Black Mirror — tanıtım | 3 Film Birden
364 yorum dkamoy 23 Aralık 2011 16:00
İngiliz ekranlarından karşımıza gelen 3 bölümlük mini dizi Black Mirror, akranlarından biraz farklı, kaçırmamanız gereken bir dizi. Her bölümü diğerinden ayrı oyuncular ve apayrı konular içeren dizinin ana teması modern dünyamızın tekno-paranoyası. “O ne demek?” derseniz dizinin yaratıcısı Charlie Brooker‘ın (Dead Set) sözleriyle, işte sizlere temanın en güzel tarifi :
Teknoloji bir ilaçsa -ki bir ilaca benziyor- yan etkileri tam olarak nelerdir? Black Mirror (Kara Ayna) dizisi, (teknolojiden kaynaklı) keyif ile huzursuzluk arasındaki bu alanda kurgulanıyor.Başlıktaki kara aynayı dizideki her duvarda, her masada, herkesin avucunda göreceksiniz : Televizyon, monitör, akıllı telefonların soğuk, parlak ekranı
Gelin, teknoloji çağının üzerimizdeki etkisini güzel bir kurgu ile burnumuza sokan bu dizinin birbirinden bağımsız bölümlerine birlikte bakalım.
Black Mirror, İngiliz Channel 4 kanalında 4 Aralık’ta yayınlanmaya başladı ve 3 haftada sona erdi, zira 3 adet birbirinden bağımsız kısa film gibi bölümü var. Öyle ki her biri farklı yazar, yönetmen ve oyunculara sahip. Üstelik süreleri bile farklı. Üçlemenin ortak paydası ise hayatımızı kolaylaştırması beklenen teknolojinin, bizi nasıl avucuna aldığı ve sosyal yaşantımızı nasıl da alt üst ettiği. Hatta şu makalede konu, “Teknolojik zamazingolara olan bağımlığımızın karanlık tarafı” diye özetlenmiş.
Haydi, bölümlerin künyeleri ve konularına geçelim.
The National Anthem
The National Anthem
The National Anthem (Milli Marş)
Süre : 43 dakika
Yazan: Charlie Brooker
Yöneten : Otto Bathurst
Oyuncular : Rory Kinnear, Lindsay Duncan, Tom Goodman-Hill, Donald Sumpter, Lydia Wilson, Allen Leech, Anna Wilson-Jones
Bu bölüm çok başarılı ve sürükleyici bir politik gerilim hikayesi. Oldukça ilginç bir konusu var.
Bölümün ana kahramanı Michael Callow isimli bir başbakan. İngiltere kraliçesinin kızlarından biri olan Prenses Susannah’nın kaçırılması ile başlıyor tüm macera. Prenses’i kaçıranlar, başbakandan canlı yayında televizyonda öyle bir şey yapmasını istiyorlar ki olmaz olsun. Dizinin 5. dakikasında ne olduğu anlaşılan bu ayrıntıya -ispiyon etmemek adına- burada yer vermeyeceğim. Teknoloji sayesinde tüm dünyaya mal olan bu olayla (twitter, youtube, tv kanalları, Allah ne verdiyse sayesinde ülkece şerefleri iki paralık olmuş durumda) başbakan kişisel ve politik bir çıkmaza sürükleniyor. Hükümetin, halkın, başbakanın ve ailesinin bu durumla başa çıkışını, yaşanan gerilimi izliyorsunuz bir çırpıda.
Gerçekten izlemeye değer, “Ne zaman başladı da bitti?” dedirtecek kadar sürükleyici bir bölüm. Hoş bir kısa film de denebilir.
15 Million Merits
15 Million Merits
15 Million Merits (15 Milyon Meziyet)
Süre : 1 saat
Yazan : Charlie Brooker ve Kanak Huq
Yöneten : Euros Lyn
Oyuncular : Daniel Kaluuya, Jessica Brown-Findlay, Paul Popplewell, Rupert Everett, Julia Davis, Ashley Thomas
Bu bölüm, tam bir geleceğe dair bilim kurgu filmi havasında The Prisoner’a yaraşır ortamlarda başlıyor. (Hatta ilerledikçe “Acaba The Island (Ada) filmini baştan mı izleyeceğim?” diye merak ettirmedi desem yalan olur. Ama hayır, öyle olmadı.) Bilim kurgu seven sevmeyen herkese hitap edebilecek 1 saatlik bir kısa film aslında bu bölüm. Bu bölümde, televizyondaki eğlence programlarına olan açlığımız hicvediliyor.
