Tatlı Hayat || Tanıtım
15 yorum ahmetoktay 09 Eylül 2018 08:34
Tatlı Hayat dizisi Kasım 2001 – Ocak 2004 arasında 3 sezon boyunca Show TV’de yayınlanmış durum komedisi türündeki Türk dizisidir. Dizi toplamda 106 bölüm sürmüştür, bölüm süreleri 45-60 dk arasındadır. Dizi ABD’nin CBS kanalında 11 sezon boyunca yayınlanan The Jeffersons dizisinden uyarlanmıştır.
KONUSU: Fakir bir hayattan gelip kendi kurduğu kuru temizleme işinden iyi para kazanarak zengin olan İhsan Yıldırım ve ailesinin bu yeni ve lüks hayata, yeni çevrelerine alışma süreçleri ve bu süreçte yaşadıkları dizinin ana konusu diyebiliriz.
KARAKTERLER:
İhsan Yıldırım : Ortaokul terktir. Babasının ölümü sonrası okulu bırakıp ailesine bakmak için çalışmaya başlamıştır. Fakir mahallelerden gelip kuru temizleme işiyle hayatta yükselmiştir. 5 tane kuru temizleme dükkanı vardır. Amacı hep daha fazla para kazanmak ve ailesine daha iyi bir hayat yaşatmaktır. Karakteri ünlü oyuncu Haluk Bilginer canlandırmaktadır. Ünlü oyuncuyu pek çok dizi ve filmde izlemişizdir, son olarak Şahsiyet dizisinde rol aldı kendisi ve bu dizi de en bilinen işlerinden biri.
Sevinç Yıldırım : İhsan’ın eşi, ev hanımı. İhsan gibi fakirlikten gelmiş ve bu yeni hayata pek alışamamıştır. İhsan’ın aksine hâlâ tasarruf yapma peşindedir. Karakteri Yeşilçam’ın ünlü isimlerinden sinemamızın sultanı Türkan Şoray canlandırmakta. Kendisini pek çok filmden hatırlasak da TV ekranlarında İkinci Bahar ile birlikte en bilinen işi bu dizidir diyebiliriz.
Başar Yıldırım : İhsan ve Sevinç’in oğludur. İlk bölümlerde üniversiteye gitmektedir. Üst komşularının kızı Pelin ile sevgilidir. Karakteri ünlü şarkıcı ve oyuncu Emre Altuğ canlandırıyor. Dizi, kendisinin TV’deki ilk işlerinden.
Feraye : Yıldırım ailesinin üst komşusu. Sevinç gibi o da ev hanımı. Sevinç’le ne kadar iyi anlaşsalar da İhsan’la yıldızları pek barışmıyor. Karakteri ünlü oyuncu Çolpan İlhan canlandırıyor. Kendisi pek çok tiyatro oyununda, dizide ve filmde rol almış bir isim.
Yorgo : Feraye’nin Rum asıllı eşi. Bir yayınevinde çalışmaktadır. Rum asıllı olmasından dolayı İhsan kendisine hep mesafeli ve soğuk davranmaktadır. Bu iki karakter üzerinden Türk-Rum çatışması ve esprileri sıklıkla yansıtılmaktadır. Karakteri oyuncu ve şarkıcı Neco canlandırıyor.
İrfan : Yıldırım ailesinin “manyak” yan komşuları İrfan tam bir kitap kurdudur ve tercümanlık yapmaktadır. Karakteri tiyatro oyuncusu Celal Kadri Kınoğlu canlandırıyor ve bu dizi kendisinin kamera karşısındaki sayılı işlerinden.
Menekşe : Yıldırım çiftinin ev işleri için tuttukları hizmetçidir. Elinden ayağından çok çenesi çalışan, İhsan’la sürekli kavga eden, hazırcevap bir karakterdir. Karakteri tiyatro kökenli bir başka ünlü oyuncu olan Asuman Dabak canlandırıyor.
