The Shift (Dag & nat) || Mini Tanıtım
3 yorum aytackara 25 Şubat 2024 22:06
Danimarka’da TV 2’nin, ABD’de MHz Choice’un ve Avustralya’da SBS’in yayınladığı medikal drama The Shift ya da orijinal ismiyle Dag & nat 29 Mayıs 2022’de yayın hayatına başladı.
İlk sezonu 8 bölümden oluşan The Shift, özetle bir yeni doğum ve çocuk hastanesindeki doktorları, hayatlarını ve ilgilendikleri hastaları konu alıyor.
Hastanenin yeni doğan bölümünü yöneten ebe Ella ve meslektaşları, personel yetersizliğine rağmen annelere, yeni doğanlara ve yakınlarına mümkün olan en iyi tedaviyi sunmak için günlük bir savaş vermektedir. Baskı ve işin muazzam zihinsel ve fiziksel zorluğu onları çoğu zaman kişisel sınırlarına kadar zorlamaktadır.
Ella aynı zamanda evli çocuk doktoru Jerry’ye karşı artan hislerini bastırmak için de elinden geleni yapmaktadır.
Sofie Gråbøl’un (Forbrydelsen) başrolünde olduğu dizide Pål Sverre Hagen, Afshin Firouzi, Marijana Janković, Sara Hjort Ditlevsen, Charlotte Munck, Patrick A. Hansen, Birthe Neumann, Mette Agnete Horn, Mattias Nordkvist de rol alıyor.
The Shift, 2. sezon için onayını aldı. 2024 içinde başlayacak 2. sezon ilk sezonun iki yıl sonrasıyla devam edecek ve çocuk bölümüne odaklanacak. Ella’yı canlandıran Gråbøl ise konuk olarak dönecek.
Sezon yine 6 bölüm sürecek.
yorumlar
İlk 3 bölümü izledim.
Sert demeyeyim ama gerçekçi ilerliyorlar, bu da halen hoşuma gidiyor. 2. bölümdeki stillborn sahnesi ve 3. bölümde gelen tükenmişlik sahnesi özellikle dikkat çekiciydi.
Karakterlerin özel hayat tarafını çok da umursamadım ama oraya da fena yatırım yapmadılar şimdilik. Sofie Gråbøl haliyle diğerlerine göre daha ön planda, bundan da memnunum.
2. sezonda yeni doğandan çocuk tarafına kaymaları ne kadar gerekliydi emin değilim, yine de vardır herhalde bir bildikleri. Bir de sezonun sonunu görelim bakalım.
1×07 üzerine:
Terbiyesizler? Hadsizler? Utanmazlar? Keşke eline geçirdiği ilk şeyle ikisini de kovalasaydı. Benim içim soğurdu en azından.
* Medikal drama konusunda kaşarlandığım için taştan olsun bizim olsun kafasında yaklaşıyorum genelde ama memnunum. Dilinin İngilizce olmaması falan da dikkatimi dağıtmadı. Beğendim.
Hafif bir draması olduğunu iddia edemem, özellikle başlarda verdikleri gerçekçi yaklaşım biraz zorlar gibi olmuştu. Devam ettikçe ona da alıştım.
Ne tamamen hastalara dadandılar ne de çalışanlarda kaldılar. “Birlikte çalışıyoruz ve arkadaşız,” tavrı bunlarda da vardı tabii. Kesişme kümesinde Grey’s Anatomy tadında pembelik yoktu zaten. Kaynak yetersizliğiyle birlikte çalışma şartlarındaki zorluğa, normal bir hastanede işlerin nasıl yürüdüğüne falan da değindiler mesela.
Bir süre yeni doğan bebek görmek istemiyorum bu arada, bana yetti bu kadarı.
Bölüm müdürü devleti bırakıp eşinin baskısıyla özele geçti. Ella doğum iznine çıktı. Dizinin başında ölü bebek doğumu verdikleri için bir tık şüphelensem de bebeğin hayatta kalacağını tahmin ediyordum. Aksi bunlara bile fazla olabilirdi. Bunun yolu da bebeğe kalp masajı yapmaktan geçti de şu an o sahnelere girmeyeyim…
* 2. sezonda hastanenin farklı bir bölümüyle yola devam etmek istemelerini kesinlikle anlıyorum… Yine de benzer kadroyla dönseler de niye demezdim. Artık konuk oldukları kadarıyla.
Ella’nın konuk olduğunu bildiğimize göre tahminen doğum izni bitip çalışmaya dönecek veya çocuğu kontrol/tedavi vs. için getirecek.
2. sezonla görüşürüz.