The Crown – Tanıtım
485 yorum kemal32 30 Kasım 2016 09:00
Daha önce burada, burada, burada ve burada bahsedilen, şu an 90 yaşında olup halen İngiltere Kraliçesi olan II. Elizabeth’in hayatından parçalar seyredeceğimiz Netflix yapımı The Crown’ın 4 Kasım itibarıyla tüm bölümleri yayınlanmış durumda. Netflix ortamında buradan izleyebilirsiniz.
The Crown İngiltere-ABD ortak yapımı, drama türünde, Peter Morgan tarafınca yazılmış ve Left Bank Pictures tarafınca Netlix için yaratılmış bir dizi. Konu itibarıyla İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth‘in evliliği ve tahta geçmesi sonrası 10 yıllık dönem esas alınarak ilk sezon oluşturulmuş, her sezonun yine hayatındaki 10 yılı anlatması bekleniyor. İlk sezonda özellikle saray ve Churchill arasındaki atışmalara yoğunlaşmıştır.
II. Elizabeth Kimdir Tanıyalım
Elizabeth Alexandra Mary, 21 Nisan 1926’da Londra’da, babasının 17. Bruton-Street adresinde bulunan evinde doğdu. Ailesi kendisine Lilibeth olarak seslenirdi. Kardeşi Margaret ile birlikte eğitimini evde tamamladı. Küçüklüğünden beri atlara ve köpeklere özel ilgisi vardı. 2. Dünya Savaşı sırasında tarihlerinde görmedikleri hava akınları dolayısı ile iki prensesi Kanada’ya götürmek istediler ama anneleri kabul etmeyince 1939 yılının Noel’ine kadar İskoçya’daki Balmoral Kalesi’nde kaldılar. Ardından yapımı biten Winsdor Kalesi’ne geçtiler. 14 yaşında iken savaştan korkan çocuklar için BBC Radyo’da program yaptı. Savaş sonlarına doğru Anavatan Ordusu Yardımcı Hizmetleri’nde motorlu araç kullanımı ve bakımı konusunda eğitim gördü.
18 yaşında babasının yurtdışında olmasından faydalanarak yasa değiştirdi ve 1944’te İtalya’yı ziyaret etti. Şubat 1945’te Kadın Yardımcı Bölgesel Hizmeti’ne katıldı. Sürücü ve mekanikçi olarak eğitildi ve beş ay sonra fahri genç komutan olarak terfi etti. 1947 yılında ise Elizabeth İngiltere sömürgelerine ilk gezilerini yaptı.
9 Kasım 1947’de, uzaktan kuzeni olan eski Yunanistan ve Danimarka prensi, Kraliyet Deniz Kuvvetleri teğmenlerinden Philip Mountbatten ile nişanlandığı ilan edildi. Prenses Elizabeth ile Prens Philip, 20 kasım 1947’de Westminster Abbey’de evlendiler; Kral VI. George düğünden önce Prens Philip’i Edinburgh Dükü, Merioneth Kontu ve Greenwich Baronu yaptı. Dizi de evlilik ile açılıyor.
Kocasıyla birlikte çıktığı bir yolculukta, Kenya’nın Sagana kentinde bulundukları sırada, 6 Şubat 1952’de babasının öldüğü ve yerine kendisinin geçtiği haberini alır. 1953 yılında resmi olarak taç giyer ve gerçekleştirilen tören tarihte ilk kez televizyonda yayınlanır. Aynı zamanda babasının yerine İngiliz Milletler Topluluğu’nun başkanı seçilir. Kendisinin 63 yıllık iktidarı döneminde İngiliz Milletler Topluluğu’na dahil olan 25 ülkenin devlet başkanı olur.
Hayatının bundan sonrasını isterseniz dizinin anlatımına bırakalım.
Diziyi anlamak için birkaç tarihi bilgi:
- İngiliz Kraliyet ailesinin 1500 yıllık tarihinde şimdiye kadar 66 hükümdar vardır, bunlardan 6 tanesi kraliçedir. Kraliçelerin yönetimleri İngilizlere hep uğurlu gelmiştir.
