Amazon, bilim kurgu antoloji serisi Philip K. Dick’s Electric Dreams’e onay verdi.
44 yorum abidin77 15 Şubat 2017 18:55
Geçtiğimiz sene İngiliz Channel 4, Amerikan Sony Pictures Television ve AMC ile birlikte ittifak yaparak bilim kurgu efsanesi Philip K Dick‘in kısa öykülerinden esinlenen Electric Dreams: The World Of Philip K Dick isimli bir antoloji serisine giriştiklerini açıklamıştı. Ayrıca Ronald D Moore (Battlestar Galactica, Caprica, Helix, Outlander), Michael Dinner (Justified, Power, Sneaky Pete) ve Bryan Cranston‘ın dizinin yönetici yapımcıları olduğu ve Cranston’ın serinin bir bölümünün başrol oyuncusu olacağı da açıklanmıştı. Channel 4’un diziye onay vermeye hazırlandığı sırada AMC’nin projeden ayrıldığını açıklaması sonrası tüm süreç bir anda durmuştu. Neyse ki dün gelen, Amazon Prime Video’nun projenin yardımcı yapımcısı olacağı ve Amerika yayın haklarını aldığı haberi ile seri bir kez daha hayat buldu. Böylelikle Amazon, The Man in the High Castle ile birlikte Philip K Dick eserlerine ev sahipliği yapmaya devam edecek.
10 bölümlük antoloji serisinin yeni adı “Philip K. Dick’s Electric Dreams” oldu. Her bölümün ayrı bir konusu ve farklı başrol oyuncuları olacak.
Electric Dreams’in her bir bölümü Amerikalı ve İngiliz yazarlardan oluşacak bir kadro ile televizyona uyarlanacak. Ronald D Moore ve Michael Dinner dışında, Jack Thorne (Harry Potter and the Cursed Child, Fades, National Treasure), Matthew Graham (Life on Mars, Ashes to Ashes, Doctor Who), David Farr (The Night Manager), Dee Rees (Bessie), Travis Beacham (Pacific Rim), Tony Grisoni (Southcliffe,The Young Pope), dizide yazarlık yapacak isimler olacaklar.
yorumlar
Channel 4 announces The Commuter as part of the Electric Dreams series
Impossible Planet’ Episode: Jack Reynor & Benedict Wong
Mireille Enos, Greg Kinnear ve Steve Buscemi diiye katılmışlar.
Anna Paquin ve Terrence Howard’ın birlikte rol alacağı bir bölüm izleyeceğiz.
Richard Madden, Holiday Grainger & Anneika Rose Join Amazon’s Anthology Series
Richard Madden ve Holliday Grainger da birlikte bir bölümde oynayacaklarmış.
Mel Rodriguez ve Vera Farmiga da katılmış.
Juno Temple (Vinyl) & Janelle Monae To Star In An ‘Philip K. Dick’s Electric Dreams’ Episode
Her bölüme sevdiğim oyuncular katılıyor bu dizide de. İzleyesim yoksa da izleyeceğim artık.
Annalise Basso, Maura Tierney, Essie Davis, Liam Cunningha, Ruth Bradley, katılmış.
Philip K Dick’s Electric Dream – A Stan Original Series – Trailer
Çok güzel duruyor.
Dayanamadım izledim
Beklentim yükseldi.
Bu ne muhteşem bi tanıtım olmuş.
Anna paquin’in olduğu 9. bölümü izlemem demiştim ama onu bile izlerim.
Stan diyor, Avustralya kanalı Stan da yapımcısı mı bu dizinin ?
Üç orijinal yayıncıdan biri. Olabilir.
Philip K. Dick’s Electric Dreams – Coming September
EK: Lan şimdi açık olan video nasıl kapandı bir anda?
Ben 20’sinde bu diziye ait bir fragman izlediydim, hatta burası sayesindeydi sanırım. Ama dün ona bakındıydım, o da yok olmuştu.
