2013 Haziran’ının Getirdiği Yeni Diziler
140 yorum dkamoy 21 Haziran 2013 00:10
Bu yılın yaz aylarından ilkinde başlayan yeni diziler -şimdilik- 12 adetler. Bu çeşit çeşit dizilerin posterlerine, oyuncularına, konularına ve tanıtım filmlerine bakmaya ne dersiniz?
İşte listemiz:
- The Fosters
- Mistresses (ABD)
- Love and Marriage
- Graceland
- King & Maxwell
- Dates
- Twisted
- The White Queen
- Devious Maids
- Crossing Lines
- Under The Dome
- Ray Donovan
The Fosters
The Fosters (ABC Family)
Başlangıç tarihi : 3 Haziran
Bölüm sayısı henüz belli değil.
Oyuncular: Teri Polo, Sherri Saum, Jake T. Austin, Hayden Byerly, David Lambert, Maia Mitchell, Danny Nucci, Cierra Ramirez
Yapımcıları arasında Jennifer Lopez‘in bulunduğu bir aile dizisi.
Foster Ailesi’nin hayatına odaklanan dizide, biri zenci diğeri beyaz olan lezbiyen bir çiftin, biyolojik ve evlatlık çocuklarını yetiştirirken yaşadıklarını izliyoruz.
http://www.youtube.com/watch?v=uKRhrofD2Vg
Mistresses
Mistresses (ABD) (ABC)
Başlangıç tarihi : 3 Haziran
13 bölüm
Oyuncular: Alyssa Milano, Rochelle Aytes, Yunjin Kim, Jes Macallan, Jason George, Brett Tucker, Erik Stocklin
Aynı isimli başarılı İngiliz dizisinin Amerikan uyarlaması. (Daha önce ABD’de bir kez de Lifetime tarafından uyarlanmaya girişilmiş ama ekranlara gelmemişti. Rochelle Aytes o versiyonda da rol alıyordu.)
Yakın arkadaş olan 4 kadının, gayrımeşru ve karmaşık ilişkilerini ele alıyor.
Love and Marriage
Love and Marriage (ITV)
http://www.itv.com/presscentre/ep1week23/love-and-marriage
Başlangıç tarihi : 5 Haziran
6 bölüm
Oyuncular: Alison Steadman, Duncan Preston, Celia Imrie, Larry Lamb, Stewart Wright, Ashley Jensen, Niky Wardley, James McArdle, Graeme Hawley, Zoe Telford, David Ryall
Bu İngiliz komedisinde, kahramanımız Pauline Paradise yeni emekli olmuş bir kadındır. Babasının ölümünün ardından kocasını terk edip, kızkardeşi ile yaşamaya karar verir. Bu kararı, elbette 3 yetişkin çocuğunu da etkiler.
Graceland
Graceland (USA Network)
Başlangıç tarihi : 6 Haziran
12 bölüm
Oyuncular: Daniel Sunjata, Aaron Tveit, Vanessa Ferlito, Brandon Jay McLaren, Manny Montana, Serinda Swan
Gizli görevdeki bir grup Amerikan ajanı (DEA, FBI ve Göçmen Bürosu’ndan ajanlar), Güney Kaliforniya’da sahilde, “Graceland” adı verilen bir evde birlikte yaşamaktadırlar. Çaylak FBI ajanımız Mike Warren da eğitiminin hemen ardından aralarına son katılan ajandır.
http://www.youtube.com/watch?v=LLT_ZrIF1I4
King & Maxwell
King & Maxwell (TNT)
Başlangıç tarihi : 10 Haziran
10 bölüm
Oyuncular: Jon Tenney, Rebecca Romijn, Michael O’Keefe, Chris Butler, Ryan Hurst
David Baldacci‘nin kitap serisinden uyarlama bir polisiye.
Daha önce şu yazımızda ele aldığımız bu yeni polisiyede, iki eski Gizli Servis ajanını özel dedektiflik yaparken izliyoruz. Kendilerine has kabiliyetleri ve aralarındaki kimya sayesinde, aldıkları davalara şüphelilerden ve kanundan 1-0 önde başlıyorlar.
http://www.youtube.com/watch?v=OZfVYZpPI94
Dates
Dates (Channel 4)
Başlangıç tarihi : 10 Haziran
9 bölüm
Oyuncular: Will Mellor, Oona Chaplin, Neil Maskell, Sheridan Smith, Ben Chaplin, Andrew Scott, Greg McHugh, Katie McGrath, Gemma Chan, Montanna Thompson, Sian Breckin
Skins yaratıcısı Bryan Elsley‘den gelen bir romantik drama.
Online bir arkadaşlık sitesinde tanışan ama daha önce birbiriyle karşılaşmamış çiftlerin ilk buluşmalarını ele alıyor. Dizinin her bölümünde farklı bir çiftin ilk buluşmasını izliyoruz.
