The Sandman 5 Ağustos’ta Netflix’e geliyor.
59 yorum abidin77 06 Haziran 2022 20:56


Jenna Coleman (Johanna Constantine)

Vivienne Acheampong (Lucienne)

Boyd Holbrook (The Corinthian)

Vanesu Samunyai (Rose Walker)

Charles Dance (Roderick Burgess)

Joely Richardson (Ethel Cripps)

David Thewlis (John Dee)

Asim Chaudhry (Abel)

Sanjeev Bhaskar (Cain)

Patton Oswalt (Matthew the Raven)

Mark Hamill (Merv Pumpkinhead)

Donna Preston (Despair)

Stephen Fry (Gilbert)






yorumlar
Video için teşekkürler @abidin77
Bende çoğu herkes gibi Çizgi Romanı’nı okumaya karar verdim. Yukarıda yazdığım yoruma benzer yorumlar/eleştiriler gelmiş hep ve eleştirilerin bir diğer kısmı ise ırksallık üzerine(Bunu bilmiyordum). Ayrıca çizgi romanında hiç siyahi insan yokken dizide abartmaları biraz saçma olmuş.. Okuyup bitirince daha net anlarım galiba.
İlk 7 bölüm üzerine:
6. bölüm ile birlikte iyice kopmaya başladığım dizi oldu kendileri. 7. bölümü zorlayarak izledim. 6. bölümü IMDb de en yüksek puan alan bölüm olmuş ama ben tam tersi çok gereksiz buldum bölümü. Normal şartlarda başka bir dizi de veya yapımda böyle bir bölümü aşırı beğenirim bu dizi beklediğimi tam veremeden gereksiz şekilde ilerletildiğini düşünüyorum. Aradığım dövüş yada aksiyon değil.
İlk 2 bölümden sonra beklenti mi karşılamadı ama ne beklediğimi tam olarak bende anlatamıyorum. Bitirmeye çalışacağım ama büyük ihtimal kaldım burda ve bıraktım
Grafik romanları okumuştum ve bu dizinin yapılmasına sıcak bakmıyordum. Neyse ki mosmor olarak kalktım başından.
Elbette hayal gücümüzü biraz daha çalıştıran çizili versiyondaki tat başkaydı ama bu hali de gayet güzel ve olmuş. Felsefesinden, uçukluğuna, mizahından sosyal eleştirisine bir sürü güzelliğini ekrana taşıyabilmişler ve sıkmamışlar. Görsel anlamda da oyunculuk anlamında da düzgündü.
Evet, gözlerim hep hayalimdeki Sandman’i aradı. Benim kafamdaki (okuduğumdan esinlendiğim) Sandman, Tom Sturridge’inki kadar EMO değildi. Benimkinde bir tekinsizlik hissi oluyordu hep. Dizide gamlı hal daha ön plana çıkmış. Yine de bokatlona gelmedim, Tom Sturridge de elinden geleni yaptı bu zor rol için. Şeytan da batmadı bana. Irk, cinsiyet işinin bokunun çıktığına dair ben de bir ara meh oldum ama ona da bıkbıklanmayacağım. Çağımız yapımlarının genel derdi bu. Kabullenmekten yanayım.
Velhasıl kelam çok beğendim, tavsiye ederim.
Not: Peşpeşe izleyemedim. Bir oturuşta tek bölüm izleyerek tadını çıkara çıkara gidebildiğim nadir yapımlar arasında yer aldı.
Sörprayz!
64 dakikalık 11. Bölüm yayınlamışlar.
Sandra Oh, James McAvoy, David Tennant ve Michael Sheen de konuk olmuş bölüme.
Azrail ve 100 yıl temalı 1×06 acayip hoşuma gitti. Olmuşken böyle olsun.
Dizi sanırım son zamanlarda yapılmış en iyi uyarlamalardan biri olsa gerek.
Diziyi bayıla bayıla izledikten sonra merakımdan çizgi romanlara sardım.
Okudukça dizi senaryosunun ne kadar üzerine katarak yazıldığını fark ediyorum.
Evet bazı özet geçilen yerler değiştirilen karakterler var ama süreklilik için olması gerekeni yapmışlar.
Cinsiyet, ırk, yönelim değişimleri de hiç batmadı bana, güzel yedirmişler diziye ki çizgi roman da zamanının ötesinde gibi duruyor bu konuda.
Onay almış olabilir.
Neilhimself abimiz twitter’da biraz sıvıyor şu an
Adam dediğine diyeceğine pişman oldu.
Çalışıyoruz, yok almadı, ama iptal demedim
The Sandman: Act III’i audioseries olarak Audible’da yayınlamışlar. Odur.
10+1’le birlikte bitirdim sezonu.
Genel anlamda memnunum. Çizgi romanlar dahil hikâyesiyle ya da karakterleriyle ilgili pek de bilgim yoktu. Özellikle ikinci yarısı biraz daha alışkanlık havasında geçti ama Death, Lucifer, Contantine, Corinthian vs. derken yan karakterlerin katkısı da diziyi taşıdı açıkçası.
11. bölümde “Calliope” tarafını daha çok beğendim. Arthur Darvill’le de yeniden karşılaşmış olduk. Kısa süreliğine Derek Jacobi de göründü.