Konuyu ispiyonsuz şöyle özetleyebilirim :
Sanal yaşam konsolları (X-box, Playstation 3 vb.) tüm hayatımızı sarsa ne olurdu?
15 Million Merits
Biraz ispiyonlayarak konusuna giriş yaparsak…
Gelecekteki bu dünyada, herkes egzersiz bisikletlerine binerek Merit (meziyet) denen bir tür gelir elde ediyor. Ne kadar çok pedal çevirirseniz o kadar çok meritiniz oluyor. (Pedal çeviremeyenlerdenseniz aşağılandığınız başka işler yapıyorsunuz.) Bisiklet pedalı çevirmediğiniz zamanlarda küçücük bir odada yaşıyorsunuz. Tek kıyafetiniz de gri bir eşofmandan ibaret. Odanızın dört bir tarafı ekran. Üstelik, baktığınız ekranlarda çıkan reklamları izlemezseniz meritleriniz azalıyor.Her bireyin kendine ait bir sanal avatarı var. O meritlerle avatarınıza kıyafet alıyor, onu çeşitli imajlara sokuyor, etkinliklere katılıyorsunuz.
15 Million Merits
Sürekli sağda solda bir ekrana bakarak sanal dünyada yaşayan bu insanlığın nereye gittiğini merak etmediniz mi? Peki bu kurgunun bir aşk hikayesi ve “Yetenek Sizsiniz” gibi bir yarışmayla nasıl birleştiğini de mi merak etmediniz? Bence etmelisiniz ve bu 1 saatin de ustaca kotarıldığına, birçok filme taş çıkarttığına tanık olmalısınız.
The Entire History of You
The Entire History of You
The Entire History of You (Senin Tüm Tarihin)
Süre : 48 dakika
Yazan : Jesse Armstrong
Yöneten : Brian Welsh
Oyuncular : Toby Kebbell, Jodie Whittaker, Tom Cullen
Diğer iki bölümden aşağı kalmayan bu bölüm, alternatif gerçeklik içeriğiyle bir bilim kurgu. Ama bu da sosyal bilim kurgu türüne girdiğinden, bilim kurgu seven sevmeyen herkese hitap ediyor. Hatta bir “ilişki dizisi sever” için rahatlıkla tavsiye edilebilecek bir içeriğe sahip.
Konusu gayet yaratıcı; şöyle ki…
Öyle bir dünya düşünün ki insanların beyinlerine bir çip takılıp, tüm yaşadıkları (gördükleri/duydukları) bu çipe kaydedilebiliyor. Bu sayede bütün hatıralarını tekrar izleyebiliyorlar. Hatta yetmiyor, dilerlerse istedikleri insanlarla bir ekrana yansıtarak birlikte izleyebiliyorlar. İleri, geri alabiliyor, belli sahneleri yakınlaştırabiliyorlar (zoom edebiliyorlar). Böyle bir dünyada, genç kahramanımız Liam ile karısının bu teknoloji sayesinde nereden nereye savrulduklarını adım adım izlerken bakalım sizin de duygusal anlamda sarsıldığınız anlar olacak mı.
Üç bölümdeki oyuncuları da (özellikle başroldekiler) fazlasıyla başarılı bulduğumu eklemeden geçmeyeyim ve sizi bu üçleme için hazırlanan ispiyon yemeyeceğiniz tanıtım filmi ile başbaşa bırakayım.
http://www.youtube.com/watch?v=S8I8uZ0TpoU
Aşağıdaki, ispiyon içerdiğini düşündüğüm, bölümlere özel tanıtım filmlerini izleyip izlememek size kalmış.
yorumlar
editörümüz bi de altyazılara el atsa süper olacak ingilizce altyazıyla izlemeye üşeniyorum.
aslında biz de kendi içerimizde bi altyazı grubu kurabiliriz diye düşünüyorum, bu konunun tartışılmasını talep ediyorum
@xenith: Ben de diyorum niye desperate houseboy dışındakiler intibalarını yazmadı hala.