Twisted
Twisted (ABC Family)
Başlangıç tarihi : 11 Haziran (İlk bölümü 19 Mart’ta yaınlanmıştı.)
10 bölüm
Oyuncular: Avan Jogia, Madelaine Hasson, Kylie Bunbury, Denise Richards, Sam Robards
Kanalın pek sevdiği türlerden olan gizem-gerilim soslu bir gençlik dizisi.
16 yaşındaki Danny Desai (Avan Jogia), 11 yaşındayken teyzesini öldürmesinin üzerinden 5 yıl geçtikten sonra memleketine döner.
Bir yandan eski dostlarını yeniden kazanmaya çalışırken, diğer yandan da kendisine yargılayıcı yaklaşan akranları ile başa çıkmaktadır. Tüm bunlar yetmezmiş gibi Danny şehre gelir gelmez ölen bir sınıf arkadaşının davasında ana şüpheli oluverir. Kahramanımız, bu davadaki masumiyetini kanıtlamak için uğraşmaya başlar. Beri yandan, teyzesini öldürmesinin gerçek nedenini de sır gibi saklamaktadır.
http://www.youtube.com/watch?v=Bq55sFSnHho
The White Queen
The White Queen (BBC ve Starz)
Başlangıç tarihi : 16 Haziran
10 bölüm
Oyuncular: David Oakes, Amanda Hale, Max Irons, Rebecca Ferguson
Bu dönem dizisi ile ilgili ayrıntıyı şu yazımızda bulabilirsiniz.
Devious Maids
Devious Maids (Lifetime)
Başlangıç tarihi : 23 Haziran (İlk bölümü 9 Haziran’da Internet’ten sunuldu.)
13 bölüm
Oyuncular: Ana Ortiz, Dania Ramirez, Roselyn Sánchez, Judy Reyes, Edy Ganem, Rebecca Wisocky, Tom Irwin, Brianna Brown, Brett Cullen, Mariana Klaveno, Grant Show, Drew Van Acker, Wolé Parks, Susan Lucci
Desperate Housewives yaratıcısı Marc Cherry‘nin bu yeni dizisinin yapımcıları arasında Eva Longoria ve Paul McGuigan da var. Dizi, başta ABC için hazırlanmış olsa da Lifetime kanalına yar oldu.
Dizi, Beverly Hills’in en zengin ve güçlü ailelerinin yanında hizmetçilik yapmakta olan Latin kökenli 4 kadının hayatlarına odaklanıyor. İşin içine daha ilk dakikalardan giren cinayet ile de ikinci Desperate Housewives tadı yakalanıyor.
http://www.youtube.com/watch?v=MboYlplvPeQ
Crossing Lines
Crossing Lines (NBC)
Başlangıç tarihi : 23 Haziran
10 bölüm
Oyuncular: William Fichtner, Donald Sutherland, Marc Lavoine, Tom Wlaschiha, Gabriella Pession, Moon Dailly, Richard Flood
Her ne kadar Amerika’da yayın hakları NBC’de olsa da bu dizi bir Fransız-Çek ortak yapımı ve ilk bölümü 9 Haziran’da 53. Monte-Carlo Televizyon Festivali’nin (Festival de Télévision de Monte-Carlo) açılışında yayınlandı.
Eski bir New York polisi olan Carl Hickman’ın hayatı, görevdeyken yaralanması ile altüst olur. Morfin bağımlısı olur ve Hollanda’da bir karnavalda çöp toplayıcılığı yapmaya başlar.
Lahey şehrinde, Uluslararası Suç Mahkemesi’ne bağlı özel bir ekip, Avrupa’nın sınırlarında ard arda işlenen suçları araştırmaktadır. Ekipte İtalya’dan bir sorgucu, Almanya’dan bir teknik uzman, Fransa’dan bir suç analizcisi ve Kuzey İrlanda’dan bir silah uzmanı vardır. Bir seri katili durdurmak için kahramanımız Carl Hickman’ın da bu ekibe katılması ile macera başlar.
http://www.youtube.com/watch?v=zn7-Vrcno5Q
Under the Dome
Under the Dome (CBS)
Başlangıç tarihi : 24 Haziran
13 bölüm
Oyuncular: Mike Vogel, Rachelle Lefevre, Dean Norris, Natalie Martinez, Britt Robertson, Alexander Koch, Colin Ford, Nicholas Strong, Jolene Purdy, Aisha Hinds
Aynı isimli Stephen King romanının (Kubbenin Altında) televizyon uyarlaması.
