Elini attığı birçok dizinin altından başarıyla kalkan Netflix, bu sefer de bir gençlik dramasıyla Mart ayının son günü izleyici karşısına çıkıverdi: 13 Reasons Why.
Ölmek İçin 13 Sebep
Bileni veya ben gibi okuyanı vardır, dizi bir roman uyarlaması. 2007’de piyasaya çıkan, ülkemizde Artemis’in ‘Ölmek İçin 13 Sebep’ ismiyle yayınladığı kitaptan uyarlandı. Hatta diziye uyarlanmasının arkasında ünlü şarkıcı Selena Gomez bulunuyor. Kitabı okuyan Gomez, annesi ve bir yapımcıyla birlikte uyarlanması için kitabı Anonymous Content’e götürdü. 2012’de Universal iş birliğiyle onun başrolünde olacağı bir film çekilmesi planlansa da sonrasında proje diziye dönüştü.
Selena Gomez de annesi Mandy Teefey ve yapımcı Kristel Laiblin ile birlikte dizide yapımcı olarak yer aldı.
Konusu
Dizi, genç bir kızın intiharının perde arkasını anlatan bir yapım. Sezonu da 13 bölümden oluşuyor.
17 yaşındaki lise öğrencisi Hannah Baker bir süre önce canına kıymıştır. Ortada herhangi bir neden yok gibidir, ailesi ise şoktadır. Lisenin parlak öğrencilerinden Clay Jensen, bu olayın üstünden bir süre geçtikten sonra kapısının önünde bir kutu buluyor. Kutunun içinden eski usül kasetler çıkıyor, kimden geldiği ise belli değil.

Hannah (Katherine Langford) ve Clay (Dylan Minnette)
Toplamda yedi kaset. Her bir yüzünde numaralar olan, 13’e kadar giden bu kasetlerin ilkini dinlemeye başlayan Clay, ilk büyük şokunu yaşıyor: Kasetlerdeki ses Hannah’ya ait ve intiharına giden yolda başından geçenleri anlatacağını söylemekte. Her bir kaset yüzünde buna sebep olan bir kişiden bahsederek… Yani bu kasetleri aldıysan sen de bu kasetlerden birindesindir ve senin de her şeyde bir payın var demektir.
Eğer kurallara uymazsan kasetlerin içindekiler herkesin ulaşabileceği şekilde yayılacaktır. Çünkü kopyaları birisinde bulunmaktadır.
Kurallar:
– Sırayla kasetlerin hepsini dinleyeceksin.
– Bitirdiğinde kendinden sonra bahsi geçen kişiye postalayacaksın.
Hannah’nın intihar etmesine sebep olacak ne yaptığına dair bir fikri olmayan Clay de hazır olmasa bile ister istemez kasetleri dinlemeye başlıyor. Böylece birçok sır ve cevap açığa çıkmaya, Hannah da uçurumun kenarına doğru yürümeye başlıyor. Üstelik bu kadarla sınırlı değil, çünkü Clay’den önce kasetlerde yer alanlar sırlarını korumak ve her ihtimale karşı Clay’in konuşmaması için her şeyi yapmaya hazırlar.
Bir de kızlarının başına gelen yüzünden ihmalkarlık suçlamasıyla okulu dava eden Hannah’ın ailesi var. Bu nedenle okul da konuyu daha derinlemesine araştırarak öğrencileri mercek altına almaya başlıyor.
Dizideki bölümlerde geçmişle şimdiki zaman iç içe, bir yandan da Hannah’ın neler yaşadığına tanık olduğumuz bir şekilde ilerliyor.Nasılı ve Dahası
Şimdiye kadar pek çok Netflix dizisi izlemiş olsam da hiçbiri için binge-watch dediğimiz peş peşe izlemeyi yapmamıştım. Hatta çoğunu haftalık dizi muamelesi yaparak izliyorum. Okuduğum bir kitabın dizisini de ilk kez izlemiş değilim tabii ki. Ama 13 Reasonss Why’ı peş peşe izleyerek iki günde aradan çıkarmış oldum.
