Schitt’s Creek — Tanıtım
48 yorum aytackara 13 Ağustos 2018 08:55
2015 yılına girmemizle birlikte Kanada kanallarından CBC, ekranı Schitt’s Creek isminde yeni bir diziyle buluşturdu. Ben de peş peşe izleyip kısa sürede güncel hale gelmişken hakkında bir şeyler karalamak istedim.
Kahkaha efektsiz bir komedi dizisi olan Schitt’s Creek, şimdiye kadar dört sezonu yayınlanan ve beşinci sezon onayını alan bir yapım. Aralık ayında Noel özel bölümüyle, gelecek yılın ilk aylarında yeni sezonuyla ekrana dönmesi bekleniyor. İlk üç sezonu 13’er bölümden oluşan dizinin dördüncü sezonu 12 bölüm sürdü. Amerika’da Pop kanalında yayınlanan dizi Netflix’in bünyesinde de yer alıyor. Ancak ülkemizdeki yayın hakkı TLC kanalında.
Konusu:
Rose ailesi, Amerika’nın en popüler ikinci video kiralama zinciri Rose Video’nun sahibi bir aile. Bunun getirisiyle görgüsüzce devam ettirdikleri zengin hayatları dizinin başlamasıyla birlikte bir anda tepetaklak oluyor. Çünkü ailenin babası Johnny’nin iş ortağı vergileri ödemeyip ortadan yok olmuş. Devlet de sahip oldukları her şeye el koyma kararı alarak kapılarına dayanır. Her şeylerini kaybeden ailenin elinde tek bir şey kalır: Schitt’s Creek kasabası.
1991 yılında oğullarına doğum gününde şaka yapmak için isminden dolayı kasabayı satın almışlar ve sonrasında da unutup gitmişlerdir. Kağıt üstünde değersiz görünen bir mülk olduğundan devlet tarafından onlara bırakılınca birlikte kasabaya gitme kararı alırlar. Amaçları kasabada gerekli düzenlemeleri yaparak albenisi olan bir yer haline getirmek, bir an önce satacak birisini bulmak ve elde ettikleri gelirle baştan başlamaktır. Kasabadaki tek otele yerleşerek iki oda tutarlar ve bu sırada Johnny’nin işsizlik maaşıyla idare etmeye çalışırlar.
Dizi, büyük şehre ve oranın koşullarına alışık bir dönemin çok zengin ailesinin birbirinden tuhaf sakinleri olan bir kasabada düşük gelirli bir hayat yaşamaya başlamasıyla yaşanan komik ve tuhaf olayları anlatıyor.
Ana Karakterler:
- Johnny Rose (Eugene Levy): Ortağı tarafından dolandırılmaktan dolayı kendisini sorumlu hisseden ve bir an önce durumu toparlamak isteyen bir adam. Sabırlı ve sakin, ama kasabadakilerin alışık olmadığı tuhaf davranışlarına karşı “Benim burada ne işim var?” edasıyla takılan ve tepkisini en iyi yansıtan aile bireyi.
- Moira Rose (Catherine O’Hara): Bir dönemin ünlü pembe dizi yıldızı. İlginç kıyafetleri ve bir sürü peruğuyla kasabadan olmadığını çabuk belli eden, bencillikten ve laf sokmaktan sakınmayan, fakirliğin getirilerini ailede en garipseyen kişi.
- David Rose (Daniel Levy): Ailenin insanlarla yakınlık kurmayı sevmeyen, moda konusunda annesinden aşağı kalmayan oğlu. Tuhaf huyları nedeniyle sadece kasabalılarla değil, ailedekilerle de arasında bazen frekans sorunu oluyor. Zengin oldukları dönemde aile desteğiyle birkaç sanat galerisi işletmiş.
- Alexis Rose (Annie Murphy): Ailenin şımarık, sıcakkanlı ve yıllardır çalışması gerekmemiş, sadece zengin hayatı yaşayan biraz saf kızı. Her şeyi kaybetmelerinin ardından bir de önüne zengin hayatından kalma zorunlu kamu hizmeti cezası çıkıyor. Moda ve tuhaf mimikler konusunda annesiyle ve David’le yarışır.
- Roland Schitt (Chris Elliott): Kasaba, ismini onun ailesinden almış. Aynı zamanda kasabanın başkanlığını yapıyor ve bu nedenle gelişlerinden itibaren özellikle Johnny’nin vakit geçirdiği birisi oluyor.
