Amerikan ve İngiliz dizilerinin en fazla 1 saat sürmesine karşın ülkemizdeki dizilerin büyük çoğunluğunun 90 dakikadan aşağı sürmediği bir gerçek. Ama bu, arada sırada istisnalar olmuyor demek de değil. Ülkenin en çok izlenen kanallarından biri olan Star TV, geçtiğimiz haftalarda “45 dakikalık bir Türk dizisi” tanıtımıyla karşımıza yeni bir diziyle çıktı: Çıplak Gerçek. Eğer polisiye türünde olan bu dizi nasıl bir şeydir derseniz buyurun yazının devamına.

Çıplak Gerçek aslında İsrail’in Israeli TV adlı kanalında yayınlanmış “The Naked Truth” adlı diziden uyarlanmış bir yapım. Dizinin yayın hakları yaklaşık 2 yıl önce, 2010’da HBO tarafından da alındı, ama kanalın henüz dizi yapma konusunda bir girişimi olmadı. Dizi, toplamda 16 bölüm sürmesi planlanarak yayına girdi ve son bölümü 16 Eylül 2012’de yayınlanarak final yaptı. Genel haliyle de kaybolmuş bir kızın bulunmaya çalışılması üzerine kurulu bir yapım.

Ufak not: Ülkemiz medyasının diziyle ilgili  “Game of ThronesTrue Blood ve Sex and the City‘i yayınlayan HBO’dan önce Türkiye’de” şeklinde haber yapmışlığı da var.

Ufak not 2: Çıplak Gerçek, -45 dakikalık dizi olarak reklamı yapılsa da- açılışını tıpkı The Killing gibi çift bölümle yaptı. Yayına girdikten 5 hafta sonra da Star TV’nin reytinglerden memnun kalmaması, ama zaten 16 bölüm süreceği için yaz vakti yayından kaldırmak istemediği için de kalan 10 bölümü çift bölümler halinde 5 haftada yayınlanması sonucunda yayın hayatını tamamladı.

Giriş kısmını burada kesip kısaca dizinin konusundan bahsedersek:


Hazal, oldukça yetenekli, güzel, 17 yaşında bir kız. Akıllı ve başarılı da bir lise öğrencisi. Bunların yanında, müzikle çok iç içe olan ve hayatı bilgisayar başında geçen bir genç. Yani, günümüzdeki pek çok genç gibi… Yıllar önce annesi ile babası boşanmış ve Hazal bunu çok zor kabullenmiş.
İşte dizinin merkezindeki bu kız, bir haftasonu aniden, kimseye haber vermeden ortadan kayboluyor. Annesi babasında kaldığını, babası da kendisinden ayrıldıktan sonra annesine döndüğünü düşünürken kaybolduğu 2-3 gün geçince anlaşılıyor. Sonrası malum; ilk olarak Hazal’ın annesinin polise gitmesiyle birlikte biraz çetrefilli başlangıç yapılmasına rağmen polis de işin içine giriyor ve asıl olaylar başlıyor…

Hazal’ın (Beste Kökdemir) davasının soruşturmasını üstlenen Komiser Galip ve ekibi, işe Hazal’ın en yakınlarından giriyorlar. Soruşturma ilerledikçe arkadaşları, öğretmeni ve yakın çevresi de işin içine dahil oluyorlar. Daha ilk başlardan itibaren vakanın basit bir kayıp olayı olmadığı da kendini gayet açıkça belli ediyor. Hazal’ın ardında bıraktığı şarkıların ve alınan ifadelerin ışığında polislerce gerçeğin izi sürülmeye başlanıyor. O zamandan itibaren de soruşturma ilerledikçe, Hazal’ın dünyası katman katman açılırken, Hazal’ın etrafındakiler de birer birer çözülmeye başlıyor… Tabii işler her seferinde daha da karışmadan edemiyor!

Konunun ardından, dizinin ana karakterlerinden ve oyunculardan önemli olduğunu düşündüklerime geçecek olursak:


 Hazal’ın annesi Mine. Babasında kaldığını zannettiği ve araları bozuk olduğu için geri dönene kadar aramadığı kızının, aslında kayıp olduğunu anlayınca yıkılıyor. 2. eşinin karşı çıkmalarına rağmen polise giden Mine, attığı her adımda kızı hakkında hiç bilmediği şeyleri öğrenen ve öğrendikçe daha da yıkılan bir anne. Zaman içinde eski kocası, şimdiki eşi ve sahip olduğu suçluluk duygusuyla birlikte bir karakolda sıkışıp kalıyor. Karakteri, sevilen dizi oyuncularından Derya Alabora canlandırıyor.

