Hunter x Hunter (2011) — Tanıtım
49 yorum itsmypurgatory 07 Ağustos 2014 21:21
Merhaba arkadaşlar, bu seferki yazımda size beni kendine bağlayan, izledikten sonra çoğu animelerin ne kadar yavan olduğunu anlamamı sağlayan Hunter x Hunter‘ı tanıtacağım. İspiyon vermeyeceğim ve çoğu anlatacağım şey ilk 4-5 bölümü kapsayacak; rahatlıkla okuyabilirsiniz.
Yoshiro Togashi tarafından 1998’de başlayan mangası hala günümüzde devam etmektedir. İlk animesi 1999 yılında yayınlanmış fakat tembel manga çizerinin verdiği uzun aralar yüzünden animenin de durdurulmasına karar verilmişti. Anime durdurulduktan 10 yıl sonra Hunter x Hunter (2011) adı ile anime yeniden yayınlanmaya başlamıştır. Bu yapımı izlemek için eski seriyi izlemenize gerek yok, çünkü konu baştan ele alınıyor.
Konusu: Hikayemizin ana karakteri Gon Freecs, ufak bir köylü adasında yaşayan ve babasını ölü sanan 12 yaşında bir çocuktur. Bir gün babasının aslında yaşadığını ve dünyada bilinen en iyi avcılardan biri olduğunu öğrenir. Böylece hem babasını daha iyi anlayabilmek hem de babasını bulabilmek için avcı sınavına katılmaya ve avcı olmaya karar verir. Fakat bu sınav o kadar kolay olmayacaktır. Çünkü sınava her sene yüzlerce insan katılır ve bazen tek bir kişi bile geçemez.
Karakterler:
Gon Freecs, hikayenin ana karakteri. Her ne kadar 12 yaşında olsa da daha çok olgun biri gibi hareketleri ve düşünceleri vardır. Arkadaş canlısı, yardımsever, herkesin içinde iyiliği gören biri.
Killua Zolyck, kendisi suikastçi aileden gelme bir çocuktur. Hayatı boyunca işkence görmüş, bir çok insanı öldürmüş, soğukkanlı bir katildir. Ailesine ilk defa baş kaldırır ve sınava katılıp, kendine biraz olsun eğlence aramaktadır. Sınav sırasında Gon ile karşılaşır, ikisi de 12 yaşında oldukları için birbirleri ile yarışmaya başlarlar.
Kurapika, diğer ilginç karakterimiz ise bu arkadaştır. Kendisi köyünün katliamından kurtulan tek kişidir ve bunun sorumlusu olan örümcek takımını aramaktadır. Avcı olan kişilere dünyanın her yerine gitmekte ve bilgi sağlama konusunda kolaylık sağlandığından sınava girer. Her ne kadar ilk çizimlerinde kıza benzese de kendisi erkektir.
Leorio, kendisi tamamen parası için avcı olmak isteyen biridir. Ama paragöz değildir, parasına doktor olabilmek için ihtiyacı vardır. Kişiliği yüzünden çabuk sinirlenen bir yapısı vardır, her ne kadar sert görünümlü olsa da o da en az Gon kadar yufka yüreklidir. Çok büyük gözükse de aslında sadece uzun boyludur.
Hisoka, animenin havalı karakterlerinden biri. Kötü adamı diyemeyiz, ama iyi biri de değil. Çok bağımsız hareketleri var. Sınava katılmasının tek amacı güçlü birilerini bulup öldürmek. Kendisi çok güçlü olduğu için kendine uygun bir rakip bulmakta zorlanmaktadır.
“Peki ben bunu neden izlemeliyim?” derseniz eğer, size bu animenin diğerlerinden farkının ne olduğunu biraz açıklamam gerekir. Yazının devamı boyunca bu soruyu düzgünce açıklamaya çalışacağım. Öncelikle başlarında, Naruto izleyen kimseler için “Naruto çakması bu ya!” diyebilirler; fakat bunun mangası Naruto’dan önce başlamıştır ve Naruto’nun manga çizeri Masashi Kishimoto bu seriden esinlenerek Naruto’yu yazmaya başladığını söylemiştir.