Ah o altyazı işine zamanında girişip (ingiliz dizileri ve glee posketleri için tanıtım filmlerinin altyazılarını hazırlamıştım) çok çok zaman harcadığımı farketmiş olmasam…
Genelde bir dilden diğerine hızlı geçiş yapamadığımdan çok ağır geliyor çeviri yapmak bana. Yoksa şu Threeesome’ı çevirmeyi, Türk izleyicisine sunabilmeyi çok istedim.
Enerjimi çekiyor çeviri işi, yapanlara da hayranım.
Bu altyazı konusu forumda tartışılabilir belki..?
Şimdi link versem reklam olur da yabancı dizileri yayınlayan sitelerden birinin kendince oluşturduğu ufak bir çevirmen ağı var. (Kaç kişi,ne kadar aktifler vs. bilmiyorum) Neyse, işte bu sitede şu an türkçe çevirili halde yayınlanıyor Black Mirror.
Hatta “Artık beni izlesene” dercesine gözüme takılıp da duruyor. İnternetten dizi izlemeyi sorun yapmayanlar bu yolu kullanabilirler. İlgilenen olursa yardım etmeye çalışırım.
(Gerçi sitenin neresi olduğu muhtemelen tahmin edilir de . Adamların özel çevirileri Divxplanet’e kasten eklemediklerini söylememe gerek yok sanırım)
@aytackara: bildim valla o siteyi, ben internetten dizi seyretmiyorum ama o site sanırım en iyi dizi sitesi, bulur arkadaşlar nasılsa, bu arada aklıma takıldı, magnezyumun simgesi Mag mıydı, Mg mi? :), (iç ses: ulan hiç belli etmiyorsun)
@abidin77 Benim dizisine göre izlediğim oluyor. Açıkçası her şeyi indirmeye üşeniyorum.
Hiç belli etmediğin için tebrik ediyorum seni (şaka bir yana, şu zamana kadar gördüklerim içinde profesyonellik açısından en kalitelisi onlar. İnternetten izlenecekse de bu tarzda bir yerden izlendiğinde diziler hak ettiği değeri görür hiç değilse)
@aytackara: öyle öyle, bende sözlüklerin birinden tesadüfen görüp adını, girdim, beğendim baya, reklam kirliliği falan da yok, bulamayan arkadaşlar olursa özelden bildiririz, yani Homeland falan değilse de mini diziler falan izlenebilir mesela,güzel
Henüz ilk bölümü izleyebildim, üçünü de izliyip öyle intibalarımı yazacaktım Şu siteyi söylemeniz ne iyi oldu, kalanını türkçe altyazıyla izliyim o zaman
2012 açılışımı Black Mirror ile yaptım. Hakikaten güzelmiş. Özellikle ilk bölümü çok beğendim. Ben de desperate houseboy gibi bir sıralama yapacak olursam 1’i başa koyuyorum. 2 ve 3 arasında bir ayrım yapamayacağım ama
Rötarlı da olsa bitirdim sonunda. Sonuç: 1>3>2
#1.Bölüm Böyle içten etkileyen bir bölüm izlemeyeli ne kadar oldu bilmiyorum. Ne zaman başladı da bitti neredeyse anlamadım. 5. dakikadaki spoilerı biraz olsun tahmin ettim de istekteki “karşı taraf” kısmı aklıma gelmezdi. Ciddi rezillik Ama her şeyiyle10 numaraydı!
#2.Bölüm Genel olarak sevdim, hele sonlara doğru çok güzel gitti (oyunculuk dahil) ve bağladılar. Ama 1 saat bu bölüme fazlaydı. 45 dakika olsaydı daha çok severdim, bazen sıkıldım. Bir de böyle bir dünya istemezdim kesinlikle.
#3.Bölüm Sonu tahmin edici olsa da işlenişi gayet güzeldi. Kesinlikle böyle bir çip istiyorum ben, ilişkilerin gidişi falan sorun değil, gerekli böyle bir şey bana
Tanıtım için tekrardan eline sağlık.
Bu dizinin türkçe altyaz mevzusu ne oldu? 1. bölüm bulunuyordu, 2. ve 3. bölümleri online izleyenler olmuştu en son. Sonradan 2. ve 3. bölümlerin altyazıları da çıktı mı?
çıkmamış, zaten ilk bölümde vasatmış
İlk bölümü gayet güzeldi. Kim, nerede, neden gibi olayın detaylarına girmeden sözünü söylemiş adam. Bir kaç oynamayla bir film haline bile gelebilirmiş bence.
