Zeytin Ağacı, 28 Temmuz’da Netflix Türkiye’de başlıyor
33 yorum 22dakika 23 Haziran 2022 11:17
Netflix, geçmişin, değiştirilemese bile kabul edilmesiyle, hayattaki pek çok çıkmazın üstesinden gelinebileceğini sıcak, duygusal, neşeli ve umut veren bir dille anlatan Zeytin Ağacı’nın klibini ve ilk görsellerini paylaştı.
Tuba Büyüküstün, Seda Bakan, Boncuk Yılmaz, Murat Boz, Füsun Demirel, Fırat Tanış, Rıza Kocaoğlu ve Serkan Altunorak’ı bir araya getiren Zeytin Ağacı, 28 Temmuz’da tüm dünyayla aynı anda Netflix’te!
Zeytin Ağacı Hakkında:
Ada (Tuba Büyüküstün), Sevgi (Boncuk Yılmaz) ve Leyla (Seda Bakan)’nın üniversitede başlayan arkadaşlıkları yıllar içinde en zor zamanlarında bile onlara güç veren bir dostluğa dönüşmüştür. Ada, başarılı bir genel cerrah, Sevgi de hırslı bir avukattır. Leyla ise ikisinin aksine çalışıp kariyer yapmamıştır. Eşi ve oğlu ile rahat bir yaşam sürmektedir. Ancak bu üç kadının aralarındaki güçlü bağ Sevgi’ye kanser teşhisi konduktan sonra en büyük sınavını verir. Sevgi, Ada’nın istediği gibi hastaneye yatmak yerine bambaşka bir umudun peşinden gider. Leyla’dan kendisini Zaman (Fırat Tanış) isimli gizemli bir adamı bulmak için Ayvalık’a götürmesini ister. Sevgi’yi bu kararından döndüremeyeceklerini anlayınca da çaresizce hep birlikte yola koyulurlar.
Henüz bilmedikleri şey, bu yolculuğun hayatlarını tamamen değiştireceğidir. Sevgi’nin başlattığı bu arayış, sadece onun değil Ada ve Leyla’nın da yaşamında beklenmedik olaylara neden olacaktır.
yorumlar
Fragman
Bitti(m) gözün aydın. Bitti(m) helal olsun.
O kadar mı kötü?
Diğer cümleyi bilerek yazmadım Kötü demek ayıp olur da “Ben bunu izlemesem bir şey değişir miydi?” noktasındayım. Dijital platformlarla ilgili beklentiyi en azından Türkiye çerçevesinde düşürmeyi kabullenmem gerek artık sanırım.
Daha detaylı bir yorum yazacağım da azıcık kafamı toplamam lazım.
– Bölümler 51-55 dakika aralığında. Biraz daha kısa sürmesini tercih ederdim.
– Kendisi de bu ön yargıyı işliyor içinde ama nihayetinde dizinin gidişatındaki önemli noktalarda alternatif tıbba girmesi bende baştan memnuniyetsizlik yarattı.
– Olan bitenleri ciddiye alamamak mı ne denir, tam emin değilim; karakterler ağlarken benim kahkaha atasım geldi.
– O sezon finali neydi ya? “Ucu açık gidiyor demek ki,” dedikten sonra hızlı hızlı bir şeyler oldu. Dış sesin de devreye girmesiyle “Dönsek de olur dönmesek olur,” misali bir kapanış yaptı. Gerçi bu haliyle dönse daha hayırlı olur.
– Güzide medyamıza malzeme çıkmış mı? Hell yeah, pek güzel çıkmış. Bu açıdan bir ölçüde takdir ettiğim oldu gerçi. Dijitalin getirdiği serbestliği en azından istedikleri gibi kullanmaya kalkmışlar. Ne kadar işe yaradığı tartışılır.
– Murat Boz’a geçmiş sahneler için peruk ayarlayalım dedikten sonra nasıl bir aşamadan geçtiniz de bunlar oldu acaba?
– Yazarken yine fark ettim, benim asıl sorunum senaryoyla. Oyunculuk kısmı normal bir Türk dizisi ayarında sonuçta.
+ Sen niye kızının evlendiği gün bütüüün gerçekleri açıklamayı tercih ediyorsun be kadın? Bir de valize mektup koymuş. Günler mi çuvala girdi? Mektup yazacağına al karşına konuş ya da daha düzgün bir şekilde ilet.
+ Son kısımda Toprak’ın (eski) eşinin gelişi neydi peki? Gitmesine gerek kalmadı havasını vermeye kalktıysanız da pek bir başarısız oldu o sahneyle. Dizideki “Toplamadık ama topladık,” havasını veren sahnelerden bir diğeri de buydu.
