
A Million Little Things — Tanıtım
91 yorum aytackara 21 Ekim 2018 09:33

Amerika’nın ulusal kanallarından ABC, birkaç hafta önce ekranı yeni bir aile dramasıyla tanıştırdı. 26 Eylül’den beri yayınlanan ve dört bölümü çıkan A Million Little Things‘in ilk sezonu 17 bölüm sürecek.
ABC Studios ve Kapital Entertainment’ın yapımcılığını üstlendiği diziyi D.J. Nash yarattı. Komedi-drama türündeki proje ülkemizde Digiturk bünyesindeki beIN Series Drama kanalında yayınlanıyor.
Konusu:
Hikaye Boston’da geçiyor ve dört çift etrafında şekilleniyor. Çiftlerin erkekleri birkaç yıl önce birlikte asansörde kalmışlar ve bu sayede tanıştıktan sonra aralarında bir bağ kurulmuş. Sonrasında irtibatı koparmayıp ailece görüşür hale de gelmişler. Hatta birlikte buz hokeyi maçlarına gitme gibi bir ritüelleri bile olmuş. Bu grubun hayatı içlerinden birisinin ani intiharıyla baştan aşağı sarsılıyor.
Jon Dixon’ın bölümün başlarında ofis balkonundan bir anda kendisini attığına şahit oluyoruz. İntihar haberi eşi, çocukları ve yakın arkadaşları başta olmak üzere herkesi büyük şaşkınlığa uğratıyor. Zaten göründüğü kadarıyla intihar etmesi için mantıklı bir sebep de yok. Hatta birkaç dakika öncesinde şirketi için önemli büyük bir işi bağlamış. A Little Million Things, bu olayın sonrasında dağılan, kendince yas tutan, arkadaşlıklarını ve kendi hayatlarını sorgulamaya başlayan bu kişilerin yaşadıklarını anlatıyor.
Dizinin sloganı: Arkadaşlık büyük bir şey değildir, bir milyon küçük şeydir.

Jon – Eddie – Gary – Rome
Ana Karakterleri:
- Eddie Saville (David Giuntoli): Müzik öğretmeni, özel ders vererek aileye katkı sağlıyor. Theo isminde bir oğlu var ve çoğunlukla o ilgileniyor. Evliliğinde bazı problemleri, herkesten sakladığı büyük bir sırrı var.
- Rome Howard (Romany Malco): Kariyeri reklam çekme üzerine kurulu bir yönetmen. İstediği noktaya henüz gelememiş ve depresif bir ruh halinde. Jon’un intiharı hayatının dönüm noktası oluyor.
- Gary Mendez (James Roday): Grubun diğerlerine göre daha eğlenceli ve esprili ismi. Göğüs kanserine yakalanıp kanseri yenmiş, arada destek grubu toplantılarına katılıyor. Hatta bu sayede Maggie’yle tanışıyor.
- Regina Howard (Christina Moses): Rome’un eşi. Kendi restoranını açma hayali var ve Jon’un son projesi onun için büyük bir sürprizi barındırıyor.
- Delilah Dixon (Stéphanie Szostak): Jon’un yas tutan eşi. Neler olduğuna pek de anlam veremeyenlerden ama çocukları Sophie ve Danny için güçlü durmaya çalışıyor. Onun da diğerlerinden gizlediği bir sırrı var.
- Maggie Bloom (Allison Miller): Terapist. Daha önce bir kez kansere yakalanmış ve yenmiş, destek grubunda Gary’yle tanışıyor ve içlerine yeni giriyor. Ama elbette onun da henüz kimseye bahsetmediği bir sırrı olduğunu söyleyebiliriz.
- Katherine Kim (Grace Park): Eddie’nin eşi. Bir zamanlar eğlenceli ve daha sıcakkanlı biriyken artık ciddi birisi haline gelmiş. Mesleği olan avukatlıkta yükselmeye çalışıyor, çok çalışıyor ve evin mali yükü asıl onun omzunda. Evliliklerinin pek iyi gitmediğinin Eddie kadar farkında değil.
- Ashley Morales (Christina Ochoa): Jon’un birkaç yıldır asistanı ve intihar olayının istemsiz tanığı. Konuyla ilgili söylediğinden daha fazlasını biliyor.
