Atlantis — Tanıtım
19 yorum iyideniye 30 Ocak 2014 19:00
İngilizlerin tanınmış ve önde gelen, aynı zamanda devlet kanalı da olan BBC One, daha önce 2008-2012 arasında karşımıza Merlin‘i getirmişti ve dizi, sevilerek 5 sezon boyunca yayın hayatına devam etti. Geçtiğimiz dizi sezonunun başında da ondan doğan boşluğu doldurmak isteyen kanal, Merlin’in yapımcılarından olmak üzere karşımıza Atlantis adında bir dizi getirdi.
Dizinin yayınlanmış ilk sezonu tıpkı Merlin gibi 13 bölüm boyunca sürdü ve kanal reytinglerden memnun olmuş olacak ki 2. sezonun siparişini de verdi. Gelecek sonbaharda karşımıza yeniden gelecek. Ben de dizinin üstüne tanıtıcı bir şeyler yazayım dedm. Nasıl bir dizi Atlantis?
Dizinin mekanı tahmin edilmeyecek gibi değil tabii ki. Ünlü kayıp kıta Atlantis burada şehir/krallık olarak karşımıza çıkıyor ve dizinin kahramanları da bu şehrin/krallığın önde gelenleri ya da sakinleri. Şöyle ki:
Jason, günümüz dünyasında yaşayan bir gençtir ve bir gün babasının gemisinin battığı yeri görmek, enkaz yerini incelemek ve hatta kayboluşuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek için o noktaya bir dalış yapmak ister. Dalışı yapar, her şey yolunda giderken bir karışıklık olur ve kendisini gizemli bir şekilde ve bir anda Atlantis’te buluverir. Hiç bilmediği ve hiç tanımadığı kişilerden oluşan bir şehirdedir. Kısa zamanda öğrenir ki bu yer günümüzün ünlü Atlantis’idir.
Geri dönüş yolunu aramaya başlarken bir yandan babasını soruşturmaya da devam eder. Ama kısa sürede anlaşılır ki burada kalakalmıştır. O da babasını arayışına devam ederken bu yeni yere ayak uydurmaya çalışır ve çok geçmeden tesadüf sonucu 2 yeni kişiyle tanışır: Herkül ve Pisagor.
…ve evet, ilki bizim bildiğimiz ve hep duyduğumuz güçlü Herkül. Bu dizide yarı Tanrı olayı ve Zeus durumu falan yok. Hatta az aşağıda da gördüğünüz gibi kendisi güçlü olsa da şişman ve alkoliğin teki. Pisagor da matematik dünyasının ünlü ismi olan Pisagor. Bu ikisi nasıl olmuşsa olmuş, birbirleriyle iyi arkadaşlar. Jason da aralarına giriyor. Sonrası ayrılmaz üçlü durumu.
Peki, dizide aslında ne anlatılıyor? Açıkçası bu soruya “Bilmiyorum.” diye de rahatlıkla cevap verebilirim. Nedeninden yorum kısmında bahsedeceğim ama yine de şunu söyleyeyim tabii ki: Atlantis, Yunan Mitolojisi üzerine kurulu ve bölümler boyunca ana konu olarak Jason’ın baba arayışı elimizde olsa da bildiğimiz birçok mitolojik kişiliği ve canavarı dizide görme imkanımız oluyor. Bu bakımdan biraz Merlin’e de benzeme durumu yok değil. Haliyle içinde büyü olayı da var.
Bunun yanında aşk ve taht mücadelesi de baki. Jason -olacak iş ya- koca şehir içinde aşık ola ola Prenses Ariadne’ye aşık oluyor. Beyimiz “Prenses’e aşık olmak ne haddime?” demiyor, dahası duygular da karşılıklı. Ama başta, bunu duysa asla kabul etmeyecek bir Kral var. Kendi amaçları için şeytani planlar kurmaktan geri kalmayan şeytana pabucunu ters giydirebilecek türden birisi olan bir Kraliçe de var. Üstüne Kraliçe’nin Prenses’e göz koymuş yeğeni de var. Dahası da var…
Konu ve tarz aşağı yukarı bu şekilde işte. Üç adamın kraliyeti ve mitolojiyi içine alan maceralarını izliyoruz bölümlerde.
