We Are Who We Are — Tanıtım
13 yorum rpdi 27 Ekim 2020 08:56
Call Me By Your Name, Suspiria, A Bigger Splash ve I Am Love gibi filmlerle kalbimizi çalan, son dönemin en dikkat çekici yönetmenlerinden Luca Guadagnino; bir süredir HBO ekranlarında, sevenlerine birçok filmin veremediği bir sinema hazzı yaşatmakla meşgul. Bütün bölümlerini kendi yönettiği ve hepsinin adını “Right Here, Right Now” koyduğu We Are Who We Are, 1’er saatlik 8 bölümden oluşan bir mini dizi. 2 Kasım’da ilk ve son sezonunu tamamlayacak. İki gencin kendilerini keşfetme ve büyüme hikayesini etkileyici bir dille anlatan W R W W R ilginizi çekiyorsa, gelin yakından tanıyın.
2010’lu yılların ortalarındayız… Lise öğrencisi Fraser, anneleri Sarah ve Maggie ile New York’tan İtalya’nın Chioggia bölgesine taşınır. Sarah, buradaki bir ABD askeri üssüne, üst düzey bir komutan olarak atanmıştır. Partneri Maggie ise ordunun profesyonel sağlık ekibindendir. İlişkilerinde bazı sorunları olduğunu hemen anlaşılan ikili, genç oğulları ile birlikte yepyeni bir hayata hazırlanmaktadır.
Giriş yaptığımız bu askeri üs, alışılan İtalya’dan epey izole, kendi kurallarıyla işleyen, adeta küçük ve başka bir dünya. Anneleri tarafından farkı şekillerde şımartılmış, ikisiyle de oldukça farklı taraflardan ve yer yer tedirgin edici bir ilişkiye sahip olan Fraser, iletişim kurması oldukça zor bir genç. Özgürlüğün merkezi New York’tan sonra askeri disiplinle işleyen bu yerde yaşamak konusunda hayli endişeli. Platin saçları, ojeleri ve bas bas bağıran aykırı kıyafetleriyle uyumsuzluğunu her daim hissettirmekte ve bu yönü onun koparılamaz bir parçası.
Kendini keşfetme yolculuğundaki Fraser, yaşayacağı bu yeni yerde merakla okulunu ve diğer çevreyi keşfe başlar. Kısa sürede farklı insanlarla tanışır. Uzaktan seyrettiği ve ağabeyinin kıyafetlerini giydiği için azar işittiğini gördüğü kapı komşusu Caitlin’i tanımak için oldukça heyecanlanır.
Fraser Wilson (Jack Dylan Grazer)
Kalıplara ve işleyişe meydan okuyan, kendini ve dünyadaki yerini keşfetme dönemindeki Fraser, genellikle insanlarla -özellikle annesi Sarah’yla- sağlıklı bir ilişki yürütememektedir. Asker bir ailenin oğlu olmaya uygun dünyadaki en son kişi olabilir. Sadece anı dilediği gibi yaşayabilme ve kendi olabilme peşindedir.
Caitlin Poythress (Jordan Kristine Seamón)
Fraser’ın kapı komşusu olan Caitin, hemen Fraser’ın ilgisini çekmiştir. Kısa sürede yakınlaşırlar ve kafa kafaya vererek normları test etmeye başlayıp değişen dünyada kim olduklarını bulmaya çalışırlar.
Sarah Wilson (Chloë Sevigny)
Garnizonun komutasını devralan, yüksek rütbeli bir askerdir. İşinde ciddi, düzeni sağlama konusunda titiz ve saygı bekleyen, yani mesleğinin hakkını veren biridir. Ev hallerine gelince eğlenceli, hareketli ve merhametli bir anneye dönüşmektedir. Hatta söz konusu Fraser olduğunda, kontrolü sağlama konusunda bir askerden beklenmeyecek biçimde başarısız olduğu izlenimi verebilmekte.
Maggie Teixeira (Alice Braga)
Sarah’nın partneri. Onunla birlikte atandığı yere taşınan bir sıhhiye çavuşu. Fraser’ın biyolojik annesi o olmasa bile oğluyla iyi bir ilişkisi var. Fraser, özellikle bir yetişkin denetimine ihtiyaç duyduğunda Maggie hemen imdadına yetişiyor.
Richard Poythress (Scott “Kid Cudi” Mescudi)
Tam anlamıyla kitabına uygun bir asker. Disiplinli, kendi ahlak kurallarına sıkı sıkıya bağlı biri. Genç kızı Caitlin’le çok güçlü bir ilişkisi var ve Caitlin için babasını her konuda memnun edebilmek, hayatında çok fazla önem verdiği bir şey.
Jenny Poythress (Faith Alabi)
Caitlin’in annesi. Nijeryalı. Sarah ve Maggie’ye taşındıkları gün yardımcı oluyor. Kendisinin de Amerika’da yaşama deneyimi olması, çiftle muhabbeti ilerletmesine yardımcı oluyor.
