Aralık Ekranı
34 yorum dkamoy 06 Aralık 2013 18:28
“Oh yaşasın dizilerim ara verdi” diyenleri hem üzecek, hem de sevindirecek bir aydayız. Amerika’lı çoğu dizinin Noel nedeniyle kabuklarına çekildiği bu ay boyunca, İngilizler de Noel’i televizyonda kutluyorlar resmen. Bol bol mini dizi ile karşılaşacağımız Aralık ayı boyunca, birkaç tane de sezona giriş yapan (üçü İngiliz olmayan) dizi mevcut. Her yıl olduğu gibi İngiliz televizyon kanalları ve ABC Family de sevilen kimi dizileri için Noel özel bölümleriyle karşımızda. Tüm bunların yanında bu ay 2., 3. ya da 4. sezonlarıyla dönüş yapan da 4 dizimiz var.
Yani diyeceğimiz odur ki siz nefes aldığınızı düşünürken, atı alan Üsküdar’ı geçecek.
Madem öyle, gelin 2013 Aralık ekranının bize getirdiklerine bakalım, gardımızı alalım:
Yeni ve Mini Diziler
Mob City
Mob City (TNT)
Başlangıç tarihi: 4 Aralık 2013
Bölüm sayısı: 6 bölüm (18 Aralık’ta ilk sezonu çift bölümle sona erecek.)
Oyuncular: Jon Bernthal, Jeremy Luke, Milo Ventimiglia, Jeffrey DeMunn, Alexa Davalos, Neal McDonough, Jeremy Strong, Robert Knepper
Konu: Ünlü yapımcı/yönetmen Frank Darabont‘tan gelen bu neo-noir türündeki dizi, bizleri 1940’lı yılların Los Angeles’ına götürüyor. Dizi, bu yıllarda şehrin polis teşkilatı ile gansterlerinin gerçek hayatlarına dayanıyor. (John Buntin’in L.A. Noir: The Struggle for the Soul of America’s Most Seductive City kitabının uyarlaması.)
Mob City, 10 yıl boyunca Los Angeles Polis Teşkilatı’nı yöneten Polis Müdürü William Parker ile boksörlükten gelip şehrin suç dünyasını yönetmeye yükselen Mickey Cohen’in zamanında olan biteni anlatıyor bize. Los Angeles’ın 1940-50’li yıllarında geçen hareketli bir suç draması. Geçtiği dönemin ünlü film yıldızları, yapımcıları, evlerine dönen savaş kahramanları, polis teşkilatındaki güçlü ve yozlaşmış polisleri ve bunlardan da tehlikeli suç ağını kendi karanlık havasında sunuyor.
http://www.youtube.com/watch?v=ZhSnP8Rc_aY
Kirstie
Kirstie (TV Land)
Başlangıç tarihi: 4 Aralık 2013
Bölüm sayısı: 12 bölüm
Oyuncular: Kirstie Alley, Rhea Perlman, Michael Richards, Eric Petersen
Konu: Kanalından da anlayacağınız üzere Kirstie bir komedi dizisi.
Kahramanımız Madison “Maddie” Banks’in hikayesi, gençliğinde doğurup hemen evlatlık verdiği oğlu Arlo’nun yıllar sonra koca bir adam olarak karşısına çıkması ve hayatına girmek istemesi ile başlıyor. Arlo, kendisini evlat edinen ebeveynleri ölünce, biyolojik annesi ile bağ kurmaya çalışan bir adam. Komedinin diğer kahramanları ise Maddie’nin asistanı Thelma ve şoförü Frank.
http://www.youtube.com/watch?v=DX8QxjZ_stA
Bonnie & Clyde
Bonnie & Clyde (History, Lifetime ve A&E)
Yayın tarihi: 8-9 Aralık 2013
Bölüm sayısı: 120’şer dakikalık 2 bölümlük bir mini dizi.