- İngiltere’nin altın çağı dendiğinde hemen akıllara I. Elizabeth gelir. Bakire Kraliçe olarak da adlandırılan Kızıl Hükümdar zamanın en güçlü deniz filosuna sahip İspanyolları yenerek gelişimin önünü açmıştır; denizaşırı kolonileşme bu sayede mümkün olmuştur.
- Kraliçe Anne, İspanyollar ve Fransızlar ile olan savaşlarda üstünlük elde etmiş ve Avrupa kıtasındaki başarılarını İskoçya ile birleşerek perçinlemiştir.
- Öncelikle aşk hep önemli olmuştur bu ülkede. Öyle ki VIII. Henry, Anne Boleyn ile evlenebilmek için Papa’yı tanımamış, kiliseyi kendisine bağlayarak yeni bir mezhep yaratmıştır. Aşk için koca bir ülkeye yeni bir inancı zorunlu kılınmıştır.
- Güneşin batmadığı ülke dendiğinde ise Victoria akla gelmektedir. Yenilikçi yapısı sayesinde gelişen teknolojik gelişmeler ülkeyi dünyanın lideri haline getirmiş ve dünya topraklarının 3’te 1’ine sahip olmasını sağlamıştır.
- Ülkede yönetim biçimi anayasal monarşi olarak kabul edilmiştir. 17. yüzyıl ile başlayan ve hükümdarların yetkilerini sınırlayan anayasal reformlar dolayısı ile krallığın şimdiki varlığı sadece semboliktir. Kraliçe yönetimin görünen yüzü olmakla beraber yürütmenin başı hükümdarın adına ülkeyi yöneten kabine ve başbakandır.
- İngiliz Kraliyet ailesi dünyada en uzun hüküm sürmüş ailedir ve bu geleneği devam ettirmek için kurallar ile bağlanmıştır. Mesela sadece kraliyet ailesinin evlilik düzenlenmesi ile ilgili kanunları mevcuttur.
Dizinin Konusu ve İlk İki Bölüm Özeti
Elizabeth, -tahtın varisi amcası VIII. Edward olduğundan- yönetime geleceğini hiç düşünmez ve rahat bir çocukluk geçirir. Amcası, ABD’li Wallis Warferd Simpson ile evlenebilmek için tahttan çekilmiş ve birden hayatı altüst olmuştur. Babası VI.George tahta oturunca babasından sonraki varis durumuna gelmiştir ve özel eğitim almaya başlamıştır.
Uzaktan kuzeni Philip ile evlenir ve eşinin görevi dolayısıyla iki çocukları ile birlikte Malta’da yaşamaya başlarlar. Babasının hastalanması dolayısı ile devlet işlerine yardım etmek için saraya dönerler. Babası, hastalığının kanser olduğunu öğrenmesi ile birlikte Lilibeth’in devlet işlerine daha çok karışması ve öğrenmesi için onu destekler.
1949 yılında babası VI. George, yeni kurulan İngiliz Milletler Topluluğu‘nun ilk başkanı olur ve oraya giren ülkelerin anayasaları monarşi olarak kabul edilir. Normalde babasının çıkması gerektiği bu uzun yolculuğa kralın hastalığı nedeni ile kendisi ve eşi katılır. Kenya’nın Sagana kentinde bulundukları sırada, 6 Şubat 1952’de babasının öldüğü ve yerine kendisinin geçtiği haberini alır. Yönetime geçmesi ve Winston Churchill ile toplantılara başlaması gecikmeyecektir.
Oyuncu Kadrosunu Tanıyalım
Elizabeth II
Kraliçeyi oynayan Claire Foy, 16 Nisan 1984’te Stockport, İngiltere’de doğmuş ve 164 cm boyunda. Liverpool John Moores Üniversitesi’nde drama eğitimi almış. Yine oyuncu olan Stephen Campbell Moore ile 2014 yılında evlenmiş. 2015 yılında kızları olmuş. Wolf Hall dizisinde Anne Boleyn karakterini canlandırmış. Crossbones ve Upstairs Downstairs dizilerinden tanıdık gelebilir.