Doğru doğru, onu da ben koymuştum. Dün verdiğim fragmanın aynısıydı hatta. Nedense silmişlerdi. Kaldırdım ben de.
Şimdi Channel 4 da cinslik yapıp kendi koydukları fragmanı bize açmamış Şöyle izleyelim o zaman.
S01E01
Fragmandan hareketle bana hitap edecek bir anlatım tarzına sahip olacak bir dizi olmadığı düşünüyordum zaten ama teyit etmek için oturdum yine de başına. Cidden benlik değil, bölümün yarısına kadar bile zor dayandım.
1×01 üzerine:
Gözüme biraz çakma göründü ama ilk bölümle ilgili ciddi bir şikayetim yok. Haftalık yayın olması cazip göründü.
* Lady Chatterley’s Lover filminde ikiliyi birlikte izleme fırsatım olduydu. Buradaki uyumları da olmuş bence. Richard Madden’ın aksan fora oynaması çok hoşuma gidiyor.
* Bölümün gidişatından ziyade sonunu sevdim.
1 x 01 üzerine:
Fena değildi ilk bölümde pek çok içine girip anlayamadım konuyu. 1-2 bölüm daha bakarım diye düşünüyorum.
İkinci bölümü biraz daha iyi olmuş. Yine de halen basitmiş izlenimi veriyor gibi.
Jack Reynor iyi iş çıkarmış. Geraldine Chaplin‘e sevgiler. Benedict Wong olmasa da olurmuş.
Birileri bu diziye 70’li yıllarda ki bilim kurgu dizilerinin havasını vermeye çalışmış. İlk bölüm bana Blake’s 7’yi hatırlatırken, 2.bölüm de yine aynı dönemin Doctor Who havasını yansıtmışlar gibi geldi. O sinirlenince gözleri kızaran robot falan işte. Yorumları okuyunca yalnız olmadığımı da anladım:)
Ben ilk bölümü 2.den daha çok beğenmiştim.
Bence dizinin o amatör efekt, tasarım vb. halleri tercih etmesi gerçekten parasızlıktan/imkansızlıktan. Tercihmiş gibi gelmiyor bana. İşin önemli bir kısmını İngilizler üstlenmiş, göz boyama anlamında bir noktadan ileri gidememişler gibi geliyor bana. “Pazardaki malzeme anca bu”
1×03’ün içinden Peter Pettigrew çıktı. O dişlekliği nerede görsem tanırım zati.
Onun dışında normal bölümdü.
@aytackara Bana çok zayıf göründü. Hasta mı acaba diye endişelendim.
@dkamoy Yaşlılığın üstüne çöktüğünü düşünmüştüm izlerken.
POSTER
Trailer Season 1
1×04’te sanki Humans’ın arkasından dolanmışlar. Steve Buscemi beye bir itirazım olmadı gerçi.
Ay 4’ten asıl Sidse Babett Knudsen çıktı. Ehi.
Bu arada Socha’nın imajını da çok beğendim.
1×05 üzerine:
Anna Paquin, Terrence Howard, Rachelle Lefevre, Sam Witwer ve Lara Pulver’la iyi bir kombinasyon oluşturmuşlar.
Sezonun en derli toplu ve güzel bölümüydü herhalde.
1×06 üzerine:
Bölümü izlerken yine “Ben bu Bryan Cranston’a neden ısınamıyorum acaba?” dşye düşünüyorum. Cık, olmuyor.
Bölüm güzeldi gerçi, kadın sağ olsun.
Bunun son dört bölümü Wiki’de “TBA 2018” şeklinde. Niye öyle anlamadım yalnız, dört bölümü sonra yayınlamak için mantıklı bir sebepleri vardır umarım.
Evet Channel 4 da aynı şeyi demiş. Aalaala…
Son 4 bölüm malum yerlere şey etmiş.
Ayıp.