Yakın bir gelecekte geçen dizi, küçük bir kasaba olan Chester’s Mill’in halkının başından geçenleri sunuyor bizlere. Kasaba, günün birinde esrarengiz, delinmesi mümkün olmayan şeffaf bir bariyer ile kaplanıyor ve ahalimizin dış dünyayla bağlantısı kesiliveriyor. Panik ile darmaduman olan kasabada, bir grup insan da barış ve düzeni sağlamak için uğraşmaya girişiyor. Haliyle, bir yandan da bu bariyerin neden ortaya çıktığını ve bundan kaçıp kurtulabilmenin yollarını da aramayı ihmal etmiyorlar.
http://www.youtube.com/watch?v=qP-H6R9BUjY
Ray Donovan
Ray Donovan (Showtime)
Başlangıç tarihi : 30 Haziran
12 bölüm
Oyuncular: Liev Schreiber, Paula Malcomson, Jon Voight, Eddie Marsan, Katherine Moennig, Dash Mihok, Kerris Dorsey, Pooch Hall, Steven Bauer, Devon Bagby
Southland‘in yaratıcısı ve NYPD Blue ile Emmy ödülü almış olan Ann Biderman‘dan geliyor.
Dizi, Los Angeles’ta başı derde giren zenginlerin işlerini bağlayan ama çulsuz olan Ray’in hayatına odaklanıyor. Ray, kendi söküğünü dikmekte zorlanan bir terzi. Beklenmedik bir anda hapisten çıkan anlaşamadığı babası Mickey Donovan da (Jon Voight) bu duruma tuz biber ekiyor.
Güncellenen yaz takvimimizi takip etmeyen ve bu ay ekranlara dönecek olan dizileri hatırlamak isteyenler için de bu ayki listeyi hatırlatalım :
2 Haziran – The Killing (3. sezon)
3 Haziran – Teen Wolf (3. sezon)
4 Haziran – Mad Dogs (3. sezon)
6 Haziran – Burn Notice (7. sezon)
9 Haziran – Falling Skies (3. sezon)
9 Haziran – Agatha Christie’s Poirot (13. sezon)
10 Haziran – Switched at Birth (3. sezon)
10 Haziran – Major Crimes (2. sezon)
11 Haziran – Pretty Little Liars (4. sezon)
12 Haziran – Royal Pains (5. sezon)
12 Haziran – Necessary Roughness (3. sezon)
14 Haziran – Magic City (2. sezon)
15 Haziran – Zero Hour (1. sezon devamı)
16 Haziran – True Blood (6. sezon)
16 Haziran – Agatha Christie’s Marple (6. sezon)
19 Haziran – Franklin & Bash (3. sezon)
19 Haziran – Futurama (7. ve son sezonun ikinci yarısı)
19 Haziran – Hot in Cleveland (4. sezon devamı)
19 Haziran – The Soul Man (2. sezon)
19 Haziran – The Exes (3. sezon)
20 Haziran – Wilfred (3. sezon)
22 Haziran – 666 Park Avenue (1. sezon devamı)
23 Haziran – Copper (2. sezon)
23 Haziran – Drop Dead Diva (5. sezon)
25 Haziran – Perception (2. sezon)
25 Haziran – Rizzoli & Isles (4. sezon)
25 Haziran – Saving Hope (2. sezon)
28 Haziran – Cult (1. sezon devamı)
29 Haziran – Do No Harm (1. sezon devamı)
30 Haziran – Dexter (8. sezon)
yorumlar
Devious Maids‘in başına, “Lifetime zaten bu. Bişiye benzese ABC alırdı bunu” gibi olumsuz önyargılar eşliğinde, sırf Desperate Housewives sevgimden oturdum. Ama bi baktım ki sevmişim ilk bölümü. Aynen DH tadını yakalamış. Müzikler, mizah, merak unsurunu canlı tutuş ile. Devamına henüz bakmadım ama ben buna devam ederim gibi geldi. Kış için pembesi fazla kaçabilir ama yazın iyi gider bana bu. (Oyuncuların çoğunu farklı yapımlardan severdim zaten. Rollerine de iyi gitmişler bence.)
Dates‘in de ilk bölümünü izledim. Devamına bakasım gelmedi ama aradan oyuncu seçip izleyebilirim belki farklı bölümlerini.
Kalanlara bakamadım henüz ama ABCFamily’ninkiler dışında hepsinin en azından ilk bölümüne bakma niyetim var.
Kısaca yorumlayayım bu ayı da (:
The Fosters : Dram dozunun yoğun olduğu söylenmişti, eğer öyleyse öyle bir diziyi yaz aylarında hiç kaldıramam, dursun şimdilik. Çok iyi yorumlar gelmedikçe bulaşmam.
Mistresses (ABD) : Sezon başında başlasaydı belki derdim ama şu ara hayır diyorum.
Graceland : Merak ediyorum, bir ara deneyeceğim. Ne zaman olduğu belirsiz.
Twisted : Ne zamandır bir ABC Family dizisi denemek istiyordum, hem yeni başlaması hem de ilgimi çekmesi nedeniyle buna bakacağım. İzledikten sonra yorumlarım yine.
The White Queen : Kaliteli bir iş olacağına eminim ama tarihi dramalarla hiç aram yok. Aklım da kaymıyor değil. Neyse dursun bir kenarda şimdilik.