Atlantis dışarıdan bakıldığında birçok kişinin ilgisini çekebilecek ama içine bakınca herkesin devam edemeyeceği bir dizi bana göre. Bir tanıtımın sadece beğeniler üzerine yazılmayacağını düşünen biri olarak dizi ile ilgili şunu söyleyeyim: Mitoloji konusunda ilk sezon boyunca diziyi takdir ettim. İşledikleriyle içinde ilgi çekici, hatta geride kalmışlarla insanı araştırmaya teşvik edebilecek türden şeyler vardı. Ama yukarıda ‘konu’ için “Bilmiyorum.” diyebilirim derken dalga geçmiyordum pek. İlk sezonu izleyenler beni anlamıştır herhalde.
Senaryoya bakarsak, senaristlerin mitolojiye yüklenerek diziyi götürme gibi bir çabası olduğunu söyleyebilirim. Dolayısıyla “ortada bir konu olsun, onun etrafında hikayeler dönsün” gibi beklenti bence olmasa daha iyi. Çünkü aslına bakarsanız yok o dediğimiz şeyden. Jason’ın babasını arayışı bazılarının beklediği gibi -13 bölümlük hikaye olarak da düşünürsek- gitmeyebilir. İzleyenler bölümler içinde yaşananlarda çeşitli mantık hataları da bulabilir. Belki de hiç umurumda bile olmayan çıkar.

Atlantis, Merlin’in ekibinin elinden çıktığı çok belli bir dizi olsa da bir Merlin beklemek de bence hata olur. Kadro bakımından bile yaklaşmış sayılmazlar. “Niye izledin?” derseniz, “Atlantis merakımdan başladım. Kraliçe Pasiphae karakterini çok sevdim. Kafa dağıtmalık basit bir dizi lazımdı. Bu da ortalıktaydı.” diyebilirim. Bu kadar şeye rağmen adamların yaptığı ilk sezon finali de mesela gayet hayran bırakıcı cinstendi. Biraz da bundan dolayı tam olarak beğendim ya da beğenmedim diyemeyeceğim bir dizi oldu.
Velhasıl, yine de izlemediyseniz bundan önce Merlin’e bakın derim ben. Mitolojiyi severim veya zamanda boşluğum var, kafa dağıtmalık bir şeyler iyi olur diyen biriyseniz de Atlantis’i bir deneyebilirisiniz. Benim açımdan durum bu şekilde.









yorumlar
eline sağlık gerçekten diziyi tam anlatan yazı olmuş
ben 6 bölüm falan izledim gerisini izleyemedim çünkü dizide gerçekten bi konu yok ustelık efektler de çok amatörce ama çok çok boş zamanınız varsa izlenebilir 
Daha önce çeşitli yazı yorumlarında konusu dönmüştü orada da söylemiştim zaten, diziyi ben de yarım bıraktım, ilk bölümlerde özellikle kendine has Herkülü, mitolojisi ve bazı eğlenceli diyalogları ile ilgimi çekip devam ederim öyle çerezlik gider demiştim. Ama gerek tutarsızlık, gerek bir acelecilik, hikaye kuramamak, Jason’ı bir temele oturtamamak, gerekse çok rezalet görsel efektler (Samanyolu, yeşil ekran kadar neredeyse) zamansızlıkla birleşip yok artık ya izlemeyeyim bunu da dedirtti.
Diziyi çok iyi anlatmışsın gerçekten eline sağlık @iyideniye, dizi hiçbir şey sunmuyor aslında; ama bazısını bazı konularla çekip tutmayı da başarabilir
Bu dizinin 1. sezon finalini yazan senariste en içten teesüflerimi gönderiyorum. Ne güzel 2. sezona başlamasam bile gram gözüm arkamda kalmayacaktı. Bu böyle biraz acayip oldu. Aşk olsun yani.
Ayrıca mitolojiyi ben de beğensem de benim o konuda da itiraz ettiğim şeyler oldu: Medusa hikayesiyle Pandora’nın Kutusu hikayelerini bir noktada birleştirmelerinden hiç hoşlanmadım. Ben Pandora’nın Kutusu’nu seven biri olarak hikayeyi hiç ettiklerini düşünüyorum. Medusa konusunda başka yol da bulabilirlerdi.
