Türk polisiye dizileri
15 yorum bildigimiz son sey 07 Ekim 2006 09:47
Timuçin Esen
Hırsız Polis
Biz türklerin de ne kadar çok polisiye dizisi varmış…Son dönemde Hırsız – Polis‘le gündeme damgasını vuran polisiye diziler iyi prim yapmış olmalı ki ardından Arka Sokaklar‘la bu furya devam etti. Kanal D bunlara bir de Ah Polis Olsam adlı diziyi ekleyerek işin suyunu çıkardı.Bu arada, Şeytan Ayrıntıda Gizlidir ile Çetin tekindor ve nejat işler de türk polisiye tarihinde yerlerini sağlamlaştırdılar.
Selçuk Yöntem
İlla ki, Deli Yürek ve Kurtlar Vadisi ile aklımıza gelen Selçuk Yöntem‘i de 24 saat adlı dizide, yıllar önce gördüğümüzü söylemeden geçemeyiz.
Uğur Yücel
Yıllar önce deyince aklıma geldi; Türk tiyatrocuları arasında çok mümtaz bir konuma sahip olan Uğur Yücel‘in (bu resimde Al Pacino‘ya benzemiyor mu?) yönetip oynadığı Karanlıkta Koşanlar Türk sinemasında polisiye film olarak yerini aldı. Tabii Uğur Yücel’in adı polisiye dizilerde de daha önce geçmişti… Mesela Alacakaranlık…
Kenan İmirzalıoğlu
Kenan İmirzalıoğlu, Deli Yürek projesinin ardından Alacakaranlık’ta da oynayarak, sadece manken değil oyunculuk konusunda da ciddi yol aldığının sinyallerini veriyordu.
Bütün bunlar gerçekleşirken Yılan Hikayesi gibi çok popüler olmasının rağmında, pek bir manası olmayan bir yapımı söylemeden geçemeyeceğim, ama daha fazla konuyu sulandırmaya gerek yok zannımca… Çetin Tekindor mu? Keşke orda görünmeseymiş bence… Bir de Çaylak adlı dizi varmış, ben de duymamıştım…
Özgür Özberk
Bir de son dönemde Asmalı konak ve Babam ve oğlum filmleriyle karşımıza çıkan Çağan Irmak, Kod Adı adlı diziyle karşımıza çıkıyor. Korel Cezayirli, Naciye’yi Kim Sevmez‘den aşina olduğumuz Gerçek Sağlar ve Şubat Soğuğu, Savcının Karısı gibi filmlerden hatırlayacağımız Özgür Özberk başrollerini paylaşıyorlar.Daha devamı gelir mi bilmem, ama pek çoğu polisiye manasında kaliteli olmaktan uzak yapımlar. Belki drama olarak iyi sayılabilir ama Türk dizilerinin ve sinemasının polisiye mantığını biraz daha çalıştırması gerek…
yorumlar
geçenlerde ne zamandır televizyon izlemiyorum diyerek tv’ye bakınırken ah polis olsam‘a rastladım. yıllar önce hemen her kanalda gösterilen polis akademisi’nin kötü bir kopyası olmuş.
(google bile bu kopyalığın farkında olsa gerek; polis akademisi dizi diye arattığımda ilk sonuç “ah polis olsam” oluyor.)
ah polis olsam’ı elersek, diğer ismi geçen diziler mevcut tüm türk dizilerine göre biraz daha başarılılar her konuda bence. kocaman evler içinde geçen hayatlardan daha izlenebilir olduklarını düşünüyorum.
ama polisiye dizilerdeki oyunculuklara tamam dersek bile, birazcık daha para ve çaba harcanması gerek onu biliyoruz. en azından yaralı ve çok kan kaybetmiş bir kadının makyajla (arka sokaklar’dan bir sahne) ve rengarek bir yüzle hasta yatağında olamayacağını herkes bilir. inandırıcılık lazım biraz daha.
vallahi kaliteli yapımlar çıkaramıyoruz maalesef.
çok ucuz şeyler yayınlanıyor
en çok tutan yapımlarımızda çeviri
bknz: dadı, patron kim, evdeki yabancı, (özkan uğurun annesi ile ilgili birşeyi vardı hatırlayamadım o da çeviri),tatlı cadı,eyvah kızım büyüdü
gelmiş geçmiş en iyi yapımlar
süper baba
ikinci bahar
ve asmalı konak olmuştur kanımca.
ruhsarda ve tatlı kaçıklarda taklit olmayan güzel yapımlardan
ayrıca trt modası sıksada 7 numara idi sanırım öyle dizi vardı, eskiden ferhunde hanımlar vardı.
hala aptal aptal projelere de para yatırıldı yatırılıyor;
aslında tek tek sayacaktım ancak tvde beğendiğim hiç bir türk yapımı yok.
ancak kod adı nı merak ediyorum.
biraz nötr’üm fekat teknikler, akış vs hiç yaratıcı değil çok ucuzlar, adamların seslendirmeleri kötü
isim bile yaratıcı değil. 24 e bakın bir de !
