Resurrection || Tanıtım
43 yorum unfortr 17 Mart 2014 09:33
Televizyonlarda Fransız yapımı Les Revenants ile başlayan çağdaş zombi uyarlaması akımının son halkası Resurrection oldu. Kısa bir zaman önce yayın hayatına başlayan dizinin, ilk bölümüyle reyting anlamında ABC’nin beklentileri karşıladığını söyleyebiliriz. Gizem ve fantastik drama öğelerini barındıran diziyi gelin daha yakından tanıyalım.
YAYIN BİLGİLERİ
Dizi Jason Mott‘un ”The Returned” adlı fantastik romanından televizyona uyarlandı. Yapımcıları arasında Brad Pitt ve Damages, Criminal Minds ve The Killing gibi dizilerin mutfağında bulunmuş olan Aaron Zelman yer alıyor. Dizi ilk bölümüyle 3,8 reyting ile 14 milyon izleyiciyi ekran başına toplayarak ABC‘nin yüzünü güldürdü.
KONU
Çin’in kırsal bir bölgesindeki pirinç tarlasının içinde gözlerini açan 8 yaşındaki Jacob’ın üzerinde ne kimlik ne de pasaport vardır. İsminin öğrenilmesi de tişörtünün yakasının içinde yazılı olması ile mümkün olur. Tek bir kelime dahi konuşmadığı için nereden geldiği konusunda bir belirsizlik vardır. Yine üzerindeki tişörtte yazan Mansfield Panthers logosu, Missouri eyaletinin beyzbol takımına ait olduğu anlaşılması üzerine Jacob Amerika’ya gönderilir. Fakat sorun şuradadır; gerek ülke genelinde, gerekse eyalet genelinde (her ne hikmetse) bu tarzda bir kayıp çocuk başvurusu yoktur.
Göçmenlik bürosu görevlisi Martin’in görevi, Jacob’ı havaalanından alıp HHS’e (Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı) götürmektir. Fakat Jacob’ın, Martin’in telefonunun ekranına Arcadia yazmasıyla artık evinin nerede olduğu açıklık kazanır. Çocukla duygusal bir yakınlık da kuran Martin, işini tehlikeye atarak Jacob’ı evine götürür. Jacob’ın tarif etmesiyle Langston Ailesi’nin kapısı çalınır. Asıl gürültü de bundan sonra kopar. Aile, 32 yıl önce ölen çocuklarını, kanlı canlı bir şekilde üstelik öldüğü halinden hiç yaşlanmamış bir şekilde görünce tam anlamıyla bir şok yaşar.
KARAKTERLER
Jacob Langston
Jacob, 32 yıl önce yengesiyle beraber nehirde boğularak hayatını kaybetmiştir. Şimdi ise tekrar dirilen Jacob’ın vücudu, ara ara geçirdiği nöbetler dışında son derece sağlıklıdır.
Karakteri daha önce herhangi bir oyunculuk deneyimi olmayan Landon Gimenez canlandırıyor.
J.Martin Bellamy
Jacob’tan sorumlu gümrük görevlisi Martin eski bir polistir. Eski polislik içgüdülerine dayanarak olayda bir tuhaflık olduğunu anlayan Martin, Jacob’ın geçmişini araştırmaya başlar.
Karakteri House MD severlerin yakından tanıyacağı Omar Epps canlandırıyor.
Henry Langston
Jacob’ın babası olan Henry Langston, bu sıradışı durumu kabullenmekte oldukça zorlanır. Artık 8 yaşındaki çocuğuyla gezip eğlenecek, onunla oynayacak ve ihtiyaçlarını karşılayacak beden gücü yoktur. 60 yaşında ihtiyar bir adam olan Henry, bu yüzden bu mucizeye inanmak istemez.
Karakteri That 70’s Show ve Medium‘dan hatırlayabileceğimiz Kurtwood Smith canlandırıyor.
Lucille Langston
Lucille, Jacob’ın annesidir. Baba Henry’e nazaran, yaşadığı şoktan sonra Jacob’ı bağrına basar. İnançlı bir kişi olan Lucille, bunun bir mucize olduğuna inanır.