Philip, Edinburgh Dükü
Kraliçe’nin eşini oynayan Matt Smith, 28 Ekim 1982’de Northamptonshire, İngiltere’de doğmuş ve 182 cm boyunda. Herkesin tanıdığı rolü ile 11 numaralı Doktor.
Dizide kraliçenin gölgesinden sıkılmış, kendini bulmaya çalışan, denizci ama aslında uçmayı seven biri olarak karşımıza çıkıyor.
Winston Churchill
İngiltere başbakanı ve yürütmenin başı, savaş kahramanı karakteri ile Amerikalı oyuncu John Lithgow epey etkileyici sahnelere sahip. İngiliz gelenekleri ve genç kraliçe arasında bolca sorunla uğraşıyor. Sanatçı 19 Ekim 1945’te Rochester, New York’ta doğmuş ve 193 cm boyundadır. Deneyimli sanatçı ile bir şekilde mutlaka karşı karşıya gelmişsinizdir. Mesela Dexter desem “Hoop, ispiyon etme” dersiniz.
Kral George VI
Elizabeth’in babası rolü ile Jared Harris karşımıza geliyor. 24 Ağustos 1961, Londra doğumlu ve 182 cm boyunda. 1980 yılında Amerika’da bulunan North Carolina Duke Üniversitesi’nde drama dersleri almış. The Expanse, Mad Men, Fringe ve The Riches, biz dizicilerin tanıyor olabileceğimiz yapımları olsa da gişe hasılatı yapmış bolca filmde de yüzünü görmüşsünüzdür.
Dizide kral karakterinden çok sevecen bir baba rolünde, kızı için en iyisini isteyen ve aileyi ön plana çıkaran bir insan.
Prenses Margaret
Kraliçenin kardeşi rolü ile Vanessa Kirby… 18 Nisan 1988 yılında Wimbledon, Londra’da doğmuş. 170 cm boyunda ve Exeter Üniversitesi’nde Tiyatro bölümünü bitirmiş. Jupiter Ascending gibi bilindik birçok yapımda oyunculuğu mevcut.
Dizide kraliçenin uçarı kız kardeşini canlandırıyor. Yasaların tasvip etmediği gayri meşru bir ilişki ile bolca gündeme geliyor ve tahtı zor durumda bırakıyor. Seçtiğim fotoya bakmayın; şahsen dizide güzellliği ile beni büyüleyen bir oyuncu oldu.
Kraliçe Anne Elizabeth
Lilibeth’in annesi rolü ile Victoria Hamilton‘ı izliyoruz. 5 Nisan 1971’de Wimbledon, Londra’da doğmuş ve 163 cm boyunda. Londra Müzik ve Drama Sanatları Akademisi’ni bitirmiş bir yazar. 2008’den beri Mark Bazeley ile evli.
Dizide eşi kral iken sahip olduğu kraliçelik ünvanını ve şöhreti özleyen, kızına sadece basit olmayı öğreten, kendisi de basit birini canlandırıyor.
Windsor Dükü
Dizide sevdiği kadın için krallıktan feragat etmiş Elizabeth’in amcası rolü ile Alex Jennings karşımıza çıkıyor. Kral ünvanı ve getirdiği sorumluluklardan kaçarak kardeşine tüm zorlukları bırakması ile ailenin öfkesini karşısına almış durumda.
Oyuncu 10 Mayıs 1957, Essex İngiltere doğumlu ve 188 cm uzunluğunda. İşin en ilginç yanı neredeyse aynı zaman diliminde yayınlanmış Victoria dizisinde Belçika kralı ve kraliçenin dayısını oynamış olması.
Ayrıca:
Peter Townsend rolü ile Ben Miles, kraliçenin kardeşi Margaret’in yasak aşkı ve kralın emir subayı olarak karşımıza çıkmakta.
