True Blood | Tanıtım
168 yorum real tortoise 12 Ekim 2012 23:54
True Blood ilk sezonu 2008 yılında kaliteli dizilerin kanalı HBO‘da yayınlanmaya başlayan, halihazırda 5 sezonu tamamlayan ve 6. sezon onayını da almış bulunan bir doğaüstü drama dizisi. Şu zamana kadar izlemeyenler ve izleyip de anılarını tazelemek isteyenler , daha önce şurada da bahsedilen dizimizin tanıtımına buyursunlar.
Diziye, Charlaine Harris‘in şu ana kadar 12 kitabı yayınlanan ve 2013 yılında 13. kitabı yayınlanacak olan, Southern Vampire Mysteries (Güneyli Vampir Serisi) isimli kitaplar ilham veriyor. Dizinin bir noktadan sonra, kitaplarla konu bakımından pek bir bağı da kalmıyor zaten.
True Blood‘ın yaratıcısı ise, televizyon tarihinde ismi “efsane” olarak anılan Six Feet Under isimli HBO dizisinin de yaratıcısı olan, Alan Ball. Kendisi, başarılı dizilerin yanı sıra, 1999 yapımı American Beauty (Amerikan Güzeli) isimli 5 Oscar’lı filmin de yaratıcısı. Üstelik bu ödüllerden biri de en iyi senaryo dalında kendisine gitmiş.
Türkiye’de Foxlife kanalında yayınlanmakta olan dizi, başladığı yıllarda, vampir dizisi olarak nitelense de vampir ağırlıklı doğaüstü drama olarak nitelemek daha uygun olacaktır. Çünkü dizide vampirlerin dışında, pek çok doğaüstü varlığı da görebiliyoruz. Doğaüstü deyince aklınıza ilk gelenleri dizide göreceğinizden emin olabilirsiniz. Yine de henüz izlemeyenlere ispiyon olmaması açısından, bu varlıklar hakkında bilgi vermiyorum. İlle de bu varlıklar nedir diye merak edenler ve şöyle bir hatırlamak isteyenler, bol ispiyonlu şu adrese uğrayabilirler.
Konusu :
Vampirler varlıklarını, tüm dünyaya açıklamışlardır. Bu yüzden artık, insanlardan rahatça beslenemeyeceklerdir. Bunun üzerine Japonya’da -diziye de adını veren- True Blood isimli, yapay insan kanı içeceği üretilir. Tüm bunların yanında, Bon Temps isimli küçük ve görünüşte sakin bir kasabada yaşayan Sookie Stackhouse geçimini garsonluk yaparak sağlayan, meraklı ve bir o kadar da saf bir kızdır. Ayrıca, Sookie, bilinmeyen bir sebepten dolayı, insanların aklını okuyabilme yeteneğine sahiptir.
Bir gün, çalıştığı bara Bill Compton adında bir vampir gelir ve geldiği anda kızımızın dikkatini de çekmeyi başarır. Çünkü, yeteneğinden dolayı sürekli ezilen Sookie, vampir Bill’in düşüncelerini okuyamamaktadır. Bundan bir hayli etkilenen Sookie, Bill ile yakınlaşmaya başlar ve bu da şimdiye kadar 5 sezonu yayınlanan dizimizdeki olayların fitilini ateşleyen şey olur.
Malumunuz, vampir edebiyatında bu aralar her kitap, her film, her dizi kendi kural setini oturtarak giriyor işin içine. True Blood‘daki vampirlerin de belli başlı özellikleri şöyle (Mümkün olduğunca ispiyona girmeden başlıcalarını sıraladık; ama, “hiç fikrim olmasın” derseniz alttaki maddeleri atlayarak geçmenizi tavsiye ederiz.) :
– Kalplerine tahta kazık saplanınca ölüyorlar.
– Güneşe çıkamıyorlar.
– Gümüşe dayanamıyorlar ama sarmısakla bir sorunları yok.
– İnsanüstü güç, hız ve duyulara sahipler.
– Dayanıklılar.
– Hızlı iyileşiyorlar.
– Karşılarındakileri hipnotize edebiliyorlar.
– Kanları, insanlara uyuşturucu olarak yasadışı bir şekilde satılıyor.
– Başkalarının evine davet edilmeden giremiyorlar.
