2015 Aralık’ta TV Ekranı
85 yorum ozgun14 01 Aralık 2015 09:08
Yazı dizisinin Aralık ayındayız. Dizilerin büyük kısmı bu ay sezon ara finallerini yapacak. Bu ne demek oluyor? Koca yıl boyunca bu yazı dizisini okurken kenara not ettiğiniz ama izlemeye zaman bulamadığınız dizileri arşivin tozlu harici disklerinden çıkarma zamanı geldi. Bu ay neler mi var?
Yeni Gelenler
Rob Schneider’ın kendisini canlandırdığı bu Netflix komedisinde Schneider bir yandan dengesiz asistanı ve sapık takipçisiyle uğraşırken bir yandan da kariyeri ve ailesi arasında bir denge kurmaya çalışmaktadır.
Danny ve Milo alternatif evrenlere geçiş yapabilmenin bir yolunu bulur ve bu evrenlerdeki kendileriyle tanışırlar.
Kitap uyarlaması olan 3 bölümlük bu mini dizi, uzaylıların barışçıl nedenlerle dünyayı istila edişinin ardından onların kuralları altında dünyalıların kimliklerini kültürlerini yavaş yavaş kaybedişini anlatacak. 3 gün üst üste çifter bölüm yayınlanıp bitecek.
Yüzlerce yıl gelecekte, güneş sisteminde kolonileşilip dünyanın B.M. tarafından yönetildiği, Mars’ın bağımsız ordu gücü barındırıp Asteroid bölgenin su ve hava kaynağı olarak kullanıldığı bir dönemde Mars, Dünya ve Asteroid bölge arasında bir savaş çıkmak üzeredir.
Ünlü polisiye yazarı Agatha Christie’yi bilmeyen azdır, en meşhur kitaplarından biri olan On Küçük Zenci’yi de. Doğumunun 125. yılını onore etmek amacıyla benim de bayılarak okuduğum bu güzel eseri 3 bölümlük bir mini dizi yapmaya karar vermişler.
Birbirini tanımayan 10 kişi okyanus ortasında bir adada malikanesi olan U. N. Owen çifti tarafından hafta sonu için misafir olarak çağrılır. Oraya vardıklarında ev sahipleri yerine onları karı koca olan iki hizmetli beklemektedir. Ev sahipleri ortada yoktur ve adadan ana karaya dönmek için ellerindeki tek ulaşım aracı da az önce ayrılmıştır.
yorumlar
İlk bölüm kadar olmasa da bu bölüm de güzeldi. Bu bölümün en iyisi Kate idi bana göre.
sahnesinde koptum gülmekten.
Tripped S01E03
Bu bölüm de 2. bölümün bir tık altında kaldı hikaye olarak. Ama karakterler sağ olsun idare ederdi yine de.
İlk 3 bölümü puanlayacak olursam:
1. bölüm: 8.3
2. bölüm: 7.8
3. bölüm: 7.0
Umarım güzel bir finalle noktalanır.
And Then There Were None 1. Bölüm
Oyuncu kadrosunda Poldark’tan Ross, Game of Thrones’tan Tywin Lannister, Black Sails’ten kaptan Flint ve Peaky Blinders’tan müfettiş Campbell var. Anlayacağınız İngilizlerin tüm iyi oyuncuları bir arada. Bölüm hakkında yorum yapacak olursak; ilk bölüm geçiş bölümüydü asıl kuru fasulyenin faydalarını 2. ve 3. bölümlerde göreceğiz gibi…
And Then There Were None 3. Bölüm (Dizi Finali) üzerine:
Yayında ve yapımda emeği geçen herkesin eline sağlık, epey bir tatmin oldum. Finaline kulp bulacağımı düşünüyordum ama o bile olmadı. Kadroya iyi bulmuşlar diyordum ama cidden iyi bulmuşlar ya. Özellikle Vera’yı. Herkes elindne geldiğince döktürmüş zaten.
Ölmeden modern uyarlama bir OKZ izledim ya, en başta o yeter gerçi.
dayanamadım ben de ilk bölüme baktım. ve beğendim de. bayan ogers kitapta böyle mi tarif ediliyordu sanki unutmuşum. bir garip geldi genel olarak bir olmamışlık sezdim. katilin kim olduğunu bilmeden izlemek isterdim bu yapımı
çok güzel olacağı ilk bölümünden belli. tam yerinde bitti ilk bölüm. 2 ve 3 bölümlerde gerilim bayaa artacaktır. finalini gerçekten merak ediyorum.