DİĞER KARAKTERLER:
Pelin: Başar’ın sevgilisi, Feraye ve Yorgo’nun kızı. Karakteri ilk bölümlerde Meltem Ören canlandırmış fakat sonradan oyuncu değişikliğine gidilmiş ve ilerleyen bölümlerde Gamze Özçelik canlandırmış.
Cevriye: İhsan’ın annesi ve Sevinç’in kayınvalidesi. Sevinç’i hiç beğenmez ve sürekli laf sokar. Karakteri Sevinç Aktansel canlandırıyor.
Kapıcı Muharrem: Yıldırım çiftinin yaşadığı lüks apartmanın kapıcısıdır. Paraya düşkündür ve sürekli İhsan’dan para koparma peşindedir. Karakteri Veysel Diker canlandırıyor.
SON SÖZ : Dizi, Türk televizyonlarında yapılan en iyi işlerden sayılıyor. Orijinal yayınından sonra da çeşitli kanallarda defalarca tekrarları yayınlanmış bir yapım. Yıldızlar topluluğu oyuncu kadrosu ve günümüzdeki yapımlara nazaran kısa olan bölüm süreleri ile dizinin albenisi artıyor. Dizinin bölümlerini Youtube’da bulmak mümkün, tabii yapım yılı itibarıyla kaliteleri pek yüksek değil. Bazı sahnelerde çekim ekipmanlarının kadraja sızdığı falan da olmuş, böyle bir yapımda olmasa kesinlikle daha güzel olurdu. Yine de bu duruma takılmazsanız keyifli vakit geçirebilirsiniz. Biraz kafa dağıtmak için ideal bir dizi. İzleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler.
yorumlar
Yayınlandığı dönemde severek izliyordum bu diziyi. Gözümde en iyi yerli yapımlardan biri konumunda. İrfan karakteri de İsmail abi (Leyla ile Mecnun) ile birlikte en sevdiğim yerli karakter. Güzel nostalji olmuş. Ellerine sağlık @ahmetoktay
Ne kadar izlemiştim hatırlamıyorum ama epey bir takip ettiğimi hatırlıyorum. Karakterleri dahil sevdiğim bir diziydi. Kadrodaki oyuncuların yarısını ilk kez burada görmüş olmam gayet muhtemel hatta.
Güzel zamanlardı.
Ben de denk geldikçe izleyerek epey bölümünü izlemiş olanlardanım. O zamanlar evde televizyon varmış bak demek, hey gidi hey. Öyle ahım şahım bulmasam da fena bir dizi değildi, güzel zaman geçirtirdi ciddiye almadıkça. Türkan Şoray’ın sık sık repliğini toparlayamayışları beni çok üzerdi izlerken, dağılırdım bol bol. Gamze Özçelik de sağolsun bu dağılmalarıma katkıda bulunurdu. Neyse ki kalan ahali tatmin ediciydi. Hele İrfan… Seinfeld’in Kramer’ı gibidydi benim için. Bizim evde hala bazen “ihhsan beyciğim” denir hırslı bir tonlamayla. İrfan ya…
Türkan Şorayın titreyen elleri, replikleri takılarak söylemesi.. Haluk Bilginerin bağırmadığı sahne olmaması.. Emre Altuğ ve Gamze Özçeliğin amatör figuranlardan beter oyunculuğu.. Çolpan İlhan ve Neconun tutmayan dinamizmi..