Ayrıca ilk bölüm altyazısı pek tatmin edici değil. Vasat denmiş ama çevrilmemiş yerler var ve kimi yerlerde motamot çeviri yapılmış.
@dkamoy: İlk bölümü izledikten 1-2 hafta sonraydı. 2. bölümü izleyecektim, sonra bir baktım 3. bölümü açmışım. “İyi, zaten 3ü daha çok merak ediyordum, önce bunu izliyim” dedim. O günden beri de 2. bölüme bir türlü vakit bulamamıştım. Bak varmış bunda bir hayır , senin hazırladığın altyazıyla izlemek kısmet olacakmış
@rpdi : Sen de hemen sobelemişsin maşallah. Ben o altyazı onay filan alacak diye beklediğim için burada duyurmamıştım. Madem herkese görünüyor o zaman duyuralım.
Türkçe altyazı bekleyenler için 2. bölümü çevirdim. Arayan bulabilir.
Şu anda yetersiz olduğu söylenen 1. bölüm ile uğraşmaktayım. O da sanırım yarına biter.
ben de ilgili sitede görüp buraya teşekkür etmek için girmiştim ancak benden önce davranan olmuş
sevgili editörümüze çok teşekkürler.
Daha izlemedim; ama sırf dkamoy çevirdiği için de mutlaka izlemem artık ne de olsa bu kalitesini ortaya koyuyor dizinin. Çünkü hep düşünmüşümdür neden editörümüz altyazı hazırlamıyor diye demek ki bu diziyi bekliyormuş eline sağlık.
@xenith : Afiyet olsun. Bakalım beğenecek misiniz diziyi.
@drlazy: Yukarıdaki yorumlarımdan birinde yazmıştım aslında niye altyazı işine girmediğimi. Benim çok elimi oyalayan bir iş çeviri. Ağır çalışıyorum ve sonuçta da çok iyi bir iş çıkarttığımı düşünmüyorum. Ama bu dizinin Türkçe alyazısının Dizimag‘daki sistemin dışında bir ortamda olmamasına üzüldüğümden, bir süre önce başladığım 2. bölüm çevirisini bu haftasonu bitirdim. İlk bölüme de giriştim ama her zamanki gibi ağır ilerlemekteyim. Yarın demiştim ama sonraki güne kalabilir, şimdiden uyarayım.
Hiç önemli değil gecikebilir istediği kadar o konuda aceleci olmayıp saygı göstermek gerekiyor her çevirene, çünkü ben de çeviri yaparken yorulduğumdan daha bir bölüm çeviri tamamlayamadım hep niyet ediyorum yarılıyorum sonra bırakıyorum anlıyorum bu konuda yani sizi. Kolay gelsin o zaman ne zaman çıkarsa izleriz.
ben de bölümler var ama altyazı olmadığından istek gelmiyordu, dkamoy 2yi çevirmiş şağolsun, 1e de el atıyorum diyor, eğer 3ü de çevirmeyi düşünüyorsa, ben de bekleyeni olabilirim. Diğer türlü çünkü ilk ikiyi beğenip üçüncüyü izleyememe durumu var, isteği öldürüyor.
@ozgun14: Müşteriler ilk ikisinden memnun kalırsa, üçüncüye de girişeceğim elbette.
o zaman süper, şimdiden kolay gelsin, ve bittabi teşekkürler.
@altyazıyı kullananlar : Demin divxplanet’ta da yazdım, buraya da not düşeyim.
İkinci bölümün dkamoy’dan çıkan altyazısını beğenip beğenmediğinize dair olumlu/olumsuz görüşlerinizi, eleştirilerinizi paylaşırsanız sevinirim. Editör çeviriyi “vasatın altında” diye tanımlamış. Neden öyle tanımladığına dair teorilerim var (forumdaki onaysızlık gerekçeleri başlığına bakmıştım) ama tüm bölümü bu altyazı ile izleyenlerin de görüşlerini almak, takıldığınız, gıcık olduğunuz yerleri güncellemek, iyileştirmek isterim.
Ben bölümü izlemedim ama altyazını incelemiştim, vasatın altında denmiş ama, bir kaç gerekçesini paylaşabilirim. Özelden gönderiyorum. Umarım yanlış anlamazsın.