Devious Maids : Desperate Housewives’ı hiç izlemedim, ama hep ilgimi çekmiştir. Pembe diziyle cinayt temasının harmanlanması ilgimi çekse de, şu aralar seçici davranmak zorundayım yoğunluğumdan dolayı. Bir yorumlar gelsin, öyle karar veririm.
Under The Dome ,Ray Donovan : Bu ay kesin izleyeceğim iki dizi. Beğeneceğimi de düşünüyorum.
Ellerine sağlık @dkamoy.
Nisan’da da kaliteli diziler çıkıyor ya da dönüyor ama asla bir Haziran değil işte.
Ray Donovan: Bu dizide neyin eksik olduğunu birisi bulabilir mi? 10 numaralık Showtime dizisi diyemiyorum, beğenmedim de diyemedim. Galiba benim pilottan ya da içerikten beklentilerim farklıydı. Başına merakla oturmasam da 1-2 bölüm daha izleyeyim diyorum şimdlik…
Mistresses: Huyum kurusun izliyorum. Kış vakti vallahi bırakmıştım ama yaz vakti artık arada derede izleniyor da. Devamı gelmeyeceğini bilerek daha ne kadar izleyeceğim merak ediyorum. Yun Jin Kim’in karakterini sevdim bu arada…
Graceland: Benim yorumum tarafsız olmaz. Tarafsız birisi yapsa daha iyi olur. Ama denenmeyi hak ediyor desem yeter herhalde.
Twisted: Daha yeni şurada bir şeyler yazdım.
The White Queen: Şurada daha önce bir şeyler yazdım.
Devious Maids: Oh be! Dizi nete erken verilip çevirisi de günler önce çıktığından beri bilgisayarda öylece bekletiyordum. Beklediğim tarzda bir yorum gelmesi iyi oldu. Teşekkürler @dkamoy.
Dates: Sadece Katie McGrath‘ın olduğu bölümü izleyeceğim. Ama IMDB’de hangi bölüm şu an yok. Sahiden oynuyorsa onunki dışında izleme niyetim yok.
Under the Dome bir zahmet. Diğerleri zaten ilgimi çekmiyor. Alttaki yazılı kısımdan güncel (!) izlediğim 10 dizi var. The Fosters’a olan niyetimin kaçması da belki bu yüzden. Boşuna Haziran demiyorum yani ben. Çatlamazsam iyi. Bakalım ne zaman ortalık karışacak, bir şeyler belki de geride kalacak…
Teşekkürler @dkamoy.
Dates hk.
@aytackara: Bölümlerle ilgili bilgi şurada var. Senin beklediğin 4. bölüm.
@damoy Demek ki IMDB’ye bel bağlamayıp araştırmak lazımmış. Sağol. 4. bölüm çıkmış zaten. Bir ara izlerim artık onu.
Bu sene yaz da bereketli geçecek belli oldu:
Graceland: Haziranda başlamış olan diziler arasında en güzel şeyleri bunun hakkında duydum, duyuyorum. O sebeple, hem konusu hem de yorumların etkisi ile şans vereceğim; ama yakın zamanda değil.
Dates: Valla haberimin olmadığı bir diziymiş konu+kadroyu okuyunca da ilgimi çekmişti. Altyazı problemi olmasaydı; yakın zamanda seyredecektim de; ama altyazılar yok…
The White Queen: Aslında ilgimi çekmişti zamanında; ama yakın gelecekte düşünmüyorum şu anda; ilk sezonu tamamlasın da duruma göre bakarız…
Crossing Lines: Konu+Kadro ile bir gideri var; ama hele bir başlasın.
Under the Dome ve Ray Donovan: Koşul-şart olmaksızın seyredilecek, ikisini de istekle bekliyorum; bunlara başlayacağım diye, başlamış olan diğer haziran yenilerini günü gününe takip etmeye cesaret edemedim zaten.
Kısaca; kesin denenecek 3 dizi (Graceland, Under the Dome ve Ray Donovan), 3 tane de duruma göre belki seyredebilirim (Dates, Crossing Lines, The White Queen) görünüyor şu anda. Haziran için iyi yine. Diğerlerinin pek oluru yok.
Teşekkürler @dkamoy; yine, yeni ve yeniden güzel bir derleme; ellerine sağlık…
Yazı için teşekkürler. Şimdilik gözüme kestirdiklerim Bir DH hayranı olarak Devious Maids ve Fosters olarak gözüküyor. Herkese bol dizili günler
‘Yahu bari yazın bu kadar dizi çıkmasaymış’ diye kendi kendime söylenip durmama neden oluyor bu diziler. Zaten elde seyredemediğim bir sürü dizi var. ‘Seyretme yahu’ diyen de çıkabilir, ama açıkçası diziler oldukça iyi duruyor. Haziran ayı, sağlam işlerin çıktığı bir ay olmuş gibi.
