Battle of the Network Stars – Tanıtım
9 yorum pirate 09 Temmuz 2017 09:04
ABC yaz aylarına renk katmak üzere yeni bir yarışma programı ile karşımıza çıktı: Battle Of The Network Stars. Aslında tam olarak yeni de sayılmaz. 70 ve 80’li yıllarda rağbet gören bir formatın yeniden uyarlaması. Her bölüm TV yıldızlarından oluşan beşerli 2 takım çeşitli spor dallarında mücadele ediyor ve günün kazananı olmaya çalışıyor.
Söz konusu yarışma programı aynı isimle ve benzer formatla 1976-1984 yılları arasında 13 sezon ABC Sports ekranlarında yayınlanmış. 1988 yılında ABC’de ve 2003 yılında NBC’de birer sezonluğuna dirilmiş. Dick Van Dyke‘dan Penny Marshall‘a, O.J. Simpson‘dan Tom Selleck‘e, Michael J. Fox‘dan William Shatner’a birçok ünlü simayı yarışmacı, sunucu veya takım koçu olarak Amerikan halkının evlerine misafir etmiş. O yıllarda ABC, CBS ve NBC kanalları takımlar çıkararak kendi aralarında kayak, üçe üç futbol, golf, tenis, halat savaşı vb. dallarda yarışıyorlarmış.
ABC’nin bu sezon dirilttiği formatta ise kanallar yarışmıyor. Disney/ABC Television Group bünyesinde yer alan ABC, Freeform, Disney Channel gibi kanallarda yayınlanan ve yayınlanmış dizi, yarışma vb. televizyon programlarında bir dönem çalışmış ünlü isimlerin kurduğu Prime Time Soap Stars Team, TV Sitcoms Team, TV Kids Team, Sex Symbols Team, TV Cops Team vb. isimler ile kategorize edilmiş beşerli 20 takım mücadele edecek 10 bölüm boyunca. Her bölüm 2 takım kendi arasında mücadele verecek ve bir takım günün kazananı olacak. Takımlarda önceki yıllarda yarışmış isimler de var, ilk defa yarışacak isimler de.
Öncelikli olarak yarışacak takımlara birer takım koçu atanıyor. Super Bowl şampiyonluğu da bulunan ünlü amerikan futbolcusu DeMarcus Ware ve 2008’de Pekin Olimpiyatları’nda judo dalında olimpiyat madalyası almışlığı da bulunan ünlü MMA dövüşçüsü Ronda Rousey, her bölümde birer takıma koçluk yapıyor. Ronda kırmızı takıma, Ware ise mavi takıma yön veriyor.
Joe Tessitore ve Mike Greenberg saha dışı spikerleri, Cassidy Hubbarth ve Cari Champion ise saha içi spikerleri olarak programa yön veriyor. Ekstra bir baş sunucu bulunmuyor.
-Yarışmanın ilk müsabakası 4×4 bayrak yarışı. Her iki takımdan ikisi kadın ikisi erkek 4 yarışmacı takım olarak parkuru önde tamamlayıp 1 puanı hanelerine yazdırmaya çalışıyor.
-İkinci müsabaka yüzme dalında. Her iki takımdan biri kadın biri erkek ikişer yarışmacı takım halinde yarışıyor, kazanan takım 1 puanı hanesine yazdırıyor.
-Üçüncü müsabaka yine havuzda geçiyor: Mini Kano Yarışı. Her iki takımdan biri kadın biri erkek ikişer yarışmacı takım halinde arka arkaya yarışıyor, kazanan takım 1 puanı hanesine yazdırıyor.
-Dördüncü müsabaka klasik bir basketbol oyunu. All Star oyunlarından aşina olduğumuz üçlük yarışmasında her iki takımdan birer yarışmacı takımına 1 puan kazandırmak için kapışıyor.
-Beşinci müsabaka bir futbol oyunu. Her iki takımdan birer yarışmacı belirli bir mesafeden boş kaledeki puan bölgelerine şut çekip hedefi tutturmaya çalışıyor. 5 şutta en fazla puanı toplayan yarışmacı takımına 1 puan kazandırıyor.
-Altıncı müsabaka Dunk Tank isimli bir hedef düşürme oyunu. Her iki takımdan ikişer yarışmacı üç atış hakkından bir tanesinde hedefi vurarak yukarıda oturan rakip takım oyuncusunu havuza düşürmeye çalışıyor. 2 takım da bu müsabakadan kazanabileceği toplamda maksimum 2’şer puanı hanesine yazdırmak adına eğlenceli bir mücadele veriyor.