Anime tamamen ters köşelerle dolu ve One Piece, Naruto gibi diğer shounenler gibi “İşte şu kötü adam, bunu durdurmalıyız.” şeklinde ilerlemiyor. Olaylar tamamen doğal, zincirleme şeklinde gidiyor. Her olan olay bir sonraki olay örgüsünü büyük ölçüde etkiliyor. Karakterlerin aldıkları güçlendirmeler bir yerlerinden çıkartarak değil de mantık çerçevesinde gelişiyor. Anime işin vurdu kırdısında değil, gerekmedikçe kimse kimseyle dövüşmez; bir sürü akıl oyunları, taktikler ile anime ilerler.
Dediğim gibi animenin bir sürü şok edici yerleri var ve ilk bölümdeki çocuksu havasından kısa zamanda kurtuluyor; bir anda “Bir dakika, bu aynı anime mi?” diye sordurtuyor. Zaman zaman güleceksiniz, zaman zaman karakterlerin hayatı için korkacaksınız, zaman zamansa ağlayacaksınız.
Ama en çok sevdiğim yanı, karakterler küçük olmasına rağmen kesinlikle çok olgun davranıyorlar. Animede cıvıklık yok, zaten izleyince bunu kendiniz de göreceksiniz. Görünüş her zaman aldatıcıdır.
Ufak bir not: Anime yeniden yapım olduğu için ilk başlarda bir bölüme 3-4 manga sığdırarak ilerledi, şu sıralar 2 manga olarak ilerliyor. Henüz doldurma bölüm vermedi. Büyük ihtimal vermez de. Ağustos 2014 itibari ile 141 bölümü vardır ve yavaş yavaş sona yaklaşıyor; yani eğer izlemediyseniz başlamak için belki de en uygun zamanındasınız. Şimdi sizi sevdiğim bir şarkısı ile başbaşa bırakıyorum ve bir şans vermenizi diliyorum.
yorumlar
Yazını görünce sevindim, bekliyordum :)) Öncelikle yazılarının çok güzel olduğunu düşünüyorum. Zevkle, su gibi okunuyor ve ne spoiler var ne de insanı baştan okumaya iten bir şey. Çok anlaşılır.
Animeye gelirsek daha önce öneren kimse olmadı ama kesinlikle şans vereceğim. Korktuğum şey “Narutoya benzemesi” denilen olay. Çünkü ben narutoyu izleyemedim, nedenini açıklayamam ben de bilmiyorum. (Gerçi bölüm sayısının çok fazla olması büyük bir strese sokmuştu beni. Bunun bölüm sayısı o kadar çok değil gerçi :D)
Önce Full Metal Alchemist’i bitireyim buna da bakacağım.
Tanıtım için teşekkürler
Narutoyu izlemediysen zaten hiç bir şeyi sorun edeceğini sanmıyorum.
Ben Naruto’yu izledim animelerle ilgili en büyük sorunumda ömür yemesi açıkçası. Ben Naruto’ya başladığımda da Shippuuden’de almış başını gidiyordu. En son Naruto bitmiş, Shippuuden 300 bölüm izledikten sonra bıraktım, sanırım ilk defa bu kadar ilerleyip de bir diziyi bıraktığım oldu. Eminim çok güzel animedir ama hiç bir zaman sonlarının olmaması insanın sinirini bozuyor.
İşte bunun farkı bu kadar uzatmadan, sürekli konu kendini yenileyerek, tekrar etmeden ilerlemesi. Sakız gibi değil, hızlı hızlı güzelce işleniyor.
Eline sağlık itsmypurgatory. Yine güzel bir anime tanıtımı olmuş.
Ben de anime dünyasına yavaştan bir giriş yapmak istiyorum ama bundan önce elimde Death Note, Full Metal Alchemist ve senin sitede tanıtımını yapmış olduğun Attack On Titan var. (Bunu listeye almamda tanıtımının etkisi büyük. Burdan bir kez daha o yazı için de teşekkürler. ) Bu anime de eli yüzü düzgün iyi bir şeye benziyor ama bölüm sayısı öbürlerine oranla daha fazla olduğundan şimdilik listeme son sıradan giriş yapmış durumda.
Ellerine sağlık @itsmypurgatory.