Her ne kadar PLL’i seyretsem de, ABC Family pek favori kanalım sayılmaz. The Fosters için dün yazmıştım; ilk bölüm milleti salya sümük ağlatmış. Zaten yeterince sıkıntı varken, bir de bunu seyredip dağılmayalım şimdi. Twisted için @aytackara, PLL tarzı, o civarda deyince; zaten PLL’e bakıyorum, buna hiç girmesem mi diye düşünmeye başladım. Muhtemelen girmem; ama ilk bölüme bir göz atarım.
Bir kapak bu kadar mı ben Desperate Housewives’ım diye bağırır?. Görünce güldüm. Yapımcısı,yaratıcısı zaten DH’den. Devious Maids’e (DM) bakmayı düşünmüyorum; ama DH’in mizah anlayışını çok sevdiğimden, izleseydim severdim muhtemelen.
DM’in aksine Lifetime’ın diğer dizisinin (Mistresses) ilk bölümüne baktım; niye baktığım konusunda en ufak bir fikrim yok aslında. Yani muhtemelen ben bunun İngiliz olanına başlarım bir ara; ama Amerikan olanı için, benden bu kadar. Yunjin Kim benim de sevdiğim bir oyuncu aslında, ama çekilmez duruyor bu dizi.
Dates, konu olarak ilgimi çekti. Böyle bir dizi olduğundan haberim bile yoktu benim de. Bir göz atalım bakalım.
USA dizilerini çok seviyorum. Tarz olarak tam benlik diziler. Ondan dolayı Graceland’i ilk duyduğum andan itibaren seyredeceğimi biliyordum. Seyrettim; çok farklı bir şeyler var mı; yok. Kötü mü; hayır, kesinlikle değil. Tarzı seviyorsanız, kesin seyredin derim. Çevirmeni pek sevmesem de , dizi devam ettikçe seyretmeyi düşünüyorum ( çevirmeni kötü bir insan gibi duruyor, ama neyse)
USA için ne hissediyorsan TNT için de aynı şeyleri hissediyorum. Bu kanalın da dizilerini seviyorum (Dallas’a girmedim ya, neyse). Graceland için ne düşünüyorsam, King & Maxwell için de aynısını düşünüyorum. Yeni bir şey yok. Türü seviyorsanız seyredin. 2 ana karakter birbirleriyle oldukça uyumlu ve eğlenceli gözüküyor. Rebecca Romijn göze de oldukça hitap eden bir kadın sonuçta. Güzel duruyor yani yeni dizimiz.
Tarihi dizileri seviyorum. Özellikle de Britanya tarihini ve yine özellikle de bu dönem ile ilgili yapılan filmleri ve dizileri kaçırmamaya çalışan biri olarak, kesin olarak seyredeceğim The White Queen’i. Yalnız bugünlerde The Borgias seyreden biri olarak, sezonu tamamlamadan girmeyi kesinlikle düşünmüyorum. Üst üste 2 tarih dizisi fazla kaçar. Bu kadar tarihi dizi ve film çekilen bir ülkede, İngiliz başbakanı, bakanları, kraliçesi; bizim ecdadımız böyle değil, utanın kendinizden diye nasıl bağırmıyorlar anlamıyorum. Duyarsızlıkları beni fazlasıyla üzüyor
Under the Dome ve Ray Donovan için söyleyecek çok şey yok. Kesin bakacağım artık.
Crossing Lines konu olarak ilgimi çekti. İyi bir iş çıkabilir. Kanalın NBC olması ve yazın gösterilecek olması, 2. sezon şansını tamamen bitirmiş gözükse de, yine de bakmayı düşünüyorum. Umarım şöyle bir sezonda toparlanabilecek bir hikaye yazmışlardır.
Diğerlerine bakmayı hiç düşünmüyorum. Fazlasıyla yeter de artar eldekiler.
Eline sağlık @dkamoy.
Bu ayın yeni dizilerinden Dates ile The White Queen’i izliyorum.
Dates tam çerezlik yaz dizisi. Bölümler 25 dakika, çabuk tüketiliyor; tavsiye ederim.
The White Queen‘i her hâlükârda izleyecektim zaten, İngiliz dönem dizilerine/filmlerine düşkünlüğüm var. İki başrolü de beğendim.
Under the Dome‘u da başlayınca izleyeceğim.
Diğerlerini seyretmeyi düşünmüyorum.
Eline saglik dkamoy cok guzel oldu bu liste. Aslinda ilgimi ceken cok dizi olsa da burakilerden simdilik under the dome ile yetinecegim.
Usa kanalinin altyazilari cok sorunlu oluyor o yuzden dizilerine baslayasim gelmiyor. Bu kanalin her dizisi cekiyor beni. Graceland da dogal olarak cekti. Altyazi ve iptal durumuna gore bakcam.
Ray donavan ise nedense bakmadan eledigim bir yapim. Basrolden dolayi belki de bilmiyorum ama hic ilgimi cekmedi.