Açıkçası bu siteden de tanıdığım kadarıyla diziyi ingilizce bilmeyenler için yeterli derecede çevirmiş olduğuna inanıyorum.
Eğer 3. bölümü de çevirirsen, onaylı altyazıyı beklemeden senin altyazınla izlemeyi düşünüyorum. (çevirmen masklılardan 3 bölümü de çevireceğini iddia eden biri vardı bu arada.)
@ozgun14: Altyazıda “devam eden cümleler için sona/başa üç nokta koymak” gibi teknik değil de birebir çeviri ile ilgili şeyleri merak ediyorum ben ve evet üstte de dediğim gibi fikirlerini çeviriye dair (altyazıya değil) paylaşmak için zaman ayırırsan çok sevinirim.
Bu arada ben 2. bölümü çevirince “1. bölümünki, kötü, onu da çevirsene” diyenler olmuştu. O yüzden ona girişmiştim. Ama sonradan farkettim ki o beğenilmediğini sandığım çeviri için editör “vasat” demiş. Bunu farkedince “ilk bölümle hiç uğraşmayayım daha iyi yapan biri varken” diye düşündüm. Ama sonra fps farkından dolayı ilk bölümü yine de tamamlayıp yollayayım kararına vardım sonunda. Sanırım 1. bölümü yeniden çevirmem yarın biter ve gönderirim.
3. bölüme girip girişmemek konusunda hala emin değilim. Hali hazırda hatırlayıp girişti ilk bölümü çeviren kişi nasıl olsa. Ondan kötü çeviriyorsam hakikaten durayım, herkes kendi bildiği işi yapsın modundayım. (Çevirmenlik biraz teknik, biraz da sanatçılık gerektiren bir iş sonuçta ve ben bu konuda ne tecrübeli, ne kabiliyetli ne de eğitimliyim.)
@dkamoy benim de tecrübem, kabiliyetim ya da eğitimim yoktu ama az çok beğenenler çıktı=) Ve çok çok iyi olmasa da onay aldılar. Daha önce dediğim gibi vasat olması muhtemelen basit çeviri kurallarındandır.
@tyndale : Öyle “küstüm oynamıyorum” modunda değilim. Gayet, “şu 2. bölümü yapabildiğim kadar düzelteyim de bari sonradan kullanacaklara daha kaliteli bişiy gitsin” modundayım. Teknik kısmıyla ilgili nelere takılındığı konusunda fikrim var. Çeviri ve imlasal açıdan hataları merak ediyorum. ozgun14 bir iki güzel ipucu verdi sağolsun (cümle sonlarında nokta koymadığım yerler ve okumayı zorlaştıran uzunlukta satırlar kalmış anladığım kadarıyla).
Yine de şu 3 nokta mevzusuna girişmekten, 3. kişilerden gelen sesleri temsilen satır başındaki ‘ işareti ya da müziklerde görünen ♪ işaretini kaldırmaktan yana değilim.
Gerçi bunlar hala çevirisel değil, teknik şeyler ama…
Neyse bakıcaz artık yiğidin yoğurt yiyişine
genelde çeviri yeni bir çevirmen tarafından çevirildiyse ufak tefek hatalar nedeniyle direkt farkına varırım. benim için imla kuralları veya diğer şeyler çokta önemli değil, altyazının akıcılığına bakarım. senin çevirinin bir kojiro çevirisinden farkı yoktu zevkle izledim. neye göre vasat vermişler anlamadım:S
Bu arada 2.bölüm çok hoşuma gitti, şimdiye kadarki favorim. bence öncekilerle uğraşmayı bırakıp 3.bölüme geçmelisin. çeviriyi sabırsızlıkla bekliyoruz
@xenith: Teşekkürler. Bu arada “vasat” değil, “vasatın altı” Vasat deseler çok takılmazdım (zira, bence vasat bir çeviri oldu).
Bu arada 2 ve 3 benim, senin gibi bilim kurgu meraklıları için gerçekten bir sürü filme ve diziye bin basıyor, kesinlikle katılıyorum.
an itibariyle 3.bölümü de izledim ve wooow diyorum. 2 ve 3. bölümler son zamanlarda izlediğim en kaliteli yapımlar idi. izlemeyenlere şiddetle tavsiye edilir.