Anthony Eden rolündeki Jeremy Northam ise kabinede başkan yardımcısı ve kraliçenin Churchill sonrası başbakanı rolü ile karşımıza çıkıyor. Özellikle kardeşinin Townsend ile olan evlenme süresinde yaşanan skandal ile ilgili önemli sahneleri mevcut.
Karakterler ve gerçekleri ile olan uyumu:
Tırıvırı Bilgiler
- Dizi, Netflix’in ilk sezon için bugüne kadarki en pahalı yapımı. The Get Down toplam harcamada halen üstte olsa da 2. sezonu düşündüğümüzde en pahalı yapımın bu olduğu kesinleşecek.
- Henüz hükmü devam etse de artık 90 yaşında olan kraliçenin taç giyme töreninden beri 60 yıl geçtiği için her bir sezonun 10 yıl olarak işlenmesi ve toplamda 6 sezon çekilmesi, Peter Morgan tarafınca planlanmış.
- Kralın bir konuşması Oscar ödüllü film olan “The King’s Speech” yapımından alıntıdır.
- İngiltere’de başbakan ikametgahı olan ünlü 10 Downing Street’teki kapı, John Lithgow’ın uzun boyu nedeniyle daha uzun olarak gösterilmiş.
- John Lithgow, Amerikalı olduğundan Winston Churchill rolü için İngiliz aksanı eğitimi almıştır.
- Alex Jennings ilginçtir ki yine Peter Morgan’ın elinden çıkan 2006 yapımı The Queen‘deki rolüyle, yine bir kraliyet üyesini canlandırmıştı.
- Claire Foy, gerçek hayatta Vanessa Kirby’den 4 yaş büyüktür. Tesadüf o ya, karakter olarak da Elizabeth, Margaret’tan 4 yaş büyüktür.
- Çekimler sırasında Claire Foy’un kızı henüz 6 aylıktı ve devamlı olarak süt verip bebeğini beslemesi gerekiyordu.
- “Rogue One: A Star Wars Story” ve “The Theory of Everything” oyuncusu Felicity Jones, aslında Claire Foy yerine düşünülüyordu.
- Matt Smith, Doctor Who’nun ‘The Wedding of River Song’ bölümünde Winston Churchill’ın akıl hocası rolündeydi.
Kendi notlarım:
Son birkaç yıldır tesadüf eseri hep İngiliz kraliyet ailesi hakkında film ve diziler izledim. Yapı itibarı ile bir tarihi yapım izlemişsem hemen yazılı kaynaklardan olayları doğrulama hissiyatı duyar ve araştırmaya başlarım. Hatta tarihi bir yapım izleyeceksem ilk bölüm sonrası tarihi gidişatı öğrenirim ve dizi/filme devam ederim. Neticede son zamanlarda İngiliz tarihi ile bolca haşır neşir oldum.
En son izlediğim yapım ITV kanalından çıkma Victoria idi. Elbette ister istemez The Crown’ı izlerken karşılaştırmak durumunda kaldım. Victoria dönem olarak neredeyse 2. Elizabeth döneminden 100 yıl önce geçtiği için olsa gerek, özellikle saray dış sahnelerindeki özen çok daha göze batıyordu. Bunda iç dekorasyona daha önem verilmiş. Her iki dönem dizisi için çok emek verildiği ve para harcandığı belli olduğundan önerim Victoria dizisini de muhakkak izlemeniz.
The Tudors (2007), The White Queen (2013), Kraliçe Elizabeth (1998), Elizabeth: Altın Çağ (2007), Camelot (2011), Vikings (2013) ilk aklıma gelenler. Kraliyet ailesi ile direkt ilgili olmasa da Downton Abbey (2010), Poldark (2015), Outlander (2014) ve The Pillars of the Earth (2010) de izlenmesi gerekli dönem dizilerinden. Eğer sizin de beğendiğiniz yapımlar var ise mutlaka yorum bölümünde belirtin; bu türü sevenler için güzel bir kaynak oluşturulabilir.
