Amazon’un geniş kadrosuyla dikkat çeken antoloji dizisi The Romanoffs’un fragmanı yayınlandı.
14 yorum pirate 14 Ağustos 2018 20:09
Amazon’un geniş kadrosuyla dikkat çeken antoloji dizisi The Romanoffs‘un fragmanı yayınlandı:
The Romanoffs‘un ilk sezonu 8 bölümden oluşacak. Dizilerinde çoğunlukla tüm sezonu aynı anda izleyici ile buluşturmayı tercih eden Amazon, bu diziyi haftalık olarak yayınlayacağını açıkladı. İlk 2 bölümü 12 Ekim 2018 tarihinde yayınlanacak, kalan bölümler haftada bir bölüm şeklinde yayınlanmaya devam edecek.
Daha önce şuralarda haberlerini paylaştığımız dizinin oyuncu kadrosunda Christina Hendricks, Kathryn Hahn, Radha Mitchell, Amanda Peet, Aaron Eckhart, Diane Lane, Kerry Bishé, Cara Buono, Griffin Dunne, Paul Reiser, Janet Montgomery, Clea DuVall, Nicole Ari Parker, Noah Wyle, Ron Livingston ve John Slattery gibi birçok tanıdık isim bulunuyor.
yorumlar
First Look
1–2–3–4
https://youtu.be/Y2qWLttWvYI
Bunun 80-85 dakikalık bölüm süreleri göz korkutucu. Kaç gündür duruyor masaüstünde ve elim gitmiyor bir türlü.
S01E01
Yaşlı Fransız kadının ırkçılığı sinir bozucu boyutlara ulaşsa da izlemesi keyifli bir hikayesi vardı. Lakin 84 dakikalık bölüm süresi çok uzundu elbette. Bu uzunluk da temponun düşmesine neden oluyor haliyle. Bundan kaçınmanın yolu da benim yaptığım gibi oynatıcı hızını artırarak izlemekten geçiyor.
3 başrol (Aaron Eckhart, Marthe Keller ve Inès Melab) de iyiydi ama ben en çok yardımcı roldeki Louise Bourgoin’i izlemekten keyif aldım orası net. 1-2 sinema filminden aşinayım kendisine. Umarım bu rolle yaptığı açılışın ardından Amerikan ya da İngiliz dizi sektöründe de işler yapmaya başlar.
Bölümün dili yarı Fransızca yarı İngilizce bu arada.
Yine 86 dakika uzunluğundaydı ama bu bölüm cidden güzeldi işte. İlk bölümün aksine bu bölümü normal hızda izledim ve aşağı yukarı her sahnesinden keyif aldım. Kerry Bishé-Noah Wyle sahneleri de güzel olmakla birlikte bölümün tadı daha çok Corey Stoll-Janet Montgomery sahnelerinde çıktı. Açılış sahnesinde sıkıcı bir adam gibi gözüken Michael hoşlandığı bir şeyin varlığını keşfedince oldukça sürükleyici ve izlemesi son derece keyifli bir hikaye çıktı ortaya. Ve Janet Montgomery’yi de epey özlemişim cidden. Keşke New Amsterdam yerine bir kablolu draması bulsaydı bu sezon kendine.
Kapanışta
Michelle’in kocasının nasıl bir tipe sahip olduğunu merak ettim bu arada. Ya da cidden bir kocası olup olmadığını. Onunla ilgili küçük bir kapanış sahnesine de hayır demezdim açıkçası.
Normal hızda izledim bu bölümü de. Christina Hendricks çok iyi taşıdı bölümü. 89 dakikalık bölümün ilk 1 saatlik kısmı gayet güzel aktı. Akabinde yapılan o malum hamle burun kıvırttı. Sonrasında da
Bu bölümde de Fransızca ve Rusça konuşmalar vardı İngilizce’ye ek olarak bu arada.
S01E04
Amanda Peet’i istisnasız yer aldığı her dizide izlemekten büyük keyif almışımdır. Burada da bu gelenek değişmedi. Çok iyi taşımış bölümü.
