Dawson’s Creek — Tanıtım
96 yorum eski_bir_mudavim 12 Mayıs 2013 09:27
Dawson’s Creek : Amerika’nın The WB kanalında 1998-2003 yılları arasında 6 sezon boyunca devam eden kült gençlik dizimiz. Şimdilerde her biri başarılı-başarısız pek çok yıldızı ilk gençlik halleriyle görmekteyiz dizimizde. Kendi zamanında çok popüler olmuş, bir çok genci arkasından sürüklemiştir. Dizimiz küçük bir kasabada yaşayan bir grup gencin, lise ve üniversite hayatını anlatmaktadır. En çok dikkat çeken özelliği ise karmaşık duygusal ilişkileri ve aşk üçgenleridir.
İçindekiler
KONU :
Dizi, Massachusetts eyaletinde yer alan Boston ile Providence şehirleri arasında kalan hayali bir kasabada geçmektedir. Kasabanın adı Capeside’dır aslında böyle bir yer yoktur, dizi için yaratılmıştır.Dizimizin adından da anlayabileceğiniz gibi ana karakterimiz Dawson ve arkadaşları etrafında gelişen olaylarla şekillenmektedir.
Dawson ve Joey her zaman en akın arkadaş olmuşlardır ve birbirlerini her zaman yardım etmişlerdir. Dizinin başında liseye başlayacak arkadaşlar, büyüdüklerini fark etmişlerdir ve tüm hayatlarının değişmesinden korkuyorlardır. Dawson’ın diğer en yakın arkadaşı da Pacey’dir. Pacey, diğer ikisine göre daha eğlenceli ve daha haşarıdır.Güzel bir şekilde devam eden küçük kasaba hayatları, Jen’in New York’tan gelip kasabaya yerleşmesiyle değişmeye başlayacaktır.
KARAKTERLER :
Dawson Leery : Dizimizin en saf en temiz karakteri. Tek çocuktur ve görünüşte mükemmel bir anne, baba ve aileye sahiptir. Tam bir film tutkunudur ve yönetmen olmak istemektedir. Tüm odası, film posterleri ve afişleriyle kaplıdır. Arkadaşlarıyla odasında sürekli film geceleri yaparlar. Filmler genellikle amatör filmlerdir ve konuşmalarında filmlerden alıntılar yapar. Steven Speilberg’ü idolü olarak görür. Karakterlerimizin en çok zaman geçirdikleri yer, genelde Dawson’ın odasıdır. Herkes odaya, merdiven dayalı pencereden girer.
Joey Potter : Dawson’ın en iyi arkadaşı. Joey, ablasıyla birlikte yaşamaktadır çünkü annesi ölmüş, babası da hapishanededir. Sorunlu bir aile hayatı olan Joey’e, zor zamanları atlatmakta en çok Dawson yardımcı olmuştur. Sorunlu ailesi, diğer kasaba sakinleri tarafından pek hoş karşılanmaz. Tüm hayali Capeside’dan kurtulmak ve iyi bir üniversiteye girip, kasabayı terk etmektir. İçine kapanık bir kızdır ve duygularını gösteremez. Öyle ki bazen ne düşündüğünü ve ne hissettiğini hiç bir seyirci de anlayamıyor.
Jen Lindley : Kasabaya yeni tanışan gizemli kızımız. Aslında ailesiyle birlikte New York’ta yaşayan Jen, birtakım sebeplerden ötürü Dawson’ın ailesinin komşusu olan büyükannesinin yanında yaşamaya başlamıştır. Dawson’ın ilgi göstermesinden dolayı hemen arkadaş gruplarına dahil olmuştur Bu durum, ilk başlarda Joey’nin hiç hoşuna gitmemiştir. Daha özgürlükçü ve olgun bir karakterdir. Benim de dizide en sevdiğim karakterdi.
Pacey Witter : Dawson’ın en iyi arkadaşıdır; fakat Joey ile hiç iyi anlaşamaz. Diğer arkadaşlarına göre daha sorumsuz ve haşarıdır. Dışardan bakıldığında hiç bir şeyi umursamayan kaba görünüşlü bir insan imajı çizse de gayet düşünceli ve iyi birisidir. Dizimizin bence sonradan açılan karakterlerindendir. Onun da ailesi sorunludur ve Pacey’i hiç umursamazlar.