Şimdi de, bol karakterli dizimizin, başlıca kahramanlarına göz atalım (Bu bölüm, oldukça az ispiyon içerir.) ;
Sookie Stackhouse
Büyükanne ve erkek kardeşi ile yaşayan, kasabnın tek restoranında garsonluk yapan kendi halinde bir kız. insanların aklını okuyabilme gibi, gizemli bir gücü var. Ama bunu, genelde işine yaramadığı ya da insanlara saygısından kullanmamaya çalışıyor. Kızımızın hayatı, Bill ile tanıştıktan sonra temelli değişiyor.
Karakteri, henüz 13 yaşındayken Oscar ödülü sahibi olan Anna Paquin canlandırıyor.
Bill Compton
Son dönemde vampirli dizi ve filmlerde ortaya çıkan, vejetaryen vampir akımının True Blood’daki temsilcisi olan Bill, tahmin edilebileceği gibi insan kanından uzak bir yaşam sürmeye çalışıyor. Bill, Sookie ile tanıştığı andan itibaren, ona karşı ilgi duymaya başlıyor. Ayrıca karakterimizin, sık sık geriye dönüşlerle desteklenen karanlık bir geçmişi mevcut. Karakteri Stephen Moyer canlandırıyor.
Sam Merlotte
Sookie’nin çalıştığı restoran/barın sahibi olan, kasabanın varlıklı bir üyesi. Ailesi olmayan, kendi yaşamını kendi başına idare eden bir insan. Zaman zaman oldukça aksileşebiliyor ama genelde ılımlı biri.
Karakteri, Sam Tremmel canlandırıyor.
Jason Stackhouse
Sookie’nin erkek kardeşi. Hem kasabadaki kadınların ona, hem de onun tüm kadınlara karşı yoğun ilgisi var. Saflığı ve çocuksuluğuyla dizinin komedi unsurunu oluşturan karakterlerin başında geliyor.
Karakteri, Ryan Kwanten canlandırıyor.
Tara Thornton
Sookie’nin en yakın arkadaşı olan bu karakterimiz, lafını kimseden esirgemeyen, çoğu zaman da patavatsız bir karakter. Çocukluğundan beri, Jason’a aşık. Dizinin çoğu hayranının, karakteri bir hayli itici bulduğunu da belirtelim.
Karakteri, Rutina Wesley canlandırıyor.
Eric Northman
Kendinden emin, gayet havalı bir karakter. Dizideki en yaşlı vampirlerden biri. Üstelik, Bill’in yaşadığı bölgenin de vampir şerifi. İlk başlarda yardımcı bir karakter olarak kendine dizide yer bulan Eric, zamanla ana kadroya yerleşiyor.
Karakteri, İsveçli aktör Alexander Skarsgård canlandırıyor.
Lafayette Reynolds
Tara’nın eşcinsel kuzeni ve kasabanın sevilen bir üyesi. Sivri dilli ve yine kuzeni gibi lafını esirgemeyen biri.
Karakteri, Nelsan Ellis canlandırıyor.
Pam De Beaufort
Eric’in yardımcısı. Lafını esirgememe ve bir vampir olarak insanları küçümseyişi ile dizinin en eğlenceli karakterlerinden.
Karakteri, Kristen Bauer Van Straten canlandırıyor.
Bu karakterlerin yanı sıra, dizinin kalan kadrosu da bir hayli kalabalık. Tek tek tanıtmak yerine dileyenleri şuradan bilgi edinmeye davet ediyoruz.
Tüm Vatandaşlar İçin Eşitlik
Vampir Hakları Kanun Değişikliğini Destekleyin
Dizi, klasik bir HBO dizisi olarak, çıplaklık, cinsellik ve kan konusunda hiç çekinmiyor. Bunun dışında, diziye klasik bir vampir dizisi demek de haksızlık olur. Daha ilk sezonunda, vampirlerin insanların arasına karışmasıyla, farklılıklara tahammülleri olmayan insanların halini gözler önüne seriyor. Öyle ki, kendisine söylenen her lafta zenci iması arayan ve ırkçılığa oldukça tepkili olan Tara bile, vampirleri farklı olduklarından dolayı kabul edemiyor. Dizi, vampirliğin ahlaki boyutları, vampir hakları gibi konuları kullanarak, içinde bir çok siyasi gönderme barındırdığı gibi, komedi unsurunu da göz ardı etmeden alttan alta çok güzel bir şekilde vermeyi başarıyor.