-Yedinci müsabaka tenis dalında. Her iki takımdan birer yarışmacı 1 puan için mücadele veriyor.
-Sekizinci müsabaka okçuluk dalında. Her iki takımdan birer yarışmacı 3 atışta en çok puanı toplayıp takımına 1 puanı kazandırmaya çalışıyor.
-Dokuzuncu müsabaka golf dalında. Her iki takımdan birer yarışmacı önünde su engeli bulunan bir noktadan suyun diğer tarafında bulunan hedefe birer vuruş hakkını kullanarak en yakın atışı yapıp takımına 1 puanı kazandırmaya çalışıyor.
-Onuncu müsabaka Survivor stili bir engelli parkur mücadelesi. Her takımdan birer erkek ve kadın yarışmacı kendi aralarında yarışarak içerisinde 6 adet engel bulunan parkuru önde bitirip takımına 5’er puan kazandırmaya çalışıyor.
-On birinci ve son müsabaka ise halat savaşı. Her iki takımın tüm yarışmacıları 10 puan değerindeki büyük oyun için mücadele veriyor.
Bu 11 müsabaka sonunda en çok puanı toplayan takım günün kazananı oluyor.
Yarışma, perşembe akşamları yayınlanıyor. Program süreleri 40 dakikadan oluşuyor, çabucak bitiveriyor. 40 değil de 80 dakikadan oluşsa daha iyi olurdu bence. Genel olarak eğlenceli bir program olduğunu söylemek mümkün. Takımlarda ne kadar fazla tanıdık sima yer alırsa o kadar fazla keyif alınıyor elbette bölümlerden.
Hali hazırda 2 bölümü yayınlanan yarışmada 10 bölüm boyunca izleyeceğimiz 20 takımı ve takımlarda yer alacak ünlü isimleri merak edenler varsa onları şöyle alalım.
Henüz önümüzdeki sezon da yapılıp yapılmayacağı bilinmiyor. İzleyecek olanlara iyi seyirler.
yorumlar
S01E01
Amerikalılar dizi işinde üstat ama reality işinde biz onlardan çok daha iyi durumdayız bence. Çok güzel düşünülmüş bir proje tamam ama bu kadar oyunu 42 dakikaya sığdırmak yarışmadan alınan keyifi azaltıyor. Ya 85 dakika ayır bu bölüme ya da oyun sayısını minimize et ve böyle anlamsız bir şekilde atlaya atlaya geçme. Futbol, basketbol ve tenisi izlemek keyifli olabilirdi yani! Bunun dışında oyunların puan dağılımını daha adilane yap ve oyun içinde kural hatası yapan olursa ihraç et. Yaptığın işi biraz daha ciddiye al!
Ve son olarak her bölümü sadece 2 takımın kapışmasıyla geçeceklerini beklemiyordum açıkçası ben. Totalde 20 takımın kapışması gibi bir şey söz konusu olmayacak yani. Her bölümde 2 takım öylesine yarışacak ve 10 bölümde tamamlayıp gidecekler sezonu. Eleminasyon sistemli bir format daha iyi olurdu kesinlikle.
TV Sİtcoms ve TV Kids takımlarının yarıştığı bu bölümde 10 kişilik kadrodan sadece Dave Coulier ve AJ Michalka’yı tanıyordum. Bu da aldığım keyfi pek yükseltemedi bir de bu yüzden. Çok daha ilgi çekici kadrolar var, onlar geldiğinde çok daha keyifli olacaktır muhtemelen.
S01E02
Takımlardaki tanıdık isim sayısı daha fazla olunca ilk bölümden çok daha keyifli geçti bu bölüm benim açımdan.
Team Variety ve Team Sex Symbols kapıştı. Team Variety’de Joanna Krupa ve Gilles Marini varken diğer takımın adının Sex Symbols olması hafiften bir güldürdü. Şaka şaka, hakkını yemeyeyim şimdi onların. Rosa Blasi hala taş maşallah. Brant Daugherty heykel zaten mübarek. Traci Bingham ve Galen Gering’in unvanları ‘Bir zamanlar …’ seviyesinde kalmış artık. Keegan Allen ise seksiden ziyade tatlı kategorisinde yer alır zaten.
*Joanna Krupa güzelliği ile renk kattı ama pek de başarılı olamadı yazık ki. Hele o yüzme tercihi?
*Gilles Marini gayet başarılıydı. Ah bir de şu aksanını geride bırakmama ısrarından vazgeçse artık!