Dizi, tarihi olgusuna uygun hareket etmekte. Oyunculuklar zaten oyuncu seçimlerinden belli olduğu üzere üst düzeyde. Kostüm ve sahnelerin tarihe uydurulması başarılı, para harcandığını ve özenildiğini belli ediyor. Bazı sahnelerde resmen yorum katıldığı belli oluyor; yani aslında basit bir sahne olarak geçiştirilebilecek bir yerin sırf mesaj verme kaygısı ile uzadığına şahit oluyorsunuz. Aslında İngilizler kendi tarihlerini anlatmak konusunda daha başarılı. Oyuncu seçimleri de çoğunlukla adadan seçilmiş olmasına rağmen Amerikan-vari havası sezilebiliyor. Hatta iş kendi başkanları Eisenhower’e geldiğinde olması gerekenden fazla değer verildiği hissiyatı doğuyor. İstediğimiz kadar eleştirelim, 10 bölümün su gibi akıp gittiğini inkar edemeyiz. “Ben iyi bir yapımım” diye bağırdığını da inkar edemem. Türe ilgisi olan herkes izlemeli.
Tanıtım videoları:
Bir eş ve bir anne. Ulusu için. #TheCrown 4 Kasım'da. pic.twitter.com/1avp9JT9GT
— Netflix Türkiye (@netflixturkiye) September 29, 2016
yorumlar
@dkamoy: Evet, bu rolün Amerikalıya yar olması konusunda haklısın. Churchill rolü için Lithgow enteresan bir seçim olmuş. Laf cambazlığını ve enteresan kişiliğini iyi yansıtsa da fiziksel özellikleri hiç uyuşmuyor. Gerçi bunun uyrukla alakası yok ama daha tıknaz bir aktör olsa mıymış diye düşündüğüm oldu. Aklıma da net bir isim gelmedi de işte, içimden geçirdim. Öte yandan Amerikalı olduğunu bana da hiç hissettirmedi.
Bir şey kafama takıldı yalnız. Neden belli başlı yerlerde eski görüntü kullanmamışlar Narcos’taki gibi mesela? Konu da, imkanlar da gayet elverişliydi. Yakın tarih zaten, kamera vs. var. Taç giyme töreni canlı yayınlanmış. Siyah beyaz sahnelerde hep eski görüntü bu galiba diye heyecanlandım ama hepsi filtrelenmiş ve dizi için özel hazırlanmıştı. Biraz biyografi tadı alsam hoşuma giderdi.
Dizinin en iyi yanı oyunculuklarıydı. Herkes birbirinden iyiydi. Sadece Tommy Lascelles’i oynayan adamı hiç sevmedim, zaten Grantchester’da da sevmezdim. Bu kadar itici bir insan olamaz.
@keremaci Ben o sunum tercihinden gayet memnunum.
The Crown’ Enlists Michael C. Hall for Season 2
Biraz erken oldu sanki
Claire Foy on recasting #TheCrown: “Well, after two seasons, that’s it. I’m gone. They’re getting rid of all of us.” http://vult.re/2k8a6BT
Ama daha ne ne kadar yaşlandırabilirler ki..? Makyajla 15-20 yıldan fazlasını koyarlarsa ben inanmam gördüğüme.
Aslında normal sanki. İki sezonda bir değiştirmeyi düşünüyorlar. 40 küsürleri de başkasına bulurlar, kendinden 10-20 yaş daha büyük birini canlandırnası gerekmez.
4’ün sonunda da başkası.
Evet ya, demek işleri hızlandıracaklar.
Ne bileyim, severim kendisini. Ondan şey ettim.
Tabi sadece Claire Foy değil Matt Smith de gidecek.
Haliyle Margaret da o zaman.
Hayııııır Margaret
Haberi kaçıran adaylar için bir de buradan duyuralım
İngiltere Kraliçesi Elizabeth 30 bin pound maaşla sosyal medya yöneticisi arıyor.
@aytackara ile birlikte yapalım. Parayı bölüşürüz
Oluuur, ben varım
Bitirdim ve düşüncem:
“Eh işte…”
Happy 91st Birthday to Queen Elizabeth II!
91 ne demek yav hey maşallah bunu gördükçe korkuyorum.
