Da Vinci’s Demons’ı Yakından Tanıyalım… || Tanıtım
95 yorum alperen4700 27 Temmuz 2013 20:52
Starz kanalının son bombası Da Vinci’s Demons‘u sizlere bütün incelikleri ile anlatmak amaçlı bu yazının devamına hepinizi bekliyoruz. Öncelikle, yazının planından ve içeriğinden kısaca bahsedelim:
- 1. Leonardo Da Vinci (Tom Riley)
- 2. Lucrezia Donati (Laura Haddock)
- 3. Kont Riario (Blake Litson)
- 4. Lorenzo Medici (Elliot Cowan)
- 5. Clarice Orsini (Lara Pulver)
- 6. Zoraaster (Türkçe, zerdüşt anlamında) (Gregg Chillin)
- 7. Vanessa (Hera Hilmar)
- 8. Nico (Eros Vlahos)
- 9. Papa 4. Sixtus (James Faulkner)
- 10. Giuliano Medici (Tom Bateman)
- 11. Al-Rahim “The Turk” (Alexander Siddig)
A. GENEL BİLGİLER VE YAYIN BİLGİLERİ
Da Vinci’s Demons, ünlü düşünür, ressam, mimar, mühendis ve mucid Leonardo Da Vinci‘nin gençlik hayatı üzerine odaklanan yeni televizyon dizisidir. Dizi, 25 yaşındaki Da Vinci’nin icatlarının anlatılmamış hikayesini keşfediyor. Ayrıca Mitraizm ya da Mitra’nın Gizemleri olarak bilinen mistik Roma kültü ile de alakalıdır.
İlk sezonu 8 bölüm süren dizimizin ilk sezon bölümleri, pek çok TV dizisinden farklı olarak yaklaşık 60 dakikadır. Da Vinci’s Demons’ın ilk bölümü 12 Nisan 2013‘te yayınlandı ve hemen ikinci bölümünün ardından da ikinci sezon onayını aldı. Dizimiz 7 Haziran 2013‘te yayınlanan 8. bölümü ile sezon arasına girdi. 2. sezonu 2014’ün başlarında bizlerle olacak olan Da Vinci’s Demons‘un ilk sezonu, İngiltere’de bir sahil şehri olan Swansea‘da çekildi.
B. KONUSU
Dizinin türünü en kısa haliyle “tarihsel fantezi ve macera draması” olarak özetleyebiliriz. Dizide,
- Da Vinci ve Medici ailesi üzerinden Floransa şehrinin o dönemki hali ve konumu, oradaki insanların kültürü ve yaşam şekli,
- Papa Sixtus ve yeğeni Riario üzerinden ise Papa ve Vatikan‘ın o dönemki hali, konumu ve gücü anlatılıyor.
Dizide, Leonardo Da Vinci’nin normalde film ve dizilerde ihmal edilmiş olan gençlik yaşamı anlatılıyor. Da Vinci, o dönemde henüz genç ve hafif de çılgın bir mucit ve ressam. Bu sebeple o dönemde bilim ve sanata çok önem veren ve bunlarla ün salmış bir şehir olan Floransa‘da fark edilmesi uzun sürmüyor ve o dönemde Floransa’daki en güçlü aile olan ve Floransa’yı fiili olarak yöneten Medici Ailesi ile şehrin savunması amacıyla çalışmak için bir anlaşma yapıyor. Çünkü Papa ve Vatikan bilim ve sanatla bu kadar haşir neşir olan bir şehir olan Floransa’yı kendileri için bir tehdit olarak görüyor ve iki şehir arasındaki gerginlik her geçen gün tırmanıyor.
Da Vinci bir yandan Medici ailesi ile çalışırken, bu sıralarda bir mit olan ve Dünya’nın şifresini içinde barındırdığına inanılan “Yaprak Kitabı’nı” bulma görevinin de mistik bir karakter olan The Turk tarafından kendisine verilmesi ile hayatı birden renklenmeye başlıyor. İşte 8 bölüm boyunca Da Vinci’nin Yaprak Kitabı’nı bulmak için atıldığı maceraları ve Medici Ailesi ile birlikte Vatikan’a kafa tutmasını seyrediyoruz. Dizide fantastik unsurlar olsa da, anlatım şekli ve işlenen konular ile Da Vinci’s Demon’s, 15. Yüzyılın ikinci yarısına bir bakış atmayı ihmal etmiyor.
C. KARAKTERLER
#Başlamadan Önce Notu: Başlıktaki oyuncu isimlerine yerleştirilen bağlantılara tıklayarak oyuncular hakkında da ayrıntılı bilgiye ulaşabilirsiniz…1. Leonardo Da Vinci ( Tom Riley )
Ana karakterimiz, Leonardo Da Vinci, bilgiye aç bir dahi ve bir maceraperesttir; ama şu an için gerçek arayışına cevap bulamadığı için hayal kırıklıkları yaşamaktadır. Leonardo, en sonunda tüm zamanların en ünlü ressamı olacaktır; hatta bazıları onu Hz. İsa’dan sonraki en bilinen figür olarak tanımlayacaktır; ama dizide biz onu sıradan bir adam olarak göreceğiz.