Diziye ikinci sezonda Jack Mcphee ve Andy Mcphee kardeşler katılmıştır. Onların da aile hayatı çok karışıktır. Kardeşleri ölmüştür; babalarından ayrı yaşarlar ve anneleri psikolojik sorunlar yaşamaktadır.
Andy, derslerinde çok başarılıdır ama akıl sağlığı bozuk bir kızdır.
Jack, Andy’nin ağabeyidir. İçine kapanık birisidir; cinsel kimliğiyle ilgili sorunlar yaşamaktadır. Diziye daha sonra kadrolu karakter olarak devam etmiştir ve Jen’in en iyi arkadaşlarından biridir.
OYUNCULAR :
Dizimiz, bir zamanlar genç olan ama şu an kendi çaplarında üne sahip çeşitli oyunculara yükselme tahtası olmuş vaziyette.
Dizide Jen karakterini canlandıran Michelle Williams, kariyer açısından diğerlerinden daha önde. Şimdiden Oscar‘a 3 kez aday oldu ve bağımsız filmlerin aranan yıldızlarından biri.
Joey karakteriyle aklımızda yer edinen Katie Holmes için aynı şeyleri söylemek pek mümkün değil gibi. Tom Cruise ile evlendikten sonra kariyerinde bir düşüş yaşadı ama magazin basınının ilgi odağı olmayı başardı.
Yıllarca “Dawson” lanetini üzerinden atamadığı için çeşitli dizilerde bir baltaya sap olamayan James Van Der Beek‘i en son Apt. 23‘de güzel bir performansla gördük. Bu sezon da başka bir komedide kendine yer bulacak büyük ihtimalle.
Joshua Jackson da kariyerinde Dawson’s Creek’ten sonra bir dönem düşüş yaşasa da Fringe dizisiyle beklenen çıkışı yaptı ve hatrı sayılır bir üne kavuştu.
Tanıtım Videosu :
[youtube http://www.youtube.com/watch?v=UaYYTAAWprg&w=420&h=315]
yorumlar
Gerizekalı James.
S01E01
Yıllar önce bir denemiştim bunu birkaç bölüm. Muhtemelen Kavak Yelleri’nin son sezonunun yayınlandığı vakitlerdi. James Van Der Beek ve karakteri Dawson’a ısınamayıp bırakmıştım.
Şu sıralar bir gençlik dizisi açlığı çekiyorum ve popüler gençlik dizilerinden izlemediğim bir tek bu kaldı. Ben de ‘Hadi hayırlısı!’ dedim ve bir kez daha oturdum başına. Dawson cidden itici bir tip. Joey’nin aklına geleni filtrelemeden söylemelerini sevdim. Hiç bozmamıştır umarım karakter bu huyunu. Katie Holmes da tatlıymış o vakitler epey. Joshua Jackson’ın tipi başlı başına komedi zaten. Jen konusunda nötr durumdayım şimdilik.
Öğretmen ve annenin durumları da ilk sezonun ilk yarısına renk katan unsurlar olacak gibi duruyor.
Bu arada 3 hafta sonra 20 yıl oluyormuş bu başlayalı. Tam zamanında başlamışım aslında.
Allah Dawson’a sabretmeyi nasip eylesin; çünkü bırakmak istemiyorum cidden.
Joey-Dawson kapanış sahnesi epey tatlıydı bu arada. Garip ama tatlı cinsinden tatlı.
*Dawson-Jen itiraf olayında problem yalan söylemiş olmak değil aslında. Böyle bir vakada realist olarak yaklaşacak olursak hatunun bakire olmaması veya bunun hakkında yalan söylemiş olması olmaz. Zamanında kişi ayırt etmeksizin hızlı gitmekte tereddüt etmemişken şimdi sürekli frene basıyor oluşudur sorun. Dawson’ın olaya bu açıdan yaklaşması gerekiyordu bence.
*Dawson’ın annesinin babasını aldatması konusuna gelecek olursak; Joey Dawsan’a anlatmalıydı. Ama anlatmadığı için bu kadar büyük tepki de görmemeliydi elbette. Dawson da öğrendikten sonra babasına anlatmalıydı. Bu noktada Joey’ye kızması da ikiyüzlülük boyutuna ulaşmış oldu zaten.
Annesinin evde işler her açıdan tıkırında giderken böyle bir yola girmiş olması, Joey fark ettikten sonra bile devam etmesi ve hatta oğlunun iş yerinde olduğunu bile bile rahat tavırlar sergilemeye devam ediyor oluşu ise tam bir saçmalık olmuş bana göre.
