Sky Atlantic kanalının 2014 yılında izleyici ile buluşturduğu bir mini dizi ile karşınızdayız: Fleming: The Man Who Would Be Bond

James Bond romanlarının yazarı Ian Fleming‘in hayatından uyarlama 44’er dakikalık 4 bölümden oluşan bir mini dizi Fleming: The Man Who Would Be Bond. Fleming’in 2. Dünya Savaşı yıllarındaki aşk ve iş hayatını anlatıyor. Karmaşık bir aşk hikayesini merkezine alıyor.

Biyografi türündeki romantik dramanın yönetmenliğini Mat Whitecross üstlenmiş. Senaristliğini ise John Brownlow ve Don MacPherson yapmış. Yapımcıları arasında Robert BernsteinHuw Kennair-JonesMichael Parke ve Douglas Rae gibi isimler var.

Savaştan önce hovarda bir mirasyedi olan Ian Fleming, 1. Dünya Savaşı patlak verince tıpkı babası ve erkek kardeşi gibi orduya katılmaya karar verir. Aslında ordudan pek haz etmeyen Fleming, kendisine nispeten daha uygun bulduğu orduya bağlı bir istihbarat biriminde çalışmaya başlar. Lakayıt tavırları devam etse de zamanla işini sevmeye başlar. Bu arada çapkınlığı ve aşk hayatı da hareketli bir şekilde devam etmektedir.

Ian Fleming karakterine Preacher dizisinden aşina olduğumuz Dominic Cooper hayat veriyor.

Fleming’in ilk gördüğü andan itibaren kalbini titreten, kocası orduda görev yapan varlıklı bir kadın olan, aynı zamanda kendinden yaşça büyük zengin bir sevgilisi de bulunan, oyun oynamayı seven, baştan çıkarıcı bir kadın olan Ann O’Neill karakterinde Da Vinci’s Demons dizisinden tanıdığımız Lara Pulver‘ı izleme fırsatı yakalıyoruz.

Fleming’e gönlünü kaptıran ve Fleming’in de ilgisini çekmeyi başaran hayat dolu, genç ve güzel bir kadın olan Muriel Wright karakterini Peaky Blinders’tan aşina olduğumuz Annabelle Wallis canlandırıyor.

Fleming’in çalıştığı istihbarat biriminin Fleming’e karşı müsamahakar davranan amiri John Godfrey karakterinde Mr Selfridge dizisinden tanıdığımız Samuel West karşımıza çıkıyor.

Godfrey’in sekreteri olarak görev yapan ve Fleming’in kafasının uyuştuğu sempatik bir iş arkadaşı olarak karşımıza çıkan Monday karakterine Fortysomething ve New Blood dizilerinden tanıdığımız Anna Chancellor hayat veriyor.

Ian Flemin’in annesi Evelyn Fleming rolünde Harlots ve Mum dizilerinden tanıdığımız Lesley Manville karşımıza çıkıyor.

Bunların dışında Ann’in yakın arkadaşı ve Fleming’in de camiadan tanıdığı bir kadın olan Loelia rolünde Rome’dan anımsanabilecek Camilla Rutherford‘u, Ian Fleming’in kardeşi Peter Fleming rolünde The Man in the High Castle dizisinden tanıdığımız Rupert Evans‘ı ve Ann’in zengin aşığı Esmond Rothermere rolünde The Crown, Poldark ve Preacher gibi dizilerden aşina olduğumuz Pip Torrens‘i izleme fırsatı yakalıyoruz dizide.

İlk bölümünü epey sevdiğim, diğer bölümlerini ise ilk bölüm kadar sevemediğim vasat sayılabilecek bir dizi oldu benim açımdan Fleming: The Man Who Would Be Bond. Fleming’in aşk hayatını izlemesi keyifliydi ama iş hayatı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

Dizide izlemekten en çok keyif aldığım isim daha önce hiçbir yerde izlemediğim Lara Pulver oldu. Dominic Cooper, Anna Chancellor ve Annabelle Wallis’i görmek de güzeldi elbette.

Çok kaliteli bir şey beklememekle birlikte konu ve oyuncu kadrosu ilginizi çekiyorsa bir deneyebilirsiniz.

Fragman:

Röportajlı Fragman: