La Casa De Papel || Darphane Soygunu
238 yorum ozgun14 25 Aralık 2017 09:02
Ortada çalınan bir şey yoksa, bu yine de soygun sayılır mı?
Kusursuz bir soygun planı için ne kadar süre gerekir? Birkaç gün, birkaç hafta, aylar belki de… Peki bir soygun planının altüst olması için ne kadar süre gerekir?
Bir İspanyol TV kanalı olan Antena 3‘te yayınlanan La Casa De Papel isimli soygun dizisini tanıtacağım size. 2 Mayıs 2017’de başlayan dizi ilk 9 bölümünü ilkbaharda, son 6 bölümünü sonbaharda yayınlayarak 23 Kasım 2017’de sona erdi. Dizinin yaratıcısı Álex Pina. Bölüm süreleri 70-80 dk civarı olan ve toplam 15 bölümden oluşan bu dizinin benim radarıma nasıl girdiğine gelirsek; cevap olarak Netflix diyebilirim. Birçok ülkede yayın haklarını satın alan Netflix, birinci kısmı biraz modifiye edip süreleri Amerika standartlarına çekerek 13 bölüm olarak Aralık’ta yayınladı. İkinci kısmın da yakın zamanda Netflix’e geçeceğine şüphem yok. Neymiş bu dizinin konusu derseniz aşağıya buyurun:
Ama öncesinde tabii ki her zamanki gibi intro parçasını paylaşacağım sizinle. Videosunu bulamadığımdan sadece dinlemekten kendimi alıkoyamadığım müziğini paylaşıyorum.
Profesör lakaplı gizemli bir adam yüzyılın soygununu yapma hayaliyle işe koyulur. İnce eleyip sık dokuyan Profesör ülkenin dört bir yanından kendi alanlarında isim yapmış adamlardan oluşan bir ekip toparlar. Kusursuz bir plan hazırlığı için kafasında beş ay belirlemiştir. Bu beş ayı eve kapanarak, her ihtimali düşünerek ek planlar yaparak geçirirler. Süre dolduğunda ellerinde kusursuz diyebilecekleri bir plan olsa da unuttukları bir şey vardır. Bir soygunun başarıyla sonuçlanması için en az plan kadar ekip de kusursuz olmalıdır.
Soygunun içeriğine ve plana dair fazla bilgi verip de ispiyon sınırlarını aşmak istemediğinden konuyu burada bitireyim ve üç daldan karakterleri kısa kısa tanıtayım.
Soyguncular
Tokyo: Zorlu, kural tanımaz, empati yoksunu. Bir aşk mağduru. Ya da faili mi demeli. 15 kusursuz soygunun ardından nihai son gelir. Aşkla işi karıştırmak hiçbir zaman iyi sonuçlanmamıştır zaten. Sevdiğinin ölü bedenini kanlar içinde olay yerinde bırakıp gider. Onun için hayat sona erdi sanırken aslında yeni başlamaktadır.
Berlin: Darphane soygununun içerideki beyni. Hakkında 27 soygundan tutuklama kararı var. Kuyumcular, müzayedeler, zırhlı araçlar… En büyük başarısı Paris, Şanzelize Caddesinde 434 elmas. Yüksek yaşam standartlarını korumak için bu işlere bulaşmış. Eskiye dönmeye hiç niyeti yok. Adeta havuzda bir köpek balığı. Onunla yüzmesine yüzersin ama yanından sağ çıkamazsın.
Moskova: Asturias’ta maden kazarak geçimini sağlıyormuş zamanında. Silikozis ve astım yüzünden işinden olunca biraz daha derine kazmaya karar vermiş. Sonra biraz daha… 6 kürkçü, 3 saatçi, bir de Aviles Kredi Birliği’nin kasasını boşaltmış. Termal kesici de dahil kullanamadığı endüstriyel alet, açamayacağı kilit yok.
