Bitten — tanıtım
42 yorum rpdi 11 Şubat 2014 09:15
2008 yılında Twilight‘ın (Alacakaranlık) furyasını başlattığı, vampir ve kurtadam içeren, doğaüstü temalı ve genellikle genç insanları temeline alan seriler, gerek sinemada gerekse televizyonda halen popülerliğini koruyor. İşte televizyonda The Vampire Diaries, Teen Wolf, Being Human, Hemlock Grove gibi diziler hala deli gibi reytingler almaya devam ederken; The Originals gibi yeni işler hala tutarken; sinemada da Alacakaranlık dönemini kapatıp Vampir Akademisi dönemine girmemize az bir zaman kalmışken Kanadalılar, “Bizim neyimiz eksik?” dedi ve 11 Ocak’ta bizlere Bitten’ı getirdi.
HAKKINDA
Kanada’nın Space kanalının elinden çıkan dizi, aslında girişteki örneklerin aksine biraz daha yetişkinlere hitap eden, merkezinde ergenler olmayan ama yine de özünde aynı şeyleri sunan bir kurtadam hikayesi. Kelly Armstrong‘un Women of the Other World kitap serisinin aynı adlı ilk kitabından uyarlanan Bitten’ın arkasında Lost Girl, XIII: The Series, Eureka, Masters of Horror, Jeremiah gibi dizilerin de arkasında bulunan Grant Rosenberg yer alıyor.
NOT: Kitaplar toplam 13 tane; fakat bizim dizimizdeki kurtadamların yer aldığı sadece ilk iki kitap. Diğerleri cadılar, büyücüler ve vampirlerle alakalı başka hikayeler içeriyor.
Cumartesi akşamları Space’te yayınlanıp sofralarımıza düşen Bitten’ı Amerikalılar ise hemen sonraki Pazartesi akşamı Syfy’dan izliyor.
KONU
Hayatında çeşitli zorluklarla karşılaşmış evlatlık bir çocuk olan Elena, hayatının aşkı -kurtadam olan- Clayton ile evlenip artık her şeyin yoluna girmesini umduğu sırada bir ısırıkla hayatı tamamen değişir. Artık o da bir kurt kadındır. Üstelik ısırılan kadınlar yaşayamazken, yani kurtkadın diye bir şey tarihte görülmemişken Elena, türün yeryüzündeki tek örneğidir. Sonsuza kadar kurtadam sürüsüyle yaşamak zorunda kalan Elena, bu durumu kabullenmekte zorlanırken Clayton’la da arası bozulunca bir şekilde kaçıp Toronto’da kendine yeni bir hayat kurar. Burada fotoğrafçılık işine girer ve Philip adındaki biriyle yeni bir aşka yelken açar. Toronta’daki kurduğu bu yeni ışıltılı hayatında kimse onun özel durumunu bilmemektedir.
Dizideki olaylar da bundan sonra başlıyor. Konunun geri kalanı ilk bölümden ispiyon içerir.
Kurtadamlar için kutsal sayılan Stonehaven’ındaki Kırsal Konak’ta birtakım ilginç olaylar başlayınca, Elena sürüdeki arkadaşlarının çağrısı üzerine Stonehaven’a geri dönmek zorunda kalır. Sürü, yırtıcı bir hayvan tarafından tehdit edilmektedir ve birtakım gizemli cinayetler gerçekleştirilmektedir. İki farklı hayat ve aşk arasında kalan Elena, hem bu hayatından olmamak, hem de ailesine yardım etmek için iki taraftaki dengeleri kurmak zorundadır.
KADRO VE KARAKTERLER
Elena Michaels (Laura Vandervoot)
Elena’nın tek istediği, Toronto’da sevgilisiyle birlikte yaşayıp serbest fotoğrafçılık yaparak hayatını devam ettirmektir; fakat kaderindeki bu değildir. Elena’nın gizli bir geçmişi vardır. Kendisi yeryüzündeki tek dişi kurtadamdır, Kuzey Amerika’nın Stonehaven sürüsünün bir üyesidir ve bu hayatının gerektirdiği şeylerden istese de kaçamaz.
Karakteri Smallville ve 2009 versiyon V‘den tanıyabileceğiniz, güzel ve seksi aktrist Laura Vandervoort canlandırıyor.