- Jocelyn Schitt (Jennifer Robertson): Roland’ın eşi. Başkanın eşi olmasının da katkısıyla kasabadakilerin tanıdığı ve sevdiği birisi. Onun payına da benzer şekilde Moira düşüyor.
- Stevie Budd (Emily Hampshire): Rose ailesinin yerleştiği otelin tek çalışanı. O da kasabayı temsilen ailenin tuhaf tavırlarına karşı “Sizi kim serbest bıraktı?” bakışlarına sahip ve açık sözlü biri. Gün geçtikçe David ile daha iyi anlaşmaya başlıyor.
- Mutt (Tim Rozon): Kendi kamu cezasını Alexis’le birlikte çekiyor ve kısa sürede iyi arkadaş oluyorlar. Roland ve Jocelyn’in oğlu.
- Twyla Sands (Sarah Levy): Kasabanın tek lokantasının garsonu. Mutt’la sevgililer.
- Ted Mullens (Dustin Milligan): Kasabanın veterineri ve hatta doktora en yakın bireyi. Tanıştıktan sonra Alexis’ten hoşlanmaya başlıyor. (Karakter diziye 6. bölümde giriş yapıyor)
Not: Dizi, Daniel Levy’nin fikrine babası Eugene Levy’nin destek olması sayesinde ekrana geldi. Baba-oğul, yaratıcı ve başrolde olmanın yanında yürütücü yapımcı olarak da görev alıyorlar. Twyla karakterini oynayan Sarah Levy de Eugene Levy’nin kızı. Ayrıca Schitt’s Creek şimdiye kadar 11 Canadian Screen Awards kazandı.
Diziden ismen haberim olsa da bir süre öncesine kadar ciddiye alma gereği duymamıştım. Zaten Michael Ausiello‘nun ve TVLine’ın merak ettirmesi sayesinde denedim. Her sezon iki kere falan neden izlediğimi sorgulamışımdır muhtemelen. Özellikle ilk sezonda karakterlerin gerizekalıya kayan hallerinin benim komedi anlayışım için fazla geldiği oldu mesela. Hatta kahkaha efekti olsa belki de sabrım daha fazlasını almazdı. Ama iyi ki bırakmamışım diyebiliyorum.
Karakterlerin kişliğini kabul edince veya birkaç bölüm içinde zaten alışınca kendisini daha kolay izletiyor. Hatta her gün peş peşe birkaç bölüm izlettiğinden beklediğimden çok daha kısa sürede güncele yetişmiş oldum. Sezonlarının bölüm sayısının ve bölüm sürelerinin az olması da tabii ki yardım etti. Devamı geldikçe göze çarpan noktaları törpüleyerek hikayeyi de rayına oturtmuşlar. Rose ailesi başta olmak üzere Stevie, Ted ve hikayeye sonradan katılan Patrick karakterinin hakkını yemek olmaz tabii. Ayrıca konuk oyuncu havuzundan da memnun kaldım.
Schitt’s Creek genel olarak böyle bir dizi işte. İyi seyirler.
yorumlar
S01E01—03
İlk bölüm güzeldi ama 2. ve 3. bölümlerde vasatı aşamadı.
-Eugene Levy’nin alışılmışın dışında bir şekilde bu kadar normal bir karakteri canlandırmasını beklemiyordum.
-Catherine O’Hara, Katie Finneran çakması bir performans ortaya koyuyor. Haliyle insan da düşünmüyor değil keşke çakması değil de kendisi burada olsaymış diye.
-Alexis’i sevdim. Aileden şu ana kadar en çok verim veren karakter o.
-David karakterinin diziye hiçbir katkısı olmadığını söyleyebilirim. O olmasa ve onun yerine ailenin 12-13 yaşlarında küçük bir oğlu olsa daha iyi olurmuş bence.
-12 Monkeys’ten sevdiğim Emily Hampshire’ı bu dizide yan rolde de olsa kadrolu oyuncu olarak görmek beni en çok mutlu eden şey oldu herhalde. Alexis ile beraber izlemesi en keyifli karakter onunki şu an için.
-Wynonna Earp’ten sevdiğim Tim Rozon’un ortalıkta olmasından da memnunum.
