Madam Secretary || Tanıtım
22 yorum okakacukaka 26 Ekim 2016 11:30
Daha önceden CBS için 6 sezon süren Judging Amy ve 2 sezon süren Joan of Arcadia dizilerini yaratmış olan Barbara Hall, şimdilerde yine CBS için hazırladığı yeni bir dizi ile bizlerle: Madam Secretary.
21 Eylül 2014 tarihinde ilk bölümü ile ekranlara gelen dizi iki sezonu devirdi ve üçüncü sezonuna tam gaz devam etmekte. Dizinin senaristliğini Barbara Hall yapmakta. Dizi hakkında dikkat çeken diğer bir durum ise baş yapımcılarından birinin ünlü oyuncu Morgan Freeman olması. Diğer baş yürütücü ise Freeman‘ın oynadığı yapımların bir çoğunda yapımcılık yapmış olan Lori McCreary.
Giriş kısmını daha fazla uzatmadan dizimizi tanımaya geçelim.
KÜNYE:
Tür: Politik Drama
Sezon – Bölüm Sayısı: 3 Sezon – 48 Bölüm (3. sezon devam etmekte)
Onay Durumu: Henüz onay almadı. Ama syndication ile onay alma ihtimali %90’ın üstünde.
Ortalama Bölüm Süresi: 40 – 43 dakika
Yapımcılar: Barbara Hall, Morgan Freeman, Lori McCreary
Yayınlandığı Kanal veya Platform: CBS
Wikipedia – IMDb – Resmi Site – Facebook – Twitter
KONUSU:
Dizi genel olarak, merkezine Elizabeth McCord‘u koyan bir politik drama. Elizabeth hiç hesapta yokken (aşağıdaki paragrafta bu konuyu birazcık açacağım) Amerikan dışişleri bakanı olarak atanır. Her bölümde farklı farklı konular işlenir. Yani dizi formüllü bir dizi. Bölümler çoğunlukla uluslararası diplomasi hakkında olsa da arada ofis içi politikalar ve ailevi sorunlar da karşımıza çıkıyor.
Konuyu biraz daha açalım:
Elizabeth “Bess” McCord 20 yıl boyunca CIA‘de analist olarak çalışmış; daha sonrasında ise Virginia Üniversitesi‘nde politik tarih dersi vermeye başlamıştır. Bir gün evindeyken beklenmedik bir misafir kapısını çalar. Bu kişi Amerikan Başkanı Conrad Dalton‘dır. Conrad, Elizabeth‘e Dışişleri Bakanı Vincent Marsh‘ın uçak kazasında öldüğünü, yerine onun geçmesini istediğini ve “hayır” cevabını kabul etmediğini söyler. İşte bu dakikadan sonra Elizabeth artık Amerika’nın yeni dışişleri bakanı olmuştur.
KARAKTERLER:
Elizabeth “Bess” McCord:
Eski CIA analisti, eski politika tarihi profesörü ve yeni dışişleri bakanı. Yukarıda da anlattığımız gibi kendisi 20 yıl boyunca CIA‘de analistlik yapmış ve işinde de oldukça iyiymiş. Daha sonra üniversitede profesörlük yaparken kendini bir anda Beyaz Saray’da dışişleri bakanı olarak bulur. Problemlerin çözüme ulaşması için ekibiyle devamlı çalışır. Eğer çözüme ulaşma şekli hoşuna gitmezse kafasına eseni yapıp sorumluluk alır. Beyaz Saray dışında bir de özel hayatı vardır tabii ki. Evli ve üç çocuk annesidir. Ülke sorunları dışında bir de evdeki sorunlarla ilgilenmek zorunda kalır. Neyse ki kocası Henry, evdeki sorunların bir kısmını halletmektedir.
Elizabeth McCord karakterine Téa Leoni hayat vermektedir. Kendisi daha önce The Naked Truth ve Flying Blind dizilerinde rol almış ancak sinema kariyeri daha ön planda olan bir oyuncu.
Henry McCord:
Elizabeth‘in sevgi dolu eşi. 25 yıllık mutlu bir evlilikleri var. Henry 17 yaşındayken Virginia Üniversitesi‘nde eğitimine başlar. Elizabeth ile de burada tanışır. Okuldan sonra askeriyeye katılır ve Amerikan Deniz Piyade Birliği‘nde 5 sene boyunca aktif görevde kalır. Bu süre zarfında F/A-18 Hornet tipi uçakta pilotluk yaparak çeşitli operasyonlara katılır ve 5 yılın sonunda yüzbaşı rütbesi ile emekli olur. Askerlik macerasından sonra Virginia Üniversitesi‘nde teoloji (din bilimi, ilahiyat) profesörlüğü yapmaya başlar. Bess‘in bakan olmasından sonra da Georgetown Üniversitesi‘ne geçer. Ayrıca 8 tane kitabı basılmıştır.