Oyuncular: Emile Hirsch, Holliday Grainger, William Hurt, Sarah Hyland, Holly Hunter, Lane Garrison, Elizabeth Reaser
Konu: Bu 240 dakikada, ünlü ABD’li kanun kaçakları Bonnie ve Clyde‘ın gerçek yaşamlarından yola çıkılarak, yaşadıkları/yaşattıkları bir kez daha televizyona uyarlanıyor.
Karizmatik silahlı soyguncu Clyde Barrow, küçük bir kasabada garsonluk yapan, kolayca etkilenen, narin Bonnie Parker’ın ayaklarını yerden keser ve yanına katar. İkili, tarihin en bilinen banka soygunları serisini gerçekleştirirler.
http://www.youtube.com/watch?v=7crE96Yl6RY
Lucan
Lucan (ITV)
Yayın tarihi: 11 ve 18 Aralık 2013
Bölüm sayısı: 90’ar dakikalık 2 bölümlük mini dizi
Oyuncular: Rory Kinnear, Christopher Eccleston, Catherine McCormack, Michael Gambon, Paul Freeman
Konu: Dizi, havalı aristokrat Lord Lucan’ın hayatına dayanıyor. Clermont Set isimli, kötü namı ile ünlü bir “zengin kumarbazlar” grubunun üyesi olan kahramanımızın eşi olan Lucan Kontesi Veronica ile de arası iyi değil.
The Great Train Robbery
The Great Train Robbery (BBC One)
Yayın tarihi: 18 ve 19 Aralık 2013
Bölüm sayısı: 90’ar dakikalık 2 bölümlük mini dizi
Oyuncular ve Konu: Diziyi daha önce şu yazımızda ele aldığımız için bu kez iki fotoğraf ile fragmanını paylaşalım. (Başka fotoğraflar için şuraya bakabilirsiniz.)
Death Comes To Pemberley
Death Comes To Pemberley (BBC One)
Yayın tarihi: 26, 27, 28 Aralık 2013
Bölüm sayısı: 60’ar dakikalık 3 bölümlük mini dizi
Oyuncular: Anna Maxwell Martin, Matthew Rhys, Jenna Coleman, Matthew Goode, Trevor Eve, Rebecca Front, James Fleet
Konu: P.D. James, 2011 yılında Jane Austen’ın ünlü Gurur ve Önyargı (Pride and Prejudice) kitabını gizemli bir cinayet hikayesi ile birleştirip karakterlerin hikayesini devam ettirerek Death Comes to Pemberley ismiyle piyasaya sunmuş ve Çok Satanlar listesine girmişti. BBC de bu yıl, kitabı televizyona uyarlamaya karar verdi. Daha fazla detaylandırmayalım; kim ölüyor, kim kalıyor izleyin.
Moonfleet
Moonfleet (Sky 1)
Yayın tarihi: 28-29 Aralık 2013
Bölüm sayısı: 60’ar dakikalık 2 bölümlük mini dizi
Oyuncular: Ray Winstone, Aneurin Barnard, Sophie Cookson, Fionn Walton, Pippa Haywood
Konu: J. Meade Falkner’ın aynı isimli çocuk romanının yeni televizyon uyarlaması.
1757 yılında İngiltere’nin güneyinde yer alan sahil kasabası Moonfleet’te, öksüz John Trenchard, teyzesiyle yaşamaktadır. Kahramanımız, ünlü korsan Karasakal‘ın kayıp elmasının peşine düşünce, kasabanın kaçakçı çetesi ve Elzevir Block ile yolları kesişiyor.
