ABC Family‘nin 6 Haziran’da yayına giren yeni dizisi Switched at Birth‘ün şu ana kadar 4 bölümünü seyrettik. 22dakika’da yazılan yorumlardan pek beğenilmediğini anlasak da belki merak edenler vardır diye, 1. bölümden ispiyonlar içeren tanıtımı aşağıda bulabilirsiniz.

Kansas’ın üst sınıf mahallelerinden birinde yaşayan Bay (Vanessa Marano), bir gün okulda kan testi yapınca çıkan sonucun ailesiyle uyumlu olmadığını görür. İlk başta buna bir anlam veremez. Ama, daha sonra geniş bir açıdan baktığında ailesiyle hem fiziksel hem de kişisel olarak çok farklı özellikler taşıdığını fark eder. Bunun üzerine anne ve babasıyla birlikte DNA testi yaptırmaya giderler ve 3 hafta sonra çıkan sonuçlar Bay’in ebeveynlerinin farklı olduğunu gösterir. Hata sonucu hastanenin o gün doğan iki çocuğu karıştırıp yanlış ailelere verdiği ortaya çıkar.

Durum böyle olunca, diğer aileye de haber verilir ve ortak bir buluşma ayarlanır. Bay’in ailesi olan Kennish’ler, biyolojik kızları Daphne’yi (Katie Leclerc) gördükten sonra bir derece şaşırırlar. Çünkü Daphne, 3 yaşında geçirdiği bir hastaslıktan dolayı işitme engellidir. Ayrıca Daphne’nin hayatı Bay’e göre çok farklıdır. Kendisini tek başına yetiştirmeye çalışan bekar annesiyle kötü bir mahallede yaşamaktadır.

Biyolojik kızlarının bu durumuna üzülen John (D.W. Moffett) ve Kathryn Kennish (Lea Thompson), Daphne’ye yardım etmek isterler. İlk olarak kızlarını, Bay ve diğer biyolojik erkek kardeşi Toby’nin (Lucas Grabeel) gittiği okula yazdırmak için çabalarlar. İlk başta Daphne’nin annesi olan Regina (Constance Marie) buna karşı çıksa da daha sonradan bir şekilde kabul eder. Fakat bir engel daha vardır. Kuaförlük yaparak para kazanan Regina, yaşadığı evin kirasını artık ödeyemeyeceğinden Toledo’ya bir akrabasının yanına taşınmaya karar verir.

Kennish’ler bu duruma razı olmaz. Daphne ve ailesinin onların evinde boş olan misafir evine yerleşmelerini teklif ederler. İki aile birbirleriyle pek anlaşamasa da biyolojik kızlarını daha yakından tanımak için bunu kabul ederler. Böylece hem iki kardeş, hem de ebeveynler arasında çeşitli kıskançlıklar başlamış olur.

Switched at Birth‘ün en sevdiğim yanına gelirsek, kadrosunda Marlee Matlin‘i barındırıyor olmasıdır. Gerçekte de işitme engelli olan güzel oyuncumuzu en iyi The L-Word izleyicileri çatlak Jodi karakteriyle tanıyacaklardır. Bu dizide de yine Daphne gibi işitme engelli aynı zamanda da en yakın arkadaşı olan Emmett’in (Sean Berdy) annesine hayat veriyor Marlee’ciğimiz.Genel olarak yorumuma gelirsek; oyunculuğun kötü olduğunu, konunun pek parlak olmadığını hatta eski türk filmlerinden çıkmış gibi olduğunu doğruluyorum. Bir ara Daphne’ye araba çarpacak da yeniden duymaya başlayacak gibi hissettiğim bile oldu. Ama tüm bunları geçersek, bana sıkıcı gelmiyor ve kendini peşpeşe izletebiliyor. The CW‘nun 5 kişilik arkadaş grubunda herkesin sırayla birbiriyle olmasını konu alan dizileri yerine bu tarz bir gençlik dizisi seçmek isterseniz Switched at Birth tam karşınızda duruyor. Sadece Marlee Matlin için bile izlemeye değer bence.