Denver: Moskova’nın oğlu. Uyuşturucu, kırık dişler, kırık kaburgalar… Bar kavgalarının kralı. Düz, fevri, öfkeli… Kusursuz bir soygun için tam bir saatli bomba.
Rio: Bilgisayarın Mozart’ı. Altı yaşından beri kod yazıyor. Hayatı hackerlık ve kodlamalarla geçmiş. Alarmlar ve elektronikle ilgili bilmediği bir şey yok. Sorun ise aksine hayattaki diğer şeyler hakkında hiçbir fikrinin olmaması. Yaşı çok genç, duygusal kararlar almaya yatkın.
Oslo ve Helsinki: En kusursuz planda bile ne olur ne olmaz kaba kuvvet lazım olur. Bu görev için de 2 Sırp’tan alası mı bulunur? Kafadan eksik olan kısmı gövdeden kapatarak ekibin kas gücü pozisyonundalar.
Nairobi: Zorlu bir çocukluk geçirmiş olmasına rağmen hala umutsuz bir iyimser. 13 yaşından beri sahtecilik işinde. Ekibin kalite kontrol amiri. Fazlasıyla dengesiz bir o kadar da eğlenceli.
Profesör: Darphane soygununun asıl beyni. Dışarıdaki yürütücüsü. Hem içeriyle hem de polislerle sürekli iletişim halinde. Sabıka kaydı yok. Kimliğini 19 yaşından beri yenilememiş. Adeta bir hayalet. Ama çok akıllı bir hayalet.
Polisler
Raquel: Darphane Soygunu dosyasının başındaki dedektif. Bir yandan özel hayatındaki problemlerle uğraşırken bir yandan da davayı hatasız şekilde yürütmek zorunda.
Angel: Raquel’in ortağı. Daha önce de birçok davada birlikte görev almışlar. Birbirlerini ve tarzlarını iyi tanıyorlar.
Prieto: Özel Harekat Birimi’nin başı. Rehinelerden birinin önemli biri olduğunun farkına varılmasıyla hem davaya hem de yerel polisle fikir çatışmalarına dahil oluyorlar.
Rehineler
Monica: Evli patronuyla ilişkisi olan ve patronundan hamile kalan bir kadın. Darphanede yüksek bir pozisyonda çalışıyor.
Arturo: Darphanenin başındaki kişi. Kendisini iyi patron, iyi bir koca, iyi bir sevgili olarak görse de soygunla birlikte gerçek yüzünü göstermeye başlıyor.
Alison: İngiliz büyükelçisinin soygun sırasında darphane okul gezisinde olan kızı. Kendisine o an sorsanız rehin konumunda olduğu soygundan çok daha büyük dertleri var.
Pablo: Alison’la yakınlaşmaya çalışan bir okul arkadaşı. Okulun gözdesi, spor takımının kaptanı, kendini beğenmiş bir çocuk.
Hayli tempolu başlayan ve başladığı gibi de devam eden dizi, sürprizli bölüm sonlarıyla kendisini art arda izletmeyi başarıyor. Karakterlerin çoğunu bana sevdirmeyi başardı. Oyunculuklar için çoğu alternatif dizide olduğu gibi bunda da sağlıklı bir yorum yapamayacağım. Bana batan bir şey olmadı en azından. Konunun gidişatına kendimi kaptırdığımdan ara verebilmem için ilk yarıyı tamamlamam gerekti. İkinci yarı için nasıl bekleyeceğim onu ben de bilmiyorum. Umarım Netflix elini çabuk tutar ya da İspanyol altyazarlar elini taşın altına sokar.
Neyse diziye dönersek soygun planı sezona yayılmış durumda ve planın ayrıntıları parça parça hikayenin ilerlemesiyle seyirciye veriliyor. Tamam planı anladım dediğiniz an başka katmanlar gün yüzüne çıkıyor. Sezon konu itibarıyla çok kısa bir zaman aralığını geniş geniş anlattığından ara ara giren saat bilgileriyle zamansal soru işaretlerini önlüyor. Bölümlerin içine serpiştirdiği geçmişten sahnelerle de direkt soygunla tanıştığımız karakterleri derinleştirmeyi başarıyor. Ayrıca bölüm içinde karakterlerden dış seslerle yakın geleceğe dair yapılan kısa yorumlarla da merak unsurunu tetiklemede iyi iş çıkarıyor.