And Then There Were None 1×01: Epey güzel bir iş olmuş yav, pek bir kaliteli duruyor. Katili de bilmediğimden daha bir keyifli geçecek sanırım.
N’olur n’olmaz, gözüme bir şey çarpar diye hiç bakmadım da şu “soldier – zenci” durumu nedir? Vaktizamanında öyle çevrilmiş falan mı? Adanın adı da “Soldier Island”? Özellikle bu konuda bilirkişiler @aytackara ya da @ozgun14’e sorayım.
kitabın adı eskiden 10 küçük zenci imiş. olayların yaşadığı adanın ismi de zenci adası. ama zenci kelimesine olan hassaslıktan dolayı yeniden basımlarda onu değiştirip asker yapmışlar ada da asker adası olmuş.
yani bizdeki 10 küçük zenci hali olması gereken yazarın yazdığı hali.
6’sında gelecek tanıtımın girişinde Kitap Hakkında diye bir yerde de açıkladım bunu.
Orijinali Ten Little Niggers. Niggers’tan dolayı N-word hassasiyetine takılıp Amerika’da basılırken bu isimle basılmış. Basılırken de Zenci’ler Asker olmuş. Hatta On Küçük Kızılderili diye basılan Amerikan kopyaları bile varmış.
Mesala aynı şeyi Agatha teyzenin bizzat 1943’te kitaptan uyarladığı tiyatro oyununda da yapmışlar. Amerika’ya turneye giderken oyunun adı değişip buna dönüvermiş. Pazarlama dünyasında yaşıyoruz ayrıca, N-word topuna girmemeleri zaten çok doğal.
@ozgun14 and @aytackara: Merci beaucoup. Aydınlandım. :idea:
Oy oy pek heyecanlı gidiyor. Doğal olarak heyecan tırmandı bu bölümde. İlk başta pek sessiz olmasından mütevellit şu
mı demiştim ama o da gitti. Bir de
var aklımda.
Gece izleseydim keşke ya. Elektrik kesilmeli – elde gaz lambalı dolaşmalı sahneleri seviyorum.
Ve yine duramayıp kendim kaşındım ve bir şeye bakarken şu “şiir”e denk geldim, sonunu da okuyuverdim. :oops: Kim olduğunu bilmiyorum tabii ama sonunda ne yapacağını biliyorum.
Ben tanıtımıma tekerlemeyi, hem de zencili haliyle koyuverdim ya. Pek sorun bir durum değil bence orası. Önemli olan nasıldn ziyade “kim” bu dizide…
E iyi madem o kadar mühim değilse. Yine de bilmemeyi tercih ederdim tabii.
Sonuçta bu bir edebi eser uyarlaması, bilen biliyordur haliyle de; yazıya öylece koymak yine de ispiyon olmaz mı acep?
Düşünmedim değil hani, onu söyleyebilirim. Ama dizide de kitapta da karakterlerin tekerlemedeki gibi birer birer öldürüldüğü bilinen ve açıklanan bir gerçek. Hatta ben biri öldükten sonra döner arada tekerlemeye bakardım nasıl devam ediyor diye. Ama tekerlemenin hemen öncesine uyarıcı bir açıklama koyabilirim bak…
baştan birara yargıçtan şüphelendim özellikle Lombard ondan şüphelendiğinde. ama son 4’e kaldıklarında katilin Vera olmasını bekliyordum.
İlk yarısı sıkıcıydı fakat ikinci yarısı oldukça heyecanlı ve güzeldi.
10 küçük zenci final hk.
son iki sahneyi nasıl bağlarlar diye bayaa merakla bekledim. düzgünce bağlayabilme adına birazcık oynamışlar ama valla ne yalan söyliyim beğendim. tıpa tıp aynı şekilde çekselerdi sanırım bu şekilde vurucu olmazdı görsel olarak.
tavsiyedir!!!
ek: en son sahnede flashbacklerle her şeyin oluş şeklini gösterseler hoşuma giderdi.
And Then There Were None şiddetle tavsiyedir. Çok beğendim, özellikle finali.