Anime çok ilgimi çekti ama bölüm sayısı gözümü korkutmadı değil. Hem daha az bölüm sayısı olduğundan hem de bitmiş olduğundan dolayı ilk olarak Fullmetal Alchemist Brotherhood’u izleyeceğim. Onu bitirdikten sonra buna da göz atmaya niyetim var
Bu güzel tanıtımı anca şimdi okuyabilim. Ellerine sağlık itsmypurgatory. Benim zevkine güvendiğim bir arkadaşımın elime tutuşturup yaklaşık 1 yıldır “izle şunu” demekten dilinde tüy biten bir anime bu. Gel gör ki hala sıra gelmedi buna, o da artık pes etti, kızıyor biliyorum ama sormuyor.
Naruto’yu çok severek izleyen biriyim. Hele son 1 yıldır hikaye benim için iyice bulunmaz hint kumaşı haline geldi. Hemen her bölümün başından büyük mutlulukla kalkıyorum. Yaratıcılığı ve tutarlılığı ile beni benden alıyor. Tarif ettiğine göre bunda da benzer duygu ve düşüncelere -belki de daha fazlasına- haiz olacağım.
Sitede bu animeyi böyle güzel bir tanıtımla gündeme getirdiğin için çok teşekkürler. Devamı da gelir umarım.
Aynen arkadaşın doğru demiş tam maraton yapmalık bir anime sürüklüyor gidiyor.
Öncelikle HxH çok, hatta belki abartı acımasız. Normal Shounen ‘lerde esas oğlan önce mümkün değil dövemez diyeceğimiz rakibine kafa tutar, iyice bir sopa yer, sonra gaza gelir geceli gündüzlü çalışır o rakibini dövecek kadar güçlenir, sonra artist artist karşısına dikilir. HxH’da ise klasik Shounen olayları olduğu kadar, gerçek doğa kanunları da geçerli oluyor. Bir örümceğin ağına sinek takılırsa, o sinek “dur ben bi gaza gelip çalışayım, üçüncü günün şafağında gelip seni döveceğim” diyemeyebiliyor, olaylar doğada olduğu gibi gelişebiliyor.
Seçilen konular günlük hayattan herkesin bildiği sıradan şeylerin alınıp kocaman bir muammaya dönüşmüş hali olabiliyor, ya da çok karmaşık, içinden çıkılamazmış gibi görünen bir durumun çözümü bir anda çok basit bir şey olabiliyor. Tabi olaylar gelişip o basit şey açıklanana kadar aklınıza o basit şeyler gelmiyor. Zaman zaman “hadi canım” dediğiniz de oluyor ama olay sona varıp netleştiğinde genelde aradaki bağlantıya ikna oluyorsunuz.
Bir de tabi, “ortam iyice gerilmişken saçma komik bir şey yapalım” yöntemini iyice abartıyorlar, hiç beklemediğim yerlerde az güldürmedi beni. Bölüm 96 ve 97’den ispiyon içerir;
@zaburt hahaah Feitan harika biri ya.
Ayrıca sonunda izleyen biri çıktı! İnşallah insanlara güzelce satabilmişimdir animeyi, bölümleri gözü korkutacak kadar çok değil bence. Ayrıca benim tam net anlatamadığım noktaları güzel anlatmışsın
@itsmypurgatory bence güzel sattın, biraz zaman geçsin insanlar seyredip dökülecek buraya “ya o neydi yaa” diye Zaten 3-4 bölüm seyrettikten sonra olaylar ard arda sıralanıyor, “ne olacak ne olacak” diye diye bırakamıyor insan.
Tanıtım için teşekkürler @itsmypurgatory.
HxH, Anime izlemeyenlere dahi tavsiye edilecek nadir Animelerdendir. Diğer Animelerden en büyük farkı zekâyı her daim önde tutarak satranç minvalinde taktikler mücadelesidir. Yazarı senaryo hüneriğiyle hep şaşırtır. Üretken olamayan senaristlerin cansimidi gibi tutunduğu romantizme bulaşmaması dahi takdir edilesidir.
İzlemeye başlayanlara, altyazısını tercüme eden BBS ekibinden olan -HxH’ye en vakıf kişi diyebileceğim- thiefpliskin‘in Divxplanet forumunda yazdığı tahlilleri, izahları okumalarını tavsiye ederim. Onun ve forumdaki diğer üyelerin getirdiği açıklamalar HxH’de anlaşılmadık nokta bırakmıyor.