Karşılıklı hamlelerin öngörülmesi ve buna karşılık hamleler yapılması üzerine bir gidişat olduğunu söyleyebilirim kafanızda canlanması açısından. Takip etmesi keyifli bir kedi fare oyunu izliyoruz. Sonunun nasıl bittiğine dair bir ispiyon yememeyi başardım ve gerçekten hikaye nasıl sonlanacak çok merak ediyorum.
İspanya’nın en başarılı dizilerinden biri olarak görülen dizi birçok ödüle de layık görülmüş. Oldukça iyi eleştiriler alan dizinin kapalı sonla bittiği ve muhtemelen ikinci sezonunun olmayacağı düşünülüyor. İzleyenlerin yorumları da aynı şekilde. Yani gönül rahatlığıyla girişebilirsiniz.
Tanıtım filmini buradan yani Netflix resmi sayfasından Türkçe altyazılı olarak izleyebilirsiniz. Dizinin kendisini de Netflix dışında izleyebileceğiniz çok bir yer yok. 9 bölümlük İspanyol versiyonunu bulursanız edinmeye çabalamayın uygun altyazı İspanyolca dışında hiçbir dilde mevcut değil.
yorumlar
Poster
En büyük hatam dizinin ismini twitter’da sessize alınan kelimeler listesine eklememek oldu. Hem konusu hem de isminin popülerliği yüzünden ülkemizde o kadar muhabbeti döndü ki izlemeden önce beklentim acayip yükseldi. Sırf bu yüzden 1.sezonda istediğim zevki alamamıştım. Neyse ki araya zaman girince tekrardan başladım diziye, sakince izleyebildim. 2.sezon ile biraz daha ısınabildim diziye.
Bazı mantık hataları çok barizdi ama ana hikayeyi olabildiğince sağlam tuttukları sürece bunlara şikayet eden biri değilim, diğer diziler için de geçerli bu. O yüzden mesela 1.sezon finalindeki bazı gariplikleri umursamadım. Yine de 2 sezondur dizide beni sinir eden bir karakter vardı o da Tokyo tabii ki. Bir yerden sonra iyice nefret ettim karakteri izlerken. Her bölüm profesörün mükemmel planı anlatılırken iyi de ekibe niye ala ala bunu aldınız diye sorup durdum. Hala aklım almıyor, anlatıcı olarak onunla devam etmeleri daha da sinir bozucu oldu.
En rahatsız olduğum anlardan biri de
O mükemmel Bella Ciao sahnesinden sonra farklı yerlere giderler belki demiştim. 8.bölümde Avrupa Merkez Bankasının konusunu açtılar ama olaya daha derinlemesine girmemeleri şaşırttı. Son bölümler de tatmin ediciydi. Güzel bir kapanış yaptılar ama dizinin niye devam ettiğini de çok iyi anlayabiliyorum. Bu kadar popülariteden sonra Netflix tabii ki kolay kolay bırakmaz. Dizideki aktörler de dünya çapındaki ilgiye şaşıp kalmışlardır, böyle hikayeleri seviyorum aslında.
Son olarak da Berlin’den bahsetmek gerek. Ara ara sapık hareketleriyle beni tedirgin etse de izlemesi acayip keyifli bir karakterdi. Pedro Alonso oynadığı her sahnede parladı resmen. Benim için unutulmayacak villain performanslarından biriydi, dizinin de en iyi kısmıydı benim için. Tahmin ediyordum ama
Zorlama bir 3.sezon olacağı kesindi zaten ama olabilecek en iyi şekilde dönmüşler. Tokyo ve Rio’nun aptallıklarını izleyesim yok ama Netflix faktörüyle neler yapacaklar merak ediyorum.