Sahneleri az olsa bile sanırım dizide bi tek Asuman Dabak doğal oyunculuğuyla döktürüyordu. Nitekim izlenecek cinsten bi şey değildi ama ben de epey bölümünü devirmiştim
ellerine sağlık @ahmetoktay
Tutanlara ve eline sağlıklara teşekkürler. İhsan’ın bu kadar bağırmasından ben de pek hoşnut değilim aslında. En sevdiğim karakter de açık ara İrfan, sırf onun için izlerim. 2. bölümde bir sahnesi vardı; “Dedelerim nesiller boyu Halep’te merkez camii imamlığı yapmışlar. Bir tek büyük büyük dedem özel sektöre geçip kendi tarikatini kurmuş, tutmamış.” deyince ben bayağı kopmuştum
Çocukluğumun dizilerinden biridir. İkinci Bahar’ı da ekleyebilirim bunun yanına. 2001 2004 arasında yayınlandığını bilmiyordum mesela daha geç sanıyordum. Çok severdim ama diziyi. Bu dizi sayesinde uzun süre Haluk Bilginer’in sadece komedyen olduğunu sanmıştım. Yıllar geçtikçe ne kadar usta bir drama oyuncu olduğunu öğrendik tabii.
çocukluğumun en komik dizilerinden birisiydi ,simdi görünce bir duygulandım sanki nerde o eski güzel dizilerimiz
Senenin başından beri bakıyorum buna yutubuedan ufak ufak. Tv de yayınlandığı dönem(başladığı zaman 14-15 yaşındaydım) ayıla bayıla izliyordum. Ama evet günümüz için baya “cheesy” kalan bir iş . Misal kaygısızları hala severek izleyebilirim ama tatlı hayat için aynısını söylemek güç. irfan olmasa bırakırdım de muhtemelen.. İhsanın annesi kabus gibi çöküyor diziye bir de, ne gereksiz bir karaktermiş(ilerleyen bölümlerde ölüyordu galiba). Türkan Şoray’ın kötü oyunculuğuna da hayretler ediyor insan cidden.
Üzücü olan ise bu dizinin bile şu an yayınlanamayacağını biliyor olmak. Hükümet eleştirileri, alkol alınan sahneler ve seks gödermelerinin bolca olduğu bir diziymiş. Bu dönemde anca kuşa çevrilmiş rom-com versiyonu yayınlanabilir heralde. Dijitalde de kimse almaz çünkü ihsan yıldırımın cinsiyetçiliği ve zenofobikliği aşırı tepki görür. Yine ayak üstü 2000li yılların başları özlemi hasıl oldu bünyeye..
Dizinin tekrarları, 3 Mayıs Pazartesi tarihinden itibaren hafta içi her gün saat 21:15’te teve2’de yayınlanacakmış.
YouTube kanalındaki bölümler hep logoluydu, demek ellerinde temiz kayıtlar varmış. Keşke ”Belalı Baldız” başta olmak üzere diğer Medyapım dizilerinin de tekrarları yayınlansa diyeceğim ama kim bilir ne sansürlere şahitlik edeceğiz. Türkan Şoray çok sevdiğim bir oyuncu, bu dizideki tutuk performansını sitcom formatına uyum sağlayamamasına ve cast hatasına bağlamak istiyorum, İkinci Bahar’da ve oynadığı filmlerde başarılı buluyorum çünkü.
Dün akşam ilk bölümü reklam arasına kadar izledim, sonrasına başka bir şeyle ilgilenirken göz attım. Görüntü kalitesi iyiydi. Pelin’in bornozla çıktığı sahne, İhsan’ın denize dökme esprileri makas yememiş. Eğer yanlış görmediysem Yorgo’nun ”amcam da ilave ederdi, önemli olan boyutu değil işlevi (21:52)” repliği makaslanmış. İhsan’ın ”frigo buz (36:12)” dediği yer (marka isimleri sansürlendiği için, ne saçma) biplenmiş. İkinci bölümü de verdiler, ikişer ikişer gidecekler demek ki. Sevinç Aktansel’in canlandırdığı kaynana karakteri gerçekten sinir bozucu, zaten ilk bölümde çok gülmüştüm ama ikinci bölümde bayağı sıkıldım.