Aynen katılıyorum hele şu son 50 bölümdür falan, her bölümün arkasından saatlerce konuşulabilecek, tahminler yürütülebilecek hale geldi. Müthiş bir kurgu.
Şurada yayınlanan habere göre anime 23 Eylülde yayınlanacak 148. bölümü ile sona erecek. Resmen moralim bozuldu hiç bitsin istemiyordum. Ben bir kaç saat ağlayıp dönerim. T_T
OHA! Nası ya? Ben bunu sezonlarca izleriz sanıyordum.
Evet başladım izlemeye ve memnunum. Teşekkür ederim bizim evde yeniden gündeme getirdiğin için.
Daha başlarından memnunsan ileride ki düşüncelerini merakla bekliyorum
İşte oradan itibaren anime evrim geçiriyor
Büyük finale sadece 2 bölüm kaldı. Mutsuzum a dostlar
İkinci yarıyı yermeden önce ilk yarıdan ve sevdiğim taraflarından bahsedeyim. Sevilebilir bağlanılabilir karakterler ile ve yaratıcı, izleyiciyi doyuran zekası ile daha ikinci dakkasında sardığını söyleyebilirim. Süper güç, entrika, bulmacalar, mizah, sulanmamış duygusallık derken bir animeden bekleyebileceğimden fazlasını buldum ilk yarıda. Hatta zaman zaman “Death Note’u geçtin ha!” dediğim bile oldu, o derece. O yüzden rahatlıkla her bünyeye tavsiye edebilirim bu animeyi.
İkinci yarıda da kimi zaman yaratıcı bulduğum anlar oldu; ama konu ve gitmek istediği yön güzel olmasına rağmen eldeki malzemenin iyi kullanılmadığını düşünüyorum. O hemen sevmeye hazır olduğumuz yeni karakterler bir türlü kapamadı beni. İşleniş çok basite indi. Yaratıcı bulamadığım bir dolu özel güç, bir dolu sevimsiz karakter uçuştu ortalıkta. Bu şekliyle 5-10 bölümde bitirilecek mevzu gereksizce uzadı. (O kadar uzatılacaktıysa işleniş bambaşka olmalıydı bence.) Hele o müzik! Zaten dizinin başından beri “herhalde tek başarısız yanı fon müziği” derken, ikinci yarıdaki o aynı nakarat ile tekrar eden keman beni defalarca ciyaklattı (ki bence parçanın tamamını kullansalardı iyi bir parçaydı ama nakarat iyi değildi).
Beni bu kadar yoran bir kavis, yani yan öykü (arc yazasım gelmedi) azdır herhalde. Bleach’tekiler filan anca ki onlar da bu denli uzamazdı. Bu uzadıkça uzadı, bitmek bilmedi. Öyle ki dizinin neredeyse ikinci yarısını kapladı. Anlatım desen, gittikçe mangaya dönüştü. O en önemli savaş sahnelerinin sadece anlatan (narrator) seslendirmesi ile kare kare verilmesi neydi öyle? Üstelik de “state the obvious” kıvamında!
Aynı diziyi mi izliyorum diye defalarca düşündürdü beni. Adam hiç konuşmasa “sanat yapmışlar” aşamasında kalabilirdi.
Neyse ki son bölümlerde toparladılar mevzuyu da ilk yarıdaki sevdiğim haline döndü. Biterken üzüleceğim, ama eğer sezonlarca süren bir dizi olsaydı ve ben yine böyle topluca izliyor olsaydım, “Bu yan hikaye kaçta bitiyor?” diye öğrenip atlardım. Ama elde az bölüm olunca elimiz mahkum izledik.
Peki dizi cidden bitiyor mu şimdi haftaya? Zira, elde bi dolu malzeme kaldı/kalacak. Altın yumurtlayan tavuğu çöpe atmış olacaklar biterse yahu… Yoksa HunterXHunter Shippuden’e mi dönüşecekler?
Bu arada Hisoka uzun zaman unutamayacağım, çok çok sevdiğim bir karakter oldu. Bir de dizi “Gon’un hikayesi” kisvesi altında aslında Killua’nın hikayesini anlattı ve ben bu durumdan gayet hoşnutum. Canım Killua’m. Çocuk kapıdan girse boynuna atlıycam, o derece. :)) Gerçi onunla ilgili bambaşka bir komplo teorisi çıkmıştı bizim evden ama dizi öyle karamsar olmadığı için o yöne gitmeyecekleri belliydi.