S01E07
Klasik ‘cezaya kalma ve yüzleşme’ temalı eğlenceli bir bölüm olmuş. Bölüm konuğu Monica Keena da bölüme büyük renk katmış cidden.
Bırakmayı bilmek bir erdemdir. Çok önemli bir erdem. Ama insanoğlunun % 90’ı sahip değil bu erdeme ne yazık ki.
*Dawson’ın babasında da o erdem yok. Eğer olsaydı şimdi kadını evden atmış ve boşanma davası açmış olurdu. Acıdan zevk alıyor sanki. Armut/Ezik dibine düşermiş. Babası da aynı oğlu da.
*Joey’de de o erdem yok. Görmüyor işte seni; bekleme artık ve yoluna devam et!
Bu arada geçen bölümün sonundaki Joey-Dawson sahnesi hiç olmamış gibi devam ettiler bu bölüm. Üzerine konuşulmadan geçilecek bir şey değildi sonuçta. Eğreti durdu.
*Peki o erdem kimde var? Billy’de varmış şekil A’da görüldüğü üzere. Denedi, olmadı, olması gerektiği gibi geri çekildi.
S01E11
=13. Cuma=
Eğlenceli bölüm olmuş. S01E07 ile beraber şu ana kadarki en çok sevdiğim 2 bölümden biri olmayı başardı.
Bu Scott Foley çok şapşal ya! Yapımcılar da aradığımız şapşalı bulduk diye düşünüp hemen Felicity’ye transfer etmişler burada izleyince yani.
-Joey kazansa beklenen sonuç olurdu ve diziye en çok hizmety eden sonuç olurdu.
-Pacey kazansa esprili bir sürpriz olurdu.
-Ama Roberta Crump kazanınca büyük sürpriz oldu. Hiçbir şeye hizmet etmeyen ve hiçbir anlamı ve mantığı olmayan büyük bir sürpriz.
Bir de Pacey’i Dawson’ın annesine yazarken göreceğiz sanki ilerde. İkisinin sahnesi bir nevi teaser niteliğindeydi bence.
S01E13 (Sezon Finali)
Beklenen şeylerin üzerine gidildiği bir sezon finali oldu. Şu şarkı çaldı kulaklarımda arka plan fon müziği olarak ara ara.
Başladığım anda pek umutlu değildim diziden ama açıldı yavaş yavaş ve sevdirdi kendini bana. En sevdiğim karakter Joey. Onda bir değişiklik yok. Gözlerini öne, ağzını yana savurup da yaptığı o kendine özgü heyecanlı konuşmalarına bayılıyorum. Dawson ise hala en sevmediğim karakter konumunda. Sezonun 2. yarısında birazcık daha çekilir duruma geldi ama. Pacey ilk bölümlerdeki hikayesini üstünden atınca zamanla daha eğlenceli bir hale geldi bence. Yine de dramadan uzak, eğlenceli bir manita şart bizimkine. Jen ise full paket drama bir karakter. Seviyorum da diyemiyorum haz etmiyorum da diyemiyorum onun hakkında. 2 bölümde sezona konuk olan Abby Morgan karakterini 2. sezonda daha fazla izleyebiliriz umarım.
S02E01
Bölümün JDJ kısımları fazla sarmadı. Pacey’nin kısımları ise eğlenceliydi. Meredith Monroe, Andie karakteri ile diziye güzel bir giriş yaptı. Ali Larter’ı konuk oyuncu olarak görmek güzeldi. İyi güldüm Pacey ile olan 2. sahnesinde.
Pacey’nin bu yeni imajı yakıştı bence. Bozmasını istemem ama bozacak gibi.
Mitch-Gail olayından sıkıldım. Adam ol ve bir karar ver artık be Mitch!
S02E04
Joey-Dawson dramasının sıkıcılığı sağ olsun sezona pek iyi başladığımız söylenemez. Ama şükür ki Andie var. Joey’nin ilk sezondaki tatlılığını yitirdiği bu periyotta ‘Sezonun Tatlısı’ unvanını başarıyla taşıyor. Pacey ile iyi bir ikili oldular. Sadece bu ikiliyi izlemek istiyorum bu sıralar.
Tam’i tekrar görmek güzeldi.
S02E06
Ali Larter’ı tekrar görmek güzeldi. Keşke 2. sezon için kadrolu oyuncu olabilseymiş.