Türkan Şoray ve Çolpan İlhan, daha önce izlediğim El Kızı (1966) ve Sonbahar Rüzgarları (1969) filmlerinde beraber oynamışlardı. Yıllar sonra ikisini aynı dizide görmek insanda tuhaf duygular uyandırıyor. Çolpan İlhan’ı ve Sevinç Aktansel’i de rahmetle anmış olayım.
teve2 ”Piskopos” kelimesini biplemiş, Kutsal Motor ekibi de Kıraathane #62 videosunda bu durumu tartışmış, izlemek isteyen olursa.
Geçmişte çekilmiş bir yapımı (Yeşilçam filmleri, eski diziler vb.) sansürsüz izlemek hayal oldu artık. İzlemez geçeriz ama böylelikle televizyon kültürü adım adım kendini imha ediyor. Geçen Hekimoğlu dizisi hakkında yazılmış bir entry’yi okudum. Düşünsen YouTube’a, Netflix’e erişemeyen insanlar ve yaşlılar var. Hiç kimse bu yapımları televizyondan izlemese bile bu sansürler, özgürlük bakımından insanı üzüyor.
“Dadı”nın tekrar bölümlerinin bitmesiyle “Tatlı Hayat” tekrar bölümleriyle teve2’de ikinci turunu yapacak.
3 Aralık 2021 Cuma’dan itibaren hafta içi her gün 21:15’te ve 07:00’de.
(Tam olarak nereye yazayım bilemedim). Dizinin teve2’deki tekrar bölümleri bu sabah (08:15) itibariyle bitmiş.
“Tatlı Hayat”ın bitmesiyle birlikte Gülse Birsel’in “Yalan Dünya” dizisinin tekrar bölümleri başlıyor. Bu akşamdan itibaren hafta içi her akşam 21:15’te teve2’de.
Armağan Çağlayan, Deniz Çakır’ın konuk olduğu, yayınlanan son ”Gör Beni” programında televizyonda çalıştığı yıllardan bir anısını anlatmış (İzlemek isteyen olursa 20:09’dan itibaren).
Kısaca anlatayım, sitcom formatının ülkemizde yeni çekildiği yıllarda bir oyuncu ezber yapamıyormuş ve mutsuz hissediyormuş. Kadrodaki diğer isimler tiyatrocuymuş ve ezberleri tammış. Oyuncuya ”son cümle bu, bundan sonra gir” demişler. ‘Tiyatrocu beyefendi’ de aynı mealdeki cümleyi ‘kadıncağız’ o rolü oynayamasın diye başka bir şekilde söylemiş.
Tabii ki programda isim verilmiyor ama benim aklıma iki isim geldi. Ya ”Tatlı Hayat”taki Türkan Şoray’la Haluk Bilginer (sonradan aklıma geldi, Gamze Özçelik de olabilir) ya da ”Dadı” dizisindeki Gülben Ergen’le Kenan Işık. Gülben Ergen katıldığı programlarda hep ”Dadı” dizisi döneminde replikleri unutmamak için eline yazdığından vs. bahseder, aklıma o geldi. Yakın tarihte Haldun Dormen’in Yapı Kredi’den çıkan anı kitabına bir göz atma şansım oldu, kitapta Ergen’den ve set ekibinden, setteki ortamdan övgüyle bahsediyordu.
Türkan Şoray da ”Sinemam ve Ben” kitabında ”Tatlı Hayat”tan bahsetmişti. Kitaptaki paragrafı kısaca özetleyeyim: Diyaloğu unutmamayı aklına takınca oyununun hakkını veremediği için her akşam elinde senaryo saatlerce ezber yaptığından, Haluk Bilginer’in performansına yetişmenin onu perişan ettiğinden, Bilginer’in (tiyatroya senelerini verdiği için) ezber alışkanlığı olduğundan ve Haluk Bey’in ona verdiği olumlu destek ve enerjiyle iki üç hafta sonra çekimlere adapte olduğundan bahsetmiş.