BBC One’dan Yeni Mini Dizi: RILLINGTON PLACE
3 yorum rpdi 24 Kasım 2016 08:50
BBC One’dan gelip Kasım programına sonradan giren bir mini dizi var. Şurada ilk haberini yapmış olsak da Kasım’da TV Ekranı yazımızda yer veremediğimiz için şimdi kısaca bahsedelim dedik.
Gerçek olaylara dayanan bir seri katil hikayesini anlatan dizi, 1’er saatlik 3 bölümden oluşacak ve 29 Kasım’da başlayacak.
1940’ların başından başlayıp 50’li yıllarda devam eden, tüm İngiltere’yi şok eden ve halkın büyük değişimlerine yol açan, kötü şöhretli bir süreci işleyecek.
Nam salmış katil John Christie, karısı Ethel ve komşuları Timothy Evans’ın gerçek hikayesi konu alınıyor. 3 bölümün her birinde bir karakterin bakış açısıyla olayları izleyeceğiz. Ethel dahil sekiz kadını aynı apartman dairesinde öldüren John Christie’nin gerçek hikayesine, adaletin yanlışlıklarla ve başarısızlıklarla dolu işleyiş sürecine tanık olacağız.
Christie ve gittikçe ondan soğuyan karısı Ethel, 9 yıllık ayrılığın ardından tekrar bir araya gelirler ve 10 Rillington Place dairesine taşınırlar. Savaşın ortaya çıktığı zaman ilişkilerindeki çatlaklar iyileşmeye başlamıştır ama bir takım yeni yalanlarla birlikte güzel görünen evliliklerinde kuşkular ve şiddet tekrar baş göstermeye başlar.
- John Christie’i sinema oyuncusu Tim Roth,
- Ethel’i Samantha Morton,
- Tim Evans’ı ise My Mad Fat Diary ve The Village gibi dizilerden tanıdığımız Nico Mirallegro canlandıracak.
Oyuncu kadrosunun tamamı şurada.
Diziyi, And Then There Were None’ın yönetmeni Craig Viveiros yönetecek, Ed Whitmore (He Kills Coppers) ve Tracey Malone kaleme alacak.
Fragman
yorumlar
1. bölüm üzerine:
* John Christie, izlemesi insanı rahatsız eden türden bir seri katilmiş. Ama Tim Roth harika oynuyor. Samantha Morton da çok iyiydi.
* Jodie Comer‘ın yaptığı dizi seçimlerine bayılıyorum. Özellikle takip etmeme gerek kalmadan izliyorum kızı resmen. Daha sırada The White Princess var.
Nico Mirallegro ile Jodie Comer’ı My Mad Fat Diary’nin ardından evli çift olarak izlemek nasıl bir şey olacak merak ediyorum.
2. bölüm üzerine:
59 dakika değil de 50 dakika olsaydı bundan daha güzel olabilirmiş. Kaçınılmaz sona ilerken bekle bekle vakit geçmedi bir ara.
Tim ayrı, Beryl ayrı safmış. Bölümde olanı hak ettiler demek istemiyorum ama kaşınmışlar da.
* İyi bir serüvendi. Üçüncü bölümde biraz dağılır gibi oldum ama finale doğru topladılar. Her bölümü bir kişinin bakış açısıyla ilerletmeleri işini sevdim. Ama sezon üç değil de altı bölüm olsa daha güzel olabilirmiş gibi de gelmedi değil.
Zaman atlaması daha az, cinayetler de birazcık daha detaylı olurdu. Bu haline de bir şey demeyeceğim. Senaryodan ziyade karakter dizisi olmuş.
* Rahmetli Christie cani ve rahatsız edici olduğu kadar biraz da eksik akıllıymış sanki.
Son 5 dakikadaki bebek ittirmesi bölümün en hoşuma giden kısmıydı. İtiraf etmedi domuz herif…