*Lachey çifti de büyük renk kattı bölüme. Vanessa Lachey her zamanki gibi çok tatlıydı.
*Bölünün beni en fazla şaşırtan anı Jack Osbourne’un harika yuvarlanışı oldu.
*Bölümün gereksizi Traci Bingham oldu. Gelmese daha iyiymiş.
*Rosa Blasi, Keegan Allen ve Brant Daugherty ise sempatik tavırları ile kırmızı takımın renkli isimleri oldular.
S01E03
Çok eğlenceli bir bölüm olmuş yine. İlk 2 bölümün üstüne çıktı muhtemelen eğlence açısından.
Kadrolarda 2 tane TV White House Team’de (LaMonica Garrett ve Marlee Matlin) ve 2 tane de TV Lawyers Team’de (Catherine Bell ve Elisabeth Röhm) olmak üzere 4 aşina olduğum isim vardı. Catherine Bell ve Elisabeth Röhm’den ötürü kırmızı takımı desteklerim sanıyordum ama başta LaMonica Garrett olmak üzere mavilere daha fazla kanım kaynayınca onları desteklerken buldum kendimi. Ama 2 takım da çok eğlenceli ve çok sempatikti gerçekten.
-Joshua Malina’nın düz koşuları gülmekten öldürdü beni.
-Mary McCormack ve Romi Dias arasındaki bitmek bilmeyen kano mücadelesi de bir hayli komikti.
-Corbin Bernsen ve Cornelius Smith Jr. arasında oluşan dinamiği izlemesi de gayet keyifliydi.
-Marlee Matlin’in yüksekte dilinin çözülüşü, Matt McGorry’nin şapşallığı ve Catherine Bell ile Elisabeth Röhm’ün tatlılığı da renk kattı elbette bölüme ama bölümün yıldızı LaMonica Garrett ve sahip olduğu six pack oldu. Adamı o gün 100 farkılı müsabakaya sok 99 tanesini kazanır gibi duruyordu. Bir de tam kapasite ile mücadele etmeden yani! Yalnız o avantajsız pozisyonda ortaya koyduğu halat performansı neydi öyle yahu? Harcıyorlar bu adamı Designated Survivor’da o küçücük role hapsederek. Maggie Q’yu postalayıp bunu polisiye kanadının başına koyalım, yanına da FBI’dan hoş çaylak bir hatun verelim (İlla çekik gözlü lazımsa Jamie Chung mesela.), polisiye kanadı biraz iş yapmaya başlasın bence.
S01E04
Josh Henderson ve Mischa Barton dışında tanıdığım başka kimse yoktu bu haftaki onlu arasında. İzlerken de Olivia d’Abo dışında sempati duyabileceğim kimse bulamadım açıkçası. Haliyle hiç keyif alamadım bölümden. İki adım koştu diye rahatsızlananlar, siyah t-shirt giymek için ısrar edenler, yarım tur öndeyken çeyrek tur fark yiyenler derken müsabakalar da leşti zaten. Bir tek çoklu engelli parkur müsabakaları güzeldi işte. Açık ara şu ana kadarki en kötü bölümdü.
S01E05
Vasat bir bölümdü.
Kadrolardaki toplam 10 isimden 2-3 tanesi hariç çoğunu ismen veya simayen biliyorum ama ismen ve cismen tanıdığım sadece 2 kişi vardı bu bölüm yine: Kelly Hu ve Jodi Lyn O’Keefe. Haliyle bu ikisinin yer aldığı mavi takımdan taraftım. Erik Estrada ekipteki en eğlenceli isimdi. Oyunlar ise 4×4 ve yüzme dışında pek ilgi çekici geçmedi. Kelly Hu’nun 4×4 yarışı tam şikelikti. Mavi takımın Lorenzo Lamas’ı pek fazla kullanmaması göz devirilesiydi. Engelli parkurdaki askılı bardaki yarışmacı hatalarının görmezden gelinmesine hala uyuz oluyorum.
S01E06
İdare ederdi işte. Kadrodaki 10 isimden 3-4 tanesine simayen aşina olsam da ismen ve cismen tanıdığım tek bir kişi bile yoktu bu hafta. Kırmızı takımdan kimseye ısınamadım bölüm içinde. Mavi takım ise Jackée Harry dışında sempatikti. Haliyle mavi takımdan taraftım bu hafta.
S01E07
Geçen haftayı pas geçince özlemişim valla. 2 ve 3 ile beraber sezonun en keyifli 3 bölümünden biri oldu.