http://www.youtube.com/watch?v=9pExNFqt1eM
Noel Ekranı
İşte Noel özel bölümleri ile karşımıza gelecek, bildiğimiz diziler de şöyle:
11 Aralık – Melissa and Joey (Noel Özel Bölümü)
11 Aralık – Baby Daddy (Noel Özel Bölümü)
20 Aralık – Citizen Khan (Noel özel bölümü)
21 Aralık – Mrs Brown’s Boys (Noel Özel Bölümü)
22 Aralık – Hebburn (Noel özel bölümü)
23 Aralık – Bluestone 42 (Noel özel bölümü)
24 Aralık – Trollied (Noel Özel Bölümü)
24 Aralık – Midsomer Murders (Noel Özel Bölümü)
25 Aralık – Doctor Who (Noel özel bölümü) (bölümden kareler ve 2 video)
25 Aralık – Call The Midwife (Noel özel bölümü)
25 Aralık – Downton Abbey (Noel özel bölümü) (fragman)
25 Aralık – Mrs. Brown’s Boys (Noel özel bölümü)
25 Aralık – Man Down (Noel özel bölümü)
26 Aralık – Still Open All Hours (Noel özel bölümü)
27 Aralık – Vicious (Noel özel bölümü)
29 Aralık – Agatha Christie’s Marple: Endless Night
30 Aralık – Mrs. Brown’s Boys (Yeni yıl özel bölümü)
BBC One’ın Noel fragmanı
Aralık’ta Dönen Diziler
Beklediğimiz yeni sezonlarına Aralık ayında giriş yapan dizilerimiz de şunlar:
1 Aralık – Treme (4. ve son sezon) (fragman)
11 Aralık – The Exes (3. sezon devamı) (fragman)
12 Aralık – Chosen (2. sezon) (fragman)
29 Aralık – Mad Dogs (4. ve son sezon) (fragman)
Tüm bunların ve önümüzdeki aylarda başlayacak olan dizilerin (1 Ocak'ta 3. sezon ilk bölümüne kavuşacağımız Sherlock gibi) başlangıç tarihlerini sıraladığımız, sürekli güncellenen takvimimizi şuradan takip edebilirsiniz.
yorumlar
Ellerine sağlık @dkamoy.
Mob City her ne kadar çok ilgimi çekmese de, arkaaındaki isimler sayesinde bir bakacağım. Bonnie and Clyde’ı ise merak esdiyorum ona da bakarım. Geçtiğimiz ay boyunca kafamı kaşıyacak vaktim yoktu, neyse ki şu aralar az da olsa rahatım, O yüzden geride kaldığım dizilerden zaman kalırsa Matthew Goode ve Matthew Rhys hatırına Dead Comes to Pemberly ve Luke Evans hatırına da The Great Train Robbery de göz atmak ve hatta izlemek istediğim diziler. Tabii nereden zaman bulacaksam.
Yine de hevesim kursağımda kalmadı benim aralık ayında yaptığım planları zedeleyecek bir durum yok. İlk ikisi kesin olmak üzere 3 yeni diziye göz koydum ben, bunun haricinde dönüş yapan bir dizim olmadığı gibi Noel ekranındakilerle de işim yok, keyfim kıtır…
MOB CITY ile Bonnie&Clyde haberlerini aldığımdan beri en çok merak ettiğim ve seveceğimden de emin olduğum diziler arasındaydı, mutlaka seyredeceğim ama dur bakalım ne zaman?
İnglizlerden de The Great Train Robbery‘yi almıştım zaten onu da seyretmek istiyorum, ama altyazısı gelirse tabi…
Veee Sherlock, gel artık, ama topluca bir haftasonu ard arda izlemek isterim ben muhtemelen, tabi dayanabilirsem; ama iki hafta dişimi sıkacağım ya…
Son olarak ellerine bolca sağlık @dkamoy, sayende bir önümü gördüm…
Mob City’yi hem dönem dizisi seven hem de Peter Petrelli’yi özleyen biri olarak izleyeceğim ama reytingi kötüymüş. Keşke bunu öğrenmeden dün izleseymişim. İsteğim azaldı şimdi.
