2018’de vizyona giren Daha ile film festivallerinde büyük ilgi gören, yine aynı yıl PuhuTV’de yayınlanan Şahsiyet ile Türkiye’nin dijital platform yolculuğuna yeni bir yön vererek özel bir başarıya ulaşan Onur Saylak-Hakan Günday ikilisinin iş birliği tüm hızıyla sürüyor. Bu sefer rotayı Netflix’e çeviren ikili, 30 Mart’ta izleyiciyle buluşan Uysallar ile yine bizleri oldukça sıra dışı bir hikayeye davet ediyor. Davete icabet etmek isterseniz buyurun tanıtıma:

KİMLİK BİLGİLERİ

Tür: Dram, Komedi
Sezon/Bölüm Sayısı: 1 sezon 8 bölüm (mini dizi)
Süre: 45-63 dakika
Yapımcı: Ay Yapım
Yönetmen: Onur Saylak | Senaryo: Hakan Günday
Önemli Bağlantılar: Resmi SiteIMDbVikipedi

KONU

“Bunu alan bunu da alır diyorlar ya, meğer bütün hayatım öyleymiş benim. Maaş alan kredi de alır, gittik aldık. Kredi alan araba da alır. Araba alan, ev de alır. Ev alan bilmem ne de alır. En son artık mezar yeri bakıyordum Fevzi. Aile mezarlığı alacaktım, 44 yaşında.”

2020’yi hepimiz koronavirüs pandemisiyle hatırlasak da dizinin resmettiği 2020’de başka önemli bir sorun vardır: Doğal nedenlerden mi yoksa hava kirliliğinin etkisinden mi doğduğu bilinmeyen bir sis tabakası. Bir baba, bir anne, iki çocuk ve sonradan aralarına katılacak dededen oluşan Uysal ailesi de İstanbul’un bu tabakayı delen koca rezidanslarından birinde yaşarken kendi hayatlarının üstüne çökmüş ağırlıklarla uğraşmak zorundadır.

44 yaşındaki mimar Oktay’ın hem iş hem de aile hayatında yaşadığı baskı artık dayanılamayacak bir hale gelmiştir. Bunu bir panik atak krizi eşliğinde anladıktan sonra içine düştüğü cendereden kurtulmak için radikal bir adım atmaya karar verir: Gençliğinde mensubu olduğu punk topluluğuna tekrar katılarak “özüne” dönmek. Öte yandan diğer aile fertleri de bu dönemde hayattan ne istediğini bulma sürecine girişerek ondan geri kalmayacaktır.


KARAKTERLER

Oktay Uysal (Öner Erkan): Toplumun ona yüklediği “aile reisi” görevini uygulamaya çalışırken kendi hayatının kontrolünü kaybetmeye başlayan bir mimar. Ailesi uğruna kendinden çok fazla ödün verdiğini fark eder ve girdiği orta yaş krizinin ardından çözümü de gündüzleri her zamanki hayatına devam ederken geceleri punkçı kimliğine bürünmekte bulur.

Nil Uysal (Songül Öden): Oktay’ın eşi, Ege ve Ece’nin annesi. İşletme mühendisi olarak mezun olsa da erkenden evlenip çocuk sahibi olması nedeniyle çalışamamış. 17 yıl sonra, içinde kalan bu ukdeden kurtulup hayatına geri dönmek için (başta görünüşüyle ilgili) aldığı sürpriz kararlar kendisiyle ilgili bilinmeyenlerin ortaya çıkmasını sağlar.

Berhudar (Haluk Bilginer): Oktay’ın çalıştığı şirket Avrupa’nın en büyük cezaevi inşaatı ihalesini kazanınca projenin gerçekleşmesi için İstanbul’a gelip onunla çalışmaya başlar. Ciddi, dediğim dedik ve bir o kadar da eksantrik kimliği nedeniyle kısa sürede Oktay için uğraşılması gereken bir diğer sınava dönüşür.

Olcay Uysal (Uğur Yücel): Oktay’ın babası. Her daim oğluna karşı sert olmuş, onun punk tutkusunu desteklememiş ve kendi isteklerini dikte ettirmeye çalışmış biri. Eşinin ölümünden sonra tek başına idare edemediği için oğlunun yanına taşınır ve geçmişte ailesine yaşadığı, yaşattığı sorunlarla yüzleşmeye başlar.

Dizinin kadrosunda Umut Yeşildağ (Ege Uysal), Nilay Yeral (Ece Uysal), İbrahim Selim (Mert), Nezaket Erden (Yağmur), Serkan Altunorak (Suat), Bilyana Jovanovska (Sofia), Burcu Gölgedar (Seher) ve Durukan Ordu (Moloz) gibi isimler de yer alıyor.


SON SÖZ

Filmlerinde mülteci sorununu, ilk dizilerinde ülkemizin gizli günahlarını ele alan Saylak-Günday ikilisi şimdi de üst sınıfa mensup bir çekirdek aile üzerinden Türkiye panoraması çıkarmak için kolları sıvıyor. Son zamanlarda bu tarz mesajlar verme misyonunu üstlenen pek çok işin yanında Uysallar’ın avantajı ise bunları özgün tarzı ve tanıdık ama kendine has atmosferi aracılığıyla aktarması. Bunun yanı sıra, büyük ve aksiyon dolu bir olay akışı sunmadan da ilgi çekici olabilmeyi başarıyor.

Öte yandan bazı senaryo zafiyetleri nedeniyle daha iyi bir yapım olacakken olamadığı, 8 bölümün hikaye açısından biraz uzun hissettirdiği ve özellikle sonunun fazla “yoruma açık” kaldığını da iddia etmek mümkün. Kısacası “bir Alex değil” sözünü buraya “bir Şahsiyet değil” olarak uyarlayabiliriz ama her şeye rağmen karşımızda Netflix Türkiye’nin yüz akı işlerinden biri olduğu kesin. Nitekim böyle bir karşılaştırma yapmak diziye haksızlık olacağı için her türlü kıyas ve önyargıdan uzak durarak şans verilmesi yerinde olacaktır. İyi seyirler.