Transporter: The Series — Tanıtım
4 yorum pirate 19 Ağustos 2024 08:58
Transporter (Taşıyıcı) film serisini hepiniz bilirsiniz. Aksiyon filmlerinin aranan yüzlerinden Jason Statham‘ın başrolde olduğu 3 filmlik seri; 2002, 2005 ve 2008 yıllarında gösterime girip büyük beğeni toplamıştı. Transporter: The Series isimli yazımıza konu olan dizimiz ise 2012-2014 yılları arasında yayınlandı. 2015 yılında ise Ed Skrein‘in başrolde olduğu The Transporter Refueled isimli bir sinema filmi daha yayınlandı ama umduğu ilgiyi göremedi.
Fransa-Kanada-Almanya ortak yapımı olan dizimiz, Fransa’da M6, Almanya’da RTL, Kanada’da ise HBO Canada ve Super Ecran kanallarında yayınlanmış. Yayın haklarını satın almak kaydıyla ABD’de TNT, İngiltere’de Channel 5, Avustralya’da FX, Yeni Zelanda’da SKY TV ve Türkiye’de ATV gibi kanallar da diziyi ekrana getirmişler.
Dizinin çekimleri Fransa’da Paris ve Nice şehirlerinde, Almanya’da Berlin’de ve Kanada’da Toronto’da yapılmış.
Aksiyon, macera ve gerilim türündeki dizinin yapımcılığını Susan Murdoch, Fred Fuchs, Olivier Bibas, Patricia Curmi, Jan Bennemann, Timothy J. Lea, Brad Turner, Frank Spotnitz, Marc Jenny, Luc Besson, Takis Candilis ve Chris Vance gibi isimler üstlenmişler.
Dizi, 12’şer bölümlük 2 sezondan oluşmakta. Bölümler, yaklaşık 45 dakika uzunluğunda.
Dizimizin hikayesinin merkezinde filmlerdeki karakterle aynı karakter olan Frank Martin isimli bir adam var. Karizmatik, gözü pek, son derece soğukkanlı, işini layıkıyla yapmaya çalışan, çok fazla konuşmayı sevmeyen bir adam.
Serbest çalışan, profesyonel bir kurye kendisi. Bazen bir paket, bazen bir insan, bazen bir hayvan… Doğru fiyat verildiği takdirde işi alıyor ve teslim etmesi gereken şeyi teslim etmesi gereken yere ulaştırıyor. Çoğu zaman ulaştıracağı şeyin ya da kişinin peşinde silahlı, kötü adamlar oluyor. Yani sadece sahip olduğu üstün sürücülük becerisi yeterli olmuyor aldığı bu işler sırasında. Üstün dövüş becerilerinden de sıkça yararlanmak zorunda kalıyor. Cesaret, soğukkanlılık ve göreve adanmışlık içerisinde işini yapıyor, kendisine ait basit birkaç kurala bağlı kalmaya çalışıyor (Ama ne kadar bağlı kalabildiği tartışılır.) ve çoğu zaman paketin içinde ne olduğunu bile sorgulamıyor ilk etapta.
Yukarıda fotoğrafta gördüğümüz kurşun geçirmez otomobil, Frank Martin’in bu görevlerdeki yaveri konumunda. Frank’i her bölümde aksiyon ve gerilim dolu yeni maceralar beklemekte.
Frank Martin karakterinde Mental, Prison Break, Supergirl ve Rizzoli & Isles gibi dizilerden anımsanabilecek İrlandalı asıllı, İngiltere doğumlu aktör Chris Vance‘i izliyoruz.
Frank’in genel olarak telefon yoluyla iletişimde olduğu Carla Valeri rolünde Macar aktris Andrea Osvárt‘ı izliyoruz. Frank’e iş yönlendirmelerini yapan kişi Carla. Müşteriler ilk iletişimi başka biriyle kuruyor. O kişi Carla ile iletişim kuruyor. Carla da Frank ile iletişim halinde derken katmanlı bir iletişim sisteminden söz etmek mümkün kısacası.
Etkili bir şekilde Almanca ve İtalyanca da konuşabilen aktris; memleketi Macaristan, Almanya ve ağırlıklı olarak da İtalya’da çalışmış kariyeri boyunca. Sebastian Fitzek’s Die Therapie, Allmen, Pompei ve Elsö Generáció gibi dizilere ek olarak Anita B., Maternity Blues, 2061: Un anno eccezionale, Il rabdomante, Mare nero, The Clan, Kistestvér, Natale a 5 stelle ve Der Nanny gibi sinema filmlerinde boy göstermiş.
Hausen, Last Exit Schinkenstrasse ve Das Fest der Liebe gibi dizilerden anımsanabilecek Alman aktör Charly Hübner, Frank’in tamir gerektiğinde arabasını emanet ettiği becerikli bir Alman tamirci olan Dieter Hausmann karakterine hayat veriyor.
