True Blood | Tanıtım
168 yorum real tortoise 12 Ekim 2012 23:54
True Blood ilk sezonu 2008 yılında kaliteli dizilerin kanalı HBO‘da yayınlanmaya başlayan, halihazırda 5 sezonu tamamlayan ve 6. sezon onayını da almış bulunan bir doğaüstü drama dizisi. Şu zamana kadar izlemeyenler ve izleyip de anılarını tazelemek isteyenler , daha önce şurada da bahsedilen dizimizin tanıtımına buyursunlar.
Diziye, Charlaine Harris‘in şu ana kadar 12 kitabı yayınlanan ve 2013 yılında 13. kitabı yayınlanacak olan, Southern Vampire Mysteries (Güneyli Vampir Serisi) isimli kitaplar ilham veriyor. Dizinin bir noktadan sonra, kitaplarla konu bakımından pek bir bağı da kalmıyor zaten.
True Blood‘ın yaratıcısı ise, televizyon tarihinde ismi “efsane” olarak anılan Six Feet Under isimli HBO dizisinin de yaratıcısı olan, Alan Ball. Kendisi, başarılı dizilerin yanı sıra, 1999 yapımı American Beauty (Amerikan Güzeli) isimli 5 Oscar’lı filmin de yaratıcısı. Üstelik bu ödüllerden biri de en iyi senaryo dalında kendisine gitmiş.
Türkiye’de Foxlife kanalında yayınlanmakta olan dizi, başladığı yıllarda, vampir dizisi olarak nitelense de vampir ağırlıklı doğaüstü drama olarak nitelemek daha uygun olacaktır. Çünkü dizide vampirlerin dışında, pek çok doğaüstü varlığı da görebiliyoruz. Doğaüstü deyince aklınıza ilk gelenleri dizide göreceğinizden emin olabilirsiniz. Yine de henüz izlemeyenlere ispiyon olmaması açısından, bu varlıklar hakkında bilgi vermiyorum. İlle de bu varlıklar nedir diye merak edenler ve şöyle bir hatırlamak isteyenler, bol ispiyonlu şu adrese uğrayabilirler.
Konusu :
Vampirler varlıklarını, tüm dünyaya açıklamışlardır. Bu yüzden artık, insanlardan rahatça beslenemeyeceklerdir. Bunun üzerine Japonya’da -diziye de adını veren- True Blood isimli, yapay insan kanı içeceği üretilir. Tüm bunların yanında, Bon Temps isimli küçük ve görünüşte sakin bir kasabada yaşayan Sookie Stackhouse geçimini garsonluk yaparak sağlayan, meraklı ve bir o kadar da saf bir kızdır. Ayrıca, Sookie, bilinmeyen bir sebepten dolayı, insanların aklını okuyabilme yeteneğine sahiptir.
Bir gün, çalıştığı bara Bill Compton adında bir vampir gelir ve geldiği anda kızımızın dikkatini de çekmeyi başarır. Çünkü, yeteneğinden dolayı sürekli ezilen Sookie, vampir Bill’in düşüncelerini okuyamamaktadır. Bundan bir hayli etkilenen Sookie, Bill ile yakınlaşmaya başlar ve bu da şimdiye kadar 5 sezonu yayınlanan dizimizdeki olayların fitilini ateşleyen şey olur.
Malumunuz, vampir edebiyatında bu aralar her kitap, her film, her dizi kendi kural setini oturtarak giriyor işin içine. True Blood‘daki vampirlerin de belli başlı özellikleri şöyle (Mümkün olduğunca ispiyona girmeden başlıcalarını sıraladık; ama, “hiç fikrim olmasın” derseniz alttaki maddeleri atlayarak geçmenizi tavsiye ederiz.) :
– Kalplerine tahta kazık saplanınca ölüyorlar.
– Güneşe çıkamıyorlar.
– Gümüşe dayanamıyorlar ama sarmısakla bir sorunları yok.
– İnsanüstü güç, hız ve duyulara sahipler.