Devious Maids‘in bir de Mary Alice gibi anlatıcısı olsaymış bildiğin Desperate Housewives (: dkamoy‘un “müzikler, mizah, merak unsuru” yorumuna aynen katılıyorum, çok örtüşüyor DH ile. Doğal olarak ben bayıldım diziye (: DH seven kaçırmasın!
Madem @dkamoy ve @desperate houseboy da beğnmişler, bir Desperate Housewives Big Fun’ı olarak hemen başlamakta sakınca görmüyorum. Umarım DH gibi uzun soluklu olur da yerini doldurabiliriz.
Ayrıca The White Queen‘in ilk bölümünü de arkadaşımın tavsiyesi ile izledim. Diziyi beğendim. İngiliz Hürrem Sultan diyebilirim. Saray entrikaları bol olacak belli etti kendini. Geçmiş yılların o İngiltere görüntüsü için bile izlenir bu dizi.
Devious Maids‘in için ben de benzer şeyler söyleceğim. DH ile yapı olarak bir benzerlik ve pembelik bekliyordum da bu nasıl bir dozdur öyle? Müzikler başta olmak üzere oyunculuklar, tarz, dizinin başı bile neredeyse aynı yahu. Hoşuma gitti, izleyeceğim.
Dates‘in de diğer bölümleri nasıl bilmiyorum ama 1×04’ü beklediğime göre güzeldi. Tabii bu Katie McGrath sayesinde de olmuş olabilir. Sanki Kate karakteri yoktu da Morgana’yı modern çağa ışınlamış gibiydiler. Sezonun da tek eşcinsel buluşma bölümümüymüş bu arada.
Ayrıca Dates için az yukarıda @dkamoy’un verdiği linke göre sezondaki çiftlerin bazısı başkasıyla görüşüyor ve az da olsa tekrarlanan buluşmalar var. Misal 1. bölüm çift sezon finalinde (9) yine yan yana. 4’teki Erica 6’da bu sefer bir erkekle çıkıyor. Neyse, ben yüksek ihtimal sadece bununla kalacağım, Katie’nin oynadığı başka bölüm yok bu sezonda.
Benim gibi Dates‘i seyrederdim; ama altyazısı yok diyen arkadaşlar için; çeviriler çok hızlı ve başarılı bir şekilde ekleniyor; haberiniz olsun an itibariyle güncele yetişilmiş durumda. 5. bölümünki çevriliyor devamı da gelecek sanırım; zaten daha 6. bölüm yayınlanmamış henüz…
under the dome için mini dizi olacak dedikoduları duyuyorum. doğru mudur acep yabancı basın takip edenler :? oyleyse başlayacağım ama güvenemiyorum da.
Yanlış bilmiyorsam, 13 bölümlük tek sezondan oluşacak. Yani mini dizi…
Tutarsa da uzayacağını zannetmiyorum; kitaba dayanıyor sonuçta; ilk sezonun bölümlerine kitabın tamamını sığdırmışlardır o sebeple, uzayacağı demek çekilmemiş bölümlerin senaryosunu baştan yazmak demek ki; kimse de o topa girmez…
sağ olasın alperen. yeni gördüm bunu postanedekini dikkate alma başlıyım o halde buna mini diziye ihtiyacım var. yeni dizi çok başlayıp da devam edememekten tırsıyorum
Dates’in ilk bölümünü izledim az evvel; fena gelmedi gerçi ilk bölüm de daha çok Oona Chaplin’in güzelliğini(Allah razı olsun Game of Thrones’tan bizi tanıştırdığı için) seyrettim ama olsun, Allah’tan başka bölümlerde de oynuyormuş baktım da şimdi, bu İngiliz hatunları bir güzel ya Allah sahiplerine bağışlasın
Altyazısı var 20 dakika, çerezlik olarak, bir şey beklemeden vakit geçirmelik, özellikle oyuncular hatrına (ileride Katie McGrath’ta var mesela) bir bakılabilir gibi duruyor ilk bölüme göre; diğer bölümlerine de bakarım ben gelişmeleri paylaşırım sizlerle
Under the Dome çok iyi rakamlar yakalamış. 3.2 reyting, 9 share, 13.14 milyon izleyici. Yazın yayınlanan bir dizi için müthiş rakamlar.
Gerçekten de öyle şoklardayım şu anda. Dün yabancı bir site anketinde 3’ün üzeri reyting yakalar diyen hiç de azımsanmayacak bir kesime; ben yok artık uçmuş bunlar bile demiştim. Maximum 2.5 civarı bekliyordum ben; şaşırdım cidden…
Yazın bile 3.0+ Amerika’da yaşayan bazı ailelerin televizyonunda sadece CBS var bence, başka bir açıklaması olamaz bunun. ABC’nin Mistresses’i 1.1, FOX’un Goodwin Games’i 0.6…NBC yaz-kış acınası halde zaten. Bence bu kanalların yetkilileri kendilerini öldürsünler.
