Switched at Birth — Tanıtım
18 yorum hsparks 02 Temmuz 2011 21:22
ABC Family‘nin 6 Haziran’da yayına giren yeni dizisi Switched at Birth‘ün şu ana kadar 4 bölümünü seyrettik. 22dakika’da yazılan yorumlardan pek beğenilmediğini anlasak da belki merak edenler vardır diye, 1. bölümden ispiyonlar içeren tanıtımı aşağıda bulabilirsiniz.
Kansas’ın üst sınıf mahallelerinden birinde yaşayan Bay (Vanessa Marano), bir gün okulda kan testi yapınca çıkan sonucun ailesiyle uyumlu olmadığını görür. İlk başta buna bir anlam veremez. Ama, daha sonra geniş bir açıdan baktığında ailesiyle hem fiziksel hem de kişisel olarak çok farklı özellikler taşıdığını fark eder. Bunun üzerine anne ve babasıyla birlikte DNA testi yaptırmaya giderler ve 3 hafta sonra çıkan sonuçlar Bay’in ebeveynlerinin farklı olduğunu gösterir. Hata sonucu hastanenin o gün doğan iki çocuğu karıştırıp yanlış ailelere verdiği ortaya çıkar.
Durum böyle olunca, diğer aileye de haber verilir ve ortak bir buluşma ayarlanır. Bay’in ailesi olan Kennish’ler, biyolojik kızları Daphne’yi (Katie Leclerc) gördükten sonra bir derece şaşırırlar. Çünkü Daphne, 3 yaşında geçirdiği bir hastaslıktan dolayı işitme engellidir. Ayrıca Daphne’nin hayatı Bay’e göre çok farklıdır. Kendisini tek başına yetiştirmeye çalışan bekar annesiyle kötü bir mahallede yaşamaktadır.
Biyolojik kızlarının bu durumuna üzülen John (D.W. Moffett) ve Kathryn Kennish (Lea Thompson), Daphne’ye yardım etmek isterler. İlk olarak kızlarını, Bay ve diğer biyolojik erkek kardeşi Toby’nin (Lucas Grabeel) gittiği okula yazdırmak için çabalarlar. İlk başta Daphne’nin annesi olan Regina (Constance Marie) buna karşı çıksa da daha sonradan bir şekilde kabul eder. Fakat bir engel daha vardır. Kuaförlük yaparak para kazanan Regina, yaşadığı evin kirasını artık ödeyemeyeceğinden Toledo’ya bir akrabasının yanına taşınmaya karar verir.
Kennish’ler bu duruma razı olmaz. Daphne ve ailesinin onların evinde boş olan misafir evine yerleşmelerini teklif ederler. İki aile birbirleriyle pek anlaşamasa da biyolojik kızlarını daha yakından tanımak için bunu kabul ederler. Böylece hem iki kardeş, hem de ebeveynler arasında çeşitli kıskançlıklar başlamış olur.
Switched at Birth‘ün en sevdiğim yanına gelirsek, kadrosunda Marlee Matlin‘i barındırıyor olmasıdır. Gerçekte de işitme engelli olan güzel oyuncumuzu en iyi The L-Word izleyicileri çatlak Jodi karakteriyle tanıyacaklardır. Bu dizide de yine Daphne gibi işitme engelli aynı zamanda da en yakın arkadaşı olan Emmett’in (Sean Berdy) annesine hayat veriyor Marlee’ciğimiz.Genel olarak yorumuma gelirsek; oyunculuğun kötü olduğunu, konunun pek parlak olmadığını hatta eski türk filmlerinden çıkmış gibi olduğunu doğruluyorum. Bir ara Daphne’ye araba çarpacak da yeniden duymaya başlayacak gibi hissettiğim bile oldu. Ama tüm bunları geçersek, bana sıkıcı gelmiyor ve kendini peşpeşe izletebiliyor. The CW‘nun 5 kişilik arkadaş grubunda herkesin sırayla birbiriyle olmasını konu alan dizileri yerine bu tarz bir gençlik dizisi seçmek isterseniz Switched at Birth tam karşınızda duruyor. Sadece Marlee Matlin için bile izlemeye değer bence.
yorumlar
Konunun klişeötesi olması ve oyunculukların berbatlığı nedeniyle ıkına ıkına anca ilk bölümünü bitirebilmeme rağmen o kadar tatlı bir dille tanıtım yapılmış ki devam edesim geldi, haha Eline sağlık…
Teşekkür ederim, beğenmene sevindim
Bu diziyi seyretmem ama sondan ikinci cümle çok hoşuma gitti. “The CW’nun 5 kişilik arkadaş grubunda herkesin sırayla birbiriyle olmasını konu alan dizileri yerine…..”Eline sağlık ne güzel yazmışsın öyle.
ABC Family, 22 bölüm daha sipariş ederek dizinin ilk sezonunu 32 bölüme çıkartmış. (Kanal aynı şeyi geçen sene de Melissa & Joey dizisi için yapmıştı.)
Çok sevindim bu habere, süper oldu bu! Teşekkürler dkamoy
bu güzel tanıtım yazısının sahibinin de kabul ettiği negatif noktalarına ve tüm klişe haline rağmen ben de izledim gitti devamını da izlerim. elinize sağlık.
@shane hala izliyor mu bilmiyorum ama, 3. sezon promosundaki pembelik beni biraz sarstı. Kendime gelmem bir kaç dakikamı aldı
Dizi gerçekten bu kadar pembe mi?
