The Mentalist — Tanıtım
11 yorum Elros 19 Ağustos 2015 11:14
Sizlere bu yazımda Person of Interest, How I Met Your Mother, The Big Bang Theory gibi birbirinden güzel yapımlarıyla sevdiğimiz CBS kanalının, Şubat 2015’te 7. sezonuyla final yapan başka bir sevilen dizisi The Mentalist‘i tanıtmak istiyorum. Dizinin yönetmen koltuğunda son olarak Gotham‘da görev alan, daha önce de Rome dizisinin senaristliğini üstlenen Bruno Heller oturmakta.
Yönetmen: Bruno Heller
Sezon – Bölüm Sayısı: 7 Sezon, 151 Bölüm
Yayın Tarihi: 23 Eylül 2008 – 18 Şubat 2015
Süre: 43 dk.
Kanal: CBS
KONU
Dizimizin kahramanı Patrick Jane’in sivri bir zekası ve üstün gözlem yeteneği bulunmaktadır. Bu yeteneğini kullanarak insanları dolandıran Patrick, ailesi Red John isimli bir seri katil tarafından öldürülünce kendini intikam almaya adar. Kaliforniya Suç Birimi’ne (CBI) danışman olarak katılıp Teresa Lisbon’ın ekibine dahil olan Jane, suçluların yakalanmasına yardımcı olurken bulduğu her ipucu onu ailesinin katiline biraz daha yaklaştırır.
KARAKTER VE OYUNCULAR
Patrick Jane (Simon Baker)
Gözlem yeteneği sayesinde insanları kandırarak kendini medyum olarak tanıtan Patrick Jane, bir gün katıldığı programda seri katil Red John’u kızdırınca karısı ve kızı Red John tarafından öldürülür. Bu olaydan sonra kendini suçlu hisseden Patrick, bir süre tedavi gördükten sonra CBI’a katılarak Red John’u yakalamaya çalışır.
Daha önce The Guardian‘da izlediğimiz Simon Baker, bu iki dizideki rolleriyle 2002 ve 2010 yıllarında Altın Küre‘ye aday gösterilmiştir.
Teresa Lisbon (Robin Tunney)
Alkolik bir babası olan Teresa Lisbon, annesini de genç yaşta kaybedince 3 küçük erkek kardeşinin sorumluluğuyla büyümüştür. Espirili bir yanı olsa da genel olarak ciddi ve profesyonel olarak hareket eden Lisbon, ayrıca CBI’da ukala Patrick Jane’e katlanabilen ve söz geçirebilen tek kişidir. Red John’u bulup adalet karşısına çıkarmaya çalışmaktadır.
Karakteri canlandıran Robin Tunney’i daha önce rol aldığı Prison Break‘ten hatırlamaktayız.
Kimball Cho (Tim Kang)
Son derece ciddi ve kuralcı olan Kimball Cho, her konuda kitaba göre hareket etmektedir. Az ve öz konuşur, iş üstündeyken dikkatinin dağılmasından ve Jane veya Lisbon dışında birinden emir almaktan hoşlanmaz. Soğuk ve sert tavırlı olduğu için sorgulamalara genellikle o girer. Güldüğünü çok az kişi görmüştür.
Önemli projelerde pek rol almayan Tim Kang’e The Unit ve Law&Order‘da aldığı küçük rollerle aşinayız.
Wayne Rigsby (Owain Yeoman)
Çocukluğuyla ilgili pek bir bilgimiz olmayan Wayne Rigsby, karakter olarak Cho’nun tam tersi: Konuşkan, güler yüzlü, arkadaş canlısı. Ama buna rağmen Cho ile çok yakın arkadaşlar.
Oyuncuyu ise en son Turn adlı dizide izlemiştik.
Grace Van Pelt (Amanda Righetti)
Ekibe en son katılan kişi olan Van Pelt bilgisayar konusunda uzmandır. Ancak sadece masa başında çalışmaz, baskın yapılacağı zaman Cho ve Rigsby’nin yanında genelde o da olur.
Karakteri canlandıran Amanda Righetti’yi ise The O.C. dizisinde aldığı rolle hafiften gözümüz ısırıyor.
SON SÖZ
Eğer siz de zekanın ön plana çıktığı, akıllı karakterin olduğu dizilerden hoşlanıyorsanız The Mentalist tam size göre. İyi seyirler..
FRAGMAN
Editörün Notu: Bu tanıtıma kavuşmadan önce, diziyle ilgili şöyle bir tanıtım bulunmaktaydı. Zamanında yapılan yorumlar için orayı da tırtıklayabilirsiniz.
yorumlar
Ellerine sağlık. Gerçekten çok güzel bir polisiye ama bir türlü zaman ayıramıyorum 15. bölümde kalmıştım en son. Final’deki malum olayı spoilerını yedim ama Red John’un kim olduğunu hala yemedim çok şükür, umarım da yemem. Türü sevenlere önerimdir.