Dehası yükselmeye ve yıkıcı bir güç olmaya başladığında ise, bu durum hem onu hem de yaşadığı dünyayı değiştirecek ve modern Dünya’nın temellerini atacaktır. Ama şimdilik o, adalete özlem duyan sıradan bir adam. Annesi, ortalarda yok ve o, bu yüzden kötü bir halde. Babası ise onu küçümsüyor ve hor görüyor; Leonardo da bu durumdan da derin yaralar alıyor. Bu sebeple, hem The Turk‘ü hem de Verrocchio‘yu bir baba figürü olarak görüyor.
2. Lucrezia Donati ( Laura Haddock )
Lucrezia Donati, Floransa’daki eşlerden, metreslerden ve kutsanmış bir güzelliğe sahip kadınlardan biri. İşin aslı Lucrezia, Lorenzo‘nun metresi ve bu durum herkes tarafından bilinip, kabul edilmiş bir sır. Lucrezia üst tabakaya mensup olan kocası sayesinde, biraz statü elde etmiş olsa da, onun şöhretini artıran şey “Asil Metres” olarak tanınıp bilinmesidir. Güzel bir kadın olan Lucrezia, baştan çıkarıcı yeteneklerinin farkında ve istediği şeyleri elde etmek için onları kullanmaktan da çekinmiyor. Onun gücü belirsiz ve gizemli olarak kalabilmesinden geliyor.
3. Kont Riario ( Blake Litson )
Lord Girolamo Riario, Kutsal Roma Kilisesi’nin kontu ve önderidir; ayrıca Papa Sixtus‘un yeğenidir. Sadece seçkin birkaç kişi, onun gerçek soyunun farkındadır ve tıpkı Leonardo gibi Riorio da, toplumda kabul görme ve yerini sağlamlaştırma arzusunu taşımaktadır.
Kendini kutsal işlere adamasına rağmen, Papa Sixtus’un dünyevi arzuların ve bencil günahların pençesinde olduğunun farkındadır. Riario, Floransa’nın kutsal fikirlerin aniden bozulmasının başlıca örneği olduğunu fark ettiğinde ise, bunun sorumlusu olarak gördüğü Mediciler Ailesi‘ni yok etme görevini memnuniyetle kabul edecektir. Riario, her türlü kaynağı bu uğurda kullanacak kadar acımasız ve sabit fikirli biri olarak tasvir edilebilir.
4. Lorenzo Medici ( Elliot Cowan )
Lorenzo Medici isteksiz, gönülsüz bir liderdir. Kaba saba görüntüsüne rağmen, akıllı ve makul bir adamdır. Sanata olan sevgisi, onu bir prens, bir veliaht olmaktan çok bir şair olmaya itse de, daha çok küçük yaşta iken şartlar onu Medici Bankası‘nın lideri olmaya zorlamıştır. Böylece Floransa‘nın hukuken olmasa da fiili hükümdarı Lorenzo olmuştur.
Medici Bankası o dönem Avrupa’sının en etkili kuruluşlarından biridir. Ama bu bankanın hakimiyetinin zamanla rakip bankalarca sınanması da kaçınılmaz olacaktır. Lorenzo, Vatikan ve Papa Sixtus’u ise Floransa’nın düşmanları olarak görüyor.
5. Clarice Orsini ( Lara Pulver )
Clarice Orsini, 16 yaşında iken Lorenzo Medici ile evlenmiştir. Bu evlilik Mediciler Ailesi’nin sosyal statüsünü artırmak için, en büyük oğlunu asil sınıftan gelen bir kızla evlendirmek isteyen Lorenzo’nun annesi tarafından ayarlanmıştır. Clarice, ilk başta Floransa’da popüler bir kadın değildir; çünkü onun sıkı sıkıya bağlı olduğu dini kişiliği dönemin hümanist idealleriyle taban tabana zıttır. İkili arasındaki bu evlilikten doğan 9 çocuktan 3’ü daha bebekken ölmüştür; şu anda hayatta olan çocuklarının hiçbiri ise erkek değildir. İşte dizimiz, bu olayların akabininde başlıyor.
Evliliklerindeki tüm bu olaylara rağmen, Clarice kısa sürede kendisinin politik bir piyondan çok daha fazlası olduğunu herkese kanıtlamıştır. Zeki, sabırlı ve kendisini kocasına adamış bu kadın, eşi Lorenzo için de çok kıymetli bir danışmandır.
6. Zoraaster (Türkçe, zerdüşt anlamında) ( Gregg Chillin )
Zoroaster sevimli, komik ve yakışıklı olmasının yanında; ayrıca bir hırsız ve dolandırıcı, el altından ticaret yapan bir adamdır. Karakterimiz, Da Vinci’ye Floransa Şehri’nin yeraltı dünyasından haberler veriyor ve başka alanlarda da yardımcı oluyor. Diğerlerinin aksine, karakterimizin kendi sosyal statüsünü artırmak gibi bir gailesi de yok.
Zoroaster, bazen şikayet etse de Da Vinci’ye maceralarında gönüllü olarak yardım ediyor; ama bazen bu yardımların karşılığında bir bedel de istiyor. Leonardo, onu gerçek bir arkadaşı olarak görüyor. Karakterimiz, Leonardo’nun çırağı Nico‘ya da bildiklerini öğretmeye çalışmaktadır; ama Zoroaster’in Nico için olan dersleri, Nico’nun sadece temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik: Para kazanmak ya da kız tavlamak gibi.