Clayton “Clay” Danvers (Greyston Holt)
Çocukken, Jeremy onu bulmadan önce, New Orleans’ta vahşi bir kurtadam olarak yaşayan Clay, şimdi sürüyü koruyacağına hayatı üzerinde yemin etmiştir ve grubun en sadık üyesidir. Elena’nın eski aşkı olan Clay, onu hiç unutamamıştır.
Karakteri Bitten ile bir dizide ilk kez ana kadroda kendine yer bulan Greyston Holt canlandırıyor.
Elena’nın yakışıklı, şehvetli, kararlı ve çalışkan yeni aşkı. Toronta’da bir reklam ajansında yönetici olarak çalışıyor. Elena’nın hayatında istikrarlı ve kaya gibi sağlam varlığıyla onun en büyük güven kaynağı.
Karakteri daha önce The Newsroom, The Client List, Do No Harm gibi dizilerde konuk olan ve ilk büyük rolünü şimdi alan Paul Greene canlandırıyor.
Jeremy Danvers (Greg Bryk)
Kararlı ve kusursuz bir lider. Doğuştan kurtadam olan Jeremy, babası Malcolm ile şiddetli bir çatışma sonrası Alfa konumuna gelmiştir. Lider olmanın zorluklarını her zaman hisseden ve kendine isyan edenlerle uğraşmak zorunda kalan Jeremy, ressamlık yaparak para kazanmaktadır.
Karakteri XIII: The Series ile tanıyabileceğiniz Greg Bryk canlandırıyor.
Nick Sorrentino (Steve Lund)
Nick, sürünün çapkın ve eğlenceli bir üyesi. Her zaman gülümseyerek hayatı hızlı ve dibine kadar yaşayan biri. İnsanlar tarafından ciddeye alınmamasını avantaja çeviren ve bu sayede epey bir işi beceren, koyun görünümlü bir kurt.
Karakteri Haven, Blue Mountain State, Hemlock Grove gibi dizilerde konuk olan Steve Lund canlandırıyor.
Logan Johnsen (Michael Xavier)
Toronto’da kız arkadaşıyla birlikte yaşayıp psikologluk yapan Logan, Elena’yla birlikte sürünün en insansı üyesi oluyor. Toronto’da bulundukları yıllar boyunca Elena’yla irtibatı koparmayan ve Elena’nın sürüde en fazla güven duyduğu arkadaşı.
Karakteri yine televizyonda konuk olarak boy gösteren ve ilk önemli rolünü burada elde eden Michael Xavier canlandırıyor.
SON SÖZ
Dizinin geleceğine dair bir şeyler söylemek güç. Ortak yayın yaptığı için “Reytingi her kanalını ayrı ayrı tatmin eder mi?”, “Biri vazgeçerse iptal olur mu?” gibi soruların cevabını veremiyoruz. Şimdilik tek bildiğimiz Syfy’daki reytinglerinin çok parlak olmamakla beraber fena da sayılmadığı. (İlk 4 bölüm sırasıyla 1,015-0,812-0,953 ve 1,115 milyon izleyici topladı.)
Eğer bu tarz şeylerden hala sıkılmadıysanız, mükemmel bir dizi arayışında değilseniz, “İki güzel ve seksi insan göreyim.” diyorsanız, efektlerle hazırlanan kurtların başarısız olmasına göz yumabilirseniz gayet hoşça vakit geçirten bu diziye şans tanıyabilirsiniz. Yalnız, ilk bölüm çok fazla giriş havasında olduğu için sağlıklı karar verebilmek adına 1-2 bölüme daha bakmanızda yarar var.
ÖNEMLİ BAĞLANTILAR
Wikipedia | Resmi Site (Syfy) | Resmi Site (Space) | IMDB | Facebook (Hayran Yapımı)
TANITIM FİLMLERİ
yorumlar
Yine pek güzel anlamışsın rpdi, eline sağlık.
Ben ilk 3 bölümü izledim şu ana dek ve tam da son paragraftaki izleyici tarifine uyuyorum.
Türün hastası olmasam ve peşinden tuzlukla koşmasam da bu konuda yıllardır bir sürü örnek izledim. Benim bu türde görmeye alışkın olmadığım ve dizide hoşuma giden yön, bu kurtinsanların kurt olduklarında ne yaptıklarının farkında olup sonradan da hatırlıyor oluşları.