Bunun dışında 2 sevdiğim Matthew’iyle Death Comes To Pemberley var. Yalnız ben Aşk ve Gurur’u izleyeli yüzyıl oldu.Kitabı zaten okumadım. Pek bir şey hatırlamıyorum. Umarım bunu düşünerek yazmışlardır. Sonra boş boş bakmayalım 3 bölüm boyunca.
Eline sağlık dkamoy.
bonnie and clyde ve downton abbey noel bölümü dışında beni de sıkıntıya sokacak durum yok şükür ki.
eline sağlık dkamoy.
Aralık ayında benim programım oldukça dolu olacak. Gerçi bunların hepsini izlemem Ocak ayının ikinci haftasını bulur.
Deaths Come To Pemberley‘i bayağıdır bekliyordum. Mob City‘ye de tüm bölümler bittikten sonra hiç vakit kaybetmeden bakacağım. Zira zor sabrediyorum. Bonnie and Clyde ve The Great Train Robbery ise diğer göz atacaklarım.
Noel özel bölümleri programımda ise üç dizi var. Biricik göz ağrım Call The Midwife, geçen hafta izlemediğim son 2 sezonunu hüplettiğim Downton Abbey (2 sene nasıl dayanmış ben bile kendime şaştım) ve Vicious.
Dönen diziler listemde de, final sezonuyla pek sevgili dizim Treme ve Mad Dogs var.
Daha ne olsun
Ellerine sağlık @dkamoy
İflah olmaz bir Pride and Prejudice hayranı olarak (Pride and Prejudice’ın romanını okumuştum, filmini sinemada izlemiştim, BBC yapımı meşhur mini dizisini de izlemiştim sonradan.), Aralık ayında görücüye çıkacak bu diziler arasında tek merakla beklediğim: Death Comes to Pemberley. Mr. Darcy seçimi on numara olmuş ama Elizabeth Bennet seçimini beğenmedim.
Diğerlerini izlemem muhtemelen.
Eline sağlık @dkamoy.
Bu ay benim de korktuğum kadar olmadı. Aralık’ı bu yüzden seviyorum işte. Noel’İn de katkısını atlamamak lazım.
* Nasıl Cooper ve Ripper Street’i kaldıramadıysam Mob City‘yi de kaldırabileceğime inanmıyorum. Reytinginin kötülüğüne üzülemeyeceğim. Ama bir Amerikan dizisinin sezonunun 6 bölüm olmasını takdir ettim doğrusu.
* Kirstie: Ben denedim bunu. Hot in Cleveland ile ortak bölüm çekecekleri için bir fikrim olsun istedim. Boş zamanı olan deneyebilir komedisi gibi bir şey olmuş. HIC seven bunu da sevebilir belki. Kesin izlenmelik değil ama kahkahaları rahatsız etmedi en azından.
* Benim de bu aydan tek gözümü kestirdiğim Death Comes to Pemberley. Ama altyazı istiyorum, yoksa izlemeyeceğim. Diğerlerinin ilgimi çektiğini söyleyemeyeceğim de içimde de kalmasın:
— O Bonnie & Clyde ne öyle? Ben İngilizlerin 90 dakikalık dizi bölümlerine çemkirirken Amerikalılar 120′şer dakikalık 2 bölüm yapıyorlar. Bari 60’tan 4 tane yap şunları da bir tarafı diziye benzesin! (History, Lifetime ve A&E) olayı ve Holliday Grainger faktörlerinden hoşlanmadım değil ama durum bu. Bunu çeviren olacak mı onu da ayrı merak ediyorum.
* Noel’den Downton Abbey ve Vicious özel bölümleri var. Neyse ki dönen dizi falan da yok.
Şu takvimi 31 Aralık’ta geçiçi olarak dudurmanın bir yolu olsa keşke. Yazı için teşekkürler @dkamoy.
@alperen4700 The Great Train Robbery için bir talihli var. Hala da niyeti vardı en son. Yalnız 90 dakika-2 bölüm olayı hemen ertesi gün getirmeyebilir onları. Malum, uzun olacaktır.