Benim dizideki en sevdiğim karakter olan Henry‘i Tim Daly canlandırıyor. Kendisini Private Practice, The Nine ve Wings dizilerinden tanıyoruz. Ayrıca bir dönem Superman animasyon dizisinde Superman‘i seslendirmiştir.
- Stephanie “Stevie” McCord (Wallis Currie-Wood): Elizabeth‘in en büyük çocuğu. Üniversitede okuyor. Ülkede hoşuna gitmeyen durumlar olduğunda protestolara katılıyor.
- Alison McCord (Kathrine Herzer): Çiftimizin ortanca çocuğu. Yaşının verdiği (15) sinirlilik ve tripler ile dolu bir kız. Ancak yeri geldiğinde çok olgun tavırlar sergileyebiliyor.
- Jason McCord (Evan Roe): Ailenin en küçük ve tek erkek çocuğu. Yaşı gereği (13) bilgisayar oyunları meraklısı. Alison ile devamlı atışıyorlar.
- Amerikan Başkanı Conrad Dalton (Keith Carradine): Yıllarca CIA‘de ajan eğittikten sonra Amerikan Başkanlığı’na kadar yükselmiş. Elizabeth de kendi öğrencisi olduğu için kendisine güveniyor.
- Russell Jackson (Zeljko Ivanek): Beyaz Saray‘ın özel kalem müdürü. Elizabeth ile pek anlaşamıyorlar. Sonradan değişir mi bu durum, göreceğiz.
- Nadine Tolliver (Bebe Neuwirth): Elizabeth‘in kişisel özel kalem’i. Elizabeth gelmeden önce 6 yıl boyunca Vincent Marsh‘ın da özel kalem’liğini yapmış. İşini çok sevip oldukça ciddiye almakta.
- Blake Moran (Erich Bergen): Bess‘in kişisel asistanı. Ekipte Liz‘in işe aldığı tek kişi.
- Daisy Grant (Patina Miller): Elizabeth‘in basın sözcüsü. Liz açıklama yapmak için müsait değilken basına açıklamaları kendisi yapmakta.
- Matt Mahoney (Geoffrey Arend): Liz‘in konuşma yazarı. Yazdığı yazılar genellikle biraz değişime uğratılıyor. Yazım konusunda heyecanlı biri.
- Jay Whitman (Sebastian Arcelus): Bess‘in politik danışmanı. Başlarda çok fazla görmüyoruz kendisini.
Tüm kadroya buradan ulaşabilirsiniz.
SON SÖZ:
Dizi ilk başladığında Hillary Clinton‘ın hayatından esinlenildi gibi bir haber etrafta dönüyordu. Ancak birazcık araştırma yapınca (@dkamoy‘dan da yardım aldım) bunun gerçeği yansıtmadığını keşfettim.
İlk başlarda politik drama olduğu için diziye fazlasıyla mesafeliydim ve elim hiç gitmiyordu. Ancak bir anda karar verip başladım ve diziyi gerçekten çok sevdim. Evet birazcık Amerikan propagandası yapıyor ama bunu pek yadırgamıyorum. Sonuçta Amerikan dışişleri bakanı var dizinin merkezinde. Dizi için yukarıda formüllü dedim ancak dizinin ilk sezonunda bir de ana konusu var. Onun ne olduğunu bilerek söylemedim. İspiyon verip dizinin tadını kaçırmak istemiyorum.
Dizinin 9 – 11 milyon arasında değişen bir seyirci kitlesi var ve zorlu Pazar günlerinde iyi iş çıkarıyor diyebilirim. Dizinin 3. sezonunda olduğunu, yapımcıların devam etmek istemesi durumunda kanalın %90 oranında diziye onay verebileceğini tekrardan hatırlatalım.
Sitede diziyi izleyen pek kimse göremedim. Ben de sevdiğim için belki 1 – 2 kişiyi başlatabilirim diye bir tanıtım hazırlayayım dedim. İzleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler dilerim.
Fragman:
https://www.youtube.com/watch?v=W3U4f6lsp4E
yorumlar
@okakacukaka Eline sağlık tanıtım çok güzel olmuş . Dizi ‘nin ilk bölümüne kesin bakarım
Açıkçası bu türün seven biriyim ama ulusal kanal dizisi olduğundan pek objektif bir şekilde olamayacağını düşündüm bu dizinin. O yüzden başlamadım fakat tanıtımla daha bi sevilir bulduğumu söyleyebilirim, belki bir şans verebilirim.
İzleyen çok kişi olmayınca da şu an nasıl gittiği ile ilgili bir şey de öğrenemedik, senden öğreniriz artık.
Eline sağlık @okakacukaka.
Baştan “tamam amerikan propagandasının dibine vuracaklar ama tea leoni var yahu” diyerek başladım. Bu kafayla bile ilk sezonunu ittire ittire bitirebildim. (Bi noktadan sonra iyice doyup “eeeh” aşamasına gelmem zor olmadı.)