– Dayanıklılar.
– Hızlı iyileşiyorlar.
– Karşılarındakileri hipnotize edebiliyorlar.
– Kanları, insanlara uyuşturucu olarak yasadışı bir şekilde satılıyor.
– Başkalarının evine davet edilmeden giremiyorlar.
Şimdi de, bol karakterli dizimizin, başlıca kahramanlarına göz atalım (Bu bölüm, oldukça az ispiyon içerir.) ;
Sookie Stackhouse
Büyükanne ve erkek kardeşi ile yaşayan, kasabnın tek restoranında garsonluk yapan kendi halinde bir kız. insanların aklını okuyabilme gibi, gizemli bir gücü var. Ama bunu, genelde işine yaramadığı ya da insanlara saygısından kullanmamaya çalışıyor. Kızımızın hayatı, Bill ile tanıştıktan sonra temelli değişiyor.
Karakteri, henüz 13 yaşındayken Oscar ödülü sahibi olan Anna Paquin canlandırıyor.
Bill Compton
Son dönemde vampirli dizi ve filmlerde ortaya çıkan, vejetaryen vampir akımının True Blood’daki temsilcisi olan Bill, tahmin edilebileceği gibi insan kanından uzak bir yaşam sürmeye çalışıyor. Bill, Sookie ile tanıştığı andan itibaren, ona karşı ilgi duymaya başlıyor. Ayrıca karakterimizin, sık sık geriye dönüşlerle desteklenen karanlık bir geçmişi mevcut. Karakteri Stephen Moyer canlandırıyor.
Sam Merlotte
Sookie’nin çalıştığı restoran/barın sahibi olan, kasabanın varlıklı bir üyesi. Ailesi olmayan, kendi yaşamını kendi başına idare eden bir insan. Zaman zaman oldukça aksileşebiliyor ama genelde ılımlı biri.
Karakteri, Sam Tremmel canlandırıyor.
Jason Stackhouse
Sookie’nin erkek kardeşi. Hem kasabadaki kadınların ona, hem de onun tüm kadınlara karşı yoğun ilgisi var. Saflığı ve çocuksuluğuyla dizinin komedi unsurunu oluşturan karakterlerin başında geliyor.
Karakteri, Ryan Kwanten canlandırıyor.
Tara Thornton
Sookie’nin en yakın arkadaşı olan bu karakterimiz, lafını kimseden esirgemeyen, çoğu zaman da patavatsız bir karakter. Çocukluğundan beri, Jason’a aşık. Dizinin çoğu hayranının, karakteri bir hayli itici bulduğunu da belirtelim.
Karakteri, Rutina Wesley canlandırıyor.
Eric Northman
Kendinden emin, gayet havalı bir karakter. Dizideki en yaşlı vampirlerden biri. Üstelik, Bill’in yaşadığı bölgenin de vampir şerifi. İlk başlarda yardımcı bir karakter olarak kendine dizide yer bulan Eric, zamanla ana kadroya yerleşiyor.
Karakteri, İsveçli aktör Alexander Skarsgård canlandırıyor.
Lafayette Reynolds
Tara’nın eşcinsel kuzeni ve kasabanın sevilen bir üyesi. Sivri dilli ve yine kuzeni gibi lafını esirgemeyen biri.
Karakteri, Nelsan Ellis canlandırıyor.
Pam De Beaufort
Eric’in yardımcısı. Lafını esirgememe ve bir vampir olarak insanları küçümseyişi ile dizinin en eğlenceli karakterlerinden.
Karakteri, Kristen Bauer Van Straten canlandırıyor.
Bu karakterlerin yanı sıra, dizinin kalan kadrosu da bir hayli kalabalık. Tek tek tanıtmak yerine dileyenleri şuradan bilgi edinmeye davet ediyoruz.