Bildiğiniz gibi, Rönesans‘ın Avrupa’da iki önemli işlevi oldu: Birincisi, bilim ve sanatta gelişmeler, ikincisi, bu gelişmelerin getirdiği refah. Rönesans döneminde yaşayan bir adam olsa da Zoroaster’in bilim ve sanatı tanıtma, yükseltme gibi bir amacı yok; o daha çok Rönesans’ın ikinci getirisi ile ilgileniyor: Şarabın, kadınların ve eğlencenin tadını çıkarmak gibi…
7. Vanessa ( Hera Hilmar )
Venessa manastırda yetişen bir genç kızdır. Ama Vanessa’nın hayat dolu ruhu ve neşeli, sevecen doğası manastır yaşamına uymuyordu. Bu yüzden o da Da Vinci’nin yardımıyla katı din kuralları ile kendisini kısıtlayan bu çevreden kaçarak, bir barmen ve model olarak hayatını kazanmayı seçti. Vanessa’nın neşeli yaratılışı ve dayanılmaz güzelliği herkes gibi Nico‘yu da etkisi altına alıyor.
8. Nico ( Eros Vlahos )
Nico’ya ilk baktığımızda; onun dertsiz, tasasız bir genç olduğunu ve kendisini bir çırak olarak ustası Leonardo da Vinci‘ye adamış olduğunu görüyoruz. Bu buz dağının görünen yüzü…
Nico Da Vinci ile olmadığında ise, genellikle Da Vinci ve Nico’nun ortak arkadaşı Zoroaster ile vakit geçiriyor. Zoroaster, hiç şüphesiz Nico’ya, Da Vinci ile kıyaslandığında faydasız şeyler öğretiyor; ama Nico onunla vakit geçirmeyi seviyor. Nico ve Zoroaster, Da Vinci’nin liderliğini takip etmenin onların başını belaya soktuğu konusunda genellikle hem fikir olsalar da, onu yarı yolda bırakmıyorlar. Tüm bu süreler boyunca, aslında Nico’nun istediği tek bir şey var: Çok beğendiği Vanessa ile vakit geçirmek…
9. Papa 4. Sixtus ( James Faulkner )
Gerçek ad ve ünvanı Kardinal Francesco Della Rovere olan Papa Sixtus, kendisinin kolaylıkla kontrol edilebilen ruhani bir mistik karakter olduğuna inanan meslektaşları tarafından Papa olarak seçildi. Arkadaşları onun mistik bir karakter olduğu konusunda haklıydılar; ama onun kolay kontrol edilebileceği yönündeki inançları tamamen haksızdı. Çünkü Papa Sixtus, kendisinin Tanrı olduğuna inanıyor ve Tanrı’nın adını kullanarak da Tanrı kadar güçlü olmaya çalışıyor ve bunu büyük ölçüde de başarıyor.
Sixtus yeğeni Riario‘nun aksine, uzun süreli stratejik planlar yaparak kendi gücünü artırmaya ve konumunu daha da iyileştirmeye çabalıyor. Her ruhun, özellikle de sanat ve bilimin öncüsü bir şehir olan Floransa’daki ruhların düştüğüne, ahlaksızlaştığına inanıyor. Bunun da insanları dinden uzaklaştırdığına ve hem kendisinin hem de kilisenin gücüne zarar vereceğine inanıyor. Bu yüzden Floransa’nın en büyük düşmanlarından biridir.
10. Giuliano Medici ( Tom Bateman )
Giuliana Medici, ağabeyi Lorenzo‘nun zekası ve gücünün gölgesinde kalmış küçük kardeşi. Lorenzo Medici, ailesinin beyin gücü (yasama organı) ise, Giuliano da Medici Ailesi’nin kas gücü(yürütme organı)dür. Yani Lorenzo’nun emir ve isteklerini Floransa halkına ulaştıran, onların uygulanmasını sağlayan adam. Lorenzo’ya göre fazla zeki sayılmayan, politik oyunlar ya da stratejilerden pek de anlamayan Giuliano, dizideki en iyi niyetli karakterlerden birisi. Çoğu zaman ağabeyine sözünü geçiremese ve onun sözünden çıkmasa da; en ufak bir haksızlıkta onun karşısında durabilecek kadar da cesur bir karakter.
11. Al-Rahim “The Turk” ( Alexander Siddig )
Al-Rahim ya da diğer adıyla gizemli Türk, Da Vinci’nin en büyük araştırması olan “Yaprak Kitabı’nı” bulmasında ona yardımcı olacak olan gizemli ve ruhani bir karakterdir. Türk aynı zamanda Da Vinci daha bebekken kaybolan ve bebekken dahi pek çok şeyi hatırlamasına rağmen, annesinin nasıl kaybolduğunu hatırlamayan Da Vinci’nin bunu hatırlamasına yardımcı olacak olan kişidir. Da Vinci’nin zekası ve dehasının farkında olan Türk, onun Yaprak Kitabı’nı bulmasının kaderinde olduğuna inanarak bu zor görevi Da Vinci’ye verir. Bu görevi boyunca Da Vinci’ye rehberlik ve yardım edecek olan kişi de tabii ki Türk’tür.