Haliyle gayet memnun kaldım. Merak unsuru kadar psikolojik malzemesiyle de kendisine bağlıyor. Ergen draması gibi görünse bile göründüğünden çok daha fazlasını içinde barındıran bir yapım olmuş. Olayları birçok açıdan ve karakter üzerinden işlediklerinden dolayı pek çok konuda empati yaptırmayı başarabiliyorlar. Geçmiş ile geleceği birbirine bağlama konusunda başarılılar.
Son üç bölümü izlerken olanların ağırlığı nedeniyle artık daralmaya başladığımı bile hissettim mesela. Hannah başta olmak üzere oyunculuklar da buna pek güzel şekilde çanak tuttular. Elbette Clay’in kasetleri dinleme hızı 13 bölüme yayıldığından biraz sabır da gerektirebilir.
Kitapta ve dizide olanlar arasındaki farklar ise ilk başta biraz afallatsa da alışması uzun sürmüyor; zira sadık bir uyarlama olmuş. Daha doğrusu fazlası var, eksiği yok türden bir uyarlama var önümüzde. Şu haliyle mini dizi olarak rahatça izlenebilir, çünkü kitapla paralel bir kapanış yapmışlar. Kitabın devamı olmasa da diziye birinci sezon muamelesi yapıldığından ikinci sezon ihtimali de baki elbette. Muhtemelen de karakterlerin kasetlerin ardından değişen hayatını işleyeceklerdir.
Denenmesi için mutlaka tavsiye edebileceğim 13 Reasons Why hakkında yazacaklarım kitap-dizi farkları haricinde bu şekilde efendim. İyi seyirler…
Kitap ve Dizi Arasındaki Farklılıklar
Merak eden veya ilgisini çekebilecek kişiler için TVGuide ve benim eklemelerimle elimden geldiğince farklılıkları toparlamaya çalıştım. Ama sezonun tamamına dair spoiler (ispiyon) içerikli bilgi içerdiğinden haberiniz olsun.
1) Dikkat, ispiyon!
2) Dikkat, ispiyon!
3) Dikkat, ispiyon!
4) Dikkat, ispiyon!
5) Dikkat, ispiyon!
6) Dikkat, ispiyon!
Not: Diziyle ilgili daha önce bu yazıda yorum yapılıyordu.
yorumlar
* 8, gündemle bayağı alakalı bir bölüm olmuş. Her şey çorbaya döndü ama olsun, dönüyorsa böyle dönsün.
* 9, göreceli hafif ve eğlenceli olmuş. Tam da böyle bir şey lazımdı bu diziye (ve bana). Sezon boyu kangren oldum sayelerinde.
* Final bölümü 98 (doksan sekiz) dakika. Onçün biraz mola versem iyi olacak.
Bitti. Ne var ne yok toplayıp gittiler. Hatta final bölümü 98 dakika olduğu için fazla bile toplamış olabilirler. Devam sezonlarının ilki gibi olmadığının tabii ki farkındayım ama halen iyi ki izlemişim dediğim dizilerden birisi.
Dördüncü sezonun genelinin 3. sezon seviyesinde olduğunu düşünmüyorum ama ikinciden de daha iyi geldi bana. Gerçi özellikle baş kısımları halisünasyonlar vs. ile sanırsın sabır testiydi. Devamında dozunu ayarladılar, başka şeylere yöneldiler veya alıştırdılar gibi oldu da çözüldü.
Finali iki parçaya ayırmışlar denebilir.
1)
2)
* Ülkemizden de biliyorum, doğru bir önerme.
*
*
Yayında ve yapımda emeği geçen herkese sevgiler, saygılar.
@lukedanes_jakeperalta O değil, ben onu komple silmişim kafadan. Erkek olanı diyorum, vardı ya uyuz bir tane. Senin dediğin de yoktu.
Çok teşekkür ederim @aytackara.
Reca ederim.
Üfffff, 2 bölümde şiştim resmen.
