendik. Güzel diziydi. İlk 10-13 bölümde orijinal diziyle dirsek teması halinde ilerledi. Sonrasında kendi yolunu çizmeye başladı. İlk sezonun son 5 bölümü dışında aman aman düştüğü başka bir uzun dönem olmadı. Lakin gereksiz aksiyon yaratmakta üstüne yoktu her Türk dizisi gibi.
Güzel kadroydu. Keşke 3. sezonu da çekilebilseymiş. Mira, Yaman, Selim, Eylül, Mert, Eda, Doruk, Burak, Beren, Hale, Gamze, Tuğçe ve Sedef. Sizleri özleyeceğim cidden. Eda ve Gamze:
Josh Schwartz’ın Ben’e attığı mesaj
20 yıl vay be.
Schwartz bu sıcaklarda bu kadar uzun şeyler yazıp okunmasını nasıl bekliyor anlamıyorum. Yaz kısa bir şeyler geç işte.
Rachel Bilson, tekila reklamı için Summer Roberts olmuş.