İlk bölümün ardından güzel bir bölüm izleyebildik yeniden. Mutt konusu yukarıda tanıtımın karakter kısmında ispiyon edilmemiş olsa daha iyi olabilirdi elbette.
S01E09
1 ve 4’ün ardından sezonun 3. güzel bölümüydü.
9’daki burun kıvırdığım olayın yansımalarıyla oldukça keyifli geçti bu 2 bölüm. Diğer yan hikayeler de iyiydi elbette. Son 3 bölümde form tuttu dizi.
S01E12
Doğum günü koşuşturması falan eğlenceliydi bu bölüm de.
Yalnız o değil de muma 2.5 dolar ödeyemeyen Rose familyası bunca zamandır yiyip içtiklerini hangi parayla ödüyor? Hadi geçen bölüm
ve ayrıca 8’deki
diyelim; ondan öncesinde nereden para buldular?
Güzel bir kapanış oldu. Gerçekleşmeyeceğini bilsek de izlemesi keyifliydi ailenin o heyecanını.
*Stevie, David’e hislerini açtığında David’den de bir açılma gelmemesi bir hayal kırıklığı yarattı açıkçası.
Geç açıldı dizi ama iyi açıldı cidden. Son 5 bölümden epey keyif aldım şahsen. Umarım yakaladığı bu pozitif ivmeyi devam ettirebilmiştir 2. sezonda da.
En çok sevdiğim 3 karakter Jocelyn, Alexis ve Stevie oldu bu arada. Kocası Roland düşünüldüğünde Jocelyn’i bu kadar normal bir kadın olarak sunuşları özellikle hoşuma gitti diyebilirim.
Yalnız şu dizinin çıkış noktası olan kasaba sahibi olma mevzusunu aklım almıyor bir türlü. Kasaba sahibi olmak ne anlama geliyor? Kasabanın sahibi olunca tam olarak kasabadaki neyin sahibi oluyorsun? Hiç muhabbeti veya esprisi geçmedi bunun. Bu durum da bir hayal kırıklığı oldu açıkçası.
Ben izlerken biraz kurcalamıştım onu. Reddit’te yok öyle bir şeye getirmişler konuyu. Daha doğrusu kasaba sahibi olmak olayı bu dizideki gibi değil.
Anladığım kadarıyla kasaba sahibi olunca içindeki her şeyi almış oluyorsun ve dolayısıyla bu tarzdaki alınabilir yerler aslında hayalet kasabalar oluyor. Bunlarda sanki isim hakkına sahiplermiş gibi bir durum var. Otele, restorana, diğer dükkanlara sahip falan değiller. Belediye binası bile dahil değil mesela bunların olayına. Olsalar devlet el koyardı zaten. En fazla yollara falan sahiptirler herhalde. Kağıt üstünde değersiz görünmesinden kasıt o olabilir.
(1–2)
@aytackara Teşekkürler bilgilendirme için. İlerleyen sezonlarda da karakterler kendi aralarında dillendirmiyorlar o zaman bu konuyu hiç o zaman ha?
Bir kasaba bizim muhabbeti var ikinci sezonda da spoiler olabilir. Onu bir gör sen. Ama böyle kasabanın şurası bizim, şöyle haklarımız var muhabbeti dönmüyor. Dışarıdan kasabayı satmaya çalışırken burada kalan aile görünümündeler.
Zaten olan biten diğer şeylerden dolayı bu kasaba satılacak mı diye pek düşünmedim ben.
S02E01
Rose familyasının aile bağlarının ne derece kuvvetli olduğunu tasdiklemiş olduk bu bölüm. Eğlenceliydi. Güzel başladık 2. sezona da.
S02E03
David ve Stevie’nin kutu muhabbetlerine kelime dağarcığım pek yetmese de diğer sahneler açısından fena bir bölüm değildi.
Johnny ve Bob bir araya geldiklerinde ortaya çıkan garip hava dalgası eğlediriyor beni genel olarak. Bu bölüm de keyifli geçti bu açıdan.
Jocelyn’in Moira’ya gösterdiği sabra hayranım genel olarak.
Alexis: You will also be welcomed in daytimes in my house.
S02E06
Geçen sezonun son 5 bölümü ve bu sezonun ilk 5 bölümü olmak üzere toplam 10 bölümlük güzel bölüm serisi sona erdi bu bölümle birlikte. Yalnızca Alexis ve Mutt’un sahnelerinden keyif aldım bu bölüm.