Pasiphae’yi ayırmakla birlikte kadro ve senaryo olayına hiç girmesem daha iyi aslında. Konuşmaya değmez, yukarıdaki yazı güzelce özetlemiş işte. Merlin’i izleyin, izlettirin yeter. Yazı için eline sağlık.
eline sağlık iyideniye, tanıtımı zevkle okudum. senin yorumlarını da dikkate alarak önceliğimi merline vermeye karar verdim. eğer olur da ona başlar seversem buna mutlaka göz atmak isterim.
bir de ben herkülü seksi kaslı yakışıklı bilirdim. afroditin sevgilisi falan sanıyordum yani afet bir şey bekliyordum resim güldürdü.
@iyideniye: Ben en çok “Bir tanıtımın sadece beğeniler üzerine yazılmayacağını düşünen biri olarak” yaklaşımını beğendim ve destekliyorum. Ellerinize sağlık.
Ben teşekkür ederim, zevkti. Ekstra resimlerle yazıya katkıda bulunan kimse ona da teşekkürler.
@dkamoy Sadece olumlu noktalarından bahsetsydim içimde bir şeyler kalmış olacaktı, bu da içime sinmez dedim. Adil davranmaya çalışmak benim de hoşuma gitti.
@ozgun14 Merlin kesinlikle bundan daha iyidir. Herkül’ü başta ben de kabul edemedim ama Herkül bu dizideki karakterlere bakıldığında diziyi toplayanlardan birisi. Bu halini de eğlence faktörü olarak kullanmışlar.
— Şu görsel efekt konusuna ben de katılıyorum aslında da o kısmını irdelememiştim. Mesela Medusa’nın o hali ne öyle? Merlin’in yapımcıları gelirken ekibin tamamını getirmemişler galiba, birazını bırakınca böyle olmuş…
Ben de şu diziye karakterlerin mitolojik yerlerini anlatan bi kim kimdir yaptım da son 4 bölüm izleyip bitiremiyorum yazıyı=) Galiba beklentileri biraz artırdık ondan oldu bu=)
Ben ilk bölümü izliyip bırakmakla doğru kararı vermişim.
Önce ilk sezonu bitirip bıraktığım Merlin’e devam etmem lazım sanırım. 
Atlantis: Series 2 Teaser Trailer
Atlantis: Season 2 Premiere – Opening Scene
Ay hayret!
Hiç bir dizi için iyi olmuş demem (İyi kötü seveni vardır diye) ama buna iyi oldu!
O kadar ümitlerle beklemiştim ki bu diziyi.. Hatta ite kaka ilk sezon 9’a kadar izlemiştim. Ama olmadı. Fazla amatörceydi sanki.
S01E01
Bunca yıldır ‘Sevmem’ diyerekten hiç şans vermediğim bir diziydi. Ama fena geçmedi cidden ilk bölüm. Eğlendim ben. Pisagor, Herkül tasviri falan fena bir üçlü olmadı gibi bunlar. Kraliyet üçlüsüne de okeyim. Çekim kalitesi/Görsel efekt kullanımı daha iyi olsa daha çok makbüle geçerdi tabii.
S01E02
İlk bölümde Minotor ile tanışmıştık mitolojik kontenjanından. Bu bölümde de Medusa ile tanıştık ama bu Medusa o Medusa gibi durmuyordu hiç. Medusa rolüne Jemima Rooper hayat vermekte bu arada. Ki 26 bölümün 13’ünde yer almış kendisi. Kadrolu olduğu söylenebilir yani.
S01E03
Bu bölümde de bir boğa güreşi arenası macerası yaşadık. Her bölümde hayatlar pamuk ipliğinde.
Güzel gidiyor dizi.
Merlin’in yaratıcılarından (Johnny Capps & Julian Murphy) çıkmış olması bir negatif hissiyat yaratmıştı açıkçası diziye başlamadan önce. Dizinin 3. eş yaratıcısı konumundaki Howard Overman’ın Future Man, Misfits, Vexed gibi işlerini severim ama. Belli ki onun varlığı toparlayıcı unsur olmuş dizi için. Plebs misali eğlenceli bir iş çıkmış ortaya. Aman diyeyim bozmasın!
S01E04
Oedipus‘un hikayesi servis edildi bu bölümde de. İzlendi yine bir şekilde ama ilk 3 bölümün altındaydı bence.
*Bence gitmeliydin Ariadne.