Fransız aktör François Berléand, 3 filmlik seride canlandırdığı Tarconi rolüyle karşımıza çıkmaya devam ediyor. Frank ile arası iyi olan bir polis müfettişi kendisi.
Fransız aktris Delphine Chanéac, ilk sezonun ilerleyen bölümlerinde Juliette Dubois rolüyle dahil olmuş hikayeye.
İtalyan aktris Violante Placido, Caterina ‘ Cat’ Boldieu rolüyle 2. sezonda dahil olmuş hikayeye. İlk sezon sonunda hikayeden ayrılan Carla’nın yerine Frank’in iş yönlendirmelerini yapan kişi olmuş Cat. Carla’nın aksine Frank ile saha görevlerine de çıkmış Cat yer yer.
Julian Richings ilk sezonda, Mark Rendall ise 2. sezonda tekrar eden bir rolle yer almış.
Tek bölümlük konuk oyunculardan oluşan havuzda ise Rachel Skarsten, Elyse Levesque, Athena Karkanis, Antonia Thomas, Ennis Esmer, Karel Dobrý, Lex Shrapnel, Tyler Hynes, Callum Keith Rennie, Alisen Richmond-Peck, Maurice Dean Wint, Tom McKay, Greg Bryk, Mike Dopud, Mark Ivanir, Chelsea Hobbs, Leela Savasta, William deVry, Farzana Dua Elahe, Klára Issová, Maria del Mar, Kristína Svarinská, Demore Barnes, Sarah Allen, Richard Brake, Adam MacDonald, Barry Flatman, Elena Juatco, Laura de Carteret, Jordan Hayes, Lisa Berry, Jonathan Keltz ve Katheryn Winnick gibi isimler mevcut.
Dizinin ilk 3 bölümünü izledim. Bölümlük hikayeler izliyoruz. Bölüm hikayesi ve bölüm konuğu seçimleri bölümün izlenirlik seviyesine etki etmekte. Çok sıkılıp yarıda bıraktığım 2. bölüm bu açıdan sınıfta kaldı mesela. Rachel Skarsten’in konukluğundaki ilk bölümü ve Leela Savasta’nın konukluğundaki 3. bölümü ise yeterli buldum. Arabalı kovalama ve kavga sahneleri ise bu 3 bölümlük süreçte işin aksiyon kısmını değerlendirdiğimizde hiç fena sayılmazdı.
Dizinin bölümlerinin yayın sıralamaları çeşitli ülkelerdeki yayınlarda farklılık göstermekte bu arada. Yukarıda sözünü ettiğim Rachel Skarsten’in konuk olduğu bölüm 3. bölüm, Leela Savasta’nın konuk olduğu bölüm 10. bölüm, Mike Dopud’un konuk olduğu ve yarıda bıraktığım 3. bölüm ise 4. bölüm olarak gözükebilmekte mesela. Bunun nedeni ise IMDB ve Wikipedia gibi sitelerin dizinin bölümlerinin Kanada yayın tarihlerini baz almaları. Benim izlediğim sıralama ise diziyi daha önce yayınlamaya başlayan Alman kanalı RTL’nin yayın tarihleri üzerinden yapılmış bir sıralama.
yorumlar
S01E04
Joseph Kell, Maria del Mar, Lochlyn Munro (Riverdale), Tattiawna Jones (The 100) ve Jessica Phillips, bölüm konuklarıydı.
Yani, 2. bölüm kadar berbat bir bölüm değildi belki ama 1 ve 3 kadar da saramadı. Vasat altıydı denebilir. Dieter’in Tattiawna Jones’un karakteriyle olan sahneleri Frank’in kör adamla olan sahnelerine kıyasla daha eğlenceli geçti denebilir.
S01E05
Daniel Fathers ve Mark Ivanir (Lehiyot Ita), bölüm konuklarıydı. Delphine Chanéac ise bu bölümün kapanış sahnesinde ilk kez gözükmüş oldu.
Sıkıcı bir bölümdü.
S01E06
Cık, bu bölümü de pek beğenmedim. 4. bölüm, 5 ve 6’dan daha iyiymiş. Orası net.
David Atrakchi, Jonathan Whittaker, Marco Bonini ve Emerson Wong, bölüm konuklarıydı. Delphine Chanéac’ın da gerçek manadaki ilk bölümüydü ama … Cık, RTL’nin yayın sıralaması da doğru değilmiş. Keza Juliette ve Frank, çoktan tanışmış bir şekilde karşımıza çıktılar bu bölümde. Karman çorman izliyoruz tüm sezonu işte.
S01E07
Benim izlediğim Almanya (RTL) yayını sıralamasına göre 7. bölüm olan bu bölüm, IMDB ve Wikipedia’da 1. bölüm olarak geçmekte. Kanada, ABD ve İngiltere yayınlarında da 1. bölüm olarak yer almış bu bölüm. Prodüksiyon sıralamasına/koduna göre de 12. bölüm geçmekte olan bu bölümü Fransızlar ise 2. bölüm olarak yayınlamışlar. Fransızların 1. bölüm tercihi de Rachel Skarsten’in konuk olduğu bölüm olmuş tıpkı Almanlar gibi.