Sonradan ek: Ah bi de şu Clay pompaladıkları kadar yakışıklı ve/ya karizmatik olaydı…
Eline sağlık @rpdi
Ben dizinin haberleri çıktığı andan beri hep kararsız arada kalıyordum dizi için; sonunda satmayı başardın. Zaten türle ilgili çok az yapım izledim tok hiç değilim, Twilight’ı da okuyup hiç izlemedim zaten. Açık açıkta güzel ve seksi bir iki insan görmek ilk hedefiyle başlayacağım diziye:) Bir ara bakmak için listeme aldım şimdilik bakalım yukarılara çıkacak mı.
Ellerine sağlık rpdi,
Ben türü daha doğrusu kurt adam türünü değil ama doğaüstü türünü seviyorum, ama zaten bu minvalde çok fazla dizi de film de seyrettiğimden, hala da seyrediyor olduğumdan kendimi türün tok alıcısı olarak ilan edebilirim sanırım. O sebeple benim izlemeyeceğim bir yapım olacak bu, bana fragmanları falan da vasat bir yapım imajı çizmişti zamanında…
Teşekkürler dizi için şimdi izleyesim geldi diziye ama sanırsam amerikada doğaüstü olayları pek seven yok çünkü cw dizileri reytinglerde full sonda
Eline sağlık rpdi.
Ben türü fazla beğenmediğimi düşünsem de önce Originals sonra da Bitten yavaş yavaş acaba ben mi yanlış düşünüyorum, seviyomuşum ben bu tür hikayeleri dedirtti. Bitten için şuan ne yapacağımı bilmez haldeyim, izlemeye devam ediyorum şimdilik… Paul Greene abimize eridim bittim :)) dizi için büyük bir artı benim gözümde.
Çok büyük beklentiyle oturulmadığı sürece, bu türde dizi de yoksa elinizde gayet yapılabilecek eli yüzü düzgün, sırıtmayan bir iş olmuş, gönül rahatlığıyla izlenebilir.
… Yazıyı beğendiysek az yukarıda ki yıldıza tıklamayı unutmuyoruz
Teşekkürler rpdi
Dizi biraz daha yetişkinlere hitap eden, merkezinde ergenler olmayan yapısı ile beni çekti. Çünkü güzel kadın ve erkeklerin oynayıp işin sadece romantizm olduğu vampir-kurtadam dizi ve filmleri bence hiç çekici değil. Bir tek True Blood ilgi çekiciydi aralarında benim için. Çok büyük umutlarla başlamadıkça gayet iyi bir dizi olacağını düşünüyorum. Kal El’imizin güzeller güzeli kardeşi Laura da diziyi izleten önemli etkenlerden birisi olacaktır. Tek hayal kırıklığım kurt adamların kurt şeklinde gösterilmesi oldu. Ben daha ziyade The Wolfman filmindeki ya da Harry Potter serisindeki Lupin gibi insan-kurt görünümlerini daha çok beğeniyorum.
Son olarak dilimizde werewolf için ayrı bir karşılık olması lazım. Female werewolf tamam da kadın kurt adam nedir 3 şeyin birleşimi gibi
kurt adam ve kurt kadın değil mi ki çevirisi?
Beğenen herkese teşekkür ederim.
Ben de açıkçası daha 3 bölüm izledim, kalanını biriktirmeye karar verdim. Yardırmasa da fena değil. İzleyen hoş vakit geçirir, izlemeyen bir şey kaybetmez. Yalnız ergenlerden gına gelmişken bu kadro cidden biraz daha cazip geliyor; ama yine aşk üçgeni mevzusu var. Gerçi True Blood’da sanırım altıgene kadar ulaşmayı başardıkları için çok da sorun değil buradaki üçgen.
@For06ever ve @ozgun14: Ben yazıda bir yerde kurtkadın, bir yerde de dişi kurtadam diye kullanmışım. İkisi de doğru bence. Kurtadam kalıplaşmış, illa erkek olacak diye bir şey yok. Yorumunda dkamoy kurtinsan demiş. O da olabilir.