Bölüm başlangıcı acayip güldürdü, lan Arturo helal olsun ekmeğini çıkartmışsın yine.
Son sahne güzeldi
Bi an ciddi ciddi Lizbon’u öldürdüler sanmistim, iyiki öldürmediler. Onsuz olmaz.
20 gün bile kalmadı bence makul, bir de bizi düşün.
Itziar Ituno (Müfettiş Raquel Murillo), korona pozitif.
Part 4 | Official Teaser
4. Kısım | Tanıtım Fragmanı
La Casa de Papel: Fenomen (03/04/2020)
“La Casa De Papel”in başarı öyküsünü konu alan film, dizinin kahramanları profesör ve sevimli hırsızların nasıl dünyayı kasıp kavurduklarını anlatıyor.
3. sezonu bitirdim. Öncelikle bu sezonu bu kadar geç izlememe vesile olan @dkamoy ve diğer arkadaşlara teşekkür ederim, harbiden ne kadar pis bitebilir ki diyordum kendi kendime, kafamdakinin de ötesinde bir şey oldu. İyi ki bu kadar bekletmişim, hemen izlememişim. Şimdi bile düşünüyorum 7 gün 7 saat 58 dakika nasıl geçecek diye Şimdi asıl 4 te çok pis yerde kalırsa napacağım onu da düşünüyorum. Direk girerim herhalde 4’e de fazla bekletmem.
Sezona gelecek olursa beklediğimden daha iyi bir sezon oldu kesinlikle. Ben böyle belli kaliteye ulaşmış ve konusunu bitirmiş gözüken yapımların sezonlarca sürmesine karşıyım ama bunu yapıyorlarsa hakkını verirlerse karşı olmam kesinlikle ve bunlar da vermiş hakikaten. Böyle orjinal sezonlarla geldikleri sürece 10 sezon sürsün gıkım çıkmaz.
Rio ve Tokyo yu kafa kafaya vurmak istedim bu sezon.
Raquel ölseydi çok üzülürdüm gerçekten, sonda bir görünce oh çektim.
Sierra harbiden bu diziye yakıştı, çok çekici bir kadın ama nefret ediyorum.
Palermo yu da gayet sevdim ben, eğlenceli bir karakter. Neden ilk soygunda yer almadı onu merak ediyorum mesela?
Aslında ben daha önce başka yerlerde Berlin ölmedi de onu kurtarmak için soygun yapacaklar gibi okumuştum oysa gerçekten öldürmüşler ve o kişi Berlin değil de Rio olmuş. Fakat Berlin in sahnelerini de iyi yedirmişler diziye. Ah ah büyük eksiklik onun güncelde olmaması.
Bir de daha önce görmüştüm ama unutmuşum futbolcu Neymar da bu sezona konuk olmuş, şaşırdım bi, muhabbetleri güzeldi.
7-8 gün sonra görüşürüz
Poster
Kaldığı yerden olduğu gibi devam ediyor gibi ilk ikiye bakarsak.
Yarısı bitti en azından, kalanını ayrı düşünürüm. Hoşuma giden şeyler de var gitmeyen bazı şeyler de. Tek isteğim bu soygunun da bu sezon sonunda tamamlanması.
ben burada bırakmayı planlıyordum yazıklar olsun
@ozgun14 ? bitirmemiş daha aytackara.
girmeyi düşünene varsa diye sonunun açık olduğunu duyunca yazayım dedim belki başkası girmek istemez diye.
5. sezonu hazırlamayı planladıklarını biliyorduk zaten. Sürpriz bir durum olmaz.
Bence bana ayıp oldu.
Ekibin iç hesaplaması sinirimi bozuyor tam da bu yüzden. Anca sezon finali zamanında birlik olacaklar bu gidişle. Ona da zahmet edebilirlerse.