D. YAPIM EKİBİ
Dizinin menşei Amerika Birleşik Devletleri (A.B.D.) ve Birleşik Krallık (U.K.)’ tır. Da Vinci’s Demons, çok beğeni toplayan The Dark Knight üç–le–me-sinin senaristlerinden David S. Goyer tarafından yaratıldı ve dizinin yürütücüsü de David S. Goyer. Dizi, Starz ile BBC Worldwide şirketlerinin arasında, Torchwood dizisinin üretiminden sonra oluşturulan yeni ortak çalışma anlaşmasının ilk ürünü olarak ortaya çıktı.
Dizinin yapımcıları ise Doctor Who ve Torchwood dizilerinde de yapımcılık yapmış olan Julie Gardner ve yine Doctor Who ve Bleak House ile tanınan yapımcı Jane Tranter. Dizinin yapım şirketi Phantom Four Films Adjacent iken, dağıtıcı firması ise Tonto Films and Television Limited‘dir.
Yapımın ilk sezonu, ülkemizde FX kanalı tarafından yayınlanmıştır.
E. LEONARDO DA VINCI HAKKINDA DAVID S. GOYER’DAN…
“Düşünce ve inancın kontrol altında tutulduğu bir dünyada, yalnız bir adam bilginin özgür olmasını sağlamak için savaştı.
Leonardo Da Vinci’nin yaşamının gizli tarihi, insanüstü yaratıcılık ve deha yeteneği tarafından zorluklar çekmiş genç bir adamın portresini gözler önüne seriyor. O, dinin yalanlarını ortaya çıkarmakta kararlı bir asiydi, elit kesimin düzenini bozmak için yollar arayan bir kişiydi ve haklılık ile adalete özlem duyan bir adamdı.
Da Vinci, kendini yüzyıllardır patlamak üzere olan bir fırtınanın ortasında buldu. Bu fırtına, gerçekle yalan, din ile mantık, geçmiş ile gelecek arasındaki çatışmadan ibaretti. Onun özlemleri, onun en çok ihtiyaç duyduğu şey olan zekasını küçümseyen, baştan çıkarma oyunları ile onu ayartan zamanın karşıt güçleri tarafından çarpıtıldı.
Leonardo, geçmişi, gerçekleri örtbas etmek için kullanan düşmanlarına karşı savaşmak zorundaydı. Yalnızca zekasını zırh yapmış bir kahraman olarak Da Vinci, tek başına karanlığa karşı direndi.
Belirsiz bir gelecekle yüzleşme ve Da Vinci’nin bilgi arayışı neredeyse onun mahvına sebep oluyordu. Da Vinci kendisini, dehasına ve karanlık çağı kaldırmaya yetecek inanılmaz bir güce bırakarak, o çağı aydınlığa çıkardı.
Onun hikayesi bizim dünyamıza ayna tutuyor ve onun kavgasına katılan herkesçe de şöyle çağrılıyor: “Geleceği, özgür bırak!” “
F. FRAGMANLARI VE GİRİŞ JENERİĞİ
1. Fragman 1
[youtube http://www.youtube.com/watch?v=vgg9nnALFGA?version=3&rel=1&fs=1&showsearch=0&showinfo=1&iv_load_policy=1&wmode=transparent]
2. Fragman 2
[youtube http://www.youtube.com/watch?v=AXtrxNXPN4c?version=3&rel=1&fs=1&showsearch=0&showinfo=1&iv_load_policy=1&wmode=transparent]
3. Giriş Jeneriği
[youtube http://www.youtube.com/watch?v=FlPluCKnt64?version=3&rel=1&fs=1&showsearch=0&showinfo=1&iv_load_policy=1&wmode=transparent]
Hayata değer vermeyen onu hak etmemiştir. (Leonardo Da Vinci)
yorumlar
Açtım jeneriği, başladım okumaya. Müzik zaten muhteşem, garip bir mutluluk veriyor insana. İzlediğin dizinin tanıtımını okumak da ayrı zevkli. Tanıtım da akınca geriye tek bir şey kalıyor: alperen4700 eline sağlık. çok güzel olmuş…
Herkese tavsiyedir.
Ellerine sağlı @alperen4700. Çok beğendim bu tanıtımı, çok emek harcadığın belli.
Aklıma estikçe izlediğim için bu diziyi henüz sezon finalini görebilmiş değilim, sanırım 2 bölümüm var daha. çok bayılarak izlemesem de sevdim diyebilirim. Akıcı bir anlatımı var bence. Benim için olmazsa olmaz bir dizi değil ama izlemesi keyifli onu belirteyim.