Bir şey söylemeden önce düşünmek lazım be Mutt! Ayıyı dürtüp uyandırmanın bir anlamı yok.
S02E13 (Sezon Finali)
7, 8 ve 9. bölümler güzeldi. 10, 11 ve 12 pek sarmadı. Sezon finali ise fena değildi işte. 12’de Vanessa Matsui’yi, 13’te ise Sarah Power ve Steve Lund’ı görmek güzeldi.
Fena başlamasa da sonrasında bozdu. Kötü bir sezon oldu.
-Sezonun ilk 2 bölümünde Stevie ve David’in aynı
izlemek oldukça keyifliydi.
Tim Rozon’un Wynonna Earp ile olan çekimleri çakışmış herhalde ki böyle bir yola girmişler. Bir şey diyemiyorum.
Moira’nın kasaba konseyine katılmış olması zaten verimlilik katsayısı düşük olan karakterin kısımlarını iyice sıkıcı hale getirdi.
2’de Stevie-David sahneleri dışında Moira-Alexis, Alexis-Ted ve Johnny-Twyla sahneleri de gayet keyifli geçti. Sezonun en iyi bölümüydü.
-3. bölümde Stevie-David sahneleri pek sarmasa da Alexis-Ted sahneleri ve Moira-Johnny sahneleri gayet keyifliydi.
Alexis: Keçi? Nasıl bir fantezi anlayışın var kızım senin ya?
-4. bölüm epey sıkıcıydı.
-5. bölümde Johnny’nin hikayesini ve Alexis ile Ted’in hikayesini izlemesi keyifliydi. Moira ve David’in sahneleri ise sıkıcıydı.
-6. bölüm epey sıkıcıydı. 7 ve 8. bölümler de Alexis’in sahneleri hariç sıkıcı geçti. 9 da komple sıkıcıydı.
-10. bölüm fena değildi. François Arnaud konukluğuyla renk kattı bölüme. 11. bölüm Alexis’in sahneleri dışında pek sarmadı. 12. bölüm idare ederdi. Alexis’in sahneleri keyifliydi yine. Açılış ve tablo sahneleri de idare ederdi.
-13. bölüm de pek sarmadı ne yazık ki.
İlk 2 sezonun altında kaldı bu sezon. Alexis olmasa çok daha kötü olabilirdi. Moira iyice gereksizleşti bu sezon. Patrick de sezonu aşağıya çeken karakter konumundaydı ayrıca.
S04E01—09
-İlk bölüm Alexis’in sahneleri dışında pek sarmadı yine.
-2. bölüm epey keyifli geçti.
-3. bölüm kötüydü. 4 ise idare ederdi işte.
-5. bölüm güzeldi. Heather’ı kim oynayacak diye merak ediyordum. Dark Matter, Bitten ve Being Human gibi dizilerden sevdiğim Natalie Brown’ı getirmişler. İyi de olmuş valla.
-7. ve 8. bölümlerde Alexis’in sahnelerini izlemesi keyifliydi sadece yine. 6 ve 9 ise komple kötüydü.
Şu sıkıcı Patrick’ten de kurtulamadık bir türlü yahu! Bu kalacağına Jake kalsaydı ya dizide işte.
8’de Alexis o elbisenin içerisinde mükemmel görünürken ne sebeple olursa olsun bir insan evladı nasıl arkasını dönüp gidebilir yahu?
-10 bölüme Meaghan Rath konukluğuyla renk kattı. Bitchy tiplemesini izlemesi keyifliydi. David-Jocelyn ve Johnny-Moira hikayeleri ise güzel başlasa da devamında sıkıcılaştı.
-11. bölüm fena değildi. Tim Rozon’u yeniden görmek güzeldi.
-Sezon finali güzel geçti genel olarak.
Ayrıca Roland Allah seni nasıl biliyorsa öyle etsin ya!
nedir yahu?
Bu arada yeni sezondan en büyük ricam şu: Tanıdık bir sima getirelim ve onu Twyla’ya manita yapalım lütfen. Shaun Sipos güzel olur mesela.
Noel özel bölümü üzerine:
Bazı yerlerinde güldüğüm iyi bir bölümdü denebilir. Ağırlıklı olarak Moira’nın eğlendirdiğini söyleyebilirim, diğerleri her zamanki gibiydi.