Tüm Vatandaşlar İçin Eşitlik
Vampir Hakları Kanun Değişikliğini Destekleyin
Dizi, klasik bir HBO dizisi olarak, çıplaklık, cinsellik ve kan konusunda hiç çekinmiyor. Bunun dışında, diziye klasik bir vampir dizisi demek de haksızlık olur. Daha ilk sezonunda, vampirlerin insanların arasına karışmasıyla, farklılıklara tahammülleri olmayan insanların halini gözler önüne seriyor. Öyle ki, kendisine söylenen her lafta zenci iması arayan ve ırkçılığa oldukça tepkili olan Tara bile, vampirleri farklı olduklarından dolayı kabul edemiyor. Dizi, vampirliğin ahlaki boyutları, vampir hakları gibi konuları kullanarak, içinde bir çok siyasi gönderme barındırdığı gibi, komedi unsurunu da göz ardı etmeden alttan alta çok güzel bir şekilde vermeyi başarıyor.
Gerek vampir olgusuna farklı yaklaşımı, gerek cinselliğin geri planda kalmamasına bir de HBO’nun başarılı reklam kampanyaları eklenince dizi, fazlasıyla ses getirdi ve kısa zamanda fenomen haline geliverdi.
Kanınızı kaynatacak.
İyi bir fincan Joe gibisi yok.
Doldur bardağını
Peri Masalı
400 milyar kan emici yanılıyor olamaz ya..?
Uğrunda Ölünesi Bir Aşk
Dizi hakkında bir kaç ufak bilgi;
– Dizinin jeneriğini ünlü jenerikçibaşımız, Digital Kitchen hazırlamış. Çok beğenilen ve diziye cuk diye oturan jenerik müziği ise Jace Everett‘ten geliyor.
– Alexander Skarsgård, ünlü sinema oyuncusu Stellan Skarsgård‘ın oğlu.
– Tara Thornton rolü için ilk başta, Brook Kerr seçilmiş. Daha sonra bu karardan vazgeçilerek, rol Rutina Wesley’e verilmiş. Ama, Brook Kerr ile çekimlere başlandığından, kendisinin tüm sahneleri Rutina Wesley ile tekrar çekilmiş.
– İlk sezon, büyük oranda serinin ilk kitabından uyarlanmış; ama, daha sonraları kitaplarla olan bağı azalmış.
– Her bölümün ismi, aynı zamanda bir şarkının ismi ve bu şarkılar bölüm sonu müziği olarak kullanılıyor.
-Jason rolü için Ian Somerhalder da seçmelere katılmış. Ancak rol, Ryan Kwanten’a gitmiş. Alexander Skarsgård ise, Bill rolü için seçmelere girmiş.
– Dizi özellikle Amerika’da “ülkenin en gay dizisi” diye adlandırılıyor. Zira özellikle erkeklerin kaslı vücutlarını, sayılabilir karın kaslarını sergilemek konusunda çok cömert.
– Dizideki, Tru Blood isimli içecekle aynı ismi taşıyan bir içecek de HBO tarafından piyasaya sunulmuş.
– Anna Paquin ve Stephen Moyer, dizi setinde başlayan aşklarını 2010’da nikah masasına taşıdılar. Şu anda hala evliler. Çiftin ikiz bebekleri var.
Diziyle ilgili tanıtım filmini ve videoları aşağıda bulabilirsiniz.
http://www.youtube.com/watch?v=pBNtnBsdPZ4
yorumlar
@real tortoise : Ellerine sağlııııık! Dizi kaç sezonda, ne şekle geldi diye ispiyon vermeden anlatmanın çok zor olduğu bir tanıtım olduğundan eminim. İyi kalkmışsın bence altından.
@dkamoy Teşekkür ederim. Senin de ellerine sağlık
Bence de çok güzel kalkmışsın hem iştah kabartıcı hemde benim gözümde hiç ispiyon vermeden yazmışsın ne zamandır bekliyor arşivde bugün başlayabilirim her an elimi atıp hariciye izlemeye başlayabilirim yani Eline sağlık.