A Little Million Thigs‘e biraz meraktan biraz da görünüş itibarıyla This is Us’ı andırdığı için başladım. Bir This is Us olduğunu düşünmüyorum tabii, daha hafif ve daha az sıcak bir versiyonu olduğunu söyleyebilirim. ABC kanalının genel olarak pek de başarılı olmadığı bir saat diliminde ekrana geldiği için geleceği şu an orta bir noktada. Yine de en azından bekleneni veren ve kendisini izletmeyi başaran bir draması var.
Hikayesini arada geçmişi hatırlatarak ilerletiyor. Karakterlerin gizlediğini bildiğimiz şeyler yavaş yavaş gruba yayılırken bir yandan da Jon’un neden bir anda intihar ettiği üzerinde duruyorlar. Bazıları kendisini öne çıkarmış olsa da bahsi geçen karakterler üzerinde aşağı yukarı eşit bir hikaye dağılımı var. Eddie, Gary ve Maggie izlediğim kadarıyla daha fazla sevdiğim isimler oldu mesela. Oyunculuklar da projeyi destekleyen türden. Dolayısıyla bir şekilde hayatta kalmasına itiraz etmem açıkçası.
A Million Little Things böyle bir dizi işte. İyi seyirler.
yorumlar
19 nedir ya? Bu dizinin geçen sene 17’yi bile dolduramadığını gördük.
Bence bunu adamdan 22 isteyen ABC’ye sormalısın. Adam 18 tekif etmiş, 19’da anlaşmışlar.
Jason Ritter kadroda.
Melora Hardin (Patricia)
Andrew Pollock (Andrew Pollock)
Drea de Matteo
Chandler Riggs (Patrick ‘PJ’ Nelson)
de dönüyor.
Season 2 – Promo
Season 2 First Look Promo
Sezon açılışına Alanna Ubach konuk olacakmış.
S2 Kast Foto
Jerry Ferrara konuk 10 Ekim bölümüne.
S2 Poster
İlk bölüme oranla epey bir şey koymuşlar içine. Şimdilik bunlarla olur.
* Eddie’nin Katherine’e gerçeği söylediği iyi oldu aslında, bunun gizemini sündürmelerini pek istemiyordum. Gelecek bölüm veya devamında Regina’ya ve Maggie’ye de söyleyin madem.
Yetişkinleri aradan çıkaralım, çocuklar bilmese de olur. Eddie-Katherine bölümünde fena iş çıkarmadıkları için barışırlarsa itiraz etmeyeceğim ama illa olsun demiyorum. Hatta öteleyip Delilah’a doğru yürütseniz niye demem.
* Rome ve Regina’nın bebek problemi bana geçmiyor. Kendileri bilir. Yalnız Rome’un ağzıyla da itiraf ettiği gibi kadınla evlenmeden önce konuşmuşsunuz canım bunu. Sen fikir değiştirdin diye kadını niye baskılıyorsun acaba?!
* P.J. ve gizemi maksimum Noel’e kadar uzasın. Lütfen. Maggie’ye yeni hasta olması iyi fikir aslında.
S02E01
Berbat bir bölümle açmış sezonu. Sunum açısından oldukça başarısızdı, duygusu zaten geçmedi. Rezalet oyunculuklarla bezeli o açılış sahnesiyle direkt kopuş süreci başladı bende. Devamında Eddie’nin heyecanla eve geldiğinde karşılaşacağı hayal kırıklığını izlememiz gereken sahneyi pas geçmiş olmaları yenilir yutulur cinsten değildi ve orada koptum artık tamamen ben. Sonrasında da atlaya atlaya izlerken buldum kendimi. Hiç özlememişim de ayrıca diziyi. Bıraktım gitti.
Hiç de öyle bir gereklilik yoktu, o senin kendi gereklendirmen olmuş. Ben afiyetle yedim yuttum.
Yalnız dramanın ortasına bana gülme geldi Allah affetsin
* PJ konusunda umarım patlayan bizim karakterler olur
* Hepinizin çift terapisine değilse bile bireysel terapiye ihtiyacı var yahu. Kızım bana Paul Weston'ı bağla.
@abidin77 2x02'de seni bir sürpriz bekliyor.
* Geçen bölümden sonra annesinin sevgilisi olmadığını düşünmeye başlamıştım, belki kardeşi çıkar diye bekliyordum. Başka versiyon çıkarıp kardeşinin kalbini işin içine kattılar. Bu da olur.
* Böyle böyle gidiyoruz da ben bunların ne anlattıklarını pek anlamadım. Geçen sezon misali merkezde büyük bir soru olmadığı için belki. Var bir şeyler de sanki her seferinde “Gelecek bölüm nereye gidecek yani?” oluyorum.