Teori şuydu:
Özetle izleyin, izletin. Güzel anime. Ama 75’ten sonraki yan hikayede bayarsanız atlayıp 120 küsürlerden devam edebilirsiniz rahatlıkla.
Haa, bi de Griido Aylınd rulz.
Greed Island’ı seven Kimera Karıncaları sevmiyor, Kimerayı sevende Greed’i sevmiyor böyle bir ikilem oldu anime izleyenler açısından. Bana kalırsa anime 75’ten sonra açılmışı. Daha bir dark hale büründü.
Dediğin o anlatım kısımları mangada da kullanılıyordu. Yani olaylar olurken manga nın içerisinde de bir anlatıcı vardı. Mangada Kimera 150 sayıyı geçik yani 60-65 bölüme anca indirebilmişler. Ama o arc tamamen insanların önce kişisel gelişimleri, sonra fiziksel gelişimleri ile ilgiliydi. Welfin gibi bir kurda bile 3 bölüm kişisel gelişim vermişlerdi yani. O yüzden baymış olabilir.
Anime haftaya salı günü final yapıyor fakat, manga “devam ediyor”. Şöyle ki haftaya izleyeceğimiz final bölümü manganın 2012’de, 2 yıl ara verildiği yer olacak. Herkes bitti sanmıştı çünkü adam 2 sene boyunca bir şey çıkartmadı ta ki bu Haziran’a kadar. Yani anime devam etse bile geri dönmesi 2-3 yıl sürebilir.
Ama mangaka aşırı tembel kusura bakmasın ama öyle yine ara verdi 4-5 hafta manga çıkmayacakmış mesela.
Neyse birinin şans verip bu dünya ve bu kurgu ile tanışmasına sevindim. Ne mutlu bana eğer güzel dakikalar geçirebildiysen.
@itsmypurgatory: Mmm birini seven ötekini sevmiyor falanını filanını araştırmadım. Demek ki yalnız diilmişiz desene.
“Dediğin o anlatım kısımları mangada da kullanılıyordu.” sözlerine cevaben:
Yukarıda “Anlatım desen, gittikçe mangaya dönüştü” derken onu diyorum zaten. Anime izliyoruz, manga okumuyoruz. Kare kare verip bir anlatıcı kullanmanın ve bunun bokunu çıkartmanın ne anlamı var? Üstelik de zaten ayanbeyan gördüğümüz bir şeyi (“Killua o sırada havaya zıpladı. Hasmı kaşısında hırsla bekliyordu” tadında bir basitlikle) seslendirmenin anlamı ne? “Zaten birçok yerde karakterlerin iç sesini kullanma kolaylığına kaçılmasına ses etmemiştik, bari öyle devam edeydiniz.” dedirttiler bana.
Elbette iyi zaman geçirtti. Kimse, al hepsini izle diye gırtlağıma yapışmadığı halde oturdum izledim tatilin bana verdiği yetkiye dayanarak pıtır pıtır peşpeşe. (Gerçi zaman zaman gece 10’da uykuya dalmama da bolca yardımı oldu. ) Dediğim gibi memnunum. Sadece potansiyeli harcamayaydılar iyiydi modundayım.
Teşekkürler hem sana, hem de “izle izle” diye önceden ittirmiş olan arkadaşıma.
Ben anlatımı daha uygun buldum çünkü orada yapılan her olayın saniyelik önemi, değeri vardı mesela. Adam 2 saniyede yaptığı hareketi içinden 2 dakika düşünerek geçirseydi saçma olurdu.
Tahminim, animede kaç bölüm ne işleneceğine dair ellerinde bir plan vardı, ama mangaka savsaklamaya başlayınca “bir sonraki konu netleşmeden bu arkı bitirip yenisine nasıl geçeceğiz, bari eldekini uzatalım da mangadaki konunun toparlamasını bekleyelim” dediler, bekle bekle derken sonunda “yok bu mangaka iyice saldı, yeni bir konuya başlasak elimizde kalacak” diyip sonlandırmaya / uzun ara vermeye karar verdiler. Adam çok güzel şeyler buluyor ama süreklilik konusunda sorunlu, bu da olayın ticari bir ürün hale gelmesinin önünde engel oluyor. Filler koymama konusunda da direttiğini tahmin ediyorum ama yani böyle de olmaz ki. Olan anime ekibine de oldu diye de düşünüyorum bir taraftan.