Herkesin kafasına göre bir sırayla yayınladığı bu ilk sezonun yukarıda saydığım 5 ülke nezdindeki sıralama çizelgesi şurada mevcut.
Moon Dailly’nin konukluğunda geçen bu bölüm, Delphine Chanéac’ın o ‘Nerde bu?’ diye sorguladığım diziye giriş bölümüymüş aynı zamanda. Dieter’in garajındaki o kırmızı arabanın ilk kez görüldüğü bölüm de buymuş. Başarılı bulmadığım bir bölüm oldu bu arada bu da.
Ben olsam ben de bu bölümü ilk bölüm olarak yayınlamazdım bu arada. Tıpkı Almanlar ve Fransızlar gibi Rachel Skarsten’in konuk olduğu bölümle start verirdim ben de sezona. Hem daha iyi, daha cazip bir bölüm hem de film serisini daha fazla anımsatan cinsten bir bölüm.
S01E08
Katheryn Winnick, Demore Barnes, James McGowan ve Christine Tizzard, bu bölümün konuklarıydı. Çok iyiydi diyemem belki bölüm için ama Katheryn Winnick’in varlığının ve hava değişiminin de etkisiyle son 3 bölümden daha izlenesi geçti en azından.
Önceki bölümlerin 1-2 tanesinde Almanya sınırlarına geçmiştik. Kalanında ise Fransa’daydık. Bu bölüm ise Kanada’da geçen ilk bölümdü.
S01E09
Ucuz, kötü bir aksan denemesiyle Athena Karkanis konuk oldu bölüme. Sezonun sıkıcı bölümlerinden biriydi bu da.
S01E10
Canın cehenneme Juliette! Frank’ten bağımsız konuşuyorum; bunun benim nezdimde bir pardonu da telafisi de yok.
Make It or Break It’ten anımsanabilecek Chelsea Hobbs bölüm konuğuydu. İdare eder seviyede bir bölümdü denebilir.
Kanada, ABD ve İngiltere yayınlarında sezon finaliymiş. Son sahne de bir sezon finali intibası verdi zaten. Almanların 10. bölüm olarak yayınladığı bu bölümü Fransızlar 11. bölüm olarak yayınlamışlar. RTL, kalan 2 bölümü yayınlamamış zaten bu arada TV’de. Bu sebeple Almanlar için de sezon finali olduğu söylenebilir bu bölümün.
S01E11
Kanada bölümlerinden ikincisi buymuş.
Bir yaptım oldu durumu vardı tabii hikayede ama merak duygusunu uzun süre tetikte tutabilen bir bölümdü en azından. Sonunun ne derece iyi bağlanabildiği tartışılır tabii.
S01E12 (Sezon Finali)
Greg Bryk ve Ennis Esmer, bölüm konuklarıydı. Greg Bryk’in karakteri Bernhardt, sinir bozucu malın tekiydi. Yordukça yordu. Sezonun idare eder seyiyedeki bölümlerinden biriydi bu arada.
Leela Savasta’nın konuk olduğu bölüm ile Rachel Skarsten’ın konuk olduğu bölüm, sezonun en iyi 2 bölümüydü bence. Mike Dopud’un konuk olduğu bölüm, Athena Karkanis’in konuk olduğu bölüm ve Mark Ivanir’in konuk olduğu bölüm ise sanırım sezonun en berbat bölümleri oldular. 2. sezon, seviye olarak bu sezondan daha iyi çıkar umarım.
Frank’in ilk sezondaki saç sitili ona daha çok yakışıyordu bence. Bu hali daha yaşlı gözükmüş.
Carla ve Juliette’in ayrılışları hakkında yorum dahi yapmamışlar. Juliette neyse de Carla’ya 1-2 cümle ayıraydınız yahu! Dieter’i de
Tam anlamadım ama Tarconi de emekli mi olmuş ne?
Bodoslama bir şekilde diziye dahil ettikleri Caterina’ya ilk bölümden bu kadar sahne yazmak yerine bölüm konuğu Klára Issová’ya birkaç sahne daha fazla yazmalarını tercih ederdim.
Oh be dünya varmış! İzlemeden önce ‘Bu, sezonun kaçıncı bölümüydü?‘ diye arayıp taramadan bir bölüm izleyebildim nihayet.
S02E02 & S02E04
Arap coğrafyalarında fazla takılıyoruz bu sezon. Taşta kumda takılıyoruz çekim maliyetleri düşsün diye. Tayışıyıcılık falan da kalmadı ortada doğru düzgün. Araç sahnelerinin yüzünü gören cennetlik. Bizimkinin mesleği de taşıyıcılıktan ajanlığa dönmüş gibi bir şey oldu. Hiç sarmıyor bu haliyle cidden dizi. Bıraktım gitti.
Erken konuşmuşum bu arada. Bu sezonun bölüm sıralaması da karman çormanmış.