Beş para etmez bir sezon başlangıcı oldu.
-
-Yazıyı yazanı o kadar merak etmiyorum ki anlatamam yani.
-Sayın Matt Passmore abim, senin ne işin var burada ya? Azıcık izlediysen biliyorsundur ki geçmişte isim yapmış 40 yaş üstü oyunculara gram değer vermiyorlar bu dizide. (Kate Walsh hariç. Ona gereğinden fazla süre verdikleri bile oldu geçmişte.)
S04E03
Jessica: Bir b.k olmaz senden. Akıllanmazsın, iflah olmazsın!
S04E05
Nispeten daha sakin ve az buçuk eğlenceli bir bölüm olmuş. O ilk 4 bölümün üstüne tam olarak ihtiyacım olan şeydi açıkçası. Özellikle de son 35 dakikalık kısım.
tabi ki şu da var hani belki 3. sezondaki olayı tasvip edimeyebilir ama dizi genelinde hani şaşırtmayacak bir durumdu.
S04E09
*Veliler doğal olmayan bir şekilde aşırı anlayışlılardı bu sezon boyunca aşağı yukarı her konuda.
*Charlie St. George: O iş için ayırdığın bütçe ne senin?
S04E10 (FİNAL)
Benim için sezonun açık ara en sıkıcı bölümüydü. Hızlandıra hızlandıra, atlaya atlaya izledim ama yine de bitmek bilmedi. 99 dakika nedir yahu?
Genel olarak baktığımda sezonu da hiç beğenmediğimi söyleyebilirim. İlk sezonu harika olan bir diziydi 13 Reasons Why. 2. sezon, uzatma periyoduydu basketbol tabiriyle ama hala maçın içindeydik izleyici olarak. 3. sezon, uzatmanın uzatmasıydı. Bir maçın 3. defa uzaması gibi bir şeydi bu son sezon da.Dizi, her sezon biraz daha aşağı düşerek yolun sonuna geldi. Haliyle yordukça yordu.
Final
4.Sezon tamamıyla saçmalıktı. Neresinden tutarsan tut elinde kalacak bir sezon. İlk 2 sezon bu kadar iyiyken 3 ve 4.sezon tamamıyla para ekseriyetinde çekilmiş, seyirciyi merak içerisinde bırakmak için çaba harcadıkları birer sezondu. Akılda kalan hiçbir sahnesinin olmaması da cabası.
3. sezonu bitirdim. Yukarıda Ani hakkında yazanlara katılıyorum. Ben de sevemedim. Bu sezonu da çok sevdiğim söylenemez açıkçası 13 bölüm 1 saat süreler öhhhh dedirtti valla.
Aslında güzel final gibi bitmiş yani bu sezonun üstüne 4’te ne anlattılar acaba? Çok hevesim yok ama bitsin diye gireceğim artık.
4. sezonu bitirdim. Yani biraz atlayarak izledim, kötü bir sezondu. Deli saçmasıydı diyebilirim bu uzatma iki sezon için. İlk iki sezonunda kalsaydı gayet güzel hatırlayacaktım diziyi.
Eveeet ama güzel bir şey oldu bu diziyi bitirerek. Geçtiğimiz sene dizilere biraz ara vermiştim, az izliyordum ve diziler biriktikçe birikmişti. 20 yi geçik olmuştu ve malum Netflix dizileri de her ay gelince. Sonra malum koranavirüs döneminde biraz biraz azaltmaya başlamıştım ve bu diziyle bugün güncel dizilerimin hepsine yetişmiş oldum. Bunun için çok mutluyum. :)) Gerçi keşke durumlar böyle olmasaydı ama yapacak bir şey yok hayatın olumlu taraflarına bakmak lazım.
3. sezonu yeni izledim. Şu Ani için kötü şeyler yazmaya gelecektim ki gerekli şeyler yazılmış.