@dkamoy karakterlerle ilgili yorumlarına katılıyorum, hatta
Neyse 1-2 sene sonra tekrar çekilir herhalde, o zamana tekrar görüşürüz
Evet bugün final bölümünüde izlemiş olduk. Harika 148 bölümlük bir “macera” idi.
Tabiki bölüm içinde manganın şu an devam ettiği o büyük olayı tease ettiler fakat bunu animede görmek seneleri alabilir. 148 final yapmak için harika bir noktaydı bence. Hüzünlüyüm, bir süre izlediğim diğer animelerden zevk alabileceğimi sanmıyorum…
O final sözleri ile bende veda ediyorum. Belki bazılarını animeye başlamaya iter.
“Küçük dolambaçlardan zevk almaya bak.
Alabildiğince.
Çünkü böyle şeylerde…
…istediğinden daha fazlasını bulacaksın.”
Bu anime’ye bende abarti ovguler sayesinde basladim. Evet son bolumlere kadar cok iyi ilerliyor ozellikle karinca sezonu savas baslayana kadar heycan dorukta bomba gibi ilerliyordu ancak gel gelelim’ki savas baslar baslamaz butun heycani herseyi mahvettiler, butun bolumleri resim izleyerek arka’dan birinin romansi havayla ayni cumleyi farkli sekillerde defalarca soylemesini izledik butun savas boyunca 1 tane adam akilli dovus gormedik ve finalide politik bir mesajla oldu. Suan karinca sezonun’dan sonra cekilen 12 bolumluk kisimdayim son 5 bolumum kaldi bu bolumler iyi ilerliyor. Ancak bastan uyarayim karinca adasinin son 15 bolume yakini butun animeyi bosa izlemis hissi vericek size.(olur’da animeyi uzatir yeni sezonlar yaparlarsa super sezonlar cikarabilecek bir potansiyele sahip) Ayrica One piece ile bunu karsilastirman bence cok buyuk hataydi cunku bu animenin yazari ODA kadar caliskan olsaydi dahi One piece’in 2 kilometre otesinden gecemezdi. Sirf konuyu hizli isliyorlar diye bi anime digerlerinden ustun olamaz. Burdan anime secekceklere tavsiyem hunterxhunter’i izleyecekleriniz arasinda en son’a koyun, bos ve izleyecek animeniz kalmadiginda izlersiniz. One piece – death note – Attack on titan – Code geass asla izlediginiz icin pisman olmayacaginiz animelerdir.
Hxh hiç bir zaman savaş’ı ön planı çıkartan bir anime olmamıştı ki zaten. Sen niye savaş bekledin? Her şey taktik, zeka oyunları, planlarla ilerliyor.
Olaylar büyük bir kurgu içinde gelişiyor. Gemi ile gezerken rastgele bir adaya gelip o rastgele adada rastgele yardıma ihtiyacı olan birini bulmuyorlar en azından. Ya da “bakın bu yeni gücüm ama nereden geldiğini sormayın” diye bir saçmalığı olmuyor. Bölümlerce kendilerini geliştiriyorlar eğitim görüyorlar.
Son dediklerine katılıyorum animeye giriş yapan birinin izlemesi gereken bir anime değil… Bir kaç anime izledikten sonra izlenilebilecek yapım. Sonlarda izlesin ki ne kadar iyi olduğunu görsünler ya da diğerlerinin nerelerde bocaladığını.
One Piece – Hxh kavgası yapacak değilim fakat one piece yıllar önce değilde şimdilerde başlasaydı, yani hali hazırda 400-500 mangası varken ve animesini toei yapmasaydı o da bu kadar övgü alırdı. Shounen’ler sakız gibi olmaya gelmiyor çünkü. Ben one piece’i brooks’un geldiği arc’a kadar bayıla bayıla izlemiş bir insanım. En sevdiğim arc gökyüzü adası arc’ı. Tamamen hayal gücü dolu harika bir arctı. Ama Brooks geldiğinden beri bölümlerden hiç zevk almadım Sabody’e kadar. Oradaki son sahneleri gerçekten duygusaldı. Ama ondan beridir anime bocalanıyor, debeleniyor. Filler’lar da cabası.