katılıyorum mnc kaliteli yapım yok, ama içerik olarak çok da kötü olmayan bir çok dizinin olduğu gerçek ancak işte bizde de üretim süreci sıfır.
geçen beyaz şov’da osman yağmurdereli gerçeğe yakın olduğunu düşündüğüm bir şey söyledi, “piyasada 110 dizi dönüyor ama 110 yönetmen var mı?” bunu söyleyen adamın yaptığı yılan hikayesi mesela herkesi ekrana çekti ama aksiyon sahneleri bir süre sonra tekrara geçmişti her bölüm her bölüm. tespit doğru yaklaşım sıfır. para lazım ekip lazım. hele şu ara hiç yok nedense.
bence Karanlıkta Koşanlar gerçekten sağlam bir diziydi.izleyen varmı ya da hatırlayan bilmiyorum ama içlerinde en iyisi bence ki Şeytan Ayrıntıda Gizlidir’den çok çok daha ustundur.
gizli dosyaların benzeri bir şey vardı
hoştu kısa sürdü.
“sır dosyası” idi sanırım
sır dosyası kısa sürdü evet, ama ardından hatırladığım tek şey, müzikerlinin demir demirkan’a ait olduğu…
bir tane şeytana tapanlar muhabbeti vardı, beni cidden ürkütmüştü, başka da hatırlamıyorum.
1 adet reunion. Bu sefer yerli.
eneee (adamın adının yanlış yazıldığına dikiz tabii)
@dkamoy Bir de dubleli hata… Hem Memet hem de Alabora
Evet, gavurların “you only had one job to do” diyerek kızdıkları türden. bu tiplerin reklamını (iyi/kötü fark etmeden) yapmayı sevmiyorum ama dayanamadım ciddiye alıp çemkirdim tivit ile.
Bu arada ben önüme düşünce bunu gönderdiydim, orijinal kaynak da dursun.
@dkamoy Ellere sağlık efen’im…
Geçen sene tekrardan izlemiştim Yılan Hikayesi ni, çok güzeldi ya
Alacakaranlık (Bölüm 1)
‘Müsaade ederseniz 1-2 eşya toplayayım. Bir lavaboya gideyim.’
Bir cinayet şüphelisi yakalamışsın ve adamın bu talebine son derece rahat bir şekilde OK diyorsun. Komiser ve komiser yardımcısı mı olur bu 2 gerzekten? Amirleri olsam büyük bir olay yaşanmamış olsaydı bile görevden uzaklaştırırdım ya da en iyi ihtimal çevik kuvvete, trafik şubeye falan sürerdim ben bu 2 gerzeği hemen.
Uzun zamandır bu kadar berbat bir görüntü yönetmeni ve kameraman performansı izlememiştim sanırım. Kamera sallandı durdu bölüm boyunca. Lüzumsuz lüzumsuz zoomlamaların da boku çıktı. Açılar da kötüydü çoğu yerde. Haram bunların aldığı para yeminle.
Bölümlük polisiye hikayesinde hiç gizem yaratamamak da ayrı bir beceri. En baştan beri katilin koca olduğunu biliyorsak niye izliyoruz o zaman biz bu hikayeyi?
Uğur Yücer-Kenan İmirzalıoğlu başroller. Uğur, yeterince yaşlanmamış ve haliyle tipsizliğini tam olarak törpüleyememiş henüz burada. Kenan’ın ise Deli Yürek sonrası ilk işi. Toyluk var hala. Oradaki gibi dublajla oynamıyor tabii en azından burada. Olgun Şimşek, ilk bölümde gözükmedi. Ayça İnci de keza. Settar Tanrıöğen’in kilolu dönemleri. Sektördeki varlığını unuttuğum isimlerden Zeynep Beşerler, Kenan’ın karakterinin üniversiteli, aklı bir karış havada kız kardeşini oynuyor. Yine aynı kategoriden Sinem Öztufan da Kenan’ın karakterinin manitasını oynuyor. Rahmetli Ali Cağaloğlu, Kenan’ın karakterinin babası rolünde. Çocuklar Duymasın’dan Nejat Birecik, enişte rolünde. Nurcan Eren ve Hakan Bilgin, bildiğimiz gibiler. Konuk oyuncu olarak da Koçum Benim yıllarındaki Engin Altan Düzyatan, henüz Haziran Gecesi ile tanınırlık kazanmamış olan Cenk Ertan ve Türkan Kılıç vardı. Engin’inki tekrar eden rol de olabilir gerçi. Tuncel Kurtiz de ilerleyen süreçte kadroya katılmış bu arada. Cansu Dere de aynı şekilde. Erken bir üçlü Ezel buluşması yaşanmış yani burada. Sezen Aksu ve Müjde Ar da dizinin kadrosuna ilerleyen süreçte dahil olan diğer 2 ünlü isimmiş bu arada.
Bir yanım bu oyuncu kadrosu hatırına birkaç bölüm daha şans verilir diyor ama her açıdan çok kötü bir bölümdü yahu! Elim gitmiyor o yüzden.