* Ben aklıma geldikçe kullanırım “Edward”ı. Bu da burada dursun. Bir araya getiriyor musunuz yoksa çeviriyor muyuz siz bilirsiniz.
* PJ’i kullanmak için DNA testinin sonucunun çıkmasını mı bekliyorsunuz?
Sutton Foster
<3
5 bölümünü devirdim ve bu dizinin yarattığı dramaların sudanlığı 2. sezon daha da yorucu olmaya başladı ya… Sezon sonunda veda edeceğim sanırım.
Bu arada velayet karmaşasındansa çocuklara söyleme karmaşasını tercih ederim ama gerek var mıydı yahu? Daha PJ’in DNA meselesi var üstelik.
PJ’in üvey kardeşi olabileceğini düşündüğü kızı sevgilisi diye yutturması biraz komiğime gitti. Gerçi Jon’un çocuğu çıkmayabileceğini ve bu ikisini gerçekten çift yapabileceklerini düşündüğüm de oldu. Sahi o testin sonucuna ne kadar var? Çünkü Regina’nın Delilah’a testten önce dökülmesini pek de istemiyorum.
* Ben asıl köpek twistini sevdim.
* Bunun fotoğrafta olmayanını gelecek bölüm görebilir miyiz acaba? Daha Sutton Foster’ı ölü nişanlı olarak henüz görmediğimize göre Eric’i yakın zamanda bir yere göndermiyoruz bu durumda.
Eddie’yi de anlıyorum. Katherine’i daha az anlıyorum, o da Eddie’yle yan yana gelince daha tutarlı oluyor. Yine de söylemezlerse niye demem. Ama izlediğimiz şey dizi olduğundan öyle ya da böyle öğrenirler.
* Ben asıl “köpek” mevzusunu bağlayış şekillerine ne desem bilemedim
* Bereket versin,
Başkasının DNA’sı olabilir diyenlere de denk geliyorum bu ararada ama o nasıl iş yahu? Daha kimin çıkacak o zaman bu çocuk. Jon’un ölen arkadaşı Dave’in DNA’sı var mıdır hala onun üstünde? Bir de Youtube yorumunda gördüm, Gary de giymiş aynı şeyi.
* “Reca” ediyorum velayet davasına girişmeyin. O tantanaya hazır değilim.
* Gary’nin işini kaybermesine gerek var mıydı sahi? Zaten Maggie en olmadı hastalığıyla ilgili sorun yaşayıp gidemeyecek Oxford’a. Keşke girse tabii.
* Delilah, en büyük problemin Patrick’in Barbara Morgan’ın oğlu çıkması olsun canım…
TVLine haftanın performansı olarak Romany Malco’yu seçmiş. Adamın isminin farkında değildim, üstünde durmamışım. Acaba dizidekinin adı da Romany mi? Niyeyse şehir olan daha mantıklı geliyordu. Böylesi daha mantıklı oldu.
Bu arada 9-1-1’dan Hen’i aldıkları da iyi olmuş.
Neyse ki GA ve HTGAWM kadar olaylı değildi de en azından daha sakin geçti. Oldu tabii yine bir şeyler ama bunlarla olur.
23+1 = 24 Ocak’ta görüşürüz.
Ayrıca girişte şunu görünce dedim hayır ne oluyoruz, izlerken anlaşıldı ki PJ’in intihar girişimini kastetmişler. Kapanıştaki mesaj da zaten üstüne gelmiş oldu.
* Gary ile Maggie’nin bir süre ayrı kalmaları en iyisi. Yeni sezonu 3 ay zaman atlamasıyla açacaklarmış.
* Delilah-Eddie-Katherine’i de neyse ki velayete varmadan bitti. Yalnız Sophie gitarları kırmak zorunda mıydın yahu?! Pöf.
* Bir ara Eric’i nereye koydular diye düşündüydüm. Fazla uzağa koymamışlar. Sahi ne diyeceksin kuzum sen? İki arada aşık olduysan o başka.
Niecy Nash konuk. 23 Ocak (dönüş) bölümüne.
İlk sezon yine sıkıldığım anlar olmuştu ama malum konudaki gizem ve karakterlere duyduğum sempatiden sonunu görmüştüm. Bu sezon ittire ittire 2 bölüm izleyebildim. Malum konu çözülünce elde bir şey kalmadı gibi. Dramaları da izletecek kadar iyi değil.