Gerek vampir olgusuna farklı yaklaşımı, gerek cinselliğin geri planda kalmamasına bir de HBO’nun başarılı reklam kampanyaları eklenince dizi, fazlasıyla ses getirdi ve kısa zamanda fenomen haline geliverdi.
Kanınızı kaynatacak.
İyi bir fincan Joe gibisi yok.
Doldur bardağını
Peri Masalı
400 milyar kan emici yanılıyor olamaz ya..?
Uğrunda Ölünesi Bir Aşk
Dizi hakkında bir kaç ufak bilgi;
– Dizinin jeneriğini ünlü jenerikçibaşımız, Digital Kitchen hazırlamış. Çok beğenilen ve diziye cuk diye oturan jenerik müziği ise Jace Everett‘ten geliyor.
– Alexander Skarsgård, ünlü sinema oyuncusu Stellan Skarsgård‘ın oğlu.
– Tara Thornton rolü için ilk başta, Brook Kerr seçilmiş. Daha sonra bu karardan vazgeçilerek, rol Rutina Wesley’e verilmiş. Ama, Brook Kerr ile çekimlere başlandığından, kendisinin tüm sahneleri Rutina Wesley ile tekrar çekilmiş.
– İlk sezon, büyük oranda serinin ilk kitabından uyarlanmış; ama, daha sonraları kitaplarla olan bağı azalmış.
– Her bölümün ismi, aynı zamanda bir şarkının ismi ve bu şarkılar bölüm sonu müziği olarak kullanılıyor.
-Jason rolü için Ian Somerhalder da seçmelere katılmış. Ancak rol, Ryan Kwanten’a gitmiş. Alexander Skarsgård ise, Bill rolü için seçmelere girmiş.
– Dizi özellikle Amerika’da “ülkenin en gay dizisi” diye adlandırılıyor. Zira özellikle erkeklerin kaslı vücutlarını, sayılabilir karın kaslarını sergilemek konusunda çok cömert.
– Dizideki, Tru Blood isimli içecekle aynı ismi taşıyan bir içecek de HBO tarafından piyasaya sunulmuş.
– Anna Paquin ve Stephen Moyer, dizi setinde başlayan aşklarını 2010’da nikah masasına taşıdılar. Şu anda hala evliler. Çiftin ikiz bebekleri var.
Diziyle ilgili tanıtım filmini ve videoları aşağıda bulabilirsiniz.
http://www.youtube.com/watch?v=pBNtnBsdPZ4
yorumlar
Bende belirtiyim. İlk 2 sezonda ki tadı vermezse de, 6.sezonu şu ana kadar yayınlanan bölümler itibariyle, en iyi 3. sezon olarak görüyorum. Umarım güzel bir finalle kapatırlar.
Kimi öyle diyor, kimi hala tırt diyor. Ben de ne yapacağımı şaşırdım yahu. (6X01’i son 10 dakika kala kapatmış ve o günden beri de devam etme isteği zerre duymamış biriyim.)
@rpdi: Benim için True Blood her zaman Nasreddin Hoca’nın kazan hikayesidir. İlk sezondan sonra benim için inandırıcılığını kaybetti. Kalan sezonlar arasında hangisinin saçmalaması daha az diye karşılaştırır oldum. Nasıl olsa o kazan, öyle de böyle de doğuruyor.
Bu sezonda hikaye biraz daha özgün, daha bir derli toplu gibi geldi. Bilmiyorum. Karakterlerin saçmalamaları da çok daha az sanki (Evet; suki bile). Bi de alperen4700’ün yukarıda yazdığı gibi, hızlı da aktı mevzular; o sayede yormadı beni.
Ben de 6. sezonu sevdim.Bu sezonu gerçekten iyi olduğu için mi sevdim yoksa 4 ve 5. sezonu beğenmediğimden buna mı razı oldum karar veremedim aslında.
Benim en çok sevdiğim haber, diziyi 7.sezonda tüm karakterleri bir araya toparlayıp tekrardan kasaba hikayesine geri döndürmeleri ve yan hikayeleri azaltıp ana konu üzerinde ilerleyecek olmaları oldu.
@rpdi: Valla True Blood Game Of Thrones gibi akıyor son birkaç sezondur. Yani hemen her karakterin ayrı bir hikayesi var. Dolayısıyla tıpkı Game of Thrones gibi; bazılarının hikayesini daha bir şevkle izliyorsun; bazılarını pek sevmeyerek.
