Twenty Twelve & W1A || Çift Tanıtım
7 yorum aytackara 23 Eylül 2023 08:40
Uzun bir girizgah eşliğinde iki İngiliz komedisini birlikte tanıtmak istiyorum bu yazıda.
Bilenleri vardır, Phoebe Waller-Bridge’in çok sevilen Fleabag dizisi kendisinin tek kişilik tiyatro oyunundan uyarlama bir şekilde ekrana geldi. Tiyatro performansının kaydı ise Haziran ayında Başka Sinema aracılığıyla kısa süreli sinemada izleyiciyle buluştu. Hatta ben 19 Eylül’de (Twenty Twelve’in finalinin ardından) bu yazıyı yazmaya başlamışken İstanbul’da bazı yerlerde halen seans gözüküyor.
Fleabag’in sinemada yayınlanan kaydı “arayan bulur” hesabı arka kapıdan erişilebilir durumda bu arada ama o vakitlerde gidip sinemada dolu bir salon eşliğinde izleyiverdim; memnun da kaldım. Bu da aklıma Waller-Bridge’in tek sezonda kalmış, yine kendisinin tiyatro metninden uyarlanmış olan Crashing dizisini yeniden aklıma getirdi, gidip onu izledim bu sefer. Gün itibarıyla halen Netflix Türkiye’de mevcut 6 bölüm.
Bridgerton dizisiyle tanıyıp sevdiğim, Fellow Travelers dizisini de beklediğim Jonathan Bailey, Crashing’te de rol almış isimlerden. Buradan da onun IMDb’sine atlayarak onun işlerine bakarken dikkatimi kadrosunda olduğu İngiliz komedi dizisi W1A çekti. Ama tabii ki bununla da kalamadı… Çünkü dizinin aslında bir çeşit devam dizisi (sequel) olduğunu fark ettim.
Hugh Bonneville, Jessica Hynes, Olivia Colman, Amelia Bullmore, Vincent Franklin, Karl Theobald, Morven Christie ve David Tennant gibi isimlerin kadrosunda yer aldığı Twenty Twelve, 2011-2012 aralığında iki sezon (6+7=13 bölüm) olarak ekrana gelmiş bir komedi dizisi. Bonneville ve Hynes aynı karakterlerle, dış ses olarak yer alan David Tennant da benzer şekilde daha sonrasında bu sefer W1A’de rol almışlar.
Twenty Twelve, yani sayısal olarak bakıverirsek 2012, Yaz Olimpiyatları’na hazırlanan Birleşik Krallık’ta Olimpiyat Teslim Komitesi’nde görevli olan kişileri merkezine oturtuyor. Kabaca bu komitedeki kişilerin Olimpiyat’ların hazırlık aşamasında başlarından geçen, genelde komediye çalan olayları izliyoruz. Hatta o dönem henüz Bakan/Başbakan değil de Londra Belediye Başkanı olan Boris Johnson’ın ismen yer aldığını da yeri geldiğinde duyuyoruz. Bölüm sonlarında gerçekte de yaşanmış bazı karmaşaların sonrasında nereye vardığını kısa bir notla açıklayabiliyorlar…
Twenty Twelve’in hikâyesi Olimpiyatlar’a 1000 gün kala başlıyor. BBC imzalı dizi, Olimpiyatlar’a yönelik bir içerik olarak ekrana geldikten sonra beğenilince 2. sezonuyla devam etmiş. BBC Four’dan sonra BBC Two’da da yayınlanmış. İkinci sezon ise güya açılış törenine 500 gün kala başlıyor. Elbette iki sezonda da az ya da çok zaman atlayarak ilerliyorlar. 2. sezon / dizi finali, Olimpiyatlar’dan yalnızca iki gün önce (24 Temmuz) yayınlanmış. Hikâyesini ise Olimpiyatlar’ın sona erdiği 8 Ağustos 2012’de, yani Brezilya’ya sembolik olarak devir yaptıkları tören günü, görevlerinin artık sona ermesiyle tamamlıyorlar güya.