Bakalım 23 Ocak’a kadar toparlayabilecek miyim?
@abidin77 ncık
Bilemiyorum_Altan_Bilemiyorum.jpeg
O değil de dizi bence sezona nasıl başladıysa öyle gidiyor. Ne iyi ne kötü.
* Hiç olur mu öyle şey, o senin hüsnü kuruntun.
* Peki.
* Delirmiş ayol. Bu ne bu?!
Bir insan yalan söyler de neden “böyle” bir yalan söyler ki? Saçma mı kaliteli mi karar veremedim.
2×10 haydaa
Marcia Gay Harden. Gary’nin annesi.
* Sutton Foster
*
Gary’yi bölümde beğendim fakat anne sorunları beni pek çekmedi. Deliliah ile dertleşmesi daha güzeldi. İkisinin arkadaşlığını seviyorum da sen yine de annem gibiydin deme yani.
Rome her zamanki Rome.
Gerald McRaney’nin rolünü Paul Guilfoyle devralmış.
Sezonun 16. bölümüne Sprague Grayden, Floriana Lima ve Parker Young konuk olacakmış.
2×14 üzerine:
* Bir tarafım “Ulusal kanal dizisi olmasaydı yaparlardı” diyor, diğer tarafım “Saçmalama, yine de bulaşmazlardı” diyor. Sanırım en oluru buydu.
* Theo’nun soruları eğlendirdi. Çünkü neden olmasın.
* Düşününce olanların en azından yarısı ilgimi çekmiyor. Bir şeyler buluyorlar tabii de “E yani?” oluyorum. Gelecek bölümde 1. seneye geçiyorlarmış. Olmuş o kadar.
Biraz oradan biraz buradan derken neredeyse sezonu bitirdik. Kaldı 2 bölüm.
Kalan iki bölümün bir yerine de bebek durumunu koyarlar zaten.
Gelecek sezona birkaç yerinden topu atıp gitmişer. Oldu o zaman, see you later.
* Yani o kadar uzamadan sonra bebek işinin olmayacağı kendisini belli etmişti… Onda da kapanışta “Bunu bu kadar istememe sen sebep oldun,” topu geldi.
* Eddie’ye kendinizce bir drama yazmanızı geçiyorum da son 3 saniyede adama niye araba çarptırıyorsunuz ya siz?! Vallahi ayıp oldu. Ama bana oldu.
2. sezonu anca bitirebildim. İyice ittire ittire gitti bende. Hikayeleri ayrı düdük, draması ayrı düdük. Karakterler umursanası değil. Pembesi ayrı çekilmez. Duygusu bu tarafa akmaz. Gelecek sezona yokum, iyi bile dayandım.
Poster
Not: Hani gitmişti bu?
New Promo
Floriana Lima ana kadro oyuncusu olmuş.
+Chris Geere
Cc: @dkamoy
Ama ama yaaa…
Yine de hayır, dönmeyeceğim.
Her zamanki ayarında bir bölümle açılış yapmış.
* Şimdi bunlar COVID’e girmiş mi oldu yoksa farkındayız gibisinden usulen bahsini mi geçirdi?
*
Çat diye bir ay atlamaları fena olmadı. Hastane aşamasını atladık hiç değilse.
* Verdim gitti. Dermişim.
* Herhalde yanlış anlamadım.
Tahminen yanılmıyorum. Gerisine bakarız.
* Chris Geere’in sadece suratını gördük şimdilik. Kalanını da görelim.
Jamie ile Maggie de bu sırada yakınlaşabilir hatta. Karantina vs.ye gireceklerse o ikisine aynı evde daha fazla vakit geçirtecekler çünkü.
Haftaya yok. Çünkü #şükür #thanksgiving.
* Bu laf çok hoşuma gitti. Sevgiler.
* Bundan sonra senin adın Margaret. Eddie’ye de Edward diyelim zati.
*
* Delilah’ın Miles’la görüştüğünü unuttuydum ben resmen. Madem adamı hatırlattınız, niye bölüm sonunda babasını arattınız?
“Seni seviyorum,” kısmında anlamış oldum haliyle. Sonrasında da “Bye, dad,” deyiverdi.
Paker Young beycim United States of Al‘da oynayacağı için muhtemelen müsait değildir ama belki konuk olarak bir kez daha görürüz.
* Regina ve Rome’un bebek tantanası bir miktar içimi sıkıyor.
+Andrew Leeds