Bu sezonun Sookie ve Vampirlerle alakalı kısmı ile şerif Andy Belleflour’un hikayesi ve akışından kimsenin şikayeti yoktur sanıyorum; yeni eklenen Warlow’u da çok sevdim ben karakter olarak mesela. Ama; Sam Marlotte ve Kurt adamlar safhı ile bar tayfası diyebileceğimiz Terry ile eşinin kısmı hala çok iyi akmıyor; ama geçen senelerden kötü de değil. Şikayet edenler bu kısımdan şikayet ediyorlardır diye tahmin ediyorum.
Yalnız diğer kısımlar aynı kalsa da vampir kısmı ile Sookie tarafı çok daha iyi aktığından daha iyi bir sezon bu sezon.
Görüşler için teşekkürler. Ben bir ara döneyim en iyisi. (Aslında bu kadar senedir izlediğim diziyi elbette zart diye bırakamam ama niyeyse gereğinden fazla nazlandım bu sefer. )
@alperen4700: Evet, dizinin en büyük sorunlarından biri bu aslında. Ben mesela o kurtadam tayfasını izlemekten nefret ediyorum.
Kurtadan tayfası ile ilgili bütün görüşlere katılıyorum. Oralar sanki bölümü doldurmak için kullanılıyor gibi geliyor. Alcide ve tayfasını öldürseler kılım kıpırdamaz şu an.
Bu sezon biraz geriden geldiğim için, buradaki yorumları okuyamamıştım. Şimdi güncele yetişince ben de bir şeyler söyleyeyim. Bence hem geçen sezonun vasat olmasından, hem de bu sezon hikayeyi çok daha akıcı ve derli toplu bir şekilde anlattıklarından dolayı ben de çok memnunum True Blood’dan. Açıkçası 2. ve 3. bölümlerde birazcık sıkılnca “yine aynı şeyler” diye düşünmüştüm ama, son iki üç bölümdür çok güzel ilerliyor hikaye. 6. bölümün de bu kadar olay çıkaracağını hiç düşünemezdim. Çoğunluk gibi ben de kurt adam ve Sam Merlotte mevzusundan bıktım. Artık azaltırlar mı ne yaparlar ama, o kısımlar yabancı forumlarda da gördüğüm üzere izleyicilerin pek çoğunu bayıyor. Neyse işte, şu kalan 4 bölümde 6. bölüm gibi olursa çok memnun kalacağım bu sezondan.
An itibariyle güncele yetişmiş bulunuyorum. Evet bu sezon, son 2 sezona kıyasla bariz iyi gidiyor. Hatta 3’ten de iyi gidiyor. Baya baya bir sonraki bölümü merak ettirdi her seferinde. Hatta şimdi keşke sezonu tamamlasaymış da öyle izleseymişim diyorum.
Ha tabii yine kurtadam kısımlarında esnediğim ve onu kenarda açık bırakıp bitmesini beklerken 22dakika’ya, Twitter’a falan girdiğimi inkar etmeyeceğim. (: Ölsün artık bunlar!
Bir de ilk kez enişte adaylarından birini tuttum. (Bill, Eric, Sam, Alcide… Bunca zaman hiçbirini sevememiş biriyim.)
Bu sezon, özellikle Arlene sahnelerine bayılmış durumdayım, vampir dizisi olmasına rağmen o sahneleri daha çok tutuyorum. Keşke Carrie Preston en iyi yardımcı kadın oyuncu drama adayı olsa.
Kaçtır söyliycem unutuyorum…
6×08’i izlemiş olanlar Ausiello’nun Twitter’ındaki bu haftaki fon resmini kaçırmamalı (izlemeyen bakmasın). Her açtığımda gülmekten kırılıyorum.