S02E07
Dizinin şu ana kadarki en çok sevdiğim bölümü oldu. Bu tarz toplanma bölümlerini her daim sevmişimdir zaten.
Jason Behr, iyi bir giriş yaptı diziye. Sevdim ben Chris’i. Roswell’de de keşke bu tarz bir karakterle yer alsaymış. Roswell demişken; dizide Michelle Williams ile takılan konuk aktör bir sonraki sezon için kanaldan yeni bir dizide başrol kapıyor. Önce Scott Foley, şimdi de bu. Bu ördek suratlıda bir efsun varmış ama ne?
Ufaklığın da bölümün neşe kaynaklarından biri olduğunu belirtmeden geçmeyeyim.
S02E11
Abby ve Chris direksiyondaydı bu bölüm. Keyifliydi.
S02E13
Fena değildi. Film olayı verimli geçti. Yeni kızı sevdim.
Bütün sezon boyunca Joey’nin saçma salak tepkilerine katlanmak zorunda kaldık zaten. Allah rızası için Andie’yi de bozmayın ve bu tarz saçma salak tepkilere maruz bırakmayın bizi.
Jen konusunda o yola girmeyelim lütfen. Hiç çekemem valla.
*14 ve 15 epey sıkıcıydı. J&J ve malum drama baydı. Jen’in yanındaki eleman sarmadı. Pacey, haklıydı.
*16’nın ilk yarısı pek sarmasa da 2. yarısı oldukça eğlenceli geçti. Dawson-Andie düetini izlerken epey güldüm eğlendim. Dawson’ın odasındaki manzaraya verdiği tepki de epey güldürdü. Dawson’ın dilek sahnesi de fena değildi yine. Konuk oyuncu/figüran kategorisinden JoAnna Garcia Swisher’ı görmek de güzel oldu ayrıca.
*17 de sıkıcıydı. Tek artısı Mädchen Amick’i görmek oldu.
*Abby-Jen sahneleri dışında 18 de pek sarmadı.
Zevkli bir gelinlik seçimi olmuş bu arada. Hele hele 19 sene öncesi olduğu düşünüldüğünde.
Oldukça sıkıcı 4 bölümle kapattık sezonu. 16’nın 2. yarısını saymazsak son 9 bölümde fena çakıldı sezon. Komedi dozu yüksek bölümler yapmaya çalışınca fena iş çıkarmıyor ama dram yapmaya çalışınca tamamen başarısız oluyor dizi.
-19’da 18’in sonundaki malum olaya verilen karakter tepkileri hiç hoşuma gitmedi.
-20’deki Andie draması da Dawson’ın ebeveynleri draması da ilgi çekicilikten yoksundu.
-21’deki veda muhabbetleri de umurumda olamadı.
-22’deki babalar draması da sarmadı Pacey ve babasınınki dışında.
S03E01—04
İyi başlamadık bu sezona da.
*Dawson: Oğlum mal mısın nesin sen ya? Neden düşünüyorsun, neyi düşünüyorsun Allah aşkına?
*Joey: Son 2 sezondur niye varsın anlamış değilim.
*Jen: Bir şeyler yapıyor kendi çapında ama altyapısı yok.
*Pacey: Henüz ilgi çekici bir şey olmadı onunla ilgili.
*Andie: Bu sezon niye döndü ki?
*Jack: Yani, bilemedim şimdi. Nispeten birazcık daha pozitif başladı sanki bu sezona.
*Henry: Isınamadım pek. Suratını her görüşümde bu efsane film geliyor ister istemez aklıma.
*Eve: İyi ki varsın! Sen de olmasan izleyecek bir şey yok.
Ben ucun ortasindan itibaren sevmeyerek izlemeye baslamistim. Bence sen de tersine sevmeye baslarsin kesin. Az yolun kalmis.
@ozgun14 Umarım.
S03E05
Bu dizinin bu kadar kötü ana karakterleri varken ve ara ara bu kötü ana karakterleri izlenir kılan Abby gibi, Tamara gibi, Chris gibi, Eve gibi yan karakterler yakalamışken bu karakterlerden bu kadar kolay vazgeçmiş olmasına anlam veremiyorum.
‘Eve kimdir, necidir?’ takibi keyifli geçti. Çok güzel de bir yere bağlandı hikaye aslında ama bitti, gitti. Şaka gibi ya!