*O sarışın hatun, Gemma Arterton’un kız kardeşiymiş.
S01E07
*Yolumuz arenaya düştü bu bölümde yeniden.
*
ortalıkta olmasından memnundum ben. Yazık oldu.
*Pasiphae, ‘Evil Queen’ tabirinin hakkını tam anlamıyla veriyor cidden. Sarah Parish’i Bancroft ve Hearts and Bones gibi dizilerde izlemiştim daha önce ve dikkat çekiyordu oralarda da ama buradaki rolüyle daha fazla parladığı söylenebilir.
S01E08
Bu kez de bir çöl macerası yaşadık. Ariadne, Pasiphae, Minos, Medusa … Bizim üçlü ve konuk oyuncular haricinde kimsecikler yoktu bu bölümde. Ama yetti onlar da. Güzel gidiyor hala dizi.
S01E09
Hades, öteki dünya, Pandora’nın kutusu … Maceradan maceraya koşmaya devam ediyoruz. Sonlara da
sıkıştırmışlar. ‘Let the dance begin!’ o zaman.
S01E11
Roller değişmiş bu bölüm. Genelde pervasız davranan ve başını belaya sokan kişi Herkül olur ama bu kez bu görevi Jason’a vermişler. Diğer ikiliye de bunu temizlemek düşmüş.
*Bu nasıl krallık lan! Kölenin/Hizmetçinin şahitliğiyle müstakbel kraliçeyi idam ettirebiliyorsun. Şaka gibi!
S01E13 (Sezon Finali)
John Hannah, bölüm konuğuydu. Jason’ın cüzzamlı babası rolüyle. Jason onu tanımıyordu tabii. O da açıklamadı. 2. sezonun sonlarında 2 bölümü daha varmış bu arada. Bölümün sürpriz hamlesi ise anne konusunda geldi. Jason’ın annesinin The Oracle olduğunu sanıyordum ben. Meğerse Pasiphae imiş. Pek pozitif hisler besleyebileceğim bir hamle olmadı açıkçası.
Sezonun ilk 2 bölümü kötü geçmişti baya. Savaş muhabbetinin bitmesi nefes aldırdı. Yeniden arenaya dönmek de negatif havayı dağıttı dizideki. Clive Standen’in konukluğu da verim verdi tabii.
S02E05
Ben de onun
olduğuna inanmak istemedim. Yanıldığıma üzgünüm.
Boğulduk yine karanlıkta ve kuru gürültüde şu son 2 bölümde. Gün yüzü görelim yeniden artık.
S02E06
için bir an öpüşecekler zannetmedim de değil. Olsun da ama olmasın da karmaşası yaşadığım bir andı.
Bu tarz dönem dizileri bundan daha işlevsiz bir kral/kraliçe görmemiştir diye düşünüyorum. Tam bir ezik, tam bir yüz karası cidden bu.
S02E09
Adım adım finale.
-Bir can diğerinden niye daha değerli?
Yazık, çok yazık!
-Emmett J Scanlan’ın
Şu rahibin kel kızı da bizim The Queen’s Gambit yani Anya Taylor-Joy bu arada.
-Yunan mitolojisinden Daedalus(Daidalos) servis edildi bu bölümde de.
Malum sahneyi görünce ‘Barutu Çinliler buldu yalnız!’ diye haykırmadan geçemedik tabii.
Çift bölümle (86 dk.) kapatmışlar sezonu/diziyi. Son dakikalara girene kadar planlı bir final olduğuna inandırmıştım kendimi. Çünkü tüm gidişat o yöndeydi. Ama öyle olmadı. Yeni sezon için bir güzergah çizdiler son 6 dakikada. En son da kısa bir preview (önizleme) verdiler hatta. Hakkını vereyim; güzel bir sezon finaliydi ama.
İlk sezonda daha çok bölümlük maceralara atılıyorduk ve o sezonu çok daha fazla sevmiştim ben. Bir ana konu/tema üzerinden ilerleyen bu sezonun ise özellikle ilk 5 bölümlük süreci (3. bölüm hariç) karanlık çekimler, kuru gürültü dövüşler, yapay gerilimler falan baya kötü geçti. Sonrasında toparladı tabii ve iyi de kapattı sezonu yani. Haliyle bir 3. sezon çekmiş olsalar ona da hayır demezdim sözün özü.