Matt Smith bırakıyormuş
2. Sezon Teaser
Mükemmel olmuş
Ay çok var daha.
Ben bu tanıtımı şimdi okudum.
Eline sağlık @kemal32.
Tırıvırılar arasındaki şu tırıvırının çevirisinde hata olmuş:
Kralın bir konuşması Oscar ödüllü film olan “The King’s Speech” yapımından alıntıdır.
Doğrusu şöyle:
Kralın konuşma yapmaktaki sorunu (kekeleyişi) dizide iyi yansıtılmıştır ki bu durum Oscar ödüllü film olan The King’s Speech‘te ayrıntılı ele alınmaktadır.
The Crown reveals Claire Foy’s replacement for season 3 and 4
Kadini severim de olmadi gibi sanki be Bilemedim.
Season 2 | Margaret
Season 2 – Evolution of The Crown
Season 2 Trailer: Philip
Az kaldı az
Featurette: Tony and Margaret
Featurette: The Kennedys
2×01 üzerine:
Özlemişim ben bu diziyi. Canlarım benim, fena bir açılış değildi.
Charles’ın küçüklüğünü Humans’taki tatlı çocuğa oynatmışlar. Gidip küçüklüğünü karıştırasım yok ama bunun bu kadar tatlı olduğunu zannetmiyorum. Philip’in özel kalemi Mike’ı da Lovesick’te sevdiğim adam oynuyor.
Benim Kraliçeleri konu alan dizilerde Kral kişilere bir garezim var galiba. Bu Philip’e karakter olarak pek alışamadım bir türlü. Victoria’daki Alfred’e ise gıcık oluyorum düpedüz. Ayrıca Matt Smith beyi sakalsız tercih ederim.
Tepe tepe kullan da ne işine yarayacak ayol bu senin? Dük değil de Prens olunca otomatik saygı mı gelecek sahi?
* Bu sezon bölüm başında bir olayı gösterip sonrasında ona gidişatı göstermeleri fena durmuyor gibi. Bir-iki kere baştan anlamadım gerçi ben.
* Beşinci bölüm aklıma Victoria’daki patates krizi bölümünü getirdi. Biraz bölümlük olmuş onunki gibi. Yalnız şu genç Kraliyet görevlisini geçen sezondan beri dinlemiyorlar.
az bir dinleseniz ölmezsiniz hani.
Yedin bitirdin güzelim diziyi
* Bu sezonda karakterlere bölüm ayrılması olayına öncekine göre daha fazla gidilmiş. Bir yerde Claire Foy’un önceki sezona göre daha az yer aldığını okumuştum zaten. Bu da Windsor Dükü’ne yönelik çıktı.
Gerçi bence bu adamın geçen sezonki bölümü daha güzeldi sanki. Sonundan dolayı olsa gerek. Adama da maşallah yalnız, her türlü skandala meyilli bir hayatı olmuş. Bir de konuyu Nazilerden alıp benim için önemli olan barışa bağladı.
* Billy Graham’ı Paul Sparks’ın oynadığından televizyon sahnelerinde emin olamadım resmen. Fena bir imaj değişikliği olmamış. Elizabeth’le yüz yüze konuşurken o olduğu daha rahat anlaşılıyordu.
@abidin77 Bugün bitmeden bitirmeye niyetlendim sezonu birkaç gün önce. Hatta bugünü beklermiş gibi engelleyici birkaç şey de çıktı ve inada bindirdim de diyebilirim
Biraz ara vermem lazım şimdi mecburiyetten ama bu sezonu bitirmeden uyumiciğim. Tabii yatmadan önce baş ağırısı için bir şeyler almam gerekir mi onu merak ediyorum. We’ll see.
@aytackara: Ben daha başlayamadım
Açıkçası ben de aynı şeyi yapmayı düşünüyordum bir süredir ama bu sefer koklaya koklaya izlemeye karar verdim. Hemen bitince koyacak çünkü. Gerçi bir başlasam yarına, olmadı Pazar’a kadar hepsini hüpletecekmişim gibi bir his var içimde
2×4 harikaydı, muhteşemdi, aşırı beğendim. O ne güzel çekimlerdir öyle, o ne güzel müziklerdir, o ne güzel Vanessa Kirby’dir
2×07 üzerine:
Hay sizin protokolünüze yani. Yahucum o nasıl protokol öyle, sonra bu kadın niye böyle oldu? Olmaması saçma bir kere.