Bu altyazı mevzuunu son kez dile getireyim. Geçen hafta, Tyndale ve Ozgun14’ün yardımları ile nelere takıyor admin’ler diye keşfedip, bazı yerlerini değiştirdim o 2. bölüm altyazısının. Farklı fps için olan halini de yükledim.
Bu arada ilk bölümün de 25fps’lik başka bir altyazısını gönderdim. Her üçü de kabul gördü.
Üçüncü bölümün, çevirmeni tarafından özen gösterilmiş, düzgün bir altyazısı olduğu için ona hiç girişmedim, girişmeyeceğim.
Böylece bu dizinin de çeşit çeşit türkçe altyazısı olmuş oldu, iyi oldu. Vatana millete hayırlı uurlu ossun
şimdi izleme fırsatı buldum üç bölümü de, rahatsız ediciydi ama çok güzeldi, güzel vurgular vardı. çevirini de beğendim. dikkatimi çeken bir sorun görmedim, ama bir yerden sonra konuya girince de altyazıya pek dikkat etmedim.
black mirror için 2.sezon onayı geldi.gene 3 bölüm olacak.
@abidin77: A-a??? İşte buna çok şaştım. Meraklandım da… Dur, hemen son iptal/devam listesine ekliym bunu da. Teşekkürler haber için.
Daha yeni bitirdim , hemen yazmak istedim birbirinden güzel üç ayrı bölüm yapmışlar çok beğendim.Bölümlerin süreleri özellikle ikinci bölümün süresini pek dikkate almadım; film şekline izledim.Her birinde farklı bakış açıları ve vurgulamaları başarılı buldum.Çeviri konusunda bir sıkıntı yaşamadım ,ikinci sezon onayını almasına ayrı mutlu oldum.Sezon onayı haberi içinde teşekkürler @abidin77
imbd’ye göre 28 Ocak 2013 Pazartesi günü (bize Salı yani) 2.sezonu başlayacakmış.
Pek güven vermese de imbd.
ben de ocak diye duymuştum, aklımdaydı.
Ben bunu mini dizi sanıyordum oysa ki.(Gerçi bu dizi bile sayılmaz.Daha çok tv filmlerinin aynı başlık altında paketlenmiş hali) Ama ilk sezon gibi olacaksa neden olmasın diyorum.
bir “tutan formatın uzatılması” sendromuyla daha birlikteyiz. neyse ki bunda şikayetimiz yok.
Black Mirror – 2. sezon trailer: 1 dakika
Aslansın aytackara!
Rica ederim. Bir de çıkalı 2 gün olmuş, daha yeni haberim oldu. Başlasa da izlesek!
@aytackara: “Bir de çıkalı 2 gün olmuş”
O yüzden diyorum aslansın diye. Emniyet ağım gibisin.
@dkamoy Sen de sağol. Hem üstteki yazı için hem de bunca zamanlık sabrın için!
Ben ilk sezonuna bayılmıştım gerçekten farklı senaryoları ile 3 bölüm de beni benden almıştı. Fragmanı da çok sevdim, teşekkürler @aytackara…
Yukarıda @abidin77 “IMDB’ye güven olmasa da…” diye başlayarak Black Mirror için 28 Ocak diyordu. Zira site tarihler konusunda olmadığını bir kere daha kanıtladı.
Kanalın bu akşamki programında Black Mirror falan yok + bu da Şubat içinde yayınlanacak demiş. Kim bilir hangi gün… Zaten belli olsaydı fragmanda da söylerlerdi, daha orada bir sorun vardı ya neyse.
11 Şubat
Robert Downey Jr. Channel 4’dan yayın hakkını satın almış, ilk sezonun 3. bölümünü film yapıyormuş. Hatta George Clooney de niyetliymiş ama haklar Downey’de kalmış. Öyle diyor.
Nasıl bir şey çıkacağını çok merak ettim şimdi, umarım yüzlerine gözlerine bulaştırmazlar.
malum yerlere ilk bölüm düşmüş… güzel olmuş güzel…
Ah meraktan çatlıyorum da ilkinde de bekleyip bekleyip topluca izlemiştim bunda da dayanabilirsem niyetim o. Sonra kendi kafamda sıralamalar yapıyorum. Mesela ilk sezonda en çok beğenilenden en aza doğru: 1-3-2 idi.
Bu sezondan tek beklentim, orjinalliğini koruması…