Mavi takım niye gelmiş acaba? Ryan Paevey, 3. bölümde LaMonica Garrett’ın gösterdiği seviye büyük bir performans ortaya koymasa sayı alacakları yoktu. Marisol Nichols, Roma Maffia, Fred Dryer ve Adrian Zmed! Hepsinin buradan sonraki istasyonları mezar! Bu arada Paevey’nin engelli parkur performansı efsaneydi. Buradan Ninja Warrior’a zıplasın ve orada da bir şansını denesin hemen bence.
Kırmızı takım ise çok çok çok iyi bir ekip olmuş. Şu ana kadarki en çok sahiplendiğim takım buydu galiba. Jill Wagner, Kevin Sorbo ve Charisma Carpenter gibi 3 çok sevdiğim isim vardı kadroda. Vinnie Jones ve Lou Ferrigno da gayet iyi isimler elbette.
Ferrigno’nun konuştuklarından pek bir şey anlamasam da onu izlemesi gayet keyifliydi. Halat performansı da LaMonica Garrett’ın performansından sonra sezonun en iyi performansı oldu bana göre.
Kevin Sorbo’nun şanssızlığı Paevey oldu. Ama 59 yaşında birine göre gayet formda bence.
Jill Wagner ve Charisma Carpenter’ın kimyalarının tutması renk kattı bölüme. Paevey’i kesişleri iyiydi. Jill Wagner bölümün neşe kaynağı oldu. Çok özlemişim cidden onu. Bu yakınlarda yeni bir diziyle dönse keşke artık!
Charisma Carpenter da 47 yaşına gelmesine rağmen formdan düşmemiş bence. 4×4 performansı beklediğimden çok çok iyiydi.
Bütün bölümler böyle keyifli geçse keşke.
S01E08
Çok kötü bir bölümdü.
Denise Richards dışında ismen ve cismen tanıdığım biri yoktu. Onun dışında 2-3 kişiyi simayen gözüm ısırıyordu sadece. Ve bölüm içinde de pek fazla kişiye ısınamadım. Mavi takımdaki dedeyi sevdim. Yaşına göre çok çok iyi bir performans ortaya koydu. Kırmızı takımda da Joey Fatone ve Cameron Mathison’ı sevebildim sadece. Kelly Osbourne’ye ise uyuz oldum.
S01E09
Güzel bölüm olmuş. Huzurevi takımı diyebileceğim mavi takımı hiç tanımasam ve takdir edebileceğim hiçbir yanları olmasa da kırmızı takım sayesinde keyifli bir bölüm oldu. Rachelle Lefevre çok tatlıydı, Taye Diggs her zamanki gibi çok cooldu, Thomas Calabro ise ‘Yıkılmadım, ayaktayım.’ imajı çizmek istercesine elinden geleni büyük bir hırsla en üst seviyede yapmaya çalışıyordu. Şu ana kadarki en konsantre takımlardan biri olmayı başardılar. Ayrıca en acımasız takım olmayı başardırlar, kutluyorum.
S01E10 (Sezon Finali/Muhtemelen Final)
Ve son bölümü de izleyip vedalaştım diziyle. Reytingleri düşük seyrettiği için yeni sezon almayacağı bariz ama güzel bir serüven oldu, yaza renk kattı kesinlikle.
Tamamı Baywatch oyuncularından oluşan The Lifeguards takımı ile Troublemakers takımı karşılaştı kapanış bölümünde. Troublemakers isimli mavi takımda Pual Johansson, John Barrowman ve Julie Benz gibi çok sevdiğim isimler vardı. Haliyle mavi takımı destekledim tabi. 45’lik Julie Benz dışında kırmızı takımdaki 46’lık Gena Lee Nolin ve 43’lük Brande Roderick göz kamaştırdı bölüm boyunca. Kırklarındaki yıllanmış şarapların öne çıktığı bölümde büyük bir çekişme vardı. Kırmızı takımdan David Chokachi’den ve poz kesmelerinden ise haz etmedim. Johansson fena yaşlanmış bu arada.
Tanıdık isimlerin fazlaca bulunduğu bölümler daha fazla keyif verdi sezon boyunca. Keşke ABC büyük bir sürpriz yapıp yeni sezon onayı verse şu programa! Ve seneye 30-40 yıl önce yarışmış yaşlıları davet etmeyi bırakıp sadece günümüz tanıdık simalarından takımlar oluştursa! Keşke, keşke, keşke!
Baywatch izleyememiş olmak kalbimde bir yaradır.