Tekrar görüşmek dileğiyle.
Sanırım onay aldı. Haberi gelir yakında.
bunu denesem mi dedim ama çizgi roman kısmını biraz araştırınca çok uzun olduğunu fark ettim. 10 kitap varmış. ilk sezonda 2 kitabı uyarlamışlar. bu mantıkla 5 sezon gider bu hikaye. eğer sona ulaşabilirse diye biriktirmeye karar verdim şimdiden.
@ozgun14 Aslında kitaplar (ciltler) genelde hikayesi içinde biten cinsten. Ama izleyip de beğenmedim diye gelmene henüz hazır olmadığım için ertelemen işime geldi.
Valla 5 sezon görmeyiz bu diziyi. Muhtemelen 2’nin sonunda ipini çekerler. Ben ne kadar izlersek o kadar kardır kafasındayım.
@ozgun14 moduna bağlı. bazen muayyen dönemine denk gelip ne diziler harcıyor, bazen de en olmadık dizileri yere göğe koyamıyorsun.
1. sezon üzerine:
Neil Gaiman ı, kitaplarını çıkan işlerini severim ama bunu pek sevemedim ya. Arada bazı bölümleri hoşuma gitti ama yok yılın en iyisi diyebileceğim bir iş olarak gelmedi bana ya da moduma gitmedi bilmiyorum. Devamı gelirse bakmam muhtemelen.
6.5/10
Gelecek
++
Adrian Lester (Destiny), Esmé Creed-Miles (Delirium) ve Barry Sloane (the Prodigal).
9 yeni isim
Bu nereye yazılır bilemedim, güncel dizi diye buraya geldim.
Neil Gaiman’ı iki kadın cinsel saldırıyla suçlamış, kendisi de reddetmiş.
O zaman güle güle Sandman ve Dead Boy Detectives
Böyle demek istemem ama until it’s official, it’s not official.
– Ben Dead Boy Detectives’in bundan bağımsız da iptal olabileceğini düşünüyorum. Bayağıdır haber yok.
– The Sandman iyi iş çıkarırsa devam edebilirler. Bir de kendisi reddettiği için halen “He said, she said” zemininde. Netflix doğruluğuna emin olup ona göre tavır alırsa durumu var tabii bir de.
Belki Gaiman olmadan devam etmeye kalkarlar, öyle de bir şeye benzerse tabii. Bakarsın, ‘cleared’ olur. Hakkında taciz suçlaması olan herkes işinden olsaydı…
Kevin Spacey’e İtalya’da Yaşam Boyu Başarı Ödülü verileceği duyurulmuş dün bu arada.
Dead Boy Detectives’in zaten izlenmeme durumu yüzünden iptali kesin gibi.
Yalnız The Sandman de harcanan paranın karşılığı bir izlenme yakalayamadı. 3 ay sonra sanki zar zor bir onay aldı. Bunu da bahane edip bırakabilirler.
Dizilerden bağımsız Gaiman başka pohlar yemediyse çok bir şey çıkmaz sanki bu durumdan.
Jenna Coleman ve Boyd Holbrook geri dönüyor.
POSTER
2. sezonda bitmesi dert değil de umarım iptal kararından sonra yazılmıştır sezonun ikinci yarısı. normalde bıraktıkları noktaya 2 sahne ekleyip final zaten böyle olacaktı derlerse üzücü olur biriktiriyordum.
Nasıl bir sezonluk hikaye kalmış acaba, koca dünya vardı daha
Sebebi malum da adamı el çektirin bitsin gitsin işte.
Gidip çizgi romanları bir daha okuyum bari
@tyndale katılıyorum
2. Sezon | Tarih Duyurusu
2. sezon ilk part 6 bölüm, ikinci part 5 bölüm.
31 Temmuz’da özel bölüm de varmış. Dolayısıyla sezon 12 bölüm.
2. Sezon | Resmi Fragman
S2 Poster
Season 1 Recap
Aradan geçen neredeyse 3 yılda diziye olan ilgim azalmış. Bunda Neil Gaiman’ın yediği haltların da biraz payı var elbet. Bir kısmı da aklımda yok zaten. Dream veya Lucifer neyse de kardeşlerini veya yakın çevresini pek de özlemişim.
İzlendi mi izlendi, elbet biter sezon ama neyse işte…
Lucifer’ın kendince intikam için Cehennem’in anahtarını Dream’e bırakıp gitmesi, onun da taliplerle görüşmeye başlarken binlerce yıllık aşkıyla ilgili karmaşaya girişmesi… Göz devirdim artık bir noktada.
Loki ve Thor gülme isteği yarattı bende.
Dream’s journey comes to an end in The Sandman: Season 2 – Volume 2, premiering July 24.
2. sezonun ilk kısmını tamamladım. İlk sezondan daha iyi olduğu düşüncesinde değilim ama kendi tarzında izletti bir şekilde. Dream’i aşırı öne çıkarmayıp diğer karakterlerle dengelemeleri işe yaramış. Adamda kardeş bitmediğinden sürekli bir yerden fırlıyorlar zaten ^.^