Not: Twenty Twelve, “mockumentary” ya da sahte belgesel şeklinde bildiğimiz türde çekilen bir yapım aynı zamanda. Yani yeri geldi mi karakterler kamera önüne gelip kendilerini ya da içinde bulundukları durumu açıklayabiliyorlar. David Tennant’lı dış ses de aynı şekilde karakterlerin/komitenin hangi amaçla ne yaptığına – neler döndüğüne dair yorumlarda bulunuyor. Bölümlerin başında güncel durum hakkında bilgi veriyor.
Not 2: Hugh Bonneville ve Olivia Colman, iki sezonla da BAFTA adaylığı almışlar. Dizi, 2013’te En İyi Durum Komedisi ödülünü alırken Olivia Colman ise Komedi Programında En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazanmış.
Konuyu şu noktada ufaktan başka yere çekmek istiyorum, çünkü neden olmasın:
26 Temmuz-11 Ağustos tarihleri arasında Paris’te yapılacak 2024 Yaz Olimpiyatları’na bir yıldan az kalmış durumda. Eurosport Türkiye şimdiden eski olimpiyat görüntüleriyle tanıtımlara başladı ve ekranın sağ kısmında sürekli bir Paris 2024 hatırlatması bulunduruyor. Hatta bir ara (daha doğrusu Haziran zamanı) sık sık Londra 2012’nin açılış törenindeki James Bond-II. Elizabeth (R.I.P.) performansının kısa halini yayınlıyordu.
Bunun tam da Fleabag/Crashing zamanı sık sık gözümün önüne gelmesiyle “Twenty Twelve’ten başlayayım madem, olmuşken tam olsun. Hem Olivia Colman da var,” fikrine kapıldım ve önce onu izledim. Finalini görmemle birlikte W1A’e geçeceğim artık. Bu yazıyı da aslında ikisi birlikte W1A bittikten sonra yayınlayacaktım ama daha fazla bekletmek istemedim… Girizgahın da etkisiyle yazı kendini kaybedince mini tanıtımlıktan da çıktı zira.
“W1A” ismi BBC’nin merkez binası Broadcasting House‘ın posta kodu W1A 1AA‘den esinlenilerek konmuş. Olimpiyatlar’ın ardından Ian Fletcher (Bonneville) ve Siobhan Sharpe (Hynes), BBC’de birlikte çalışmaya başlıyorlar. Fletcher bu sefer BBC’nin tüm fonksiyonlarını ve pozisyonunu geleceği de kapsayacak biçimde açıklama, tanımlama, yeniden tanımlamakla ilgilenen Değerler Birimi’nin başkanı (Head of Values) oluvermiş. Gerçekte olmayan, dizi ve karakter için yaratılan bir pozisyon. Siobhan ise Marka Danışmanı pozisyonunu BBC’de sürdürüyor.
W1A, kabaca BBC’de bir gün içinde neler olup bittiğini, aynı zamanda bir devlet kanalında çalışmakta olan ekibin nelerle uğraşmak zorunda kaldığını izleyiciye aktaran bir komedi dizisi. Kadrosunda Bonneville, Hynes, Bailey ve dış ses Tennant’a ek olarak Monica Dolan, Sarah Parish, David Westhead, Hugh Skinner, Ophelia Lovibond, Nina Sosanya ve Jason Watkins gibi isimler bulunuyor. 2014-2017 aralığında 3 sezon (4+4+6 = 14 bölüm) sürmüş. BBC Two’da yayınlanmış.
Not 3: COVID-19 patladıktan sonra, 21 Mayıs 2020’de diziden beş oyuncunun (Bonneville, Dolan, Parish, Watkins, Westhead) yer aldığı 5.5 dakikalık bir parodi bir video yayınlanmış. IMDb bunu 4×00 olarak düşünerek 15. bölüm olarak kabul ediyor bu arada. O videoda salgın yüzünden online toplantılara geçen ekip, ilk toplantılarında içerik akışı sekteye uğrayan BBC’de tekrarların suyu çektiğinde neler yapabileceklerini konuşuyorlar güya.
