Bill Skarsgård’ın başrolünde olduğu Netflix dizisi Clark’ın fragmanı yayınlandı.
8 yorum abidin77 21 Nisan 2022 16:37
Netflix, “ünlü gangster” olarak anılan İsveçli suçlu Clark Olofsson hakkındaki 6 bölümlük diziye 2020’nin Mayıs ayında onay vermişti. 2 senelik bir bekleyişten sonra, Bill Skarsgård‘ın başrolünde olacağı, 5 Mayıs’ta ekranlara gelecek dizinin resmi fragmanı yayınlandı.
Kurmaca drama dizisi Clark, işlediği uyuşturucu kaçakçılığı, cinayete teşebbüs, saldırı, hırsızlık ve onlarca banka soygunu gibi suçlara rağmen İsveç halkının tamamını kandırarak gönülleri fetheden ve “Stockholm sendromu” kavramının ortaya çıkmasına neden olan adamın hayat hikâyesini anlatıyor. Clark Olofsson’un “Vafan var det som hände” adlı otobiyografisinde açıkladığı gerçeklerden ve yalanlardan uyarlanan, yönetmenliğini Jonas Åkerlund‘un üstlendiği dizi, çağdaş İsveç tarihinin en tartışmalı isimlerinden birini kurmaca bir öykü eşliğinde ekranlara taşıyor.
Alicia Agneson, Vilhelm Blomgren, Sandra Ilar, Kolbjörn Skarsgård (çocuk Clark), Hanna Björn, Peter Viitanen, Lukas Wetterberg (ergen Clark), Agnes Lindström Bolmgren, Isabelle Grill, Adam Lundgren, Malin Levanon, Daniel Hallberg dizinin kadrosunu oluşturan isimler.
Hans Engholm, Jonas Åkerlund ve Bill Skarsgård’ın yürütücü yapımcılığını, Börje Hansson ve Patrick Sobieski‘nin yapımcılığını, Erich Hörtnagl‘ın uygulayıcı yapımcılığını üstlendiği dizinin müziklerini Mikael Åkerfeldt yaptı.
yorumlar
hele ki şu fragmanı gördükten sonra (orijinal diline hakim olmayışımıza rağmen) el mahkum izlicez.
İlk 2 bölümü izledim.
* Sezonun 6 bölüm olmasından memnun olmakla birlikte sürelerin 54-69 dk. arasında olduğundan bahsetmem gerek.
* Ciddi tonda bir soygun dizisi beklemiyordum tabii ama bunlar bayağı kafası kıyak çıktılar Bill Skarsgård da sağ olsun, eğleniyorum izlerken. Tam da bu sebeple ciddiyetim kayboluyor yalnız. Yine İsveç yapımı Netflix dizisi Anxious People‘ı da böyle izlemiştim.
* Bir de Stockholm Sendromu’ndan fazlasına girişmişler. Adamın hayatının genelini kapsayarak ilerliyorlar. Arada geriye giderek çocukluğu da veriyor falan. Gazete manşetleri etrafında olanları da beğeniyorum ayrıca.
Böyle devam eder umarım. Skarsgård bulmuşken şikayet edecek değilim zaten.
anxious people ı sevmemiştim o tarza yakın mı aytac??
O kadar da yakın değil.
Yani komedi dizisi denmez ama konusunu anlatırken komediye de çalıyorlar. Üstteki fragmanı da izlemeden girdiğim için biraz daha ciddi bir şey bekliyordum. Zira dizinin hikayesi soygun merkezli Stockholm Sendromu sonuçta.
Onun yerine yer yer gülerek bir suçlu hikayesi izliyorum resmen. Bazen de bir anda ciddi bir tona sapıyorlar falan. Zaman zaman adamın dış sesi yorumcu olarak dahil oluyor hatta.
finale doğru bir tekrar senin yorumlara bakayım o vakit.
S01E01
15-20 dakika kadar şans verdim. Abartılı bir anlatımı vardı ve hoşuma gitmedi. Bu tarz ukala tiplerden hiç haz etmediğimi de hesaba katarsak … Benden pas.
3. bölüm:
* 7 dakika kala kapanış jeneriği girdi. Ekstra sahne mi var diye baktım mecbur.
* Bu dizinin hikayesi Olof Palme hayattayken ve baştayken geçiyormuş meğerse. Araya stok görüntüler de sokuyorlar, adam karşımda bitince bir an inanamadım.
Bknz: The Unlikely Murderer.
Hadi geçmiş olsun. Nasıl başladıysa aynı ayarda ve tonda ilerleyerek bitirdi. Finalin son kısımlarını ayrı sevdim.
Bölüm sürelerinin uzunluğu sezonun ilk yarısında gözüme batıyordu ama izledikçe alıştım sayılır. Yer verdikleri mizah diline de aynı şekilde devam ettikçe alıştım. Daha ciddisine hayır demezdim tabii. unlarda Bill Skarsgard’ın payı da var tabii.
– Bir de esasında Stockholm sendromuna sebep olan Norrmalmstorg soygunu odaklı ilerlemesi daha fazla tercih ederdim. 4. bölümü ona ayırdılar… Yeri geldiğinde çocukluğa indiler ve zaman atlamalarıyla birlikte hayatının bayağı bir kısmını anlattılar.
O suçtan bu olaya derken 6 bölüme çok şey sığdı. Hala da tam bitmedi. Mini dizi görünse de anlatsalar daha da anlatırlar. Herhalde tekrara girer gerçi. Bıraktıklarında 1986’ydı. Hatta tam da Olof Palme’nin öldüğü dönemde durdular. Aklım yine The Unlikely Murderer‘a gitti.
– Diziden sonra adamın Wikipedia sayfasını okudum, hem güldüm hem de göz devirdim artık. Hiç çalışmaması ve daima suçun içinde olması falan kendisinin de bahsettiği bir durumdu da bu ne yahu?
Güya zeki birisi vs. fakat zırt pırt enselenmiş de aynı zamanda. Oradan buraya atlama derken hayatının yarısından fazlasını hapiste geçirmesi, ama bir şekilde erken çıkması ya da kaçması vs. de cabası. Bitmiyor, tükenmiyor resmen.
Not: Ben bu adamı şimdiye öldü sanıyordum niyeyse, 75 yaşında ve hayattaymış.
Gazeteci kadının Clark’a yaptığı herkesi sömürerek hayatını devam ettiriyorsun konuşması güzeldi. Yalnız “Artık önemli birisi değilsin ki,” diyerek kitabı yayınlamayacağını da söylemesi biraz gereksiz kaçtı. Bak, 2022’de adamın dizisi yaptılar işte ^.^
Ek: Bu diziyi düşününce aklıma Clark’ın iktidarsızlığına (?) yer verişleri de gelecek herhalde. Komikti diyemem açıkçası, bir noktadan sonra artık göz devirmeye başladım çünkü. Acaba gerçekte de böyle miydi? Neyse.