Online platformların egemenliği ele geçirmesi ile eskisine göre biraz gözardı etmeye başladığımız kablolu amerikan kanallarımızdan Showtime’da 2019’dan bu yana yayınlanmakta olan ve çoğunluğun radarından kaçan bir kara mizah dizisine bakalım bugün: Black Monday (Kara Pazartesi)

Dünya borsalarında (“borsa”yı duyunca kaçma hemen, dur hele) yaşanan gerçek bir olaydan esinlenerek hazırlanmış olan dönem dizimiz yarımşar saatlik kara komedilerden. 10’ar bölümlük 2 sezonu deviren dizinin, şu anda 3. sezonu yayında ve şimdilik 4. sezon onayı yok. (Sezon içinde konusunu sona erdiren bir tarzı olduğu için bu onaysızlık sizleri endişelendirmesin. Siz seyrinizin keyfine bakın.)

Konu

Gerçek olay demiştik… Hemen Vikipedi’den alıntı yapalım: 19 Ekim 1987’de dünya borsalarının kısa bir zaman zarfında büyük değer kayıpları yaşaması sonucunda o güne Kara Pazartesi ismi verilmiştir.
İşte dizimizin ilk bölümü tam da bu günde başlayıp, 1 yıl geriye sarıp olayların -sözümona- merkezindeki bir grup cin fikirlinin bu güne kadar nereden, nereye, nasıl geldiğini anlatıyor. Birbirinden uyanık, zeki, şaşkın, dalavereci, saf, ilginç, meteliksiz, zengin tipin yaşadığı gelişim, durumların karmaşıklaşması, en beklemediğiniz anda en beklemediğiniz olayların vuku bulması derken “borsadan anlamam ben ya, meh” diyen izleyicisini konunun içine çekiveren bir komedi drama Black Monday.

Dizinin yaratıcıları Jordan Cahan ve David Caspe. Yapımcıları arasında Seth Rogen, Evan Goldberg ve Don Cheadle da var.

80’lerin Wall Street Borsası’nda, “büyükler liginde” olmayan bir hisse senedi alım/satım firmasında başlıyor hikaye.

Karakterler

Maurice “Mo” Monroe (Don Cheadle): Dünyanın en güven vermez, dalavereci, özgüveni tavan yapmış, zeki yöneticilerinden biri. Beyazların ağırlıklı olduğu borsa dünyasında kendine fena olmayan bir şan, şöhret edinmiş, hırsıyla daha da yükseklere çıkmanın peşinde sulu götürüp susuz getirenlerden.

Blair Pfaff (Andrew Rannells): Mo’nun yanında işe giren, başına geleceklerden habersiz, iyi niyeti ve parlak zekasıyla borsa dünyasında kendine yer bulmak için elinden geleni yapmaya and içmiş, toy bir delikanlı.

Dawn Darcy (Regina Hall): 80’lerde erkek egemen bir ortamda, zenci bir kadın olarak kendine yer bulmaya çalışan, fazlasıyla zeki, oyunu iyi bilen, yine de dürüst oynamak için elinden geleni yapan, Mo ile uzun zamandır tanışan bir borsacı.

Keith Shankar (Paul Scheer): Wall Street’in çalışkan ve bir o kadar da eğlence düşkünü tiplerinden biri.

Tiffany Georgina (Casey Wilson): Blair’in şımarık, zengin ve hırslı nişanlısı.

Şimdilik bu kadar karakterle sınırlayayım, ama sık sık göreceğiniz aşina olduğunuz oyuncu kadrosunu merak edenleri de imdb’ye yönlendirmeyi unutmayayım.

Yazarın Yorumu

Açıkçası dizinin başına sevmeyeceğim önyargısı ile oturdum. “Ay bu adama/kadına bayılıyorum” dediğim tek bir oyuncusu olmamasının yanında, Don Cheadle’ın abartılan bir oyuncu olduğunu düşünüyor oluşum da olumsuz etkiliyordu durumu. Hiç ilgimi çekmeyen borsa, 80’ler filan derken niye bu diziyi denedim derseniz sanırım bokatlon yarışlarında kullanmak için diyebilirim. :sweat_smile: Gel gör ki başlarda olan biteni anlamakta zorlansam da karakterlere pek ısınamasam da olayların hızlı akışı, karakterlerin omurgasızlığı derken merak ede ede peşpeşe takıp tamamladım ilk sezonu. Beğeni ve yorumlarımı da şu yazının altına akıttım hatta.
Sonra 2. sezon onayı aldı, pandemi nedeniyle parça parça yayınlandı, 3. sezon bile başladı filan derken köşede bekliyordu bu haftaya kadar. Bu hafta da ilk sezonun altında kalmayan 2. sezonu hüplettim.

Şimdi sizler de kusur kalmayasınız diye karşınızdayım. Özetle, kara mizah seviyorsanız, dalın.