@ozgun14 haaa tamam. kim dedi sonu açık diye? ben onu kaçırmışım.
Çok güzel bir kapaktı, tebrik ediyorum. Bu bölümde altı bölüm boyunca dağıttıklarını topladılar gibi bir şey oldu.
Bayağı bir toparlayarak bitirdiler ama soygun macerasını bitirmeden gittiler, üçüncünün finali ‘kadar’ açık olmasa da gelecek sezonda da devam…
Geçen sezonun beğendiğim tarafları biraz daha fazlaydı diye düşünüyorum. Bu sezon da kötü değildi. Ama ilk kısmı sinir bozucu veya hafifti. İkinci yarıda vites artırdılar, aldığım zevk de arttı. Kapanıştan sonrası için de elbet vardır planları.
Denver’ın eski ortağının kadın haliyle ortaya çıkıp bir de rehinelerden birisi olmasına biraz güldüm. Palermo’nun Berlin’e aşık çıkmasına da. Karakterler arası ilişkiler aslında pembe dizi tadında. Nairobi’nin Profesör’e tüp bebeği kabul ettirdiği kısımda da güldüm. İki dakika sonra Nairobi ölünce hoş olmadı tabii.
Bir de tüm plan tıkır tıkır devam ederken Sierra köstebeği fark ettiği için “Bakalım nerede arıza çıkacak,” diye beklediğim doğrudur. O da kadının Profesör’ü bulmasıymış. Sierra’nın da aranıyor olması ve hamileliliği bir avantaj ama durum her türlü karışık. Neyse.
Bu da böyleydi. İyi ki 4+4 izlerim diye düşündüm, bir de maraton yapayım diye otursaydım acaba ne olacaktı.
4×08
Son iki bölümü olmasa kepaze bir sezon olacaktı ama yine de yeterli olmadığını düşünüyorum. Hikaye sırf uzasın diye bir oraya bir buraya gereksizce çekilmeye devam ediyor. Zaten asla 8 bölümlük bir malzeme yok. Ha şu vakitlerde izlenir mi izlenir ama pek bir beklentiniz olmasın.
— 4. sezon —
Sakız gibi uzamış aksiyon pornosu tadında bir sezon izledik. İzlemez olaydık.
— 4. sezon —
ben zaten buna 3. sezonda sağlam küfür etmiştim… direniş, eşitlik çav belladan country müzikten tut, slow müziğe kadar dizinin tüm ruhunu öldüren müzikale dönmüştü…. 4? peh…
ben 3te o kadar sızlanmamıştım ama 4te bu mevzu kapanır nasıl olsa kafasındaydım. bu kadar uzamayacak bir soygunu saçma sapan muhabbetlerle 2 sezon daha uzatacaklarsa yazıklar olsun. izledim yine ama bir kısmını atlaya atlaya izledim. her sezon karakterler biraz daha mala bağlıyor. en sonunda bunu da ilk sezonuyla saklayacağım ben sanırım.
4. sezonu 3 güne yayarak izledim. Sonunun açıkta kalmasını beklemiyordum ama buradaki yorumları okuduktan sonra zaten öyle olmayacağını bilerek izlemem hayal kırıklığımı azalttı. Yani ilk 3 sezonun altında bir sezon oldu ve 5’i çekmek için uzattıklarını belli ettiler çok fakat ben bu sezonu da severek izledim. Bazı yönleri de sinir bozucuydu izlerken ama diziyi aman aman gömmek istemiyorum. 5’te de konuyu toparlayıp bitirirlerse çokta güzel olur. 6 olacaksa da başka bir soygun falan olsun yani.
Şimdi profesör güvende değil ama Sierra psikopat bir kişilik olduğu için hemen polisi arayacağını düşünmüyorum.
Gelecek sezonda görüşürüz.
Soru: Helsinki olmak istemeseydin hangi şehir olmak isterdin?
Darko Peric: İstanbul.”