S5 Postercik
Yeni başladım, 5 bölüm seyrettim… devam konusunda kararsızım… bir tek baba sürükleyici geliyor…
@zekikum Ben şöyle yazmışım:
Özellikle ilk sezonda karakterlerin gerizekalıya kayan hallerinin benim komedi anlayışım için fazla geldiği oldu mesela. Hatta kahkaha efekti olsa belki de sabrım daha fazlasını almazdı. Ama iyi ki bırakmamışım diyebiliyorum.
Az daha denesene.
@aytackara tam da aynı şeyi düşünmüşüz…
peki, öyleyse… devam… teşekkürler…
S5 Trailer
S5 Promo
S5 Teaser
5×01 üzerine:
Ortalama bir bölümle açılış yapmış denebilir. Test mevzusuna gerek yoktu mesela ama Johnny ve Moira kısımlarını sevdim.
5×02 üzerine:
Niye acaba Davidciğim?
5×03 üzerine:
* Bu konuğu biraz daha tutabiliyor muyuz?
* Kız haklı, biraz minnettar oluverin.
Yılbaşı özel bölümü kötüydü, sezon açılışı kötüydü, 2. bölüm de Alexis’in sahneleri hariç kötüydü. Bu bölüm de yine epey kötüydü. Yoruldum valla. Bu 5. sezondan bir cacık olacağı yok. Bıraktım gitti.
Bir tek seni özleyeceğim Alexis!
<3
Kesinlikle destekliyorum, devamı gelebilir
Aslında gıcıklık olsun diye yarım yamalak yapmamış olsalar Patrick ve Alexis’inkini de destekleyeceğim de onlarınkinden pek bir şey anlamadım. Şaka bir yana olacak iş değil tabii de o sahneler güzeldi. Sarhoş Ted’i sevdim.
Oyunun başrolünü Stevie’ye vererek toparlamış oldular sonrasını. Onun dışında bölümde pek de bir şey olduğunu söyleyemem.
5×10 üzerine:
Alexis ve Ted bölümde eğlenceliydiler de asıl David’in hallerini sevdim. Bazı tepkileri tam benim içimden verdiğim ama onun dışından söylediği türdendi.
* Patrick’in David’e evlenme teklif edeceğini 14’ün IMDb özetine denk gelmiş bulunduğum için tahmin ettiydim. Ama gelecek bölüme bekliyordum, neyse güzel oldu.
Not: Oy sayısı sadece dokuz ama epeydir IMDb’de 10.0’a denk gelmiyordum, hoşuma gitti görmek.
Sezon finali öncesi kaldı bir bölüm.
5×14 (Sezon finali) üzerine:
İyi ki yeni (final) sezonu için onay almış. Son bir dakikası olmasa aslında bir nevi mutlu mesut bir sezon finali olacaktı ama her şey çok güzel gidiyorun üstüne bom yapmayı tercih etmişler.
Gerisini de gelecek sezonda hallederler herhalde. Yeni sezonda da görüşürüz.
Poster
Schitt’s Creek Trailer – The Final Season
6×01 üzerine:
Özlemişim David'in saçma surat ifadelerini, Alexis ile David'in laf sokuşlarını, Patrick'in zaten yeten varlığını falan. Bir tek Moira'nın depresyon dozuna gerek yoktu, o da dert değil.
Prömiyer fikri fena olmamış, sonrası da geldi.
* Cute.
* Bunun olması gerekiyordu.
Ted ile Alexis’i ayırmadan final yapsanız olmuyor muydu yani? Ama çok tatlıydı, tebrik de ediyorum.
https://twitter.com/DustinWMilligan/status/1232494183853613056
Victor Garber bu salı günkü bölüme konukmuş. 610.
Moira’nın eski rol arkadaşı.
6×11 üzerine:
Ayıp olmasın diye söylemeyeyim diyorum da bir bakıma doğru da hani.
Gülümsemeyle ve güzel bir şekilde bitirdiler. İyi ki izlemişim. Sevgiler, saygılar.
* ‘Happy Ending’ kısmında aklımdan geçen yüzünden içimin fesat olduğunu düşünmeye başladığım noktada aslında olmadığını fark etmem çok iyiydi.