@aytackara, DP’de bir üye “Death Comes to Pemberley”in çeviri başlığını açmıştı, vazgeçmez diye düşünüyorum. Üç bölüm üç gün peşpeşe yayınlanacak yalnız, günü gününe çevrilmez o yüzden mühtemelen. Dizimag kendi çevirmenlerine çevirttirirse oradan takip edenler daha erkenden izleyebilir tabii.
@aytackara: Çevirsinler de hemen ertesi günü şart değil, zaten sürekli zikrettiğim üzere topluca izlerim ben mini dizileri…
Yav TNT’den hiç dizi takip etmediğimden bilmiyorum reyting durumlarını ama ilk bölüm için 0.6’lık bir reyting almış Mob City, dizinin 1sa 30da olduğu göz önüne alındığında çok kötü gelmedi bana reytingi. Ha aman aman iyi de değil tabi ki; ama bence bir kablolu kanala göre ortalama bir reyting. Sonuçta Homeland 0.8’lerde seyrediyor mesela, Witches of East End 0.7’lerde, Dexter gibi kült olmuş bir dizi bile 1.0’larda geziniyordu.
@luna Umarım vazgeçmez. Süresi normalden uzun diziler için ertesi gün olayında değilim zaten. Bırakmadan normal şekilde çevirsin, bana yeter.
Dizimag’in yeni dizi seçme konusunda tuhaf bir zevki var gözlemlediğim kadarıyla. Ulusallar DP ya da kendinden ama kesinlikle atlanmıyor da diğerleri biraz karışık sanki. Dürüst olayım oradan çıktığı takdirde bu dizi sitesi diye göz ardı etmem açıkçası.
Ben artık ilk gün Türkçe altyazısı çıkmayan dizileri İngilizce altyazıyla takip ettiğim için, “ilk gün çıkarsa ne âlâ, çıkmazsa da sorun değil” modunda takılıyorum. Türkçe altyazı stresim/ısrarım yok uzun süredir. %100’ünü anladığımı söyleyemem tabii ki ama İngilizce konuşulanları anlamaya faydası oluyordur diye ümit ediyorum.
@alperen4700: Monday Mornings’i 0.3 reytingle iptal etmişlerdi. O zamanlar kanalın diğer dizilerinin reytinglerine şöyle bir göz gezdirmiştim. Mesela 5 sezon süren dizisi Southland’de son sezonunda ortalama 0.5 reyting ortalamaları tutturmuş. Benim çıkardığım sonuç 0.5 kanalın sınırı, bunun altına düştü mü dizi için tehlike çanları çalıyor demektir.
@unfortr: O zaman umarım 0.5’in altına düşmez dizi, topluca seyredeceğim diye izlemedim henüz ama çok seveceğime emin gibiyim, fragmanlarını bile 100 kere izledim çünkü…
Copper ve Ripper Street yüzünden Mob City’ye kuşkulu bakıyorum… Ama kadrosundan dolayı merakımı da kaşıyor açıkçası:) Mini dizilere çok sevindim. Özellikle Bonnie & Clyde’ı kesinlikle izlemek isterim. Holliday Grainger’ı da The Borgias’dan sonra yine izlemek hoşuma gidecek. Yazı için teşekkürler dkamoy
@nevzatakdere : “Copper ve Ripper Street yüzünden Mob City’ye kuşkulu bakıyorum…” derken..? Ben bağlantıyı kuramadım.
@dkamoy Bence kastettiği tarz/tür benzerliği. Benim de bahsettiğim oydu mesela yukarıda. 3 dizi de geçmişte geçen bir dönem dizisi özelliğinde, 3’ü de polisiye-drama yapısında. Sadece o ikisi 1800 küsürler, bu da 1940’lar. Elbette farklı şeyler falan anlatıyorlardır ama insanın aklına geliyor.