(Bi de Blue Bloods var bunun milliyetçiliğinin ayarında. Ama onda çok daha fazla sevdiğim oyuncu/karakter var. Bi de polisiyesi sayesinde saçmalayan politik doz buna göre daha bir dengelenebiliyor. Politika kurguları uluslararası boyuta geldiğinde Amerikalılar beni yoruyor. O yüzden BB’a devam etmek daha kolay benim için.)
Ama evimizin ikinci izleyicisi hala devam ediyor. Kendisi 2. sezonda biraz daha çuvaldızı kendilerine batırabildiklerini söylüyor ama hiç dönecek değilim.
Ara ara FOX Life’ta tanıtımlarına denk geldiğimde izlediğim oluyor. Onları genel olarak fena bulmuyorum ama dışarıdan benlik bir dizi gibi durmuyor deyip duruyorum hep.
Yine de şimdiye kadar hayatta kalabilmesi başarı. Eline sağlık yazı için.
Amerikan propagandası ve Amerika’nın dünyanın geri kalanına bakış açısı buram buram dizide var. Öyle azıcık falan değil. Özellikle de ilk sezonda dışişleri bakanı ve Amerika’nın yönetim kadrosu böyle muhteşem ötesi doğru değerlerle falan davranıyor (hayaller bu, gerçekler Eminönü).
Yine de Tea Leoni olsun, kadrodaki diğer oyuncular olsun bence güzel oturuyor. Amerikan propagandasına rağmen izleyebilirseniz, kendini izletebilen ve hoş vakit geçirtebilen bir dizi. Çok şey beklemeyin tabii.
evet propaganda var ama genelinde güçlü bir dizi …..ilk 2 sezon sıkılmadan izlettirdi kendini…güçlü kadın dizilerinden bir diğeri daha…..
1×14
Lan tamam ülke Ortadoğu’dan hallice ama şu fes olayından bir vazgeçseniz.
1×15
Yahu tamam, yeter, şeyini çıkardınız.
Burası Ankara’nın neresi?
@abidin77 %100 emin olmamakla birlikte Ulus civarı diyorum.
Sol alttaki çok pencereli bina eski meclis binasına benziyor. O dört kubbeli cami de henüz açılmasa da dışarıdan çok bir işi kalmamış gibi duran bir cami. Yalnız öyle bir açıdan çekmişler ki @dkamoy misal gelip burası başka bir yer derse valla şaşırmam. Ama Ankara’da bu büyüklükte, dört kubbeli cami sayısı da sanırım çok değil. O caminin Kocatepe olmadığını zaten farz ediyorum.
@aytackara: Ben açıkçası başka bir şehir olabilir mi acaba diye düşündüm? Elde var olan bir görüntüyü Ankara diye kullanmışlar gibi geldi izlerken.
@abidin77 O benim direk aklıma gelen zaten. Hayal gücüm yerli yerine yerleştiriyorsa hiç şaşırmam. Hatta “Ankara’nın arka tarafı bu kadar yeşil mi ya?” dedim ilk başta. Didem gelsin belki daha kesin konuşur. Ben kadar adres cahili az bulunur çünkü.
@aytackara Ben abidin’in yazdığını görüp de ciddi bir soru olarak addetmemiştim bile. Amerikan ulusal kanalında böyle bir dizide kalkıp da ciddi ciddi gerçek ankara görüntüsü peşinde koşmayacaklarını hepimiz biliyoruz sonuçta.
15 yıldır Ankara’da yaşayan ve doğma büyüme İstanbul’lu olmaktan vazgeçmeyen Ankara cahili biri olarak herhalde “burası ankara’nın neresi?” diye sorulacak son insanlardan biriyim. Yine de bir atış yapmamı istersen ve “kesin ankara’dır” diyorsanız eski meclis binasına benzetebilirim öndeki binayı. Fotoğraftaki yeşillikleri kendileri eklemediyse eski bi fotoğraftır. Öyle yeşilli bi güncel görüntü kalmadı malum. Arkasındaki 4 minareli de fotoşaktır herhalde.
Tim Daly Says He’s ‘All Good’ After Breaking Knee and Ankle Skiing
S4 Postercik
Madam Secretary’s Bebe Neuwirth Exits
Sara Ramirez (Grey’s Anatomy), 4. sezon kadrosuna katılmış.
Hillary, Madeline ve Colin, 5. sezonun ilk bölümüne konuk olacaklarmış. Ne güzel ne güzel.
Final sezonu 10 bölüm.
Sara Ramirez dönmüyor.
Wentworth Miller + Michael Patrick Thornton (Private Practice)
Zaman atlamasıyla başlayacakmış.
Keith Carradine, Sebastian Arcelus, Geoffrey Arend, Kathrine Herzer ve Evan Roe ana karakter oyuncusu olarak yer almayacak. Kevin Rahm ise ana karakter oyunculuğuna yükseltildi.