S03E09
McPhee kardeşlerin kısımlarını saymazsak bu sezonun güzel sayılabilecek ilk bölümü bu oldu galiba. ‘Switch’ sahnesi eğlenceliydi özellikle.
S03E10
‘First Encounters of the Close Kind’: Bölümün adı anlamlı olmuş kesinlikle.
20. yüzyılın son Dawson’s Creek bölümünün Dawson kısımlarını izlemesi keyifliydi. Bianca Lawson, bölüme büyük renk kattı.
Son 5 bölümde biraz toparladı dizi.
*
*Henry’ye alışmaya başladım birkaç bölümdür. Bazı çıkışları eğlendiriyor hatta.
*Dawson’da da büyümeye başlama emareleri görülüyor ki bu iyi bir şey bence. Bu yolda devam ederse güzel olur dizi için.
S03E14—17
-14. bölüm eğlenceliydi. Alexandra Breckenridge’in karakteri Kate çok tatlıydı.
-15, idare ederdi. 16’yı fazla uzattılar ama kötüydü diyemem. 17, sarmadı.
Michelle Williams, hasta falandı galiba o sıralar. Pek fazla gözükmedi ortalıklarda.
S03E18—21
-18, kötüydü.
-19 da yetersizdi. Tek artısı Chuck’tan çok sevdiğim Sarah Lancaster’ı görmek oldu. Henry de iyice sıktı artık bu arada.
-20’deki döngülü anlatım tarzı fena değildi.
-21’i de beğenmedim.
Dawson: 3 sezonu devirdik ama hala olgunlaşamadın ya! Arkadaş niye sürekli alınıp alınabilecek en ezik kararları alıp duruyor bu karakter? Ben bu dizinin yazarların senaryo anlayışlarının var ya …
S03E22-23 (Sezon Finali)
Mıy mıy, gıy gıy bitti bu sezon da sonunda. Busy Philipps, Chad Michael Murray, Jensen Ackles, Oliver Hudson, Hal Ozsan ve Bianca Kajlich gibi sevdiğim isimler gelsin ve biraz renklensin istiyorum artık.
S04E01
Yok, hiçbir şey değişmemiş; hala uyuz oluyorum bu kıza (Joey).
Yeni karakter fena başlamadı. Verim verir inşallah.
Bu sezonu da atlatıp son 2 sezondaki konuk oyunculara kavuşmak istiyorum bir an önce.
S04E23 (Sezon Finali)
Bu sezonun şu ana kadarki en çok sevdiğim sezon olduğunu söyleyebilirim. Öyle çok büyük şeyler olmadı belki ama çok daha akıcıydı önceki 2 sezona oranla. Ayrıca ilişki draması konusundaki mıymıylık özelliğini azaltıp 3-4 bölümle sınırlandırması iyi oldu elbette.
Sezonun en sıkıcı ve en gereksiz bölümü sezon finali oldu. Hiç gerek yokmuş bu bölüme. 22. bölüm ile sezonu kapatmalılarmış bana göre.
Sasha Alexander’a sezonu bu denli güzelleştirdiği için teşekkürü bir borç bilirim. Çok sempatik, çok olgun bir karakterdi Gretchen. Jen’in büyükannesi dışında dizideki yetişkinlerin bile yeterince olgun olmadığı bir dizide Gretchen’ı izlemek nefes almak gibi bir şeydi adeta. Tek artısı kendisinin varlığı değildi bu arada. Dawson’ı da daha izlenir kıldı karakter. Hem onun varlığı hem de yaşlı adamın varlığı sağ olsun Dawson sonunda olgunlaşabildi biraz.
Joey yine en çekilmez karakter konumundaydı. ‘Sarı öküzün yanında duran…’ faktörüyle Pacey de sezonun en çekilmez 2. karakteri olmayı başardı. Jack’e iyice ısındım bu sezon. Özellikle sezonun ilk yarısını iyi geçirdi karakter. Jen de idare eder bir sezon geçirdi. Drue’yu ise sevemedim.
Son 2 sezondan çok umutluyum. Umarım beklediğim kadar güzel çıkar.
Hele şükür!
Bu sezonun en sevdiğim bölümü bu oldu galiba.
Bu arada ilk 7 bölüm arasından; 1 ve 5 idare ederdi, 2 ve 6 ise güzeldi. 3, 4 ve 7. bölümler pek sarmadı.
*Dawson-Jen ilişkisine 2. bir şans vermeye hayır demem. Vakti gelmişti bence de. Dawson’ın bakirlikten kurtulma zamanı ise çoktan geçmişti bu arada.