Belki onlar nedeniyle bunlara karşı doymuşluk olabilir. Zaten 2. sezonlarının sonunda arşivi boyladılar. ((Gerçi benim bünyem dönem dizilerini kolay kolay kaldıramadığından uzak duruyor, o ayrı. İş polisiyede bitiyorsa da başka bir tane de bulurum, bol çok şükür.))
@aytackara: Aaa ben seni özel olarak dönem dizisi sever sanıyordum iyi mi? (Reign’in, White Queen’in filan kitaplarına girişince…)
@dkamoy Dönem dizilerine tamamen karşı değilim ama içinde Asalet olanları izleyebiliyorum. (Alt türü olarak historical drama desem olur herhalde) Yeni sezon onayını beklediğim Reign dediğin gibi Mary Stuart’ın hayatı, White Queen İngilizlerin Tudor öncesi kraliyeti, The Tudors ve The Borgias malum, Downton Abbey’deki asalet hangi dizide var zaten tartışılır. Böyle oldukça bayıla bayıla hem de…
Ama mesela The Americans’ı yürütemedim. Mad Men’i zaten Emmy’lerin de katkısıyla sevmiyorum-girişemedim de. Spartacus’u izledimse de Vikings olmadı. Şu yukarıdaki 2 polisiye de hiç ilgimi çekmedi mesela… Yeni hedefim Masters of Sex. Ara tatilde düzgünce onu izlemek istiyorum, bakalım. (Yine de deniyorum işte, senin kahkahalı komedi olayı gibi…)
@dkamoy: @aytackara’nın dediği gibi tarz olarak aynı görüyorum. Yoksa muhakkak farklılıkları vardır.
Bu arada @aytackara mutlaka Masters of Sex’i izlemelisin. İlginç bir konu ben çok beğendim.
@dkamoy: Dönem dizilerine bayılırım. Duymadığım birkaç öneriniz varsa ilgilenebilirim.
@nevzatakdere : Peki Copper ile Ripper Street hayal kırıklığı yarattı mı?
@dkamoy: Hayalkırıklığı demeyelim de istediğimi bulamadım. Ama Ripper Street’in iptaline üzüldüğümü söylemeliyim.
@nevzatakdere : O zaman “Duymadığım birkaç öneriniz varsa ilgilenebilirim.” sözlerinize şöyle cevap vereyim, 22dakika’da dile getirilmemiş bir dönem dizisi gelmiyor aklıma önerecek. Çünkü bu aralar dönem dizisi deyince mesela Boardwalk Empire, Downton Abbey ve Borgias geliyor ilk aklıma. Ama onları da duymuşsunuzdur herhalde. Spartacus keza… Bayıla bayıla izlemiş olduğum bir yapımdı.
Hali hazırda devam edenlerden
– Bu aralar, Masters of Sex beni yerden yere vuruyor. Pek beğenerek izliyorum. benim için sezonun en iyi yenisi.
– The Goldbergs’in 80’ler meraklısına iyi bir örnek teşkil ettiğini düşünsem de peşinde olduğunuz türden bir dönem dizisi olduğunu sanmıyorum. Alternatifi (80’ler alternatifi) The Americans oldukça eli yüzü düzgün ve gerçekçi idi bence. Ama onun üstündeki FX toprağı da kimi zaman diziyi izlemeyi zorlaştıracak bir ağırlık koymuyor değil. Yine de hatırlatmamış, önermemiş olmayayım. Ben beğendim.
– Geçen yıl Mr Selfridge’i pek bir keyifle izlemiştim, devamı için yol gözlüyorum. O dönemi bu kadar hareketli ve canlı sunan pek dizi çıkmıyor. Belki plaseden onu da beğenebilirsiniz.
– Yine dönem dizilerinden Call The Midwife’ı bu sitede bir ben, bir de unfortr pek seveek izliyoruz. Ama anladığım kadarıyla Türkiye’de pek seveni çıkmadı maalesef.
