screen-shot-2016-04-15-at-1-32-13-pmAmerika’nın ulusal kanallarından CBS, alışılmış huyunun aksine bir süredir yaz mevsimi geldiğinde izleyici karşısına en az bir tane yeni dizi getiren bir kanal haline gelmiş durumda. Sağ olsun veya olmasın, Under the Dome’un ilk sezonunda elde ettiği tatmin edici reytinglerin de bunda etkisi büyük.

Kanalın bu yaz Braindead ile birlikte ekrana getirdiği bir diğer dizi de American Gothic oldu. Grant Wood’un 1930 yapımı ünlü resmiyle veya CBS’in 1995 yapımı tek sezonda iptal olan aynı isimli dizisiyle bir alakası olmayan bu dizi, Haziran ekranına dahil oldu ve sezonu 13 bölüm sürdü.

Ben bu satırları yazarkense American Gothic için halen herhangi bir ikinci sezon haberi gelmemiş durumda. Ama aynı zamanda gerek de yok; çünkü dizi sezon sonunda hikayesini kapalı bir şekilde bitirdi. Gerçi başlamadan önce zaten böyle yapacağını önceden açıklayarak geldiğinden sürpriz olduğu söylenemez.

american-gothic-family-treeAmerican Gothic de eskimeyen konulardan birisi olan “Katil kim?” konusu üzerine kurulu bir yapım. Gerilim türünde ve içine aile sosunun katıldığı bir dizi. Ben geleyim artık projenin detayına:

Aile ağacını yukarıda gördüğümüz Hawthorne ailesi dizinin merkezindeki ailemiz. Hikayenin geçtiği Boston’ın bilindik ailelerinden birisi ve aile şirketi inşaat üzerine. Ailenin ikisi evli, birisi boşanmış dört çocuğu ve üç de torunu bulunuyor. Günün birisinde çalışmasını kendilerinin yaptığı eski bir tünelde bir kaza yaşanınca işler aile için dönülmez bir şekilde çok karışıyor.

“Evvel zaman içinde kalbur saman içindeyken Boston’da birkaç yıl boyunca etkili olan ama kim olduğu bulunamayan bir seri katil yaşamış. Bu seri katil günün birinde artık cinayet işlememeye başlayınca şehirdekiler için hayat normale dönmüş. Ancak bir tünel kazasında bu seri katilin* cinayetlerinde kullandığı kemer keşfedilince herkes için kabus yeniden başlamış.”

* Gümüş Zil Katili (Silver Bells Killer)

Aile Üyeleri:

Mitch Hawtorne (Jamey Sheridan): Ailenin reisi, şirketin de başındaki isim. Kemerin seri katile ait olduğunun ortaya çıkması, soruşturmanın yeniden açılması ve medyanın ailesinin üstüne üşüşmesi kalbine iyi gelmiyor ve ilk bölümde kendisini hastanede buluyor. Yetmiyor, ardından mezarlığa geçiş yapıyor.

Madeline Hawthorne (Virginia Madsen):  Mitch’in eşi, çocukların da annesi. Seri katille ilgili bildiği ama gizlediği şeyler var ve ortaya çıkmasını da istemiyor.american-gothicGarrett Hawthorne (Antony Starr): Uzun yıllar önce gizemli bir şekilde evi terk etmiş ve bir daha da dönmemiş. Hatta bir ormanda yaşamaya başlamış. Üstelik gidiş zamanı da şaşırtıcı bir şekilde seri katilin cinayetleri işlemeyi kesmesiyle aynı dönem… Babası hastanelik olunca kardeşi Tessa’nın çabalarıyla Boston’a geri dönüyor.

Alison Hawthorne-Price (Juliet Rylance): Hali hazırda başkan olan Conley’e karşı belediye başkanlığı için adaylığını koyduğu dönemde ailesi böyle bir skandalla göz önünde olunca haliyle durumdan o da etkileniyor. Tom (Dylan Bruce) ile evli ve ikizleri var.

Cam Hawthorne (Justin Chatwin):  Ailenin uyuşturucu bağımlısı, ayrıldığı kendisi gibi uyuşturucu bağımlısı eski eşi Sophie’den (Stephanie Leonidas) bir oğlu olan üyesi. Jack’te (Gabriel Bateman) cinai olaylara ayrı bir merak ve biraz da psikopatlık bulunuyor. Artık kime çektiyse?

Tessa Ross (Hawthorne) (Megan Ketch): İlkokul öğretmeni, polis departmanında çalışan Brady ile evli ve çocuk sahibi olmaya çalıştıkları bir dönemdeyken kendilerini bu skandalın içinde buluyorlar. Brady’nin (Elliot Knight) seri katilin davasına atanması da tuz biber oluyor.

Olayın patlamasından sonra özellikle aile içinde seri katilin ailenin babası Mitch olabileceğine dair bazı şüpheler ortaya çıkıyor. Ardından gelen sorular da aile içinden bir iş birlikçisi olabileceği düşüncelerini doğuruyor.

“Katil gerçekten Mitch mi? Değilse kim? Aileden veya dışarıdan, katilin iş birlikçisi var mı? Varsa kim bu? Alison seçimi kazanabilecek mi? Garrett böyle elma soymayı nereden öğrendi?”4hj6hk346American Gothic, bölümler boyu böyle bazı sorulara cevap verip yenilerini doğuran, bölüm sonlarını da bir sonrakini merak ettirici bir şekilde bitirmeye çalışan bir yapım.

Tırıvırı bilgi: Dizinin kendisinin Grant Wood’un aynı isimli eseriyle bir alakası olmasa da dizinin her bölümü tanınmış bir sanat eserine uygun olarak isimlendirilmiştir. Hatta her bölümde bölüme ismini veren resmin içeriğine dair görsel referans da verilmektedir. Örneğin sezon finalinin adı Whistler’s Mom, James Abbott McNeill Whistler’ın 1871 yapımı resmine ithafen isimlendirilmiş ve az yukarıda gördüğümüz resim de o.


American Gothic benim beğendiğim dizilerden oldu. Sezon sonunda hikayeye yaptıkları kapanış da tatmin ediciydi. Katil(ler)i de, nedenlerini de, çok daha fazlasını da öğreniyoruz. Karakterlerin hikayesi de bir sona ulaşıyor, yani CBS devamını istemese de bir şey değişmez demem daha çok bundan.

Ama öyle herkese tavsiye edilebilecek bir yapım da değil elbette, “Katil kim?” dizilerine bakarsak çok daha iyisi tabii ki var. Ben yaz mevsiminin daha rahat ve baskısı az ortamında izlediğimden dolayı bir sorun yaşamadım. Gerçi kafa da yormuyor zaten, başına oturunca sonunu rahat getirebiliyorsun. Bölüm sonlarında bir sonrakini merak ettirişleri de genel olarak güzeldi.

Karakter bazında Madeline, Alison ve Garrett benim hoşuma gidenlerden oldu ama değişkenlik elbet gösterebilir; dizide o kadar çok şey ortaya çıkıyor ki pek çok dinamik önemli oluyor. Oyuncular da zaten geneli oradan buradan tanınan insanlar.

Sözün özü daha doğrusu sonu böyle işte. İyi seyirler efendim…