Duygulara oynayan çok klasik bir konusu vardı hikayenin ama hem Amanda Peet’in varlığının pozitif etkisi olsun hem de Matthew Weiner’ın (Yönetmenin) başarılı bulduğum anlatım tarzı olsun epey keyifli geçti bölüm. Matthew Weiner’ın kamera arkasındaki başarısı sadece bu bölümde değil önceki bölümlerde de bir takdiri hak ediyordu elbette.
Bu bölüm ilk 3 bölüme oranla çok daha kısaydı (63 dk.) bu arada.
S01E05
Her bölümü farklı farklı tarzlarda ilerlemeye devam ediyor dizinin. Bu bölüm de toplum kavramı üzerine başarılı bir taşlama bölümü olmuş. Lakin 71 dakikalık bölüm uzun kaçmış biraz bu hikaye için. Hikayede 35. dakikada ulaştığımız yere daha seri bir şekilde gelmeliydik bana göre. İlk 35 dakikalık kısımda bolca gereksiz sahne mevcuttu ve haliyle sıktı biraz bölümün ilk yarısı. 20 dakikaya indirgenebilirdi rahatlıkla o kısım. Neyse, bölümün 2. yarısı gayet iyi aktı ve tatmin edici bir şekilde hikaye noktalandı nihayetinde.
Hikayenin ana karakterinin önceki 4 hikayenin ana karakterlerinin aksine biraz sıkıcı kaçtığını ve bunda Diane Lane’in vasat kalan performansının etken olduğunu belirtmem gerek. Mesela Sutton Foster çok daha iyi altından kalkardı bu oynamaya oldukça elverişli rolün.
Henüz başlayamadım ama jeneriğine baktım bugün. Bayıldım
S01E01 üzerine:
Jeneriğin güzelliğinden tutamayıp kendimi ilk bölümü izledim. İşlerim de yarım kaldı o ayrı.
Uzun zamandır bu kadar güzel bir yapım izlememiştim. Her karesine, her diyaloğuna ayrı bayılarak izledim. Çok özenilmiş, çok kaliteli bi iş çıkarmışlar. Oyunculuklar harika, hikaye güzel, çekimler estetik. Anlat anlar bitiresim yok.
Marthe Keller Anushka rolünde resmen döktürüyor. Hajar karakterini oynayan hanımkızımız da çok güzel ayak uydurmuş. İkisinin dinamiği mükemmeldi.
Valla tek bölümde kalmasa sezon olsa izlenir.
Umarım sıradaki bölümler de bu kadar güzel olur. Resmen sinemalık filmdi ilk bölüm.
S01E06
Güzeldi bu bölüm de ve Radha Mitchell’i yardımcı rolde izlemesi epey keyifliydi ama sonu tatmin edici bir şekilde bağlanmadı 2 hikaye yolu açısından da.
S01E07
Bu soğuk Kasım gününde hem hikaye hem popülasyon hem de coğrafya ve iklim görüntüleri gereği insanın içini daha da soğutan bir bölüm olmuş. Kötü değildi kesinlikle ama ister istemez boğdu yani! En azından zaten oldum olası uyuz olduğum Kathryn Hahn’ın yerine daha sempatik daha sıcakkanlı bir aktris bulsalarmış demedim değil. Bu sezon Lethal Weapon’daki konukluğu da epey verimli geçen Annet Mahendru’yu izlemesi oldukça keyifliydi ama yine. Clea DuVall’ın rolü mini minnacıkmış bu arada. Bölüm uzunluğu da 87 dakika.
S01E08 (Sezon Finali)
Matruşka gibi bir bölümdü. O onun içinde, o da onun içinde. En dıştaki kısım ile en içteki kısım izletti kendini ama ortadaki 2 kısım epey sıktı. Ve kendilerince bağladılar işte bir şekilde hikayeyi. Bana göre bu sezonun en zayıf bölümüydü.
Açılış ve kapanış bölümleri yeterince iyi olmasa da sezonun iyi işlerinden biri oldu The Romanoffs. 2. sezon onayı alsın isterim kesinlikle.