@dkamoy Ben de bu bölümü yeni izledim, bu haftanın en akılda kalıcı sahnesiydi cidden
@dkamoy ben bir irkildim ne yalan söyleyeyim zaten yemek yiyordum :D, o an izlerken
öncelikle tanıtım için çok teşekkürler valla ben tüm sezonları çok beğendim/beğenmekteyim; belki de sebebi art arda izlemiş olmam ve sezonlar arası/bölümler arası kopuş yaşamamamdır. dizinin altyapısı ve fantastik evreni oldukça iyi kurulmuş; karakterler çok iyi seçilmiş. yan karakterler de diziyi iyi şekilde tamamlıyor. elbette arada dozu biraz fazla kaçan aşk-meşk işi var ama ne bileyim, “vampir” yapımlarını ele ayağa düşüren birçok yapımdan sonra bence bu türü kurtaran bir yapım “True Blood”. hbo ve alan ball olması zaten başlıbaşına bir marka değeri katıyor. ayrıca senaristlerin olayları gayet akıcı ve hikayede yeni kollar açarak ilerletmeleri, tekrara düşmemeleri de takdire şayan. karakterlerin geçmişlerine yapılan geri dönüşler de oldukça güzel işlenmiş. okuduklarıma göre hiç beğenilmeyen 5.sezonu bile ben oldukça güzel, hatta gerekli bulmuştum. ilk sezondan beri “Vampir Cemiyeti” denen oluşumun iç yüzünü öğrenmiştik, bununla da kalmayıp hikayede önemli bir adım atılmış ve yepyeni bir yola girilmişti sezon finalinde. 6.sezon da tam kıvamında gidiyor. sezon finalinde, sezonu nasıl kapatacaklarını çok merak ediyorum. bu arada willa karakterini (valinin kızı) oynayan kız umarım kalıcı olur, hatta anna camp’i çok seven biri olarak onun da kalıcı olmasını umuyorum
Evet yahu ben de çok güldüm bu bölümde (6×09).
Warlow karakterini seviyordum ben, Sookie 40 yılda bir adam gibi birini bulduya da benziyordu ama güzelim karakteri 2.5 dakikada hiç ettiler. Neyse ki Bill ilerizekalısı kurtarmadı kızı. Sonra da Alcide?! İnsana WTF? dedirtiyorlar zorla.
Hele Sam’e Vali deyince bir gülmem geldi, anlatamam. Onu Jesus Christ bildiği gibi yapsın da Tara’yı netçez şimdi? Jessica’nın son dakika yaptığı da gereksizdi sanki. Başka kim kaldı? Aman o kadar çok şey oldu ki hesap da karıştı! Bir de bıktım ben bu bağnaz insan türünden. Vampirler yesin sizi.
Öyle ya da böyle bu True Blood sezonu da bitti, geçmiş olsun.
Benim açımdan sezon genelinin çok çok altında, uyduruk bir bölümle bitirdiler, ayıp ettiler. Şaşırdım mı? Hayır. Sezon finali geçen haftaki bölümmüş gibi kabul ederek, iyi bir sezonmuş gibi davranabilirim 6. sezon için.
Neyse işte, 9. bölüme kıyasla sönük bir bölümdü ama çok da kötü değildi bence. Bu sezonu en sevdiğim 3. sezon ilan edebilirim artık. (Sıralamam 2-1-6)
2. Sookie-Alcide ikilisini hiç tutmadım,
3. Eric? Sakın Ha,
4. Sarah’ya hiç bir şey olmadı; o müthiş sahnesinden sonra yes,
5. Hastalıklı vampirler, zombilerden hallice,
6. Sam mi? Vali mi? Güldürmeyin yahu,
7. Tek eşli vampir fikri, güzel bulmuşlar; iyi bir yan konu çıkar buradan…
Şimdilik bu kadar…
Yapımcı Eric’in sezon finali sahnesiyle ilgili açıklama yapmış. Tabii ki spoiler var.
https://www.youtube.com/watch?v=OVQxAGDZTFw
Şurada final sezonu fragmanı var. Youtuba’a da düşer herhalde.
True Blood Season 7: Trailer #1
http://www.youtube.com/watch?v=iu3Tw4-pKg4
True Blood Season 7: Trailer #2
Aman be, canım çıktı ilk 5 sezonu bitirene kadar. Son 2 (özellikle de son) sezon geçmek bilmedi. 55-60 dakika arası olması çok çok yoruyor insanı. Neyse ki 6. sezon 10 bölümmüş. 3 saatimi kurtacağım hiç olmazsa. Şu final sezonu başlamadan önce bitsin diyordum ama ikinci bölüm öncesi bitecek bu gidişle. Bitse de haftada bir seyretsem. Yoruldum.
@abidin77: Ayyy, cidden kötü yormuşsun kendini. Son sezon öncesi yetişilesi bi dizi de değildi üstelik. Yazık. Neyse, geçmiş olsun.