Black Mirror’un son sezonunun vasatlığından sonra Electric Dreams’in son 4 bölümünün ilaç gibi geldiğini söylemem gerek. Beklettiklerine değmiş, son 4 bölüm sezonunun ilk yarısından daha iyiydi.
Autofac | Cidden en iyi bölümlerinden biriydi. Sonundaki twisti beklemiyordum ne yalan söyleyeyim.
Safe & Sound | Buna da bayıldım ben niye bayıldım ki gayet eli yüzü düzgün, sürükleyiciydi.
Kill All Others | Güzel bölümdü. Biraz kuzey kore, biraz türkiye karışımı bir ütopya. İnsanların duyarsızlığı, paranoya falan gayet güzeldi.
Father Thing | İzlenebilirliği yüksek bölümlerden biri olmuş. Stranger Things havasında olmaması daha iyi olurdu. Yeni bir şey yok, hatta baya klişe ve tırt sonu var ama beğendim de bi nedense. Daha kötü bölümleri olmuştu.
@purga Father Thing’i sabah izledim de hiç beğenmedim ben. Hatta “ayh gerisi de böyle olacaksa sıçtık” diye de isteksizleşmiştim. İyi bari kalanlar için ümitleneyim.
1×07 üzerine:
Father Thing’i bitirdim ben de, klişe bir bölümmüş sahi. Derdini olduğu gibi anlattı onda bir sorun yok, Mireille Enos’u bulundurması da bonus olmuş.
S01E01 The Hood Maker
Merak ettiğim bir diziydi. İlk bölüm fena olmamış. Daha ilk bölümden dizinin fazla bütçesinin olmadığının anlaşılmış olması güzel, böylece diğer bölümlerden aşırı bir şeyler beklemiyorum. Zaten en önemli olan Philip K. Dick gibi bir bilim kurgu üstadının hikayelerini izleyebiliyor olmamız. Bölümün son kısmında olanlar da ilginçti zaten.
Richard Madden da fena değildi, aksanı güzel olmuş.
Bitirdim nihayet sezonu. Autofac bölümü cidden güzel olmuş, malum şaşırtmacaya bayılmasam da tatmin edici buldum.
Safe & Sound ve Kill All Others bölümleri de gidişatları tahmin edilesi olsa bile iyiydi. İlkini Maura Tierney ve Connor Paolo katkısıyla bir tık daha fazla sevdim.
Devamı gelir mi bilmiyorum ama gelse de olur gelmese de olur. Bazı bölümlerindeki hikayeleri kendisini sevdiren, bazısı gereksiz olan bir sezondu. Bir nevi Black Mirror misali ama düşük bütçelisi. Tabii bunda diğer dizilerden ve filmlerden tanınan daha fazla ünlü sima var.
1×01 üzerine
Renklerini, çekim tekniğini ve konusunu beğendim. Yalnız biraz daha derinlemesine işleyebilirlerdi. Bu haliyle seyirciye çok yüklenilmiş. Biz bi konu attık ortaya, işledik ana hatlarıyla, ama teferruatı ve gerisi artık sizlik der gibi.
1×04 üzerine
Ben bu diziyi çok beğenerek izliyorum. 4cü bölümden pek bişey anlamasam da ilk 3ü biraz daha anlaşılırdı. Du bakalım gerisi nasıl.
Genel olarak Black Mirrorla kıyaslanması mantıklı. Aralarındaki fark bence renk, teknik ve tarz. Black Mirror anlatım bakımından biraz siyah-beyaz, ama Electric Dreams daha çok renk içeriyor, hem kelime anlamıyla hem de içerik anlamında. Black Mirrorda anlatılmak istenen biraz daha direkt ve düz, daha robotik (böyle bi kelime olduğundan emin değilim), fakat Electric Dreams daha çok değişken ve daha çok duygusal bence. Bu yüzden ben daha çok beğendim.
İkinci sezondan ses seda yok ama umarım devam ederler.