Yazdiklarindan anladigim anime zevklerimiz farkli. Nerden anladigimi soracak olacaksan Skypea arc benim en sevmedigim sezondur.Evet anlattigin tur’de olarak dusunursek hunter x hunter taktige dayali bir anime. One piece’de gelismeler, hunter x hunter gibi oturup asama asama atlanarak yapilmiyor ancak savas sirasinda mevcut guclerini, kazandiklari tecrube ile harmanlayip ilerletiyorlar. Ustun seviyeler zaten ezip atiyor hepsini. Gon en ust seviyesine bir anlasmayla cikarken Luffy 2 sene’lik egitimle ancak yeni dunya’da savasabilecek guce kavustu. One piece konusu icabi egitimleri gostermeye vakit ayirabilecek yapiya sahip degil. Gercek konu brook’tan sonra basladi, brook’tan sonra anime’den zevk alamadim demen one piece’i butun olarak izlemedigini gosterdi bana, Gercek one piece zaten brook’tan sonra basladi. Ayrica fiiler demende baya abes’ti. Brook’tan itibaren 333 bolum gosterildi ve 333 bolum icinde sadece 19 tane fiiler(ekleme denilmeyecek guzellikte) var fiilerin tamami sezon bittikten sonra kisa dinlenme arasinda cekildi. Hunter x Hunter suanki seviyesi ile One piece’le karsilastiralamaz. Kanit’i asagida bulabilirsin.
Tum zamanlarin manga satis siralamasi:
1) One piece 345milyon (1997)
22) Hunter x Hunter 65.9 milyon ( 1998)
Ona bakarsan Twilight serisi de baksan satışlarda uçmuş gitmiştir ama kimi vampir temalı yapımlar ondan kat kat üstündür
Benim filler dediğim olay şu: 5 dakikakada rahatça anlatılacak bir konuyu 3 bölüme falan yaymaları. Mesela Luffy’nin arenada savaştığı boğa! sadece 2 sayfa görüldü mangada, animede boğaya flashback bile verdiler. Ama ikimizde ağır fanatiğiz ne söylesek birbirimizi inandıramayız boşver uzar gider bu
Bu anime tamamen final yaptı değil mi? Sanki bir yerlerde devam edebilir gibi bir şey okudum zamanında diye hatırlıyorum ama tamamen sallıyor da olabilirim. Düzgün bir sonu varsa başlayacağım hemen çünkü.
Düzgün bir sonu var ama ilerisi devam ederse diye açık kapı bıraktılar ama o kadar açık değil Rahatlıkla izleyebilirsin. Zaman zaman yorumlarını bekliyorum hadi başla
Tamam o zaman başlıyorum.
Az önce IMDB dizi sıralamalarında animeler nerede diye baktım.
12- Avatar: The Last Airbender
15- Hunter x Hunter
18- Full Metal Alchemist
21- Death Note
29- Shingeki No Kyojin
şeklinde ilk 30’a 5 adet anime girebilmiş. Hunter’ın hak ettiği yerde olduğunu görmek mutlu etti.
Tam liste burada.
@levilevi ilk 30 içinde Cowboy Bebop niye yok diyordum ki baktım 19. sırada varmış Code Geas az farkla kaçırmış. Hellsing 50 lerde, Naruto Shippuuden 150 lerde vs. vs. Shingeki No Kyojin biraz torpilli girmiş sanki, daha çok yeni, o kadar öne konacak başka bir seri anime çıkar
Aa bebop gözümden kaçmış
Yaklaşık bir ayda ilk 38 bölümünü izlemiş bulunuyorum . Şu ana kadar çok severek izledim. Elimde 100’den fazla bölüm olmasına rağmen günde birer ikişer izledim hemen bitmesin diye. Ana karakterlerin hepsi çok sempatik ve sevilesi. İzlerken de çok eğleniyorum bu animeyi. İyi ki bulaşmışım yani. İlerleyen bölümlerde konuların daha da gelişeceğini duyuyorum hep, onun için de baya heyecan ve merakla bekliyorum o bölümleri. Umarım devamını da severim böyle.