Danny Poythress (Spence Moore II)
Caitlin’in ağabeyi. Etrafındaki vatanseverlik arzusuna pek inanmıyor. Arapça öğreniyor ve Nijeryalı kökeniyle daha fazla bağlantı kurabilmek için İslam’ı araştırıyor.
Britney Orton (Francesca Scorsese)
Sempatik, dışa dönük ve açık sözlü bir lise öğrencisi. Sam, Craig, Danny ve Caitlin’le kurduğu iyi bir arkadaş grubu var. Fraser’la en başta tanışan Britney, onun Caitlin ve diğerleriyle de yakınlaşmasına yardımcı oluyor.
Sam Pratchett (Benjamin L. Taylor II)
Caitlin’in erkek arkadaşı. Onunla iletişim kurma konusunda zorlanıyor ve bir sıcak bir soğuk tavırlarından dolayı hayal kırıklığına uğruyor. Caitlin, Fraser’la çok çabuk samimi olunca Fraser’dan hoşlanmamaya başlıyor.
Craig Pratchett (Corey Knight)
Genç bir asker ve Danny’nin en yakın arkadaşı. İçgüdüleri, arkadaş grubunun sorumluluğunu almasını söylese de her zaman pes edip yaramazlıklara ve eğlenceye katılıyor.
Jonathan Kritchevsky (Tom Mercier)
Askeri üste Sarah’nın asistanı olarak çalışan bir asker. Fraser’da farklı ve hoş bir takım duygular uyandırıyor.
Enrica (Sebastiano Pigazzi)
Caitlin’in arkadaş grubundan biri. Diğerlerinin aksine yaşı daha büyük ve bir İtalya yerlisi.
Luca Guadagnino ismi nedeniyle büyük bir heyecanla beklediğim We Are Who We Are, beklentimi fazlasıyla karşılayan bir dizi oldu. 14 Eylül’den beri bana salı günlerine geri sayım yaptırıyor. Çok iyi yazılmış, çok iyi oynanmış, kusursuz yönetilmiş, devasa bir sanat eseri izliyorum. Şurası da şöyle olsaydı dediğim hiçbir tarafı yok. Her bölüm kolayca dünyasının içine beni de çekiyor. Karakterlerle beraber gülüyorum, üzülüyorum, heyecanlanıyorum, arzuluyorum… Müzik kullanımına bayılıyorum. Haftaya bu karakterlerden nasıl ayrılacağım diye de şimdiden kara kara düşünüyorum.
TV’deki queer anlatının önemli ve değerli temsilcilerinden biri olarak uzun yıllar boyunca anılacağından şüphem yok. İşin doğrusu şimdiye kadar izlemeyip, önümüzdeki haftadan itibaren bütün bölümleri bir solukta izleyebilecek olanların çok şanslı olduğunu düşünüyorum. Seyredecek olan herkese iyi seyirler dilerim.
https://www.youtube.com/watch?v=u6VAQ6LdnKs
Not: Diziyle ilgili daha önce şurada yorum yapılıyordu.
yorumlar
Başladığı günden beri ne zaman 22dakika tanıtımı gelir diye bekliyordum bitişe 1 hafta kala geldi şükür.Dizi hikayesi içine çekiyor insanı izlemeyen arkadaslara tavsiye ederim.
1. bölüm üzerine:
İki bölüm daha olsaydı keşke, bu kadarı bana yetmedi. İlk bölümde Fraser’ın ağırlığı daha fazlaydı ve tanışma/giriş kısmını hallettiler. Gerisi de gelir herhalde.
Caitlin tarafını biraz daha tanıtırlar elbet.
3. bölüm üzerine:
Fraser tarafı halen ilgimi daha çok çekiyor, gerçi o da ayrı rahatsız.
4. bölüm üzerine:
Ucundan girip Climax bile çekmişler bu bölümde. Araya bölüm almışlar gibi de hissediyorum diğer yandan da. Bir şeyler anlattılar tabii nihayetinde.
Kapanışa gelecek haftalarda fragmanı koydukları iyi oldu. Next.
5. bölüm üzerine:
* Bu tarzdaki saç katliamlarına karşıyım. İzlerken benim canım acıyor.
*
1) Çocuğu öne çağıracağına sen arkaya gitsene? Perdenin o kadar dibine girmekten ne anlıyorsanız.
2) Film öncesi marş okumanın mantığını anladığımı iddia edemeyeceğim ama öyle olsun. 2016’da olduğumuz böylece yine belli oldu.
6. bölüm:
* Bit artık 3 Kasım… Yıldım, gerçekten.
*
Hani gerizekalı olmayan anlar, seviyesine geliverdik artık.
Bu yılın en iyi çekilmiş dizilerinden birisi olduğunu düşünüyorum. CMBYN’i sevenlere tavsiye olabilir. Bağımsız film havasından dolayı öyle genel kitleye hitap bir dizi değil aslında ama en olmadı bir denenebilir gibi.
Ek: Timothée Chalamet ve Armie Hammer dizide figüran olarak yer almışlar meğerse.