3. sezonda Eve veya 4. sezonda Gretchen ile olmalıydı çoktan zaten.
*Jack iyice zıvanadan çıktı bu sezon.
*Lourdes Benedicto hoş hatundu. Renk kattı yer aldığı bölümlerde diziye.
*Ken Marino’nun karakteri pek sarmadı.
*Chad Michael Murray’yi izlemek keyifliydi. Şu tipe sahip olsam hayat 100 kat daha kolay, 100 kat daha eğlenceli olurdu kesinlikle.
*Busy Philipps, sezonun en büyük rengi. İyi ki var! Her zaman olduğu gibi çok seksi ve çok sempatik.
S05E09
Cadılar bayramına özel olarak 4 kısa hikayeden oluşan bir korku-gerilim bölümü yapmışlar. Joey ve Pacey’nin partları güzeldi, Jack ve Jen’in partları sarmadı.
Dawson’ın olmadığı bir Dawson’s Creek bölümü olması da bir diğer ayrıntı idi bölümle ilgili.
S05E10—14
10 ve 11. bölümler güzeldi. 12 ve 13 pek sarmadı. 14 idare ederdi.
S05E15
Hiç şüphesiz ki dizinin en iyi bölümüydü. En kayda değer bölüm hikayesi, en iyi kast uyumu, en iyi atmosfer vb. şeyler bu bölümde buluştu. İzlemesi çok keyifliydi cidden.
Ana kadrodan sadeve Joey ile beraberdik bu bölüm. Yanında da birkaç konuk oyuncu vardı. Bölüm konuğu Sam Ball oldukça iyi iş çıkardı. Hatun ve çocuk da fena katkı sağlamadı keza.
Bölüm için puanım: 8.7
16, pek sarmadı. 17, güzeldi. 18, idare ederdi.
S05E19
One Tree Hill öncesi ilk dirsek teması, Hilarie Burton’ın ilk oyunculuk deneyimi. Murray-Burton ikilisini yan yana görmek OTH’yi ne kadar çok özlediğimi hatırlattı yeniden.
Dawson ve Oliver’ın yol sahneleri sıkıcıydı. Ekibin geri kalanının sahil sahneleri güzeldi.
*Joey-Charlie olayının fanı sayılmam ama bu sayede Chad Michael Murray’nin dizide bir süre daha kalmış olması sebebiyle mutluyum yine de.
Bu arada Joey kimle olursa olsun o ilişkinin fanı değilim her zaman için.
*Pacey kendini yine 2. adam olarak, asıl adamın boşluğunu dolduran adam olarak buldu kendini bir anda. Audrey o kadar yükselmemiş olsa son sahnede yine kaybedendi bizimki.
*Jack baydı bu sezon ya! Bir de ‘Nerede hata yaptığımı tam olarak bilmiyorum.’ diyor. Kardeşlik evi sevdan bozdu seni anla artık ulan!
S05E20—23 (Sezon Finali)
Sezon finali pek sarmadı yine. Son 4 bölüm arasında en çok sevdiğim ise 21 oldu.
20, 21 ve 22. bölümlere katkısından ötürü Sherilyn Fenn’e teşekkürler. Çatlak ve dengesiz tavırlarıyla renk kattı sezonun son kısmına.
*Pacey şu ana kadar hep üst ligden hatunlarla takıldı. Tamara da Karen da Joey de Melanie de Audrey de o tipe fazlaydı. Andie biraz daha makuldü diğerlerine oranla. Emma ise şu ana kadarkiler arasında tip olarak Pacey ile aynı ligde olan tek kişi. Yani, neden olmasın?
Pacey ve tip demişken; Joshua Jackson’ın 6 sezondur denemediği imaj kalmadı ama ne yaparsa yapsın olmadı işte. Ama hiçbir zaman bu sezonki kadar dip yapmamıştı bana göre. O saçlar, o top sakal … Top sakal bir insana bu kadar mı yakışmaz yahu?
*Bir de bir önceki bölümdeki konuyla ilgili olarak; C.J.’i Jen ile değil Audrey ile izlemek isterim. O da Jen’e birkaç boy büyük kaçıyor tip olarak çünkü.