Yalnız beklentimi ne kadar düşürdüysem artık gözlerimi çok da devirmeden izleyebildim sezonu. 1-2 sevdiğim karakter ve mevzuyu bağlıyor olmaları hatrına 4’e geçeyim bakayım.
Önemsiz not: Şu Clay’i oynayan oğlanın sesi ile karakterini bir türlü bağdaştıramadığım için onun olduğu sahnelerde sürekli dağılmaya devam ediyorum.
Her ne kadar son sezon ve bölüm sayısı 10’a inmiş olsa da 3. bölümün 10. dakikasında yeter dedim. Boş beleş bi sezon olduğu ortada. Kalan bölümlere atlaya atlaya baktım (daha önce bir diziye yaptığım bir şey değildi) ve sonunu izleyip kapattım defteri. Fazla çene yormama değmez. Bitti gitti.
Tommy Dorfman, trans woman olarak açılmış.
S01E01
Zamanında popülerken izlememiştim, şimdi deneyeyim dedim. İlk bölüm ilgimi çekmeyi başardı. Spoiler yemedim ama sevdiğim bazı oyuncuların tüm sezonlarda olmadığını biliyorum. Ayrıca konuya bakınca bu nasıl 4.sezonu görmüş, kadro değiştiği için hepsini izlemem belki.
13 bölüm çok uzun gibi geliyor ama hikaye nasıl gidecek merak ediyorum.
S01E04
Bizimkinden önce bir sürü kişinin kasetleri dinlemiş olması biraz sinir bozucu. Birçok karakter izleyicinin düşündüğünü söyleyip, niye bu kadar yavaş dinliyorsun diye sordu. Dinlemesi benim için çok zor cevabını da mantıklı buldum, anlaşılır bir durum.
Bu arada müzik seçimleri her bölüm çok iyi gidiyor.
İşin sonunda neler olacağını merak ettiğim için arka arkaya izlemeden duramıyorum ama duygusal olarak izlemesi pek kolay da değil. Hannah’ya hak verdiğim ya da yaşadığı bir olaya üzüldüğüm her an konu daha trajik hale geliyor.
Clay kasetleri dinlemeye ara verince biraz boş bir bölüm olur diyordum ama en iyisi bu oldu galiba. Tony konusu, hareketleri bana pek samimi gelmiyordu mesela ama
Bu arada Clay’in anne babası beni çok sıkar diyordum ama tam tersi oldu, kısa sahneleri hoşuma gidiyor.
Hannah olayı dışında ne çok olay varmış öyle. Jeff konusunu da merak ediyordum.
Son kaset sonrası Clay için hislerim nasıl değişecek çok merak ediyorum.
Dizi yaptığı numarayla birazcık sinirlendirse de çok çok güzel bölümdü.
Söylenecek pek bir şey de yok ama böyle bir bölüm beklemiyordum. İzlemesi o kadar zordu ki midem bulandı izlerken. Sezon başından beri kim ne kadar haklı-haksız diye takip ediyordum ama o konunun bir anlamı yok artık. Canım çok sıkıldı.
O kadar çok merak ettiğim şey vardı ki arka arkaya izlemeden rahat edemedim. Hatta bu bitene kadar diğer dizilere ara veriyorum.
Çok güzel, iyi bir sezondu ama duygusal açıdan da çok yıprattı. Dizinin başındaki konu zaten üzücü ama okulda yaşanan olaylar da bir o kadar kötü. Gerçek hayatta, okullarda yaşanılan o kadar olay var ki. Tüm bunların üzerine ya Hannah aslında şöyleydi, şunu niye yaptı cinsinden yorumlara hiç gerek yok. Hikayesi çok üzdü beni, anne babası da aynı şekilde.
Arka arkaya 10 bölüm izleyip moralimi bozmuşken bile 2.sezon iyi ki varmış dedim. Fakat yorumları okumadığım için 3.ve 4.sezon konusunda ne düşüneceğime emin değilim.
Clay rolünde Dylan Minnette’i bu kadar seveceğimi beklemiyordum, diziyi iyi taşıdı. Katherine Langford da çok iyiydi, özellikle seslendirme yaptığı yerler.