Belli bir noktada etrafında şekillenen parçalı hikayeler oluşturmuşlar sanki. İlk iki bölüm Cehennem’in yeni varisi odaklıydı mesela. Son iki bölümde Orpheus (kalp) ve Destruction (Yıkım) üzerinden ilerlediler falan.
Bu sezonun yeni karakterleri içinde Hezeyan’la birlikte en sevdiklerim oldular. Dolayısıyla Barry Sloane, Ruairi O’Connor ve Esme Creed-Miles‘a sevgiler. Jenna Coleman konukluğu bonus
Sona doğru olan biten de sezonun ikinci yarısına zemin hazırladı güya. Aslında o son sahneyi koymadan gitselerdi de bana olurdu. Araya girmek için iyi bir nokta olmuş yine de.
İkinci yarıyla ve özel bölümle de görüşürüz. XOXO.
2. sezonda Rufus Sewell da var. Karakteri süprüz.
Bitti. Hepsi bitti, hepsi.
* Öncelikle dizinin finali 70 dk.lık 2×11’de gerçekleşti. 2×12, Death karakterini konu alan bağımsız bir bölüm sadece.
Aslında 2×10’u süre olarak biraz daha uzatıp 2×11’i yedirseler mi diye düşündüm ama Dream dışı karakterlere geniş geniş veda etmek adına fena olmadı. Bölümün adı “Zarif Sonların Hikayesi”, öyle de denebilir.
* Death’li özel bölümün asıl sürprizi Colin Morgan beycimdi. Diğer ana karakteri o canlandırdı. Dolayısıyla beğenim arttı.
1993’ten üç ciltlik bir seriyi uyarlamışlar meğerse. Ana fikir hoştu, özel bölüm olarak en sonda değil de iki partın arasında yayınlasalar belki daha mantıklı olurmuş. Bağımsız olduğundan ve dizi zaten bittiğinden biraz alakasız kaldı. Sempatim olan bir karakter neyse ki, sıkılmadım en azından.
Delirium, Orpheus, Destruction gibi ilgimi çeken bazı karakterler işime yaradı. Jenna Coleman’ın konukluğu da bonustu mesela. Dream (ve yancıları) her zamanki gibiydi.
Konukların eşliğinde mitolojinin dibini sıyırmak için ellerinden geleni yaptılar, o da var.
* Netflixcim masmalum karakteri/oyuncuyu Kısım 2’nin haftası dolmadan spoiler olarak yaydığı için o kadarı sürpriz olmadı tabii. Olmasını tercih eder miydim? TABİİ Kİ EDERDİM. Çünkü kalp.
Dream’in belki de yapmaması gereken tek şeyi yaparak Orpheus’un isteğini yerine getirmesi ve onu öldürmesi, aile kanı döktüğü için Daniel’ın annesinin öldü zannettiği oğlu yüzünden Dream’den şikayetçi olması, Dream’in nihayetinde her şeyi kabullenip etrafındakilere veda etmesi ve Daniel’ın yeni Düş olması derken… Neler neler yani.
* Adı lazım değilin yediği haltlar nedeniyle değil de güya planlı bir şekilde final yaptılar ki bütçe/performans olarak düşünürsek haksız olmayabilirler fakat öte taraftan bahaneyi bulmuş da olabilirler vs. vs.
Her türlü daha fazlasına hayır demezdim elbette. Neyse bu da nihayetinde böyle. Thanks, bye.
2. Sezon 5. Bölümden geliyorum;
Hikayelerin ve karakterlerin bu kadar özet geçilmesini sevmedim.
Şimdiye kadar geçtikleri her karakterin ayrı bölümü olurdu; periler, avukat, loki ve özellikle Wanda. Wanda’nın dahil olduğu tüm hikayeyi kaldırıp atmışlar.
Yine de iyi ki var deyip devam.
Böyle iyi bir uyarlamanın daha sezonlarca sürebilecek malzemesi varken, bitmiş/bitirilmiş oluşuna bi kere daha kızgın ve de kırgınım elbette.
İlk sezonu baştan alarak girdiğim ve bitirdiğim 2. sezon birincinin altında kaldı benim için. Kötü müydü? Hayır. Ama kendi çizgisinin bi tık altına indi. Çok dağıldı, savrulduk oradan oraya gibi hissettim. Özellikle de ikinci yarısında.
ben” elbette. Death bence çoğunlukla çizgi romandakinden daha iyiydi.
Aile tayfasından Delirium’u okurken sevmiştim ama canlandırmasını beğenmedim. Despair çoook geri planda kaldı. “Desire
Yandaş tayfası külliyen lezizdi. Constantin keza Jenna’cığımın elinde iyi durdu. Neyse saymayayım herkesi tek tek.
Felsefesi olsun, görselliği olsun, oyunculukları ve yaratıcılığı olsun neresinden tutsam parlayan bir yapım oldu benim için. Gönlüm sezonlarca izlemek isterdi. Yine de bu kadarına tanık olabildiğime şükür diye kendimi teselli ederek gideyim ben.