2007-2012 yılları arası yayınlanıp 5 sezon süren, özellikle yayınlandığı dönemde geniş çaplı bir etki yaratan Gossip Girl de yeni versiyonuyla ekrana dönen dizilerin arasına katıldı.

Yaklaşık dokuz yıllık aranın ardından 8 Temmuz’da geri dönen dizi, orijinalinde The CW kanalında yayınlanmıştı. 2021 versiyon ise dijital platformlardan HBO Max’te yayınlanıyor. Hali hazırda 4 bölümü geriden bırakan dizinin ilk sezonu 12 bölüm sürecek. Sezon, 6+6 şeklinde iki parça halinde yayınlanacak.

Orijinal dizide görev alan Joshua Safran, yeni dizide yaratıcı/showrunner olarak görev alırken Josh Schwartz ve Stephanie Savage yönetici yapımcı olarak görev aldılar. Kadrosunda ise Jordan Alexander, Whitney Peak, Tavi Gevinson, Eli Brown, Thomas Doherty, Emily Alyn Lind, Evan Mock, Zión Moreno, Savannah Lee Smith, Johnathan Fernandez, Adam Chanler-Berat, Jason Gotay, Todd Almond, Laura Benanti gibi isimler yer alıyor.

Not: Gossip Girl (2021), bu yazı itibarıyla Mayıs 2020’de açılan HBO Max’in şimdiye kadarki en iyi açılışına imza atmış durumda.

XOXO, Gossip Girl

2021 versiyon Gossip Girl, her ne kadar yeni bir dizi olsa da orijinalinin ayak izlerini takip eden bir yapım. Yani en azından aynı evrende geçen bir hikayeyle geri dönmüşler. Hatta dizinin ilk bölümünde bu amaçla laf arasında Blair, Chuck, Serena, Dan ve Nate gibi bildiğimiz isimlerin bahsini geçirmeyi ihmal etmiyorlar.

Bir kez daha Manhattan’dayız (‘Upper East Side’) ve hikayesini takip ettiğimiz gençler eskilerle aynı okulun öğrencisi bir gruptan oluşuyor. Olacak iş ki aynı müzenin merdivenlerinde bir araya geliyorlar. Farklı olarak sosyal medyanın ve hatta New York’un sosyal ortamının ne şekilde değiştiğini de gözler önüne seriyorlar mesela. Vakti zamanında sosyetenin ve şehrin gözdesi olan gençlerin hayatında olup bitenleri kendi bloğunda anlatan Gossip Girl, yerini dedikodularını artık Instagram üzerinden yazan Gossip Girl’e bırakıyor.

Not 2: Original dizide dış ses olarak yer alan Kristen Bell, yeni dizide de Gossip Girl’ün seslendirmesini üstleniyor.

Gelelim önemli ana karakterlere:

1) Julien Calloway (Jordan Alexander): Yeni jenerasyonun “It girl” diyebileceğimiz ismi. Popüler bir influencer ve Constance Billard’ın kraliçesi. Erkek arkadaşı Obie’yle normal giden ilişkisinin yanı sıra Audrey, Luna ve Monet’yle de yakın arkadaş. Hikayenin başlamasıyla hayatına üvey kız kardeşi Zoya giriyor.

 

2) Zoya Lott (Whitney Peak): Julien’in anne tarafından üvey kız kardeşi, Constance’ın yeni burslu öğrencilerinden. Artık hayatta olmayan anneleri yıllar önce Zoya’nın babasıyla birlikte olmaya karar verip Julien’in babasından ayrılmış. Alışık olmadığı yeni çevresine nazaran ‘ahlaklı’ kaldığı söylenebilir.

 

Otto “Obie” Bergmann IV (Eli Brown): Julien’in imajı için de kullanmaktan çekinmediği uzun süreli erkek arkadaşı. Aki’yle yakın arkadaşlar. Ailesi oldukça zengin ve kendisi ‘suçlu hisseden zengin’lerden. Sahip olduklarını iyilik kullanmaktan çekinmeyen (‘do-gooder’), yardım amaçlı protestolara katılan biri. Zoya’nın hayatına girişi ‘tabii ki’ aklını karıştırıyor. Çünkü neden olmasın?

 

Luna La (Zión Moreno): Monet’yle birlikte Julien’in daima yanında olan yakın arkadaşı. Aynı zamanda Julien’in kendi markası için stilist olarak görev alıyor ve kendi yükselişi için bir adım olarak görüyor. Öğretmenlere üstten davranmayı hiç ihmal etmiyor.

Audrey Hope (Emily Alyn Lind): Julien’in yakın arkadaşlarından ama Monet-Lola gibi devamlı peşinde dolanıyor değil. Kibrini ve iğnelemelerini çekinmeden gösterenlerden. Alkolik annesiyle problemli bir ilişkisi mevcut. Aki’yle uzun zamandır sevgililer ama şimdilerde ilişkilerindeki heyecan azalmış durumda ve Max’e karşı ilgi duymaya başlıyor.