Bu arada Jessica konuşurken okuldaki erkeklerin size neler yaptıklarını tam olarak anlatır mısın sorusunu sorduklarında
Renk paletini daha koyu hale getirdikleri için farklı bir dizi izliyorum gibi oldu. İlk sezonun sihrini yakalamanın mümkün olmadığını biliyordum zaten. O yüzden şimdilik şikayet etmiyorum, bakalım sezon nereye gidecek. Zaten sezon finalinde
Jessica ve Zach bu sezon biraz daha hoşlanacağım karakterler olacak gibi duruyor.
2.sezon Hannah hakkında öyle sırlar çıkıyor ki devamında ne çıkacak acaba diye tahmin etmeye korkuyorum.
Zach bölümü gerçekten ilginçti, Clay gibi mal mal bakakaldım ekrana
Sonunda ilk sezona birazcık yaklaşabilen bir bölüm izleyebildik. Sebebi de basit, Clay ve Hannah,
Jeff karakteri dizide en sevdiklerimden biri, çok az sahnesi var ama hep eğlenceli bir şeyler çıkıyor ortaya.
Sezon finalinin yarısı bitti ama ben
İlk sezon finalinden beri ilk kez böyle yaptı, sahnelere ara verip izlemek zorunda kalıyorum.
Bu sezon aşırı kötü falan değildi ama ilk sezon o kadar muazzam bir şey izledim ki karşılaştırmak bile ilk sezona hakaret olur. Yine de sezon finalinin gözyaşlarına sebep olduğunu inkar edemem, zordu izlemesi. 3 sahne çok etkiledi.
1.sezon finalindeki bazı noktalar öyle kalamazdı, en az 3 4 bölüm daha izlememiz gerekiyordu. O yüzden niye devam ettirdiler diye eleştiremem. Fakat bu sezon, çoğu bölümde duygusal yönden hiçbir şey hissettiremediler, orasını eleştiriyorum. Hannah’nın her bölümü anlatıyor olmasının dizi için ne kadar olmazsa olmaz olduğu da belli olmuş oldu. Birileri sezonu hazırlarken çok fazla yanlış karar vermiş, çok bariz orası.
Bu arada fırsat bulmuşken de Katherine Langford için
S03E01
Fena bir başlangıç değil, şimdilik konuya güveniyorum. Ani’nin anlatımı, bilemiyorum.
Ani
Hikayesini merak ettiğim karakterler olmasa şu bölümden sonra bırakırdım diziyi. Saçmalığa bak ya
Özellikle baktım kim bu bölümün yazarı diye, Allen MacDonald’ın dizide yazdığı ilk bölümmüş, bakalım diğerlerinde neler çekeceğiz.
Ani’nin anlatımı o kadar irrite ediyor ki anlatamam. Niye yeni bir karakter bir anda bu kadar merkeze oturtulur anlamıyorum. Zach’ın şu sırrı vardı, Clay’in şu sırrını bilmiyorsunuz gibi şeyler deyip durması çok saçma geliyor. 2 sezondur dünyanın olayını yaşadığımız karakterleri bize anlatıyor olması hiç olmamış. Bunların üstüne
@Vesper Netflix üzerinden mi bir dizi sitesinden mi seyrediyorsun bilmiyorum ama eğer Netflix’ten ise jilet sahnesinde düzenlenmiş bir versiyon izlemiş olabilirsin.
Zamanında bayağı “direkt” ve daha uzun bir şekilde izlendi (izledik) o sahne. Dizinin büyük olay olmasından sonra Netflix o sahneyi biraz elledi. Bölümlerin başına intihar, psikolojik destek uyarıları geldi. Hatta diğer dizilere falan da yansıdı. Bir nevi yön verdi sayılır.
@aytackara Yok, netflix üzerinden izlemediğim için benimkinin sansürsüz olduğu çok belliydi, dediğiniz gibi çok uzun ve yavaş bir sahneydi çünkü. O kadar şey üzerine bir de bu olunca ekrana öyle bakakaldım boş boş.