Genel olarak çok kötü bir sezon geçiriyoruz bu arada. Pacey yeni işi ve imajı ile aşırı sıkıcı ve itici bir karakter haline geldi. Joey ve Oliver Hudson’ın karakteri Eddie’nin hikayesi zerre sarmıyor. Jen ve Jack’in de kayda değer bir sezon hikayesi yok. Jensen Ackles da beklediğim katkıyı sağlayabilmiş değil. Bir tek Dawson tarafı izletiyor işte kendini. Todd da Natasha da izlemesi keyifli karakterler. İyi ki varsın Bianca Kajlich!
S06E10
Bölümün ilk yarısında sadece Dawson’ın kısımları izlenesiydi, İkinci yarı ise malum yemek masası sahnesinden sonra daha verimli geçti. Sezonun en kayda değer bölümü buydu galiba.
*Audrey yemek masasında esip gürledikten sonra 1 kişi bile arkasından gitmedi be! Bu da Audrey’nin de sorguladığı ‘Bunlar nasıl arkadai?’ sorusunu gündeme getiriyor gerçekten.
*Doug, Pacey konusunda haklıydı sonuna kadar. ‘Geçen sene aşçılık yaparken sonunda adam olmuştun biraz. Seninle gurur duyuyordum. Ama senin üstüne uymadı di mi?’
S06E22
Sezon finali gibi bir bölüm olmuş. Hatta final gibi. Yeterince ucu kapalıydı. Bu bölümden sonra diziyi iptal etmiş olsalar kimse çok fazla bir şey demezdi herhalde.
Bu bölüm fena geçmese de genel olarak bitse de gitsek dedirten bir sezon geçirdik. İlk 13 bölümde Dawson’ın kısımları izletti kendini. Sonrasında onun da izlenesi bir hikayesi kalmayınca iyice çakıldı dizi. Hızlandıra hızlandıra izleyip bu bölüme kadar geldim ben de. Açık ara dizinin en kötü sezonu bu oldu.
Jensen Ackles gibi bir cevheri bu kadar kötü kullanmayı başaran yönetmen/yazar/yapımcı tayfasını bu büyük başarılarından ötürü kutladığımı da belirtmeden geçmeyeyim son olarak.
Çift bölümlük-hatta 2.5 bölümlük de diyebiliriz (105 dakika)- finalin IMDB puanları epey yüksek. Umarım bu puanların hakkını veren bir kapanış olmuştur.
5 yıl sonra! Duygusal bir veda olmuş. Malum olayın getirdiği 2 sahnede 6 sezon boyunca ilk defa benim gözlerimi de doldurmayı başardı dizi.
fikri dizinin finali için doğru bir fikir olmuş kesinlikle. Dizinin en başarılı bölümlerinden biriydi.
*Doug’ın cinsel tercihine son noktayı koymadan veda etmek olmazdı elbette. Onu da aradan çıkardığımıza memnun oldum.
*Jen’in öleceği ortaya çıkınca çocuğun Jack ve Doug’a kalacağı çok barizdi elbette. Başka bir hamle garip kaçardı.
*Finale Andie’nin de teşrif etmesi iyi oldu. Audrey de bir gözükseydi keşke.
Bunu da listeden silerek uzun sezonlu popüler gençlik dizilerinin tamamını tüketmiş oldum aşağı yukarı. Ve bir sıralama da şart oldu elbette.
(*Listeye 20 dakikalık dizileri almadım. Ayrıca doğaüstü, fantastik, bilim kurgu, gizem ve müzikal soslu malum 6 diziyi de listeye dahil ettim.)
1- One Tree Hill
2- The O.C.
3- Friday Night Lights
4- Gossip Girl
5- Misfits
6- The Vampire Diaries
7- Veronica Mars
8- 90210
9- Felicity
10- Glee
11- Dawson’s Creek
12- Teen Wolf
13- Roswell
Happy 22nd Anniversary to ‘Dawson’s Creek’
En sevdiğim dizilerden biri. Son sezonları çok sevilmese de ben seviyorum. Joey fazlaca ön plana çıkarılsa da eğlenceli, izlenilesi bir iş ortaya çıkarmışlar, en önemlisi çekirdek kadroyu altı sene korumak kolay bir iş değil (sonlara doğru çoğu bölümde ortadan kaybolsalar da). En sevmediğim sezon üçüncü sezon, güzel giden Pacey&Andie ilişkisini bozdular, Dawson’ı iyice eziklediler, saçma sapan bir Eve hikayesi ortaya attılar. Neyse ki dördüncü sezonda toparladılar. Jen’in büyükannesi, Audrey ve Jack en sevdiğim karakterler oldular. Bu diziden de bana yadigar kalan veda şarkılarım The Soundtrack of Your Life (A Girl Called Eddy) ve Say Goodnight şarkıları oldu.