Beğeniler için teşekkürler…
Bu yazıyı alalı çok fazla oldu; bu kadar beklettiğim için öncelikle editörlerden sonra da sitenin takipçilerinden özür dilerim. Daha sonra da; başlıklara tıklayınca o bölümlere ulaşma işini halleden @dkamoy‘a ve imla, kontrol işini halleden @aytackara‘ya teşekkürler, ellerinize sağlık…
Diziyi ben çok severek izledim; hatta bana 8 bölüm çok az gelmişti. Da Vinci’s Demons’a ne tür seviyorsanız sevin bir bakın diyebilirim gönül rahatlığı ile; çünkü her şeyiyle kaliteli; hiç şüphesiz film kalitesinde bir yapımdı…
Ellerine sağlık @alperen4700 süper dizi süper tanıtım gerçekten; çok uğraşmışsın belli, Da Vinci’den sözler falan güzel olmuş
Benden de herkese tavsiyedir, bir iki bölüm şans verin, zaten sezonu sekiz bölüm.
Ellerıne saglık cok guzel bır yazı olmus.. soluksuzca ılk sezonu ard arda seyrettım ve cook begendım…bu yıl yenı dızılerden bates motel ve da vıncı zaten en ıyısı idi… seyretmeyenler seyretsın acıl…. 8 bolum tadımlık gıbı…
eline sağlık gerçekten güzel bir yazı olmuş.. yalnız vanessa ve niconun ilşkisi pek senin söylediğin gibi değil eğer ben yanlış algılmadıysam
@ultimotom: Starz’ın kendi sitesindeki karakter tanıtımı kısmından çevirdim o kısmı ve karakterlerin pek çoğunu. O çeviriyi yaptığımda da henüz diziyi izlemediğimden; aynen aldım. Yoksa katılıyorum size; Nico Vanessa’ya bahsedilen düzeyde aşık değil henüz; sadece bir hoşlantı vardı.
Güzel bir yazı olmuş,dizide güzel zaten.Herkese tavsiye ederim.
Heyecanla bekliyorum bakalım inşallah fragmandan bile güzel bir sezon olur.
Bayıldım bu fragmana ben, iyice macera dizisine bağlayacaklar sanki…
Da Vinci’den 1:45’lik fragman .. Youtube halini gören eklerse güzel olur
(Adam cidden uzun saçlı gidecek anlaşılan)
http://www.youtube.com/watch?v=p-KYOREcZ_8
Aşk olsun ama nasıl oldu da…
Ayrıca Tom Riley’inn Doctor Who konukluğundaki saçlı sakallı, hatta bıyıklı halini buradaki halinden daha çok sevdim, bu renk yakışmış bu adama <3
dün 1. bölüme baktım bugün de 2ye şimdi 3e baksam mı diye düşünüyorum. özlemişim. güzel başladı, iyi gidiyor. ama bu book of leaves nereye kadar gider bilmem bu sezon sonlandırsınlar bu arayışı. da vinci köyüne geri dönsün. mediccilerle takılsınlar beraber.
şimdi okudum mesajını aynı şeyleri düşünüyoruz aytaç. biraz aceleye geldi. bana sanki uzun süreli olmaz gibi geldi bu yeni durum.
Bu Amerikan dizileri zorla insanın içindeki olmayan Türkçülük takıntısını ortaya çıkaracak. Bir de tarihsel gerçekler takıntım tuttu benim, geçmişler ola…
2) Da Vinci rahmetli olduğunda ortalarda bile olmayan Sultanahmet Camii’sinin ne işi vardı orada? Ayasofya neyinize yetmiyordu annem, ben bilmiyorum ki…
Bir de Ekşi‘de gördüm, Lucrezia Anadolu yakasından girmiş şehre sanırım. Bir Melihland insanı olarak ben anlamam da bu kadarı artık takılmadığım bir olay. Ben hepsinden önce başka şeye taktım:
3) Daha önce bizim medyada Da Vinci’nin gemide tanıştığı o malum kızın Türk kökenli Dilan olduğu yazıldı, çizildi. Bölümü izlerken o malum Türkçeleri duyunca “Türk kökenlisini buluyorsunuz, 3-5 kelime Türkçe bilenini mi bulamadınız?” diye çemkirdiydim. Aklıma da @dkamoy’un bu konudaki çemkirmeleri geldi hatta. (Raising Hope’da Türkçe bileni bulmuşlar mesela. O yazmıştı.)
Bölümden sonra Beyazid’i oynayanın adına bakayım dedim, Akın Gazi adında bir Kıbrıs Türk’üymüş bu da. Ama Londra doğma-büyüme-okuma olduğu için kırma bir şey olmuş sanki. Hadi hepsini geç, ‘ç’ ve ‘ı’ harfleri azizliğine çok güldüm ya, Kılıç- kılıç-kılıç
Dizinin ikinci sezonu hakkinda genel bilgiler icerme ihtimali mevcut. Ama spesifik bir spoiler barindirmamkta.
Turk insaninin bu huyundan hic hazzetmiyorum sanirim. Yaprak kitabi arayan da vinci nin oldugu bir dizide gercege uygunluk aramak bana sacma geliyor. Bir kere dizinin kendiso gercege uygun altarilmamis icindeki ufak bir parcayi kim sallar, belli ki adamlar o zamanin onemli bkr figuru olan bizi de dahil etmek istemisler. Istedikleri gobo eklesinler hikayeye ki kotu de eklememisler. Osman gazinin kilici olsa nolur olmasa nolur, da vinci nin seytanlarinin oldugu dizide.