+ Sevgi’nin kanserinin nüksetmesini de gel-git yine bir şeye bağlamadan gitmiş oldular aslında. Zaman’ın yerindeki çalışmaların işe yaradığını farz edeyim ben de.
Oldu olacak, Leyla (muhtemelen) boşanmış olsun. Fiko ile açtıkları meyhane tutsun. Ada ile Toprak, yurt dışına gitmeden bir araya gelsin. Falan + filan.
Murat Boz, Seda Bakan ve Fırat Danış’ı sevdiğim için bir şans vereyim dedim. Öyle genel olarak yaptığım gibi yarım bölüm de değil sabırlı davranıp 2 bölüm şans verdim ama cidden kötü bir dizi var karşımda. Murat Boz’u hiç kullanmıyorlar neredeyse. Seda Bakan ve Fırat Danış’ı ise yeterli seviyede kullanmıyorlar. Ana ağırlık Tuba Büyüküstün’de. Kendisini hiç sevmem ve burada da sahneye girdiği anda dağıtıyor beni. 2. ağırlık da Boncuk Yılmaz’da ve ondan da memnun kalmadım. Konusu ise çok zayıf denemez aslında ama anlatım tarzı cidden ilgi çekicilikten çok uzak.
Zeytin Ağacı, ilk haftasında 18,100,000 saat izlenmeyle Netflix’in Dili İngilizce Olmayan Diziler listesine 5. sıradan giriş yapmış.
Kutsal Motor, yeni videosunda uzun uzun Zeytin Ağacı’nı gömmüş. Benim üşendiğim ne varsa söylemişler, sağ olsunlar.
Zeytin Ağacı denen dizi 2. haftasında 31,200,000 saat izlenmiş. 11 günlük toplam 50 milyon saate yaklaşmış.
Bu arada bir haftalık sürede en çok izlenme bu dizinin oldu.
Bu dizi tek sezonluk mu planlanmıştı acaba?
18 günlük izlenmesi 71 milyon saati geçti. Dünya halkının Türk dizileri içinde bula bula en çok bunu izlemesine de ne desem bilemedim.
Bunu ben de sonuna kadar izledim (son dönem yerli netflix işlerinden bir tek Uysallar’da başarmıştım bunu) Arkada açıp arada bakınca aktı, kötü oyunculuklara falan takılacak, ciddiye alınacak bir şey değil. Ama Kutsal Motor’da da bahsedildiği gibi ciddiye alan bir kesim var ki, onlar sıkıntı.
Sonu tam bir curcunaydı ve 2. sezon planlanıyor diye yorumlamıştım ben. İzler miyim? O zamanki ruh halime bağlı.
Bu dizinin Netflix’teki izlenmesi (literally) 100 milyon saati geçti. 5 haftadır Top 10‘de.
32 gün / 100,420,000.
Anlayamadığım bu dizi nasıl bu kadar izlendi, izleyen arkadaşlar nasıl bitirebildiğini anlatabilirler mi. Yani iki bölüm zor dayandım açıkçası. Hakan Muhafız kadar kötü. Uzun zamandır izlediğim en kötü dizilerden. Bilmiyorum modum mu yoktu ama berbat yani. Oyuncularını da çok severim oysa.
Kendine yapacak işler buluyorsun.
Bölümlerin hızını x1.5’a getiriyorsun.
Bir köşede açıyorsun.
İşine (de) bakıyorsun.
Kesin çözüm.
Onu bile yapasım gelmedi bu diziye valla.
Zeytin Ağacı’na 2. sezona geliyor gibi görünüyor.
İzlenme sayısı Tuba Büyüküstün’ün Ihlamurlar Altında ve Asi dizisinde yakaladığı büyük arap fan kitlesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Kendisi güzel bir hanımefendi en nihayetinde.
3. sezonu da gelecekmiş. 2. sezonla birlikte bu yaz çekilecek.
“Dizinin 2. ve 3. sezonu peş peşe çekilecek. Planlanan çekim takvimi ise dizinin ağustos ayında sete çıkıp kasım sonunda çekimlerinin bitmesi yönünde… Bu durum Burcu Alptekin’in yerine yeni sezonda Yalı Çapkını dizisini kimin yöneteceği sorusunu akıllara getirdi.”
2-3 peş peşe çekilmeyecekmiş artık. Bu yaz sadece 2.
Burcu Alptekin ilk birkaç bölümü çekip Yalı Çapkını’na dönecek. Ana kadro aynen devam. Üstüne kim gelecek bakcez bakalım.