 Hazal’ın babası Korhan. Hayata küskün ve karamsar biri olsa da dizi boyunca karşılaşılan insanlara oranla gayet dürüst. Eski karısı Mine’yle, daha doğrusu onun ikinci eşiyle aynı ortamda bulunmaktan pek memnun olmasa da kızı için o da yerini alıyor. Geçmişte başına gelenlere rağmen kendini toplayan, kendisinden genç biriyle evlenip yeni bir hayat kuran Korhan da Mine gibi bütün geçmişiyle yüzleşmek zorunda olan biri. Karakteri usta oyunculardan Mustafa Uğurlu canlandırıyor.


Mine’nin yıllar önce boşandıktan sonra yeniden evlendiği, kendisinin de önceki evliliğinden bir oğlu olan eşi Harun. Genç, hırslı ve öfkeli bir iş adamı. Mine’nin çok güvendiği, Hazal’ın ise hiç sevmediği biri. Yıllardır onun tarafından kabullenilmediği için onun da Hazal’a karşı iyi huylar beslediği söylenemez. Her şeyin bir oyun olduğunu düşünen Harun, geçmişin deşilmesinden de en rahatsız olan kişi. Karakteri Cem Bender canlandırıyor.

Hazal’ın en yakın arkadaşı Naime ya da kısaca Nina. Hazal ile ilgili bütün ailesinin bildiğinden çok daha fazlasını bilen, ailesi tarafından da pek sevilmeyen okul arkadaşı. Tabii bunları sorgu odasında anlatırken ne kadar dürüst davrandığı ya da ne kadarını anlattığı konusunda arkasında hep bir soru işareti bırakan biri. Karakteri genç oyunculardan Nazlı Bulum canlandırıyor.


Kayıp Şahıslar Bürosu’nun başarılı komiseri Galip. Ekibiyle birlikte Hazal’ın peşine düşüyor ve olayı zaman ilerledikçe biraz takıntı haline getiriyor. Sık sık kızıp parlayan biri olsa da umutsuzluğa kapılmayan ve vazgeçmeyen biri. Olay nedeniyle karakolu bir yandan da ev gibi kullanma durumu var. Kendi evinde de durumlar oldukça karışık. Karakteri birçok Türk dizisinde yer almışlığı bulunan, tanıdık oyunculardan Yetkin Dikinciler canlandırıyor.

 Galip’in karısı ve 2 çocuğunun annesi Tuna. Eskiden başarılı bir kriminolog olan Tuna, akli dengesindeki sorunlar nedeniyle bütün zamanını evde geçiren ve bundan hiç de memnun olmayan biri. Kocası Galip’in denetim ve gözetimi altında yaşıyor ve aklını da kariyerini de yeniden kazanmaya çalışıyor. Galip’le de birbirlerine çok bağlı olsalar da inişli-çıkışlı giden bir ilişkileri var. Karakteri Türk dizilerinin bir diğer tanıdık ismi İdil Fırat canlandırıyor.

Galip’in ekibinin ayrılmaz parçası Erkin. Serseri, zeki, bazı zamanlarda ukala ve dizinin en esprili karakteri. Galip’le beraber bütün parçaları ait oldukları yere yerleştirmeye çalışıyor. Galip kadar olmasa da davanın kapanması için özellikle uğraş veren biri. Karakteri tanınmış ve sevilen bir diğer oyuncu Erdem Akakçe canlandırıyor

Çıplak Gerçek, sahip olduğu bütün hikayeyi tek mekanda işleyen bir dizi. Karakolun sorgu odası, kantini, koridoru, amirlerin odası derken her köşesi kullanılmakta ve başka bir olaya sahne olmakta. Aile içi hesaplaşmalar, kanıtların değerlendirilmesi, sorgular, hatta komiserlerin özel hayatları dahil belli alanlarda izleyenlere sunulmakta.

Komiser Galip- Galip’in eşi Tuna – Hazal’ın Rehberlik öğretmeni

Senaryosuna gelirsek, şahsen dizinin yabancı yapımlarından The Killing, Türklerden de Kızım Nerede‘den esintiler taşıdığını düşünüyorum. Genellikle her bölüm, belli 1-2 kişinin sorgulanması ve onun sorgusundan elde edilenler, şüpheliler üstüne yapılan tahminler ve araştırmalarla geçmekte. Ama zaman zaman bölümlerin içine yedirilen bazı kayıp hikayeleriyle de senaryosunu destekliyor. Dizi yaptığı finalle, tabii ki The Killing ya da Kızım Nerede?’ninki kadar kaliteli olmasa da olayını oldukça ayağı yere basan bir şekilde tamamlıyor.

Oyunculuk konusuysa, daha doğrusu kadrosu içinse dizinin sahip olduğu en iyi tarafı denilebilir. Sonuçta, her bölümü 45 dakika süren 16 bölümlük bu macera,  polisiye sever kitle için hiç değilse denenmesi için bile kesinlikle tavsiye edilebilecek türden bir Türk dizisi. İzleyen ya da izleyeceklere iyi seyirler…