Bir suru dizide ortadogudur rusyadir kanadadir uzakdogudur atilip tutuluyor. Kimsenin umrunda degil. Bizimkiler hemen yalniz orasi aslinda oyle degil diyerek basliyorlar elestirmeye. Lafim bireysel alinilmasin. Genel konusuyorum. En uygun yer burasi oldu.
Hani her sey tarihsel olarak uygun yazilir cizilir ozen gosterilir ama bu kisimda sicarlar o zaman anlarim tabii. Bu dizi bastan ucmus zaten.
Bolumu izlemedim ama umarim uzun bir sure osmanli dahil olmaya devam eder hikayeye. Ben ki istanbulun camilerden ibaretmis gibi surekli onlarla tanitilmasindan nefret eden biri olarak istanbul goruntusu cok hosuma gitmisti umarim, sehrin iclerine ilerledikce bu fikrim degismez.
Osmanli – floransa arasi daha genis capta cekismeler izlemek hosuma gider. Italya ici cekismeler bi yerden sonra kendini tekrar edecek cunku. Da vinci yi de bi sekilde dahil etsinler, zeki bir insan sonucta stratejik olarak kullanmanin bir yolunu bulurlar.
Spoiler var diyen çıkar mı emin değilim, dizi üzerinden genel konuşacağım.
Dediğim gibi benim Türklük konusu açıkçası umurumda bile değil. Milliyetçi takıntılı birisi değilimdir. Amerikalılar kendi başkanlarına, geçmişlerine veya şuna buna laflar saydırırken tutup da Türklere dokundururken ‘ecdadımız’ olayına da girmem. Girilmesini de gereksiz bulurum.
Ama eğer bir dizinin hikayesi 1500’deyken yapımı 1616’da biten bir camiyi içine katıyorsa ben orada arıza çıkarırım. Evet bu gözüme battı işte, yalan yok. Bunu Türklere değil de başka milletler için yapsalar da sorun. Hiç unutmam, zamanında bizim Muhteşem Yüzyıl’da da Pargalı karakteri o dönem icat olmamış kemanla hoşlandığı kıza serenat yapmıştı. Elimde değil, komik ve saçma ben ne yapayım.
Bunlar yine iyi, benim kronoloji takıntım daha berbat. The Borgias da başkasının yakıp kül ettiği Osmanlı donanmasını Borgia ailesine mal etmişti. Evet, Da Vinci hayalperest bir dizi, hatta bu özelliğini seviyorum ‘da’ zeka kokan dizinin -hele de 2×07- ayrıntılarına da dikkat etsinler bir zahmet. Bunlar gerçek şeyler. Yukarıda spoiler içinde yazdığım 3 numaralı madde tamamen eğlence amaçlı. Olmayan Türklük takıntısı derken onu kastediyordum, çünkü güldürebildiler beni. 1 numara için de araştırma yapmaya bile gerek yok zaten ama o 2 numara olmamış işte. Olmaz yani.
Yeni başladım Da Vinci’s Demons’a. Çok yavaş ilerliyor sanki… Bu methiyeler olmasa bırakma eğilimi içine girerdim sanırım… Devam edeceğim bakalım biraz daha…
What the fuck? O neydi lan?
İlk sezon finalinin sonunda “Burada mı bitti? 30 saniye daha yok mu?” demiştim. Bu seferki çok daha başka bir şey olmuş. Vay anam vay.
2) İlk seferinde pek sorun olmuyordu ama bu bölüm resmen bizim Osmanlı ailesinin konuştuğundan neredeyse bir şey anlamadım. Hatta ekrandaki İngilizce altyazıyı takip ettim aslen. Bunlar Türk ise ben değilim. (Milliyetçilik diye başlamayalım, bunu diyen sadece ben değilim. Bu dil konusunu kıvıramamışlar işte.)
3) “Gemideki senin annen.” – Bu ne güzel iştir ya <3 Hiç beklemezdim böyle bir şeyi. Özellikle Clarice dahil olmak üzere diğer karakterleri de güzel topladılar ama bu kısımda tam bir top nokta oldu.
Sezon boyunca tarihsel gerçekleri ve kronoloji takıntımı yok saydığım her türlü zamanda gayet eğlendim. Aslında güzel ve çizgisini bozmadığı da bir sezon oldu. 3. sezona görüşmek üzere.
anne twisti çok garip oldu ikili mi oynuyor yoksa başka işler mi dönüyor göreceğiz. clarice sağlam kadın çıktı, bizim vanessa da queen oldu ya la allahın işi işte. allah demişken beyefendinin şartları da gülümsetti. yalnız gerçek papa da kayboldu, kızının olduğu sahnede bir an arkasında belirmesini bekledim yalan yok.
riario nun tekrar kötü olmasını kaldıramam, ama kötü olmak da yakışıyor. yaprak kitabının iki cephesi de biraz daha detaylandırılmalı. ama derinden derinden ilerletiyorlar hikayeyi ses edemiyorum. umarım bir yığın gelişmeyle devam ederken ne yaptıklarının farkındadırlar. yaprak kitabı diye yazıp çizip gaza getirip ortada bırakmasınlar üzülürüm.