Netflix Türkiye: İstanbul, bir şehirden daha fazlası! Ve sen buraya çok yakışırdın Helsinki
Ekrem İmamoğlu: Helsinki haklı
Spin-off söylentisi.
++Miguel Ángel Silvestre (Sense8) ve Patrick Criado.
5 son olacakmış. tam son 2yi silsem mi arşivden diyordum ama bekleyelim madem.
5.sezonun son sezon olması mantıklı karar; şimdiye dek büyük ölçüde güzel uzattılar ama bundan gayrı uzamaz zaten. Umarız güzel bir sezon ve final olur
Netflix dizin Kore versiyonu yapacak.
@aytackara dün aklıma geldi. Bunlar kore versiyonu yaptırıyorlar acaba Türk versiyonu da yaptırlar mı?
Bu ülkede? Tabii…
@aytackara birebir aynısı olmazına da gerek Yok ana temayı ve karakterler alırlar bambaşka olaylar yazarlar ne olacak. Cav Bela falan çalmalar da gerek Yok. Başka bir şey çalarlar.
Bizim ülkede resmi ya da değil istedikten sonra tabii ki her şey uyarlanır. Konu o değil.
Diyelim uyarladılar. “Devleti” soyAmayacaklarına göre darphane ya da Merkez Bankası olmaz. Özel banka ya da pis işlere bulaşmış çok zengin birini kullanırlar. Hatta soyguna katılanların özel hayatlarına, paraya ihtiyaç duymalarına da bağlanabilir. E bu durumda “sistem” eleştirisi gitti. Çav Bella’yı sadece müziği güzel diye çalmıyorlar sonuçta.
Halkın sömürülmesi, fazla abartmadan teşkilat yozlaşması ve basın özgürlüğü falan anlatabilirler. Böyle olunca Ocean’s Eleven ya da Leverage uyarlamış gibi bir şey oluruz. Shameless’ın Bizim Hikaye diye uyarlanmasına benzer.
@aytackara dediklerin katılıyorum ama ortada senin de dediğin gibi Shameless ve Bizim Hikaye gerçeği var devlet eleştirisi zaten yapamazlar.
Çekmeyi bitirmişler.
“La Hay De Maske” diye komedi versiyonunu çekiyormuş bizimkiler.
“Bakanlıktan alınan özel izinle birlikte La Hay De Maske’nin çekimlerine başlandı. Filmin oyuncu kadrosunda Ayhan Taş, Burak Satıbol, Nuri Alço, Tuğba Özay, Serhat Bahadır, Hüseyin Elmalıpınar, Ekin Ataizi, Yakup Akar ve Latif Doğan yer alacak. Filmdeki karakterler adını, İzmir, İstanbul, Sivas, Yozgat gibi şehirlerden alacaklar.”
@aytackara yasal hakların almışlar mı netflix ile davalık olmasınlar.
Birazcık akılları varsa almışlardır ama emin değilim. Bütçenin en az yarısı da o durumda telife gider zaten.
Magnum ve Netflix Türkiye bu diziyi de içine katarak bir iş birliğine gitmişler gibi duruyor. Yakında reklamı yayınladıklarında detayı anlaşılır.
bu dizin oyuncular ne kadar da popüler oldular ya tokyo Snake Eyes da yer alacak. Alvaro Morte da The Wheel of Time oynayacakmış.
5. Kısım | Tarih Duyrusu
Magnum x La Casa de Papel (ile Haz Peşinde bir Macera)
* “La Casa De Papel Kaçış Kitabı” diye bir kitap çıkarmışlar geçen ay. Jero Lamarca diye biri Profesör’den son bir oyun için teklif alıyor güya.
* Peaky Blinders’tan da kitap gelmiş. Billy Kimber karakteri üzerine kurulu.
* The One dizisinin uyarlandığı kitap da dizi sonrası yeni baskıya girmiş.
Fragman, 2 Ağustos‘ta.
Vol.1 Fragman
Poster
Bir sürü karakter posteri