– Aynı şekilde White Heat diye bir ingiliz mini dizisi geldi geçti önceki yıl. Bayıla bayıla izlemiş ve tavsiye etmiştim poskette filan hani… Hala da ederim.
– Bir de geçen yıl ekranımda güller açtıran My Mad Fat Diary’i kesinlikle tavsiye ediyorum. Hem de dönem dizisi seven sevmeyen herkese…
Bu vesileyle, 22dakika’nın Dizi Listesi‘ndeki çekildiği dönemden öncesini yansıtan tüm dizilere “dönem dizisi” etiketi ekledim. Böylece şöyle bir dönem dizilerinin tanıtımlarını içeren yazılar listemiz oldu. (Zeyna, Game of Thrones vb.ye bile ekledim bu etiketi. Zira bence onlar da her ne kadar fantastik vs. olsa da günümüz kültüründen çok öncesindeki yaşamda geçerek türe örnek teşkil ediyorlar.)
Dönemlerle pek aram yok derken geçmiştekiler hiç aklıma gelmediydi bak.
Got, Zeyna, Herkül falan oluyorsa onlar var bende Titanic: Blood and Steel (12) ve 4 bölümlük Titanic mini dizilerini de izlediydim misal, hatta buraya yazı da yazmışlığım var. Bazılaro oluyormuş işte.
My Mad Fat Diary’yi de izledim tabii ki. Harika bir şey. Rae ve Archie’yi özledim desem bile yeri.
@dkamoy Yorumdaki Dizi Listesi linki çalışmıyor.
@aytackara: Başında http:// yok diye lolo yapmış sistem. Düzelttim şimdi, tişkürler.
@dkamoy: Bilgiler için teşekkürler… The Borgias, The Americans ve Spartacus’u keyifle izledim. Hatta gazetede yazmıştım. Utanarak söylüyorum Boardwalk Empire ve Downton Abbey izlenecekler sırasına alırız ya hani orada bekliyorlar. Bu da benim ayıbım:)
Masters of Sex gerçekten çok çok iyi. Beni de etkiledi.
White Heat ve My Mad Fat Diary’yi kesinlikle listeme aldım.
Tekrar teşekkür ederim
Aşağıda yazdıklarım ve sorularım başta dkamoy ve siz diğer üyelerce yanıtlanabilirse memnun olurum…
Bilindiği üzere son aylarda ülkemizde “uyar-kaldır” yöntemi ile film, dizi, müzik vb içerikli dosyaları indirilenler hakkında yasal düzenleme çalışmaları yapıldığı haberleri gündemimize gelmektedir. Ülkemizde malum yollarla birçok kişi bu tür içerikleri internet aracılığıyla indirmektedir. Konuya vakıf olduğunuz kanaatindeyim, sanırım uzun uzun anlatmama da gerek yok.
Sormak istediğim mesele şu dur ki; benim gibi *** kullanıcıları bu durumdan ne kadar etkilenecek? Bu durumu veya programı aşmanın yolu nedir/var mıdır? *** kullanmak böyle bir yasal düzenlemenin gelmesiyle bizi zor durumda bırakacak mı? Bu ve buna benzer sorun veya sorulara ilişkin görüşlerinizi paylaşabilir misiniz?
Cevabınızı dört gözle bekler, saygılarımı sunarım.
@blacktulip: Bu sorunuzu konuyla biraz daha ilgili bir başlık altına taşıyabilir misiniz? Bu yazının altını karıştırmayalım şimdi. Örneğin şurası daha uygun sanki.
Öncelikle teşekkür ederim ama;
“Aradığınız sayfayı bulamadık, belki de yok oldu” diyor orası bana
@blacktulip: Başına http:// koymayınca sistem algılamıyor tabii ne adres verdiğimi. Düzelttim şimdi.