Flashbackle gösterme görüşüne katılıyorum keşke olsaydı, olmaması benim için bir şeyi değiştirmedi ama olsaydı tadından yenmezdi
Parça parça flashback kullanarak anlattı zaten adamlar daha ne eksikti sorması ayıp? Galiba ben anlamadım.
bence de sen anlamadın cinayetlerden bahsediyordum. katili öğrendikten sonrası için. olay açıklanırken görsel destek fena olmazdı.
Anlamadım derken sizin ne demek istediğinizi anlamadım dediydim.
Ha tamam, ben orasına hiç dikkat etmediğim için muhtemelen. Sizin sorguladığınız şey için keşke olsaymış düşüncesi aklımın kenarcığından bile geçmedi valla. Gerçi ben kitap odaklı izlediğim için de olabilir.
ee ben de kitap odaklı izledim zaten. kitabı okuyan herkes öyle izlemiştir illa ki.
Beklentilerimiz farklıymış yani, onu diyorum. Benim hiç dikkat bile etmediğim senin bir de gözüne takılmış.
ama şunu da demezsem olmaz vera’nın uzun süren intiharı biraz dikkat dağıtıcıydı. orda tek yapması gerekn ipi tutup ayağıyla sandalyeyi azcık daha düzeltmekti 1dk çırpındı durdu amaçsızca. sırf adama konuşmak için zaman olsun diye biraz zorlamışlar o kısmı.
bir de vera’yı intihara sürükleyen aşamaları yansıtmamışlar tam. adamın o kancaya yosunlar asması falan ürkütücü olabilirdi izlemesi.
Ben Vera’nın toparlanamayıp konuşmasına çok takılmadım. Düzeltebilse düzeltirdi muhtemelen orada. O durumda o kadar kolay olmayadabilir mesela. Her türlü yine nihayetinde öleceğini bildiğimden dolayı da adamın konuşmasına dikkat verdiydim. Merak ettiğim sandalye kayacak mı yoksa yargıç çekecek miydi, yargıç çekti…
İntihar aşamasında çok bir şey yok ki zaten. Cyril nedeniyle geçmişi hatırladı durdu 3 bölüm boyu. Bir sürü kişi öldü burnunun dibinde. Bir de katil oldu. Sonrasında odasına gitmişken kancaya bağlı ip görünce… Oldu da bitti maşallah.
Ben de mesela Lombard-Vera birlikte olduğunda bir an duraksadım. Normalde değişikliklere takarım ama burada ikilinin elektriği hoşuma gittiğinden bir şey demedim mesela.
Son dakikalara kadar gizem ve merakı hiç kaybetmeden harika bir final oldu.
And Then There Were None S01E01
Gündemimde olmayan bir diziydi. Aidan Turner ve Charles Dance isimlerini görüp, övgü dolu yorumları da okuduktan sonra diziye bir şans vermeye karar verdim. İyi ki de vermişim. Harika bir bölüm izledim gerçekten.
Cast seçimi ve oyunculuklar mükemmel. Aidan Turner ve Noah Taylor ilk bölümün yıldızları oldu bana göre. 2. bölümde Toby Stephens’dan da bir patlama bekliyorum açıkçası.
Atmosfer harika. Kıyafetler, objelerdeki ayrıntılar, mekan seçimleri, çekimler dört dörtlük. İnce bir işçilik var diyebilirim.
Ve hikaye. Hikaye de su gibi akıyor valla. Dikkati tetikte tutan, merak ettiren ve sıkmadan ilerleyen bir hikaye akışı mevcut. Kitabını okumayan biri olarak sürpriz unsurlarından da memnun kaldığımı söylemeliyim.
İlk bölüm ile ilgili hoşuma gitmeyen tek bir şey vardı. O da bölümün başında Vera’nın sorduğu şu anlamsız soru oldu: ‘Peki ada… Deniz kenarında mı?’
Bu malca soru kitapta da var mı harbiden? Merak ettim açıkçası.
Bölüm için puanım: 9.2
@pirate: Bence sen Vera’nın hikayesini iyi özümseyememişsin. O sorunun bir anlamı var.
kitapta öyle bir şey yok ama “ada demek, yani deniz kenarı” gibi kendi kendine sesli konuşmuş gibi düşün. orda soru sorar gibi çıkmış sesi yoksa dediğin gibi çok saçma oluyor.