Not 4: Hugh Bonneville bu dizideki performansıyla da 2015 ve 2016’da BAFTA adaylığı almış. Jessica Hynes ise 2015’te aday olarak Komedi Programında En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazanmış. Olivia Colman, W1A’nin bir bölümünde konuk oyuncu olarak yer almış.
yorumlar
Zamanında BAFTA almış komedileri incelerken kadrosuyla ilgimi çekmişti Twenty Twelve ve izlemiştim. Gerçekten eğlenceli bir dizi. Paris’teki olimpiyatlar ve şehrin altyapısıyla ilgili her kötü haber çıktığında da aklıma geliyor bazı sahneler.
W1A’i ise bir ara izleyeceğim ama artık ne zaman olur bilmiyorum.
ooo aytaç bey yazdıysa, siyah bey de ilkini sevdiyse “2012” diyorum o zaman. ki zaten listemdeydi. ‘w1a’ keza yine listemdeydi. viva la ingilizler çinkiiii
@Siyah Giyen Adam @aytackara
edit büdüt: ayrıca olivyağ kolmın nereye ben oraya kalppppp
W1A ilk sezon bitti. 4 bölümlük sezon zaten.
Twenty Twelve’i sevenin seveceği türden bir dizi olmuş, işimi gördü. “BBC’de geçen dizinin BBC’de yayınlanması” gibi ufak bir nüans var tabii ama komedi dizisi sonuçta.
@mayksisman Tişkürler
W1A‘in 2. sezonunu da tamamladım.
* İzlediğim sitede 5 bölüm vardı. Ne alaka diye bakınca fark ettim, vakti zamanında 2×01 bir saatlik bölüm halinde yayınlanmış. Ortalıkta ikiye bölünmüş haliyle de mevcut demek ki.
* İlk sezonuyla benzer bir ayardaydı. Ian, Anna, Siobhan ya da Will gibi karakterler karakterler bildiğimiz gibi zaten. Jonathan Bailey’in karakteri Jack, yardımcıdan ana karaktere çıktığı için daha fazla ve aktif gözüktü.
* Kurcalarken fark ettim (ya da hatırladım). Ophelia Lovibond’in başrolde olduğu 8 bölümlük mini dizi Hooten & the Lady‘de Jessica Hynes ve Jonathan Bailey de varmış. W1A’in 3. sezonu başlamadan önceki yaz yayınlanmış.
Lovibond ve Hynes’de 8 bölüm, Bailey’de 5 bölüm gözüküyor IMDb’de.
W1A 3. sezonu da tamamladım.
* Bu da diğerleriyle yakın bir ayardaydı. BBC’nin dijitalleşmesine daha fazla odaklanarak ilerlediler. Biraz da kanal tanıtımına benzedi de neyse. BBC üzerinden ofis komedisi yapan iş sonuçta.
Bu sezon David Tennant’ın açıklamalı dış sesi ilgimi daha fazla çekti. Ayrıca her zamanki gibi “Yes, yes, süre,” yapışları daha fazla eğlendirdi beni niyeyse. Karakterler ya da dinamikleri zaten bildiğimizden halliceydi.
Ian ya da Will açısından biraz daha ofis romantizmine girelim dediler güya ama onu bile pek yapmadılar aslında. Will-Izzy-Jack üçgeni oluştu desem abartı olabilir mesela. Sorun da değildi gerçi, hepi topu 6 bölümlük ve yarımşar saatlik sezonlar.
* Yazıda bahsi geçen 5.5 dakikalık pandemi özel videosunu da izledim. Ian’ın ‘başa saralım’ önerisi başta “nasıl yani” haline soktu da esprinin bu olduğunu anlayınca jeton düştü tabii ^.^
Hoş düşünmüşler + bir de Zoom yapıp halletmişler.
Bu da böyleydi… Hazır bir yerinden girmişken Ophelia Lovibond + Jessica Hynes +
Jonathan Bailey sayesinde mini dizi Hooten & the Lady‘ye de bir baksam mı dedim de cesaret edemedim henüz o kadarına.
Uzantı dizi geliyormuş buna. Konu FIFA.
Tövbest.