Rahatsız ediyorum, bundan dolayı da aşırı derece de kendimi üzgün hissediyorum fakat bu durum uykularımı kaçırmama neden oluyor, derinden derine bir nefretle doluyorum, danışacak birileri olarak da siz gelsiniz aklıma, sonuçta asıl mevzu “Özgürlükler” değil mi!!!
Mob City‘yi ben de bayağı merak ediyorum. Bütün yorumları okudum acaba izleyen var mı diye ama sanırım herkes bitmesini bekliyor.
Kirstie‘nin ilk 2 bölümünü çıkar çıkmaz peşpeşe seyrettim. Klasik bir sitkom işte. Benim hoşuma gittiği için takip edeceğim seyretmeye.
Bonnie & Clyde‘a daha bakmadım ama izlenecekler listemde. Bunun için de yorum aradım ama daha el atılmamış sanırım.
Death Comes To Pemberley‘i bayağıdır bekliyorum. Hem Matthew Rhys hem de Matthew Goode bir arada! Daha ne olsun?
Bir de gelecek yorumlara göre The Great Train Robbery‘ye bakabilirim.
Son olarak, ellerine sağlık dkamoy.
http://www.youtube.com/watch?v=NxEitzRfvh0
The Great Train Robbery dizisinde anlatılan soygunu yapan adamlardan birisi 18 Aralık’ta ölmüş. 2 bölümlük dizi de o gün başladı. Hayat bazen çok tuhaf.
Death Comes to Pemberley hakkında:
Sürekli 3 bölümü de bitirince yazarım diye erteliyordum yeni bitirmiş oldum. İzlediğime pişman olup olmamam tamamıyla son sahneye bağlı olacaktı. Neyse ki kotardılar. Başka bir dizi bunun tastamam tersini yapmıştı, hala aklıma geldikçe hiç iyi anmam.
IMDB’de şu an 7.2/10, ben de bunu verebilirim.
Gurur ve Ön Yargı (Aşk ve Gurur) ile ilgili hiçbir şey hatırlamayan biri olarak flashbackleri öyle güzel işlediler ki takdir etmezsem olmaz.
#Oyunculuk: ‘Benim’ beklediğimden iyiydi. Hatta kahya kadına kadar falan bile fire vermediler. Bazı yerlerde abartı oldu sanki ama bu dizinin atmosferinde yadırgamıyor insan. Doktor Who sevenlerin iyi tanıdığı Jenna Coleman’ı da sevmediğimi sansam da son bölümün son yarısında o da kendisinden ve karakterinden beklemediğimi yaptı.
Herkesten çok Anna Maxwell Martin’i tebrik etmek lazım.
#Senaryo: Burada karışıyor işler biraz. Ucu açık bırakmamalarını sevdim. Ama cinayetin detayları/sonucu herkesi memnun etmeyebilir. ‘Ben’ ilk 2 bölümden sonra komplike bir şey beklememek gerektiğini anladığımdan kendimi kasmamıştım.
Ayrıca aynı şekilde ‘kişisine göre’ 3 bölüme yedirilen ailenin geçmişi ve gizlide kalmışlar ‘bazıları’ tarafından bayağı bulunabilir. Ben genel anlamda itiraz etmediğim ve izlediğime pişman da olmadığım bir dizi bitirmiş oldum.
Ayrıca deneyecek olan varsa aklında bulunsun, ilk 30 dakikaya göre yargılamayıp bölümün tamamına baksın, bir de bölüm sonundaki fragmanı izlesin. Açıla açıla gidiyor Pemberley’in hikayesi.
#Makyaj: Diziyi izlerken “Avukatın (adam) rimeli fazla kaçmış.” diye bir cümle kurdum ben!! Ayrıca bir adamda da sanırım allık ya da fondotenin ayarı kaçmıştı. Ya benim ayarlar karıştı, ya da cidden bir şeyler vardı.
Öyle işte…