Bugün dizinin bitişinin 17. yıl dönümü. Ara sıra o kadar çok özlüyorum ki bu diziyi. Hayatımda en çok bağlandığım dizilerden biriydi, karakterler artık dostum gibi olmuşlardı. Her gencin bu diziye şans vermesini isterim aslında. Eski olduğu için çoğu kişi izleyemiyor ama çok içten, samimi, sıcak, eğlenceli bir diziydi. Finali de insanın ciğerini söken cinsten, günlerce etkisinden çıkamamıştım. Finalden bir önceki bölümü (Joey Potter and Capeside Redemption) final olarak kabul etsek de olurdu aslında. Keşke unutup baştan izlesem diziyi. Bende yeri hep ayrı olacak. Çok özlüyorum
20 Years Ago, This Gay Kiss Made TV History
Capeside gibi küçük ve şirin bir yerde yaşayan gençlerin aşk hayatlarını, aileleriyle olan sorunlarını, yaşantılarını izlemek çok keyifliydi. Her dizi sanatsal olacak, ideal karakterlerden oluşacak, her bölüm gençlerin ilim irfan aşkıyla yanıp tutuşmalarını izleyeceğiz diye bir şey yok. Adı üstünde, bu eğlencelik bir dizi. Dawson’s Creek’ten ne kötü etkilendim, ne de onlarınki gibi bir hayatım oldu ama gençliğimde bu diziyi izlediğim için her zaman mutluluk duyacağım.
15 Ocak’ta Netflix Türkiye’ye geliyormuş.
Çok şaşırdım ve sevindim. Dawson’s Creek’in ülkemizdeki telifi Amazon Prime’daydı, hatta bölümler orada var şu an. İkisinde de kalacak mı yoksa Amazon’dan silinecek mi merak ettim. Dizinin ülkemizdeki popülerliği artacaktır, eskiler nostalji yapar, yeniden konuşulur, belki trendlere girer ama yeni nesil sever mi bilemedim. İzletmeye çalıştığım yakınlarım dizi eski olduğu için sıkıcı bulmuştu ama ben altı sezonu severek izlemiştim. Hayırlısı olsun. Gilmore Girls’le birlikte en sevdiğim iki dizi Netflix’te olmuş olacak, umarım uzun süre platformda kalır ve çok izlenir.
Dizinin ilk bölümünün yayınlanmasının 24. yıl dönümüymüş.
Ufak bir eleştirim olacak, ana ekran görüntüsünde Joey ve Pacey yerine dörtlü grubunu görmek isterdim (hatta dördüncü sezondan, Jack ve Andie’nin olduğu fotoğraf olsa hayır demezdim). Anlıyorum, dizinin popüler olmasını sağlayan kitle ”true love” kitlesi ama dizinin adı da ”Dawson’s Creek” yani. Hatta diziye yeni başlayan biri için ikisini öyle sarmaş dolaş görmek ispiyon bile sayılabilir, zira aşkları üçüncü sezonun sonuna doğru başlıyordu.
Gereksiz magazin, Busy Philipps (Audrey) ve 2007’de evlendiği yönetmen eşi Marc Silverstein boşandıklarını açıklamışlar. Phillips’in dizi döneminden beri çok yakın arkadaşı olan Michelle Williams (Jen, o da özel hayatında zor süreçlerden geçti biraz) bu süreçte ona destek olmuş, eşiyle terapi almışlar vs. ama pek işe yaramamış. Özel hayatları hakkında bu kadar detay vermesini anlamsız buldum, açıkla geç işte.
Dizide prodüksiyon asistanı olan Craig Edwards, Instagram hesabından uzun zamandır dizinin set arkası fotoğraflarını paylaşıyor. Dün paylaştığı gönderide, dizinin üçüncü sezonu için çekilen fotoğraflardan bir tanesiyle ilgili bir bilgi paylaşmış. Bu görsel aslında tamamen dijital bir şekilde oluşturulmuş. Oyuncuların programları çok yoğun olduğu için tek başlarına çekilen fotoğrafları birleştirilmiş. Bir tek Meredith (Andie) ve Kerr (Jack) fotoğraf çekiminde birliktelermiş.