Karakteri, The Shield ve en son Touch‘da rol alan Frances Fisher canlandırıyor.
Fred Langston
Fred, Arcadia ilçe şerifi ve Jacob’ın amcasıdır. Jacob ile karısı aynı kazada ölmüştür. Martin’in ilçeye gelmeden evvel telefonla ilk ulaştığı kişi Fred’tir. Jacob’ın hayatta olduğu gibi bir durumu kabullenemez oluşu sebebiyle Martin’i ciddiye almaz.
Fred’i Justified‘den hatırlayabileceğimiz Matt Craven canlandırıyor.
Maggie Langston
Fred’in kızı olan Maggie, Jacob’ın hastanede kontrollerini yapar ve sağlığı açısından olağan dışı herhangi bir bulguya rastlamaz. Bu inanılmaz olayın esrarengizliği karşısında, onun da aklında annesinin ölümüyle alakalı cevaplanması gereken sorular oluşur. 32 yıl önceki kazayı araştıran Martin’e yardım etmeye karar verir.
Karakteri, en son Cover Affairs‘de izlediğimiz Devin Kelley canlandırıyor.
Tom Hale
Arcadia’nın papazı olan Tom, Jacob’ın çocukluk arkadaşıdır. Herkes gibi olayın şokunu yaşayan Tom, vaaz verdiği kiliseye Jacob’ın da gelmesiyle konuşmasını tamamlamakta zorlanır.
Karakteri, The Tudors ve V‘den hatırlayabileceğimiz Mark Hildreth canlandırıyor.
Elaine Richards
Elaine, 19 yaşındayken babasını kaybetmiştir. Maggie’nin ise en yakın arkadaşıdır.
Karakteri, The O.C ve The Mentalist‘ten hatırlayabileceğimiz Samaire Armstrong canlandırıyor.
Ray Richards
Ray, Elaine’nin kardeşidir.
Karakteri Travis Young canlandırıyor.
Connor Cuesta
Connor, Arcadia ilçe şerifi Fred’in yardımcısıdır.
Karakteri, Off The Map ve Sleepy Hollow‘dan hatırlayacağımız Nicholas Gonzalez canlandırıyor.
İlk bölümü izlemeyenler için tehlike!!!
Caleb, Elaine’nin henüz 19 yaşındayken hayatını kaybetmiş babasıdır. Jacob ile beraber ortaya çıkan bir diğer yaşayan ölüdür.
Karakteri en son mini dizi Lightfields‘ta izlediğimiz Sam Hazeldine canlandırıyor.
YAZARIN NOTU
Dizi ilk bölümüyle ilerisi için hikaye zenginliği açısından kafalarda soru işareti bıraktı. Les Revenants gibi çok iyi bir örnek dururken bunu izlemek bana vakit kaybı gibi geldi. “Daha ilk bölümden bu kadar acımasız olma, ileride bu konu çiçek gibi açılır, dallanıp budaklanır ve güzelleşir” diyenlerdenseniz, o zaman size iyi seyirler…
FRAGMAN
yorumlar
ılk bolumle benden tam puan alan guzel bır dızı umarım boyle de devam eder.. tavısye edıyorum
Sonraki bölümlerde diziye katılacak olan olası karakterleri, ben tanıtımı geç yazsaydım gene de eklemezdim. İspiyon konusunda çok fazla hassasım. Olur da bu dizi sezonlar boyu devam eder ve biri çıkıpta “bu tanıtım eksik olmuş ve daha ayrıntılı bir tanıtım yazmak istiyorum” derse benden izin almasına gerek yok. Hatta aslında buna ön tanıtım veya mini tanıtım da diyebiliriz. Benim hiç aklıma gelmemişti.
1.bölümden sonra kararsızdım, 2.bölümün ardından devam etmeme kararı aldım. Bayağı sıkıldım açıkçası. Yazıda da söylendiği gibi bunu seyredeceğinize benzer tarzdaki Les Revenants’ı seyredin. Hem atmosfer, hem oyunculuk hem de hikaye olarak bin kat daha iyi.