Bu arada tanıtım bir kez daha teşekkürler @itsmypurgatory. Tanıtım gaza getirmese daha bi 2-3 yıl daha bulaşmazdım ben buna. Neyse, izledikçe yine uğrarım ben buraya.
Haha güzel yerdesin 39-58 arası herkesin tartışmasız sevdiği yerler. O bölümleri sevmeyen görmedim. O Arc bitince yorumlarını merak ediyorum özelden bile olsa
Yavaş yavaş izleyerek final bölümünü de görmüş oldum. Çok severek ve ilgiyle takip ettim animeyi. Anlatım tarzı, müzikleri, hikayenin işlenisini de çok sevdim. Her karaktere ayrı ayrı bağlandım. Sürekli ortaya çıkan yeni karakterler de hep sevilesi karakterlerdi. Benim en sevdiğim hikayesi Kimera Karıncaları oldu. Evet uzun sürdü ama beni rahatsız etmedi uzunluğu açıkçası, heyecanla takip ettim. Genel olarak bakarsam güzel bir macera oldu diyebilirim. İzlemek isteyen varsa gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim. Bir de tanıtımla izlemeyi kafama sokan ve her kafam karıştığında imdadıma koşan @itsmypurgatory’ye de teşekkür ederim
Beğenmene sevindim ben de şu son günlerde nostalji yapıyorum. Arşivimi blu ray versiyonları ile değiştiriyorum falan. Eşsiz bir seri. <3
Animenin ilerleyen bölümlerinde daha karanlık bir yapıya evrileceğini düşünüyorum, genel yorumlarda da öyle diyor. Bu durum hoşuma da gidebilir.
Uzun bir anime günde bir bölüm şekilde uzun sürebilir bitirmem ama acelem yok.
Yine asıl konu değil de Kurapika nın hikayesi daha fazla ilgimi çekiyordu oradan devam etmelerini daha çok isterdim kesinlikle. Ging i bulmak inan hiç ilgimi çekmiyor, ne değişik bir baba. Hiç ısınamadım şimdiden. Boşa kürek çekiyormuşuz gibi geliyor.
Bundan sonrasını 120 lere kadar pek beğenmemiş millet sanırım umarım ben beğenirim.
Animenin müzikleri çok güzel yalnız ya, bulabileceğim bir yer var mı ? Müzikleri?
Çok teşekkürler @itsmypurgatory
Ben Bisky nin Kurapika nın Leorio nun falan da dahil olmasını istiyordum bu hikayeye. Hatta Killua nın babası ve dedesi de yardıma gelebilir, Hisoka ve takımı da aynı şekilde. Hep beraber Kimeralar ile savaşa.
@dkamoy 120 falan diyince
Bir de
Ayrıca sonradan aklıma geldi dün söylemeyi unuttum, herkese tavsiyemdir anime izleyen izlemeyen herkes sevebilir bunu. Çok güzel cidden, benim için Death Note u da geçti hatta. Bu kadar uzun soluklu olmasıyla.
148’i gördüm. Animeyi bitirdim. Çok güzel animeydi, fazlasıyla özleyeceğim. İzlediğim en iyi anime oldu resmen, tadında bittiğini düşünsem de bana 148 bölüm yetmedi kesinlikle ya, keşke bi 148 daha olsaydı izlerdim. Ekstra 2 filmi varmış galiba bir sitede gördüm, güzel mi izlemek gerekir mi? Bir de mangasını internetten okuyabilir miyim, devam ediyor mu? Normalde pek meraklısı değilim ama bu hikayenin devamı falan varsa görmek isterim.
Onun dışında aslında hep final sezonunu kafamda şöyle kurgulamıştım:
Çok fazla dizilerle de içli dışlı olmadığım günlerde hevesle takip ettiğim tek şeydi, o yüzden biraz içim buruk. Diziler için derdim ama bir gün kesinlikle baştan sona tekrardan izleyeceğim. Karakterleri çok özleyeceğim. Killua, Gon, Leorio, Kurapika ve dahası…
Bir de aslında animeyi izlerken hep tanıtımdaki ilk fotoğrafın spoiler olduğunu düşünmüştüm, çünkü
1 Ağustos’ta Netflix’e geliyor. 2 sezon.
1 Eylül oldu.