Ne halt yerse yesin CBS’e niye hala saygı duyduğumu hatırlamış oldum. Adamlar yaza yeni dizi yayınlasa bile iddialısından hazırlıyor. Sonuç da bu oluyor. Gerçi sağlam malzemenin yanında tanıtım yapmak için de baya zamanı vardı.
Ben 10 milyon demiştim ama 13 milyonluk açılış düşündüğümden iyi gelmiş.
Bu arada Under the Dome sanırım olmuş. Olay oldu, millet durumu kavradı derken bölüm bitti ama hoşuma gitti. Kışı bilmem de yaz vakti gider gibi duruyor. 13 bölümlük mini dizi olmasa keşke diyeceğim ama benim inancım da sanki böyle kalacakmış gibi…
Temmuz Ayı Takvimi sıcak sıcak çıkmış TVLINE’dan. Buyurun… Altta da, küçük not şeklinde Ağustos Ayı’nın önemli dizilerinin başlangıçları eklenmiş.
Yine bayağı sağlam duran diziler var; bu sene yaz dizileri; geçen sezonun sonbahar-ilkbahar takvimini sollayacak neredeyse. Her sene yazın izleyecek bir şeyler bulamazdım; şimdi ne seyredeceğim şaşırdım.
Under the Dome , 3.2’den 3.3’e çıkmış :). İzleyici sayısı da 13.53 milyona yükselmiş.
@alperen4700 : Temmuz ayında neler gelecek diye tvline’a ihtiyacımız mı var, aşkolsun. Gelecek program neymiş diye bakmak için adres belli.
@dkamoy: Haklısın bak, unutmuşum o yazıyı ben, sık kullananlara ekleyeyim hemencecik…
Tamam, herkesten Under the Dome gibi bir açılış yapmasını beklemiyorum; ama bu ne yahu. Crossing Lines, 0.7 reyting ve 4.38 milyon izleyici ile çılgın bir açılış yapmış NBC’yi yaz, kış etkilemiyor. İstikrarına hayranım
Teşekkürler @hsparks
Under the Dome hiç yeni bir şey vermedi ilk bölüm itibariyle. Öyle aman aman akıcı, heyecanlı da değildi. Sıkıldım artık böyle şeylerden. Böyle giderse sırf Rechelle Lefevre hatrına, boğazımdan ittire ittire izleyeceğim.
N’olur ki ilerleyen bölümlerde biraz farklı bir şeyler sunsa ve Britt Robertson’ın karakteri ölse. Çok mu şey istiyorum?
@rpdi , hayırrr deme öyle britt robertson ölmesin
Şimdi dünyalar tatlısı Rachelle Lefevre’ü izlerken birden ekrana bu kız çıkınca olmuyor. Bünyem sarsılıyor. Bana da yazık…
O zaman ölsün, benim izlemediğim senin de izlediğin bir diziye gitsin. Mutlu mesut yaşayalım.
Under The Dome Pilotu Hakkında…
Elimde Hannibal’ın pek çok bölümü olduğundan, ancak onu bitirince seyredebildim. Öyle bayıldım falan gibi bir durum henüz yok. Ama değişik bir konusu olduğu kesin.
İlk bölüm itibariyle de o “kubbe” fikrini tam olarak bize açıklamaya çalıştılar ki bunu iyi başardıklarını düşünüyorum. Bir kere benim sevdiğim pek çok oyuncunun olması benim için çok büyük bir artısı; Mike Vogel, Rachelle Lefevre ve Dean Norris. Yalnız ilk bölümden anlaşıldığı kadarıyla; sadece kubbe değil anlatılacak olan, kasabadaki insanların yaşamı, ilişkileri üzerinde de FAZLASI ile durulacak belli ki. Yani kitaptan bağımsız olarak akacak kısım ve diziyi uzatacak kısım da muhtemelen burası.
Neyse ilk bölüm itibariyle geçer not aldı benden; ama asıl rengini birkaç bölüm sonra belli eder…
@rpdi: Britt Robertson‘a Secret Circle da gıcık olan, hiç ısınamayan biri olarak burada hiç gözüme batmadı. Hatta rolü iyi kotarmış gibi geldi şimdilik. Demek ki bir garez durumu var sende.
Yok abi, olmuyor bu Under the Dome‘la. Sıkıntıdan patladım 2. bölümü izlerken. Ya dizi sahiden berbat ya da doymuşum artık ben bu türe. Rechelle Lefevre’ün hatrı da bir yere kadar.
Hem benzer kulvardan Revolution’ı da Elizabeth Mitchell’ın hatrını dinlemeyip bırakmışken -ki Revolution buna kıyasla 10 kat daha iyi bir dizi- Under the Dome’a devam etmem mantıksız.