Pek mini tanitimlik da bir yani yok acikcasi giris konu karakterler sonuc gayet dolu dolu yazilmis. Bence tanitim olarak kalmasi daha uygun olur. Ilerde bolumluk oyuncular baska dizilerde yapildigi gibi ekstra bir yazida tanitilabilir.
Ouat bolum oyunculari yazisinda oldugu gibi.
Eline saglik unfortr acikcasi bakmayi da pek dusunmuyordum zaten sonuna da yaptigin eklemeyle icimi rahatlattin. Arsivimde les revenants hala bekliyor.
meraklandirdi//]
Resurrection : Yorum yapması zor bir dizi. İlk iki bölüm, bir sonraki bölüm için bende büyük heyecanlar yaratmadı, fakat iki bölüm finali de aklımda yeni soru işaretleri oluşturmayı başardı. Konu büyümeye, yeni soru işaretleri oluşturmaya müsait. İki bölümde hüküm verilip kenara atılacak bir dizi olmadığı kanısındayım, birkaç bölüm daha şans vermek gerek.
2. bölümle ilgili ispiyon içerir:
Bilmiyorum benim dışımda merak edip araştıran oldu mu, internette biraz araştırdım dizinin uyarlandığı kitap sanıyorum henüz dilimize çevrilmedi.
Les Revenants : Konusu geçti diye belirtmeden geçmek istemedim. Her yönüyle sağlam bir dizidir. Gizem türünden hoşlanıyorsanız izlemeden geçmeyin derim.
Resurrection’da gizem unsurları, hikayeyi ele alış biçimleri, mekan ve atmosfer bambaşka. Konu çok farklı yerlere savrulcakmış gibi duruyor. Yalnız dizi gelişim aşamasında izleyiciye pek bir şey vermiyor. 4. sezonunu izlemediğim için bilmiyorum ama eğer hala aynı formüle devam ediyorlarsa, dizi TWD’in taktiğini uyguluyor. Çok pis bir şekilde açık bırakılan bölüm sonlarıyla izleyiciyi bağlamaya çalışıyor. Hikayede buna müsait.
Oyunculara gelince;
Beleive’de ki Bo’yu ne kadar sevdiysem, burda ki Jacob’ı bir o kadar sevmedim. Daha iyi bir seçim yapabilirlerdi.
Dizinin 3.bölümüne bakmaya niyetim yok ama olumlu yorumlar gelirse dönebilirim.
Bu arada ilk iki bölüm sonunda diziyle ilgili ne düşünüyorsanız onu koruyabilirsiniz, çünkü aynı tempoda gidiyor.Belli bazı noktalarda yaptıkları hoşuma gidiyor, itiraf etmek gerekir ama totalde normal bir şekilde ilerleiyor işte. 6/8’e kadar gelmişken bir şey çıkmazsa devamını da görürüm herhalde.
Bir üst yorum ikinci paragrafı oku. Başka sorun varsa o yorumun sahibi arkadaş tabii ki cevaplar.
7. bölümden sonraki fikrim: Hiç de fena gitmiyor. Les Revenants ile karşılaştırmamak lazım. Konu ilginizi çektiyse bence bakın bu diziye. Sezonu güzel bağlarlarsa bu sezon izlediğim nadir düzgün dizilerden biriydi diyeceğim.
Son bölümden sonra
Yalnız böyle bir olayın duyulmaması mümkün mü? Hele bu çağda. Çoktan devletin her türlü kurumu basmalıydı orayı.
Tabii şimdi bunu yavan haline getirmeden nasıl çözerler olayı var. O kısmına da 2. sezonda abakarız artık.
Bizim evden de “7. bölümde bırakabilirlermiş aslında” ortak görüşü çıktı. Ama 8 kötü değildi.
Epey düşük beklentiliydim bu dizi için. İlk sezon düşündüğümden çok daha iyi gitti, yalan yok. Final ise beklediğim gibiydi ve 2. sezon için beklentilerimi düşürdüm.