Vee sonunda ikinci sezonu da devirdim…
Genel olarak çok eğlenceli ve tam bir macera filmi edası ile devam eden bir sezondu. İlk sezonun da zerre altına düşmedi kanaatindeyim. Yavaş başlayıp ilk birkaç bölümden sonra tadından yenmez bir hal aldı. Sonlara doğru yaşattığı bir kaç twist ile bana “Vay Anasını” cektirdi ve hikayeye kattığı zenginliklerle gelecek sezon için de iyice umutlandırdı beni. Dizi özellikle o terki diyar edilmiş, otantik ada macerası ile de bana Indiana Jones filmleri izliyormuşçasına keyif verdi. Sezon finali de çok tatmin ediciydi kendi adıma. Sonunda geçen sezon finali gibi Hass.ktiri de çektirince, benden tam puan aldı.
Şimdi Osmanlı ve kullanılan Türkçe tartışmasına da değinecek olursam, şimdi fantastik ögeler barındıran bir macera dizisinden gerçeklere, kronolojiye bağlı kalınmasını beklemek bence abesle iştigal olur. O sebeple yok efendim Osmangazi’nin kılıcı yok o nereden çıktı, diyenlere şaşırıyorum. Kullanılan Türkçe’ye gelince evet olmamış ama bir Türk olarak ben bile anlamadım derseniz haksızlık etmiş olursunuz. Ayrıca bence artikülasyondan ziyade, kullanılan Türkçe’nin içeriğinde sorun vardı. Adamlar bildiğiniz günümüz Türkçesi konuştular. Oysa o dönemlerde kullanılan dil ağdalı olmalıydı, bana artükülasyondan çok bu battı, ama sorun değil. Bunlara takılırsak diziden hiç zevk alamayız. Sonuçta belgesel izlemiyoruz, ya da adamların tarihi gerçeklere bağlı kaldık gibi bir iddiaları da yok.
Neyse kısaca macera filmlerini seviyorsanız hiç vakit kaybetmeden bulaşın, izlemesi çok keyifli ve an itibariyle -en azından izlediğim diziler arasında- bir benzeri yok bence.
“Şimdi fantastik ögeler barındıran bir macera dizisinden gerçeklere, kronolojiye bağlı kalınmasını beklemek bence abesle iştigal olur.”
Ben buna tam olarak katılmıyorum, neye uymadıklarına göre değişir. Kılıç konusu gözüme takıldıydı doğru ama o kadar da umursamadım, Türkçe konusu gözüme takıldı doğru ama ona da güldüm mesela. Tamam Türkçe’yi becerememişler de bizim şu hali konuşmayı beceremeyen Osmanlı versiyonu hiç beceremez bana kalırsa.
Olmayabilir demem de mesela Sultanahmet Camii’den dolayı. Aklımda şu an o var. Ben diyorum ara ara, bariz takıntılıyım zaten. Bir dizi kronolojisi, 1480’e yakında geçiyorsa 1616’da yapımı biten bir camiyi varmış gibi ‘koyamaz’.
Mesela yani…
Bu arada The Borgias, Borgia Papa’dan daha sonraki bir zamanda yakılan Osmanlı donanmasını da onlara mal ettiydi. Benim derdim bunlarla. (Dizi tabii ki gayet güzel bence.)
@aytackara: Benim demeye çalıştığım şey: Yaprak Kitabı’nın peşindeki bir Da Vinci’yi ana karakter olarak kullanan bir dizide ben gerçeklik payı aramıyorum o kadar!
Borgias’ı izlemedim ama o daha ciddi bir dizi diye biliyorum, hatta tarihi dizi sanırım. E o zaman elbette ki, onda yapılan hatalar göze batar. Çünkü onu izlemeye oturanlar daha ciddi bir şey izlemek istiyorlardır belli ki. Yani bu beklentiyle alakalı.
@alperen4700 Olabilir, itiraz edemem. Ben de takıntılı bir manyağım işte, ne yaparsın?
İkinci sezon birinci bölümünü sittin kere izleyip bir türlü bitiremeyince, devam etmeme kararı oldum. Outlander’ın da ilk bölünü izleyip de beğenmeyince Starz’ın dizilerine kolay kolay karışmama kararı aldım. .
Ben bu sezon bolcana sıkıldım, dağıldım. Yani yukarıdaki yorumlara bakıyorum da “heyecanlıydı”, “akıcıydı” filanları görünce “ben nasıl/niye sıkıldım?”ı düşünüyorum. Neyse, zevk ve beklenti meselesi herhalde…
2 tane sevdiğim adam var. Onlar (Riario ve Nico) güzel gelişti bu sezon benim gözümde. Sevdiğim kadınların biri (Lucrezia Donati) yalama oldu. Öteki (Clarice Orsini) ilk sezondan daha fazla görünüp açığı kapattı sayılır.
Hakuna matata hatun ise bana sürekli “şanslı pezevenk” dedirtti afedersiniz. O nası vücuttu lan ööle? Ölene kadar mokoko…
Indiana Jones sahnelerinden beklentim daha fazlaydı. Doyurmadı. Bir iki Incredible Machine oynayıvereymişler keşke dedim.