+Aytaç Şaşmaz
Ailevi travmaları olan Diyar‘ın dönüşümü Ada’yla (Tuba Büyüküstün) tanışmasıyla başlayacak.
+Çekimler başlamış.
+Nilüfer Açıkalın
2. sezon çekimleri bugün bitiyor. 3. sezon çekimleri gelecek yıl.
++Gözde Kansu, Ali İpin, Selen Uçer
Tarih Duyurusu
Teaser
Fragman
Karakter Posterleri
2. sezonda bir bölüm hariç hepsi 50 dk. üstü, hatta sezon finali 67 dk. Derdini veren sabrını da vermiştir herhalde. Yani umarım.
Son dönemde her yer gladyatör, her yer.
2. sezonu yarıladım. Zaman Bey’in tarafına kaymadıkça cidden daha çekilir ve ortalama bir Netflix dizisi oluyor.
Ama bir şekilde dizilim muhabbetine falan girdikçe gözüm devriliyor yine. Gülseren Teyze dizileri çocukluğa takar, bunlar da taktı anneye mesela.
Bu da burada dursun, belki ileride lazım olur. Olmadı zaten malum.
Ne kadar da kösele suratlı bir dizi yahucum.
* Üstte dediğim noktadayım halen. Mambo jambo yapmadıktan sonra dizinin gidişatı pek de batmadı, hatta ilgimi çeken iki-üç noktası bile oldu. Ama aksine yol aldıklarında çığlık atasım bile geldi (bknz: sezon finali).
İlk sezondan daha kötü bir sezon olduğunu düşünmüyorum. Aytaç Şaşmaz’ı bu rolde beğendim. Murat Boz’un rolünü azalttıkları doğruymuş. Zaman Bey bildiğimiz gibiydi… Zaten üç kadın odaklı bir diziydi, öyle de ilerledi yine.
+ Diyar’ın 5. bölüm sonunda Zaman’ın oğlu çıkması, 6’da bunu Ada’nın öğrenmesi derken hem hoş hem de boş şeylere daldılar gibi geldi.
Ada’nın Zaman’a trip atsa da fazla uzağa gitmeyeceği belliydi. Ada’nın hastaneden ayrılacağı da barizdi. Sonrasında “Seni anlamıyorlarsa anlayanları bulursun,” şeklinde bir yol çizdiler kadına.
Fazla tepki çekmeden kendi ajandalarını ittiriyorlar gözüyle + açıkçası ön yargıyla izliyorum. Bunlar da yardımcı olmuyor. Ada’nın hastanede gördüğü tepki bir çeşit mağduriyet portresiydi mesela.
* 3. sezon onayı sonradan geldi de ona göre sezon sonunu mu değiştirdiniz yoksa normal plan bu muydu acaba? Çünkü böyle de tutarsız bir iş oldu yahu.
Ben mi yanlış anlıyorum, Sevgi yavaş da olsa ölmüyor mu? Ona göre bucklet list yapıp babasının köyüne kadar gittiler.
Sezon finalinde annesi kıza sağlığın iyi deyip tura çıkmaya karar verdi. Sevgi ve Leyla, Ada’yla birlikte yurt dışına gitmeye karar verdi. Leyla, Eleni’nin rölyefini bulunca “Bizi terk etmemiş,” dedi. Sonra burayı yaşatmamız lazıma bağladılar.
E kadının Ada’yla gitmeye karar vermesi 2 dk. sürmedi. Arkada kalanlar mı açık tutacak o zaman? Neydi o son birkaç dk.? Herkes de ne güzel, hep destek tam destek.
Not: Rüzgar, Hollanda’ya gittiğine göre veda ettik herhalde. Diyar, Zaman’la arayı düzeltti ve en son çiftlikteydi. Gelecek sezonu sadece üç kadın üstüne yapmazlarsa belki tekrar görebiliriz.
Not 2: Çığlık atasım geldi dediğim yer de sezon finalinde Ada’nın başımıza 2. Zaman olup aynı taş yöntemini uygulamasıydı. Ne diyeyim, aferin. Yıldızlı pekiyi hatta.
Not 3: Hoşuma giden taraf dediğim nokta bölümlerin başında veya içinde verdikleri geçmiş sahneleri bir şekilde belli bir karakterin geçmişine bağlamaları. “Bu da bununmuş,” olmak hoşuma gitti. Yoksa Zaman çıkıp da “Seç birini,” dedikçe meh oldum.
Not 4: Adios.
3. sezonda görüşürüz. Yani herhalde.