Sansürü sevmiyorum ama en azından bari bu kadar uzun bir şekilde göstermeseydiniz dediğim başka sahneler de var.
Bu arada kitabına başladım yeni, başlarda Hannah bir sürü hap aldı yazınca şaşırdım. Yani bir de kitaptaki olayı değiştirip böyle çekince kendilerini daha büyük baskı altında hissettiler demek ki. O yüzden sahneyi düzenleme işini anlıyorum.
Sana spoiler olmasın tabii de ben de yazdım yukarıdaki yazıya biraz o farklılıkları, katılıyorum dediklerine. İki tarafın da kendi açısından maşallahı var.
S03E07
İlk sezon yorumlarını okurken, ergen draması kısmına vurgu yapanlar olmuş. Hiç öyle düşünmediğim yorumlarımdan belli zaten, ilk sezon çok çok daha fazlasıydı. Fakat bu sezon ergen draması demek bile az kalır, o seviyeye bile yaklaşamayacak kadar kötü gidiyor.
IMDb puanları her zaman dizinin kalitesini yansıtmaz ama bu sefer puanlar tam oturmuş. İlk sezondan sonraki düşüş diziyi yansıtmış.
EK: Yine bölümlerden birine dönüp peki bunun yazarı kimmiş diye baktım, Trevor Marti Smith diye biri, ve tabii ki de tv için yazdığı ilk senaryo. Her kötü bölümde bunlara denk gelmeme şaşırmıyorum bile, Brian Yorkey yanına ne kadar asistan varsa toplayıp sezonu yazdırmış belli ki.
İngilizce haber ve tweetlerde kaç yıldır 13 Reasons Why yazsa ardından controversy kelimesi geliyor. Diziye yeni başlamama rağmen ben bile çıkan tartışmaları biliyorum. Bence asıl konuşulması gereken 1.sezondaki olaylar yerine bu sezon yazdıkları sahneler, bana o kadar rahatsız edici geliyor ki.
Rezalet sezonda Olivia Baker’ı görünce biraz eli yüzü düzgün bir bölüm izleyebildik. Gerçi onun olmadığı sahneler yine aynı geçti.
Olivia’nın insanlara ağzının payını verdiği sahneler harikaydı.
Sezon biter bitmez 3.sezonun cinsel saldırı ve travma konusuna bakış açısı ile ilgili yazılmış makale ve yazıları uzunca araştıracağım. Dizi popüler olduğu için illa işin uzmanlarına konuyla ilgili görüşleri sorulmuştur. Olaylara ben mi bu kadar yanlış bakıyorum diye merak ediyorum, izlerken insanı delirtecek konuşmalar geçiyor çünkü.
Sıra okul müdürü Bolan’a geldi, baba cidden sen gidip
Ani’nin sezon boyunca sorguda kiminle konuştuğunu gösterdiler bu bölüm. Adam delirmiştir, bu niye bana aptal aptal şeyler anlatıyor, söylediğinin çoğu gereksiz drama, ben bunu niye dinliyorum demiştir. Yazarlarımızın bir başarısı daha
Ani karakteri ile tüm sezonu mahvetmişler, sahnesini falan da atlayamıyorsunuz, almışlar başrole koymuşlar resmen. Her yerden çıkıyor, her karakterin işine burnunu sokuyor, saçma sapan bir sorgu sahnesi üzerinden gidiyorlar,
Kızın her sahnesinde bunu birileri oturup ciddi ciddi senaryo olarak yazmış diye düşündüm.
Sezonun Rotten Tomatoes puanına bakayım dedim %11 vermişler, sezona yakışan bir puan olmuş. Bu tepkiler geldiğine göre 4.sezonda belki akılları başlarına gelmiştir diye umuyorum, oyuncuya o kadar zam yaptıktan sonra bir zahmet anlatıcı rolünü Clay alsın artık.