@real tortoise: Biraz fazla uzun olduğundan hepsini okuyamasam da; okuduğum kadarıyla çok başarılı buldum diyebilirim ellerine sağlık. Bu diziyi; “İzlediğim en manyak* şey.” diye tarif ederim herkese. Bana tarif edenler de “Yazın izlenebilecek en mükemmel dizi.” olarak tanımlıyorlardı. Benim için de Suits’ten sonra öyledir…
* = Acayip anlamında…
Öncelikle tanıtım için ellerine sağlık. Geçen sene bu tanıtım çıksaydı, “niye yazdın bunu real tortoise? Aklıma soktun, özlediğimi fark ettim. Nasıl bekleyeceğiz 8 ay?” falan derdim. Şimdi o çoğu zaman sıkıcı ve vasat olan 5. sezonu izledikten sonra hiç özlemiyorum, aklıma bile gelmiyor valla. Acayip soğumuşum diziden yav.
Ellerine sağlık, gayet ispiyonsuz ve izlemeyenler için iştah kabartıcı bir yazı olmuş.Yukarıda rpdi’ye 5.sezon ile ilgili görüşlerine katılmakla birlikte ben 6.sezonu yinede merakla bekliyorum
İlk iki sezonu izledim ama niye izledim hala anlamış değilim Konunun bir türlü bir yere varamadığı, vardığı anlarında da Disney Channel dizilerinin aksiyonundan, heyecanından öteye gitmediği üçüncü sınıf bir dizi bence.
muhteşem yazı! bayılıyorum.
@kingdom: zevkler görecelidir tabii ki ama gene de şaşırmadan edemedim, ne yalan söyleyeyim. 3. sınıf mı? cevap beklemiyorum, şaşkınlık nidası sadece.
Beğenen herkese teşekkürler
@rpdi Ben de 5. sezonda bayağı bir sıkıldım ama, 6. sezon için heyecanım mevcut hala
@kingdom, @shane Ben özellikle 2. sezonu izleyip de devam etmeyen pek fazla kişi görmedim. Dizinin bana ve pek çok arkadaşıma göre en iyi sezonu 2. sezondu. Kişisel zevk tabi ki, ama, 3. sınıf da hakkını yemek olmuş biraz
ben bu dizinin kitaplarını okuyordum üniversitenin 2. yazında 4 kitabını okumuş sonra da sıkılıp bırakmıştım. bir türlü bitmek bilmeyecek serilere benziyordu çünkü. hala devam ediyor mu bilmem. enteresan bir hikayeydi ama sonradan vardığı noktayı sevememiştim.
dizisine de baktım biraz. kafamda kitapta okuduğum en önemli 3 karakteri yakıştıramadım. böyle olunca o da elenmiş oldu.
ama yazını okudum, genel olarak bildiğim için ispiyonsuz gibi geldi bana. çok da güzel yazmışsın ellerine sağlık.
Yukarıdaki yorumu yaparken acil işim çıktığı için hem kısa tutmak zorunda kaldım hem de bu güzel tanıtımla ilgili bir şeyler yazamadım. İlk önce tanıtımdan başlayım Her ne kadar diziyi sevemesem de tanıtım çok hoş olmuş. Uzun yazıları ise ( ispiyon vermemek şartıyla ) daha doyurucu olduğundan her zaman daha bir keyifle okurum. Ellerine sağlık arkadaşım.