Chalamet üçüncü bölüm. Şu kafanın dikkatimi çekse bile Timothee’nin olduğu aklıma gelmezdi mesela benim. Armie Hammer’ın figüranlığı 6’daymış.
Ek 2: Call Me By Your Name 16 Kasım’da N. Türkiye’ye geliyor-muş.
Kapanışa ne biçtiniz kim bilir. Bölüm sonu fragmanında “season finale” diyordu gerçi. Ben usulünce hikayeyi toplayacaklarını düşünüyorum. Pzt. günü yayınlanan HBO dizileri zaten pek izlenmediği için reytinge göre karar verirse devamını istemez herhalde.
Güzel güze veda ederiz (yani tahminen).
7. bölüm üzerine:
Duygusallık desen, onun da suyunu çıkardı. Üçlü ilişkiye mi karşısın, yoksa sevmekten mi anlamıyorsun bilemedim ki.
Askeri tarafta olan bitenler başka alem zaten. Caitlin’in tarafı bunlara göre daha normal kalıyor. Bölümdeki yas havasını fena vermediler aslında. Gerçi ben yağmur altında o siyahi çocuğun namaz kılmasını da beklemezdim hani.
Atmosfer falan iyi hoş da beyefendi kuru bir yer mi tercih etseydiniz acaba en azından?
Kapanışınız hayrolsun sizin.
Luca beyin demesine göre karantinada 2. sezon için bir şeyler yazmışlar. HBO ve Sky isterse ben de varım diyor.
Normalde yazıyı sezon bitince yazacaktım ama finalde sıçma ihtimali yok, gönül rahatlığıyla yazıp övebilirim dedim. Haksız çıkardı diyemem ama ağzımda tuhaf bir tat bıraktı. Sıradışı bir diziden sıradan bir final beklemiyordum ama çok bayılmadım ya. Yeni kuşağı benden iyi tanıyorlardır muhakkak, o yüzden eh peki deyip köşeme çekileyim.
Askeri üssü ve diğer karakterleri de içine alan daha geniş kapsamlı bir final bekliyordum ben. Bu haliyle bağımsızın dibini sıyırmışlar resmen. Beğenmedim diyemem. Şu haliyle de taş gibi mini dizi. Kapanışı daha farklı hayal etmiştim sadece.
İkinci sezon olursa devam ederim tabii ki. Reytinglerin şu haliyle olmaz tabii de, yorumlara falan bakarak belki devamını isterler. Kendileri bilirler.
Sezon boyunca Fraser’ı gay, Caitlin’i lezbiyenmiş gibi işleyip “Biz arkadaşız,” durumu üzerinden götürdüler her defasında. Kapanışta da yan yana getirip veda ettirdiler. Hani başkalarına varsınlar edasında değilsem de bu da böyle biraz tuhaf oldu ^.^ Biseksüel olmaları mantığa sığmaz değil elbette.
Hayrını görün, ne diyeyim.
8. Bölüm – Final:
Ben bu finali pek sevemedim sanki ya! 7’de zaten hem bölüm başındaki olay hem de bölümün de uzunluğuyla azıcık of pof ettiydim, bu da biraz tuz biber gibi oldu.
2 bölüm izledim ama yok, gitmiyor bende. Ne ortam, ne de karakterler sarmadı beni. Bu kadar uzun olacağına yarımşar saat olsaydı ya da en azından aynı olayları neredeyse aynı gözden vermeden sunduğu bir yaklaşımı olsaydı barışırdım herhalde. Belki de moduma gitmedi, bilmiyorum. Neyse, terk.
Available on BluTV.
Diziyi yeni bitirdim ve hbo yine farkını ortaya koymuş.Bilmiyorum tesadüf mu ya da bilinçli mi kanal bize üç farklı zamanda ve mekanda geçen üç büyüme dizisi birden önümüze getirdi.Adeta bir üçleme olmuş diyebilirim.My biriland friend bizi eskilere götürüp iki kız arkadaşın naif bir büyüme hikayesini sunarken euphoria tam aksi son derece sert umut vaat etmiyen sarsıcı bir hikaye sundu.Bu dizi de ise bir nevi yurt dışında yaşayan asker çocukların bir yere ait olamama duygusuyla kişilik arayışlarıni göz önüne getirdi.İçlerinden izlemediginiz varsa izleyin derim Gerçekten birbirini tamamliyor
euphoria ilk sezon tekrarı mı atsam derken bu öneriye denk geldim reddit te, hiç duymamıştım ama yorumlar çok hoşuma gitmedi burada final için. yine de sanırım bir deneyeceğim.
ilk yarım saat için düşüncem neden dizinin merkezine bu kadar mal bir karakter koymuşlar oldu. hani gerçek anlamda hafif mental retarde gibi duruyor çocuk. tabiri caizse mal. ortama alıştıkça düzelecek mi emin olamadım ama sevmediğim kesin.
kalan yarısında daha da maldı. sadece o değil herkes mal. bu kadar saçma bir dizi izlememiştim bayardır ergenler tarafında. ikinci bölümü biraz bakınıp direkt çöpe yolladım.