Rechelle Lefevre için 13 bölümlük Off the Map hala cebimde, onu izlerim artık. Olmadı A Gifted Man’i tekrar izlerim. Yine de bununla daha fazla uğraşmam.
Yukarıda Britt Robertson’ı öldürseler keşke demiştim. Onu geri alıyorum. Mümkün mertebe onu ön plana çıkarıp, Rechelle Lefevre’ü öldürsünler ki gözüm arkada kalmasın, yaptığıma pişman olmayayım.
Ben o kadar kötü düşünmüyorum Under the Dome hakkında. Yardırmıyor belki evet ama, çok çok kötü de değil bence. Bir de bence Britt Robertson rolünü gayet iyi kıvırıyor, ki ben kendisinden hiç haz etmem normalde.
Ben dayanamayıp dizimag ten ikinci bölüme bakmıştım hata mı ettim diye, ama sardıra sardıra izledim. ön yargı vardı kabul ama hakkatten gereksiz dram fazlası var. revolution, terra nova benz. yapımlar neden kaybettiyse gözümde bu da o nedenle kaybetti. keşke dedikleri gibi mini dizi yapıp hikayeden devam edip bitirselerdi. tabii kitabın kendisinin de dram fazlası olduğunu söyleyen yok değil.
Under The Dome‘dan ben şu an için gayet hoşnutum kendi adıma. Yazın değil de belki sonbahar-ilkbaharda yayınlansaydı bu kadar hoşnut kalmazdım; ama @aytackara‘nın zamanında yaptığı “Her yaz 13 bölüm gelsinler canımı yesinler.” benzeri yorumuna aynen katılıyorum. Hele ki, @rpdi seni de düşüncelerini de sevsem de yapma yahu ; Revolution’a kıyasla şimdilik Under the Dome kalite bakımından daha iyi bir dizi her haliyle.
Valla yazın çıtır çıtır gidiyor; bu kadro ile iptal olmasın zaten; ki reytinglerden devamı kesin gibi görünüyor… (İki bölümlük düşünce valla zamanla; sizin gördüğünüz sıkıcılığı görürsem değişebilir tabi. )
Ben Under The Dome‘un başına o kadar düşük beklenti ile oturdum ki “E düşündüğümden daha iyiymiş” dedirtip 2. bölümü de izletti. Ayar açısından Revolution, Persons Unknown gibi benzerlerinden ne bi gömlek üstte ne de altta bence. (Hatta seveni çok biliyorum ama bunların başarısızlığının yanına -çift bölümlük 3. sezon açılışını izlemeyi hala bitiremediğim- Falling Skies‘ı da eklerim ben. Güzelim konu ve para harcanıyor o dizide. İkide birde “Yahu niye 2. sınıf bilim kurgu yapımına dönüyorsun? Girme bu ucuz numaralara. Azıcık izleyicine güven. Üzüyorsun beni” dedirtip duruyor. Neyse, muhtemelen şu prömiyer bi bitsin bırakıcam da bitiremedim o 1,5 saati bi türlü.)
Neyse, ne diyorduk..? Under The Dome. Beklediğimden daha iyi olmuş ama Stephen King’in hala izlenmelik değil okunmalık eserler yarattığı, bir türlü ekranlara iyi aktarılamadığı görüşümü perçinledi dizi. Daha iyiye gideceğini sanmıyorum ama daha kötüye gidebilir. Ben şimdilik bakmaya devam ederim. O da Stephen King sevdiğimden ve kitaptan farklı bir sona ya da nasıl bir twiste (ters köşe) koşacağını merak ettiğimden. Yoksa hikaye, bu işleniş ile hiç merakımı cezbetmedi valla.
Ay posket çekmeyince amma çok konuştum be… Kendim sıkıldım.
The White Queen, Under the Dome ve Dates‘i deneyebildim Devious Maids‘ten sonra.
The White Queen tarihsel olayları öne çıkarmaktan ziyade aşktı, meşkti, entrikaydı, taht oyunuydu havasında geçecek gibi duruyor zaten ilk bölümüyle. Fena değildi, devamını izlerim gibi duruyor.
Under the Dome‘un başına -tıpkı Revolution gibi- benim tarzım hiç değil ama konu ilgi çekici duruyor diye oturdum. Revolution’da elektriksiz bir dünya nasıl olur merakıma, Under the Dome’da da kubbeyle kaplanmış şehirde hapsolmuş insanlar, hmm… diyerek yenik düştüm ama ı ıh, yine olmadı (: Zorlamamaya karar verdim.
Dates‘i izleyişim biraz talihsiz bi zamana geldi, kısacık diziyi kaç kere böldüm izlerken zaten, ama yine de pek akıcı değil gibi geldi. Bir-iki bölüm daha izleyip belki daha sonra karar veririm. Çok da elzem değil.
The White Queen için Starz’dan yeni poster gelmiş:
Ingiliz dizilerine olan hayranligimdan, sirf BBC eli degmis diye The White Queen’e basladim.Devam ederim.