İlk bölüm itibariyle diziyi takipteyim. Görsel efektler açısından pek tatminkar olmasa da sıkılmadan izlediğimi belirtmeliyim. Uzun soluklu bir dizi olacağını pek düşünmüyorum ki zaten alınan raiting sonuçları da bunu destekler nitelikte. Kendi türü arasında birçok diziyle yarışıyor ve bunların yanında sönük bir başarı gösteriyor olması akıbeti ile alakalı öngörüler sunuyor doğal olarak. Büyük beklentiler içerisinde olmadan izlenirse şayet keyif alınabileceği kanaatindeyim..
http://www.youtube.com/watch?v=6kRRYNUl0FQ
https://www.youtube.com/watch?v=8kgZ2Xm7Jgo
https://www.youtube.com/watch?v=3nEjryHXKbA
https://www.youtube.com/watch?v=am0ixTIr02s
https://www.youtube.com/watch?v=O-m-jEihYSU
http://www.youtube.com/watch?v=xNZ61dOIFEI
http://www.youtube.com/watch?v=kIkTMhPK3JQ
2. sezonun kesin tarihini biliyor musunuz?
7 şubat
Sağ kolondaki Önemli Başlıklar’ın içinde (veya 22viki’de bulunan) Sonbahar-Kış Takvimi‘nin bana verdiği yetkiye dayanarak 7 Şubat diyorum.
Bu dizi nedense çok ilgimi çekti.Onay alırsa izleyebilirim.
Onay alırsa derken..?
@dkamoy:Yani 3.sezon onayı alırsa.Ama onay almazsa bile düzgün bir sonu varsa izlerim.Şimdi başlamak isterdim de dizi listem dolu yaza ancak.
teşekkürler bilgi için. ben umudumu kesmiştim 2. sezondan resmen.
https://www.youtube.com/watch?v=5DcXwsorh9E
https://www.youtube.com/watch?v=F-4MqbTHcoA
http://www.youtube.com/watch?v=Yqw7jh05gRo
http://www.youtube.com/watch?v=8pPBGgOk2TM
Bitten, 3. sezon sonunda bitiyor mu yani?
https://www.youtube.com/watch?v=8bvyZUvpTak
kadından dolayı ara ara izleyesim gelse de sanki kurt adam kurt kadın vampir cadı mevzularını bu seviyeden sonra kaldıramam gibi geliyor. yönlendirilebilirim tabii
S01E11
Son 10 dakikada tempo epey yükseldi, güzeldi.
Sırf Laura Vandervoot’u doya doya izleyebilme fırsatı yakalamak için başladım diziye. İlk 3-4 bölümde bolca kadrajda yer aldı ve niyetime ulaştım diyebilirim. Sonrasında yavaş yavaş ana konuya girdiler, ilk bölümlerdeki fena bulmadığım atmosfer dağıldı, yeni karakterler eklendi falan derken Laura Vandervoot’un aldığı süreler de azaldı haliyle. Dizi de beni daha az memnun eder hale geldi doğal olarak.
Konu bazında çok bir şey anlattığını, kayda değer bir hikayesi, albenisi veya derinliği olduğunu söyleyemeyeceğim şu ana kadar. Tek dişi kurt vurgusu hoşuma gidiyor ama. Özel kılıyor Elena karakterini. Karakter bazında ise Cleyton, Jeremy ve kötü karakter niyetine sunulan kişilerde bir olmamışlık hakim. Nick ve Philip ise batmıyor. Logan, Rachel, Diane’i ise sevdim. Elena’nın doğal olarak hastasıyım zaten.
Bu arada; bu dizi ile ilgili daha önce sağda solda gözüme ilişen karelerdeki tek dişinin Laura Vandervoot olması ve tanıtımda da başka bir hatun karakterden bahsedilmiyor oluşu dolayısıyla bu dizinin kadın yan karakter barındırmadığı, tamamen erkeklerden oluşan bir çevrede tek kadının Laura Vandervoot olduğu gibi bir imaj oluşmuştu uzaktan uzağa bende. Rachel ve Diane’in varlığı mutlu etti bu sebeple beni.
Şimdilik izlemeye devam!
Bu arada ben uzun bir aradan sonra geçenlerde 2. sezonun ilk bölümünü izledim ve diziyi bıraktım. Doymuşum ilk sezonda. Hiç çekmedi beni.
12. bölüm rezalet seviyede uyku getirici olunca bu bölümden de umudu kesmiştim açıkçası. Ama beni yanılttı, yeterince güzel bir kapanış olmuş kesinlikle.
*Kapanış sahnesi de vurucu olmuş.
*Rachel’ı Nick’in sakladığını düşünmüştüm bir an. Fazla ön plana çıkartmasa da kıskanç bir yapısı mevcut malum. İyi de bir hamle olabilirdi aslında. Kaçıranın Jeremy’nin babası çıkması hayal kırıklığı oldu bu yüzden.