 

Monet de Haan (Savannah Lee Smith): Julien’in markası için sosyal medyayı yürüten yakın arkadaşı. Lezbiyen. Gerektiğinde göz korkutucu olmaktan ya da gücünü göstermekten çekinmeyen bir karakteri var.

 

Kate Keller (Tavi Gevinson): Yeni versiyonun farklı taraflardan birisi “öğretmenlere” de yer veriyor oluşu. Ana karakterlerden birisi olan Kate, Constance Billard’ın İngiliz öğretmenlerinden. Luna ve Monet de dahil olmak üzere zengin öğrencilerin kendisine paralı köle muamelesi yapmasından bunalmış durumda ve bu konuda harekete geçmeye kararlı.

 

Akeno “Aki” Menzies (Evan Mock): Audrey’in sevgilisi, Obie’nin yakın arkadaşı ve dizinin merkezindeki arkadaş grubunun bir parçası. Max’e olan ilgisini fark ettiğinde ‘bi-curious‘ tarafını keşfetmeye başlıyor.

 

Max Wolfe (Thomas Doherty): Gruptaki herkesle bir ölçüde yakın, kendi bildiğini okumayı seven, ilişki aramasa da ilişki ‘içinde’ olmayı seven birisi. Panseksüel. Gay bir çiftin oğlu. Şu sıralar Audrey ve Aki çiftinin ayrı ayrı ilgisini çekiyor. Kendisi ise okulun Edebiyat hocalarından Rafa’ya ilgi gösteriyor.

Gossip Girl, benim The CW’da yayınlandığı sırada izlediğim dizilerden birisi olmuştu. Dahası 2012’de final yaptığında sitedeki tanıtım yazısını kaleme almıştım. Hala da güzel anarım. Aslında dizilerin yeni/modern versiyonuyla bir süre sonra geri dönmesi düşüncesine mesafeli sayılırım. Gossip Girl’e de proje aşamasındayken bu şekilde yaklaştığımı söyleyebilirim. Ama başladığında tabii ki denemeden duramadım (Merhaba yine HBO Max’in hortlatacağı Pretty Little Liars. Bknz: Pretty Little Liars: Origin!).

Joshua Safran, dizinin hazırlıkları devam ederken eski kadrosunun fazla beyaz ağırlıklı olduğuna ve queer topluluğun geri planda kaldığına dair bazı açıklamalarda bulundu. Haksız da sayılmaz zaten. 2021 versiyonuyla diziyi döndürürken çeşitliliğe (‘nonwhite” & ‘diversity’) önem verip queer topluluğun da ön planda bir iş çıkarmaya özen göstermişler. Ulusal kanal The CW yerine dijital platform HBO Max’te yayınlanmaları da tabii ki işlerine gelmiş. Gerçi 18+ seviyesine kadar çıkmış değiller, bu halinin de alışık olduğumuz sulara benzediği söylenebilir.

Şu haliyle HBO Max versiyonunun her ne kadar eskisinin yerini tutabileceği düşüncesinde (halen/şimdilik) olmasam da göze batmadığını ve dizinin hiç değilse izlenesi olduğunu düşünüyorum. New York’u bir ölçüde korumaları, sosyal medya tarafıyla bildiğimiz sularda dolanmaları işime geliyor. Hoşuma giden taraflarından bir diğeri arada eski karakterleri anmaları veya bir şekilde aynı evrende olduğumuzun altını çizmeleri. Hatta umarım hiç değilse 2. sezonda (ya da ikinci kısımda) tanıdık bir karakteri tekrar izleme imkanımız olur.

Yeni jenerasyona gelirsek; Max, Audrey, Luna ve Monet göreceli ilgimi daha fazla çekti. Audrey-Max-Aki kısmında ilgi çekici ilerleyebiliyorlar. Obie, şu haliyle Dan Humphrey’in zengin versiyonu gibi duran bir karakter, öyle söyleyeyim. Jordan vs. Zoya sezona yayıldığı için en azından şimdiye kadar bende beklediğim kadar ilgi uyandırmış değil. Monet ve Luna ise orijinal dizideki ‘çantacı’ karakterlere nazaran daha ön plana çıkan isimler oldu. Öte yandan ‘öğretmenleri’ kullanıyor olmaları ister istemez halen dolgu gibi geliyor. Bir de Kristen Bell’e sevgilerimi göndermekle birlikte dizideki Gossip Girl 2.0 hikayesinin nereye varacağını da ister istemez merak ediyor sayılırım.

Gossip Girl (2021) iyisiyle kötüsüyle genel olarak böyle bir dizi işte. Orijinali izleyenlere ya da bir şekilde merakını cezbolanlara denemeleri için tavsiye ederim. İzleyeceklere iyi seyirler.

Not: Diziyle ilgili daha önce bu yazının altında yorum yapılıyordu.