Benimde arkadaş çevremin çok sevdiği bir dizi kendisi. Pek de kötü yorum görmedim hakkında, başlamak istediğim bir dizi. Bu dizi fazlalığından ne zaman olur bilemem de, bi ara izleyeceğim.
Eline sağlık.
Ellerine saglik. Ah be huzunlendim birden. Farkinda olmadan cok ozlemisim bu diziyi. Formullu dizilerden uzak durmaya calisirim fakat The Mentalist cok iyiydi. S!kildigim bolumler oldu biraz ama genel olarak cok iyi bir polisiye dizisi. Baslamayanlar eminim dort gozle Red John ile ilgili bolumleri bekleyecektir izlerken. Keske bitmeseydi.
Bu arada dizinin geneline bakılırsa, ben çoğu Türk izleyicinin aksine bu diziyi öyle pek yere göğe koyamıyor değilim. Özellikle başlarda epey severek izlediğim dizi gittikçe tek kişilik şova dönüştü.
Bölüm içinde biten polisiyeleri seven biriyim ve genelde çoğunu izlerim (çocukluğumdan beri).
Mentalist’te Jane’in yanındakiler saksı tadında takıldıkça izlediğim aynı türdeki diğer polisiyeler Mentalist’e göre çok daha mantıklı ve yenilir yutulur hale geldi. Ha ama ben bırakmadım Mentalist’i, çünkü The Guardian‘da da bayıldığım Simon Baker burada da sonuna kadar döktürdü. Patrick Jane karakterini sevmelere doyamadım. Bir de Cho’nun ciddiyetiyle süper eğlendim. Bu sayede 6. sezon finaline kadar geldim (Evet, Red John hikayesini sıvadıklarında bile bırakmayıp ittirdim). Ama o 6. sezon finali ile “Tamam artık ben bu diziye kalan saygımı yitirmiycem” diyerek final sezonu izlemedim. Pişman da değilim.
Size katilmiyorum.
Çok güzel bir dizi bitmesine cok üzüldüm, Polisiye severler için kaliteli bir diziydi
Sony Channel Türkiye’de diziye rastlayınca bölümü (2×15) izlemeye koyuldum. Türkçe dublaj dizi izlemek yeterince can sıkıcı ama bari dizinin en can alıcı kısmını kesmeseydiniz yahu. The Mentalist izleyenler bilir, Jane numaracıdır, kötü adama, katile yaptığı suçu itiraf ettirmek için kesin sonda bir numara çeker, katil bunu yer ve en sonunda suçunu itiraf eder. Sen gidip bu en önemli kısmı (malum ortamlardan baktım, 2 dakika 40 sn sürüyor) kesip (sansürlenecek hiçbir şey yok bu arada), doğrudan itiraf kısmına atlarsan, bu diziyi izleyen insan, bu durup dururken niye itiraf etti ki diye sorar.
İçki bardaklarını buzlamak için harcadığınız enerjinin %10’unu diziyi eksiksiz vermek için harcasanız, ortada çok sorun kalmayacak aslında
S01E01-02
Kadrosu çok cazip olduğu için bir denemek istedim. 2 bölüm denedim ve pek cazip gelmedi. Kötü bir dizi değil ama fazlasıyla klasik. Şöyle ki bölümlük cinayet hikayesine yoğunlaşıyor tamamen dizi bölüm süresince. Aralara komik sahneler iliştirip karakterleri sevdireyim veya eğlendireyim gibi bir amaç gütmüyor pek. Bunun yanında karakterlerin özel hayatlarıyla ilgili sahneler koyup dikkati başka yöne de kaydırmıyor. Benim için bu 2 şeyi birden yapmıyor oluşu bir eksi. Diziye tekdüzelik katıyor. Elbette benim bu çıkarımlarım ilk 2 bölüm için geçerli sadece. İlerleyen süreçte bu tekdüzeliği atmıştır belki bilmiyorum.
Patrick Jane karakteri fena bir karakter değil imaj olarak ama yeteneği konusunda inandırıcılık katsayısını düşük buldum ben. Geçmiyor o yaptığı tahminler bana. Dayanaksız geliyor. Elde Robin Tunney, Amanda Righetti ve Tim Kang gibi epey sempatik oyuncular var ama ilginin %65’ini falan Simon Baker’a kaydırıyorlar. %25’i Tunney’ye kayıyor ama ona da doldurma replikler yazıyorlar. Baker kadar önemsenmiyor. Diğer üçlü zaten figüran muamelesi görüyor.
Sevmek istiyordum aslında diziyi kadrosundan ötürü ama sevemedim işte saydığım nedenlerden ötürü. Neyse, sağlık olsun.