Benim bu dizide sevdiğim taraf, orta yaşın epey üzerinde olan oyuncu/karakter sayısının genelgeçer amerikan dizilerine göre daha fazla ve ön planda oluşuydu. Bu sayede daha iyi oyunculuk izlediğimi, ortamın daha gerçekçi olduğunu düşünüyorum. İşin öne çıkartılmaya çalışılan duygusundan genel olarak memnun kaldım. Hikayeyi düşündüğümden hızlı ilerlettiler. En büyük artısı 8 bölümde bitmesi idi. Ancak 2. sezonda 13’ü geçen bölüm sayısıyla gelirse, büyük ihtimalle benim çöplüğüme gider.
Omar Epps’i sevmem. Devin Kelley’nin de çok batırmasa da iyi bir oyunculuk çıkarttığını düşünmüyorum. The Mentalist’ten sevdiğim Samaire Armstrong da beklediğim yardırmayı yapmadı. Diğer yaşı ilerlememiş yan oyuncular da yardıramadı (bazen hikayeden koparanı bile oldu).
Ama Kurtwood Smith, Frances Fisher ve Matt Craven bu dizide hem hoşuma giden karakterlerle hem de iyi oyunculukla karşıma geldiler bence. Plaseden Sam Hazeldine’i de ekleyebilirim iyilere.
Sezon finaline dair ispiyon sakladım aşağıya:
@aytackara: O 7. dediğin sezon diil, bölüm. [“onlar halka diil, fil” edasıyla okunacak]
Ben @dkamoy’un dediklerine katılmakla birlikte Mark Hildreth’i (papaz) de eklemek istiyorum. Varlığını ya da karakterini sevdim ben o adamın.
fikri ve adamla ilgili daha fazlası bence dizide birçok şeyden daha güzel işlendi. (ilk bölümü izlediyseniz ispiyon içine bakabilirsiniz)
@aytackara: Ya o adamı ben bir türlü o role oturtamadım. Nedenini de bulamadım. Bulduğum en iyi neden o adamın sürekli eşcinsel çıkmasını bekliyor oluşum.
@dkamoy: Muhabbete maydanoz olacağım ama o zaman şunu izle
@hsparks: AAAA! Gaydar’ım gerçekten çalışmış mı yani??? Oleey!
@dkamoy: Şurada senin gibi düşünenler varmış ama birisi “That would be nice, but I think he is just Canadian” demiş
Sonradan Ek: Bu espiri sadece İngiliz erkekleri için yapılıyor sanıyordum
@hsparks: Mmm tüh… Yine bir Timothy Olyphant vakası desene. (Gerçi o Kanadalı diil ama…)
Sonradan ek: Bu arada benim gibi düşünenler oynadığı filmlerden dolayı öyle bir kanıya kalpılmış. Ben bu adamı sadece bu dizide izledim de sürekli o hissi yaşadım.
Kristin Kreuk ile yıllardır birlikte olmasına kızsam mı yoksa takdir mi etsem bilemiyorum ama bizim papaza bir sempati duyuyorum ben de. Dünya iyisi, nur yüzlü, nazik papazımız
aaa kk ile sevgliler mi? daha izlemedim diziyi elemanı v den hatırlıyorum. dkamoy sende v2009 izlemiştin yani izlemişsindir ilk defa görmüyorsundur
@towanda: İzledim izledim de elemanı orada hiiiç hatırlamıyorum. Orada da eşcinsel diil di mi?
Ben de hatırlayamadım o adamı hiç, öyle küçük bir rolde de değilmiş anladığım kadarıyla.
V’de uzaylı Joshua karakterini canlandırıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam liderleri kötü kadın Anna’nın (Morena Baccarin) emirlerini yerine getirir gibi yapıp ona karşı bir takım işlere giriyordu. Orada da iyi adamdı yani
@dkamoy
Bir de fikren bir şey soracağım: Yukarıdaki spoiler içine alınan tarafın hangi kısmı sorunluydu? Jacob’ın 32 yıl önce ölse de döndüğü de bu ikisinin yakın arkadaş olduğu da tanıtımda yazıyor. Bana temel bir nokta gibi gelmişti.