Ayrıca böyle marjinallikleri seviyorum.
Vaaay @aytackara kurallarını bozmuş :)))) Yürü be Aytaç.
Ben de yarıyıl tatiline saklıyorum 2. sezonu. Dayanırım herhalde biraz daha.
Bu sezonun şimdiye kadarki en sevdiğim bölümü bu oldu. Aman Tanrım.
Ben 15 dakika kadar ara vereyim en iyisi.
* Safe dizisi ekrana gelse de Michael C. Hall’u orada izlesek. Böyle pek yetmedi gibi Özlemişim bu adamı izlemeyi. Hafiften aksan da katmış İngilizcesine.
* Elizabeth’in Jackie Kennedy taktiğini kullanması güzeldi de asıl bomba sonrasıydı. Kennedy çifti arasındaki o malum konuşma ne güzeldi derken sonrasında Jackie’nin açıklamaları bir üstü seviyeye taşıdı olayı. Yetmedi, suikastı da eklediler bölüm bitmeden. Vay anasını.
MVP: Jackie Jennedy. Böylece 1963 yılına gelmiş olduk.
@necdetcem7 Her diziye yapacak isteği veya zamanı bulamam ama The Crown istisna olabilecek bir dizi gerçekten CaĞnım Mindhunter 9 hafta/9 bölüm şeklinde gitti şimdiye kadar, Allah affetsin.
2×09 üzerine:
Biraz olsa da olur olmasa da olur türden bir bölüm yapmışlar. Dolgu görevi görmüş. Stranger Things 2×07 gibi bir bölüm desem anlayanlar olur.
* Charles’ın lise çağındaki versiyonu daha bir normal olmuş.
* 2×02’de yazdığım şeyin nedenini daha iyi anladım şimdi. Küçük olanın büyüyünce büyüğe benzemesine şaşırmamak lazım demek ki. Gerçi bu tarz bir ‘sertlik’ olduğunu bir yerde daha okumuştum diye hatırlıyorum.
Elizabeth “Üç Başbakanım oldu, üçü de dönemlerini tamamlayamadı,” deyince sahiden de öyle oldum. Ben niyeyse o kısma hiç takılmamıştım. Neyse daha çok var, tamamlayananı da buluruz.
* Ne uzun sessizlikti o öyle. Ben ilk bölümdeki resmin artık gündeme geleceğini düşünmüyordum. Philip’in açıklaması aslında fena değildi ama inandırıcı da diyemiyorum. Onun da dediği gibi Elizabeth zaten başka tarafa bakmanın sanatını yazmış durumda.
Neyse kör topal ilerliyorlar işte. 10 Mart 1964, Edward’ın doğumu. Margareth’ın kızının doğumu 1 Mayıs 1964. Mayıs-Haziran zamanı kapattık demek ki sezonu.
Hadi geçmiş olsun. 10 bölüm 14 saat içerisinde bitmiş oldu, güzel bir serüvendi. Düzgün bir kapanış oldu ve ucu açık bir şey yine yoktu. Gelecek sezon görüşürüz.
@aytackara maratonun bol olsun ben de bu diziyi bir oturusta izlemek istesem de downton abbey‘den sonraki boslugumu doldurdugundan taksitle izler oldum.
Lannn!!!
Tommy Lascelles’i yeniden gördüğüme sevindim. Adama rahat bir emeklilik yaşatmıyorsunuz Bu arada Preacher’da Herr Starr‘ı canlandıran adam olduğunu imdb sayesinde şimdi öğrendim
Neyse, 3 bölümde toparladılar olayı. Şimdi bizim Margaret’a gelsin sıra.
2×05
Şu olması lazım. (2×04’ü izlemeyen açmasın)