* Dizide Stevie, Patrick, Ted ve Twyla gibi göreceli daha normal karakterlerle diğer delileri dengeledikleri iyi oldu yalnız. Yuvarlanıp gittik bu sayede. Hatta Patrick öncesi ve sonrası diye ikiye ayırmaya kalksak ayrılır.
* Bu da burada dursun. Güzel düşünmüşler.
Emmy’de abartıldığı kadar var mı bu ya?
Ben Ausiello’nun aklına geldikçe diziyi övmesiyle başlamıştım. İlk sezon saçma gelmişti mesela, kahkahalı komedi dizisi olsa belki de bırakmıştım. İkinci sezonun ortasında sevdim, sonra daha çok sevdim.
Belli bir noktadan sonra açılıyor diyebilirim. Pirate da aksine tam da oradan sonra diziden şikayet etmeye başladı… Neden beğenildiğini anlayabiliyorum desem olur. 7’de 7’yle birlikte 9 ödül? Orası biraz karışık gelebilir tabii.
Yoklukta parladı herhalde diye düşünüyorum. Tenku.
S01E05
İlk 4 bölümü izleyeli birkaç ay olmuştu, artık devam edeyim.
Komedi dizilerinde ilk sezon biraz sallantılı geçer ama ben böylesini görmedim. Rezalet ötesi bir 5 bölümdü, izlerken komedi bundan daha dibe inemez dedim. Ama 1 yıldır güvendiğim birçok kişi dizinin ileride dönüşüm geçireceğini yazıyor. Zaten yeni başlayanların benim verdiğim tepkilere benzer tepkiler verdiğine de denk geldim. O yüzden diziye şans vereceğim. Eugene Levy’yi severim zaten.
S01E13 Sezon Finali
Dizinin geldiği yerden şimdilik memnunum. Sezon rezalet espriler ile başladı, birkaç bölüm sonra ara ara tebessüm ettirmeye başladı. Sonlara doğru açıldı diyebilirim.
4 başrol de karakterin hakkını veriyor, ilk başta David biraz sıkıcı olur mu dedim ama o da çok iyiydi. Alexis’in tepkilerinin hastasıyım bu arada, tehlikeli ama tatlı kız.
Çevirisini üstlenen kimse çıkmadı hala, Netflix US’a falan geldi ama bizimkinde yok diye biliyorum. Dizinin dili nasıl acaba, ağır değilse ucundan kıyısından girerim belki.
Ağır olduğunu düşünmüyorum ben. Çevirisinin çıkabileceğine de pek inanmıyorum bu arada.
Anca Netflix’e gelirse. Ama gelse gelirdi herhalde. Bir ara TLC’deydi yayın hakkı da gerisi yok. Ya diziyi yayınlamayı bıraksalar da telifi bitmedi ya da bir dönem başkası yayınladığı için Netflix bir daha devreye girmedi.
https://twitter.com/CBC/status/1349444147661447168
Schitt’s Creek’in ilk sezonu TV+’ta yayındaymış. Dizinin 2. sezonu 5 Mart’ta yayınlanacakmış.
S02E07
Poskette adı geçmişken yorum yazayım, 2.sezon ilk sezona göre daha iyi gidiyor. Hatta itiraf edeyim dizi bundan sonra kötüleşse bile artık bırakamam çünkü Alexis için izliyorum gibi bir şey oldu. Tüm kadroyu seviyorum ama onun tatlılığı ve verdiği tepkiler acayip hoşuma gidiyor.
Seneler önce bu diziyi izlediğimde kelimenin tam anlamıyla ‘ay ben ne izliyorum böyle’ diyip ilk sezonun sonunda bırakmıştım.
Çook sonraları 2. sezondan devam eden biri olarak şunu çok rahat söyleyebilirim ki karakterler sonradan oturuyor, bende 2. sezonla birlikte oldu bu mesela. En irrite olduklarım bile sevdirdi kendini, Alexis zaten favorim, David keza aynı şekilde, yüz ifadeleri, hareketleri bayılıyorum ikisine. Hikaye açıldıkça, herkes kendine bir yer buldukça sevdim de sevdim. Neyse bence fişini erken çekmeyin bu dizinin, bir şansı hak ediyor.
Canadian Screen Awards’ta 21 adaylık almış.
Dizi sitelerinin en malumlarından birinde 5 sezonu da gördüm az önce, yeni eklemişler. 6 da herhalde bir ara gelir.