@dkamoy: Ya seyretmesem kalacak. Böyle kaç dizi var elimde kalan. Bugün seyredeceğim, yarın seyredeceğim diye diye final yapıp başlayamadığım. Final sezonu olması motive etti ama yordu da. Seviyorum HBO, Showtime dizilerini ama bölüm sürelerinin 60 dakikaya dayanması bazen bıktırıyor insanı. Bir de üstüne, suratına kürek ile dalınası Sookie olunca iyice çekilmez oluyor
Neyse, kaldı 10 bölüm.
6. sezon güzel, o keyfini yerine getirir. Ama evet, ben de 4 ve 5. sezonları peşpeşe izlemek istemezdim, kendimi şanslı hissediyorum bu konuda.
Ben @rpdi’ye +1 veriyorum. Yetiştiğimde 3. sezonundaydı bu dizi.
Previously’nin de dahil olduğu ilk 5 dakika “Bu ne be?” şeklinde gitti, çünkü ben geçen sezonun nasıl noktalandığını verilen ara sırasında epey bir unutmuşum. Jenerik kısmından sonrayse adapte olup eski stilde izlemeye devam ettim.
Açılış olarak bence normal bir True Blood bölümüydü.
Pam’in çocuğu reddetme kısmında tekrardan bir şaşırmadım değil. Hepatit V kısmı nasıl çıkmışsa benim aklımdan… Bu kısım ABD uyarlaması Being Human’dan bazı kısımlar da aklıma getirdi. İzleyen varsa beni anlar.
Bir yandan yemek yediğim için mi bilmiyorum, beklediğimden çabuk aktı. Sookie-Alcide ve Jason-Vampir kız kısımlarına gülmedim değil. HBO mu denir, kablolu kanal dizisi mi denir kıyamet kopsa tarzından hiç ödün vermiyor çok şükür!
Kaldı 9 bölüm.
Malum karakterin oyuncusu olanla ilgili bir şeyler söylemiş EW’ya.
Sonradan Ek:
Bana sorsaydınız keşke. 18 saat önce seyrettim 6. sezon finalini
Şimdi birazcık pişmanım tabi. Keşke bu kadar zorlamış olmasaydım bitirmek için. Şöyle 7. sezonun sonlarına doğru bitirip, öyle başlasaydım final sezonuna. Şimdi haftada bir çekilmez
True Blood 7×04 üzerine:
Bu sezonki bölümler içinde en olmuşu buydu herhalde. En azından sıkılmadım izlerken, bu da bir şeydir.
Stephen Moyer ingilizmiymiş ya, anna ile röportajlarını izleyeyim dedim. karşılıklı aksanlarıyla aklımı başımdan aldılar. kim akıl etti acaba güney aksanı ile konuşmak zorunda olunan diziye bir ingiliz bir yeni zelandalı oyuncuyu baş role seçelim diye.
@mertkytrk Oyuncu aksanıyla baş edebiliyorsa oluyor böyle şeyler. Merlin’in başrolü Colin Morgan’daki İrlandalı İngilizcesi bir harikadır ama Merlin’dekini gör şaşırırsın. İnanılmaz bir düzlükte konuşuyordu ve o haliyle çok rahat anlaşılıyor.
Hazır gelmişken: Bitsen ya artık?
Ben de ilginç bi şekilde bu sezon (bitiyor diye midir nedir) pek keyifle izliyorum. Sıkılmadım henüz. (gerçi uzun zamandır ciddiye almadığım bi dizi olduğu için hafta hafta iyi gidiyor benim için TB)
@dkamoy Bu hafta bayram tatilinden dolayı biriken dizilere mümkün olduğunca girmeye çalışıyorum. Pazartesi günü 2 bölüm üst üste izledim. Malum 55+ da çalıştıkları için orada devreler biraz yandı.
Ne olacak diye bekliyorum, bittiği düşüncesi bana da geldi, but still… artık bir finale ulaşalım.
7×08 üzerine:
Salak, yemin ediyorum gerizekalı bu çocuk.
7×08 hk.
“İşte bu yüzden bu dizi ilk sezondaki gibi kral değil” dedirtti bana bölüm finalinde.
@dkamoy
Adam tabii, izleyen anlar da o benim dilime ara ara takılan bir laf. Şundan maalesef.
Haaa…