Ani şikayetlerim yetmiyormuş gibi Bryce konusu çıktı bir de. Açık konuşayım bazı yerlerdeki bakış açıları midemi bulandırdı izlerken. O sahnelerin diziyi izleyen, belli görüşleri olan kitleyi memnun ettiğine eminim. Hani
Ani’nin gereksiz anlatımı yüzünden katil kim konusuna da odaklanamadım,
Bazı karakterlerin olmayışı da kötü oldu,
S04E02
Katherine Langford kendini iyi kurtardı ama Dylan Minnette’e biraz yazık oldu, tabii kazandığı parayı saymazsak, karakteri daha iyi senaryoları hak ediyordu. Sezon pek parlak bir şey değil ama 3.sezonu düşününce buna bile okeyim, sahne atlamadan izlenmiyor zaten.
Gary Sinise’ın varlığını sevdim, CSI günlerinden beri görmemiştim, o sayede terapi sahneleri fena geçmiyor.
S04E06
Tatbikat sahneleri
öğrencilerden birinin bacağına bir el sıksaydınız tatbikat daha gerçekçi olurmuş, siz ne yapıyorsunuz
İlk sezonunda beni defalarca ağlatan, arka arkaya izlemeden duramadığım dizinin geldiği hal trajik falan değil tam anlamıyla komedi. 3.sezonda cidden hayal kırıklığı yaşayıp sinirleniyordum ama bu sefer eğleniyorum, MTV dizisi izliyorum gibi desem o dizilere hakaret olacak, bu nedir ya
Sezon boyunca her şeyiyle güzel giden bir tek Gary Sinise ve karakterinin terapi sahneleri oldu, ne güzeldi adamı dinlemek öyle.
Bu kadar karikatürize edilmiş bir sezonda sonda yaptıkları hamleyi anlayamıyorum, ne gereği var ki.
Sezonlar arası kalite uçurumu ve arka arkaya izlememle çok garip bir deneyim oldu. Diziyi bundan sonra sadece 1.sezon ve 2.sezon finalinin ilk yarısı ile hatırlayacağım. En sevdiğim bölüm de 1×11 oldu çok farklı duygular vardı o bölümde.
1.sezona puanım: 9.5 veriyorum, cidden hislerim bu şekilde. Hissettirdiği duygular yüzünden unutabileceğim bir sezon değil. Mükemmel bir sezondu.
2.sezona puanım: Arka arkaya izlediğim için aradaki farklar çok barizdi, karakterlerin hatırına 6.5 ya da 7 puan olsun. Zayıf bir sezon ama çok da kötü değildi.
3.ve 4.sezonlara puanım: Bu iki rezilliği birbirinden ayıramıyorum, hangisi daha kötüydü diye karar bile veremiyorum. İkisine de 2 puan yakışır. Evet o derece nefret! ettim bu sezonlardan. Sorunlarımın %99’u da senaryo ile ilgili. Kitap sonrasını yazanlara başka projelerde denk gelmem umarım.
Clay
Dylan Minnette’i çok beğendim, ona çok daha iyisini yapabilirlerdi.
Hannah
Geç başladığım için Katherine Langford’ı ilk kez burada izlemedim ama dizi sayesinde onunla tanıştığımız için memnunum, kariyerini takip edeceğim. Ayrıca 1.sezondaki anlatım kısımlarında çok başarılıydı, o işi herkesin layıkıyla yapamayacağını da sonradan görmüş olduk.
Tony
Justin ve Jessica,
Zach
Kitabı da bitirdiğim an dizi ile işim bitiyor.
Dizide Bryce’ı oynayan Justin Prentice, Mirel Okumuş adında Türk bir kadınla evlenivermiş.
Geçen gün İstanbul’da düğün yapmışlar. İşte ona diziden Ross Butler (Zach), Timothy Granaderos (Montgomery), Tyler Barnhart (Charlie St. George) da katılmış.
+Bonus
Ek: Ross Butler’ın storylerinde Mısır Çarşısı ve Kapalı Çarşı var şu an.
hönk!!