Evet, kanalının farkındayım.
http://www.youtube.com/watch?v=Kutuvwt8pf0
Fragman seslendiren adamı kanalın her dizisinde duyduğum için mi kanalın tarzına çok alışık olduğumdan mı bilmiyorum ama bana normal göründü. Yai ABC Family stil.
Bu arada öylesine meraktan soruyorum, izleme ciddiyetinde değilim. Bu dizi kanalın dizilerine göre ya da bağımsız olarak güzel mi ya?
@desperate houseboy, @hsparks ya da @shane sormak lazım @aytackara
Özellikle @hsparks, 32 bölüme çıkarılma haberine sevinmiş geçmişte.
İki sene önce ıkına ıkına ilk bölümü seyretmişim, sonra da devam etmemişim Bir arkadaşım bayıla bayıla izliyor bunu; ama yok, ı ıh, onca izlemek isteyip de izleyemediğim şey dururken…
vallahi kendimden utanmaktan vazgeçtim ben bu diziyi seviyorum diye ne yapalım, oluyor böyle şeyler, pembe membe, seviyorum işte. yukarıdaki videoda en pembe yerleri sıkıştırmışlar galiba bir araya ama, o da var. bir de gerçek şu ki, yemek hazırlarken, bilgisayarda çalışırken filan izliyorum ben diziyi, tek sorun şu oluyor, işaret dili ile konuşulan yerlerde bakmak gerekiyor böyle izleyince fazla vakit yememiş oluyorum. mesela hot in cleveland da bu şekilde izlediklerimden. devious maids de aynı şekilde, yenilerden. ama mesela orange is the new black’e başladım, dikkat kesilip seyrediyorum. ya da bir breaking bad öyle izlenmez, ayıp olur. böyle işte vaziyet sevgili abidin
Bu dizi The Lying Game ve 9 Canlı Chloe ile aynı dönem başlamıştı. Ben de bu kanaldan 1 dizi daha yeter, PLL’nin kitap yazarının da dizisi diye The Lying Game‘e başlamıştım. Diğer ikisi iptal oldu ama bu hala sevildiği ve gidişat olarak iyi gittiği için de merak ediyordum, o yüzden sormuştum. Teşekkürler.
Yoksa ben de @desperatehouseboy gibi “O kadar dizi varken bu ne ara?” durumundayım. Bir de 90210 var bende, bir türlü bitemedi; ondan daha guilty pleasure’ı gelmedi hayatıma. Canım çok pembe isterse açar onu izlerim
@shane Benim çevirmediğim bölüm olursa Hot in Cleveland’a o muameleyi ben de yapıyorum, eğlenceli dizi vesselam. Devious Maids de iyi fikirmiş aslında. Latinler sağolsun tane tane ve güzel konuşuyorlar. Bu da olur.
Demek @desperate houseboy ilk bölümden satmış diziyi @shane ise dizinin sadık bir izleyicisi ve dinleyicisi olarak devam etmiş. @hsparks, zaten tanıtımı yapan biri olarak kesin seyrediyordur.
Pembelik içeren gençlik dizilerinden bir sıkıntı duymuyorum, seyredebiliyorum bir şekilde; ama bu tarz diziler beni sarmıyor maalesef. Revenge de olduğu gibi sıkıntıdan çatlıyorum. Ayrıca, evet gerçekten izlenmeye değer çok dizi varken, bunlara vakit ayırmak benim için de çok zor. Bu kanaldan PLL yeter de artar diyelim.
Aa yoksa paramparça bunun uyarlaması mı?
@tamayyildiz Tam olarak öyle denemez. Yani resmi bir uyarlama değil ama merkezindeki ana tema aynı. Çocuklar karışıyor, yıllar sonra gerçek ortaya çıkıyor.
Ama burada gerçek, biyolojide gördüğümüz kan grupları dersi sayesinde ortaya çıkarken, Paramparça’da kızlardan biri trafik kazası geçirince çıktı. Burada kızlardan birisinin duyma sorunu var ve işaret dili dizinin önemli bir kısmı. Paramparça’da kızlar gayet normal.
Burada zengin aile fakiri yanına alıyor ve iki tarafın hayatı birleşiyor, kızlar aynı okula başlıyor vs. Paramparça’da öyle bir şey yok, en azından benim bildiğim uzun bir süre herkes kendi evinde takıldı. Zengin kadın fakir kadından kendi büyüttüğü kızı vermeden biyolojik olan kızını almaya çalıştı falan. Bir de bizim izlediğimiz şey Türk dizisi olduğundan kızlardan birinin babasıyla (Erkan Petekkaya) diğerinin annesi (Nurgül Yeşilçay) arasında gayet romantik bir aşk yazıyorlar. Buradakinde öyle bir şey yok diye biliyorum.
Böyle yani.
@aytackara Doğru aslında düşünmesi o kadarda zor bir konu değil ama karakterler yani fakir kadının bekar olması ve tek başına büyütmesi,zengin kızın abisinin olması tamamıyla baş kadro aynı diye öyle düşündüm.
@tamayyildiz Ben zaten buradan fikri kapıp sonra geleneksel Türk dizisi normlarını fikre yedirdiklerini düşünmüyor değilim.
Dizinin yaratıcısı ‘Final sezonu 2017’den önce gelmeyecek.’ demiş.