@pirate Tabii ki yok :razz:
unfortr’ın dediği gibi Vera’nın hikayesi bakıcısı olduğu çocuğun denizde boğulması ve Vera’nın kurtarmayı başaramaması. Deniz kenarı mı diye ondan soruyor. Karşısındaki adam da zaten “E ada dediğin denizle çevrili bir şey zaten.” diye cevap vermişti karşılığında yanlış hatırlamıyorsam.
[Uzun zamandır şimdiye kadar sitedeki herkesten bu kadar iyi yorum alan bir dizi olmamıştı sanırım.]
Bu arada ben hep ölenlerden şüphelenerek gittim. 1 numaralı şüphelim de hizmetçi kadındı ilk gidenlerden olduğu için. Ama yargıçtan şüphelenmeye fırsatım olmamıştı.
@ozgun14 : Ha o daha güzelmiş.
2 yorumunda vera masummuş gibi bahsetmişsin ama sonunu ben mi yanlış anladım :oops:
vera adaya geldiğinde zaten katil değilmiydi? o flashbackte cocuga yetişememiş gibi değilde bilerek ölmesini planlamış. cocuk denize gidiyor o yerinde güneşleniyor falan filan kitapta farklı mı
son yorumundan sonra yukarda yazdıgımı dikkate almayı ver
aytackara şimdi de kütüphaneden bildirdi. Teşekkürler Aytaç.
Ek: Artık çok geç ama olsun
ben de yorumlarını farklı anlamış olabilirim
cinayetlerin suçluluk derecesine göre sıralandığını farketmemiştim. çok güzel bir ayrıntı olmuş o da. gerçi benim sıralamam farklı olurdu. :twisted:
@dkamoy
@towanda Muhtemelen benim de ama açıkçası yıllardır hiç kafamda bir sıralama yapmadım, bu saatten sonra da başlamasam herhalde daha iyi
Başta Toby Stephens ve Aidan Turner olmak üzere oyunculukların başarılı olması nedeniyle keyifle izletti kendini ama ilk bölümün altında kaldı bu bölüm bence.
Bölüm için puanım: 8.0
Güzel diziydi be!
Yukarıdaki yorumlarda da dillendirildiği üzere keşke ölümleri hızlı bir flashbackla gösterselermiş ya da en azından yargıcın sahte ölümünü gösterselermiş diye düşünmedim değil ben de. Güzel bitti. Ama o şekilde olsa mükemmel bitecekti.
Dizinin yapımında emeği geçen herkesin ellerine sağlık.
Bölüm için puanım: 8.8
Dizi için genel puanım: 8.7
Tripped S01E04 (FİNAL)
O son sahne neydi Allahınızı severseniz ya? Güzelim diziyi güzel bir şekilde bitirin işte. Bölümü 2 dakika önce Kate soru sorduğu anda bile bitirseler kabul ederdim ama o neydi öyle ya?
Real Rob üzerine:
Çok güzel bir diziydi. Oldukça eğlenceli ve sevimli Rob Schneider’ı hep sevmişimdir zaten. Keşke tüm filmlerinde olduğu gibi bu diziye de Adam Sandler uğrasaydı birkaç saniyeliğine İkinci sezonunu merakla bekliyorum
Real Rob S01E01
Seviyorum iyi yapıldığı takdirde bu tarz yarı kurgusal dizileri. Bu da beklediğimden iyi çıktı kesinlikle. Rob ve karısının sahnelerini çok sevdim. Rob ve takipçi sapığının sahneleri de gayet güzeldi. Asistanı ise hiç mi hiç sevmedim. Aralara sıkıştırdıkları stand up sahneleri konusunda ise ortadayım. Güvenlik sistemi ile alakalı olan sonuncuyu sevdim sadece.
Dizideki karısı ve çocuğu gerçekten de karısı ve çocuğuymuş Rob Schneider’in. Aralarındaki uyum ekrana pozitif bir şekilde yansıyor. Hoş da hatun maşallah. İyi ki girişmişler böyle bir işe. Patricia da cidden taş bu arada. Şanslı adammış Rob.
İzlemeye devam!
Real Rob S01E04
Ünlü olmanın getirileri ve götürüleri. Güzel bölüm olmuş cidden. Kapanış sahnesi de iyiydi.
Real Rob S01E05
Allah cezanı vermesin Rob!
Real Rob S01E06
George Lopez, cidden doğal komik ya! 30-40 saniyede olan kahkahayı attırıp deşarj etti valla.
Real Rob S01E07
Kadınların Ryan Gosling sevdasını tiye alan sahne güzel olmuş.