-
Friends figürleri, Türkiye'deki McDonalds şubelerine de geliyor.
-
2025 Independent Spirit Ödülleri’nde TV adayları belli oldu
-
Amerikan Film Enstitüsü (AFI), “2025'in En İyi 10 Dizisi” listesini belirledi
-
Richard Armitage ve Annabel Scholey, PBS ve ITV dizisi Winter'ın başrolüne geldi.
-
Nicholas Hoult ve Daisy Edgar-Jones, Tony McNamara komedisi Mosquito'nun başrolüne geldi.
-
Netflix dizisi Innato 23 Aralık'ta geliyor.
-
Ed Weeks, Ghosts'un yaratıcılarından gelen Eternally Yours'un başrolüne geldi.
-
Nicole Wallace dizisi Postcards From Italy'nin çekimleri tamamlandı.
-
SkyShowtime'dan İspanya'da yeni bir drama geliyor: The Tribute (El Homenaje)
-
Corey Stoll ve Julia Stiles, Recap adlı dizinin başrolüne geldiler.
-
17-23 Kasım 2025 Reyting Durumları / Yorumları
-
“Wednesday”in yaratıcılarından Netflix’e ''Grim'' uyarlaması geliyor.
-
3 Onay / 3 İptal-Final: All's Fair, The Way Home, Poker Face...
-
Noah Hawley ve Rob Mac'ten oyun uyarlaması Far Cry dizisi geliyor.
-
Günün Tırıvırısı: Stranger Things
-
''Joey'' dizisinin yayınlanmayan son 8 bölümü 20 yıl sonra yayınlandı.
-
Netflix, Joel Edgerton'ın başrolünde olduğu A24 dizisi Trigger Point'e onay verdi.
-
Leslie Bibb, soğuk savaş suç dizisi Top of the Rock'ın başrolünü üstlenecek.
-
BBC'nin Prisoner 951 adlı draması 23 Kasım'da başlıyor.
-
Nina Dobrev, Night Float adlı erotik gerilim dizisinin başrolüne geldi.
All the Light We Cannot See 2 Kasım’da Netflix’e geliyor.





Bu yazıyı kimler tutmuş?
Bu Yazıyı Tutanlar
yorumlar
İzlerim ben bunu…
İlk 2 bölümü izleyip yarıladım.
* Louis Hofmann’ı gördükçe gözümün önünde Jonas dolanıyor gibi oluyor. N. Türkiye’nin yapacağı esprilere hazır değilim galiba…
* Tahmin ettiğim gibi Marc Ruffalo-Hugh Laurie dozu pek fazla değil. Ana genç karakterlerin, savaşın ve Nazi birliklerinin ağırlığı daha fazla. Ama batmadı. II. Dünya Savaşı’nın klasik ağır/zulüm atmosferini vermeye çalışmışlar. Şeref yoksunu bir Nazi subayı da duruyor orada.
Bir de Ed Skrein‘in varlığından haberim yoktu, 2. bölümden çıkıverdi bir anda.
* Sezon 4 bölüm zaten, elbet bitireceğim. Bölüm süreleri birazcık uzun geldi tabii. Ayrıca temposu aman aman hızlı sayılmaz, bu da diziyi biraz geriye çekmiş. Karakterlere/oyunculuklara bel bağladıkları bir iş haline gelmiş dolayısıyla. Memnun sayılırım gerçi.
Oldukça vasat bir iş çıkmış ortaya.
Ben memnunum. Bir savaş dramasına göre biraz hantal davrandıklarını düşündüğüm oldu gerçi ama fazla sulandırmadılar ve beklediğimi aldım. Dramın suyunu çıkarmalarındansa bu seviyede kalmalarını tercih ederim.
Final bölümü Marie ve Werner açısından daha güzel geçti. Ruffalo-Laurie tarafı ise devam ettikçe daha işe yarar hale geldi ama anca yardımcı karakter seviyesinde kaldılar. Diziyi bıraktıkları nokta ise beklendikti tabii.
Kötüler kaybetti diyelim hiç değilse
Bu da böyle.
Bu dizideki oyunculuklar niye bu kadar korkunç. Kıza vurasım gelmiyor, hem ilk rolü hem pek sempatik, sevdim kendisini.
Yan rollerdeki Hugh Laurie ve Mark Ruffalo bile son derece kötü iş çıkarmışlar. Bu adamlar iyi oyuncu, isteseler bu kadar kötü oyunculuk sergileyemezler. Ne olduğunu anlamadım, pembe dizi oyunculuğu gibi oyunculuk izlettirdiler.
Louis Hofmann fena değildi. Yalnız, tamam
Saint-Malo’da savaş atmosferi güzeldi. Bombardımanlar, kasabadaki son çatışma savaşı gerçekten hissettiriyor insana.
Dizi akmıyor, gereksiz uzatmalar ile 4 saatlik dizi yapacağınıza keşke 2-2.5 saatlik bir film yapsaydınız.