*Bölümün adı ‘I Want Elena!’ olsa daha güzel olurmuş bence. Bu bölüm en çok dillendirilen konu buydu malum. Bu durum ve Elena’nın bu duruma vereceği tepkiler 2. sezonu daha izlenir kılacak gibi duruyor.
*Bu dizide kavga sahnelerinde arka fonda çalan müzik seçimlerine hastayım. Onlar kavga ederken benim kalkıp dans edesim geldi bu bölüm mesela. Cidden hoşuma gidiyor bu arada, farklı bir hava katıyor kesinlikle.
S02E03
Güzel bölümdü.
Cadıların da dahil olmasıyla ilk sezondan daha ilgi çekici bir şekilde ilerliyor şimdilik hikaye. Aman diyeyim bozmasın!
S02E04
Baya baya iyiydi bu bölüm yahu!
Dizi, kendini aşmaya başladı. İlk sezonla bu sezon arasında dağlar kadar fark var şu ana kadar. Her bölüm üstüne koya koya ilerliyor, gittikçe daha da güzelleşiyor. Bu sezon katılan karakterlerin katkısı çok büyük bu gelişimde. Aman diyeyim nazar değmesin!
Claytonsız bölümün tadı da bir başka oluyormuş gerçekten. Yokluğu diziyi o kadar pozitif etkiliyor ki anlatmam yani.
Yine çok güzel bir bölümdü.
O kadar güzel bir sezon oluyor ki sanki Julie Plec bir yardımcı senaristini göndermiş de ona yazdırmışlar sezonu. İlk sezonda ortalıkta bir hikaye bile yoktu neredeyse, rüzgar nereye eserse doğaçlama bir şekilde o yöne savruluyordu tabiri caizse senaryo. Ama bu sezon çok doğru işler yapıp maksimum 6/10 seviyesindeki ilk sezonu 8/10 luk bu sezonla şamar yağmuruna tuttular adeta. Bu sezon kadroya katılan 4 yeni karakterden üçü ve ilk sezonda parlayamayan Nick diziyi taşır hale geldi, Elena ve diğer ana karakterler destek kuvvet pozisyonuna geriledi. İlk sezonunu sadece Laura Vandervoort’u görmek için izlediğim dizi her bölüm keyif verir hale geldi.
Sezon finali ve final sezonunda da aynı duyguları taşımam dileğiyle.
Birkaç tane gözüme batan, basit kaçan şey olsa da görmezden geldim bu güzel sezon hatırına. Onun dışında beğendim ben bu kapanışı, güzeldi.
Son görü, final sezonunda Elena’nın
önyargısıyla bırakıp gitti. İyi mi olur kötü mü bilemedim şimdi.
Merdivenlerdeki kavga sahnesi gayet şık olmuş bu arada.
S03E01
2. sezonun kalitesinden eser yoktu ne yazık ki!
Dizinin en sıkıcı bölümlerinden biriydi. Jeremy’yi saçmalatarak diziyi de saçmalatmışlar, hiç mi hiç olmamış. Hiç memnun değilim bu sezonki yol haritasından.
S03E05
Bölüm için bir araya getirdikleri 3 ikili de doğru hamle olmuş, muhabbet konuları da doğru seçilince izlemesi keyifli bir bölüm oldu.
Bu sezon sıkıntıdan patlamadan izlediğim ilk bölüm bu oldu.
S03E06
Doğaüstü dizilerde cadılar illaki olmalı! Yoksa yağsız, tuzsuz yenen yemek gibi oluyor o dizi.
Paige’i tekrar gördüğüm için sevindim bu sebeple. 2. sezonun 4 yıldızından ikisi olan Paige ve Nick’in tekrar bir araya gelmesi ile Paige-Nick-Rachel sahnelerini izlemek ekstra keyifli bir hal aldı. Cadılar, 2. sezon sonunda diziden ayrılmamalı, 3. sezonda da kadrolu oyuncu olmalıydı. Keza Nick’in sahneleri de kısılıp ilk sezon seviyesine indirgenmemeliydi. Lakin belli ki bir başrol kaprisi yaşandı ve böyle gerzekçe bir yola girildi.
Bu üçlünün sahneleri dışındaki sahneler sıkıntıdan patlattı yine bu arada.
S03E10 (FİNAL)
Çok iyi olmasa da yeterince başarılı bir kapanış olmuş. Memnun kalktım başından.