Ben ilk bölümü izlerken bunların çocukluk arkadaşı olduğunu öğrenince pek eğlenmiştim. İlk bölümü izlememiş birini bu durumdan mahrum etmeyeyim dedim.
aynen abidinin dediği gibiydi gemideki acanımız iyi bir karakterdi aşağıdakil beceriksizleden dahafazla işe yarıyordu
r&i konuk olduğu bölümü hatırlıyorum ama o olduğunu farketmemiştim
10 yıl mı bunlar hiç justjarede falan çıkmadı mı ya nasıl farketmemişim
@dkamoy Aklıma geldi senin dediğin. Aynısı bana da olmuştu, bu karakteri sevme nedenlerimden biri de bu sanırım da dediğim gibi olduğundan şey etmemiştim. Neyse önemli değil, meraktan sormuştum.
Konu ise hayli ilgi çekici ve bence 8 bölümde hiç de fena ilerlemedi hikaye. Sadece “Caleb” adlı karaktere bence gereğinden fazla ağırlık verdiler. Bir de arada tempo düşüşleri yaşandı ama sıkacak kadar değil.
Açıkçası benim de diziden beklentim pek yoktu ama beklediğimden iyi bulduğumu söyleyebilirim. Sezon finali ve dizi geneli hakkında:
Ayrıca şu İngilizce yazıda http://www.spoilertv.com/2014/05/resurrection-episode-18-torn-apart.html olaylar, cevap bekleyen sorular ve sezonda dikkat çeken veya gözden kaçan ayrıntılar güzelce toparlanmış. Bir bakın derim. Ben keyif aldım okurken. Teoriler ve dikkat çekilen noktalar güzel.
Bir GOT oyuncusu kadroya katılmış .
bu kadının menajeri de maşallah yani! biraz yüzünü dinlendir be kadın. yüzünü dinlendirmeyeceksen de otur kendin dinlen. neyse ki bu sefer benim izlemediğim bir diziye geldi. 3tür art arda izlemekten sıkılmıştım artık.
Ben bayılıyorum bu kadına. Hiç de sıkılasım yok açıkçası. Habere çok sevindim. Resurrection’a çok yakışacak.
İlk sezonun sadece ilk bölümünü izledim, yakın zamanda devam edeceğim. Sevindim ben de habere, oynadığı her rolün hakkını veriyor kadın bence. İyi oldu
Berbat
İzleyen var mı bunu?
Yeni sezona henüz başlamadım ve karar aşamasındayım. Nasıl gidiyor? Under the dome’u iptal ettim hiç pişman değilim. Bunda çok kararsız kaldım.
@tyndale: İlk sezon yardırmasa da memnun bıraktı. Yukarıda yazdıydım zamanında (06 Mayıs 2014 12:41). 2. sezonu peşpeşe izlemek için biriktiriyorum şimdilik.
@dkamoy İlk sezonu izledim ben de, biraz “mehh” havasında izledim. Öyle ayılıp bayılmasam da fena da değildi. O sebepten dolayı sordum eğer bir tık üstünde hatta aynı ayarda gidiyorsa niyetim var.Yok performans kaybı varsa; takvimde boş yer açmayı düşünüyorum.
Ha 2. sezonu izleyen var mı desene o zaman…
Ben 2.sezonu izliyorum her hafta. Bana kalırsa gayet güzel gidiyor. Tabii ki sorular hemen cevaplanmıyor ama bölümler de öyle boş geçmiyor. Dizi zaten aksiyon dizisi olmadığından temposu ortalama seyrediyor. Atmosferi seviyorum, bu yüzden hiç sıkılmıyorum. Akla gelen sorulara, gizemlere 1-2 bölümde cevap istemeyenlerdenseniz, bir de dizinin dramatik yönü de kabulünüzse kesinlikle tavsiye ederim.
İlk sezondan iyiydi ama niyeyse 2. sezona başlamak hiç içimden gelmiyor. Sanırım devam etmeyeceğim ya da ne zaman ederim bilemiyorum.
Ben de ‘katliam is coming’ projem kapsamında ilk bunu kurban verdim. Geri baktım yer olmayacak, gidişi kesin diye ikinci sezona hiç girmedim. Yoksa ilk bölüme bakasım vardı.