@shane ve @real tortoise:
İlk önce aşağıda yazacaklarım ukalılık olarak algılanmasın tamamen beni diziden soğutan ayrıntıları belirtmek amaçlı söylüyorum. Senaristliğe gönül vermiş ve Allah nasip ederse kısa bir süre sonra bu işten ekmeğimi kazanmaya başlayacak birisiyim. Bu nedenle dizi veya film izlerken bazı ayrıntılar çok daha fazla dikkatimi çekiyor, gözüme batıyor ister istemez. Bu diziden beni soğutan en önemli nedenlerden birini örnek vereyim. Bu dizi içinde koyusundan olmasa da gerilim ve gizemi barındıran fantastik bir yapım. Bu tür bir diziye göre içinde çok fazla konuyla alakasız sahne ve bıdı bıdılar barındırıyor. Türk senaristler sayfa doldurmak için bu taktiğe çok başvururlar ama bir ABD dizisi için bu kadar gereksiz diyalog / sahne pek rastlanılmış şey değil. İlk sezonun yarısı bar ve kasabadaki boş konuşmalarla diğer yarısı da Jason karakterinin cinsel hayatıyla geçti,dizinin ( az da olsa ) korku ve gerilim barındırdığı izleyiciye anımsatmak içinde arada bir Anna Paquin’i gösterdiler Bunun dışında pek çok ayrıntı var ama onları yazmayım.
Özeleştiri yapmadan geçmeyim
1-) Bazı arkadaşlar diyebilir madem bu kadar sevmedin niye iki sezon izledin? diye. Dizinin en başarılı olduğu taraf ortaya bir gizem atıyor ve bu süreci dolu dolu anlatmasa bile kendini izlettirmeyi başarıyor.
2-) Bir senarist adayıyım diyorsun ama dünyada bu kadar popüler bir diziye kusur mu buluyorsun diye sorabilirsiniz. Dünyada bu türün dizi veya filmlerinin çoğu vasattır ( iyileri nadir yapılır ) ama en çok da ilgi gören ve çekilenler korku, gerilim, gizem barındıran yapımlardır. Bu dizide bunlardan biri bence.
@kingdom beğenmene sevindim.
korku ve gerilim barındırdığı izleyiciye anımsatmak içinde arada bir Anna Paquin’i gösterdiler çok güldüm bu kısma, haklısın
Belki profesyonel olarak bu işi yaptığın için daha çok dikkat etmişsindir, senaryo zayıf gelmiş olabilir, haklısın.
Yine de o kadar da kötü bulmamıştım ben, ilk sezonu. En azından Disney dizileri kadar değil
Dediğim gibi , bazı şeyler gözüne batmış ve seni rahatsız etmiş olabilir, zevk meselesi tamamen
@real tortoise: evimde bulunuyor olsa vampirleri gördüğümde değil ama Anna Paquin’i gördüğümde neredeyse ekrana haç tutacağım bir daha karşıma çıkmasın diye
Zevkler ve renkler tartışılmazmış. Benim dikkatimi çeken ayrıntılara pek çok izleyicinin takılmaması doğal zaten. Çünkü bizler ( en azından yeni nesil pek çok senarist ) word’ü açtığımızda heyecanı devamlı bir seviyede tutmaya çalışmaktan tut konunun gizemini korumasına kadar onlarca ayrıntıya dikkat ederek yazmak zorundayız ama o iş ekrana yansıdığında ortaya bambaşka bir ilizyon çıkıyor. Bu biraz şuna benziyor: bir ilizyon gösterisinde adamın kendini ortadan ikiye ayırmasını izleyici ağzı bir karış açık heyecanla izlerken, bir ilizyonist bunun nasıl yapıldığını bildiğinden çok daha farklı bir gözle izler. Benim yorum biraz o hesap
Disney dizileri benzetmem ise işin biraz mübalağa latifesiydi
6. sezon 12 değil 10 bölüm olacakmış.
@rpdi Vasat bir 5. sezondan sonra, bölüm sayısını çok uzatmamaları iyi olmuş. En azından geçen sezon olduğu gibi, konu dağılmaz diye umuyorum.
Sookie’ nin olası yeni aşkı olarak Rob Kazinsky 6. sezon kadrosuna katılmış.
Daha önce konuk oyuncu olarak gördüğümüz şu isim de kadroya düzenli bir rolle dahil olmuş.
Ben şu adamın oyunculuğunu, Rubicon’da çok beğenmiş ve kendimce Emmy’e layık bulmuştum ama tabii ki aday olmadı. Şimdi True Blood’a geliyormuş. Bunda n’apcak, nası olcak bakalım.