Şu Osmanlılar gelince… Daha dizi başlamadan David S. Goyer’in “burada tarihi dizi çekmiyoruz” tadında bir röportajını okumuştum ki zaten ohooo osmanlılara gelene kadar -bizim izleyicilerin Osmanlı görünce sorgulamaya karar verdiği- o tarih sittin kere tecavüze uğramıştı. Onlara takılmamışım da şuradaki tarih ve (anlaşılır olmasına şaştığım) türkçeye mi takılacağım? Hele Türkçe konusunda benim beklentilerimden çok daha iyiydiler hatta. Zaten sıkılmışım, bana eğlence oldu, fena mı? Gidişattan puan verdim.
Konumuza dönersek… Sezon finalini beğendim. Çat diye ne de güzel sabunlu kaldık. Güzel bağladılar ve iyi yerde bıraktılar valla.
Son sahnenin ardından evde yankılanan şu yoruma ise hala gülüyorum:
3. sezona bakacak mıyım? İlk 1-2 bölümüne bakarım. Yine bu seferki gibi bir ruh haline girersem veda ederim. Moduma bağlı.
Kendime not: Seneye bunu Black Sails ile yakın zamanlarda izlemeyeceğim. (Hayır benzemiyorlar. Sadece biri karakter, öteki hikaye ağırlıklı. Karakter önceliği beklentisi ile Da Vinci’nin karşısına oturmamalıyım.)
Bu dizi geçen sezondan tek yarım kalan dizim.Bir türlü giremedim 2. sezona.İlk sezondaki hikayeyi bir türlü kafamda toparlayamadığımdan olabilir.Diziler araya girince bende bunu aradan çıkarayım artık.
Birde millet yeni sezon başladı diziler çığ gibi geliyor.Bu arada nasıl sezon devirebiliyorsunuz? Aramızda 5 sezonluk dizi deviren bile var(slm ozgun14 )
Valla benim “Katliam is coming” projem var, o devreye giriyor. Özgün’ün Merlin’e başlaması gibi eskilerden yeni bir dizi almıyorum kendime, var olanlar yetiyor zaten. Aklımda olan ama reytingi iyi gelmeyen yenileri eliyorum. Eskilerde de eğer sıkışırsam öncelikler devreye giriyor. Bazı dizileri ben bunu çevirisiz izlemem diyorum. Onlar da ya çevirisi geç ya da çevirisiz kalınca kısmet değilmiş ayağına yatıyorum. Doğal seleksiyon dedikleri bu olsa gerek.
Mesela bu sezondan Resurrection, MLS ve A to Z şimdilik bu yola girdiler. Stalker’a da hiç girmedim.
şimcik övünmek isterdim ama itiraf etmek gerekirse adam akıllı 2,5 sezon devirdim sadece. direkt finale atladım ondan sonra. ama istediğim gibi ilerleseydi onu da yapardım o konuda yetenekliyim. zamanında az yapmışlığım yoktur. hele bi işlerim yoluna girsin daha ne eski dizilerin altını şenlendireceğim siz bekleyin hele
@meorman: Bayram tatili ve haftasonları rulz. (accık da sabah erken kalkmalar)
Haa bi de her yeniyi denemeye alıp beğenirsem biriktirdiğim çok. Hafta hafta gitmiyor çoğu dizi.
Ben yenilerden sadece How to get away with murder’ı izliyorum. Başka hiç bir şeye girişmedim gözüme kestirdiklerimin hepsinin reytingleri yerlerde sürünüyor. Birde ulusal yayın yapanlardan dram olarak sadece TVD başladı bende, gerisi hep komedi baya boş bir zaman geçiriyorum açıkçası. Ben sezonu 20 küsür olan dram dizilerinin hepsine 2-3 kere düşündükten sonra başlıyorum. Kesin sıkılıyorum çünkü dizi eğer tempo düşürürse.
da vinci bende de gitmiyor, ittir kaktır… izleme konusunda @dkamoyla benziyoruz… iki saat erken kalktım bugün ray donovan’ın sezon finalini yaptım mesela…
bazen de kızıyorum kendime, zamanın değerini bilmiyorum diye;bknz: parenthood 4 sezon seyretmenin ne alemi var…
ben de yazın çok zor izlemiştim onu 40 dakika olsa belkide hiç sıkmıcak ama ilk iki sezon zor geçti artık 3.sezonu güncel izleyince nasıl olacak bakalım o zamanda sıkılırsam benden de elveda.
Ben şahsen ilk sezonuna göre çok daha rahat izledim. 2. sezon benim için ilkine göre daha rahat aktı.
Aynen ikinci sezon daha iyiydi ama yinede çok akıcı değildi bana göre.bi 40 dk olsa akıcı olur yalnız
Şu zamana kadar hep hafta hafta ilerlediğim ve izlemesi hiç zor olmayan bir diziydi bana göre.
nihayet sezon devrildi… 2. sezon neredeyse syfy dizisi gibiydi… bilim/kugu dalında kim aday gösterse şaşırmam…
sanıyorum 3. sezonda Cem’i de göreceğiz.. o yüzden tarihe bu kadar takılmayın…
sezon finaliyse; top 5 sezon finallerimdendi…
3.sezon ne zaman başlayacak ya? 16 haziran diye biliyordum yanılmışım diziyle hakkında bilgisi olan var mı?